Yüksek İdare Mahkemesi Numara 88/1986 Dava No 5/1993 Karar Tarihi 22.03.1993
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 88/1986 Dava No 5/1993 Karar Tarihi 22.03.1993
Numara: 88/1986
Dava No: 5/1993
Taraflar: Yücel Hafızoğlu ile Tapu ve Kad. Dairesi Müdürü
Konu: Yönetimin Yüksek İdare Mahkemesi kararlarını uygulamak zorunda olup olmadığı.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 22.03.1993

-D.5/93 YİM 88/86

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Taner Erginel, Metin A. Hakkı, Nevvar Nolan

Müstedi: Yücel Hafızoğlu, Girne-.
ile
Müstedaaleyh: Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü vasıtası ile
KKTC, Lefkoşa.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Menteş Aziz ve Kıvanç M. Riza.
Müstedaaleyh namına: Başs. Yrd. Yaşar C. Boran.



H Ü K- Ü M

Taner Erginel: Müstedi, 1981 yılında Bakanlar Kuruluna başvurarak Ermeni asıllı Yiolanda V.Kalbian'ın Girnede bulunan Pafta:XII.21.W.2., Parsel 607,608, 611, 612 ve 615 numaralı taşınmaz malını satın almak için izin istedi. O tarihte yürürlükte bulun-an 32/75, 33/75 ve 41/77 sayılı Yasalara göre Kuzey Kıbrısta bulunan ve yabancılar tarafından terkedilmiş olan taşınmaz mallar Devlete intikal etmişti. Malalrı Devlete intikal etmiş olan yabancıların kimler olduğu ise 41/77 sayılı Yasanın 3. maddesinde bel-irleniyordu. Bu maddeye göre "yabancı" tanımına giren ve dolayısıyle malalrı Devlete intikal etmiş kişiler öncelikle Kıbrıs ve Yunan asıllı Rumlardı. Ancak yasa bu tanımlama ile yetinmemişti. 3. maddeye göre Bakanlar Kurulunun kararname yaparak başka Devle-t uyruklu veya ulus asıllıları da "yabancı" tanımına ekleme yetkisi bulunuyordu.

Önumüzdeki olgulardan anlaşıldığına göre 1981 yılında Bakanlar Kurulunun Ermeni asıllılar konusunda tereddütlü bir tutumu olmakla birlikte İngiliz vatandaşlığına geçmiş Erme-nilerin mallarını Devlete intikal ettirme gibi bir görüşü yoktu. Bu nedenle Yiolanda V. Kalbian'ın İngiliz vatandaşı olduğunu kanıtlaması koşuluyla müracaat konusu malı satmasına izin verildi. Bakanlar Kurulunun 3.6.1981 tarihli kararı şöyledir:
"Bakanlar -Kurulu, İngiltere'de ikamet eden Ermeni asıllı Yiolanda V. Kalbian ile Adrash Dickrane Bestacian'ın 20 Temmuz 1974 tarihinden önce İngiliz uyruklu oldukalrını İngiliz makamlarından alacakları resmi bir belge ile tevsik etmeleri koşuluyla
Yukarı Girne'de Ad-a F, Pafta/Plân XII/21.WII ve parsel 607, 608, 611, 612 ve 615;
Lefkoşanın Trahona (Kızılbaş) bölgesindeki Kayıt No.C992, Ada C, Pafta/Plân XII/30.W.II ve parsel 904'ün
Lefkoşa'da sakin Yücelhafızoğlu'na satılmasına ve gerekli devir işleminin Tapu Kadastro- Dairesi Müdürlüğünce yapılmasına karar verdi."

Bu kararı alan Müstedi derhal harekete geçerek 5.6.1981 tarihinde Londrada Yiolanda V. Kalbianla buluştu ve söz konusu malı 22.500.- KL. karşılığında ondan satın aldı. Taraflar, 5.6.1981 tarihli olup Mahkem-eye Emare 1 oalraj ibraz edilen satış sözleşmesini imzaladılar. Bunun üzerine Müstedi satış bedelinin tümünü satıcıya ödedi. Bu satış sözleşmesinin gerçek olduğu ve satış bedelinin gerçekten ödendiği konusunda Mahkememizde herhangi bir tereddüt yoktur. Çün-kü bu konuda ibraz edilen şahadet Savcılık tarafından istintak edilmemiş, yani doğruluğu kabul edilmiştir. Dolayısıyle önümüzde Bakanlar Kurulunun verdiği bir karara dayanarak ve bu karara gübenerek mal satınalmış olan ve satış bedelinin tümünü de ödemiş o-lan bir Müstedi bulunmaktadır.

Bakanlar Kurulu kararını aldıktan sonra çok süratli hareket eden ve iki gün içinde taşınmaz malı satın alan Müstedi daha sonra uzun süre hareketsiz kaldı ve Tapuda malı kendi ismine kaydettirmek için gerekli girişimlerde bu-lunmadı. Halbuki ilk zamanlarda devir işlemini yapmasını önleyecek herhangi bir engel yoktu. Belki de ileride bir sorun çıkabileceğini tahminedemöediği için Tapuya başvurmayıp zaman kaybeden Müstedi 24.12.1984 tarihinden sonra önemli bir sorunla karşılaştı-. Bakanlar Kurulu 24.12.1984 tarihinde 622 sayılı kararnameyi kabul ederek tüm Ermeni asıllıları vatandaşlığı ne olursa olsun 41777 sayılı Yasanın 3. amddesindeki "yabancı" tanımına dahil etti. Böyşlece vatandaşlığına bakılmaksızın tüm Ermeni asıllılarının- malalrı Devlete intikal etmiş oldu.

24.12.1984 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesinden sonra harekete geçen ve satın aldığı malı ismine kaydettirmeye çalışan Müstedi çok uzub süren bir mücadele vermek zorunda kaldı. 10 yıla yakın bir süre devam eden ve -zaman zaman Müstedi lehine, zaman zaman ise aleyhine gelişme gösteren bu mücadelenin belli başlı olguları şöyledir: 1985 yılında Müsetdi iskân Bakanlığının söz konusu malı eşdeğer olarak vermek amacıyla 3. kişilere icar ettiğini öğrendi. Bunun üzerine YİM -13/85 sayılı başvuruyu dosyalayan Müstedi söz konusu taşınmaz malı, Bakanlar Kurulunun verdiği izinle satın aldığını belirterek malın 3. kişilere verilmesi yönünde alınmış kararın iptalini talep etti. savcılık bu Başvuruda Müstedinin haklı odluğunu kabul e-tti. Karardan önce Savcı Mahkemeye yaptığı beyanda şöyle dedi:

". Başvuru sahibi bu arsaları Ermeni asıllı kişilerin yabancı addedilmedikleri bir devrede Bakanlar Kurulu kararıyle almıştı. Bu durumda müstedaaleyhlerin konu arsaları üçüncü şahıslara icar -etmeleri hatalıdır ve yapılan işlemlerin hükümsüz ve etkisiz olduğuna karar verilemsine itirazım yoktur."

