Yüksek İdare Mahkemesi Numara 89/1984 Dava No 15/1985 Karar Tarihi 28.06.1985
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 89/1984 Dava No 15/1985 Karar Tarihi 28.06.1985
Numara: 89/1984
Dava No: 15/1985
Taraflar: Raif Şerifoğlu ile Kamu Hiz. Kom.
Konu: Atama kararının iptali istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 28.06.1985

-D.15/85 YİM 89/84

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan

Yüksek Mahkeme Huzurunda

Mahkeme Heyeti:Salih S. Dayıoğlu, N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut.

Anayasanın 118. maddesi hakkında.


Müstedi: Ra-if şerifoğlu, Gümrük ve Rüsumat Dairesi, Lefkoşa.

ile-

Müstedaaleyh: Kamu Hizmeti Komisyonu vas. KKTC, Lefkoşa.

Arasında.


Müstedi namına: Osman Ertekün Müstedaaleyh namına: Mustafa Arıkan İlgili şahıs namına: Güner Çakın




Yasa Maddesi: 53/77 sayılı- Üst Kademe Yöneticileri Yasası.


İstemin Özeti: Müstedaaleyh tarafında.n alınan ve ilgili şahısların Gümrük ve Rüsumat Dairesi M/Muavini mevkine tayinini öngören kararın hükümsüz ve etkisiz nlduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesi i-stemi.


OLAY: Müstedaaleyh tarafından münhal ilân edilen beş adet müdür muavini (idari) ve müfettiş (müdür muavini) mevkilerine müracaat eden Müstedi, müfettiş (müdür muavin)liğine teklif aldı ve teklifi kabul etti. Bilâhare işbu başvuruyu dosyalayarak yu-karıdaki istemde bulundu. Başvuruya duruşma günü verildiği zaman, Müstedinin Serbest Liman Bölgesi Müdürü mevküne üçlü kararname ile atandığı tespit edildi. Müstedaaleyh ve İlgili şahıslar avukatları Müstedinin artık meşru menfaati kalmadığını ve/veya başv-uru dosyalanırken var olsa bile bilâhare duruşma esnasında var olmadığını, dolayısıyle başvurunun ileri gidemeyeceğini ileri sürdü.

SONUÇ: Müstedinin halen işgal etmekte olduğu mevkü dolayısıyle münhal ilân edilecek müfettiş muavini (idari) mevküne müraca-at etmesi olanaksızdır. En azından duruşmanın yapıldığı tarihte meşru menfaati olduğu söylenemez.
Ön itiraz safhasında başvuru reddolunur.

KARAR

Salih S: Dayıoğlu: İşbu başvuru ile müstedi, müstedaaleyh tarafınan takrıben 3.7.1984 tarihinde a.lınan ve T-urhan Öztürk'ün Gümrük ve Rüsumat Dairesinde Müdür Muavini (İdari) mevküne tayinini öngören karazın ve yine müstedaaleyh tarafından takriben 27.7.1984 tarihinde alınan ve Erkul Temelin Gümrük ve Rüsumat Dairesinde Müdür Muavini (İdari) mevküne tayinini öng-ören kararın geçersiz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına dair Mahkemece karar verilmesi isteminde bulundu.

Başvurunun duruşmasına başlandığı safhada gerek müstedaaleyh tarafında.n bulunan savcı ve gerekse ilgili şahıs Turan Öztürk -tarafından bulunan avukat, Mahkemeye yaptıkları müracaatla itiraznamelerinde ileri sürdükleri iptidai itirazlarının öncelikle ele alınmasını ve bu konuda karar verilmesini istediler. Müstedinin bu isteme karşı çıkmama.sı ve Mahkemenin de yapılan istemi uyg-un bulması neticesi ilkin müstedaaleyh ve ilgili şahıs tarafından yapılan iptidai itirazların hükme bağlanmasına karar verdi.

Konunun daha iyi bir şekilde anlaşılabilmesi için iptidai itirazlara ilişkin olgulara kısaca değinmekte yarar vardır.

