Yüksek İdare Mahkemesi Numara 92/2000 Dava No 17/2001 Karar Tarihi 08.08.2001
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 92/2000 Dava No 17/2001 Karar Tarihi 08.08.2001
Numara: 92/2000
Dava No: 17/2001
Taraflar: Mehmet S. Uğraşın ile Bakanlar Kurulu ve diğerleri
Konu: Kamulaştırma kararının iptali-Ara emri-Hak düşürücü süre
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 08.08.2001

-D.17/2001 YİM 92/2000

Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. maddesi Hakkında.

Yargıç Seyit A. Bensen Huzurunda.


Davacı: Mehmet S. Uğraşın, Gönyeli, Lefkoşa

- ile -

Davalı: 1. KKTC. Ba-kanlar Kurulu vasıtasıyle KKTC.,Lefkoşa
2. Çalışma, İskân ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,
İskân Şube Amirliği vasıtasıyle KKTC., Lefkoşa
3. Çalışma, İskân ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İskân
Encümeni Başkanlığı vas-ıtasıyle KKTC., Lefkoşa

Arasında.

Davacı namına: Davacı bizzat
Davalılar namına: Kıdemli Savcı Behiç Öztürk.

------------------------


K A R A R

Davacı 30.5.2000 tarihinde dosyalad-ığı bu dava ile:
(1). Bakanlar Kurulunun Doğancı'da Pafta/Plan XIX/53
parsel 212/2/1 sayılı taşınmaz malı kamulaştırdığına ilişkin kararının iptal edilmesi ve/veya hiç doğmamış ve/veya ölü doğmuş olduğunun ilan edilmesi;
(2). Davalı No.2 ve/veya D-avalı No.3'ün 16. kaynak
paketinde 17097 sıra no'su ile ilan edilmiş olan Pafta/Plan XIX/53 parsel 212/2/1 sayılı taşınmaz mala ilişkin 14.7.1992 tarih ve 2889 sıra no'lu Davacı dilekçesine olumlu ve/veya olumsuz bir yanıt vermemesinin yapılmaması gereke-n bir ihmal olduğuna karar vermesini Mahkemeden talep etmiştir.

Davacı 26.9.2000 tarihinde dosyaladığı tek taraflı istida ile:
Bakanlar Kurulu'nun Doğancı'da Pafta/Plan XIX/53 Parsel 212/2/1 sayılı taşınmaz mala ilişkin kamulaştırma kararının yürürl-üğünün durdurulmasına ilişkin bir karar;
Doğancı'da Pafta/Plan XIX/53 Parsel 212/2/1 sayılı taşınmaz mala Doğancı sakini Tarkan Atakan'ın ve/veya aile efradının ve/veya ajanlarının müdahale etmemeleri ve/veya girmemeleri hususunda bir emir;
Davalı idare ve-/veya ajanları tarafından Doğancı'da Pafta/Plan XIX/53 Parsel 212/2/1 sayılı taşınmaz malla ilgili herhangi bir parselleme ve/veya arsa tahsisi ve/veya inşaat ruhsatı ve/veya inşaat kararı verilmemesi ve herhangi bir işlem veya eylem yapmamaları hususunda -bir emir talep etmiştir.

Davacı istidaya ekli yemin varakasında, diğer şeyler meyanında, Doğancı'da Pafta/Plan XIX/53 parsel 212/2/1 sayılı taşınmaz malın 16. kaynak paketinde 17097 sıra numarası ile ilân edildiğini, annesi, babası, kızkardeşi ve kendi -puanlarıyla bu kaynağa müracaat ettiğini, bu kaynağa tek müracaatcı olduklarını, takriben Mayıs 2000 tarihinde parsel içinde başlayan ölçme ve işaretleme eylemleri üzerine 30 Mayıs 2000 tarihinde 92/2000 sayılı dava ile Yüksek İdare Mahkemesine başvurduğun-u, 24 Eylül 2000 Pazar günü Tarkan Atakan isimli bir yurttaşa bağlı ekiplerin daha önceden kazılmış çukurlara beton döktüğünün gözlemlenmesi üzerine bu ara emri başvurusunu dosyaladığını, talep edilen ara emrinin verilmemesi durumunda telâfisi imkânsız ve/-veya çok güç zarar ziyana uğrayacağını, bu başvuruda haklı olduğuna ve sağlam bir dava sebebinin bulunduğuna inandığını belirtmiştir.