Bu beyan ışığında Yüksek İdare Mahkemesi de başvuru konusu arsaların Müstedaaleyhler tarafından 3. şahıslara icar edilmesinin hükümsüz ve etkisiz ol-duğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verdi. Bu kararı alan Müstedi Tapu ve Kadastro Dairesine başvurarak malalrın kendi ismine devrini istedi. 3ç6ç1981 tarihli Bakanlar Kurulu kararı Yiolanda V. Kalbiana 20 Temmuz 1974 tarihinden önce İngiliz- uyruklu odluğunu kanıtlama koşuluyla malını satma hakkı tanınmıştı. Bu nedenle Müstedi tapuya yaptığı müracaata 13/85 sayılı Mahkeme kararının yanısıra, Yiolanda V. Kalbianın İngiliz pasaportu sahibi olduğunu gösteren bir belgeyi ekledi.

Müstedinin müra-caatına tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü 4.3.1986 tarihli yazılı bir yanıt verdi ve Müstediye devir işleminin yapılamıyacağını bildirdi. Bu yanıtta devir işleminin yapılmaması için üç ayrı neden gösteril-mektedir. Bu nedenler şöyledir:

YİM 13/85 sayılı Yük-sek İdare Mahkemesi kararının, yukarıda tanımlanan arsalarla ilgili 3. şahıslara yapılan icarın veya sair işlemlerin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına münhasır olduğu ve arsaların bir başka kişiye devredilmesine yönelik olm-adığı;

değiştirilmiş şekli ile 41/177 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasası'nın 3. maddesi uyarınca yürürlüğe konan ve 116 sayı ve 24 Aralık 1984 tarihli Resmi Gazete'nin Ek III'ünde 622 numaralı amme enstrümanı olarak yayılanan kararname ile- "uyruğune olursa olsun tüm Ermeni asıllılar" aynı Yasada tanımlanan yabancı deyimi kapsamına alındığından, Bakanlar Kurulu'nun 3 Haziran 1981 tarihli ve Ç-495-81 sayılı kararının uygulanabilirliğini yitirdiğini; ve

Yiolanda V. Kalbian'ın 20 Temmuz 1974't-en önce İngiliz uyruklu olduğunu kanıtlamak üzere sunulan belgenin, hem nitelik ve hem de içerik bakımından yetersiz olduğunu;"

-Bu ndenleri bir bir ele alarak incelememiz gerekmektedir. Ancak bunu yapmadan önce üzerinde durmamız gereken ilginç bir olay daha vardır. Bu da önümüzdeki başvurunun ilk aşamalarından Savcılığın Müstedinin haklı olduğunu kabul eden bir yaklaşım içine ikinc-i kez girmesi ve Müstediye hak tanıyan bir anlaşma yapmasıdır. 19.11.1986 tarihinde Mahkemede Müstedi avukatı ile Savcılık arasında yapılmış olan bu anlaşma şöyledir:
-
"1. Başvuru konusu arsalar Müstedi tarafından Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olan bir Ermeni'den satış mukavelesi gereğince ve zamanın KTFD Bakanlar Kurulunun 3.6.1981 tarihli ve Ç-495-81 sayılı kararı gereğince alınmıştı. Müstedi Bakanlar Kurulunun söz kon-usu kararına istinaden yukarıda mezkûr mukaveleyi yapması üzerine istida konusu veya başvuru konusu arsalarını sahibi konusu veya başvuru konusu arsaların sahibi bulunan Yiolanda V. Kalbian isimli Ermeni'ye 22,000 Sterlini de ödemiş bulunmaktadır. Müstedi -Bakanlar Kurulunun söz konusu kararı gereğince yapmış olduğu mukabeleyi ve ödemiş olduğu paraya rağmen bilâhare söz konusu arsaları ismine geçirmekten yine Bakanlar Kurulunun bir kararı ile men edilmiştir. Mal böyle olmasına rağmen Müstedi söz konusu Bakan-lar Kurulu kararına istinaden yamış olduğu işlemlerinden ve ödemiş olduğu para miktarlarından dolayı uğramış olduğu zarar ziyan hususunda KKTC yetkili makamları aleyhine bir talepte bulunmamayı deruhte eder.

2. Müstedaaleyh istida konusu arsaları, değerle-ri kadar puan karşılığında, Müstediye veya Müstedinin göstereceği hak sahibi bir şahıs veya şahıslara tahsis edip onun veya onların ismine kesin tasarruf belgesi vermeyi kabul etmiştir.
Yukarıda 1 ve 2'inci paragraflarında gösterilen anlaşmaları uygulaya-bilmemiz için kısa bir tehir rica ederiz."

Görüleceği gibi taraflar arasında yapılan bu anlaşma iki tarafın görüşleri arasında bir orta yol bulmaya çalışmıştır. Yani hem 3.6.1981 tarihli bakanlar Kurulu kararının geçerli olduğu, hem de 24.12.1984 tarihli- Bakanlar Kurulu kararnamesinin başvuru konusu malların statüsünü etkilediği görüşünden hareketle "başvuru konusu malalrın dağıtım diğer Emeni malları gibi yapılsın fakat Müstedinin satın aldığı dikkate alınarak eşdeğer puanlarına karşılık bu malalr Müsted-iye veya onun göstereceği bir kişiye verilsin" şeklinde bir orta yol kabul edilmiştir. İki tarafın arzularını telif eden bu anlaşma kesin birhüküm mahiyetinde değil uygulanması tarafların iradesine bağlı geçici bir uzlaşma olarak kabul edilmiştir. Maalesef- iskân Bakanlığının bu anlaşmayı uygulamaması sorunun yerinden canlanmasına neden olmuştur. iskân Bakanlığının 15. kaynak paketine koyduğu taşınmaz malı Müstediye değil 3. kişilere verme yönüne gitmesi üzerine Müstedi Girne Kaza Mahkemesine başvurarak ara -emri almak ve malların 3. kişilere devrini önlemek zorunda kalmıştır.

