Yüksek İdare Mahkemesi Numara 84,91/1991 Dava No 24/1992 Karar Tarihi 29.06.1992
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 84,91/1991 Dava No 24/1992 Karar Tarihi 29.06.1992
Numara: 84,91/1991
Dava No: 24/1992
Taraflar: Mustafa Dereli vd ile İskân Bakanlığı
Konu: Kamulaştırma emrinin iptali istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 29.06.1992

-D.24/92 Birleştirilmiş
YİM 84/91 ve 91/91

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Niyazi F. Korkut, Aziz Altay, Özkan Tunçağ.-


YİM 84/91

Müstedi: 1. Mustafa Dereli, Gönyeli.
2. Şenol Dereli, Gönyeli.
3. Şener Dereli, Gönyeli.
ile
Müstedaaleyh: 1. İskân Bakanlığı vasıtasıyle Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti.
2. Bakanlar Kurulu vasıtasıyle Kuzey Kıbrıs Türk
- Cumhuriyeti.
A r a s ı n d a.

Müstediler namına: Ergin Ulunay.
Müstedaaleyhler namına: Müjgan Irkad.

YİM 91/91

Müstedi: Melek Ömer Kofalı n/d Melek Ömer n/d Melek Avcısoyu, Gönyeli.
ile
M-üstedaaleyh: 1. KKTC Bakanlar Kurulu vasıtasıyle KKTC Başsavcılığı,
Lefkoşa.
2. KKTC Devleti vasıtasıyle KKTC Başsavcılığı, Lefkoşa.
3. İskân Bakanlığı vasıtasıyle KKTC Başsavcılığı, Lefkoşa
- A r a s ı n d a.
Müstedi namına: Rifat Çomunoğlu.
Müstedaaleyhler namına: Müjgan Irkad.



Yasa Maddesi: KKTC Anayasasının 41. maddesi, 15/62 sayılı Zorla Mal İktisabı Yasasının 4 ve 6. mad-deleri.

İstemin Özeti: Birleştirilerek dinlenen her iki başvurudaki Müstedilerin, Müstedaaleyhlerce yapılan kamulaştırma ihbarı ile kamulaştırma emrinin hükümsüz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesi istemi.

OLAY: 84/91 sayılı ba-şvurudaki Müstediler kardeş olup, Gönyelide kamulaştırma konusu olan taşınmaz malların mal sahipleridirler.
91/91 sayılı başvurudaki Müstedi de kamulaştırma konusu olan taşınmaz mallardan bir kısmını kayıtlı mal sahibidir. Birleştirilerek dinlenen başvu-rularda Müstediler Müstedaaleyhlerce yapılan kamulaş-tırmanın hükümsüz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesi isteminde bulundular.

SONUÇ: Anılan istimlâk ihbarı ile istimlâk emrinin içeriklerinin arzulanan düzeyde olmamakla berab-er, Anayasa ve sair mevzuatın özellikle 15/62 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddelerinin öngördüğü unsurları tatmin edecek yeterlikte olduğu, Müstedilerin konuya ilişkin olarak Devletin en üst kademesine kadar müteaddit toplantılar ve görüşmeler yaptığı bu nedenl-e herhangi bir tereddüt veya belirsizlik içinde olmadıkları, kamulaştırmanın zorunlu olduğu, bu nedenle Müstedilerin herhangi bir süprizle karşılaşmadıkları ortadadır.
Her iki başvuru da reddedilir.

Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
YİM 131/88 (D.-6/90) sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı.
YİM/İstinaf 36/89 ve 11/90 (D.17/90) sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı.
Michael Theodossiou Co. Ltd, Applicant and The Municipality of Limassol, through The Municipal Committee of Limasol, Respondent (1975) CL-R Part 3.

H Ü K Ü M

Niyazi F. Korkut: Bu başvuruda Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Özkan Tunçağ verecektir.

Özkan Tunçağ: 84/91 sayılı başvurudaki müstediler kardeş olup sırasıyle Lefkoşada Gönyelide Abdullah Mevkiinde, Pafta/harita XXI/4.W.2, 12.W.1, A-da F parsel no 936; aynı Pafta/harita'da kayıt no: 909, parsel no 935; yine aynı pafta/Harita kayıt no 908, parsel no 934 olan taşınmaz malların kayıtlı mal sahibidirler.

Aynı şekilde 91/91 sayılı başvurudaki müstedi ise Gönyeli sakini olup Lefkoşa-Gönye-lide Blok F, Pafta/harita No. XI/12/12.W.2, parsel 56 ile 432 ve yine Lefkoşa-Gönyeli'de Blok F, pafta/harita No XXI/4.W.2, parsel no 937 de kâin taşınmaz malların kayıtlı mal sahibidir.

Birleştirilerek dinlenen bu iki başvurudaki müstediler yukarıda bel-irtilen taşınmaz malların tümü veya bir kısmı ile ilgili olarak müstedaaleyhlerce yapılan 26.12.1990 tarihli kamulaştırma ihbarı ile 18.2.1991 tarihli kamulaştırma emrinin geçersiz ve hükümsüz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesin-i istediler.