Tek taraflı müracaat üzerine ara emri verilmesini uygun bulmayan Mahkeme, istidanın Davalılara tebliğ edilmesini emretti- ve istidayı 4.10.2000 tarihine erteledi. Ara emri istidası safhasında Davalıları temsil eden Savcının müracaatı üzerine kırsal kesimde yaşayıp da konutu olmayan ve sosyal konut yasası uyarınca hak sahibi olan 24 kişi İlgili Kişi olarak ara emri istidasına- ve davaya dahil edildiler.

Davalılar 16.1.2001 tarihinde Davacının istidasına bir itirazname dosyaladılar. Davalı No.2'nin Hukuk İşleri Amiri Necibe Üstün tarafından yapılan itiraznameye ekli 16.1.2001 tarihli yemin varakasında, diğer şeyler meyanında, -dört ön itiraz ileri sürülmüştür.

1. Ön İtiraz, özetle, 16. kaynak paketinde 17097 sıra numarasında ilan edilen dava konusu taşınmaz mala Davacının, babası, annesi ve kızkardeşi ile birlikte müracaat ettiğini, Davacının babası, annesi ve kızkardeşinin bu- davada Davacı olmayıp, dava konusu mal hakkında herhangi bir talebi olmadığını, Davacının dava konusu taşınmaz malı tek başına talep etmeye yetecek puanı mevcut olmadığını, bu nedenle haklı ve ciddi bir dava sebebi olmadığı gibi dava konusu kaynak paketin-e birlikte müracaat eden diğer kişilerin Davacı olmamaları nedeni ile bu davada meşru menfaatleri olmadığını, bu gerekçelerle ara emri istidasının reddini talep etmiştir.

2. Ön İtiraz , özetle, Davacı dava konusu kararlar hakkında babasının yetkili vekil-i sıffatıyle YİM 180/96 sayılı davayı dosyaladığını ve mezkûr davanın 29.1.1999 tarihinde geri çekildiğini, bu istidayı konu dava 75 günlük hak düşürücü süre aşıldıktan sonra dosyaladığı cihetle daha ileri gitmeden istidanın reddedilmesi gerektiğini iddia -etti.

3. Ön İtiraz, özetle, dava konusu taşınmaz mal Davacının yasal ve fiili tasarrufunda olmadığından, kırsal kesimde yaşayan hak sahibi kişilere verilmek için kırsal kesim arsaları şeklinde bölünüp kişilere dağıtılması nedeniyle Davacının telâfisi müm-kün olmayan ve/veya geriye dönüşü imkânsız herhangi bir zarar ziyana uğramasının mümkün olmadığından ara emri istidasının reddini talep etti.

4. Ön İtiraz, özetle, Davacı dava konusu taşınmazın kırsal kesim arsası olarak ayrıldıktan sonra İlgili Şahıslar-a hak sahibi olarak verilmesi karar ve/veya işlemlerinin iptali dava konusu yapılmamış olup konu taşınmazın kamulaştırılmasına dair kararı dava konusu yaptığını, bu nedenle bu dava eksik olup davanın sonucu akademik olacağı ve hak sahiplerine arsaların fii-len verilme ve/veya tahsis karar ve/veya işlemleri yürürlükte olduğu cihetle ara emri istidasının reddolunmasını talep etti.

Ayrıca, Davacının yasal olarak ve fiilen tasarufunda olmayan dava konusu taşınmaz malın İlgili Şahıslara fiilen verilmesi işlem v-e kararlarının iptalini dava konusu yapmaması nedeniyle İlgili Şahısların dava konusu taşınmaza müdahale etmemelerini ve/veya girmemelerini talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını, yine ayni gerekçelere binaen Davacının İlgili Şahıslara verilen parseller-le ilgili olarak İdarenin İlgili Şahıslara inşaat ruhsatı verilmemesini talep etmeye hukuken hakkı olmadığını, keza, dava konusu taşınmaz malla ilgili kamulaştırma kararı ve/veya kırsal kesim arsası olarak ayrılarak eşdeğer kaynak olmaktan çıkarılma kararı-nın 1994'de alınmış olup mezkûr taşınmaz mal İlgili Şahıslara kırsal kesim arsası olarak verildiğini ve işlemin tamamlandığını, bu nedenle kamulaştırma kararının yürürlüğünün durdurulması ve/veya arsa tahsisi yapılmasının engellenmesi talebinin hukuken müm-kün olmadığını ileri sürerek istidanın iptalini talep etti.