İhtilâf konusunun bir çözüme ulaşmaması üzerine başvurunun duruşmasına geçilince Müstedinin celbettiği bir yanık şahadet vermiştir. Avukat Menteş Aziz kısa şaahdetinde 5 Haziran 1981 -tarihli satış sözleşmesini kendisinin yaptığını ve 22,000 Sterlini satıcıya şahsen ödediğini söylemiştir. Bu şahadetin istintak edilmeyerek gerçeklik kazanmasından sonra başvuru karara kalmıştır.

Önümüzdeki başvuruda Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürünün M-üstediye verdiği 4.3.1986 tarihli ret yanıtının yasalara ve Yönetim Hukuku ilkelerine uygun olup olmadığını incelememiz gerekmektedir.

Yanıtta Müstedinin müracaatını reddetmek için üç ayrı neden göste-rilmiştir. Bu nedenlerden incelenmesi en kolay olanı- kanımca (c) nedenidir. Bu nedene göre Müstedinin Yiolanda V. kalbianın 20 Temmuz 1974'den önce İngiliz uyruklu olduğunu kanıtlamak için sunduğu belge nietlik ve içerik yönünden yeterli değildi. Gerçekten Müstedinin sunduğu belgede Yiolanda V. Kalbianın 16- Mayıs 1988'de son bulan bir İngiliz pasaportu sahibi olduğu belirtilmekte idi. Böyle bir belgenin Yiolanda V. kalbianın 20 Temmuz 1974'den önce İngiliz uyruğuna geçtiğini kanıtlamada yetersiz odluğu açıkça görülmek-tedir. Ne var ki bu eksiklik Müstedinin -müracaatını reddetmek için yeterli bir enden de değildi. Böyle bir durumda iyi bir yönetimin Müstediye sözlü veya yazılı oalrak "Yiolanda V. Kalbianın vatandaşı olduğunu kanıtlamış bulunuyorsunuz. Ancak sunduğunuz belgede bu kişinin hangi tarihte İngiliz v-atandaşlığına geçtiği belirtilmemektedir. Bu nedele belgeniz yetersizdir." demesi gerekirdi. Böyle bir yanıtla karşılaşan Müstedi de Yiolanda V. Kalbianın hangi tarihte İngiliz vatandaşlığına geçtiğini kanıtlayacak belgeleri aramak zorunda kalacaktı. Nitek-im Müstedi ret yanıtını aldıktan sonra ek belgeler aramaya başladı ve Yiolanda V. Kalbianın 16.8.1960 tarihşnden beri İngiliz vatandaşı olduğunu kanıtlayan ikinci bir belge temin ederek Tapu ve Kadastro Dairesine sundu. Bunun üzerine Tapu ve Kadastro Daire-si Müdürü Müstediye 9 Nisan 1986 tarihli ikinci bir yanıt vererek 4.3.1986 tarihli yanıtta değişiklik yapılmmasının söz konusu olmadığını bildird. Görüleceği gibi 4.3.1986 tarihli yanıtta yer alan (C) nedeni geçerli bir neden değildir. Yiolanda V. Kalbian-ın 20 Temmuz 1974'den çok önce yani 16.8.1960 tarihinde İngiliz vatandaşı olduğu kanıtlanmıştır. Bu hususu kanıtlayan belge Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürüne verildiği halde Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü kararını değiştirmeyerek (c) nedeninin kararın alı-nmasında etkili olmadığını ortaya koymuştur.

4.3.1986 tarihli yanıtın (a) paragrafında yer alan nedenin de tutarlı bir neden olduğu söylenemez. Çünkü burada YİM:13/85 sayılı Mahkeme kararının uygulanmasına ilişkin bir açıklama yapılmakta ve şöyle denmekt-edir:

"(a) YİM 13/85 sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararının, yuakrıda tanımlanan arsalarla ilgili 3. şahıslara yapılan icarın veya sair işlemlerin hükümsüzve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına münhasır olduğu ve arsaların bir başka ki-şiye devrdilmesine yönelik olmadığı;"

Burada karşılaştığımız sorun Yönetimin Yüksek İdare Mahkemesi kararlarını uygulamak zorunda olup olmadığı sorunudur. Bu konu Yönetim Hukukunun önemli tatışma konularından biri olup çeşitli kararlarda ele alınarak inc-elenmiştir. Administrative Law, Zaim Necatigil, 1974 bası, sayfa 272'de bu konuda şöyle denmektedir:

"The approach to the problem or res judicata and the duty of the administration to comply with the decisions of the administrative court have been examin-ed vy a number of writers. Once an administrative act is annulled by the court, the administrative organ concerned has to reconsider the matter and reach a new decision in the light of the decision of the court. If on such re-examination the administrative- organ conerned takes an idenrical decision under similar circumsatnces as the one already annulled, without new inquiry into the matter or without re-assessment of the evidence, this will constitute a violation of the res judicata doctrine. The doctrine d-oes not however preclude the re-taking by the administration of an identical decision (as the one annuled) if such decision is reached after a new inquiry into the matter and after a re-assessment od evdiential matter, or when where exists a new fact which- did not come to the attention of the annulling judge."

Yüksek İdare Mahkemesine yapılan başvurularda genellikle Yönetimin bir kararının hatalı olduğu iddia edilir ve kararın iptali talep edilir. Bir iptal davasında Yüksek İdare Mahkemesi Müstediyi haklı- bulur ve Yönetimin aldığı kararı iptal ederse Yönetim Mahkeme kararına uymak ve Müstedi lehine işlem yapmak zorundadır. Yukarıdaki alıntıdan görülebileceği gibi Yönetimin sadece bazı hallerde Yüksek idare Mahkemesinin kararına uymayıp eski tutumunda ısrar- etmesi mümkündür. Bunlar da

-a) Yönetimin yenibir araştırma yaparak ve delilleri yeniden değerlen-direrek eski kararını aynen tekrar etmesi hali;
-
b) Daha önce dikkate alınmamış yeni bir olgunun meydana çıkması ile Yönetimin eski kararın aynını tekrar vermesi halidir.

Derhal görülebileceği gibi Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürünün kararının a) paragrafındaki gerekçe bu hallerin ikisine de uymamakta-dır. 4.3.1986 tarihli yanıtta söylenen YİM 35/85 sayılı kararın yazılış şerkli nedeniyle uygulanmasına gerek olmadığıdır. Halbuki Yüksek İdare Mahkemesinin tüm kararları böyle kaleme alınmaktadır. Yani Yönetimin olumsuz kararı iptal edilmekte ve bu kararın- gerekçesinden Yönetimin ne yapacağı anlaşılmaktadır. Tüm Yüksek İdare Mahkemesi kararlarında hatalı kararın hükümsüz ve etkisiz olduğu ve herhangi bir sonuç doğurmayacağı belirtilir. Fakat "Müstedinin lehine işlem yapınız" diye bir emir verilmez. Buna rağ-men hukuka bağlı bir Yönetim kararın gerekçesinden ne yapacağını anlar, o yönde hareket eder.

