Yüksek İdare Mahkemesi Numara 85/2016 Dava No 12/2016 Karar Tarihi 18.04.2016
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 85/2016 Dava No 12/2016 Karar Tarihi 18.04.2016
Numara: 85/2016
Dava No: 12/2016
Taraflar: Berk Sezenler (Küçük) En Yakın Arkadaşı "annesi" Handan Sezerler ile KKTC Milli Eğitim Bakanlığı arasında
Konu: Ara emri - Geçici ara emri verilmesinin koşulları - Meşru menfaat
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 18.04.2016

-D.12/2016 YİM: 85/2016


Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında

Yargıç Mehmet Türker Huzurunda.


Davacı: Berk Sezenler (Küçük) En Yakın Arkadaşı "annesi"
Handan Sezenler vasıt-asıyla, 1. Cadde No:2 Gaziveren -
Güzelyurt.

ile


Davalı: KKTC Milli Eğitim Bakanlığı vasıtasıyla, KKTC
Başsavcılığı - Lefkoşa.

A r a s ı n d a-


Davacı-Müstedi namına: Avukat Boysan Boyra
Davalı-Müstedaaleyh hazır değil



(12.4.2016 tarihli Ara Emri İstidası)

--------------

K A R A R


Davacı, Davalı aleyhine dosyalamış old-uğu bu dava ile Talep Takririnin A, B, C ve D paragraflarındaki taleplerde bulunmuştur:

"A) Davacı; Küçük Berk Sezenler'i ciddi surette
darp edip ciddi surette yaraladığı için aynı
okul öğrencisi Ekrem Cümbezli'ye 'Tasdikname
- ile okuldan uzaklaştırma' cezası takdir eden
Güzelyurt Kurtuluş Lisesi Okul Disiplin
Kurulunun işbu kararını ve/veya Ekrem Cümbezli'ye
Okul Disiplin Kurulu tarafından verilen yukarıda
mezkur disiplin cezasın-ı bozarak ve/veya
değiştirerek adı geçen öğrenciye '5 gün kısa
süreli uzaklaştırma' cezası verilmesine dair
Davalı ve/veya Davalıya bağlı faaliyet gösteren
Genel Ortaöğretim Dairesi kararının ve bu karar
i-le ilgili işlemlerin tamamen hükümsüz ve/veya
etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç
doğurmayacağına dair karar ve/veya hüküm
verilmesi,

B) Davalının; yukarıda (A) paragrafında belirtilen
ve Güzelyurt Kurtu-luş Lisesi Okul Disiplin
Kurulu tarafından Ekrem Cümbezli'ye verilen
'Tasdikname ile okuldan uzaklaştırma' cezasını
onaylamamasının yapılmaması gereken bir ihmal
olduğuna ve yapılması ihmal olunan eylem veya
- işlemin yapılması gerektiğine dair Mahkemece
hüküm ve/veya karar verilmesi,

C) Küçük Berk adına en yakın arkadaşı 'annesi'nin
talebi üzerine, önce 08/03/2016 ve daha sonra
15/03/2016 tarihli dilekçeler ile bilgi
- talebinde bulunan ve bu maksatla masrafları da
ödeyen Davacının dilekçelerine cevap vermemesinin
ve/veya İyi İdare Yasası'na aykırı olarak eksik
veya hatalı cevap vermesinin yapılmaması gereken
bir ihmal old-uğuna ve yapılması ihmal olunan
eylem veya işlemin yapılması gerektiğine dair
Mahkemece hüküm ve/veya karar verilmesi,

D) İşbu dava masraflarının Davalılara tahmili."