Dava ve istidaya dahil edilen İlgili Kişilerden herhangi birisi istida ile ilgilenmediği gibi istidaya herhangi bir itiraz da dosyalamadı.

Ara emrinin verilip verilmemesi için yapılan duruşmad-a, Davacı bizzat şahadet vermiş, ayrıca baba, anne ve kızkardeşini de şahadet vermeğe çağırmıştır. Davalılar ise herhangi bir şahit çağırmayıp sadece yemin varakasıyla Davacı ve tanıklarını istintak etmekle yetinmiştir.

İstidanın duruşmasında 5 adet belg-e emare 1-5 olarak Mahkemeye sunulmuştur.

Davacı şahadetinde, özetle yemin varakasındaki olguları tekrarlayarak 401,307 eşdeğer mal puanı, ayrıca 250,000 de mücahit puanının sahibi olduğunu, dava konusu taşınmaz malın 1,014,000 puan değerinde olduğunu, eş-değer ve mücahit puanlarının toplamı dava konusu taşınmaz malı tek başına almağa yeterli olmadığı için babası, annesi ve kızkardeşinin de puanlarını birleştirerek 14.7.1992 tarihinde emare 1 dilekçesinden de görüleceği üzere dava konusu taşınmaz mala hep b-irlikte müracaat ettiklerini, tek müracaatcı oldukları için dava konusu malın kendilerine verilmesi gerektiğini, 1994 yılında alınan kamulaştırma kararını 1996 yılında öğrendiğini ve bunun üzerine babasının vekili olarak YİM 180/96 sayılı davayı açtığını, -kamulaştırmanın durdurulması üzerine 1999 yılında davayı geri çektiğini, 30.5.2000 tarihinde kamulaştırma kararı aleyhine YİM 92/2000 sayılı davayı ikame ettiğini belirtti ve 26.7.2000 tarihinde de İlgili Şahıs olan Tarkan Atakan'ın ev inşaatına başlaması -üzerine işbu ara emri istidasını dosyaladığını, ara emri verilmezse zarar ziyana uğrayacağını çünkü evi yapana tazminat ödemeğe mecbur kalacağını ileri sürdü.

Davacının babası Ali Mehmet ve annesi Nebile Ali Uğraşın vermiş oldukları şahadette bu davada -Davacı olmadıklarını, ancak dava konusu taşınmaz mala oğulları olan Davacı ve kızları ile birlikte müştereken müracaatta bulunduklarını, oğullarının kendilerine ait puanlarını kullanması için tam yetkili olduğunu belirttiler.

Davacının kızkardeşi Fatma A-ytan da vermiş olduğu şahadette, dava konusu taşınmaz mala müracaat etmemekle birlikte Davacının kendisine ait puanları dilediği gibi kullanması için yetki verdiğini belirtti.
Talep edilen ara emrinin verilebilmesi için 3 esas koşulun yerine getirilmesi- gerekir. Birincisi, karara bağlanması gereken konunun ciddi olması, ikincisi, Davacının iddiasında haklı olduğuna dair belirtilerin bulunması ve üçüncüsü, meni müdahale emri verilmezse ileride telâfisi mümkün olmayacak bir zararın doğacağı veya eski durum-a dönüşün çok zorlaşacağı hususlarında Mahkemenin kanaat getirmesi gerekir. Belirtilen koşullardan herhangi birisi hakkında Mahkemenin kanaat getirmemesi halinde talep edilen ara emri verilmez.