Yüksek İdare Mahkemesi kararlarının bu şekilde kaleme alınması bu Mahkemenin çalışma şeklinin bir sonucu ve bir özelliğidir. Eğer Yüksek İdare Mahkemesi kararla-rının bu özelliği nedeniyle uygulanmayabileceği görüşünü kabul edersek tüm Mahkeme kararlarının anlamsız hale geleceği açıkttır. YİM 13/85 sayılı Mahkeme kararı Müstedi başvuru konusu malı satın aldığı yani 3.6.1981 tarihli Bakanlar Kurulu kararı geçerli o-lduğu için verildiğine göre bu Bakanalr Kurulu kararını uygulamaktan başka seçenek yoktu. Dolayısıyle Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürünün devir işlemini yapmayı reddetmekle YİM 13/85 sayılı Mahkeme kararına aykırtı hareket ettiği görüşündeyim.

4.3.1986 ta-rihli yanıtın (b) paragrafında yer alan ve başvurunun temel tartışma konusunu içeren gerekçeye gelince bunun da fazla sıcak bakıalcak bir gerekçe olduğu söylenemez. Her şeyden önce bu gerekçenin haklılığı açıkca ortada olsa, Savcılık daha YİM 13/85'de bu g-örüşü ortaya atacak ve Müstedinin talebini reddedecekti. Burada Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü 24.12.1984 tarihli kararname ile uyruğu ne olursa olsun tüm Ermeni asıllıların yabancı deyimi kapsamına dahil edildiğini ve dolayısıyle Bakanlar Kurulunun 3.6.1-981 tarihli kararının uygulanabilirliliğini yitirdiğini iddia etmektedir. Ne var ki ortada uygulanmamış bir Bakanlar Kurulu kararı olduğu da söylenemez. Çünkü 3.6.1981 tarihli karar a) malın satılmasına ve B) Tapu ve Kadastro Dairesinde devredilmesine yetk-i veren 2 bölümlü bir karardır. Bu işlemlerin yapılması için herhangi bir süre de tespit edilmemiştir. Kararın birinci bölümü uygulandıktan sonra Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü kararın ikinci bölümünün uygulanmasını durdurmuş, daha doğrusu kararın sonuca- ulaşmasını engellemiştir. 3.6.1981 tarihli Bakanlar Kurulu kararı verildiği tarihte yürülükte olan mevzuata taammen uygundu. Çünkü o tarihte Ermeni asıllılar henüz yabancı tanımına dahil değildiler. Daha sonra mevzuatta yapılan değişikliklerin verilmiş ka-rarları geçersiz hale getirdiğini veya uygulamalarını durdurduğunu gösteren bir hukuk kuralı mevcut değildir. Aksine Yönetim Hukukunda yasaların ileriye yönelik uygulanacağı ilkesi mevcuttur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde Anayasa ve Yönetim Hukuku, Zaim- Necatigil sayfa 113'de "Zorunlu haller dışında yasaların ileriye yönelik olarak uygulanmassı gerekir. Bu ilke kazanılmış haklara saygı gösterilmesi gerektiği esasına dayanmaktadır." denmektedir.

Yeni yasa ileriye yönelik uygulanacağı için eski yasaya uy-gun olarak verilmiş kararlar kendiliğinden ortadan kalkmaz. Buna karşılık yeni yasal durumun geçmiş kararları hiç etkileyemeyeceğini söylemek de doğru değildir. Böyle bir durumda yönetimin arzu ederse geçmiş kararları gözden geçirtileceğini ve doğal adalet- ilkelerine uyma ve makul hareket etme koşuluyla bu kararları iptal etme yönüne gidebileceğini söyleyebiliriz. Yani, yeni yasal durum eski kararların iptali için gerekçe olabilir. Bu olayda Bakanlar Kurulu yeni yasal durum ışığında 3.5.1981 tarihli kararı -gözden geçirebilirdi. Ancak bunu yaparken kararın kısme uygulandığını dikkate alarak ortaya çıkan sorunu da gidemek zorunda idi. Bu ihtilafa özgü koşullarda Bakanlar Kurulunun ödenmiş olan KL22,500 Müstediye vererek onu tazmin etmek koşuluyla 3.6.1981 tari-hli kararı iptal etme yönüne gidebileceğini kabulş edebiliriz. Bu yapılmadığı sürece 3.6.1981 tarihli kararın otomatik olarak ortdan kalkmadığı, geçerliliğini koruduğu ve uygulanması gerektiği görüşündeyim.

Unutmamak gerekir ki Devlet dürüst ve güvenilir- bir tüzel kişi olarak hareket etmek zorundadır. Burada bir kişiye bir malı satın alması için yetki veren Devlet, mal satın alındıktan sonra "bu malı satın almanın bir anlamı yok çünkü görüşümü değiştirdim ve artık mal bana ait oldu." demektedir. Böyle bir- davrabışın hukuka uygun oalrak yapılabilmesi için en azdan başlangıçta yetki veren makamın konuyu tekrar gözden geçirmesi ve Devlete güvenerek masraf yapmış olan kişiyi tazmin etmesi gerektiği görüşündeyim.

Yukarıdaki nedenlerle başvurunun kabul edilmes-ine taraftarım.

Metin A. Hakkı: Sayın Yargıç Nevvar Nolan'ın serdettiği görüşler ve vardığı netice ile hemfikirim.