Davacı-Müstedi davanın dosyalanmasından sonra 12.4.20-16 tarihinde dosyalamış olduğu tek taraflı bu istida ile:

"A) Davacı; Küçük Berk Sezenler'i ciddi surette darp
edip ciddi surette yaraladığı için aynı okul öğrencisi
Ekrem Cümbezli'ye 'Tasdikname ile okuldan uzaklaştırma'
cezası ta-kdir eden Güzelyurt Kurtuluş Lisesi Okul
Disiplin Kurulu kararını ve/veya Ekrem Cümbezli'ye
Okul Disiplin Kurulu tarafından verilen yukarıda
mezkur disiplin cezasını bozmaya ve/veya değiştirmeye
yönelik olarak Davalı tarafından- '5 gün kısa süreli
uzaklaştırma' cezası verilmesine dair kararın Yüksek
İdare Mahkemesince verilecek kararın neticesine kadar
'Yürürlüğünün Durdurulmasını' öngören bir mahkeme
kararı ve/veya ara emri verilmesi; ve


B) Muhte-rem Mahkemenin uygun göreceği herhangi bir
emir ve/veya çare;

C) İşbu istida masrafları için emir."

verilmesini talep etmektedir.

İstidanın dinlendiği gün küçük Berk Sezenler'in annesi ve en yakın arkadaşı sıfatıyla Davacı--Müstedi, istidasındaki talepler ile ilgili yemin varakasındaki iddialarına uygun olarak şahadet vererek, istidada talep ettiği şekilde emir verilmesini talep etmiştir.

Davacı-Müstedinin şahadeti, yemin varakası ve yemin varakasına ekli belgelere gör-e dava konusu kararın alınmasına kadar gelişen olaylar ve mesele ile ilgili olgular özetle şöyledir: Küçük Berk Sezenler Güzelyurt Kurtuluş Lisesi 12. sınıfa, yani son sınıfa devam eden bir öğrencidir. Yine Güzelyurt Kurtuluş Lisesi öğrencisi olan Ekrem Cü-mbezli 16/2/2016 tarihinde küçük Berk'i okul tuvaletine götürmüş ve ciddi surette darp ederek yüzünden ve başından yaralanmasına, elmacık kemiğinin kırılmasına ve bu yaralanma neticesinde ameliyat geçirmesine sebep olmuştur. Küçük Berk bu yaralanma ve geçi-rdiği ameliyat neticesinde, halen yaralanmaları ile ilgili olarak tedavi görmesi yanında psikolojik olarak da tedavi görmektedir. Bu olaylar üzerine, Güzelyurt Kurtuluş Lisesi Okul Disiplin Kurulu aldığı 1/3/2016 tarihli karar ile Ekrem Cümbezli'ye "Tasdik-name ile okuldan uzaklaştırma" cezası vermiş ve karar aynı gün Davalı ve/veya Genel Ortaöğretim Dairesine bildirilmiştir. 4/3/2016 tarihinde Genel Ortaöğretim Dairesi, bazı eksikliklerin giderilmesi için kararı Güzelyurt Kurtuluş Lisesi Disiplin Kuruluna g-eri göndermiştir. Eksikleri tamamlayan Güzelyurt Kurtuluş Lisesi Okul Disiplin Kurulu,
16/3/2016 tarihinde kararı yeniden Genel Ortaöğretim Dairesine göndermiştir. Davalı ve/veya Genel Orta Öğretim Dairesi tarafından oluşturulan Davalıya bağlı Üst Disiplin- Kurulu, 5/4/2016 tarihinde kararı incelemek üzere toplanıp aynı tarihte aldığı dava konusu kararla, Güzelyurt Kurtuluş Lisesi Disiplin Kurulunun kararını bozarak ve/veya iptal ederek ve/veya değiştirerek, Ekrem Cümbezli'ye verilen "Tasdikname
ile okuldan -uzaklaştırma" cezasını "5 gün kısa süreli okuldan uzaklaştırma" cezasına çevirmiş ve/veya Ekrem Cümbezli'ye bu cezayı vermiştir.