Yukarıda belirtilen ana ilkeleri gözönünde tutarak istida, y-emin varakaları ve huzurumdaki şahadeti etraflıca tezekkür ettim. İşbu istida maksatları bakımından olgular özetle şöyledir:

Dava konusu taşınmaz mal, Tapu kayıtlarına göre, Doğancıda, Pafta/Harita XIX/53, parsel 212/2/1 sayılı arsa nitelikli bir arazidi-r. Bu taşınmaz mal İskân Encümeni tarafından 1,014,000 puan karşılığında arsa nitelikli arazi olarak 16. kaynak paketinin 17097 sırasında ilan edilmiştir.

Bir eşdeğer mal alacaklısı olan Davacının 401,307 eşdeğer puanı ile 250,000 mücahit puanı vardır. -Puanları konu kaynak için yeterli olmayan Davacı, babası, annesi ve kızkardeşi ile birlikte müştereken 14.7.1992 tarihinde, sadece yukarıda tarif edilen dava konusu kaynağa müracaat etmiştir. Hemen belirtmek yerinde olur ki, Davacı ve ailesi dışında konu k-aynağı almak için bir talep yoktur. Dava konusu taşınmaz mal emare 3'den de görüleceği üzere 1994 yılında İskân Encümeni kararı ile eşdeğer kaynak olmaktan çıkarılmıştır. Daha sonra Bakanlar Kurulu, 11.5.1994 tarihinde Sosyal Konut Yasasının 9(1) maddesi u-yarınca kırsal kesimde hak sahibi gençlerimize verilmek üzere, diğer taşınmaz mallarla birlikte, dava konusu taşınmaz malın istimlâk edilmesine karar vermiştir. Bu karar 27.5.1994 tarihli Resmi Gazete Ek.IV, sayı 59, sayfa 270'de yayınlanmıştır. Bu karar ı-şığında dava konusu taşınmaz mal arsalara bölünerek İlgili Kişilere kırsal kesim arsası olarak verilmiştir. Şimdi de Davalıların öne sürdükleri ön itirazları inceleyelim.

Davacı dava konusu taşınmaz malın 16. kaynak paketinden çıkarılmasına karar alan İs-kân Encümeni kararının iptalini dava konusu yapmamıştır. İskân Encümeninin paketten çıkarma kararı halen geçerliliğini korumaktadır. Bakanlar Kurulu, İskân Encümeninin kararından sonra dava konusu parseli kırsal kesimde hak sahibi olan gençlere dağıtılmak -üzere kırsal kesim arsası olarak kamulaştırmıştır. İskân Encümeninin kararı yasallığını koruduğu müddetçe Bakanlar Kurulunun kararı geçerlidir. Davacı, İskân Encümeninin kararının iptalini isteyeceğine Bakanlar Kurulunun kamulaştırma kararının iptalini tal-ep etmiştir. Bakanlar Kurulu kararı Davacının herhangi bir hakkını elinden almış değildir. Bu durumda, Davacının ilk nazarda meşru menfaatı olduğunu söylemeğe olanak yoktur kanısındayım.

Bir eşdeğer alacaklısı olan Davacının 401,301 eşdeğer puanı + 250,0-00 mücahit puanı vardır. Dava konusu taşınmaz mal 16. kaynak paketinde 1,014,000 puan değeri ile kaynak olarak ilan edilmiştir. Puanları konu kaynak için yeterli olmayan Davacı, babası, annesi ve kızkardeşi ile birlikte müştereken konu taşınmaz mal için 16-. kaynak paketine, müracaat etmiştir. Konu kaynağın Bakanlar Kurulu kararı ile kamulaştırılması kararına karşı dosyalanan bu davada Davacının babası, annesi ve kızkardeşi Davacı olarak yer almamaktadır. Kendi puanları yeterli olmayan ve bu nedenle babası, -annesi ve kızkardeşi ile birlikte konu kaynağa müracaat eden Davacı konu kaynağın kamulaştırılması kararından tek başına yakınamaz. Kendi puanları yeterli olmayan ve bu nedenle en yakın akrabaları ile birlikte konu kaynağa müracaat eden Davacının Bakanlar -Kurulu'nun kamulaştırma kararından olumsuz etkilenen meşru bir menfaatı olduğu söylenemez.

