Yüksek İdare Mahkemesi Numara 88/1991 Dava No 25/1992 Karar Tarihi 29.06.1992
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 88/1991 Dava No 25/1992 Karar Tarihi 29.06.1992
Numara: 88/1991
Dava No: 25/1992
Taraflar: Volkan Aksoy ile Gazi Mağusa Türk Belediyesi
Konu: Göreve devam etme istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 29.06.1992

-D.25/92 YİM 88/91

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan.
Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti: Niyzi F. Korkut, Aziz Altay, Özkan Tunçağ.
ile
Müstedaaleyh: Gazi Mağusa Tür-k Belediyesi veya n/d Gazi Mağusa Türk
Belediyesi Başkanı Yardımcısı, Belediye Meclisi üyeleri ve
Gazi Mağusa Türk Hemşehrileri, Mağusa.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına:- Hasan Hasipoğlu.
Müstedaaleyh namına: Gülden Çiftçioğlu.



Yasa Maddesi:

İstemin Özeti: Müstediyi, Gazi Mağusa Belediyesi tahsildarlığı görevinden istifa etmiş addeden Müstedaaleyh kararının geçersiz olduğuna ve hiçbir sonuç doğrumayacağına ilişkin Mahk-emeden karar istemi.

OLAY: Gazi Mağusa Belediyesinde tahsildar olarak görev yaparken bir suçtan dolayı mahkûm olan Müstedi, hapse girip çıktıktan sonra Müstedaaleyhe gönderdiği bir yazı ile görevine devam etmek istemediğini ve emeklilik işlemlerinin başla-tılmasını istediğini bildirdi. Müstedaaleyh, müstediyi bu yazı üzerine müstafi saymasına rağmen ikramiyesinin ödeneceğini ancak emekli olmayacağını bildirdi.
Başvuru bu karardan yapıldı.

SONUÇ: Müstedaaleyh Müstedinin görevine ilk defa Müstedinin yazıl-ı müracaatı üzerine son vermiştir ve kararında geriye dönük olarak son verdiğini bildirmiştir. Halbuki Müstedinin bu tarihe kadar görevine gitmemesi Müstedaaleyhin ihmal ve kusurundan kaynaklanmaktdır. Müstedaaleyh bu şekilde hareket etmekle yetkisini kötü-ye kullanmıştır.
Müstedi başvurusunda başarılı olmuştur.
Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
YİM 35/78 (D.4/80) sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı.
YİM 233/80 (D.17/81) sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı.
YİM 335/80 (D.28/81) sayılı Yüksek İdare -Mahkemesi kararı.
YİM 171-172/81 (D.4/83) sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı.
YİM 83/83 (D.2/85) sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı.



H Ü K Ü M

Niyazi F. Korkut: Bu başvuruda Mahkemenin hükmünü Sayın Yagrıç Özkan Tunçağ verecektir.

Özkan Tunçağ: Mü-stedi 12.4.1991 tarihinde dosyaladığı işbu başvurusu ile Müstedaaleyh Gazi Mağusa Türk Belediyesi tarafından alınan 22.1.1991 tarihli ve GMB/210-08(126) sayılı olup Müstediyi 20.4.1987 tarihinden itibaren Gazi Mağusa Belediyesi tahsildarlığı görevinden ist-ifa etmiş addeden kararın geçersiz olduğuna ve hiçbir sonuç doğurmayacağına ilişkin Mahkemeden bir karar isteminde bulunmuştur.