Davacı ikame ettiği bu dava ile, bu kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar ver-ilmesini talep ederken, bu istida ile de Üst Disiplin Kurulunun kararının yürürlüğünün durdurulmasına dair emir verilmesi talebinde bulunmaktadır.

Davacı-Müstedi gerek istidasına ekli yemin varakasında gerekse şahadetinde, Güzelyurt Kurtuluş Lisesi- Disiplin Kurulu kararının Davalının Üst Disiplin Kurulu tarafından gerekçesiz olarak değiştirildiğini, Üst Disiplin Kurulunun Okul Disiplin Kurulu kararını değiştirerek "5 gün kısa süreli okuldan uzaklaştırma" cezası kararı almasıyla Ekrem Cümbezli'nin
ye-niden okula döneceğini, onun okula gelmesiyle korkmakta
ve psikolojik olarak kötü durumda olan küçük Berk'in okula gidemeyeceğini, eğitimden yoksun kalacağını, sene kaybedeceğini, mezun olamayacağını, YGS sınavına giremeyeceğini, üniversiteye gidemeyeceğin-i, bu nedenle yaşamının alt-üst olup zarar göreceğini ve telafisi
imkânsız zarar-ziyana düçar kalacağını ileri sürüp kararın yürütülmesinin durdurulması için emir verilmesini istemektedir.

Davacı-Müstedi Avukatı da Müstedinin iddialarına uygun olara-k Mahkemeye yaptığı hitabında, Üst Disiplin Kurulu kararının gerekçeli olmadığını ve yemin varakası ile Davacı-Müstedinin şahadetinde de belirtilen nedenlerle kararın yürütülmesi durdurulmazsa küçük Berk için telafisi imkânsız zarar doğacağını, Davacının d-avasında haklı olduğuna dair belirtiler bulunduğunu, emrin verilmemesi halinde küçük Berk'in çok ciddi zarara uğrayacağını ancak emir verilirse kimsenin zarar görmeyeceğini, ara emri verilmesi için gerekli unsurların var olduğunu ve emrin verilmesi gerekti-ğini ileri sürmüştür.

Davacı-Müstedinin davasını, davasındaki talep ve iddialarını, istidasında talep ettiği yürütmenin durdurulmasına dair emri, yemin varakasını, sunduğu şahadeti, Davacı-Müstedi Avukatının iddia ve argümanlarını esaslı bir şekilde -tezekkür edip değerlendirdim.

Yüksek İdare Mahkemesine yapılan ara emri başvurularında karar verilirken, Yüksek İdare Mahkemesi Tüzüğü'nün 11. maddesine istinaden, Yüksek İdare Mahkemesi Anayasa'nın 152. maddesi tahtında açılan bir davada geçici ara- emri verebilir. 1997 Yüksek İdare Mahkemesi Tüzüğü'nün 11(1) maddesi aynen şöyledir:

"11(1) Mahkeme, Anayasanın 152'nci maddesi gereğince
yapılan işlemlerde Mahkeme veya Yargıç, işlemin
herhangi bir safhasında, kendiliğinden ve-ya
herhangi bir tarafın istemi üzerine, davanın
adilane bir şekilde kararlaştırılması icap
ettirirse, davayı esasından sonuçlandırmayan
geçici bir emir verebilir."



Tüzüğün bu düzenlemesine göre, geçici em-ir verilirken dikkate alınacak tek kriter, davanın adilane bir şekilde karara bağlanmasını gerektirecek bir durumun var olmasıdır. Bu kriter dikkate alınırken, aynı zamanda Tüzüğün bu maddesine göre dikkat edilmesi gereken bir husus da, verilecek olan emri-n davayı esastan sonuçlandıracak nitelikte bir emir olmamasıdır.
Yüksek İdare Mahkemesinin birçok kararında vurgulandığı gibi, bir davanın adilane bir şekilde kararlaştırılmasına yarayacak, İdare Hukuku ilkeleri ile uyumlu olacak şekilde
yürütmenin -durdurulması emri verilebilmesi için, 9/76 sayılı Mahkemeler Yasası'nın 41. maddesinde belirtilen 3 unsurun
var olması gerekmektedir. Bu hususta Gör.YİM 90/2014 (D.20/2014), YİM 191/2014 (D.32/2014), YİM 195/2014 (D.35/2014), YİM 265/80 (D.25/80), YİM 106-/81 (D.25/81),
YİM 122/81 (D.29/81), YİM 105/82 (D.26/82).

