Yüksek İdare Mahkemesi Numara 90/1994 Dava No 12/1994 Karar Tarihi 19.07.1994
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 90/1994 Dava No 12/1994 Karar Tarihi 19.07.1994
Numara: 90/1994
Dava No: 12/1994
Taraflar: Dr. Fahri Kargözlü ile Kamu Hizmeti Komisyonu
Konu: Ara emri
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 19.07.1994

-D.12/94 YİM 90/94

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede
Yargıç Mustafa H. Özkök Huzurunda.

Müstedi: Dr. Fahri Kargözlü, Lefkoşa.
ile
Müstedaaleyh: Kamu H-izmeti Komisyonu vasıtasıyle KKTC., Lefkoşa.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Avukat Ümit Özdil.
Müstedaaleyh namına: Kıdemli Savcı Müjgan Irkad.
İlgili Şahıs na-mına: Avukat Kıvanç M. Riza.


K A R A R

Müstedi, işbu başvurusuna bağlı olarak dosyaladığı tek taraflı istida ile aşağıdaki şekilde bir ara emri talep etmiştir:

"A. Kamu Hizmeti Komisyonu ve/veya müstedaaleyhin bu başvuru dinlenip niha-i bir karara bağlanıncaya kadar, halen münhal bulunan Kadın-Doğum Servisi Klinik Şefi Kadrosunun doldurulması için herhangi bir mülakat yapmaktan ve/veya mezkûr kadroya herhangi bir atama yapmaktan ve/veya mezkûr kadro ve mevki ile ilgili olarak herhangi b-ir karar almaktan ve/veya görüş bildirmekten men edilmesi;"

Mahkeme, istidanın karşı tarafa tebliğine emir vermiş ve 24.6.1994 tarihli oturumda Müstedaaleyh tarafının geçici olmak kaydı ile ara emrin verilemsine itirazı olmdığını beyan etmesi üzerine geçi-ci ara emri vermişti. Aynı gün verilen bir emirler işbu ara emri istidası ile esas başvuru Alkan Kanısoy ile Erşen Rehber ve Savaş Özyiğit'' de tebliğ edilmiştir. 5.7.1994 tarihli oturmda hazır bulunan Alkan Kanısoy ile Erşen Rehber bu başvuruya İlgili Şah-ıs olarak katılmak istemediklerini ve münhal mevkiin yeniden münhal edilerek doldurulmasının uygun olacağını veyab etmişlerdir Savaş Özyiğit ise İlgili ahıs olarak katılmak isrtediğini beyan etmiş, Müstedi de bu talebe karşı çıkmıştır. Yapılan beyanlar ışı-ğında Mahkeme Savaş Özyiğit'in İlgili Şahıs oalrak başvuruya dahil edilmesine karar vermiştir.

Savaş Özyiğit'in başvuruya İlgili Şahıs olarak dahil edilmesinden sonra avukatının itiraz dosyalamayacaklarını ve istidanın dinlenmesinde hazır olacaklarını be-yan etmesi üzerine ara emri istidasının duruşmasına geçilmiştir. Duruşmada Müsetdi bizzat şahadet vermiş, Müstedaaleyhle İlgili Şahıs ise sadece Mahkemeye hitap etmekle yetinerek herhangi bir şahadet ibraz etmemişlerdir. Tarafların muvafakiyetle Mahkemeye -11 adet emre ibraz olunmuştur.

Sunulan şahadet, yapılan beyanlar ve ibraz edilen emareler de tetkik edildikten sonra olgular şöyle özetlenebilir:

Başvuru konusu Kadın-Doğum Servisi Klinik Şefi kadrosu 10.9.1990 tarihinde Müstedaaleyh tarafından münhal -mevki ilân edilerek müracaat kabul edilmiş vemevkiin doldurulması için takriben Ekim 1990'da mülakat yapılmış ancak mülâkata çağrılmayan bu başvurudaki İlgili Şahıs olan Dr. Savaş Özyiğit'in dosyalamış olduğu YİM 218/90'da aldığı ara emri ile münhal mevkii-n doldurulması durdurulmuştu. YİM 218/90'da verilen Emare 2 kararda Mahkeme, o başvurudaki ve bu başvurudaki İlgili Şahsın mülâkata çağrılması gerektiğine diğer bir deyişle Müstedaaleyhin 24.10.1990 tarihinde aldığı ve Müstedinin Kadın-Doğum Klinik Şefi ka-drosuna atanabilmesi için aranan niteliklere haiz olamdığı yönündeki kararının hükümsdüz ve etkisiz olduğuna karar vermiştir. Bu kararın uygulanmasını Müstedaaleyhten talep eden Dr. Savaş Özyiğit'e Müstedaaleyh Emare 3 cevabı göndermiş ve bu cevapta diğer -şeyler meyanında Başsavcılıktan alınan görüş ve Mahkeme kararı ışığında en iyi yöntemin konu kadronun yeniden münhal ilân edilerek doldurulması olduğu bildirilmişti. Müstedaaleyh 24.12.1992 tarihli Emare 11 Çalışma ve Sağlık Bakanlığına hitaben yazdığı yaz-ıda özetle Kadın-Doğum Servisi Klinik Şefi kadrosunun doldurulmasını talep ettikleri takdirde 1993 mali yılı için yetki almaları ve mğnhal edilmesi için de Başbakanlığa müracaat etmeler, gerektiği bildirilmiştir. Bilâhare Müsedaaleyhe bu mevkiin doldurulma-sı için 17.3.1993 tarihli Emare 4 yazıda gerekli yetkinin verildiği b,ildirildikten sonra Müsteda-aleyh bu münhalin doldurulması ileilgili Emare 5 yazı ile Başsavcılıktan yeniden görüş ve talep etmiş, 17.9.1993 tarihli Emare 6 ile bildirilen görüşte diğer -şeyler meyanında daha önce bu münhale müracaat edenlerin tümünün yeniden mülâkata çağrılmaları koşulu ile münhalin doldurulasına aysal yönden sakınca olmadığı bildirilmişti. Bu yazışmalardan sonra 3.6.1994 tarihli Emare 10 yazıda münhal mevkiin doldurulma-sı için Müstedaaleyhe gerekli yetkinin verildiği betekrar bildirilmiştir.

Durum bu şekilde özetlendikten sonra ara emrin verilmesi için gerekli şartların mevcut olup olmadığının incelenmesi egrekir. Ara emrin verilemsi ile ilgili şartları düzenleyen 9/76- sayılı Mahkemeler Yasasının 41. maddesi aynen şöyledir:

-"41. (1) Hukuk davalarında yetkisini kullanan her mahkeme, yürürlük-teki Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğüne uymak koşuluyla, tazminat veya başka bir tedbir istenmemiş veya birlikte verilmemiş olmasına bakılmaksızın, âdil veya uygun gördüğü tüm hallerde, geç-ici, sürekli, men edici veya emredici bir emn'ı müdahale emri evrebilir veya bir yed'ı emin tâyin edebilir.
- Ancak, geçici men'i müdahale emrinin verilebilmesi iç,in, karara bağlanamsı gereken konunun ciddi olamsı,d avacının iddiasında haklı olduğuna dair belirtilenlerin bulunması ve men'i müdahale emri verilmezse ileride telâfisi mümkün o-lmayacak bir zararın doğacağı veya eski duruma dönüşün çok zorlaşacağı hususlarında mahkemenin kanaat getirmesi gerekir.

(2) Bu maddenin (1). fıkrası uyrınca verilen geçici bir emir, mahkemenin haklı gördüğü kayıt ve koşullara bağlı olarak verile-bilir ve mahkeme herhnagi bir zaman, gösterilen makul sebebe dayanarak, böyle bir emir iptal edebilir veya değiştirebilir.

(3) Mahkeme, bu maddenin (1). fıkrası uyarınca verdiği men'i müdahale emrinin ısrarına yol açan talebin yeterli olmayan esa-slara dayanmış olduğunu görür veya davacının davasını reddeder veya takipsizlik veya başka nedenlerle davası aleyhine hüküm verirse ve davacının dava açabilmek için geçrli bir dava sebebinin bulunmadığı kanaatine varırsa, davalının talebi üzerine, gerekli -gördüğü takdirde, emrin yürütülmesi endeniyle davalının uğradığı zarar ziyan ve masraflara karşılık davacının uygun bir tazminat ödemesini emredebilir.
Bu fıkra gereğince tazminat ödenmessi, emir dolayısıyle yapılan işlemlerden doğa-n zarar ziyanın tazmini için dava açılmasını önler ve böyle bir dava başlatılmış olsa bile mahkemenin uygun göreceği biçim ve koşullarla durdutulur."