84/91 sayılı başvurudaki müstediler 10.4.1991 tarihinde dosyaladıkları başvurularında kardeş olup gönyelide ikamet ettiklerini, başvuruda belirtilen taşınmaz malların kayıtlı mal sahipleri olduklarını, parsel 936'nın 5 dönüm, parsel 935'in 2-7 dönüm 3 evlek 2000 ayakkare, parsel 934'ün 16 dönüm, 2400 ayakkare alanı kapsadığını, konu taşınmaz malların ziraat amaçları için kullanılan tarlalar olduğunu, konu malların kamulaştırılmasına itiraz ettiklerini, söz konusu kamulaştırmada herhangi bir ka-mu yararı olmadığını, zirai arazilerin hududunun şehir ve memleket plânlaması kapsamına alınamayacağını, Gönyelinin doğusunda ve kuzeydoğusunda Rumlardan kalma binlerce dönüm arazinin mevcut olduğunu ve bunların kamulaştırılmasının daha uygun olduğu gerçeğ-i ışığında müstedilerin taşınmaz mallarının kamulaştırılmasının gereksiz olduğunu, Gönyeli Ovasındaki özel mülkiyete ait 2000 dönümlük bir arazi için Devletin hazırladığı bir Master Plânının varolduğunun öğrenildiğini, bu nedenle başvuru konusu kısmı kamul-aştırma kararının alındığını, ancak müstedaaleyhlerin bu plânı finanse edecek mali olanaklarının bulunmadığını, şehir ve memleket plânlamasına göre kamulaşrtırmanın bir plân ve projeye göre yapılması ve tümüyle projenin uygulanması gerektiğini, bunun bir s-onucu olarak da kamulaştırmanın teknik ve mali yönlerini incelemeden, mali olanaklar sağlanmadan konu taşınmaz malların kamulaştırılmasına yasal açıdan olanak bulunmadığını, kamulaştırma ihbarı ile kamulaştırma emrinin Anayasanın ve yürürlükteki diğer mevz-uatın emredici hükümlerine göre gerekli yasal unsurları içermediğini, ezcümle kamulaştırma ihbarında kamulşatırma gerekçelerine yer verilmediği ve kamulaştırma emrinin de kamulaştırma nedenleri belirtilmediği cihetle geçersiz olduğunu öne sürmüşlerdir.

8-4/91 sayılı başvuruya müstedaaleyhler 1.11.1991 tarihinde itirazname dosyaladılar.

Müstedaaleyhler itiraznamelerinde alınan kararlar veya emir veya işlemler veya ihbarın KKTC Anayasasının 41. maddesi ile 15/62 sayılı Zorla Mal İktisabı Yasasının ilgili m-addelerine uygun olduğunu, yeterli gerekçe ve nedenleri içerdiğini, yeterince açık ve anlaşılır olduğunu, "Şehir ve Memleket Plânlaması ve Şehir Memleket Plânlamasının Geliştirilmesi ve İdamesinin kamulaştırma ihbarı için yeterli gerekçe olduğunu, kamulaşt-ırma emrinde de yeterli nedenlerin belirtildiğini, bu savlarını kanıtlamak için duruşma aşamasında şahadet ve belgeler sunacaklarını, şehir ve memleket plânlarının sadece şehir alanlarını değil kırsal alanları da kapsadığını, müstedilerden veya kamudan giz-li herhangi bir amacın söz konusu olmadığını, müstedaaleyhlerin idarenin yasallığı ilkesine uygun olarak hareket etmesi sonucu müstedilerin mallarının gereklilik unsuru dikkate alınarak bir kısmının kamulaştırıldığını, ezcümle müstedi 1'in 5 dönüm olan ko-nu malından sadece 3 evleklik kısmının, müstedi 2'nin 22 dönüm 2 evlek 3000 ayakkare olan taşınmaz malından sadece 6 dönüm 1440 ayakkare olan kısmının, müstedi 3'ün ise 16 dönüm 2400 ayakkare olan taşınmaz malından sadece 2 dönüm 2 evlek 200 ayakkare olan -kısmının kamulaştırıldığını, projenin ağırlığının Gönyeli göleti çevresinde yoğunlaştığını, bu nedenle ve başvuruda geniş izahatı verilecek diğer nedenlerle kamulaştırmanın Gönyeli'nin doğusuna veya kuzeydoğusuna kaydırılmasının olası olmadığını, ancak bu -şekilde gölet ve çevresinin bir bütün olarak kamu yararına geliştirilmiş olacağını, müstedaaleyhlerin uygulamalarının olası olmadığını, ancak bu şekilde gölet ve çevresinin bir bütün olarak kamu yararına geliştirilmiş olacağını, müste-daaleyhlerin uygulam-alarını yıllık uygulamalar olarak gerçekleştireceklerini, her 1 yıllık projenin kendi kendine yeterli bir proje olduğunu, kamulaştırılan bölgenin gelişme alanı içerisinde olup içme suyu hududu dışında bulunduğunu, burada ise arazinin çok az verimli kısmen -de çorak olduğunu, kaldı ki Bakanlar Kurulu kararı ile bu bölgede yer alan 22.76 dönüm hali arazi ile 92.29 dönüm yabancıdan kalma taşınmaz malın bu amaçla kamu yararına ayrıldığını, projeye yönelik 1 adet motor odası ile 24 tonluk su deposunun inşa edildi-ğini, bu maksatla 16.460.000TL. harcandığını, projenin uygulanması için her yıl yapılacak dış yatırımlar dışında da KKTC Devlet Plânlama Örgütünün 1992 programında "Gönyeli Barajı Çevre Düzenlemesi Projesi" yer aldığını, müstedaaleyhlerin başvuru konusu ka-rarları alırken gerekli araştırmayı yaptıklarını, yıllık projelerin finansmanını sağladıklarını, bunun sonucu olarak uygulamaya geçtiklerini, projenin icrasının gölete dayanan yeşil alan ve proje düzenlemesi olduğunu, bu projenin tüm kente hizmet için hazı-rlandığını, müstedileri mağdur etmek gibi bir amacın söz konusu olmadığını, amaçlanan projenin başka bölgelere kaydırılmasının söz konusu olmaadığını, yabancıdan kalan taşınmaz mallarda konu projenin hayatiyete geçirilemeyeceğini, müstedaaleyhlerin bu proj-eyi özel mülkiyete ait 2000 dönümlük bir arazi için hazırlamadığını, mevcut projenin çok daha düşük bir özel mülkiyeti kapsadığını, hedef proje veya plân niteliğinde olup yıllık uygulama projelerinden oluştuğunu öne sürdüler.

Müstediler 16.11.1991 tarihi-nde dosyaladıkları itiraza cevap lâyiha-larında, itiraznamede öne sürülen savları reddederek UNHCR vasıtasıyle temin edilen dış yardımın Kanlıköy civarında bir projenin finansmanı ile ilgili olduğunu, aynı şekilde Rum tarafına da bu proje için dış yardım v-erildiğini, halbuki paranın amaca aykırı olarak Gönyelide kullanıldığını, bu nedenle yardımın kesileceğini, söz konusu projenin parçalra bölünerek yıllık uygulama programları çerçevesinde istimlâke gidilemeyeceğini, KKTC'nin tüm projenin istimlâk bedelleri-ni ödeyecek mali olanakları bulunmadığı için yasal olmayan keyfi uygulama projelerine başvurduğunu öne sürdüler.