Müstedi başvurusunda özetle takriben 15.5.1979 tarihinde Müstedaaleyh Gazi Mağusa Belediyesinde tahsildar olarak göreve başlad-ığını, bu görevini 4.4.1991 tarihine kadar sürdürdüğünü, işlemiş olduğu bir suç nedeniyle 5.11.1990 tarihinde hapse mahkûm edildiğini, mahkûmiyetini çektikten sonra 9.1.1991 tarihinde Müstedaaleyhe göndermiş olduğu bir yazı ile (Gör: Emare 13) görevine dev-am etmek istemediğini ve bu tarihten sonra emeklilik işlemlerinin başlatılmasını istediğini, Müstedaaleyhin ise bu yazısına karşılık Müstediye 4.2.1991 tarihli yazıyı göndererek (Gör: Emare 14) 30.4.1987 tarihinden itibaren kendisini müstafi saydığını veya- istifasını kabul ettiğini ve bunun neticesi olarak hak ettiği ikramiyesinin ödeneceğini kendisine bildirdiğini, 30.4.1987 ile mahkûmiyet nedeni ile cezaevine girdiği 5.11.1990 tarihleri arasında birçok kez Müstedaaleyhe çalışmaya hazır olduğunu bildirmesi-ne karşın Müstedaaleyhin kendisine olumlu veya olumsuz bir yanıt vermeyerek beklemesini söylediklerini, kendisi ile aynı durumda olan Ali Giritli isimli başka bir kişiye mahkûmiyetinden sorna yeniden göreve dönme ve bilâhare emekli olma fırsatının verildiğ-ini, Müstedaaleyhin Emare 14 olan kararı uyarınca 30.4.1987 tarihine dönük olarak hesap yapıldığında sadece ikramiye alabileceğini, diğer emeklilik menfaatlerından istifade edemeyeceğini, tüm bu nedenlerden ötürü meşru menfaatının doğrudan doğruya ve olums-uz yönde etkileneceğini, Müstedaaleyhin bu tutumunun tamamen keyfi veya yasal dayanaktan yoksun olduğunu, Müstedaaleyhin yakınma konusu kararı almakla yetkilerini aşmış veya kötüye kullanmış veya yasalara veya tüzüklere aykırı hareket etmiş olduğunu öne sü-rmüştür.

Müstedaaleyh itiraznamesinde özetle konu kararın yasal dayanağı olduğunu, Müstedaaleyhin bu kararı alırken yetkilerini aşmadığını, kötüye kullandığını, dikkate alınması gereken tüm faktörleri dikkate aldığını, kararın yeterli derecede gerekçeyi -içerdiğini, Müstedinin meşru menfaatının olumsuz yönde etkilendiğinin söz konusu edilemeyeceğini, Müstedinin görevine 15.5.1979 tarihinde başlayıp fiilen görev ifa ettiği 30.4.1987 tarihine kadar devam ettiğini, Müstedi hakkında Gazi Mağusa Belediyesindeki- görevini ifa ederken kundaklama ve suistimal olaylarına karıştığı nedeniyle tahkikat açılması üzerine Müstedaaleyh tarafından 14.10.1986 tarihinde alınan ve 16.10.1986 tarihinden itibaren Müstedinin görevden ikinci bir emre kadar geçici olarak uzaklaştırı-lmasına ilişkin bir karar alındığını, bilâhare 15.12.1986 tarihinde Müstedaaleyhce Müstedinin 17.12.1986 tarihinden itibaren yeniden görevine iade edilmesini içeren başka bir karar alındığını, hakkındaki tahkikatın seyri içerisinde talebi üzerine Müstediye- 26.2.1987 tarihinden 9.4.1987 tarihine kadar ödenekli izin verildiğini, konu tarihten itibaren Müstedinin görevine hiçbir mazaret veya gerekçe göstermeden dönmediğini, bu nedenle Müstedaaleyhin de anılan tarihten itibaren Müstediye hiçbir maaş ödemediğini-, Müstedinin bu durumla ilgili olarak Müstedaaleyhe herhangi bir itirazda bulunmadığı gibi yasal yollara da başvurmadığını, bu koşullar içerisinde Müstedinin kamu görevi yaptığının kabul edilmesinin söz konusu olamayacağını, bu nedenle Müstedinin 4.4.1991 -tarihine kadar görevde olduğu iddiasının doğru olmadığını, anılan süre içerisinde Müstedinin Müstedaaleyhten çalışma talebinde bulunduğunun gerçek dışı olduğunu, bu durumda Müstedaaleyhin Müstedinin istifasını kabul etmekten başka seçeneği olmadığını öne s-ürerek başvurunun reddini talep etmiştir.

Başvuru ile ilgili birçok konuda taraflar arasında ihtilâf olmamakla beraber tüm olgulara ilişkin görüş birliği olmadığı nedeniyle Müstedinin huzurumuzda sunduğu şahadeti inceleyip değerlendirmemiz gerekmektedir.-

Huzurumuzda sadece Müstedi şahadet vermiş ve başka tanık çağırmamıştır. Müstedaaleyh ise hiç tanık dinletmemiş ve Mahkemeye hitap etmekle yetinmiştir. Müstedi avukatı da Mahkemeye hitap etmiştir.