Bu madeye göre, daha önce birçok içtihat kararında vurgulandığı gibi ara emri verilebilmesi için tarafla-r arasında karara bağlanması gereken konunun ciddi olması, ilk nazarda Müsetdinin haklı olduğuna dair belirtiler bulunması, ara emrinin verilmemesi halinde telafisi imkânsız zarar ziyana düçar olunacağı ve/veya geriye dönüşün çok zor veya imkânsız hale gel-eceği hususlarınının kanıtlanması gerekmektedir.

Sunulan emareler ile yukarıda özetle aktarılan olgu ve şahadetten taraflar arasında karara bağlanması gereken ciddi bir konunun mevcut olduğu, ilk nazarda Müstedinin haklı olduğuna dair belirtiler bulunduğ-u hususlarının kanıtlanmış olduğu kanaatindeyim ve bu hususta bulgu yaparım. Diğer şart olan telâfisi imkânsız zarar ziyanın ve/veya geriye dönüşün imknsız olup olmayacağı hususu incelendiği zaman ara emirn verilmemesi halinde mülâkata çağrılmayan Müstedin-in talep olduğu münhal mevkiin doldurulacağı anlaşılamktadır. Bu mevkiin doldurulmasından sonra mülâkata çağrılmayan bu kişinin acaba direkt bir menfaatının etkilenip etkilenmediği sorusu gündeme gelecektir. Kaldı ki ara emrin verilmesindeki esas amaçlarda-n biri de mevcut statükonun korunmasıdır. Bu meslede ara emri verilmemes, halinde mevcut statüko bozulacaktır. Şöyle ki; münhal mevki Müstedinin müracaatı kabul edilmeden ve mülâkata çağrılmadan diğer adaylar arasında yapıalcak bir seçimle doldurulmuş olac-aktır. Dolaysııyle statüko bozulacağı gibi Müstedinin yeni atanacak olan kişi ile betekrar dava açıp uğraşması gerekecektir. Diğer yandan Müstedaaleyhin aldığı karar Mahkeme hzurunda mevcut değildir. Çünkü bu karar Mahkemeye emare olarak ibraz edilmiş değ-ildir. Başsavcılığın Müstedaaleyhe Emare 6 ile vermiş olduğu mütalâada daha önce münhale mğracaat edenlerin tümünün de yeniden mülâkata çağrılması koşulu ile münhal mevkiin doldurulamsında yasal sakınca olmadığı belirtilmiştir. Sunulan şahadetten ve ibraz -edilen emarelerden o münhale Müstedinin de o tarihte müracaat ettiği ve mülâkata çağrılmadığı anlaşılmak-tadır. Başsavcılığın Emare 6 görüşü ışığında tüm müracaatçıların mülâkata çağrılamsı öngörüldüğü halde acaba Müstedinin de mülakata çağrılması gerekir -mi gerekmez mi sorusunu da gündeme gelmektedir. Bu konu esas başvurunun dinlenemesinde tartışılacaktır. Tüm bu söylenenelr dikkate alındığı zaman ara emrin verilmesi için gerekli üçüncü şartın da yani telafisi imkânsız zarar ve/veya geriye dönüşün çok zorl-aşacağı hususunun da kanıtlandığı ve dolayısıyle geçici ara emrinin kesinleştirilmesi için gerekli şartların mevcut olduğu kanaatindeyim.

Bu kanaate vardıktan sonra Müstedaaleyh tarafından iptidai itiraz olarak ileri sürülen ve başvuru konusu kararın ara- karrı niteliğinde olduğu ve Anayasanın 152. maddesi tahtında bir karar olamdığı yönündeki görüşünü bu aşamada inceleyerek bir sonuca varmanın uygun olmayacağı kanaatindeyim. Bu yöndeki müracaatın esas başvurunun dinlenmesi aşamasından iptidai itirazı olar-ak ileri sürülmesi gerektiği ve o aşamada tartışılmasının daha uygun olduğu kanaatindeyim. Bu nedenle ara emri safahsında yapılan iptidai itirazın müra-caatlar bakımından reddedilmesi gerekir kanaatindeyim.

Netice itibarıyle yukarıda söylenenler ve varıl-an bulgular ışığında daha önce Mahkeme tarafından 24.6.1994 tarihinde verilmiş olan geçici ara emrinn kesinleştirilmesine emir verilir.

Masraflar başvuru sonunda karara bağlanacaktır.


(Mustafa H. Özkök)
- Yargıç

19 Temmuz 1994



-


-5-



-


Full & Egal Universal Law Academy