Yüksek İdare Mahkemesi Numara 90/1991 Dava No 4/1994 Karar Tarihi 26.04.1994
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 90/1991 Dava No 4/1994 Karar Tarihi 26.04.1994
Numara: 90/1991
Dava No: 4/1994
Taraflar: Hasan Zornacıoğlu ile Güv. Kuv. Komutanlığı vd
Konu: Meslekten çıkarma kararının iptali istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 26.04.1994

-D.4/94 YİM 90/91

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede
Yargıç Gönül Erönen Huzurunda.
Anayasanın 152. maddesi hakkında.

Müstedi: Hasan Zornacıoğl-u, 56 Haspolat, lefkoşa.
ile
Müstedaaleyh: 1. KKTC Güvenlik Kuvevtleri Komutanlığı, Polis Genel
Müdürlüğü vasıtasıyle, KKTC Başsavcılığı, Lefkoşa.
2. Polis Hizmetleri Komisyonu vasıtasıyle KKTC Başsavcılığı,
Lefkoşa.
- A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Avukat Emine Erk.
Müstedaaleyhler namına: Kıdemli Savcı Mehmet Ali Şefik.



H Ü K Ü M

Müstedi, Polis Hizmetleri Komisyonunca kendisinin meslekten çıka-rılma kararına karşı işbu başvuruyu dosyalamış bulunmaktadır. Müstedi, Yüksek İdare Mahkemesi olarak oturum yapan Yüksek Mahkemeden; başvurudaki talepleri ile:

A) (i) Müstedaaleyh no.2'nin 26.2.1991 tarihinde ve Müstedinin emeklilik müracaatı varken Müst-edi aleyhine meslekten çıkarılması hususundaki kovuşturmayı sürdürme kararını ve/veya

(ii) Müstedaaleyh no.2'nin Maliye Bakanlığının emeklilik işlemlerinin dondurulması yönündeki genelge ve/veya sözlü talimatına istinaden Müstedinin emeklilik müracaatını- yürürlüğe koymama kararını ve/veya

(iii) Müstedaaleyh no.2'nin 26.2.1991 tarihinde ve Müstedinin emeklilik müracaatı varken Müstedi aleyhine meslekten çıkarılması için kovuşturmayı ertelememe kararının ve/veya

(iv) Müstedaaleyh no.2'nin 5.3.1991 tarih-li kararı ile Müstedinin meslekten çıakrıldığına ilişkin kararının ve/veya

(v) Müsetdaaleyh no.2'nin 5.3.1991 tarihli kararı ile Müstedinin 13.4.1990 tarihinden itibaren meslekten çıkarıldığına ilişkin kararın
tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herh-nagi bir sonuç doğurmayacağına dair karar isteminde bulunmuştur.

Mesele ileilgili olgular ise kısaca şöyledir:

Müstedi, haln boşanmış olup İlkokul çağında 2 çocuk sahibidir. 23.6.1980 tarihinde Polis Örgütüne atandı. O zamanki Emeklilik Yasası kurallar-ı gereğince Müstedinin emekliliğe hak kazanabilmesi için en az 24.6.1990 tarihine kadar çalışması gerekirdi. 12.4.1990 tarihine kadr Müstedi mesleğinde herhnagi bir vukuatı bulunmayan ve iyi sicile sahip bir polis mensubu idi. 12.4.1990 tarihinde ailevi bi-r tartışma neticesi eşinin üzerine araba sürerek eşini öldürmeye teşebbüs ettiği için aleyine bir ceza davası getirilmiş, 15.10.1990 tarihinde Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanarak mahkûm olmuştur. Müstedi mahkûmiyet konusu mesele ile ilgili 13.4.1990 tarihi-nden itibaren meslekten geçici oalrak uzaklaştırılmış ve Kasım 1990 tarihine kadar tam aaşını almıştır.

Müstedaaleyh, 27 Kasım 1990 tarihli Emare 10'a ilişik bulunan bir yazı ile, mahkûmiyet nedeniyle 51/84 sayılı Yasanın 71(2)(b) altında meslekten çıakr-ılmasının söz konusu olduğu cihetle Müstediden 4.12.1990 tarihinde Polis Hizmetleri Komisyonunda hazır bulunmasını istemiştir. (Emare 2)

Mahkûmiyetten istinaf eden Müstedinin mahkûmiyet kararı, Yargıtay tarafından 25.1.1991 tarihinde kesinlemiştir. Bunun- üzerine Müstedi, 30.1.1991 tarihinde emeklilik isteminde bulunmuştur. (Emare 3) 12.2.1991 tarihli (Emare 4) yazı ile Polis Genel Müdürü meslekten çıakrma konusu ile ilgili duruşmanın 26.2.1991 tarihinde yapılacağını Müstediye bildirmiştir. Müstedinin de h-azır bulunduğu kovuşturmada, meslekten çıkarılması ile ilgili Emare 5 tutanaklarda görüldüğü gibi Polis Hizmetleri Komisyonu 26.2.1991 tarihinde Müstedinin emeklilik işlemlerinin yürürlüğe konması talebini reddetmiştir. Müteakiben yine Müstedinin da hazır -bulunduğu 5.3.1991 tarihinde (Emare 6 ve Emare 7) Polis Hizmetleri Komisyonu Müstedinin 13.4.1990 tarihinden itibaren meslekten çıakrılmış addolunmasına karar vermiştir.

Müstedinin başvruusu bu karara karşı yapılmıştır.

Başvuruya itiraz dosyalayan Müst-edaaleyhler 51/84 sayılı Polis Yasasının 71(2)(b) maddesi altında bir suçtan doalyı ehliyets,izlik nedeni ile meslekten çıkarılması uygun görülen bir polis memurunun ayni yasanın 120. maddesinin (5) fıkrası tahtında görevden geçici uzaklaştırılması halinde- Yasanın suçun oluş tarihinin esas alınamsını öngördüğünü; bu nedenle mehkûmiyet halinde, görevde geçici oalrak geçirilen sürenin polis memurunun emeklilik amaçları bakımından dikkate alınamıyacağını, buna yasal olanak bulunmadığını ileri sürmüştür.

Tar-aflar başvurunun duruşması sırasında tanık çağırmışlar ve Mahkemeye hitapla yetinerek mesele ile ilgili emareleri Mahkemeye ibraz etmişlerdir. Duruşma safhasında, Müstediyi temsil eden avukat, Müstedinin "ehliyetsizlik" durumunu onun emeklilik işlemlerinin- başlatılması talebinde bulunmakla, zaten kabul ettiğini teslim etmiştir.