9/76 sayılı Mahkemeler Yasası'ndaki bu unsurlar ise şunlardır:

Karara bağlanması gereken konunun ciddi olması,
Davacının iddiasında haklı olduğuna dair belirtiler
bulunması,
3. Geçici a-ra emri verilmezse ileride telafisi mümkün
olmayacak bir zararın doğacağı veya eski duruma dönüşün çok zorlaşacağıdır.

Bu unsurların var olduğuna dair mahkemenin ilk bakışta tatmin edilmesi gerekir. Belirtilen unsurlardan herhangi birisi hakkında ma-hkemenin tatmin edilmemesi halinde, talep edilen ara emri verilemez.

Ara emri verilmesi ile ilgili yasal durum ve prensipler çerçevesinde bu davada ara emri verilmesini ve/veya yürütmenin durdurulmasını gerektirecek unsurların var olup olmadığının in-celenmesi gerekmektedir. Yürütmenin durdurulması emri verilebilmesi için var olması gereken birinci unsur olan karara bağlanması gereken konunun ciddi olması veya diğer bir deyişle davacının ciddi bir davasının bulunması, ikinci unsur ise davacının iddiası-nda haklı olduğuna dair belirtilerin bulunmasıdır.
Bu istidada yukarıda kısaca aktardığım olguları, Davacının iptalini talep ettiği idari kararı, Davacı-Müstedinin yemin varakası ile şahadetindeki iddialarını ve Davacı-Müstedi Avukatının argümanların-ı göz önüne aldığım zaman, bu iki unsuru birlikte ele alıp incelemenin bu meselede gerekli olduğu kanaatine vardım.

Ara emri verilmesi için bu iki unsurun var olup olmadığını incelemeye başlarken, dava konusu olup Davacı tarafından hükümsüz ve etkisi-z kılınması talep edilen, Davalıya bağlı Üst Disiplin Kurulu kararına bakıldığı zaman
bu kararın aşağıdaki gibi olduğu görülmektedir:

"KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI
GENEL ORTAÖĞRETİM- DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ


Sayı: GOÖ.0.00.39/15/16-1419 07.04.2016


İLGİLİ MAKAMA


16.02.2016 tarihinde Güzelyurt Kurtuluş Lisesi'nde
2 öğrenci arasında meydana gelen olay ile ilgili disiplin
dosyası 01.0-3.2016 tarihli yazı ile Okul Müdürlüğü
tarafından Genel Ortaöğretim Dairesi Müdürlüğü'ne
gönderilmiş ve aynı tarihte daire arşivine teslim
edilmiştir.

Öğrenciye ait dosya incelendikten sonra 04.03.2016
tarihinde tespit edilen eksik-liklerin tamamlanıp
yeniden daire müdürlüğümüze gönderilmesi gerektiğini
belirten yazı ile okula geri gönderilmiştir.

Okul 16.03.2016 tarihli yazı ile dosyayı belirtilen
eksiklikler ışığında yeniden düzenleyip 17.03.2016
tarihinde daire -arşivine ulaştırmıştır.

30.03.2016 tarihli yazı ile Üst Disiplin Kurulu
üyeleri 05.04.2016 tarihinde konuyu görüşmek üzere Genel
Ortaöğretim Dairesi'ne toplantıya çağrılmıştır.