91/91 sayılı başvurudaki müstedi 26.4.1991 tarihinde dosyaladığı başvuruda Gönyeli asıllı olup orada ik-am-et ettiğini, kısmen kamulaştırı-lan 5 dönüm, 3 evlek, 2000 ayak-k-a-reden ol-uşan parsel 56; 116 dönüm 3 ev-lek 3000 ayakkareden oluşan ve -tamama yakın bir kısmı - kamulaştırmaya tabi olan parsel 342; tümden kamulaştırılmış olan ve 9 dönüm 2 evlek 3000 ayyakkareden oluşan parsel 937'nin kayıtlı mal sahibi olduğunu, anılan parsellerde kâin taşınmaz mallarının dışında başka taşınmaz malı olmadığını, konu taşınmazların- büyük birr kısmının zirai amaçlar için kullanılmak üzere 3'üncü şahıslarda icarlı bulunduğunu, geriye ka-l-an kısmının ise arsa nitelikli olup bu kısma ileriye dönük olarak ev ve işyeri yapmayı düşündüklerini; başvuru konusu taşınmaz m-alların kamulaştırmaya uygun ol-m-a-dığını, kaldı ki bölgede KKTC'ye ait arazilerin mevcut olduğunu, kamulaştırmanın gerçekleşmesi halinde müstedinin elinde cüzi bir arazi kalacağını ve bu durumda hiçbir maddi değer taşımayacağını, eşi ile yapmayı t-asarladıkları ev ve işyerini ge-rçekleştirme olanağından mahrum kalacaklarını, kendisine ait bir kısım taşınmaz malının da 1963 öncesi kamulaştırılmış olup bedelinin henüz ödenmediğini, keza bugüne kadar kamulaştırma amaçlarının gerçekleşmediğini, kamulaştırma ihbarı ile kamulaştırma emr-i veya karar-ını Şubat 1991 ayı sonlarında öğ-rendiğini, başvuruda yakınılan kamulaştırma ihbarı ile istimlâk emrinin Anayasa ve yürürlükteki diğer mevzuat ile İdare Hukukunun temel ilkelerine aykırı olduğunu, gerek kamulaştırma ihbarı ve gerekse istimlâk emrinin ilgili mevzuatın öngördüğü açıklıkta o-lmadığı gibi gerekçesiz olduğunu veya yeterince gerekçe taşımadığını, kamulaştırma nedenlerinin yeterince belirtilmediğini, kamulaştırma amacının "Şehir ve Memleket Plânlamasının Geliştirilmesi ve İdamesi" olarak beirtilemsine rağmen kamul-aştırılmak istenen taşınmaz mal-l-a-rın bulunduğu bölgenin Gönyeli ovasında ve daha ziyade zirai nitelikte arazilerin bulunduğu bir bölge olduğunu, Lefkoşa dahil hiçbir şehir veya kasabaya yakın olmadığını, kamulaştırmanın ancak gerek-li olduğu durumlarda ve yasalara uygun o-l-arak yapılab-ileceğini, kamulaştırma yapılırken İdarenin malı istimlâke tabi tutlacak mal sahiplerine en az zarar verecek şe-kilde hareket etmekle yükümlü o-l-d-uğunu, kaldı ki kamulaştırılmak istenen bölgenin hemen yanında Rumdan kalıp halen KKTC mülkiyetinde olan binlerce dönümlük uygun arazinin mevcut olduğunu, İdarenin şehir ve memleket plânlaması açısından kamulaştırma ya-p-arken belirli bir proje ve plâna göre hareket etmesi gerektiğini, ayrıca hazırlanan projenin tüm mali yönlerini inceleyerek mali portresini kesin veya kesine yakın b-ir şekilde saptamakla yükümlü o-l-d-uğunu, bu nedenle projenin uygulanması için gereken mali kaynağa sahip olunmasının zorunlu olduğunu, ancak bu şekilde kamulaştırma işlemine gidilebileceğini, müstedaaleyhlerin özel mülkiyete ait 2000 dönüm civarında bir arazi için plân hazırlamış olmaları-na rağmen mali olanaksızlıklar nedeniyle uygulamaya gidilmediğini, bu durumun ise müstedi bakımından adaletsizlik yarattığını, başvuru konusu ihbar ile istimlâk emrinin makul bir araştırma yapılmaksızın tamamen keyfi bir şekilde verildiğini, bu nedenle meş--ru menfaatinin olumsuz yönde ve- doğrudan doğruya etkilendiğini, söz konusu kamulaştırmada herhan-gi bir kamu yararının mevcut ol-m-a-dığını öne sürerek başvuru konusu kamulaştırma işlemlerinin iptalini istemiştir.

Müstedaaleyhl-er 1991 Mayıs ayında dosyaladık-l-a-rı itiraznamelerinde 84/91 sayılı başvurudaki itiraznamelerinde öne sürmüş oldukları savların özde tıpatıp aynisini tekrarlamışlar-dı-. Bu nedenle aynı hususlara yeniden değinme gereğini duymuyoruz.

Başvurunun duruşması esnasında taraflar, 1'den 38'e kadar num-aralanan emare belgeleri sunmuşl-ar ve tanık dinletmişlerdir. Huzurumuzda sunulan şahadete özetle değinmekte yarar görüyoruz.

84/91 sayılı başvurudaki, 1. müstedi olan Mustafa Dereli şahadetinde istimlâk konusunu muhtemelen 12.2.1991 ta-rihinde öğrendiğini, önce Tapu D-airesine gittiğini, daha sonra müstedaahley-h no.1 İ-skân Bakanlığına gidip konuyu araştırdığını, yetkililerle yapılan görüşmelerde hazır -bulunduğunu, yetkililerin kendi-s-i-ne ve hazır olan diğer ilgili kişilere kamulaştırmanın ne maksatla yapıldığını söylemediklerini, proje ile ilgili kesin ve doyurucu bilgi vermediklerini, konuşulanlardan ortada ciddi ve hayata geçirilmiş bir projeden söz edilemeyeceğini, proje alanı olarak- düşünülen bölgede hali arazi i-le Rumlardan kalan taşınmaz mal-l-arın bulunduğunu ve p-rojenin gerçekleşmesi için bu arazilerden yararlanılabileceğini öne sürmüştür.

