Yüksek İdare Mahkemesi Numara 9/1997 Dava No 20/2000 Karar Tarihi 31.10.2000
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 9/1997 Dava No 20/2000 Karar Tarihi 31.10.2000
Numara: 9/1997
Dava No: 20/2000
Taraflar: İsmet Necip İlkhan ile Güv. Kuv. Kom.
Konu: Görevden ihraç kararının iptali istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 31.10.2000

-D.20/2000YİM 9/97

Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.
Yargıç Gönül Erönen Huzurunda.

Davacı: P.M. İsmet Necip İlkhan(00758) Dipkarpaz/Magosa
-ile-
Davalı: 1. KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Polis
G-enel Müdürlüğü vasıtasıyle KKTC Başsavcılığı,
Lefkoşa
2. Polis Hizmetleri Komisyonu vasıtasıyle KKTC
Başsavcılığı, Lefkoşa
A r a s ı n d a.
Davacı namına: Avukat Tevfik Mut
Davalılar namına: Kıdemli Savcı Behiç Ö-ztürk.

-----------------

H Ü K Ü M

Davacı 26.9.1962 doğumlu olup 1976 yılında kayıt yolu ile KKTC vatandaşlığını kazanmış bir şahıstır. 1.5.1985 tarihinde polislik hizmetlerine giren Davacı, Polis Hizmetleri Komisyonunun 10.12.1996 tarihin-de almış olduğu dava konusu karara değin muhtelif karakollarda polis memuru olarak görev ifa etti. Davacı,Kasım 1996 tarihinde Maraş'ın kapalı bölgesinde görev ifa etmekteyken, söz konusu bölgede bir takım suçlar işlendi ve Davacı da bu suçlarla ilgili ola-rak kamu görevlisi tarafından sirkat ve kanunsuz eski eser tasarrufu suçlarında methalder görüldü.

Bunun üzerine Polis Genel Müdürü tarafından kendisine Emare 4 de görülen 19.11.1996 tarihli bir yazı gönderildi. Bu yazı şöyledir:-

"5 Kasım 1996 tarihin-de meydana çıkarılan "Kamu Görevlisi tarafından Hırsızlık" ve "Kanunsuz Eski Eser Tasarrufu" suçlarından sivil bazı şahıslar ve PM Özen Tunga (01571) ile birlikte sanık
durumundasınız. Methalder olduğunuz bu suç ile ilgili olgular değerlendirildiğinde Pol-is olma ehliyetini yitirmiş bulunduğunuz görülmektedir.Bu durumda Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) Yasası madde 71(2)(b) altında Polis Hizmeti Komisyonunca ehliyetsizlik nedeniyle sürekli olarak meslekten çıkarılmanız sözkonusudur. Durumunuz PHK -26 Kasım 1996 tarihindeki toplantısında ele alınacaktır.Polis Örgütü Yasasının 71(2) maddesinin şart bendi uyarınca kendinizi savunmak üzere anılan tarihte saat 9.30'da isterseniz bir avukat ile birlikte Polis Genel Müdürlüğünde hazır bulunmanız tarafınıza- duyurulur. Gelmemeniz durumunda gıyabınızda karar alınabilir."

26.11.1996 tarihinde,Davacı ve avukatı huzurunda yapılan toplantı neticesinde, savunmasını müteakip, Polis Hizmetleri Komisyonu, 10.12.1996 tarihli Emare 5'de görülen gerekçelerle, Davacıyı- polislik mesleğinden 31.1.1997 tarihinden itibaren sürekli olarak çıkardı. Dava konusu karar özellikle 51/84 sayılı Yasanın 71. maddesinin 2(b) fıkrasına dayandırılmaktadır.