05.04.2016 tarihinde gerçekleşen Üst Disiplin Kurulu
top-lantısında oy çokluğu ile Ekrem Cümbezli isimli
öğrenciye '5 gün Kısa Süreli Uzaklaştırma Cezası'
verilmesi kararlaştırılmıştır.

Üst Disiplin Kurulu kararı 06.04.2016 tarihli yazı
ile Okul Müdürlüğü'ne bildirilmiştir.

Bilgilerinize- saygı ile rica ederim.


Hüseyin Kavaz
Müdür"



Karardan ve olgulardan görüleceği üzere ve Davacının da davasında ve istidasında belirttiği gibi, Güzelyurt Kur-tuluş Lisesi Disiplin Kurulunun Ekrem Cümbezli'ye vermiş olduğu "Tasdikname ile okuldan uzaklaştırma" cezası Davalının Üst Disiplin Kurulu tarafından iptal edilerek ve/veya değiştirilerek aynı Kurul tarafından Ekrem Cümbezli'ye
"5 gün kısa süreli uzaklaştı-rma" cezası verilmiştir.

Görüleceği üzere Üst Disiplin Kurulu kararı Davacı dışında bir kişi yani Ekrem Cümbezli ile ilgili bir karardır. Böyle bir durumda ara emri unsurları olan ilk iki unsurun var olup olmadığını saptamaya çalışırken, Davacının bu- davada meşru menfaatinin olup olmadığı sorusu ortaya çıkmaktadır. Meşru menfaat davanın bir ön koşulu olup davanın ilk incelemesinde ele alınması gereken bir husus olmakla birlikte, bir idari kararın yürütülmesinin durdurulması talebi ile ilgili başvuru o-lan bir davada, davacının meşru menfaatinin var olup olmadığı konusunda ilgili idari karar ve olgular çerçevesinde, bu hususta bir inceleme yapılmasının gerekli olduğu ortaya çıkarsa ve aynı zamanda, ara emri unsurlarının var olup olmadığının incelenmesi i-çin de meşru menfaat hususunun incelenmesinin gerekli olduğu ortaya çıkarsa, davacının meşru menfaat durumunun incelenmesi zorunlu ve kaçınılmaz hale gelmektedir. Bu meseledeki idari karar ve olgular bu çerçevededir. Dolayısıyla, meşru menfaat konusunun zo-runlu olarak incelenmesi gerekmektedir.

İptal davasını kimlerin açabileceği Anayasa'nın 152. maddesinin (2). fıkrasında belirtilmektedir. Buna göre: "Böyle bir başvuru, sahip olduğu meşru bir menfaatı, bu gibi karar veya işlem veya ihmal yüzünden o-lumsuz yönde ve doğrudan doğruya etkilenen kişi tarafından yapılabilir."

Anayasa'nın bu düzenlemesinden açıkça görüleceği üzere, iptal davası meşru menfaati bir idari karar veya işlem nedeniyle olumsuz olarak ve doğrudan doğruya etkilenen kişi tarafı-ndan açılabilir.

İdare Hukuku prensiplerine ve Yüksek İdare Mahkemesi kararlarına göre, meşru menfaat, iptal davasının ikame edilebilmesi ve ileri gidebilmesi için bir ön şart ve/veya davanın ön koşuludur. Anayasa'nın 152. maddesi İdare Hukukunun bu- husustaki ilkeleri ve Yüksek İdare Mahkemesi kararlarına göre, Davacının davasını ikame edebilmesi, ilerletebilmesi, davasının esasındaki iddialarını ortaya koyabilmesi ve davasında başarılı olabilmesi için, sahip olduğu meşru bir menfaatinin dava konusu -idari karardan olumsuz yönde ve doğrudan doğruya etkilenmesi gerekir.