Polis Hizmetleri Komisyonunca Müsetdi hakkında verilen başvuru konusu Emare 6 karar aynen şöyledir:

"PM 1380 HASAN ZORNACIOĞLU HAKKINDA
POLİS HİZMETLERİ KOMİSYONU KARARI.

PM 1380- Hasan Zornacıoğlu 12 Nisan 1990 tarihinde işlediği gayri kanuni olarak adam öldürmeye teşebbüs suçundan Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanarak 15 Ekim 1990 tarihinde 3 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Bu karara karşı Yüksek Mahkemeye istinafta bul-undu ve Yüksek Mahkeme 25 Ocak 1991 tarihinden Ağır Ceza Mahkemesinin vermiş olduğu kararı tescil etti. PM 1380 Hasan Zornacıoğlu, suç işlediğine dair alınan ihbar üzerine 13 Nisan 1990 tarihinden itibaren Polis Yasasının 120. maddesine uygun olarak görev-inden geçici olarak men edilmişti ve men durumu yargılandığı 15 Ekim 1990 tarihine kadar devam etti. Görevden geçici men edildiği süre esansında ve mahkum olduktan sonra kasım sonuna kadar tam maaşı kendisine ödenmiştir. Gerek PM 1380 Hasan Zornacıoğlu'nun- mahkumiyet olgusu, gerekse Avukatı Emine Erk'in Komisyon huzurunda değinmiş olduğu tüm hususlar dikkate alınarak PM 1380 Hasn Zornacıoğlu'nun Polis Mensubu bulunduğu bir esnada gayri kanuni olarak adam öldürmeye teşebüs gibi ciddi bir suç işlemiş olması v-e bu suçtan dolayı 3 yıl hapse mahkûm olması gereği karşısında ehliyetsizliği sabit görülmüştür ve Polis Yasasının 71(2)(b) maddesi uyarınca ehliyetsizlik nedeniyle sürekli olarak meslekten çıkarılmasına karar oy birliği ile verilir.
Meslekten çıkarılma ta-rihinin saptanmasına gelince PM 1380 Hasan Zornacıoğlu'nun suçu işleiş odluğu ve buna bağlı oalrak görevden geçici olarak alındığı 13 Nisan 1990 tarihinden itibaren ehliyetsiliği meydana geldiğinden Polis Yasaının 120(5) Fıkrası da d,kkate alınarak 13 Nisa-n 1990 tarihinden itibaren meslekten çıkarılmasın ayrıca oybirliği ile karar verilir.

5 Mart 1991

Polis Hizmetleri Komisyonu."

Müstedinin esas taleblerini içeren yakınma konuları üç başlık altında toplanabilir:

1. 51/84 sayılı Yasanın 120(5) maddesi M-üsteidyi kapsamamaktadır.

2. Polis Hizmetleri Komisyonuna meslekten çıkarma yetkisini geriye dönük 13.4.1990 tarihinde karar almak için verimiş idare hukuk prensipleri ve yasal mevzuat yetki vermemektedir. Burada idare, genel hukuk kadielerine ters düş-müştür.

3. Müstedi emeklilik için başvurduğu, kendi isteği ile ayrılmayı uygun gördüğü hald, idare emeklilik işlemlerini yürürlüğe koyacağına bunu kaale almayıp kovuşturmaya devam etmekle kasıtlı veya keyfi davranarak prensiplerine ters düşmüştür.

Müs-tedinin birinci yakınma konusu:

Polis Hizmetleri Komisyonunun Müstediyi 13.4.1990 tarihinden geçerli olmak üzere meslekten 51/84 sayılı Yasaının 120(5) maddesi uyarınca çıkarmaya yasal yetkisi varmıydı? İlgili yasa maddesi Müstedi durumunda olan bir poli-s mensubunu kapsar mı?

Bu sorulara cevap ararken, Emniyet Teşkilâtının konuya ilişkin mevzuatının tarihçesine ve başvuru konumuzla ilgili yasal düzenlemeye bir göz atmakta fayda vardır.

Polis mensubu kamu görevlisidir. Ancak Anayasanın 118. maddesi Pol-is Örgütündeki emniyet mensupalrının, statüsü ve denetimini diğer kamu görevlilerinden ayrı tutumuştur.

Bu konuya ilişkin Anayasanın 118. maddesi aynen şöyledir:

"(1) Polis Örgütünün kuruluşu, görev, yetki ve sorumlulukları yasa ile düzenlenir.

- (2) Polis, demokratik hukuk devleti ilkelerine ve yurttaşların temel haklarına saygılı olarak Anayasada ve yasalar çerçevesinde görev yapmakla yükümlüdür."
-
Halen yürürlükte olan Polis Örgütü (Kurului, Görev ve Yetkileri) yasası 51/84 (bundan böyle 51/84 olarak anılacaktır) polis mensupları ile ilgili konuları içeren yasadır. Konu yasa yürürlüğe girmeden önce Kıbrıs'ta 1958'den sonra yürülükte olan, Fasıl 28-5 Polis Yasası ve bu Yasa altında isdr edilen tüzüklerdi. Söz konusu yasaya yapılan en son tadilât 2/71 sayılı tadilâttır. Fasıl 285 altındaki Polis Genel Nizamnamesi 1958-1973, 1.5.1958'de, Polis Disiplin Nizamnamesi 11.7.1972 tarihinde Fasıl 285 Yasasını-n 10. maddesi tahtında Emniyet Genel Müdürü tarafından Yürütme Kurulunun onayı ile yapılmıştır. Fasıl 285 ile yuakrıda söz konusu nizamnameler 51/84 sayılı Yasa altında birleştirilmiştir. 20.12.1984 tarihinde yürürlüğe giren 51/84 sayılı Yasa ile, fasıl 28-5 ve 51/84'e aykırı olan tüzükler yürülükten kaldırılmıştır. 51/84 sayılı Yasa ile örgütlenmiş bir Emniyet Teşkilâtı ortaya çıkmıştır. Örgütün işleyişi, çalışması, yönetimi, gözetimi, disiplin ve denetimi ile ilgili hususlar Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı-nda yürütülmekte olup Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı da bu açıdan yasaca Başnakanlığa karşı sorumlu kılınmış bulunmaktadır. Polis mensuplarına tanınan hak ve özgürlükler, sorumluluklar, yetkiler, atanma, disiplin, denetim ve oluşumu ile ilgili kurallar sö-z konusu yasa ile daha geniş kapsamlı şekilde düzenlenmiştir.