12.12.1996 tarihinde ise Davacıya Polis Disiplin İşlemleri ve Tetkik ve İstinaf- Usulleri Tüzüğünün 4. maddesi gereğince Emare 6'da görülen suç duyurusu yapılmıştır. Bu suç duyurusu ile Davacı:-

1.1995-5.11.1996 tarihleri arasında görev yaptığı Maraş Emniyet karakol amirliği sorumluluk sahasındaki kapalı Maraş bölgesinde çeşitli yer-lerde bulduğu ikonları almak suretiyle hırsızlık yapmakla,
2. Ayni tarihler arasında Gelincik Köyünde PM Özen Tu-n-ga kendine Maraş kapalı bölgeden sirkat ettiği ikonları verdiği halde onu yakalamayıp birlikte satmaya anlaşıp suçlunun yakalanması için gerekli girişimde bulunmamakla,
3. Ayni tarihler arasında 1. davada belirtilenleri yapmak suretiyle hizmet dışında mesl-eğinin gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışta bulunmakla,
4.Yine ayni tarihler arasında 1. davada belirtilenleri yapmak suretiyle meslek vakar ve onuru ile bağdaşmayan tutum ve davranışta bulunmakla,

itham edildi ve ifade -vermek istemesi halinde yazılı veya sözlü ifade yapabileceği kendisine bildirildi.

Polis Genel Müdürlüğü 6.10.1997 tarihli bir cevabi yazıyı Başsavcılığa göndererek bu yazı ile başka şeyler yanında, Polis Hizmetleri Komisyonu tarafından Polis Yasasının 71-(2)(b) maddesi altında 10 Aralık 1996'da Davacının polislik hizmetinin kesilmesi ile ilgili başlattığı disiplin dosyasının "Daha İleri Götürülmeden" kapatıldığını bildirmiştir.

Davacıya göre, 26.11.1996 tarihinde yapılan toplantı, bir disiplin davasıdır- ve bunun neticesinde elde edilen ve Emare 5 de görülen 10.12.1996 tarihli karar bir disiplin yargılamasını müteakip verilmiş bir karardır. Bu nedenle 71. maddede belirtilen meslekten sürekli olarak çıkarılma işlemi ile ilgili disiplin kuralları bütünüyle - kendisine uygulanması gerekirdi. Halbuki Davacı söz konusu disiplin kurallarının kendi meselesine hiç bir şekilde uygulanmadığını iddia etmektedir.

Davacının sözünü ettiği ve kendisine uygulanması gerektiğini iddia ettiği usul kuralları, "Polisin Disipli-n İşlemleri ve Tetkik ve İstinaf Usulleri Tüzüğü" isimli tüzükte düzenlenmektedir. Bu Tüzük 235/85 A.E.ve 51/84 sayılı Yasanın 124 ve 145. maddeleri uyarınca yapılan tüzüktür. Konu tüzük kuralları disiplin
işlemlerinde, tetkik ve istinaf işlemlerinde uygu-lanacak usulleri ve sair ayrıntıları düzenlemektedir.

Davacının iddialarına göre, disiplin suçlarının kovuşturması ve yargılanmasına ilişkin kuralların başında Polis Disiplin İşlemleri ve Tetkik ve İstinaf Usulleri Tüzüğü'nün 4. maddesi gelmektedir.Buna -göre öncelikle suç duyurusu yapılmalıdır. Davacı iddialarına devam ederek aleyhinde bulunan kovuşturmanın 10.12.1996'da karara bağlandığını ve sürekli olarak görevden alınması ile neticelendirildiğini, buna uygun olarak 10.12.1996 tarihinde görevden alındı-ğını ancak önceden yapılması gereken suç duyurusunun Emare 6 ile 12.12.1996 tarihinde yapıldığını dolayısıyle, yapabilecekleri birşey olmadığını ileri sürmektedir. Sadece bu hususun Davalıların hata yaptığını ve tüzük kurallarına uymadığını göstermek için -yeterli olduğunu belirten Davacı, bahsi geçen tüzüğün 4 den 13'e kadar sıralanan maddelerinin bu disiplin işlemlerini düzenleyen kurallar olduğunu ve bu kuralların hiçbirinin kendisine uygulanmadığını iddia etmektedir.