Anayasa'nın 152. maddesindeki bir idari karardan dolayı meşru menfaati olumsuz yönde ve doğrudan doğruya etkilenen kişinin böyle bir idari karara karşı iptal davası açabileceği düz-enlemesi dikkate alındığı zaman, sadece bir kişiyi ilgilendiren ve başka bir kişi üzerinde doğrudan doğruya etkisi olmayan bir işlem ve/veya idari karara karşı idari işlemin ilgilendirdiği ve doğrudan doğruya etkilenen kişi dışındaki herhangi bir kimsenin -dava açması ve böyle bir davayı meşru menfaat ön koşulunu aşarak ilerletebilmesi
mümkün değildir ve bu şekilde açılan bir davanın reddedilmesi gerekir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti İdare Hukuku ve YİM kararlarına göre, etkilenen menfaatin kişisel ol-ması da gerekmektedir. Menfaatin kişisel olması ise kişinin idari karar veya işlemden doğrudan doğruya etkilenmesidir. Dolaylı bir etkileşim dava açma hakkı açısından yeterli kabul edilemez. YİM 104/2008 (D.44/2009)'da bu hususlarla ilgili olarak şöyle den-mektedir:

"Menfaatin şahsi olması demek, kişinin dava
konusu karardan doğrudan doğruya etkilenmesi
demektir. Menfaat, dava açıldığı zaman, en azından
dava görüldüğü zaman mevcut olmalıdır. İlerde
gerçekleşecek olan veya muhtemel olan me-nfaat
ihlâli dava ikâmesi için yeterli değildir.

Bu konuda Ord.Prof.Sıddık Sami Onar aynı eserinde
aynı sayfada şöyle demektedir:

'Menfaatin halen mevcut olması, davanın ikâmesi
ve hiç olmazsa intacı zamanında mevcut ve tahakkuk
- etmiş olması demektir. İleride husulü melhuz olan,
düşünülen, ihtimal dahilinde bulunan bir menfaat
iptal davası açma salâhiyeti vermez.'

Bahsedilen menfaat ile, davayı ikâme eden arasında
ciddi ve makul bir ilginin olması gerek-ir. İdari
davada menfaatten bahsedebilmek için ille de bir
hakkın ihlâli gerekmez. Menfaatın ihlâli dava ikâmesi
için yeterlidir. Yeter ki şahsi menfaat doğrudan
doğruya haleldar olmuş olsun. Dolayısı ile dolaylı
bir etkileşim veya s-ırf vatandaş olmak sıfatı ile
doğan bir etkileşim idari davaya konu olmaz."



Bu davadaki Davacı, aynı okulda eğitim gördüğü Ekrem Cümbezli isimli bir öğrencinin kendisini darp etmesi sonucu Okul Disiplin Kurulunun bu kişiye verdiği "Tasdikname i-le okuldan uzaklaştırma" disiplin cezasını Davalıya bağlı Genel
Ortaoğretim Dairesi Üst Disiplin Kurulunun kaldırarak Ekrem
Cümbezli aleyhine verdiği "5 gün okuldan uzaklaştırma" cezası ile ilgili kararının iptalini talep etmektedir. Davalı tarafından al-ınan bu karar, Ekrem Cümbezli'nin kişisel meşru menfaatini olumsuz yönde ve doğrudan doğruya etkileyen, bu kişi için icrai nitelikte ve hukuki durumunda değişiklik yapan bir idari karar ve/veya işlemdir. Davacının iptalini ve/veya hükümsüz kılınmasını tale-p ettiği bu karar, Davacının kişisel meşru menfaatini olumsuz yönde ve doğrudan doğruya etkileyen bir idari karar değildir. Alınan kararın Davacıyı dolaylı olarak etkilediği tartışılabilir olmakla birlikte, kararın Davacıyı dolaylı olarak etkilediği kabul -edilse bile Davacının meşru menfaatini etkilemez ve böyle bir dolaylı etkileşim Davacıya meşru menfaatin varlığına dayalı bir idari dava açma hakkı vermez.