Bu tanık İskân Bakanı ve yetkililerle birlikte proje mahalline gittiklerini, inceleme- yapılırken hazır bulunduğunu, Şehir Plânlama Dairesi Müdürü S-avaş Örek'in hem bakanlıktaki toplantıda, hem de mahallinde yapılan incelemede hazır bulunarak projeyi izah etmeye çalıştığını, fakat proje ile ilgili ayrıntılı bilgi vermediğini ve proje alanı içe-risindeki kuru arazide gölet ol-m-adığını söyledi. Bu- tanığa göre hazırlanan Master Plânda proje Kanlıköy Barajı içindi.

-84/91 sayılı başvuruda 2. müstedi olan Şenol Dereli istimlâk edilen yerler içerisinde halen ikamet eden kişiler bulunduğunu, bu projenin orijinalinin Kanlıköy için yapıldığını, Master Plânı gördükten sonra konunun üstüne daha bilinçli gittiklerini, bu çer-çevede İskân Bakanı ile de görüştüklerini, istimlâk konusunu 1991 yılı 2-10 Şubat tarihleri arasında öğrendiğini, İskân Bakanlığında kendilerine proje ile ilgili bilgi verilmediğini, yetkililerle bu projenin yerinin kaydırılmasına ilişkin tartışmalar yapt-ıklarını söyledi.

Gönyeli Barajı Çevre Düzenleme Projesinin hayal ürünü olduğunu da öne süren bu tanık İskân Bakanı ile yapılan toplantıda kendilerine ayrıntılı bilgi verilmediğini, esas tartışmanın anılan projenin Rum arazilerine kaydırma hususunda yapı-ldığını belirtti.

Müstedilerin 3. tanığı Dr. Mustafa Arabacıoğlu şahadetinde Gönyeli Göleti Proje kapsamında taşınmaz malları bulunduğunu, konuyu 1991 yılı Mart-Nisan-Mayıs aylarında öğrendiğini, bu konuyla ilgili olarak kurulan bir komitenin başkan yard-ımcısı olarak yapılan çalışmalara katıldığını, tüm yetkililer ve devlet adamlarıyle görüşmeler yapıldığını, buna karşın projenin kuru ve hali arazilere kaydırılmasına ilişkin çalışmaların olumlu bir sonuç vermediğini, projenin varlığından haberdar olmakla- beraber ayrıntılı bilgi sahibi olmadıklarını, ancak elde ettikleri bir kitaptan "Nicosia Master Plan" ile ilgili bilgi edinebildiklerini öne sürdü.
Müstedilerin 4. tanığı Melek Avcısoyu namı diğerle Melek Kofalı 91/91 sayılı başvurudaki müstedidir. Bu ta-nık şahadetinde başvurusunda öne sürdüğü savları yineleyrek kamulaştırma konusunun bilgisine 1991 yılı Şubat ayında geldiğini ve 1962-1963 yıllarında kendi malı olan 56 nolu parselin bir kısmının istimlâk edilmesine karşın halen parasını alamadığını söyled-i.

Müstedilerin 5. tanığı Ömer Yalçın Kofalı 4. tanık ve 91/91 sayılı başvurudaki müstedi Melek Kofalının akrabası olup temelde onu teyit eden bir şahadet sunmuştur. Bu tanık evinin istimlâke tabi olmadığını ve bölgedeki evlerin bir kısmının istimlâk ala-nı dışında olduğunu belirtti.

Müstedilerin 6. tanığı Hüseyin Erçelik Tarım Dairesi Toprak Laboratuvarı Verimlilik Şube Sorumlusudur. Genelde tarım arazilerinin 8 sınıfa ayrıldığını belirten bu tanıklar istimlâk konusu arazilerin 4. ve 5. sınıf tarım araz-isi olduğunu söyledi ve bu hususta ayrıntılı şahadet verdi. Bu tanık konu arazilerin sebze ziraatine uygun olmadığını, tuza mukavim bitkilerin arazinin değişim koşullarıyle geliştirilebileceğini, Gönyeli sulama projesi ile ilgili yaptığı bir tahlil sonucu- bu bulgulara vardığını, projenin suyun boşaltılmasına yönelik ir proje olduğunu söyledi.

7. tanık Ali Özcan Rende aslen Gönyelili olup inşaat mühendisidir. Şahadetinde "Nicosia Master Plan" da Gönyeli'nin mevcut olmadığını, Kanlıköy'ün bulunduğunu, plân-da ağaçlandırma öngörülmediğini, projenin dışında kuzeydoğu tarafında Dikmen'e doğru Rumların malları olduğunu öne sürdü. Bu tanık istintakında haritalarda ölçeklerin küçük olması halinde mesafelerin ancak yaklaşık olarak söylenebileceğini, sadece "figure"- olarak bir fikir verdiğini, mühendislik mesleğinde bir plâna bakarak sağlıklı birşey söylemenin bazı zamanlarda yeterli olmadığını, detaylarla birlikte ele alınması gerektiğini, yeşil işaretli kısmın Gönyeli göletinin olduğu yer olması gerektiğini söyledi-.

Müstedaaleyhlerin 1. tanığı Nurettin Alaçam Orman Dairesi Ağaçlan-dırma, Erozyon ve Kontrol Bölümü sorumlusudur. Şahadetinde Gönyeli Gölet Projesinde Parsel 61 ve 63'de çalışmalar yaptıklarını, ağaçlandırma konusu ile ilgilendiklerini, ağaçlandırmanın -bir bakıma yeşillendirme anlamına geldiğini, ağaçlandırma çalışmaları ile ilgili olarak 27.500.000TL'sı harcama yapabilmeleri için gerekli işlemlerin yapıldığını, konu arazilerin 4-5. sınıf araziler olduğunu, Gönyeli tepelerinde de aynı toprak yapısının ol-duğunu, Orman Dairesinin Ziraat Dairesinin girmediği yerlere girdiğini, Şehriciliğin bu konuyu kendiliğinden sorduğunu, ağaçlandırmanın hidrolik ve estetik yönden yapıldığını, projenin hazırlanması sırasında istenilen teknik bilgiyi verdiklerini, ağaçlandı-rmada suya pek fazla gereksinme olmadığını, orman ağaçlandırması ve çevre tanzimi olarak iki etaplı bir ağaçlandırmanın söz konusu olduğunu, en iyi bilgisine göre projede 17 tür kuş olduğunu, doğal denge konusunun önem taşıdığını, şehirciliğin bu konuda ke-ndilerinden yardım istediğini öne sürdü.