51/84 sayılı Yasanın 106. maddeden 125. maddeye kadar olan kısmı disiplin kovuşturmalarını içermektedir. Disiplinsizlik teşkil eden eylem ve davranışlar ve bunlara verilebilecek disiplin cezal-arı Yasanın 115. maddesinde açıkça sıralanmıştır. Bu madde incelendiğinde disiplinizlik teşkil eden ve disiplin cezası gerektiren bazı eylem ve davranışşar ayni zamanda ceza yasası veya başka yasalar altında suç teşkil etmektedir. Disiplin yargılanması 108- ve 109. madde kurallarına göre yapılır.

1958 Polis Kanununda (daha sonra Fasıl 285'de) ve 51/84'e kadar yürürlükte kalan 1958-1973 Polis (Genel) Nizamnamesinin 8(2) fıkrasında belirtilen ve bir polis emnsubunun görevinin sona ermesi halleri ile ilgili y-etkiler, 51/84'ün 71. maddesinin (2) fıkrası altında yasallaşarak Polis Hizmetleri Komisyonuna verilmiştir.

Polis (Genel) Nizamnamesinin 8(2) maddesi aynen şöyledir:

" (2) Emniyet Genel Müdürü, Bakanlar Kurulu onayı ile Kumandan rütbeli subaylar hariç, -herhangi bir Emniyet mensubunu, hizmet süresi esansında herhangi bir zaman aşağıdaki sebeplerden terhis edebilir:

...........;
...........,
Ehliyesizlik mülâhazasıyle;
(ç) ............;

Ancak, bu fıkrasnın (c) ve (ç) bendeleri hükümleri tahtında terhis -edilmeden önce, ilgili emniyet mensubui, Emniyet Genel Müdürü tarafından dinlenme hakkına sahiptir. Karar nihai şeklini almaan önce Emniyet Genel Müdürünün mütalâası, ilgili emniyet mensubunun müdafaası ile birlikte Yürütme Kurulu'nun tasvibine sunulur."

-51/84 sayılı Yasanın 71. maddesinin (2). fıkrası ise aynen şöyledir:

" (1) .................

(2) Polis Hizmetleri Komisyonu, herhangi bir polis menzubunu hizmet süresi esnasında, herhangi bir zamanda aşağıdaki nedenlerle meslekten sürekli olarak çıka-rabilir:

..............;

Ehliyetsizlik nedeniyle;
..............;

Ancak bu fıkranın (b) ve (c) bendleri uyarınca meslekten sürekli olarak çıkarma işlemi hakkında kovuşturma, savunma gibi kurallar, disiplin kurallarında olduğu gibi yürütülür.- Yüksek İdare Mahkemesine başvurma hakkı saklıdır. (underline supplied) "

Görüleceği üzere Polis Hizmetleri Komisyonunun 51/84 sayılı Yasanın 71. madde altındaki yetkisi disiplin kovuşturmalarından farklı tutulduğu halde, yasa koyucu 71. madde altındaki -kovuşturmaları disiplin kovuşturmalarında uygulanan benzer prosedüre tabi tutmakla, avukat tarafından temsil edilme ve savunma hakkı gibi konularda ayni hakları tanımıştır.

Polis (Genel) Nizamnamesinin 8(2) maddesi tahtındaki "terhis" (İngilizcede "disch-arge")'e tekabül eden 51/84'ün 71. maddedeki "meslekten sürekli olarak çıkarılma" tabirleri, gerek 1972'ye kadar Polis Disiplin Nizamnamesi tahtında ceza olarak kullanılan "tartlık (dissmissal) ve gerekse 51/84'ün 115(4) maddesine yer alan "meslekten çıkar-ma cezası" kelimelerinden farklı, ceza niteliği taşımadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar da 51/84'de "meselkten çıkarılma" ibaresi her iki haldekullanılmişsa da, geçmişteki uygulama ve 51/84 sayılı Yasaya ayrı amaçlar doğrultusunda kullanmaları, bu farklı -niteliklerini ortaya koymaktadır. Çeşitli içtihatlara bakıldığında "ehliyetsizlik"den ("inefficient" eşittir "fit") görevden çıkarılmaının, ceza niteliği taşımadığını ve bu şekilde algılanmaması gerektiği belirtilmektedir. ( Bak 22/72 Hasan Oktay ve ayrıca- Pantelidou v. R. 4R.S.C.C. sayfa 100).

Yukarıda belirtildiği gibi huzurumdaki meselede Müstedi, ehliyetsizlik durumunu yakınma konusu yapmadığı cihetle, Müstedinin mahkûmiyeti "ehliyetsizlik" olarak teâki edilebilir mi? edilemez mi? veya Polis Hizmetler-i Komisyonunun Müstedinin ehliyetsizliği konusunda araştırması ve takdir yetkisi hakkında inceleme yapılması gerekmemektedir. Nitekim polislik mesleğinin kişilerin yasalara saygı ve uyumu sağlamayı da içerdiği düşünüldüğünde, adam öldürmeye teşebbüsten mah-kûm olan bir polis memurunun mesleki açıdan ehliyetsiz (unfit) bir duruma düşeceği aşikârdır. Bak. YİM 141/88 (D.30/89) sayfa 6.

Bu itibarla disiplin kovuşturma ve soruşturmalarında olduğu gibi 71(2) maddesi altında ehliyetsizlikten kovuşturmaya tabi tut-ulan polis memuru aleyhindeki işlemlerde de 51/84 Yasanın 113. maddesi İdarenin Mahkeme huzurunda başlatılmış ceza davası olması halinde, dava sonuna kadar kovuşturmanın durdurulmasını öngörür.

Aynı Yasanın 120. maddesine göre ise, hakkında disiplin soru-şturması başlatılan veya cezai kovuşturma açılan bir polis memurunun görevi başında kalmasında sakınca görülmesi halinde, geçici olarak görevden uzaklaştırılır. 120. madde altındaki bu uygulama kamu yararı düşünülerek yapılmaktadır. Ancak bu uygulama 113. -maddeye tabi olduğundan, soruşturmanın sonuçlanması gecikmeye uğramaktadır.

Müstedinin yajkınma konusu ettiği 51/84 sayılı Yasanın 120(5) maddesi aynen şöyledir:

"Geçici olarak görevden uzaklaştırılan polis mensuplarının beraatlerine hükmedilmesi veya d-isiplin cezası uygulanmasına gerek gmrülmesi halinde, görevden uzakta geçirdikleri süre hizmette geçirilmiş sayılır ve kademe ilerlemeleri devam ettirerek barem içi aerışları geciktirmeksizin verilir."