Bu idari karar nedeniyle meşru menfaati olumsuz yönde ve doğrudan doğruya etkilenmeyen Davacın-ın bu davayı ikame etmek için meşru menfaati olduğu söylenemez.

Meşru menfaati olmadığı nedeniyle dava konusu karara karşı dava açma, davayı yürütme ve davada başarılı olma imkânı olmayan Davacının davasında karara bağlanması gereken konunun ciddi ol-duğu veya ciddi bir davasının bulunduğu ve iddiasında haklı olduğuna dair belirtiler bulunduğu kabul edilemez. Bu nedenlerle ara emri ve/veya yürütmenin durdurulması emri verilebilmesi için gerekli olan birinci ve ikinci unsurun varlığından söz edilemez.
-
Ara emri ve/veya yürütmenin durdurulması emri verilmesi için gerekli olan 1. ve 2. unsur mevcut olmadığından, Davacının ara emri istidası ve talep ettiği yürütmenin durdurulması emri talebinin reddedilmesi gerekmektedir.

Yukarıdaki saptamaya r-ağmen, ara emri verilmesi ile ilgili 3. kriter olan ara emri verilmesi için gerekli olan telafisi mümkün olmayacak bir zararın doğacağı veya eski duruma dönüşün çok zorlaşacağı unsurunu da incelemeyi uygun buldum. Ara emri verilmesi için gerekli 3. unsur o-lan telafisi mümkün olmayacak bir zararın doğacağı ve eski duruma dönüşün çok zorlaşacağı unsurunun var olup olmadığı incelendiği zaman, dava konusu idari kararın yürütülmesinin durdurulmaması halinde "5 gün okuldan uzaklaştırma" disiplin cezası alan öğren-ci Ekrem Cümbezli'nin yeniden okula döneceği nedeniyle Davacının okula gidemeyeceği, eğitimden yoksun kalacağı, sene kaybedeceği, mezun olamayacağı, YGS sınavına giremeyeceği, üniversiteye gidemeyeceği, zarar göreceği, mağdur olacağı, bu nedenlerle telafis-i imkânsız zarar-ziyana uğrayacağı Davacı-Müstedi tarafından iddia edilmişse de, bu iddiaların tümü geleceğe yönelik varsayımlar olup okul yönetimi veya ilgili diğer makamların alabileceği tedbirlerle önlenebilecek hususlar ve/veya durumlar olup Davacının -uğrayacağını iddia ettiği şekilde herhangi bir zarar-ziyana uğraması önlenebilir. Dolayısıyla, ara emri verilmezse Davacının telafisi imkânsız bir zarar-ziyana uğrayacağı ve geriye dönüşün çok zorlaşacağı ile ilgili bir durumun ortaya çıkacağını kabul etme-yi gerektirecek bir neden bulunmamaktadır. Kaldı ki, karara bağlanması gereken konunun ciddi olmadığı ve Davacının ciddi bir davasının olmadığı ve davasında haklı olduğuna dair belirtiler bulunmadığı sonucuna vardıktan sonra, Davacı açısından telafisi imkâ-nsız bir zararın doğacağına ve geriye dönüşün güç olacağına dair bir durumun da mümkün olamayacağı ortadadır. Bu saptamalara göre, ara emri verilmesi için gerekli olan telafisi imkânsız bir zarar doğacağı ve geriye dönüşün çok zorlaşacağı unsuru da gerçekl-eşmemiştir.

Belirtilenlerden anlaşılacağı gibi Davacı-Müstedi istidasında ve yürütmenin durdurulması emri ve/veya ara emri taleplerinde başarılı olamamıştır.

Netice itibarıyla, Davacı-Müstedinin istidası ve dolayısıyla ara emri ve/veya yürütme-nin durdurulması emri ile ilgili talepleri ret ve iptal edilir.





Mehmet Türker
Yargıç

18 Nisan, 2016













6






Full & Egal Universal Law Academy