Davalıların ön itirazlarından birisi davanın zaman aşımına uğradığıdır. Davalılar 2. ön itirazla, Davacının dava konusu kararlar hakkında babasının yetkili vekili -sıffatıyle YİM 180/96 sayılı davayı dosyaladığını ve mezkûr davanın 29.1.1999 tarihinde geri çekildiğini, bu istidaya konu davanın 75 günlük hak düşürücü süre aşıldıktan sonra dosyalandığı cihetle daha ileri gitmeden istidanın reddedilmesi gerektiğini ile-ri sürdüler.

Davacının şahadetinden görüleceği üzere Davacı 1994 yılında alınan kamulaştırma kararını 1996 yılında öğrendiğini ve bunun üzerine babasının vekili olarak YİM 180/96 sayılı davayı açtığını ve bilahare 1999 yılında davayı geri çektiğini ve 3-0.5.2000 tarihinde tek başına kamulaştırma kararı aleyhine YİM 92/2000 sayılı davayı ikâme ettiğini açık, kesin ve şüphe kaldırmayacak bir şekilde şahadetinde belirtmektedir ki bu da Davacıyı o yönde bağlayıcı niteliktedir.

KKTC Anayasası'nın 152(3) madd-esi tahtında Yüksek İdare Mahkemesine başvurulmak istendiğinde, başvuru şikâyet konusu karar veya işlemin yayınlanması tarihinden, yayınlanmadığı takdirde veya bir ihmal halinde, başvuran kişinin bunu öğrendiği tarihten başlayarak 75 gün içinde yapılmalıdı-r. Aksi takdirde, başvuru süre aşımına uğramaktadır.

Bakanlar Kurulunun kamulaştırma kararı emare 2'den de görüleceği üzere 27.5.1994 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanmıştır. Bu durumda Anayasanın 152(3) maddesinde öngörülen 75 günlük sürenin yayın tarih-inden başlaması gerekmektedir. Bu tarihten davanın dosyalandığı 30.5.2000 tarihine değin 75 günlük süre ise çoktan geçmiştir. Keza, Davacı kendi şahadetinde Bakanlar Kurulunun 1994 yılında almış olduğu kamulaştırma kararını 1996 yılında öğrenmesine rağmen -davayı hak düşürücü süreden çok sonra dosyalamıştır. Bu böyle olduğuna göre esas dava 30.5.2000 tarihinde dosyalanmış olduğundan Anayasanın emredici 75 günlük hak düşürücü süresi çoktan geçirilmiş bulunmaktadır.

Yukarıda belirtilen hususlar ışığında, Dava-cı, ilk nazarda ciddi bir dava sebebi olduğu hususunda, beni tatmin etmiş değildir. Dava sebebi yokluğunda Davacının iddialarında haklı olduğuna ilişkin belirtilerin bulunduğu da görülmemektedir.

Davacı tarafından talep edilen emrin verilmemesi halinde i-leride telâfisi mümkün olmayacak bir zararın doğacağı veya eski duruma dönüşün çok zor olacağı iddiasına gelince; yemin varakasında talep edilen ara emri verilmediği takdirde Davacının telâfisi imkânsız veya geriye dönüşü mümkün olmayan bir zarara uğrayaca-ğı belirtilmekle beraber ne gibi bir zarara uğrayacağı hakkında herhangi bir ayrıntı yoktur. Dava, Davacı lehine sonuçlandığı takdirde konu kararın hükümsüz ve etkisiz olacağı, bunun sonucu olarak da eski duruma dönüleceği ve yapılan kamulaştırmanın yapılm-amış sayılacağı açıktır. Bu nedenle ara emri verilmezse ileride telâfisi mümkün olmayacak bir zararın doğacağı veya eski duruma dönüşün çok zorlaşacağı iddiası varit olamaz. Keza, bu meselede davanın adilane bir şekilde karara bağlanması için ara emrinin v-erilmesi gerektiği de söylenemez.

Yukarıda belirtilenlerin tümü ışığında ara emrinin verilmesine olanak yoktur.

Sonuç olarak istida reddolunur.

Masraflar Davacı aleyhine olacaktır.




Seyit A. Bensen
- Yargıç


8 Ağustos, 2001



-


10









-


Full & Egal Universal Law Academy