Nevvar Nolan: Müstedi Bakanalr Kuruluna başvurarak, diğer hususlar yanında, Tapu kütüklerinde Ermeni asıllı bir kişi olan Yiolanda V. Kalbi-an adında kayıtlı Yukarı Girne'de Blok F, pafta/Plân XII/21.W.2'de 607, 608,611 ve 615 parsel numaralı taşınmaz malalrı Yiolanda V. Kalbina'dan satın almak için izin talep etti. Bakanlar Kurulu da 3.6.1981 tarihinde aldığı Ç-495-81 sayılı bir kararla, diğe-r hususlar yanında, Yiolanda V. Kalbian'ın 20.7.1974 tarihinden önce İngiliz uyruklu olduğunun İngiliz makamlarından alınacak resmi bir belge ile tevsik edilmesi koşulu ile konu taşınmaz malalrın müstediye satılmasına ve gerekli devir işlemlerinin Tapu ve -Kadastro Dairesi Müdürlüğünce yapılamsına izin verdi. Mahkemeye Emare I olark ibraz edilen 3.6.1981 tarih ve Ç-495-81 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı aynen şöyledir:

"Bakanlar Kurulu, İngiltere'de ikâmet eden Ermeni asıllı Yiolanda V. Kalbian ile Ardash Di-ckran Bestacian'ın 20 Temmuz 1974 tarihinden önce İngiliz uyruklu olduklarını İngiliz makamlarından alacakları rsmi bir belge ile tevsik etmeleri koşuluyla

Yukarı Girne'de Ada F, Pafta/Plân XII/21.WII ve parsel 607, 608, 611, 612 ve 615;
Lefkoşa'nın Trah-ona (Kızılbaş) bölgesindeki Kayıt No.C992, Ada C, Pafta/Plân XXI/30.W.II ve parsel 904'ün

Lefkoşa'da sakin Yücel Hafızoğlu'na satılmasına ve gerekli devir işlemlerinin Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürlüğünce yapılmasına karar verdi."

Müstedi Yiolanda V. K-albian ile Londra'da 5.6.1981 tarihin taşıyan yazılı bir satış sözleşmesi yaptı. Mahkemeye Emare 7 olarak ibraz edilen bu satış sözleşmesinden Yiolanda V. Kalbian'ın, Yukarı Girne'de Blok F, Pafta/Plân XII21.W.2'de 607, 608, 611, 612 ve 613 parsel numaralı- beş arsayı 22,000.- sterlin karşılığı müstediye sattığı ve satış bedelinin ödendiği görülmektedir. Gerek başvuruda gerekse Emare 1, 3.6.1981 tarihli Bakanlar Kurulu kararında numaraları verilen parseller arasında parsel 613'ün bulunmadığını, parsel 615'in- bulunduğunu, burada bir yanlışlık olması gerektiğini belirtirim.

116 sayı ve 24.12.1984 tarihli Resmi Gazetede Ek III'de 622 sayılı Kararname yayınlandı. Mahkemeye Emare 9 olarak ibraz edilen 622 sayılı bu Kararname aynen şöyledir:

"Sayı: 622

İSKAN TO-PRAKLANDIRMA VE EŞDEĞER MAL YASASI
(41/77, 5/81, 27/82)



Madde 3 Altında Yapılan Kararname

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu, İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasa'sının 3. maddesinin kendisine verdiği yetkiye dayanarak uyruğu ne olurs-a olsun tüm Ermeni asıllıların, aynı maddenin "yabancı" sözcüğü tanımı içerisinde mütalâa edilmesine karar verir.

Bu Kararname, Resmi Gazete'de yayınlandığı tarihten itibaren yürürlüğe girer."

Başvuru konusu taşınmaz malların İskân Bakanlığı kararı ile- başka şahıslara icara verilmeleri üzerine müstedi Yüksek İdare Mahkemesinde YİM 13/85 sayılı başvuruyu dosyalayarak üçüncü şahıslara yapılan icarın hükümsüz ve etkisiz olduğu ve herhangi bir sonuç doğuramayacağı doğrultusunda karar verilmesini talep etti.- Savcılığın konu taşınmaz malların Ermeni asıllıların yasa gereği yabancı sayılmadıkları dönemde icara verildiklerini, icar süresinin de sona erdiğini, talep doğrultusunda karar verilmesine itirazları olamdığını bildirmesi ile Yüksek İdare Mahkemesi 24.2.1-986 tarihinde konu taşınmaz malların üçüncü şahıslara icarının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğura-mayacağına karar verdi.

Müstedi ilk kez YİM 13/85 sayılı başvuruda 24.2.1986 tarihinde verilen karardan bir süre sonra müstedaaleyhe -müracaat ederek başvuruya ve Emare I'deki 3.6.1981 tarihli Bakanlar Kurulu kararına konu taşınmaz malların adına devredilmeslerini talep etti. Müstedi bu müracaatında müstedaaleyhe Emare I'deki 3.6.1981 tarih ve Ç-498-81 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile M-ahkemeye Emare 2 oalrak ibraz edilen 5.3.1980 tarihli bir belgeyi sundu. Müstedaaleyh de Mahkemeye Emare 4 olarak ibraz edilen 4.3.1986 tarih ve TK.16/82/4 sayılı yazısı ile müstediye yanıt verdi ve (1) 116 sayı ve 24.12.1984 tarihli Resmi Gazete'nin Ek II-I'ünde 622 sayılı Amme Enstrümanı olarak yayınlanan kararname ile uyruğu ne olursa olsun tüm Ermeni asıllılar 41/77 sayılı Yasada tanımlanan yabancı deyimi kapsamına alındığı cihetle Bakanlar Kurulunun 3.6.1981 tarih ve Ç-495-81 sayılı kararının uygulanabi-lirliğini yitirdiği, (2) Yiolanda V. Kalbian'ın 20 Temmuz 1974 tarihinden önce İngiliz uyruklu olduğunu kanıtlamak üzere sunulan belgenin hem nitelik hem de içerik bakımından yetersiz olduğu gerekçeleri ile müstedinin istemini reddetti.

Müstedi, müstedaa-leyhe Mahkemeye Emare 5 oalrak ibraz edilen 31.3.1986 tarihli bir yazı gönderdi. BU yazıda müstedi 3.6.1981 tarih ve Ç-495-81 sayılı Bakanlar Kurulu kararının 24.12.1984 tarihinde yürürlüğe giren 622 sayılı kararnameden önce verildiği cihetle 3.6.1981 tari-hli Bakanlar Kurulu kararı tahtında doğan kazanılmış hakkı olduğunu, 622 sayılı kararnamenin kazanılmış hakkı ortadan kaldıramayacağını, Yiolanda V. Kalbian'ın 20 Temmuz 1974 tarihinden önce ve halen İngiliz uyruklu olduğunu gösteren yeni bir belgenin ekte- sunulduğunu ifade ederek 4.3.1986 tarihli yazı ile bilgisine getirilen kararın tekrar tezekkür edilmesini ve konu taşınmaz malalrına dına devirlerinin yapılmasını rica etti.

Müstedaaleyh müstedinin 31.3.1986 tarihli yazısını Mahkemeye Emare 6 olarak ibr-az edilen 9.4.1986 tarihli bir yazı ile yanıtladı. Müstedaaleyh 9.4.1986 tarihli yazısında daha önce 4.3.1986 tarihli yazıda belirtilen 622 sayılı kararname ışığında Ç-495-81 sayı ve 3.6.1981 tarihli Bakanlar Kurulu kararının uygulanabilirliğini yitirdiği -hususunda bir değişiklik olmadığından ve belirtilenler karşısında kazanılmış hak söz konusu olamayacağından konunun yeniden tezekkürünün gerekmediğini bildirdi.