Müstedi avukatı bu maddenin Müstediye şamil olamıyac-ağından yakınmaktadır.

Hukuka ve Hukuk İlmine Giriş Prof. Orhan Münir Çağıl 4. baskı 1971 sayfa 208'de şöyle demektedir.

"Bir kanunu makul manalı şekilde kavramak demek, onu takip ettiği gayeye göre manalandırarak, muhtevasında hangi hal çareleri öngörü-lmüşse, bu hal çarelerine göre anlamak demektir. Bu cihetle tespit etmek üzere zamanın müşahhas kanun vazının takip ettiği gayeler de araştırılabilir. Fakat, böyle bir noktadan hareket eden tefsir, farkında olmadan kanun vazının fiili tasavvurlarını aşar;- bu tasavvurların ötesine geçer. Kanunun gayesini ve gayelerin bütününü araştıran tefsir, kanunu-nun hükümlerinin (normun) konsekanslarını (bütün zaruri neticelerini) sonuna akdar düşünür ve her tabiri, kanunun hükmünün gayesine en fazla uygun gelecek şeil-de manalandırır. Nu suretle, zamanın kanun avzının düşüncelerini daha da inkişaf ettirmiş olur. Böylece, bu tefsir, kanunu, kanun vazının anladığı mana çerçevesinde olmak üzere, belki de ondan daha iyi anlar. Bu gerek kanun gayeleri, gerek bu gayelere ulaş-tıracak avsıta hakkında varittir. Eğer kanunun gayeleri, başkaca anlaşılamıyorsa, o vakit şu sual sorulur: Kanunun normu veya normları, makul olarak, acaba hangi gayeye mütevecih (yönlenmiş) olabilir? bu sualin cevabını verebilmek için kanunun makul gayele-rinin ne odluğunu bilmek lâzımdır. Bunlar, evevli emirde adalet, hukuki emniyet, sosyal ahenk ve müvazene hukuk huzur ve selamet gibi hukukun objektif gayeleridir; görülüyor ki adalet bir ida odluğu halde gaye mefhumu ile pekala birleşir; hatta birleşmesi- zaruridir."

Clearing Bankers v. Commisioners of Inland Revveneu (1896) sayfa 8'de:

"In construing thje words in the present case the court has a right to look to the surrounding circumstances -to the facts which must have been known to the legislature w-hen the statute was passed- above all the language of the class of ststutes of which this is one."

Bak ayrıca (D.7/87) A.M.14/85

Gör: Maxwell on Interpretation on of Statutes, 11th Ed., p.221 ve Grey ve Pearsons (1857) 6 H.L.C.61.

Craie's On Satute L-aw 6th ed sayfa 100'de

"...and Lord Davey in Canada Sugar Refining Co. v. R. 1898 AC. said. "Every clause of a statute should be construed with references to the context and other clauses in the act, so as, as far as possible, to make a consistent enachtm-ent of the whole statute or series of statutes relating to the subject matter."

Her dava her zaman hukuk prensipleri çerçevesi-nde kendi olguları ve özellikleri açısından değerlendirilir. Toplum ihtiyaçlarının gelişen dünya değişmesi ve çıkan ihtilâflar neticesinde yürütmeni ve yönetimin çalışamları Mahkemelerin denetiminden geçerken idare hukukunun devamlı değişim sürecinde olmas-ı kaçınılmaz olur; mukakkak ki zaman birimi içinde aynı hukuki prensipler uygulandığı halde değişik kararlar üretilmektedir.

Gerek KKTC'de yerleşmiş hukuk kaideleri ve gerekse uluslararası hukuk sisteminde bir yasa maddesi yorumlanırken tüm yasayı bir bü-tün oalrak hukuk ilkeleri çerçevesinde değerlendirip, yasa koyucunun niyetini bu şekilde anlamaya gidilir. Yasanın hangi şartlara ltında yapıldığı ve o tarihteki günün koşulları, mevcut yasal durum ve benzeri yasal düzenlemeye de atıfta buluanrak yasanın n-e amaca hizmet etmek için geçirildiği anlaşılır. Yasanın bir bütün olarak ele alınması ve bir maddenin diğer maddelerden ayrı olarak telâkki edilmemesi gerekir.

İlgili yasa maddesinden yasa koyucunun niyetinin beraat etmiş olan ve disiplin kovuşturmasına- tabi tutulmayan polis mensupalrının göevden uzakta geçirdikleri süreti hizmetten saymayı amaçladığı sarahaten görülmektedir. Acaba bunu sadece bu şekilde yorumlayıp bırakmak yasa koyucunun esas gayesini açıklamak için yeterlimidir?

İlgili maddeye bir bü-tün oalrak bakıldığında görevden uzaklaştırılan tüm polis memurlarına yönelik 120. maddenin bir parçası olan (5). fıkrasıın, mahkûm olan kişileri veya disiplin cezasıan çarptırılan kişileri kapsamadığı şekilde algılanması hatalı bir yorum şeklidir.

AMKD -Sayı 5, sayfa 226'da yasaların yorumlarına ilişkin şu görüşe yer verilmiştir:

".. Öte yandan, kanunların yorumlanmasında kanun koyucunun ereğine göre yorum, bu gün gerek doktrinde gerek uygulama alanında benim-senen bir yorum kuralıdır."

Yine Craies'in a-yni kitabının sayfa 134'de

" As Knight-Bruce L.J. said in Exp. Copeland, upon a question of construction arising upon a subsequent statute on the same branch of the law, it is perfectly legitinate to use the former Act though repealed. For this, continued- he, I have the authority of Lord Mansfield, who in R. v. Loxdale, thus lays down the rule, where there ara different statutes in pari materia, though made at different times, or even expired and not referring to each other, they shall be taken and constru-ed together as one system and as expanatory of each other."

Sayfa 133'de "In pari materia'nın manası açıklanmaktadır.

" Statut-es are in pari materia which relate to the same person or thing, or to the same class of persons or things"

Attorney-General v. H.R.H. Prince Ernest Augustus of Hanover H.L. 1957 1 AER p.49 Viscont Simonds, bir yasayı bir bütün olarak değerlendirme gereğ-ini vurgulamıştır:

"Forwards, and particularly general words, cannot be read in isolation: their colour and content are derived from tehir context. So it is that I conceive it to be my right and duty to examine every word of a statute in it's context, and- I sue "contect" in it's widest sense, which I have already indicated as including not only other enacting provisions of the same statute, but its preamble, the existing state of the law, other statutes in pari materia, and the other mischief which I can, -by those and other legitimate menas, discern the statute was intended to remedy."