Müstedi Volkan Aksoy şahadetinde, sair şeyler yanında, -fiilen 8 yıla yakın bir süre Müstedaaleyh Mağusa Belediyesinde çalıştığını, bir suç ile ilgili olarak mahkûm olduğunu, 15.10.1986 tarihli Emare 7 yazı ile Müstedaaleyh tarafından geçici olarak görevine son verildiğini, 16.12.1986 tarihli Emare 8 yazı ile g-örevine iade edildiğini, 1,5 ay kadar çalıştıktan sonra Sayıştayın yaptığı kontrol sonucu zanlı durma geldiğini, 1987 Şubat ayından itibaren görevi başında bulunmadığını, en az 4-5 kez Özel Kalem Müdürü Hasan Keskin'e müracaat ederek işine dönmesinin sağla-nması için tavassutunu istediğini, adıgeçen kişinin de her seferinde kendisine beklemesini ve durumdan haberdar edileceğini söylediğini, buna karşın herhangi bir yanıt veya haber almadığı nedeniyle izinlerini talep ettiğini, 30.4.1987 tarihinde ise işe dön-mek için bir teşebbüs daha yaptığını, fakat bir sonuç alamadığını, 9 Ocak 1991 tarihli Müstedaaleyhe hitaben yazdığı Emare 13 yazı ile emekliliğini istemeğe mecbur bırakıldığını, bu yazısına yanıt olarak başvuru konusu yaptığı veya istifasını talep eden Em-are 14 yazıyı aldığını, kendisi ile tıpatıp aynı durumda olan Ali Giritli isimli şahsa mahkûmiyetine karşın çalışma olanağı verilerek emekiye sevk işlemi yapıldığını öne sürdü.

Müstedi bu aşamada Mahkemenin sorduğu soruları yanıtlarken Müstedaaleyhin ken-disini işe başlatmaması ile ilgili olarak Müstedaaleyhe yazılı bir müracaat yapıp gerekçe istemediğini, çünkü kendisine çoğu kez beklemesinin söylediğini, Savcılığın da bu arada kendisi ile ilgili suç unsuru bulunmadığı nedeniyle aleyhine yasal tatbikat y-apılmayacağını bilgisine getirdiğini, daha sonra aleyhine ceza davası getirildiğini ve suçunu kabul ederek mahkûm olduğunu, mahkûmiyet tarihi olan 5.11.1990 tarihine kadar görevde sayılması gerektiğini, bunun kabulü halinde de emeklilik hakkı kazancağını v-e bunun bir sonucu olarak da mağduriyetinin giderileceğini, hiçbir zaman istifa etmediğini belirmiştir.

Müstedi istintakı esnasında geçim zorlukları nedeniyle 1987 yılından beri zaman zaman eniştesi Hüseyin Başbuğ'un yanında çalıştığını, halen de aynı ye-rde düşük bir ücretle çalışmaya devam ettiğini, en son 30.4.1987 tarihinde Müstedaaleyh tarafından kendisine maaş ödendiğini, Sayıştayın kendisini suçlu bulduğu güne kadar görevde kaldığını, o devrede Belediye Başkanına en yakın olan kişinin Özel Kalem Müd-ürü Hasan Keskin olduğunu, bu kişi ile akraba olduklarını, 30.4.1987 tarihinden itibaren Müstedaaleyhin kendisine maaş ödemediğini, buna karşın geri döneceği ümidi ile itraz yapmadığını, bir anlamda kendisini işler kabul ettiğini, mahkûmiyet sonucu 6 ay ha-pis cezasına çarptırıldığını, aleyhine Emare 12'de görülen davaların getirildiğini öne sürerek genelde esas şahadetinde söylediklerini teyit eder doğrultuda şahadet vermiştir.
Sunulan şahadet ile emare belgelerden, başvuruya ilişkin olgularda, taraflar ar-asındaki bir husus hariç, görüş birliği olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında ihtilâf konusu olan yegane husus Müstedinin 1987-1991 tarihleri arasında fiilen görevde bulunmamasına veya Müstedaaleyh Gazi Mağusa Belediyesindeki görevi başında olmamasının- nedenlerine ilişkin Müstedi ve Müstedaaleyhçe farklı ve birbirine tamamen zıt savlar öne sürülmüş olmasıdır.

Müstedinin bu konu ile ilgili şahadeti incelendiğinde anılan tarihler arasında Gazi Mağusa Belediye Başkanının Özel Kalem Müdürü olan Hasan Kesk-in isimli kişiye müteaddit defalar başvurduğu ve her seferinde hizmet arzına hazır olduğunu belirtmesine karşın beklemesinin söylendiği ve bunun üzerine kendisinin de yapacak başka bir seçeneği kalmadığını düşünerek beklemek zorunda kaldığı anlaşılmaktadır-.