Davacı, açığa alınmadığı bir tarafa- aleyhine getirilen ceza davalarının Emare 8'de görüleceği gibi şahadet yetersizliği nedeniyle takipsizlik kararı alınarak geri çekildiğini öne sürmektedir. İddialarına devam ederek Polis Hizmetleri Komisyonunun ilgili yasanın 71 (2)(b) maddesi altında eh-liyetsizlik nedeniyle kendisine sürekli olarak meslekten çıkarma cezası verirken, göreve alınma ve hizmet koşullarını içeren 63. maddenin 1(g) fıkrasına değinmesinin hatalı olduğunu ve bu kuralın kendisine uygulanamayacağını düşünmektedir.

Bu iddialar çe-rçevesinde Davacı avukatı talep takririnin A paragrafındaki talepleri mucibince, Davalı 2'nin 10.12.1996 tarihinde aldığı ve Davacının 31.1.1997 tarihinden itibaren sürekli olarak meslekten çıkarılmasına ilişkin kararın ve ona bağlı tüm işlemlerin esaslı b-ir şekilde sakat olması nedeniyle yoklukla malül olduğuna ve/veya kanunsuz ve/veya hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna ve/veya hiç bir sonuç doğuramayacağına dair hüküm verilmesini talep etmektedir.

Davalılar ise, 19.12.1996 tarihli olup Davacının sürekl-i olarak meslekten men olunmasına ilişkin kararın yoklukla malül olabilmesi için alınan kararın veya yapılan işlemlerin yetki gasbı ve ayni zamanda hukuka aykırı olarak alınması gerektiğini, halbuki 51/84 sayılı Polis Hizmetleri ve Polis Yasasının 71(2) ma-ddesinin Polis Hizmetleri Komisyonuna dava konusu kararı alma yetkisi verdiğini, bu nedenle yoklukla malül iddiasının ileri sürülemeyeceğini belirtmektedir. Keza Davalılara göre 71. maddenin 2. fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak Polis Hizmetleri Komisyon-u Emare 4 olan 19 Kasım 1996 tarihli yazıyı Davacıya göndermiş ve bu yazı ile Davacıya aleyhindeki disiplin işlemi ve ne ile itham edildiğini bildirmiş ayrıca avukat tutarak savunma hakkı vermiştir.

Davalılar iddialarına devam ederek, 51/84 sayılı Yasanın- 12. maddesinin Polis Hizmetleri Komisyonunun oluşumunu, yetki ve görevlerini içerdiğini keza bu maddenin 2.paragrafında komisyonun görev ve yetkilerinin belirtildiğini, bu görev ve yetkiler arasında polis mensupları hakkında görevden uzaklaştırma ve mesle-kten çıkarma yetkisinin de bulunduğunu ileri sürmektedir.

Davalıların iddialarına göre, 51/84 sayılı Yasanın 63(1)(g) maddesi kimlerin polislik görevinden alınabileceği hususunu içermektedir. Bu kural polis memurlarının mesleğinin gerektirdiği iyi ahlak v-e karakter sahibi olması, uyuşturucu kullanma gibi kötü alışkanlıkları olmaması şeklinde bir ibare içermektedir. Buna göre bir polis mensubunun en büyük görevi kendisini ve örgütünü sürekli olarak güvenli bir polis pozisyonunda tutmaktır. 63(g) fıkrasına g-öre Polis Hizmetleri Komisyonu'nun bir polis mensubunu görevden uzaklaştırma yetkisini kullanabilmesi için o polis memurunun ille de mahkumiyeti olması gerekmez. Eğer örgüte zarar verecek hal ve davranışları olursa veya toplum içerisinde örgütün zarar göre-ceği bir şekilde davranırsa, ya da toplum kendisini o gözle görmeye başlarsa artık bir polis mensubunun polislik görevi yapması, örgüte zarar verir pozisyona girmektedir. Keza Polis Hizmetleri Komisyonu bu meselede Davacıyı mahkumiyeti olmaksızın görevden- almak için yeterli hususların var olduğu kanaatine varmış ve dava konusu karardan anlaşıldığı üzere polis örgütüne halk nazarında verilmesi muhtemel zarara bakmıştır.