Bu tanık Kanlıköy için bir talep olmadığını, peyzaj çalışması yapma-dıklarını, esas gayenin erozyonu önlemek olduğunu söyledi.

2. tanık Ahmet Savaş Örek Şehir Plânlama Dairesi Müdürüdür. Bu tanığa göre Gönyeli G-ölet Projesi ile ilgili çalışmalar 1988 yılında başlamış olup halen devam etmektedir. Gönyeli Baraj Çevre Düzenleme Projesi varolup amaç kent ve ülke plânlamasıdır. Genelde Lefkoşa ile ilgili imar plânı vardır. Hedef halkın refah ve inkişafıdır. Yeşil alan-lar sağlanması faal proje içerisindedir. Rekreasyon alanı genelde eğlence ve dinlence alanı demektir. Kent ve ülke plânlamasıyle ilgili olarak şahadetinde ayrıntılı bilgi veren bu tanık tarımsal arazilerin de konu olabileceğini, kırsal kesimdeki köyün dahi- imar plânının yapılabileceğini, projenin "Nicosia Master Plân" uyarınca yapıldığını, proje alanı ve hudutlarının belirlendiğini, bunu yaparken özellikle gölet çervesinin düşünül-düğünü, kente yakın oluşu ile ekolojik nedenlerin de dikkate alındığını, proj-enin yıllık bütçe uygulamalarına göre safha safha uygulandığını, bununla ilgili olarak 1990 yılı için 100.000US. dolar sağlandığını, 1991 yılı için de ayı miktrada paranın temin edildiğini, istimlâk ihbarı ile istimlâk emri verildikten sonra istimlâk çalış-malarına başladıklarını, bunun sonucu olarak ağaçlandırma çalışmaları ve su deposunun yapıldığını, harcamada İskân Bakanlığı ve Gönyeli Belediyesinin müştereken yürüttüklerini, istimlâk çalışmalarının müstedilerin aldığı ara emri sonucu halen durmuş olduğu-nu; Master Proje ve 1990 yılı ile ilgili proje hakkında müstedilere izahat verildiğini, ayrıca mahallinde ve İskân Bakanının huzurunda müstedilere ayrıntılı bilgi sunduğunu, önce plân yapıldığını ve daha sonra finansman sağladığını, bu projenin gerçekleşme-si için D.P.Ö.'nün onayı bulunduğunu, "Nicosia Master Plânın figure 5 strüktür plân olduğunu, kendilerinin de strüktür plânın uygulanması yönünde çalışmaları olduğunu, strüktür plânın hedef ve sistemleri gösterdiğini, başvuru konusu yerlerin istimlâkinin g-erekli olduğunu, göletin orada olmasının ağırlık taşıdığını, Rum malları ve hali arazilerden de istifade edilebileceğini, istimlâk emrinden de bu hususun açıklıkla görüldüğünü, kamulaştırılan yerlerin su hududu dışında kalan yani parselleme yapılamayacak y-erler olduğunu, tüm bu hususların proje için yeterli bir alan oluşturduğunu öne sürdü.

İstintakında esas şahadetindeki savlarını yineleyen tanık parkların şehir ve memleket plânlaması projelerine girdiğini, parkın içine ağacın da girdiğini, esas olanın a-ğaç olduğunu, iktisap ihbarı ile istimlâk emrinin mevzuatın gerektirdiği yasal unsurları tatmin edecek yeterlikte olması gerektiğini, istimlâk ihbarı ve emrinde kent ve ülke plânlaması inkişafı yazıldığı, amacın belirlendiği, kamu yararına olduğunun belir-tildiği, zikredilen sebep ve nedenlerin gelişmeyi amaçladıklarını, hem 1990 ve hem de 1991 yılları için hedefleri ve ilkeleri ile bu projeyi hazırladıklarını, Kanlıköy ile ilgili çalışamları olmadığını, projenin kuzeye ve doğuya kaydırılması ile ilgili her-hangi bir çalışma yapmadıklarını, gölet olmadığı için bu çalışmalarına gerek görmediklerini, tüm çalışmalarının göletin canlanmasına yönelik olduğunu, topoğrafik yapı itibarıyle proje alanının göletin projesi ile bütünleştiğini, sınırlarda bir takım parse-lasyonların olabileceğini, kanısınca konu projenin ancak anılan yerde uygulanabilir olduğunu, alternatifler içinde en iyi alternatifin bu olması gerektiğini, mali portreyi diğer dairelerle birlikte çalışarak tahmini olarak çıkardıklarını, tüm istimlâk edil-ecek arazilerin bir defada istimlâkinin gerekli olmadığını, bir anlamda bölünmüş bir proje yaptıklarını, önemli olan Devletin yapmış olduğu taahhüt olduğunu, 1990 ve 1991 yılları için ellerinde yeterli paranın bulunduğunu, tüm proje için şu anda ellerinde -yeterli para olmasına gerek olmadığını, şehir plânlama ve idamesinin hedefler açısından projenin kapsamında olduğunu, halkı bilinçlendirmekten amacın tepkilerini almak olduğunu, Gönyeli projesini İmar Yasası altında değil de Lefkoşa Master Plânı hedefleri -doğrultusunda yaptıklarını, konu projenin Bakanlar Kurulundan geçtiğini, 1800 dönümlük bir proje alanının söz konusu olduğunu, Gönyeli Göleti Düzenleme Projesinin Lefkoşa Master Planının hedef ve ilkeleri doğrultusunda hazırlanmış bir proje olması nedeniyl-e projelerin çatışmasının söz konusu olamaycağını, kamulaştırma alanında mülkiyetin değiştirileceğini, hiçbir zaman tarımsal arazi üzerinde proje yapmadıklarını, buradaki tarımsal arazinin 4 ve 5. sınıf olduğunu ifade etti.