İhtilâflı olan bu hususa ilişkin olarak Müstedaaleyhin avukatı Müstediyi sıkı bir istintaka tabi tutulmasına rağmen Müstedinin, Mahkemede detaylı, açık ve dürüst bir şahadet verdiği kanısındayız. Anladığımız kadarı ile, Hasan Keskin isimli şahıs ilgili- dervede Gazi Mağusa Belediyesinde çalışmakta ve Özel Kalem Müdürü veya ona muadil bir görev ifa etmekte idi. Buna karşın Müstedaaleyh ne adıgeçen bu kişiyi ne de müstedinin ihtilâflı konuda vermiş olduğu ve bizim de kabul edilir nitelikte bulduğumuz şaha-deti tekzip etmek için herhangi bir şahadet çağırma yoluna gitmiştir.

Kuşkusuz, başvurusundaki savlarını kanıtlamak Müstediye düşünmek-tedir. Müstedinin ihtilâflı konuda vermiş olduğu ve bizim de doğru kabul ettiğimiz şahadeti değerlendirdikten sonra Müs-tedinin öne sürmüş olduğu savları kanıtladığı kanaatına vardık.

Müsdedaaleyh itiraznamesinin hiçbir yerinde yürürlükteki mevzuata ve yasal yetkilerine dayanarak (1987 yılından 1991 yılına kadar) Müstedi hakkında herhangi bir yasal işlem yapma yoluna gitt-iğine dair herhangi bir sav ileri sürmüş değildir. İhtliâfsız olgulardan görülebileceği gibi, Müstedi Gazi Mağusa Ağır Ceza Mahkemesinde mahkûm olmuş, 6 ay hapse girmiş, mahkûmiyetini çekmiş ve buna rağmen Müstedaaleyh yine de Müstedi aleyhine herhangi bir- yasal işlem yapmadığı gibi böyle bir yasal işlemi başlatacak herhangi bir girişimde dahi bulunmamıştır. Esasen Müstedaaleyhin böyle bir işlem başlattığı hususunda ne bir şahadeti ve ne de bir iddiası vardır.

Bu durumda Müstedinin Müstedaaleyh Gazi Mağus-a Belediyesindeki görevinin devam edip etmediği, başka bir deyişle, kamu görevlisi sıfatının halen devam edip etmediği konusunun incelenmesi gerekmektedir.

Bu hususta YİM 35/78 (D.4/80) sayfa 3'te şöyle denmektedir:

"Kanaatımızca işbu başvuruya has öze-l durum ve sair tüm ahval ve şerait göz önünde bulundurulduğun-da müstediye ödeneksiz izinli o-l-d-uğu intibaı verildikten sonra ve müstedi görevine devam etmediği halde aleyhine herhangi yasal bir tedbir alınmaması onun el'an bir kamu görevlisi addedilmesini kaçınılmaz kılar."

-Bu konuya ilişkin ilkeler YİM 233/80 (D.17/81), YİM 335/80 (D.28/81), Birleştirilmiş YİM 171/81 ve 172/81 (D.4/83) ve YİM 83/83 (D.2/85)'de benimsenerek uygulanmıştır.
-
Bizim de benimsediğimiz bu ilkeler ışığında Müstedinin kamu görevlisi sıfatına son verilmedikçe bu sıfatının devam ettiği görüşündeyiz. Müstedaaleyh ilk defa Müstedinin görevine 4.2.1991 tarihli kararı ile son vermiştir. Ancak bu kararında geriye dönük o-larak 30.4.1987 tarihinden itibaren son vermiştir ki kanımızca Müstedaaleyhin geriye dönük olarak böyle bir karar alması hatalıdır ve Müstedaaleyhin bu şekilde hareket etmekle yetkilerini kötüye kullandığı açıktır. Müstedaaleyhin Müstedinin görevine son ve-rmesi ancak 4.2.1991 tarihli kararından itibaren söz konusu olabilir. Müstedinin bu tarihe kadar görevine gitmemiş olması kendisinden kaynaklanan bir ihmal veya kusur olmayıp Müstedaaleyhin tutumundan kaynaklanmaktdır. Bu durumda Müstedinin 4.2.1991 tarihi-ne kadar görevde sayılması gerekir.

Yukarıda söylenenlerden anlaşılacağı gibi Müstedi başvurusunda başarılı olmuştur.

Sonuç olarak Müstedaaleyhin 22.1.1991 tarihinde aldığı GMB/210-08(126) sayılı olup Müstediyi 30.4.1987 tarihinden itibaren görevinden -istifa etmiş sayan kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilir.





Masraflar için herhangi bir emir verilmez.


(Niyazi F. Korkut) (Aziz Altay) (Özkan Tunçağ)
- Yargıç Yargıç Yargıç

29 Haziran 1992



-


-7-



-


Full & Egal Universal Law Academy