Tarafların iddialarını yukarıda serdettikten sonra huzurumdaki meselede karar verilmesi- gereken iki husus olduğu kanaatine vardım. Bunlardan birincisi; acaba Polis Hizmetleri Komisyonunun dava konusu kararı almaya yetkisi var mı? İkincisi ise, böyle bir yetkisi olduğunun kabul edilmesi halinde bu yetkisini yasaya ve sair geçerli mevzuata uy-gun olarak kullandı mı?

Önce birinci hususa bakalım.
51/84 sayılı Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) Yasasının 71.maddesinin 2(b)ve(c) fıkrası ilgili yasanın 4.bölümünde "Göreve Alınma ve Hizmet
Koşulları" başlığı ile 'Polis Mensubunun Görevini-n Sona Ermesi' yan başlığı altında yer almaktadır ve aynen şöyledir:
71.(1).........................
(2)Polis Hizmetleri Komisyonu,herhangi bir polis mensubunu hizmet süresi esnasında,herhangi bir zamanda aşağıdaki nedenlerle meslekten sürekli olarak çı-karabilir:
(a)......................
(b)Ehliyetsizlik nedenleri ile;
(c)Kamu yararı gereği.
Ancak bu fıkranın (b) ve (c) bendleri uyarınca meslekten sürekli çıkarma işlemi hakkında kovuşturma, savunma gibi kurallar, di-siplin kurallarında olduğu gibi yürütülür. Yüksek İdare Mahkemesine başvurma hakkı saklıdır."


YİM 90/91 (D.4/94) sa-yılı kararda bu davada inceleme -konusu olan Polis Hizmetleri Komisyonunun genel yetkileri ile ilgili olarak söylenenleri dikkate almak ve bu görüşlere burada yeniden yer vermek faydalı olacaktır. Bu görüşler şöyledir:-

"Halen yürürlükte olan Polis Örgütü (Kuruluş Görev ve Yetkileri) Yas-ası 51/84(bundan böyle 51/84 olarak anılacaktır) polis mensupları ile ilgili konuları içeren yasadır. Konu yasa yürürlüğe girmeden önce Kıbrıs'ta 1958'den sonra yürü-r-lükte olan, Fasıl 285 Polis Yasası ve bu Yasa altında isdar edilen tüzüklerdi. Söz konusu yasaya yapılan en son tadilat 2/71 sayılı tadilattır. Fasıl 285 altındaki Polis Genel Nizamnamesi 1958-1973, 1.5.58'de Polis Disiplin Nizamnamesi 11.7.1972 tarihinde -Fasıl 285 Yasasının 10. maddesi tahtında Emniyet Genel Müdürü tarafından Yürütme Kurulunun onayı ile yapılmıştır. Fasıl 285 ile yukarıda söz konusu nizamnameler 51/84 sayılı yasa altında birleştirilmiştir. 20.12.1984 tarihinde yürürlüğe giren 51/84 sayılı -Yasa ile Fasıl 285 ve 51/84'e aykırı olan tüzükler yürürlükten kaldırılmıştır. 51/84 sayılı Ya-sa ile örgütlenmiş bir emniyet t-eşkilatı ortaya çıkmıştır. Örgütün işleyişi çalışması,- -yönetimi,- -gözetimi disiplin ve denetimi ile ilgili hususlar Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığında yürütülmekte olup Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı da bu açıdan yasaca
Başbakanlığa karşı sorumlu kılınmış bulunmaktadır. Polis mensuplarına tanınan hak ve özgürlükler, so-rumluluklar, yetkiler-,- atanma-,- disip-l-in-,- denetim ve oluşumu ile ilgili kurallar söz konusu yasa ile daha geniş kapsamlı şekilde düzenlenmiştir."