Tanık 3 Namık Korhan Dışişler-i ve Savunma Bakanlığı Ekonomik İşler Müdürüdür. Şahadetinde dış yardımlarla ilgili ayrıntılı bilgi verdi. Sosyal ve ekonomik amaçlı projelere tahsisat ayrıldığını belirterek Gönyeli Gölet Projesi ile ilgili bir projenin varlığını doğruladı.

Bu tanığa g-öre normalde tüm proje maliyetinin bilinmesi gerekmekle beraber o yıl için bu projeye verilecek para miktarı saptanır. Gerek 1990 ve gerekse 1991 yılları için bu proje ile ilgili olarak gerğinin yapıldığını ve bir fon sağlandığını belgelere dayanrak belirt-ti.

Bu tanık projenin tümü ile ilgili rakamın A. Savaş Örek Bey tarafından kendisine verildiğini, projein bitirilmesi için sözlü garanti verildiğini, yazılı garanti olmadığını, projelerin ille de dış yardımlarla hayatiyete geçirilip sonuçlandırılacağına- dair bir kaide olmadığını söyledi.

4. tanık D.P.Ö. Müsteşarı Ahmet Zeki Bulunç şahadetinde dış yardımların katkısı ile gereçekleştirilecek projeleri belirleyip onaylama yetkisine haiz olduğunu, yardım kaynaklarının dış kaynaklar ile kendi kaynaklarımızd-an oluştuğunu, 1991 yılı için Gönyeli projesi ile ilgili dış yardımın geldiğini, 1991 yılı için de onaylandığını söyledi.

Bu tanık istintakında 1989 yılında Gönyeli Gölet projesinin onaylan-dığını, bu hususun muhakkak Resmi Gazetede yayımlanmasına gerek- olmadığını, ilgili Bakanlığın bütçesinde görülebileceğini, dış yardımlarla ilgili Bakanlar Kurulunun onayının şart olduğunu, her projenin etablandırıldığını ve Bütçe Yasasında mevcut olduğunu, dış yardımın kesilmesi veya yeterli olmaması halinde hesap yap-arak kendi öz kaynaklarımızdan olanakların seferber edildiğini öne sürdü.

Tanık 5 olarak şahadet veren Lefkoşa Tapu Amiri Necat Yazman 26.12.90 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan kamulaştırma ihbarını hazırlayan kişidir. İhbarı hazırlarken yürürlükteki -mevzuattan ve örneklerden faydalandığını belirtti.

Lefkoşa Tapu Dairesinin Yerel Araştırma ve Değerlendirme Bölümünde çalışan 6. tanık Erol Orakçıoğlu müstedilere yaptığı konuşmaları anlattı ve mal fiyatları ile ilgili bazı rakamlar verdi.

Huzurumuzda -sunulan şahadet ve emareler ile tarafların yapmış oldukları hukuki argümanları tezekkür ettik.

Önce konu ile ilgili Anayasal ve yasal mevzuata değinmekte yarar görüyoruz.

Kamulaştırma, KKTC Anayasasının 41. maddesi ve 15/62 sayılı 1962 Zorla Mal İktisa-bı Yasası ile düzenlenmiştir.

Anayasasının 41. maddesi aynen şöyledir:

"Madde 41.
Devlet, belediyeler, yasanın kendilerine kamulaştırma hakkı tanıdığı kamu tüzel kişileri veya kamu yararı güden kuruluşlar:
Genel bir kamulaştırma yasasında özel olarak gö-sterilen ve kamu yararına olan bir amaç için; ve
Bu amacın, kamulaştırma yapan makamın, kamulaştırma ile ilgili yasa kurallarına uygun olarak verdiği ve kamulaştırma nedenlerini açıkça bildiren bir kararı ile gösterilmesi halinde; ve
Anlaşmazlık çıktığı t-akdirde, bir hukuk mahkemesince saptana-cak tam ve hakkinete uygun bir tazminatın hemen veya yasanın belirleyeceği beş yılı aşmayan taksitlerle ödenmesi koşuluyla, herhangi bir taşınır veya taşınmaz malı veya bu gibi mal üzerindeki herhangi bir hak veya ya-rarı kamulaştırmaya yetkilidirler.

Kamulaştırma bedelinin hesaplanma biçim ve usulleri yasa ile düzenlendir.

Kamulaştırılmış herhangi bir taşınmaz mal veya bu gibi bir mal üzerindeki herhangi bir hak veya yarar, sadece bu kamulaştırma amacı için kullanıl-abilir. Bu amaç, kamulaştırma tarihinden başlayarak üç yıl içinde gerçekleşmediği takdirde, kamulaştırmayı yapan makam, bu üç yıllık sürenin sonunda kamulaştırılan malı, kamulaştırma bedeline eski sahibine geri vermeyi önerir. Bu öneriyi alan kişi kabul ve-ya ret cevabını bu öneriyi aldığı tarihten başlayarak üç ay içinde bildirir; kabul ettiğini bildirdiği takdirde, kabul tarihinden başlayarak yine üç ay içinde, kamulaştırma bedelini geri vermesi üzerine, kamulaştırılan mal hemen kendisine geri verilir.

Yu-karıdaki (1). fıkra kuralları, herhangi bir verginin veya para cezasının tahsili, herhangi bir hükmün yerine getirilmesi, sözleşmeden doğan bir yükümün yerine getirilmesi veya can veya malın tehlikeden korunması amacı ile konmuş bir yasanın kurallarını etk-ilemez.

Devlet:

Genel bir el koyma yasasında özel olarak gösterilen kamu yararına bir amaç için; ve
Bu amacın, el koymayı yapan makamın genel el koyma yasasının kurallarına uygun olarak verdiği ve el koyma nedenlerini açıkça bildiren bir kararı ile göste-rilmesi halinde; ve
Üç yılı geçmeyen bir süre için; ve
(ç) Anlaşmazlık çıktığı takdirde bir hukuk mahkemesince saptanacak tam ve hakkaniyete uygun bir tazminatın hemen veya yasanın belirleyeceği beş yılı aşmayan taksitlerle ödenmesi koşuluyla, herhangi bir- taşınır veya taşımaz mala el koyma yetkisine sahiptir.