Yasa koyucunun bu maddedeki niyetini tezekkür ederken benzer konuyla ilgili benzer haklar-ı düzenleyen geçmişteki veya şimdiki yasa ver maddelerinden faydalanıp yorum yapabiliriz.

6.6.1979 tarihinde yayınlanan ve çeşitli tadilâtlara uğrayan 7/79 sayılı Kamu Görevlileri Yasasının 102. maddesinde görevden uzaklaştırılan kamu görevlileri hakkında- kurallar mevcuttur. Hatta Ysa, disiplin, meslekten çıkarma ve diğer hak, imtiyaz vesaire ile ilgili birçok benzeri yetki ve uygulamaya yer vermektedir. 7/79'un 102(1) maddesi 51/84'deki 120(1) maddeye tekabül eder; 102(2) maddesinin 51/84'deki muadili 120-(1) ve (3); 102(3)'ün muadili ise 120(4),(5); 102(4) ve (5)'in muadili 120(6), 7(7), (8)'dir.

51/84 sayılı Yasanın yürülüğe girdiği tarihte yürülükte olan 7/79 sayılı Yasanın 102. maddesine 12.6.1989 tarihinde 34/89 sayılı değişiklikle (3). fıkra eklenm-iştir. 51/84'ün muadil maddesine benzeri herhangi bir tadilât yapılmamıştır. Bunun nedeninin geçmiş mevzuatta yer alan hususların yeni yasaya olduğu şekilde aktarılamsından kaynaklanmış olabileceğini düşünmek olasıdır. Keza buradaki görevim, yasa koyucunun- gayesini geçerli verilere göre yorumlamaktır.

Biran için mahkûm edilen polis emnsupalrını sözkonusu yasa maddesinin kapsamını farz edecek olursak, Mahkeme tarafınan mahkûm edilen veya hakkında didiplin cezası verilen bir polis mensubunun görevden uzakta- geçirdiği sürenin hizmetten sayılacağı anlamı mı verilebilir? Buna, ancak görevden uzaklaştırılan memurun yasal statüsünü tesbit ederek cevap verebiliriz.

Görevden uzakta geçirilen sürenin (interdiction) disiplin kovuşturması veya ceza niteliğinde değil-, geçici bir tedbir; yürütsel ve yönetsel bir eylem olarak nitelendirilmesi gerekir. Görevden uzaklaştırmanın amacı, kamu yararı gereği, aleyhinde askıda bulunan kovuşturma tamamlanıncaya dek "zanlı" durumundaki kamu görevlisinin görevlerini ifa etmemesidi-r. Görevden uzakta geçirilen sürede kişi halen kamu görevlisi sayılmakla beraber, görevden uzaklaştırıldığı cihetle, mevkiinin yetki, hak ve imtiyazları beklemeye, askıya alınmaktadır; bulunduğu mevkiin görevlerini fiilen yerine getirmemektedir; dolayısıyl-e yasa koyucu, fiilen görevde olmadıkları cihetle, beraat etmeleri veya disiplin cezası almaları durumları, yani aklanmaları hali ahriç, "interdict" süresini görevlerinde bir kesinti olarak algılamaktadır ve hizmetten saymamaktadır.

Sıddık Sami Onar'da İ-dare Hukukunun Umumi Esasları (1. cilt) isimli eserinde sayfa 866'da "memurun, avzifesinden fiilen uzaklaştırılması" olarak geçmektedir.

Nitekim mahkûmiyet halinde görevden uzakta geçirilen süre aylıklarını etkilediği gibi gerek barem içi artışlarını ge-rekse emeklilik hakalrının tesbitinde dikkate alınmamaktadır. Başka deyişle mahkûm olmaları veya disiplin cezası almaları halinde görevden uzaklaştırılmada (inerdict) geçirilen süre hizmette geçirilmiş sayılmıyor.

Veis & others v R (1979) 3 CLR sayfa 41-2 "Interdiction is one mode of altering, albeit temporarily, the status of a public officer .." (Bak ayrıca Dalitis v. R. 1970 3 CLR 205)

Yasanın 120. maddesinin ve bilhassa (5). fıkrasının gayesi (yukarıda görevden uzaklaştırılma ile ilgili görüşlerime -ek oalrak) maddeye bir bütün olarak bakıldığında, görevden uzakta geçirilen sürelerin hizmetten sayılıp sayılmayacağı hususlar, maaşların bu sürede veya süre hitamında nasıl ödeneceğine, kademe ilerlemesine ilişkin kurallar, görevinde başarılı ve temiz geç-mişe sahip ve iyi davranış içinde olan polis memuru ile mahkûm edilen veya disiplin cezaı almış polis memuru arasındaki maaş ve parasal menfaat farkını yaratmak, bir yerde kovuşturma neticesi temize çıkan polis memurunun tüm haklarını geri almasını ve keza- mağduriyete uğramamasını sağlamaktır.

Temiz ve iyi sicil sahibi olan polis mensupalrının maddi yönden ayriyeten ödüllendirilmeleri 51/84 sayılı Yasadan önce yürürlükte olan Fasıl 285 Polis Yasası altındaki 1958-1973 Polis (Genel) Nizamnamesinin 23. madd-esi altında polis mensuplarına iyi davranış ve liyakat ödeneğinin verilmesini ve şimdi yürürlükte olan 51/84 sayılı Yasanın 142. maddesi altında "yüksek hizmetleri" görülen polis mensuplarının ödüllendirilmelerini düzenleyen mevzuat örnek olarak gösterileb-ilir.

Yasa koyucunun, diğer kamu görevlilerinden ayrı oalrak polis mensupalrına farklı bir durum yaratmak isteği 51/84 sayılı Yasanın 120(4) maddesi uyarınca polis memuru görevden uzakta geçirdiği sürede kamu görevlisinden farklı tam maaş almasından da g-örülebilir. Bu farklılık belirtildiği üzere polislerle ilgili geçmişteki yasal düzenlemenin bugüne ayarlanmasından kaynaklanabileceği gibi, polis memurunun yaptığı görev icabı daha sıkı didplin ve daha temiz bir geçmişe sahip olması gerekmekte olduğu gerçe-ği açıııısından da geçerlidir. (Bak. haros v R. 4 R.S.C.C.39) Polis memuru ile Kamu Görevlisi arasındaki farklılık Kamu Görevlileri Yasasının ilgili maddesine bakıldığında görülmektedir:

7/79 sayılı Yasanın tadil edilmiş şekli ile 102(3) maddesi aynen şö-yledir:

"102
..........
..........
Görevinden geçici olarak uzaklaştırılan veya görevle ilgili herhnagi bir suçtan dolayı tutuklanan kamu görevlilerinin aylıklarının yarısı ödenir ve bu Yasada öngörülen haklardan ve diğer çıkarlardan yararlanmaya devam ed-er. Geçici olarak görevden uzaklaştırılan kamu görevlilerinin beraatları halinde, görevden uzakta geçirdikleri süre hizmette geçirilmiş sayılır ve kademe ilerlemeleri devam ettirilerek barem içi artışları ve aylık kesinti tutarları geciktiril-meksizin veri-lir.
Ancak bu Yasanın 100. maddesinde öngörülen disiplin cezalarından bir veya daha fazlasıyla cezalandırılan veya hakalrında yapılan ceza kovuşturması sonucunda yetkili bir mahkeme tarafından mahkûm edilen kamu görevlilerinin, görevden uzakta geçi-rdikleri süre hizmetten sayılmaz; bu süre kademe ilerlemesinde dikkate alınmaz ve aylık kesinti tutarları verilmez.

Mahkemenin altı aya kadar sonuçlanması halinde, ilgili kamu görevlisine tam maaşı verilir. Mahkûm olması halinde, tam maaş olarak gör-evden uzakta geçirdiği bu süre hizmetten sayılmaz sayılmaz ve kendisinee verilen yarı maaş üstü ödemeler, ikramiyesin- den indirilir.
(4) ............

(5)...........

7/79 sayılı Yasa görevden uzakta geçirilen süre hakkında konuyu dah açık bir şekilde iş-lemektedir. Sözkonus Yasanın 102(3) maddesindeki şart bendinin yalnızca ödenmiyen yarı maaşların ödenmiyeceğini ve altı aydan sonra ödenen maaşın yarısının alınacağını belirtmek amacı ile konulmuş olduğunu görülmektedir.

120(5) maddenin 51/84'e konmasın-ın nedeni yuakrıda belirttiğim üzere temiz sicile sahip olan ile olmayan polis memurları arasındaki farkı yaratmak içindir. Aksi takdirde böyle bir maddenin Yasada yer alması herhangi bir amaca hizmet etmez, Yasaya konulmasına gerek kalamzdı. Bu açıdan ba-kıldığında maddenin gayesi tüm Yasa bilikte incelendiğinde ortaya çıkar.

Bu görüşüme destek oalrak 51/84 tarihinden önce yürülükte olan 1972 Polis Disiplin Nizamnamesinin 22. maddesine atıfta bulunabiliriz.

Sözknusu madde aynen şöyledir:

"22. Herhangi- bir Kaza Emniyet Müdürü, Emniyet Genel Müdürünün onayı ile, Kumandan Muavini rütbesinden ast herhangi bir Emniyet Mensubunu, herhangi bir zaman, olis Kanun ve Nizamları veya başka herhnagi bir cezai suçun veya bu Nizamnameye aykırı herhangi bir suçun soru-şturulması tamamlanıncaya kadar görevden menedilebilir. Böyle bir görevden menetme kararı mümkün olduğu kadar erken ilgili Emniyet Mensubuna yazılı oalrak tebliğ edilir fakat ilgili Emniyet Mensubu görevden menedilme dolayısı ile Emniyet Mensubu statüsünü -kaybetmez; Ancak -

Bir Emniyet Mensubu olarak sahip olduğu yetkileri, imtiyazlar ve menfaatlar görevden menedildiği süre geçerli değildir, fakat menedilmemiş olsa tabi olmuş olacağı aynı sorumluluklara, disiplin ve cezalara ve aynı otoriteye tabi olmağa -devam eder;

Görevden menedilmiş herhangi bir Emniyet Mensubu, mededilmiş ssüresi boyunca, kira ödediği hariç, maaş veya herhangi bir ödenek hakkında sahip olmaz fakat Emniyet Genel Müdürünün talimatına göre maaşının yarısından az veya üçte ikisinden fazla- olmayan bir ödenek (bundan böyle "görevden men ödeneği" diye anılır) almasına müsaade edebilir;

Müfettiş rütbesinden üst herhangi bir subay, Yürtme Kurulunun tasvibi ile Emniyet Genel Müdür tarafından görevden menedilebilir;

İlgili Emniyet Mensubu, bir -Mahkeme hükmü ile bir cezaevi veya tesiste hapsedildiğinde veya bir Mahkeme kararından suçlu bulunarak cezanın kararlaştırılmasına değin (bir cezaevinde veya başka yerde) tutuklu bulunduğunda, böyle bir hapislik veya tutukluluk süres için görevden men öden-eği verilmez;

Bu gibi bir Emniyet Mensubu görevinden gaybubet etmişse ve nerede olduğu Emniyet Genel Müdürünce bilinmiyorsa, Emniyet Genel Müdürü aksine talimat vermedikçe, nerede bulunduğunun Emniyet Genel Müdürnce biliinmediği süre görevden men ödeneği -verilmez;

Görevden menedilmiş bir Emniyet Mensubu görevine döndüğünde görevden menedildiği tarihten itibaren, Polis Kanunu Fasıl 285 hükümlerine göre yapılmış olan yürürlükteki Polis (Genel) Nizamnamesi 1958-1972 veya onu tadil eden veya yerini alan herha-ngi bir Nizamname hükümlerine göre hakkı olan ve görevden menedilmemiş olsa almış olacağı bütün maaş ve ödenekleri aşağıdaki hallerde alır -

(i) disipline aykırı bir suç için itham edilmemesine karar veril-diğinde; veya

(ii) aleyhindeki bütün davalardan -beraat etmişse; veya

(iii) zam alıkonması, durdurulması veya ertelenmesi veya Müfettiş veya Müfettiş rütbesinden üst olan subaylara 20 KL'sı ve çavuş ve erlere 10KL'sını geçmiyen para cezası, sert tevbih, tevhiz veya ihbar ile cezalandırılmamışsa; meğer -ki Emniyet Genel Müdürü, mezkûr maaş ödeneklerin verilmemeleri hususunda talimat versin.

Mezkur maaş ve ödeneklerden, bu madde uyarınca ödenen miktar ihraç edilir."

Anlaşılacağı üzere polid memuralarına eski Yasa altında görevden men edilmeleri halinde u-ygulanan kurallar çok daha katı idi, ve sadece Emniyet Genel Müdürünün talimatı ile böyle bir polise "görevden men ödeneği" verilmekte idi. Bu nedenle şimdiki yasal mevzuatın geçmiştekinden çok daha adil olduğu söylenebilir.