Müstedi 8.5.1986 tarihinde işbu başvuruyu dosyaladı. Müstedi başvu-rusunda konu taşınmaz mall-arı satın alabilmesi için Bakanlar Kurulunun 3.6.1981 tarihli kararı ile kendisine izin verdiğini, bu izne dayanarak 5.6.1981 tarihinde Yiolanda V. Kalbian ile satış sözleşmesi yaparak 22,000.- sterlin satış bedelini ödediğini, bu suretle 24.12.1984 tarihi-nde yürrülüğe giren 622 sayılı kararnameden önce kazanılmış hakkı odluğunu, 622 sayılı kararnamenin kazanılmış hakkına tecavüz edemeyeeğini, Yiolanda V. Kalbian'ın İngiliz uyruklu olduğunu göstermek bakımından Tapu ve Kadastro Dairesine ibraz edilen belgen-in yeterli olduğunu iddia ederek Yüksek İdare Mahkemesinden;

-(A) Tapu kütüklerinde Yiolanda V. Kalbian adlı Ermeni asıllı kişi adına kayıtlı bulunan Yukarı Girne, Blok F, Pafta/Plân XII/21.W.21 parsel no. 607, 608, 611, 612 ve 615 tapu referanslı taşınmaz malalrın adına devredilmeleri için Tapu ve Kadastro Dairesi M-üdürünün konu taşınmaz malalrın müstedi adına devredilmelerini reddeden TK.16/82/4 sayı ve 4.3.1986 tarihli yazıdaki kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına;
-
(B) Tapu ve Kadastro Dairesinin yukarıda belitilen taşınmaz malların adına devredilmeleri için tarafından yapılan müracaat doğrultusunda gerekli devir işlemlerini yapmamakla göstermiş olduğu ihmalin yapılmaamsı gerektiğine veya müracaatına uygun olarak -gerekli devir işlemlerini yapamsı gerektiğine; karar verilmesini talep etmiştir.

Müstedaaleyh tarafından başvuruya dosyalanan itirazda 622 sayılı karar- nameden sonra Bakanlar Kurulu 3.6.1981 tarih ve Ç-495-81 sayılı kararının geçerliliğini ve uygulanabi-lirliğini yitirdiğini, kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar 3.6.1981 tarihli kararın koşul ve gereklerinin yerine getirilmediği, bu nedenle kazanılmış ve tekâmül etmiş hakkın söz konusu olamayacağı, sunulan 5.3.1980 tarihli belgenin resmi olup olmad-ığı bir yana Yiolanda V. Kalbian'ın 20.7.1974 tarihinden önce İngiliz uyruklu olduğunu göstermediği ileri sürülmektedir.

Müstedi konu taşınmaz malalrın adına devredilmesleri için müstedaaleyhe yaptığı müracaatında müstedaaleyhe iki de belge sunmuştu; Em-are I 3.6.1981 tarih ve Ç-495-81 sayılı Bakanalr Kurulu kararı ile Emare 2 İngiltere'de bir avukatın (solicitor) hazırladığı 5.3.1980 tarihini taşıyan yazı. Konu taşınmaz malların müstedi adına devir işlemlerini reddeden müstedaaleyh kararını TK.16/82/4 sa-yı ve 4.3.1986 tarihli Emare 4 yazısı ile müstediye bildirdi. Müsetdaaleyh 4.3.1986 tarihli Emare 4 yazısında ret kararını başlıca iki gerekçeye dayandırmaktadır. Bu gerekçelerden biri aynen şöyledir:

"Yapılan inceleme sonunda;

Yilanda V. Kalbian'ın 20- Temmuz 1974'ten önce İngiliz uyruklu olduğunu kanıtlamak üzere sunulan belgenin, hem nietlik ve hem de içerik bakımından yetersiz olduğu,
saptandığından, ..."

Konu taşınmaz malalrın müstediye satılamsına ve gerekli devir işlemlerinin Tapu ve Kadastro D-airesi Müdürlüğünce yapılmasına karar veren Emare 1'deki Ç-495-81 sayı ve 3.6.1981 tarihli Bakanlar Kurulu kararına bakıldığında bu kararın bir koşul taşındığı görülmektedir. Koşul İngiltere'de ikamet eden Yiolanda V. Kalbian'ın 20 Temmuz 1974 tarihinden ö-nce İngiliz uyruklu odluğunun İngiliz makamlarından sağlanacak resmi bir belge ile tesvik edilmesidir. Müstedi bu koşulu yerine getirmek için müğstedaaleyh Emare 2'deki belgeyi sunmuştur. Emare 2 belge 5.3.1980 tarihli olup Londra'da bir avukat (solicitor)- olduğunu ifade eden Paul Louis Martin Butner'in imzasını taşımaktadır. Bay Butner bu Emare 2'deki yazısında Londra'da ikâmet eden Yiolanda V. Kalbian'ı tanıdığını ve 16.5.1988 tarihinde hitam bulacak 14478 A nuamralı British pasaportun hamili olduğunu ifa-de etmektedir. Emare 2'den tartışmasız anlaşılan Yiolanda V. Kalbian'ın Londra'da ikâmet ettiği ve British passport taşıdığıdır, ancak Emare 2 Yiolanda V. kalbian'ın 20 Temmuz 1974 tarihinden önce İngiliz uyruklu olduğunu ifade etmemektedir. Emare I Bakanl-ar Kurulu kararı ile verilen izin sadece Yiolanda V. Kalbian'ın İngiliz uyruklu olması koşuluna değil, Yiolanda V. Kalbian'ın 20 Temmuz 1974 tarihidnen önce İngiliz uyruklu olamsı kuşuluna bağlıdır. Burada esas olan Yiolanda V. Kalbian'ın 20 Temmuz 1974 ta-rihinden önce İngiliz uyruklu olduğunun belgelenmesidir. Londra'da bir avukat olan Paul Louis Marin Butner'in imzasını taşıyan Emare 2 yazının İngiliz makamalrından alınan resmi bir belge olup olmadığı tarışmasına girmeden, içerik olarak Bakanlar Kurulu ka-rarında aranan koşulu tatmin etmediği ortadadır. Müstedaaleyh konu taşınmaz malalrın müstedi adına devri işlemlerini yapmayı reddeden ve TK.16/82/4 sayı ve 4.3.1986 tarihli yazısı ile Müstediye duyurduğu kararını alırken huzurunda Emare 2 belge vardı. Bu d-urumda müstedaaleyh Emare 2'nin Emare 1 Bakanlar Kurulu kararında aranan koşulu tatmin edemediği gerekçesi ile devir işlemlerini yapmayı reddetmekle hatalı hareket etmemiştir; bu gerekçesinde haklıdır.