.......................................
.............1958 Polis Kanununda (daha sonra Fasıl 285'de) ve 51/84'e kadar yürürlükte kalan 1958-19-73 Polis (Genel) Nizamnamesinin 8(2) fıkrasında belirtilen ve bir polis mensubunun görevinin sona ermesi halleri ile ilgili yetkiler 51/84'ün 71. maddesinin (2) fıkrası altında yasallaşarak Polis Hizmetleri Komisyonuna verilmişti."

Bu karardan da açıkca g-örüleceği gibi bir polis mensubunun görevine son verme yetkisi Polis Hizmetleri Komisyonunun yetkisindedir.

YİM 90/91 (D.4/94) sayılı kararda belirtildiği gibi Polis Hizmetleri Komisyonunun 71.madde altındaki denetim ve gözetim yetkileri, disiplin işlemle-rinden farklı olmakla birlikte bu yetkiler kullanılırken disiplin kovuşturmalarında uygulanan benzer prosedürün uygulanması gerekir. Ayni kararın başka bir kısmında ise şöyle denmiştir:-
"Görüleceği üzere Polis Hizmetleri Komisyonunun 51/84 sayılı yasanın -71. madde altındaki yetkisi disiplin kovuşturmalarından farklı tutulduğu halde, yasa koyucu 71. madde altındaki kovuşturmaları disiplin kovuşturmalarında uygulanan benzer prosedüre tabi tutmakla, avukat tarafından temsil edilme ve savunma hakkı gibi konula-rda aynı hakları tanımıştır.

Polis (Genel) Nizamnamesinin 8 (2) maddesi altındaki "terhis" (İngilizce'de "discharge")'e tekabül eden 51/84'ün 71. maddedeki "meslekten sürekli olarak çıkarılma" tabirleri, gerek 1972'ye kadar Polis Disiplin Nizamnamesi tah-tında ceza olarak kullanılan " tartlık(dissmissal) ve gerekse 51/84'ün 115(4) maddesinde yer alan "meslekten çıkarma cezası" kelimelerinden farklı, ceza niteliği taşımadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar da 51/84'de "meslekten çıkarılma" ibaresi her iki hal-de kullanılmışsa da, geçmişteki uygulama ve 51/84 sayılı yasada ayrı amaçlar doğrultusunda kullanmaları, bu farklı niteliklerini ortaya koymaktadır. Çeşitli içtihatlara bakıldığında "ehliyetsizlik"den ("inefficient" eşittir "fit") görevden çıkarılmanın, ce-za niteliği taşımadığını ve bu şekilde algılanmaması gerektiği belirtilmektedir. (Bak 22/72 Hasan Oktay ve ayrıca Pantelidou v. R. 4 R.S.C.C sayfa 100).


YİM 90/91 (D.4/94) sayılı kararda tarafımdan serdedilen prensipleri ve yukarıda yer verdiğim konu i-le ilgili mevzuatı bu dava maksatları için benimseyip dikkate aldıktan sonra, Polis Hizmetleri Komisyonunun başvuru konusu kararı almaya yetkisi olduğu sonucuna varmaktayım. Bu nedenle Davacının başvuru konusu kararın yoklukla malül olduğu iddialarına iliş-kin A paragrafı altındaki taleplerini reddederim.

İkinci hususa gelince.
Bu konu ile ilgili YİM 141/88 (D.40/89) sayılı kararda belirtilen görüşlere değinmeyi uygun görmekteyim. O davada Mahkeme şöyle demiştir:-

"Emniyet Örgütü, Yasalara saygılı vatand-aşların üzerinde önemle durdukları ve ondan çok şeyler bekledikleri bir örgüttür. Bu örgüte mensup olacak kişilerin her türlü şaibeden uzak tutulmaları hakkında en küçük tereddütün bulunmaması gerekir. Yüksek ahlak ve seciye beklenilen bu örgütte organize- edilmiş bir suça müstedinin, iddia ettiği kabul edilse bile yani feri dahi olsa iştirak etmesi keyfiyeti çok istisnai durumlar dışında ona bu örgütte kalmasına cevaz vermez. Böyle bir kişinin ileride aynı veya benzeri işlere tevessül edebileceği veya en a-zından onun bu gibi kirli işlere açık olabileceğini vatandaşlar arasında konu edilmesi ve ona şüpheli gözlerle bakılması mesleğinin itibarına gölge düşüreceği aşikardır."