Yasa koyucunun amacı yukarıda- değndiğim gibi maddi durumdaki değişiklikleri sağlamak olduğuna göre bu da muhakkak ki emeklilik konusunu da etkilemektedir.

Müstedinin ikinci yakınma konusu:

KKTC Anayasası hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkelerini benim-sediğinden genel hukuk il-kelerinin uygulanması doğal sonuçtur.

Yerleşmiş idare hukuku prensiğleri ve bu konuya ışık tutmak açısından araştırılan içtihadi materiyal incelendiğinde; kazanılmış hakalra tecavüz edildiği cihetle istisnai haller dışında idarenin geriye dönük (retrospe-ctive) işlemlerinin idare hukukunda yeri olmadığı ve yerinde ancak geriye dönük yapılan işlemlerin geriye dönük olduğu oranda iptal edilerek kişiye kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren geçerli sayılması gerektiği vurgulanmaktadır. En yaygın olan ve Ma-hkemelerin en sık karşılaştıkları geriye dönük işlemler terfi ve kamu görevinden çıkarmaya ilişkin meselelerdir. Konumuza benzer içtihata rastlamadığım gibi belirtilen prensip o kadar yerleşmiştir ki tartışılması bile abesttir.

Keza Yasa veya herhangi bi-r maddesi geriye dönük işlem gerektirdiği oranda geriye dönük işlem yapılabilir.

Craie's On Statute Law 6. baskı adlı eserin sayfa 391'inde Yasaların idareye geriye dönük işlem yapması için yetkiyi nasıl verebileceğine değinilmektedir:

" If it is a nece-ssary implication from the language employed that the legislature intended a particular section to have a restropective operation, the courts will give its uch an operation "Baron Parke" said Lord Hatherley in Pardo v. Bingham, "did not consider it an inva-riable rule that a statute could not be retrospective unless so expressed in the very terms of the section which had to be construed, and said that the question in each case was whether the legislature had sufficiently expressed that intention. In fact, we- must look to the general scope and purview of the statute, and at the remedy sought to be applied, and consider what was the former state of the law, and what it was that the legislature contemplated". But a statute is not to be read retrospectively excep-t of necessity .................. In Main v. Strak (1890), Lord Selbourne said: "Their lordships, of course, do not say that there migh not be something in the context of an Act of Parliament, or to be collected from its language, which might give to word-s prima facie prospective a larger operation, but they ought not to receive a alrger operation unless you find some reason for giving it ... In all cases it is desirale to asceratin the intention of the legislature"."

(Bak ayrıca Savvides v. P.S.C. 1985 -3 CLR sayfa 1749)

Daha önce değinildiği üzere, 120(5) maddesi idareye geriye dönük işlem yapmak için yetki vermektedir. Ancak bu yetki sadece görevden uzaklaştırılan kişilerin özel durumunu kapsamaktadır. Çünkü böyle durumda olan polis memurunun, gerek m-aaş, barem içi artış, gerekse emeklilik tesbitinde, haklarının ne olduğu tesbit ediirken, yapılacak muahsebe işlemlerinde geriye dönük bakmadan, veya hizxmet dönemleri konusunda karar almak için görevden uzakta geçirilen süreleri nasıl dikkate alınacağı bi-linmeden, yapılamaz.

Kısacası, ilgili 120. maddenin (5). fırkası genel idare hukukunun geriye dönük işlemler hakkındaki prensibine istisna teşkil eden yasa maddelerinden biri sayılmaktadır.

Müstedinin üçüncü yakınma konusu:

Emeklilik işlemlerinin don-durulması için Polis Hizmetleri Komisyonunun yazılı veya sözlü talimatı olduğu hususunda huzurumda şahadet yoktur. Nietkim emeklilk işlemleri için başvuruda bulunmak Polis Hizmetleri Komisyonunun daha önce veya sonra başlatmış olduğu bir kovuşturmanın yürü-tülmmesini etkilememektedir.

Sıddık Sami Onar'ın ayni eserin sayfa 866'nın son paragrafında şöyle deniyor:

" İşten el çektirme muvakkat bir tedbir olduğu için bu tedbiri ve nuvakkat kararı kat'ı karara ve hükme götürecek bir tahkikat takip eder. İşten -el çektirmenin normal şekilde zaten tahkikatı, salahiyetli makamlarca açılmış ve devam etmektedir."

Bir emmur aleyhindeki cezai kovuşturma veya disiplin soruşturması öncelikle ve gecikmeden yapılmalı, sonuçlanmalıdır. Zira bu hallerde görevde kesinti var-dır ve kişinin hakları etkilenmektedir. Meselemizde kovuşturmanın tamamlanmasını geciktiren husus cezai kovuşturmanın tamamlanmamış olma-sıdır.

Müstedi, başvurusuyla ilgili zamanlarda emare 3 ile emekliliğini talep ettiği tarihte 51/84'ün 27/88 sayılı ta-dilât öncesi 10 yıl fiili hizmet altında emekliliğini istemiştir. Müstedinin mahkûmiyeti kesinleştikten sonra, başka deyişle aleyhindeki cezai kovuşturma tamamlandıktan sonra Polis Hizmetleri Komisyonu 14 gün içinde toplanarak "ehliyetsizlik" kararını kısa- sürede vermiş ve kararında Müstedinin hizmet sürelerini 120(5)'e göre tesbit etmiştir. Müstedinin emeklilik işlemlerinin gerçekleşmesi için 51/84 sayılı Yasanın 34. maddesinde öngörülen 3 aylık süre dolmamıştır.

Zaim Necatigil KKTC Anayasa ve Yönetim Hu-kuku 1988 kitabının sayfa 119'da idarenin takdir yetkisine ilişkin şu husulara değinmektedir:

" Yönetim yasanın belirlediği sınırlar içinde kalmalıdır. Kararın alınma-sından önce yasanın çizmiş olduğu bir biçim ve yönetim varsa buna uyulması gerekir. Ayni- zamanda, ilgili yönetsel karar yasanın öngördüğü amaca uygun olmalıdır. Yönetsel karar, kamu yararı yerine kişisel ya da siyasal bir amaç için kullanılmış ise yasanın yönetime vermiş olduğu takdir yetkisi yasaya aykırı olarak kullanılmış demektir. Böyle b-ir durumda, yasaya aykırılık veya yetki aşımı, hatta yetkilerin kötüye kullanıldığından söz edilebilir."