Müstedaaleyhin kararını müstediye bildirdiği TK.16&8-2/4 sayı ve 4.3.1986 tarihli yazısından sonra müstedi müstedaaleyhe 31.3.1986 tarihli Emare 5 yazıyı gönderip ekinde yeni bir belge sunmuştur. Bu belge Lefkoşa'daki İngiliz Yüksek Komiserliğinin bir belgesi olup içeriğinden Yiolanda V. Kalbian'ın 20 Temmuz- 1974 tarihinden önce de İngiliz uyruklu olduğu anlaşılmaktadır. Bu belgenin Emare 1 Bakanlar Kurulu kararındaki koşulu hem nitelik hem de içerik olarak tatmin eden bir belge olduğu açıkça ortadadır; ancak müstedaaleyh 4.3.1986 tarihli Emare 4 yazısı ile m-üstediye bildirdiği ret kararını alırken huzurunda Londra'daki avukatın Emare 2'deki yazısı vardı. İngiliz Yüksek Komiserliğinin 27.3.1986 tarihli belgesi huzurunda değildi. İşbu başvuruda hükümsüz ve etkisiz olduğuna hükmedilmesi istenen karar da müsetdaa-leyhin 4.3.1986 tarihli Emare 4 yazı ile bildirdiği karardır.

Müstedaaleyhin konu taşınmaz malalrın müstedi adınad evri işlemlerini reddeden kararını dayndırdığı gerekçelerden birinde haklı olması diğer gerekçeye bakmaksızın başvurunun reddi için yeterli-dir. Buna rağmen müstedaaleyhin konu taşınmaz malların müstedi adına devrini reddeden kararını 116 sayı ve 24.12.1984 tarihli Resmi Gazete'nin Ek III'ünde yayınlanan 622 sayılı kararname ile uyruğu ne olursa oslun tüm Ermeni asıllılar yabancı deyimi kapsam-ına alındıklarından, bakanlar Kurulunun 3.6.1981 tarih ve Ç-495-81 sayılı kararının uygulanabilirliğini yitirdiği gerekçesine de dayandırmıştır.

Değiştirilmiş şekli ile 41777 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının tefsir maddesi olan 3. ma-ddesinde "yabancı" tefsiri aynen şöyledir:

"Yabancı", Kıbrıs ve Yunan asıllı Rumları, bunlar tarafından kurulmuş şirket, ortaklık, firma, sosyal kültürel kurum ve kuruluşları veya bunlardaki hisselerini, Bakanlar Kurulu kararnameleri ile "yabancı" olarak- tamınlanacak diğer Devlet uyruklularını veya herhangi bir ulus asıllılarını anlatır."

24.12.1984 tarihli Resmi Gazete'nin Ek III'ünde yayınlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 622 sayılı kararname ile Bakanlar Kurulu 41/77 sayılı Yasanın 3. maddesinin -verdiği yetkiye dayanarak uyruğu ne olursa oslun tüm Ermeni asıllıların yabancı olarak tanımlanmalarına karar verdi.

Müstedi 24.2.1986 ile 4.3.1986 tarihleri arasında başvuruda kesin oalrak verilmeyen bir tarihte konu taşınmaz malalrın bir Ermeni asıllı -olan Yiolanda V. Kalbian'dan adıan devredilmeleri için müstedaaleyhe sözlü olarak müracaat etti. Müstedinin müracaat tarihinde Yiolanda V. Kalbian 622 sayılı kararname ışığında 41/77 sayılı Yasa kaspamında bir "yabancı" idi ve halen de öyledir. Yiolanda V.- Kalbian 24.12.1984 tarihinden itibaren yabancı tanımlamasına girdiğinden müstedaaleyh konu taşınmaz malların Yiolanda V. kalbian adından müstedi adıan devrini reddetti.

Yüksek İdare Mahkemesi YİM 133/78 sayılı başvurunun kararında "İdare hukukunun yerle-şmiş ilkelerine göre idari kararların, kararın alındığı tarihte cari olan kanun ve mevzuata uygun olmaları gerekir" demiştir. Zaim Necatigil de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde Anayasa ve Yönetim Hukuku isimli yapıtının 91. sayfasında "Yönetsel kararlar al-ıdnıkları tarihte yürülükte olan yasa ve mevzuata uygun olmalıdırlar" demektedir. Bizi bağlayıcı olmamasına rağmen Güney Kıbrıs'ta karara bağlanan Andriani lordou v. The Republic (1968) 3 C.L.R. 427 davasında da Triantafyllides J. verdiği hükümde "It is a -cardinal principle of Administrative Law that the legality of adminisrtative acts is governed by the legislation in force at the time when they are made" demiştir. Konu taşınmaz malalrın 24.12.1984 tarihinden itibaren 41/77 sayılı Yasa kapsamında bir yaban-cı olan Yiolanda V. Kalbian adından müstedi adına devirlerini reddeden ve müstediye 4.3.1986 tarihli yazı ile duyurulan karar, kararın alındığı tarihte yürürlükte olan yasa ve mevzuata uygun olarak alınmış bir karardır.

Yönetim kukukunun "yönetsel kararl-ar alındıkları tarihte yürülükte olan yasa ve mevzuata uygun olmalıdırlar" ilkesi YİM 133/78 ve YİM 173/86 sayılı başvuruların kararlarında ifade edildiği gibi istisnaya bağlı olup bu istisnaya göre yönetim yapmakla yükümlü olduğunu makûl bir süre içerisin-de yapmakta ihmâlkar davranır ve bu arada mevzuata bir değişiklik gelirse yönetim değişiklikten önceki mevzuatı uygulamalı, kararını değişiklikten önceki mevzuata uygun oalrak almalıdır. Müstedi 622 sayılı kararname ile 24.12.1984 tarihinde mevzuata gelen -değişiklikten önce konu taşınmaz malalrın adına devri için Tapu ve Kadastro Dairesine müracaat etmiş olsaydı Tapu ve Kadastra Dairesi bu müracaatı 24.12.1984 tarihidne mevzuata gelen değişiklikten etkilenmeden, 24.12.1984 tarihidnen önceki mevzuat altında -karara bağlamakla yükümlü olacaktı; ancak müstedinin Tapu ve Kadstro Daiesine 24.12.1984 tarihinden önce bir müracaatı yoktur.

