Yüksek İdare Mahkemesi Numara 86/1988 Dava No 9/1990 Karar Tarihi 09.03.1990
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 86/1988 Dava No 9/1990 Karar Tarihi 09.03.1990
Numara: 86/1988
Dava No: 9/1990
Taraflar: Ertan Bozok ile Girne Belediyesi vd
Konu: İnşaat izni talebi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 09.03.1990

-D.9/90 YİM 86/88

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede
Yargıç Niyazi F. Korkut huzurunda
Anayasanın 152. madesi hakkında

Müstedi: Ertan Bozok, Lefkoşa
--ile-
Müstedaaleyh: 1. Girne Belediyesi ve/veya Girne Belediye Başkanı,
Belediye Başkan Yardımcısı, Belediye Meclisi Üyeleri
ve Girne kazası hemşehrileri, Girne.
2. KKTC İskân Bakanlığı, Şehircilik Dairesi vasıtasıyle
KKTC Lefkoşa.
- A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Ali Dana
Müstedaaleyh (1) namına: Neşe Keskin
Müstedaaleyh (2) namına: Mehmet Ali Şefik.


Yasa Maddesi: Fasıl 96 Yollar ve Binalar Yasasının 3(1)(2), 14(1) maddeleri,- Bakanlar Kurulu'nun 5973 sayılı 10.12.1974 tarihli kararı, Fasıl 58 Sahilleri Koruma Yasası ve KKTC Anayasasının 39(1) (2) ve (3) fıkaraları.

İstemin Özeti: Müstedinin başvuru konusu inşaat izni müracaatını reddeden Müstedaaleyh kararının hükümsüz ve etk-isiz olduğuna ve herhangibir sonuç doğurmayacağına ilişkin emir verilmesi istemi.

OLAY: Müstedi, Girne Belediye hudutları dahilinde Karaoğlanoğlu'nda sahil seridinde kayıtlı mal sahibi bulunduğu arsaya inşaat yapabilmek için Müstedaaleyh (1)'e başvurarak -kaç metre kare inşaat yapabileceğini sordu. Müstedaaleyh Müstediye yanıt vererek, konut için yükseklik ve tabanı belirlendi. Müstedi bu yanıt üzerine inşaata başladı. Bunu öğrenen Müstedaaleyh 1, Girne Kaza Mahkemesine dava dosyaladı ve inşaatın durması iç-in ara emri talep etti. İstidaya ilişik yemin varaksında başlattığı inşaata ilk defa izin verilemeyeceğini öğrenen müstedi bu başvuruyu dosyaladı ve inşaat izni müracaatını reddeden kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına- ilişkin emir isteminde bulundu.

SONUÇ: Müstedinin izin müracaatının, Fasıl 96 madde 14(1) uyarınca yayın-lanan bildiri ışığında incelenmesi gerekli iken Müstedaaleyh 1 böyle bir inceleme yapıp sunulan projenin konu bildiriye uygun olup olmadığını araştır-madan Müstediye izin verilemeyeceğine karar vermesi hatalıdır. Müstedinin izin müracaatını reddeden kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilir.




H Ü K Ü M

Bu başvuruda taraflarca Mahkemeye sunulan sözlü ve- belgesel şahadet uyarınca tartışmasız olan olgulara göre Müstedi Girne Belediye hudutları dahilinde Karaoğlanoğlunda sahil şeridinde Eşdeğer Belgesi kayıt no. 218, pafta XII, harita no. II.W.2, parsel 21/211 tahtında en yakın yeri denize 60-65 ayak olan b-ir arsanın 15.5.1987 tarihinden itibaren kayıtlı mal sahibidir.