8 şubat 19-83, tarihinde müstedaaleyh sair mevkiler yanında Gümrük ve Rüsümat Dairesinde iki Müdür Muavini (İdari) mevkü ve 5 adet Müfettiş (Müdür Muavini) mevkilerinin münhal olduğunu ve bu mevkiler için a.daylardan dilekçe kabul edildiğini duyurdu. Bunun üzerine mü-stedi ve ilgili şahıslar sözü edilen münhal mevkilere aday olduklarını bildirdiler. Gerek müstedi ve gerekse ilgili şahıslar sözü edilen münhal mevkiler için aranan asgari evsafları haizdirler. Müste daaleyh tarafından yapılan gerek sınav gerekse mülâkat s-onucu müstedi müfettiş (Müdür Muavini) mevküne ilgili şahıslar ise Müdür Muavini (İdari) mevkilerine tayin edildiler. Her iki mevkün baremleri 17A'dır.

Müstedi tayin edildiği müfettiş (Müdür Muavini) mevküne atanmasını kabul edip etmediği müstedaaleyh tar-afından yazılan 17 Temmuz 1984 tarihli bir yazıya cevaben sözü edilen mevkiyi kabul ettiğini 24 Temmuz 1984 tarihli bir yazı ile bildirdi. 28.8.1984 tarihinde ise müstedi bu başvuruyu dosyaladı ve daha önce anılan istemde bulundu. Gerek itiraznamelerin dos-yalanması ve gerekse başvurunun talimatının yapılmasından sonra başvurunun duruşması için bir gün saptadığı zaman 15.4.1985 tarihinde müstedi bir Üst Kademe Yöneticisi Mevkii ve baremi 18A olan Serbest Liman ve Bölge müdür mevküne Üçlü Kararname ile atandı-.

İptidai itirazların ele alındığı safhada müstedi şahadet verdi ve konu mevkiler için Amme Hizmeti Komisyonuna gittiğinde orada Müdür Muavini (Idari) mevküni tercih ettiğini söylediğini iddia etti. Müstedi şahadetinde ayrıca Müdür Muavini (İdari) mevkü i-le Müfettiş (Müdür Muavini) mevkileri arasında barem itibarı ile bir fark olmadığını halen atandığı mevkünin ise daha yüksek bir mevki olduğunu kabul etmekle beraber geçmiş hizmetlerinin ve bilgisinin Müdür Muavini (İdari) mevkünin görev ve sorumlulukları -içinde geçtiği cihetle bu mevkide daha faydalı ve tatmin olabileceğini ileri sürerek başvurusunda. ısrar ettiğini belirtti.

Gerek müstedaa.leyh ve gerekse ilgili şahıs tarafından bulunan avukat tarafından, ileri sürülen iptidai itirazlar iki noktada topla-nmaktadır. Bunlar özetle şöyledir:

1. Müstedi iki mevkiye müracaat etmek ve daha sonra müfettiş (Müdür Muavini) mevküni kabul etmekle başvuru konusu mevki için artık bir meşru menfaatı kalmadı.

2. Yüksek İdare Mahkemesine başvuran bir kişinin meşru menfa-atinin başvurunun açıldığı tarihte olması gerektiğine ilâveten duruşma tarihinde de devam etmesi gerektiği ilkesinden hareketle ve müstedinin 15.4.1985 tarihinde daha. üst bir mevkiye atanması ve bu mevkide iken başvuru konusu ettiği mevkiye atanmasının ol-anaksız olduğu gerçeği karşısında müstedinin bidayette meşru menfaatı olsa bile bunun ba.şvurunun duruşması esnasında var olmadığını ve dolayısıyle başvuru daha ileri gidemez:

İlkin l. noktayı ele almayı uygun bulduk. Normal olarak bir kişinin asgari evsa-fı haiz olduğu sürece iki veya daha fazla münhal mevkiye müracaat etmesi ve bunlardan birisini kazanması ve kabul etmesi kazanmadığı mevkiyi konu edip bunu Yüksek İdare Mahkemesinde yakınma konusu yapamayacağı anlamına gitmez. Bunun aksini düşünmek o gibi -kişiyi kendisine teklif edilen mevkiyi reddetmesi gerektiği anlamına gelir ki bunu ondan beklemek herhalde doğru ve makul olma.z. Bu konuda üzerinde durulacak olan husus müstedinin başvuru konusu yaptığı mevkiye müracaat edip etmediği ve bu mevkün aradığı -asgari evsafa haiz olup olmadığıdır. Her iki soru müsbet bir şekilde cevaplandırılabileceği cihetle en azından reddedildiği mevki açısından meşru menfaatının olmadığı söylenemez.