Müstedi avukatı 24.12.1984 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanıp aynı tarihte yürülüğe giren 622 sayılı kararnameden önce 3.6.1981- tarihli kararı ile Bakanlar Kurulunun müstediye konu taşınmaz malları Yiolanda V. Kalbian'dan satın alması için izin verdiğini, müsetdinin de 5.6.1981 tarihinde Yiolanda V. Kalnian ile satış sözleşmesi yaparak Yiolanda V. Kalbian'a 22,000.- sterlin satış -bedelini ödediğini, müstedinin kazanılmış ve tekâmül etmiş hakkı doğduğunu, 622 sayılı kararnamenin müstedinin kazanılmış ve tekâmül etmiş hakkına tecavüz edemeyeceğini başvurusunda ileri sürmüştür.

Bakanlar Kurulu Emare 1'deki Ç-495-81 sayı ve 3.6.1981 -tarihli kararı ile, bu kararda belirtilen koşula bağlı olarak, müstedinin konu taşınmaz malalrı satın almasına ve gerekli devir işlemlerinin Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürlüğünce yapılmasına, o tarihteki mevzuat çerçevesinde, olanak yaratmıştı.

Müstedi k-onu taşınmaz malların satışını ve adına devrini olanaksız kılan 24.12.1984 tarihli Resmi Gazetede yayınlanıp ayni atrihte yürürlüğe giren 622 sayılı kararnamenin mevzuata getirdiği değişikliğe kadar Tapu ve Kadastro Dairsine başvurmadı ve 3.6.1981 tarihli -Bakanlar Kurulu kararının yarattığı olanağı kullanmadı; bu nedenle müstedinin mevzuattaki değişiklikten etkilenmeyecek geçmişte geçmişte tama olmuş ve kaznılmış hakkının doğrudan söz edilemez.

Bakanlar Kurulu 3.6.1981 tarihinde, o atrihteki mevzuat altın-da, Emare 1'deki kararı alarak müstediye konu taşınmaz malalrı satın alma olanağı evrmiş, 24.12.1984 tarihli kararname ile mevzuata getirdiği değişiklik ile de müstedinin konu taşınmaz malalrı satın almasını mevzuat altında olanaksız kılmıştır. 3.6.1981 ta-rihli Bakanalr Kurulu kararından hemen sonra 5.6.1981 tarihinde Londra'da Yiolanda V. Kalbian ile Emare 7 satış sözleşmesini imzalamış, aynı tarihte sözleşmeye konu taşınmaz malalrın satış bedelini ödemiş olamsına rağmen müstedi mevzuata değişiklik getiren- ve devri olanaksız kılan 622 sayılı kararnamenin Resmi Gazetede yayınlanıp yürülüğe girdiği tarih oaln 24.12.1984 tarihine kadar konu taşınmaz malalrına dına devri için Tapu ve Kadastro Dairesine müracaat etmemiştir. Oldukça uzun sayılacak üç yıl altı ay -yirmi günlük bu süre içerisinde konu taşınmaz malalrın Emare 1 bakanlar Kurulu kararına dayanılark müsyedi adına devri için gerekli müracaatın Tapu ve Kadastro Daireis Müdürlüğüne yapılmamış olmasını anlamak güçtür. Konu taşınmaz malalrın bir Ermeni asıllı- olan Yiolanda V. Kalbian'dan müstedi tarafıdan satın alınamsına ve gerekli devir işlemlerinin Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürlüğünce yapılmasına olanak yaratan 3.6.1981 tarihli Bakanlar Kurulu kararında yaratılan bu olanağın kullanımın bir zaman dilimi ile- kısıtlanmadığı görülmekteyse de bu olanağı ortadan kaldıran mevzuattaki değişiklikten önce kulalnılması gerekirdi. Bakanlar Kurulu, Emare 1'deki kararı aldığı tarihteki şartlar altında makûl sayılamayacak bir süre sonra Emare 9'daki kararnameyi yürülüğe k-oymuş ve böylece müstedi için Emare 1 kararında yarattığı olanağı kullanılamaz hale getirmiş olsaydı, o zaman yönetimin, bu konuda Bakanlar Kurulunun, yetkilerini kötüye kullanması gündeme gelebilecekti. Emare 1 Bakanalr Kurulu kararının 3.6.1981, Emare 9 -kararnamenin 24.12.1984 tarihli oldukları göz önüne alındığında Bakanlar Kurulunun yetkilerini kötüye kullandığı gündeme gelemez.
Müstedaaleyh, TK.16/82/4 sayı ve 4.3.1986 tarihli yazısı ile müstediye duyurduğu konu taşınmaz malalrın müsetdi adına devrini- reddeden kararını dayandırdığı her iki gerekçede de haklıdır.

Müstedi başvurusunun B paragrafında "müstedaaleyhin konu taşınmaz malalrına dına devredilmeleri için yapılan müracaat doğrultsuunda gerekli devir işlemlerini yapmamakla göstermiş odluğu ihmal-in yapılmaması gerektiğine veya müracaatına uygun oalrak gerekli devir işlemlerini yapması gerektiğine dair karar" talep etmektedir. Konu taşınmaz malalrın müstedi adına devri için yapılan müracaatı müstedaaleyh reddetmiş ve ret kararını TK.16/82/4 sayı ve-e 4.3.1986 tarihli bir yazı ile müstediye duyurmuştur; müstedinin başvurusunun A paragrafında hükümsüz ve etkisiz olduğuna dair hüküm istediği karar da bu karadır. Müstedaaleyhin, konu taşınmaz malalrın müstedi adına dervini reddeden kararı var iken,d evir- işlemlerini yapmamakla ihmalde bulunduğu ileri sürülemez. Bu konuda müstedaaleyhin ihmali değil, olumsuz bir kararı vardır. Yönetimin bir işlemi yapmayı açıkça reddetmesi Anayasasının 152(1) maddesi kapsamında bir ihmal değil, bir karardır.

Yukarıda bel-irtilenler ışığında başvurunun masrafsız reddedilmesi gerektiği görüşündeyim.

Taner Erginel: Sonuç olarak başvuru oyçokluğu ile reddolunur.

Masraflarla ilgili herhangi bir emir verilmez.


(Taner Erginel) (Metin A. Hakkı) - (Nevvar Nolan)
Yargıç Yargıç Yargıç

22 Mart 1993





-


-17-



-


Full & Egal Universal Law Academy