Müstedi, 30.6.1987 tarihinde Müstedaaleyh (1) Girne Belediyesine bir yazı göndererek konu arsaya konut olarak kaç metre kare inşaat yapılabileceğini sordu. Müstedaaleyh (1) Müstediye aynı gü-n bir yanıt vererek konu arsanın imar plânı haritasında kahverengi bölgede olduğunu ve konut için 2 kat 27 ayak yükseklik ve taban olarak 0.20, toplam inşaat alanının da 0.25 olarak kullanılabileceğini bildirdi. Bu yanıt üzerine Müstedi Kasım 1987 de bir p-roje hazırlatıp 19.4.1988 tarihinde inşaat izni için Müstedaaleyh (1)'e başvurdu. Bu başvurusuna bir yanıt beklemezden Müstedinin inşaatı başlattığının öğrenilmesi üzerine Müstedaaleyh (1) Müstediye 5.5.1988 tarihinde bir yazı göndererek inşaat izni almada-n başlattığı inşaatı durdurmasını istedi. Müstedinin başlattığı inşaatı durdurmaması üzerine de Müstedaaleyh (1) Müstedi aleyhine Girne Kaza Mahkemesinde 731/88 sayılı bir ceza davası dosyaladı. Müstedaaleyh (1) bu ceza davası altında 10.5.1988 tarihinde b-ir de ihbarlı istida dosyalayarak konu inşaatın dava sonuna dek durdurulmasına ilişkin bir ara emri istedi. Konu istidaya ekli ve Müstedaaleyh (1)'in Bayındırlık, İnşaat ve Su İşleri Sorumlusu olan Nidai Güngördü tarafından yapılan yemin varakasında, sair -şeyler yanında, Müstedaaleyh (1)'in Müstedinin izin ile ilgili inşaat dosyasının Şehircilik Dairesine gönderildiği ve Şehirciliğin sahile tecavüz durumu sözkonusu olduğundan izin verilmemesi gerektiğine ilişkin görüş belirttiği ve bu nedenle yasa ve tüzükl-ere aykırı olarak yapılması istenen inşaata izin verilmesinin olanaksız olduğu ileri sürüldü. Konu ara emri istidasının kendisine tebliği üzerine, ilk defa, istidaya ekli yemin varakasından, başlattığı inşaata izin verilmeyeceğini öğrendiğini ileri süren M-üstedi bu başvuruyu dosyalıyarak Müstedaaleyh (1) tarafından takriben 10.5.1988 tarihinde alınan ve Müstedinin bilgisine takriben 13.5.1988 tarihinde gelen ve Müstedinin başvuru konusu inşaat izni müracaatını reddeden kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna- ve herhangi bir sonuç doğuramıyacağına ilişkin emir verilmesini istedi.

Müstedi başvurusunda, sair şeyler yanında, Müstedaaleyh (1)'in 30.6.1987 tarihli yazısı ile konu arsaya 2 kat 27 ayak yükseklik ve taban alanı 0.20, toplam inşaat alanı 0.25 olarak -inşaat yapabileceğini kendisine bildirdiğini ve bu yanıta uygun olarak proje hazırlatıp Müstedaaleyh (1)'e sunduğunu ve izin verilmesinin sadece bir formalite olacağı düşüncesi ve malzeme maliyetindeki hızlı artış nedeniyle izin alamayı beklemeden inşaatı -başlattığını, Müstedaaleyh (1) tarafından ileri sürüldüğü gibi sahile bir tecavüz durumu olmadığını; Müstedaaleyh (1)'in gönderdiği 30.6.198 tarihli yazısının izin mahiyetinde resmi bir yazı olduğunu ve bu yazıdan sonra yazıda saptanan şartlara uygun olara-k başlatılan inşaatın sahile tecavüz ettiğini ya da mezkûr parsel üzerinde inşaat yapılmasına izin verilmesinin mümkün olmadığını Müstedaaleyh (1)'in ileri süremiyeceğini savundu.

Müstedaaleyh (1) tarafından dosyalanan itiraznamede, sair şeyler yanında, -başvuru konusu parselin Karaoğlanoğlunda sahilden itibaren 50 yarda mesafe içerisinde olduğu ve bu mesafe içerisindeki bir inşaata, Fasıl 59 Sahilleri Koruma Yasası uyarınca, izin vermeye Kaymakamlığın yetkili olduğu, 30.6.1987 tarihli yazıları ile Müstedi-ye sadece genel olarak o bölgedeki inşaat durumu ile kapasitesine ilişkin bilgi verildiği ve konu yazının bir inşaat izni olmadığı gibi koşul da içermediği ve Müstedinin kaçak olarak başlattığı inşaatla ilgili olarak girdiği mali külfetin de kendi kusurund-an kaynaklandığını ileri sürdü.