Bu görüşlere ben de katılmaktayım. Bununla beraber, şu soruya cevap bulunması ge-rekir: Acaba Polis -Hizmeti Komisyonu 51/84 sayılı Y-asanın 71(2) maddesi uyarınca Davacıyı görevden çıkarırken, geçerli mevzuata uyulmadan ve iptali gereken herhangi bir işlem yaptı mı,veya karar aldı mı?

-51/84 sayılı Y-asanın 71 (2)fıkrası Polis Hizmetleri Komisyonuna herhangi bir polis mensubunu hizmet süresi esnasında, herhangi bir zamanda-,- fıkra kapsamında belirtilen nedenlerle meslekten sürekli olarak çıkarma yetkisi vermektedir. Bu çok geniş bir yetkidir ve bu yetki ancak belirli ve istisnai durumlarda kullanılmalıdır.

Davalılar, Davacı aleyhinde alınan "polislik mesleğinden sürekli çık-arılma" kararının 71. maddenin 2. fıkrası altında "ehliyetsizlik" nedeniyle alındığını iddia etmektedir. Bu maddenin şart bendinde "ehliyetsizlik" nedeni ile meslekten sürekli çıkarma işlemi hakkında kovuşturma, savunma gibi kuralların disiplin kuralların-da olduğu gibi yürütüleceği öngörülmüş olmasına rağmen 71. madde altında kullanılacak yetki,
-YİM -4/94 sayılı davada belirtildiği gibi, Davacı hakkındaki işleme cezai bir nitelik vermemekte ve "ehliyetsizlik" nedeniyle göreve son verilmesi işlemini disiplin soruşturması işlemine dönüştürmemektedir.

Polis Disiplin İşlemleri ile Tetkik ve İstinaf Usulle-ri Tüzüğünün 4. maddesi gereğince yapılan 12-.-12-.19-96 tarihli suç duyurusu ilk nazarda -D-avacı aleyhine disiplin işlemi başlatan uygulama olarak görülmektedir. Bu suç duyurusu ile ilgil-i disiplin dosyası Davacının 19.-12-.19-96 tarihinde görevden çıkarıldığı nedeniyle ileri- -götürülmemiştir. Disiplin dosyasının ileri götürülmemesi ile ilgili husus, 71. madde altındaki Polis Hizmetleri Komisyonun-un- yetkilerinin-,- 106. madde ve onu takip eden maddeler altındaki disiplin işlemlerinde uygulanan kovuşturma işlemleri arasındaki farkı ortaya koymaktadır.

Disiplin işlemleri ve ehliyetsizlik nedeniyle görevden almak için başlatılan işlemler birbirinden farklı işlemler-dir. Davacının ilgili madde 71(2)(b) altında ehliyetsizlik nedeniyle görevden çıkarılması, bir disiplin işlemi değildir. Ancak bu amaçla karar verilebilmesi için Polis Hizmetleri Komisyonunun disiplin işlemlerindeki gibi meslekten çıkarılmaya maruz kalacak- kişiye, hakkındaki ithamı duyurmak ve savunmasını almak yükümlülüğü bulunmaktaydı. Yukarıda izah ettiğim şekilde, huzurumdaki meselede 19.11.1996 tarihli yazıyla Davacıya aleyhindeki ithamın duyurulmuş olduğunu kabul etmemek için hiçbir sebep görmüyorum-. Müteakiben, Davacının 26.11.1996 tarihli toplantıda avukatı ile birlikte hazır bulunması, aleyhindeki ithama yanıt vermesi ve savunma yapması kanaatimce 71(2) maddenin şart bendinde öngörülen" meslekten çıkarılacak olanlara kovuşturma, savunma gibi kura-llar disiplin kurallarında olduğu gibi yürütülür" şeklindeki şart bendini bu dava maksatları açısından tatmin ettiği inancındayım.