2. noktaya gelince; Müstedinin başvurunun duruşmasının yapıldığı günde başvu-ru konusu mevkiden daha üst bir mevki işgal ettiği bir gerçektir. Bizi düşündüren husus daha üst bir mevkide görev yapmakta olan bir kişinin daha alt düzeyde bir mevkiye münhal olması halinde müracaat edip edemeyeceği ve müracaat edebilmesi ve bu mevkinin -ona teklif edilmesi halinde bu teklifi kabul etmek durumunda bulunup bulunamıyacağıdır.

Bir üst mevkiye layık görülüp de oraya atanan veya terfi edilen bir Kamu görevlisinin daha alt düzeyde münhal bulunan bir mevkiye talip olduğunu, ilk defa duyduğumuzu -itiraf etmemiz gerekir. Böyle bir durumun normal olarak eşyanın tabiatına aykırı olduğu cihetle, 7/79 sa.yılı Kamu Görevlileri Yasasınca düzenlenmemiştir. Sadece Yasanın 75. maddesi bir sınıftan diğer sınıfa geçme hallerinde bundan yararlanmak isteyen kamu- görevlilerinin müracaat edecekleri mevkilerin halen tuttukları mevkiler ile eşit veya onlardan daha yüksek olmalarını şart koşar. 53/77 sayılı Üst Kademe Yöneticileri Yasası da bu gibi hallerde sukuttur. Sözü edilen 53/77 sayılı Yasa bir Üst Kademe Yöneti-cisünin nasıl atanacağını ve atandıktan sonra bu mevkiyi nasıl yitireceğini düzenlemekte bu düzenleme içinde bir Üst Kademe Yöneticisinin atandığı Üst Kademe Yöneticisi mevkünden kendi isteği ile ayrılabileceği hususu yer almamaktadır. Tabiatıyle böyle bir- kişi Yasanın öngördüğü şekilde mevküden alınabilir ancak böyle bir durumun hasıl olması halinde Üst Kademe Yöneticisinin, kendisini atayan Bakanın döneminde alınması halinde eski görevine, aksi takdirde, müşa.virlik mevküne getirilmesi gerekir. Burada üze-rinde durulacak husus Üst Kademe Yöneticisi olarak atanan müstedi durumunda olan bir kişinin kendi isteği ile ve bir hak olarak bu görevden affedilmesini isteyip isteyemeyeceğidir.

Kamu görevinde asıl olan, görevin gerektirdiği yükümlülükler ve bunları en- iyi bir şekilde yerine getirecek ola.n ehil kişilerin atanmasıdır. İda.re, müstediyi Üst Kademe Yöneticisi mevküne layık görmüş, müstedi de yapılan teklife olumlu yanıt verdikten sonra bu mevkiye atanmıştır. Kanaatımızca müstedinin bu mevkiye atanmasıyle -oradan ayrılması sadece 53/77 sayılı ve 7/79 sayılı yasaların cevaz vermesi ile mümkündür. Daha ewel söylendiği gibi sözü edilen yasaların herhangi birisi müstediyi isteğine bağlı olarak işgal ettiği mevkiden ayrılıp daha düşük bir mevkiye geçmesine hak ol-arak cevaz vermemektedir. Durum bu merkezde olduğuna göre başvurusunda muvaffak olduğu ve konu mevkün münhal ilan edildiği varsayılsa bile mevcut yasal durum muvacehesinde müstedi halen işgal etmekte olduğu mevkü dolayısıyle münhal ilân edilecek Müfettiş M-uavini (İdari) mevküne müracaat etmesi olanaksızdır. Müracaat edemiyeceğine göre de onun konu mevki açısından en azından duruşmanın yapıldığı tarihte meşru menfaatının varolduğu söylenemez.

Sonuç olarak ön itiraz kabul edilir ve müstedinin meşru menfaatı -olmadığına binaen, başvuru reddolunur.


(Salih S. Dayıoğlu)(N. Ergin Salâhi)(NiyaziF. Korkut)
Yargıç Yargıç Yargıç

28 Haziran 1985








Full & Egal Universal Law Academy