Müstedaaleyh (2) tarafından dosyalanan itiraznamede ise, sair şeyler yanında, başvuru konusu parselin kıyıdan 100 metre içinde oluşu nedeni ile, Anayasanın amir hükmü uyarınca, içerisine inşaat yapılmasının yasak olduğu ve- alternatif olarak da Kaymakamlıktan izin alınmadan inşaat yapılamıyacağı ve Müstedinin konu arsayı inşaat yapılamıyacağını şehircilikten sorup öğrendikten sonra bunun bilinci içerisinde satın aldığı ileri sürüldü.

Başvurunun duruşması sırasında emare ol-arak sunulan Bakanlar Kurulu-nun 10.12.1974 gün ve 5973 sayılı Kararı uyarınca konu parselin Girne Belediyesi sınırları içerisinde olmasına karşın Müstedaaleyhler, Fasıl 59 uyarınca, bu bölgedeki izinlerin Kaymakamlığın iznine tabi olduğu görüşünde ısrar e-tmişlerdir. Müstedaaleyh (2) ilâveten Anayasanın 38. maddesine atfen ilgili bölgede inşaat izni verilemiyeceği görüşünde ısrar etmiştir.

Bu nedenle öncelikle ilgili bölgede inşaat yapılabilmesi ile ilgili yasal durumun ne olduğunun incelenmesi gerekir.

-Bir Belediye hudutları dahilinde başlatılacak inşaatlarla ilgili düzenleme getiren yasa Fasıl 96 Yollar ve Binalar Yasası'dır.

Fasıl 96, Madde 3(1)(2) aynen şöyledir:

"Madde 3 (1) Hiç bir kimse (2). fıkrada öngörüldü-ğü biçimde yetkili merciden - veya ruhsatın 14. maddenin (2). fıkrasının i-kinci şart bendi uyarınca veril-eceğinde Plânlama ve İnşaat Dairesi Müdüründen önce-d-en ruhsat almadıkça:

yol açamaz veya yapamaz;
Bina inşa edemez veya edilmesine göz yumamaz veya müsade edemez veya mevcut bir binayı yıkamaz yeniden inşa edemez veya ona herhangi bir tadilât ilâve veya tamirat yapamaz veya böyle bir yıkma veya yeniden inş-a veya tadilât, ilâve veya tamirat yapılmasına göz yumamaz veya müsaade edemez;
herhangi bir araziyi, üzerinde sadece tarım veya orman-cılık için kullanılan binalardan başka herhangi bir bina bulunup bulunamdığına bakılmaksızın ayrı arsalara ayıramaz veya -parselleyemez;
herhangi bir binayı ayrı evlere ayıramaz; böyle bir ayırmanın herhangi bir inşaatı gerekli kılıp kılmadığına bakılmaz;
Yukarıda sözkonusu işlerin veya şeylerin herhangi birini yapmaya başlayamaz;

(2) Yetkili merci -

-belediye sınır-l-a-rı içinde herhangi bir bölgede ilgili Belediye Meclisidir.
-Ancak, B-akanlar Kurulu herhangi bir taşra beledi- yesinde, belediye meclisi yerine yetkili merci olarak ilçe Kaymakamına veya Kaymakamın başkanlığında en çok altı kişiden oluşan bir kurul atayabilir;
belediye sınırları dışındaki herhangi bir bölge ise ilçe Kaymaka-mıdır,
Ancak Bakanlar Kurulu, Kaymakam yerine, o bölge için yetkili merci olarak Kaymakamın başkan-lığında en çok altı kişiden oluşan bir kurul atayabilir,
Yine ancak, Bakanlar Kurulu herhangi bir İnkişaf Encümeni Bölgesi i-çin, yetkili merci olarak, o bölgenin Köyler (İdare ve İnkişaf) Yasası kuralları uyarınca kurulan Encümeni atayabilir."

Yukarıda alıntısı yapılan maddenin içeriğinden de görülebileceği gibi, kıyı şeridi ayırımı yapılmaksızın, belediye hudutları içerisind-e inşaat izni ve-r-meye yetkili Belediyelerdir.