Davacı, aleyhindeki ithamın ne olduğunu bilerek, avukatı vasıtasiyle konunun görüşüldüğü 26.11.1996 tarihinde toplantıda- hazır bulunmuş ve aleyhine getirilen ithamlara cevap verebilmiştir. Bu husus 10.12.1996 tarihli kararda görülebilmektedir. 26.11.1996 tarihindeki toplantıya ait tutanaklar Mahkemeye ibraz edilmediği cihetle bu toplantıda neyin nasıl ceryan ettiği konusund-a burada görüş beyan etmem mümkün değildir. Başka bir deyişle 26.11.1996 tarihinde yapılan duruşma veya toplantı tutanakları huzurumda olmadığı için Davacı aleyhine yapılan kovuşturmanın ilgili tüzüğe veya geçerli mevzuata uygun olmadığı hususunda herhangi- bir bulgu yapabilmem mümkün değildir.

Davacı bu meselede 51/84 sayılı Yasanın 63. maddesinin 1(g) fıkrasındaki yetkilerin Davalılar tarafından kullanılamayacağını ileri sürmektedir. Yukarıda belirtildiği gibi Polis Hizmetleri Komisyonunun görevden alm-a ile ilgili yetkileri hayli geniştir. Polis Hizmetleri Komisyonu bu yetkilerini kullanırken mesele ile ilintili tüm hususları dikkate alabilir. Dolayısıyle huzurumdaki meselede, Davacıyı görevden alırken, 51/84 sayılı Yasanın 63(1)(g) maddesinde öngörülen- polislik mesleğine alınabilme vasıflarını da değerlendirip dikkate almış olması yanlış veya hatalı bir uygulama değildir.

Huzurumdaki meseleyi incelerken,bu davanın en önemli noktasını teşkil eden husus, 26.11.1996 tarihinde yapılan toplantıda bir çok if-adenin, ayrıntılı belge ve raporların Polis Hizmetleri Komisyonu önünde olduğu emarelerden de görülmektedir. Davacıya aleyhindeki ithamın ne olduğu önceden bildirilmiştir ve bunu bilerek avukatı ile birlikte bu toplantıda hazır bulunmuş ve savunmasını yapm-ıştır. 26.11.1996 tarihli toplantıda Davacıya savunmasında bir kısıtlama getirildiği de görülmemektedir.

Netice olarak ilgili toplantıyı ve ona bağlı işlemleri bir an için disiplin kovuşturması olarak kabul etmem halinde bile, usuldeki bazı eksiklikle-rin şeklen olduğunu, fakat Davacı aleyhine alınan kararın iptalini gerektirecek nitelikte olmadığı kanaatindeyim ve bu durum
vardığım netice ile ilgili görüşlerimi değiştirmiyecektir.

Tüm bu hususlar ve yukarıda serdettiğim görüşler çerçevesinde,önümdeki- hukuksal ve olgusal gerçekleri dikkate aldıktan sonra, Davacı aleyhindeki işlemi veya kararı iptal ettirecek nitelik ve nicelikte bir usulsüzlük, yasaya aykırılık, yetki aşımı veya adaletsizlik yapıldığına ikna olmadığımı belirtmek isterim.

Yukarıda s-öylenenler ışığında Davacı başvurusunda başarılı olmamıştır.

Başvuru red ve iptal edilir. Bu başvuruya has olgular ışığında dava masrafları ile ilgili herhangi bir emir vermeyi uygun görmemekteyim.



Gönül Erönen
Yargıç

31 Ekim, 2-000

-1


-14-



-


Full & Egal Universal Law Academy