Polis Hizmetleri Komisyonu tarafından yürütülen kovuşturma, disiplin kovuşturması olmakla birlikte, bunun ilgili 71. maddenin şart bendine göre disip-lin kovuşturmasında uygulanan kurallar gibi yürütülmesi yasa gereğidir. Bunun netciesinde Müsetdiye söz hakkı, müdafaa hakkı, 113. madde altında bekleme ile ilgili kurallar uygulanması gerekmiştir ve uygulanmıştır.

13.4.1990 tarihinde "interdict" olan Mü-stediyi 71. madde tahtında işleme tabi tutarken 120(5) maddesi Polis Hizmetleri Komisyonuna görevden uzakta geçirilen süreler hakkında başka şekilde karar alma veya takdir yetkisini kullanmasına cevaz vermemektedir.

Müstedinin görevden uzaklaştırıldığı t-arih olan 13.4.1990 tarihinde emeklilik hakkı kazanmak için yaklaşık 2 ay süresi vardı. Takdir yetkisi varsayılması halinde dahi, Polis Hizmetleri Komisyonu emeklilik işlemlerinin tamamlanması için tehir vermiş olması veya emeklilik işlemlerini yürürlüğe k-oyması veya Müstediyi 5.3.1991 tarihinden geçerli oalrak meslekten çıkartması halinde dahi, 120(5) maddesindeki yasal düzenleme netciesinde mahkûmiyeti nedeniyle görevden uzakta geçirilen süre hizmettens ayılamayacağı cihetle, emeklilik hesaplanmasında kaa-le alınamayacaktır.İlgili tarih olan 13.4.1990 tarihinde emekliliğe hak akzanmadığı cihetle Müstedinin Emare 3 yazıyı 31.1.1991 tarihinde vermekle almaya hak kazanmadığı bir hak kendisine bahşedilemez, kazanılmış bir haktan da bahsedilemez.

Birleştirilmi-ş AM 20-21-22-23-24-24-27/81(D.22/81); sayfa 10'da:

"Genel hukuk ilkesine göre bir yasanın zaruri haller dışında ileriye dönük olarak uygulanması ve yasa yürülüğe girmezden önceki durumlara uygulanmaması gerektiği daha önce açıklanmıştır. Bu ilke kazanılm-ış haklara saygı gösterilmesi gerektiği ilkesine dayanmaktadır. Kazanılmış hakkın ne olduğunun tarifinin yapılması güçtür. Ancak kazanılmış hak kavramının neyi ifade ettiği ve neyi kastettiği daha önce Yüksek Mahkemenin Anayasa Mahkemesi olarak verdiği ka-rarlarda açıklıkla belirtlmiştir. Bir hakkın kazanılmış olabilmesi için bir yasanın böyle bir hakkı tanıması yeterli değildir. Bu hakkı temin için hakkı elde etmek isteyen kişinin bir işlem yapması gerekir. ............ Bu hakkınz aruri haller dışında koru-nması gerekir."

A.M. 9/79 (D.10/81) sayfa 10

"Ancak, herhangi bir hakkın kazanılmış hak sayılabilmesi için o hakkın meydana gelmesi ve böyle bir hakkın geri alınmaması gerekir. Böyle bir hakkın doğması için genel veya nesnel durumun öznelleştirilmesi ger-eklidir" denmektedir.

Yukarıdaki görüşlerim neticesinde görevden uzakta geçirilen süre hizmetten sayılmadığından, Müstedinin emeklilik için başvurduğu tarihte herhangi bir kazanılmış hakkı yoktur. keza Emare 2 yazı neticesi 4.12.1990 tarihinde Polis Hizm-etleri Komisyonunun toplanıp toplanmadığı hakkında huzurmda şahadet olmadığı gibi izah edilmemesi olguların akışında boşluk yaratmıştır. Ancak bunun Yasanın 113. maddesinin işleme konmasından kaynaklandığı varsayılabilir görüşündeyim. Ayni şekilde mahkûmiy-et tarihine kadar Müstedinin almış olduğu tam maaş hakkında ne gibi yasal uygulamaya gidileceği hakkında huzurumda argüman bulunmamaktadır. Ne Müstedi ne de Müstedaaleyhleri temsil eden hukukçular hitaplarında bu konularda birşey söylememişlerdir.

Son ol-arak Müstedinin talebinde haklı bir durumu varolduğu varsayımından hareketle kısaca olgulara değinmek isterim.

İlgili Yasanın 120. maddesinin (5). fırkası Müstediyi kapsamadığı noktasından hareket ettiğimde şu durum ortaya çıkacak: Yasa koyucu bu konuda -suskun olduğu cihetle konuya genel idare hukuku prensipleri çerçevesinde yaklaşmam gerekir. Müsetdi, mahkûmiyet tarihine kadar tam maai aldığı, (geriye dönük işlemler hakkındaki prensibi göz önünde tutarak), meslekten ehliyetsizlikten çıkarılması, kararını-n okunduğu 5.3.1991 tarihinden itibaren geçerli olur.

Polis Hizmetleri Komisyonu 71. madde uyarınca "ehliyetsizlikten" sürekli olarak meslekten çıkarma kararı gerekmeden, işlemlerinin yürütülmesine gidebilirdi. Bu acaba Müstedinin durumunda olan birisi i-çin mümkün olabilirmiydi? Kanaatimce olası değildir. Çünkü huzurumdaki meselenin en önemli öğesi Müstedinin görevinden geçici olarak uzaklaştırılmış olmasıdır.

Yukarıda değinildiği gibi görevden uzaklaştırılmanın (interdict) hukuksal sonuçları vardır. Bu-nları bertaraf ederek, bir kovuşturma neticesi görevinden uzaklaştırılan ve beraat etmiş olan bir kamu görevlisi olan polis mensubu ile ayni işleme tabi tutulan ve mahkûm olan bir kamu görevlisini ayni kategoriye koymak, ona ayni mali hakları tanımak, Yasa-nın özüne ve ilgili maddede güdülen amaca ters düşmek demektir.

Huzurumdaki hukuksal ve olgusal veriler, Müstedinin lehine karar vermeme ceza vermemektedir.

Keza Yukarıda belirtilenlerden anlaşılacağı üzere Polis Hizmetleri Komisyonu 51/84 sayılı Yasa -tahtında ve Yasanın 120(5) maddesi gereğince yetkilerini hukuk ilkelerine uygun olarak kullanmıştır; verdiği kararın keyfi, mesnetsiz, kasıtlı olduğu veya hakkaniyet kuralalrına ters düştüğü söylenemez.

Sonuç olarak başvuru reddedilir.

Başvuru masrafla-rı ile ilgili emir verilmez.


(Gönül Erönen)
Yargıç

26 Nisan 1994

-
















-


-21-



-


Full & Egal Universal Law Academy