1934 yılında yürürlüğe giren Fasıl 59 Sahilleri Koruma Yasasının amacı ise, yasanın adından da görülebileceği gibi, sahilleri korumak olup ilgili yasada sahillerde yapılacak inşaatlara izin verilmesini düzenleyen herhangi bir- hüküm yoktur. Konu yasa bir tüm olarak incelendiğinde amacın sahillere baraka, kalif v.s. gibi geçici inşaatların yapılmasını engellemek olduğu ve bu başvuruya konu tipte bir inşaatla ilgili olarak herhangi bir düzeleme getirmediği sarihtir.

İlâveten 19-46 da yürürlüğe giren ve daha sonra birkaç kez tâdil edilen Fasıl 96 Yollar ve Binalar Yasasında da belediye hudutları içerisindeki sahillerde yapılacak inşaatlarla ilgili herhangi özel bir hüküm yoktur.

Bütün bu nedenlerle bu başvuruya konu parselde inş-aat yapılmasına ilişkin izin vermeye yetkili makam Müstedaaleyh (1) dir.

Ancak Fasıl 96'nın 14(1) maddesinde yetkili mercinin, Bakanlar Kurulu'nun onayı ile Resmi Gazetede yayınlanacak bir bildiri ile bazı amçlar için bölgeler ayırabileceği öngörülmüştür-. Yasanın bu maddesine uygun olarak Resmi Gazete Ek.IV, sayfa 25 de 22.3.1985 de böyle bir bildiri yayınlanarak (A), (B), (C) diye bölgeler ayrılmıştır.

Bir bildiriye uygun olarak Müstedinin arsasının bildiride "B" olan kahverengi bölgede olduğu ve konu -arsaya Müstedinin Müstedaaleyh (1)'in 30.6.1987 tarihli yazısında belirttiği şekilde bir ev inşa edilebileceğine kuşku yoktur.

Müstedaaleyhler tarafından şahadete çağrılan Şehir Plânlama Dairesi Müdürü konu arsanın bulunduğu yerin kıyı şeridi olarak ayrı-labilecek nitelikte oluşu nedeni ile kıyı şeridi olarak ayrılması için plân yaptıklarını belirtmesine karşın Müstedinin emare olarak ibraz ettiği Eşdeğer Kayıt Belgesinde bu plâna uyulmadığı ve konu yerin arsa olarak ayrılıp verildiği görülmektedir. Bu tan-ık şahadetinde ilâveten kendilerinden bu arsa ile ilgili olarak görüş sorulduğunda Fasıl 59 uyarınca, sahilden 50 yarda içerisinde kısıtlama oluşu nedeni ile, inşaat yapılamıyacağına ilişkin olumsuz görüş verdiklerini belirtmiştir.

Müstedaaleyh (1) de bu- görüşten hareket ederek Girne Kaza Mahkemesinde dosyaladıkları istida ile Müstediye izin verilemiyeceğini 10.5.1988 tarihli yemin varakasında belirtmiştir.

Müstedinin başvuru konusu arsası Belediye hudutları dahilinde olup Fasıl 59'da böyle bir arsaya i-nşaat izni verilmesine bir kısıtlama bulunmadığı ve yukarıda da değinildiği gibi konu arsaya inşaat izni vermenin Müstedaaleyh (1)'in yetkisi dahilinde olduğu ve Müstedaaleyh (1)'in Şehirciliğin hatalı ve herhangi bir yasaya dayanmadan görüşünden hareketle- Müstediye izin verilemiyeceğine ilişkin görüş belirttiği ortadadır. Başvuru konusu arsaya yapılabilecek inşaatla ilgili tek kısıtlama Fasıl 96 madde 14(1) altında 22.3.1985 tarihinde yayınlanan bildiri ile getirilmektedir. Bu kısıtlamanın ne olabileceği d-e Müstedaaleyh (1)'in 30.6.1987 tarihli yazısı ile belirlenmiştir. Bu nedenle mevcut yasal durum çerçevesinde Müstedaaleyh (1)'in Müsetdiye izin verirken sadece bu kısıtlamalara uygun proje yapılıp yapılmadığına bakması gerekir.

Müstedaaleyh (2) ise itir-aznamesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasa'nın 38. maddesi uyarınca konu arsaya inşaat yapılmasının yasak olduğunu ileri sürmüştür. Müstedaaleyh (1)'in 10.5.1988 tarihli yemin varakasında belirtmiş olduğu izin vermeme gerekçesi bu olmamakla beraber -bu hususu incelemeyi de uygun gördüm.

Anayasanın 38. madesinin ilgili (1), (2) ve (3). fıkraları aynen şöyledir:

"Madde 38.

-Kıyılar, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır ve yalnız kamu yararına kullanılabilir.
-
Belediye sınırları dışındaki kıyıların yüz metrelik şeridi içinde kalan bölgede yalnız Devlete ait, çok gerekli ve kamu yararına olan tesisler kurulabilir. Ancak, bu gibi tesisler, kıyıların doğal güzelliğini bozacak nitelikte olamaz.
- Mevcut bina veya tesislerin gelecekteki durumu yasa ile düzenlenir.
-
Belediye sınırları içindeki kıyıların korunması ve yüz metrelik kıyı şeridi içinde kalan bölgede inşa edilebilecek yapı ve tesisler ile mevcutların durumu, kamu yararının ve kent plânlamasının gereklerine uygun olarak yasa ile düzenlenir."

Maddenin (3). -fıkrasından görülebileceği gibi Belediye sınırları içindeki kıyıların korunması ve yüz metrelik kıyı şeridi içinde kalan bölge içinde ne gibi yapı ve tesisler inşa edilebileceği ile mevcutların durumunun yasa ile düzenleneceği vurgulanmakla beraber bugüne -dek böyle bir yasa çıkarılmadığına ve halen yürürlükte olan mevzuat da Fasıl 96 ve Madde 14(1) altında yayınlanan bildiri olduğuna göre de Müstedaaleyh (2)'nin itiraznamesinde ileri sürdüğü gibi konu bölgede inşaat yapmanın yasak olduğu sonucuna varmak ola-naksızdır.

Fasıl 96 uyarınca, bir kişinin bir Belediye hududu dahilinde inşaat başlatabilmesi için onun önceden ilgili Belediyeden inşaat izi alması gerekir. Belediye kendisine yapılan bir inşaat izni müracaatı üzerine yapılacak inşaatla ilgili olarak ya-sal yetkisi dahilinde olan bazı koşullar belirleyebilir. Verilen bir izin içerdiği koşullardan şikâyetçi olan ya da izin verilmesinde bir ihmal olduğunun ileri sürülmesi halinde Yüksek İdare Mahkemesi'ne başvurulabilir. Ancak bu başvuruda Müstedi inşaat pr-ojesini Kasım 1987'de hazırlatmasına karşın izin için Müstedaaleyh (1)'e 19.4.1988 de başvurmuş ve bir yanıt verilmesini beklemeden inşaata başlamıştır.

Müstedinin bu şekilde hareket etmesi doğru yol olmamakla beraber, onun sadece izin almadan inşaat baş-latmış olması kendisine izin vermemek için yeterli değildir. Yasal durum Müstedaaleyh (1)'in Şehircilikten aldığı görüşe ters olup Müstedaaleyh (1)'in Müstedinin izin müracaatını Fasıl 96 Madde 14(1) uyarınca 22.3.1985 de yayınlanan bildiri ışığında incele-mesi gerekli iken Müstedaaleyh (1) böyle bir inceleme yapıp sunulan projenin konu bildiriye uygun olup olmadığını araştırmadan Müstediye izin verilemiyeceğine karar vermekle hatalı hareket etmiştir.

Sonuç olarak başvuru kabul edilerek Müstedaaleyh (1) ta-rafından takriben 10.5.1988 tarihinde alınan ve Müstedinin bilgisine takriben 13.5.1988 tarihinde gelen ve Müstedinin başvuru konusu inşaat izni müracaatını reddeden kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramı-yacağına hükmolunur.-

Masraflarla ilgili herhangi bir emir verilmez.


(Niyazi F. Korkut)
Yargıç

9 Mart 1990

-


-74-



-


Full & Egal Universal Law Academy