İlgili kişi, bu madde kuralları ile ilgili olarak Mahkemeye başvurma hakkına sahiptir ve böyle bir başvurma kamulaştırma işlemini durdurur.
Mahkemenin bu fıkra kurallarına göre vereceği her kar-ar istinaf edilebilir."

15/62 sayılı Amme Menfaati Yararına Maksatlar İçin Zorla Mal İktisabına Dair Kanunun 3, 4 ve 6. maddeleri aynen şöyledir:


Malın
iktisap
edileceği
maksatlar. 3. (1) Anayasanın ve bu kanunun hükümlerine tabi olmak şartıyle he-r hangi bir bir mal, amme menfaati yararına olan bir maksat için zorla iktisap edilebilir.
(2) Amme menfaati yararına olan maksatlar, aşağıda gösterilenlerle ilgili maksatları içine alır:-
Cumhuriyetin müdafaa ve emniyeti;
Amme selâmeti veya amme n-izamı veya amme sağlığı veya amme âhlakı;
Uluslararası mükellefiyetlerin yerine getirilmesi;
Hayat için zaruri olan veya halkın refah veya bedii ihtiyaçlarını sağyalan erzak ve hizmetlerin temini veya idamesi veya inkişâfı;
Zirai ıslâh;
Ziraat veya endüstr-i veya ticaret veya turizmin ilerletilmesi veya inkişâfı;
Madenciliğin veya başka benzer herhangi bir endüstrinin ilerletilmesi ve inkişafı;
Arkeolojik kazılar veya herhangi bir eserin veya antikanın korunması veya geliştirilmesi veya bunların civarının i-nkişâf ettirilmesi;
Şehir ve memleket plânlaması veya ev projeleri;
Kara, su ve hava münakalâtının temini veya idamesi veya inkişâfı;
Toprak koruma veya, ormanlar ve sular ve suların tevzii dahil olmak üzere, tabii kayanakların korun-ması veya inkişafı;
Ma-lın, amme menfaati yararına daha iyi kullanılması ve inkişafı;
Bedii ihtiyaç yerlerinin temini veya idamesi veya inkişafı;
Cumhuriyet tarafından amme binalarının veya bayındırlık işlerinin temini veya idamesi veya inkişâfı;
Kooperatifçiliğin gayelerinin ta-ahakkuku veya ilerletilmesi;
Bir Cemaat Meclisinin yetkisi dahilindeki herhangi bir eğitim, din, hayır veya spor müessesesi, teşekkülü veya tesisinin gayelerinin tahakkuku veya ilerletilmesi;
(r) Bir belediye, amme hükmi şahsı veya menfaati yararına bir te-şekkülün, bir kanunla hususi olarak gösterilen gayelerinin tahakkuku veya ilerletilmesi;
(s) Mezarlıkların temini veya idamesi veya inkişafı;


Tasarlanan
iktisabın
ihbarı.
Cetvel.4. Amme Menfaatı yararına bir maksat için herhangi bir malın zorla iktis-abı istenmesi halinde, iktisabı yapan makam, bu konudaki Cetvelde gösterilen örneğe uygun olarak tanzim edilen ve bu Kanunda 'iktisap ihbarı' olarak anılan ve iktisap edilmesi tasarlanan malın tarifini ihtiva eden, istendiği maksatları ve iktisap sebepleri-ni açıkça gösteren ve bu gibi mal üzerinde menfaatı olan herhangi bir şahsı, bu gibi makama, bu gibi ihbarın yayınlandığı tarihten itibaren iki haftadan az olmamak üzere, bu gibi ihbarda tâyin edilen süre içinde, bu gibi iktisaba karşı yapmak istediği her-hangi bir itirazı sunmağa davet eden bir ihbarın Cumhuriyet Resmi Gazetesinde yayınlanmasını temin eder:
Ancak, iktisabı yapan makamın bir belediye veya bir Cemaat Meclisi olması halinde, bu gibi ihbarın yayınlanacağı hakkında, bu gibi makamca Bakan-lar Kuruluna on beş günlük bir ihbar yapılmadıkça, hiç bir iktisap ihabrının yayınlanması temin edilemez.

....................... ......................


İktisap
Emri.6. (1) İktisap ihbarından tâyin edilen sürenin sona ermesi üzerine, iktisabı yapan -makam veya, iktisabı yapan makamın Cumhuriyet olması halinde, ilgili Bakan, yukarıda bahis konusu süre içinde iktisap için yapılan her hangi bir itirazı makul bir süratle tetkik eder ve bu gibi makam bir belediye veya bir Cemaat Meclisi olmadıkça, bahis ko-nusu itirazları, hale göre, iktisabı yapan makam veya ilgili Bakanın bu itirzlar hakkında yapmağı uygun gördüğü mütalâa ve tavsiyeler ile birlikte Bakanlar Kuruluna gönderilir.
(2) Meselenin bütün ahvali nazara alınarak, iktisap ihbarı şumulüne giren h-er hangi bir malın, bu ihbarda gösterilen maksat için iktisap edilmesi uygun görüldüğü hallerde, bu gibi malın iktisabı için Anayasanın ve bu kanunun hükümlerine tabi olmak şartıyle, bu kanunda 'iktisap emri' olarak anılan ve Cumhuriyet Resmi Gazetesinde y-ayınlanan bir emirle yetki verilir:
Ancak, ilgili iktisap ihbarının Cumhuriyet Resmi Gazetesinde yayınlandığı tarihten itibaren on iki ay geçmiş olması halinde bu gibi emir isdar edilmez.
(3) Anayasa hükümlerine tabi olmak şartıyle, iktisap emri --
İktisabı yapan makamın Cumhuriyet olmaması halinde, Bakanlar Kurulu tarafından isdar edilir;
İktisabı yapan makamın Cumhuriyet olması halinde, iktisabı yapan makam tarafından ısdar edilir:
Ancak, iktisabı yapan makamın bir amme hükmi -şahsı veya amme menfaatine yararlı bir teşekkül olması halinde, evvelden Bakanlar Kurulunun tasvibi alınmadıkça, bu gibi iktisabı yapan makam tarafından hiçbir iktisap emri isdar edilmez.
(4) Bir iktisap emri, gerekli görülen yardımcı, arizi veya zaruri hü-kümler ihtiva edebilir."
Kamulaştırma işlemlerinde uyulması gereken esaslar hakkında yukarıda belirtilen yasal mevzuat yanında, İdare Hukuku da bazı ilkeler geliştirmiştir. Bu ilkelerin neler olduğuna ilişkin YİM 131/88 (D.6/90) sayılı başvuruda sayfa -13'de bizim de benimsediğimiz aşağıdaki görüşlere yer verilmiştir:

"Bunlara göre, Devlet veya kamulaştırma yapan kurum bu yetkilerini keyfi bir biçimde kullanmamalı, ilgili kararı almadan önce araştırma yapıp tüm olanakları incelemeli, olguları saptamalı,- yeterli olan maldan daha fazla mal kamulaştırılmamlı, elzem olmadığı hallerde kamulaştırma yöntemine başvurulmamalı, kamulaştırma amacına hizmet edecek Devlete ait mal varsa, özel mülkiyete müdahale edilmemelidir. (Gör: Zaim Necatigil'in Kuzey Kıbrıs Türk- Cumhuriyetinde Anayasa ve Yönetim Hukuku, sayfa 49). Bilindiği gibi, bu ilkelere uyumsuzluk bazı hallerde yasaya aykırılık veya yetkilerin aşılması veya kötüye kullanılması sonucunu doğrumakta ve ilgili kamulaştırma kararı iptal edilebilmek-tedir."

Kamu-laştırma için Anayasa ve yasaların öngördüğü usule sıkı sıkıya uyulması gerektiği tartışmasız kabul edilmesi gereken bir husustur. Bu konuda Birleştirilmiş YİM İstinaf 26/89 ve 11/90 (D.17/90)'da aynen şöyle denmektedir:

"Kamulaştırma için Anayasa ve yas-aların öngördüğü usule sıkı sıkıya uyulması gerektiğine kuşku yoktur. Mülk edinme Anayasal bir haktır. Bu hak ancak Anayasanın öngördüğü hallerde veya ona uygun olarak çıkarılan mevzuatla kısıtlanabilir ve bu hakkın korunması da kısıtlanması için öngörülen- hususlara titizlikle uyulması ile mümkündür."

Konu ile ilgili ilkeler açısından ayrıca ışık tutucu olarak The Cyprus Law Reports 1975, Part 3 (Administration) Michael Theodossiou Co. Ltd., Applicant and The Municipality of Limassol, through The Municipa-l Committee of Limassol, Respondent davasına atıfta bulunmayı yararlı bulduk.

Müstedilerin avukatları hitabelerinde, diğer şeyler meyanında, Müsteda-aleyhlerin kamulaştırma konusunda gerekli araştırma ve incelemeyi yapmadıklarını, Devlete ait alternatif -mallar üzerinde durmadıklarını, konu ile ilgili olarak ellerinde ciddi bir projenin bulunmadığını, projenin hayatiyete geçirilmesi için mali olanaklardan yoksun olduklarını, projenin etap etap uygulanamayacağını ve bu nedenlerle İdare Hukukunun kamulaştırm-a ilkesine ilişkin unsurların projede mevcut olmadığını öne sürdüler.

Önümüzdeki başvurularda bir kamulaştırma kararı vardır. Esasen kamulaştırmanın kamu yararına yapıldığına dair taraflar arasında bir ihtilâf yoktur. Bu hususu Müstedilerin 1. tanığı Mus-tafa Dereli, 2. tanığı Şenol Dereli, 3. tanığı Dr. Mustafa Arabacıoğlu projeye karşı olmadıkları, fakat istimlâke karşı olduklarına dair yapmış oldukları beyanlarla açıkça ifade etmişlerdir.

Kamulaştırmayı yapacak olan makam bu maksat için önceden ne gib-i inceleme yaptığını, ne gibi çalışamlarda bulunduğunu açıkça ortaya koyması lâzımdır. Başka bir anlatımla kamulaştırma, kamu yararına yapılmakla beraber kişiyi mülkiyetinden yoksun bırakmaya yönelik bir işlem olduğu için başvurulacak son çare olarak görül-mektedir.

Müstedaaleyhlerin Gönyeli Göleti Çevre Düzenleme Projesi olarak nitelendirilen konu projenin ilk hazırlık çalışmalarına 1989 yılında başladıkları, bu proje ile ilgili olarak sürekli bir gayret içerisinde oldukları ve projenin hayatiyete geçiril-mesine ilişkin somut adımlar attıkları görülmektedir. Bu projenin hazırlık çalışmalarına başlarken bir ölçüde Lefkoşa Master Plândan esinlendikleri de yadsınamaz bir gerçektir.

Takriben 2000 dönümlük bir arazi dilimi üzerinde etap etap gerçekleştirilmesi- öngörülen proje için Gönyeli Göleti Çevresi odak noktası olarak düşünülmüş ve projenin ağırlığının buraya kaydırılması hedeflenmiştir. Bu nedenle müstedaaleyhlerce proje için en uygun yer olarak görülen arazi dilimi içerisinde olan ve projenin gerçekeştir-ilmesi için kamulaştırılmaları kaçınılmaz olan arazilerin kamulaştırılması için Devletin ilgili birimleri gerekli ön çalışmaları yaptıktan sonra emare iktisap ihbarı ile istimlâk emrini hazırlamışlardır. Bu maksatla müstedilerden başka diğer bazı vatandaşl-arın da mallarının kamulaştırılacağı sunulan emarelerden açıkça görülmektedir.

Müstediler kamulaştırma emrini öğrendikten sonra bu konuda müstedaaleyhler nezdinde birçok teşebüslerde bulundular. Devletin en üst kademelerinde kadar yapılan müracaatlar ve -görüşmeler sonucu taraflar arasında bir anlaşma sağlanamamıştır.

Müstedaaleyhler ve Devletin diğer ilgili birimleri kamulaştırma ile ilgili çalışmaları yapmadan önce konuyu çeşitli yönleriyle inceleyip araştırmalar yaptılar. Yapılan araştırmalar sonucu p-roje için en uygun yerin Gönyeli Barajı çevresi olduğu saptandı. projenin gerçekleştirilmesi ile Lefkoşa Kenti ve civarının ağaçlandırılmış, bir anlamda yeşillendirilmiş ve vatandaşların rahatça piknik yapabilecekleri, bazı sosyal etkinliklere katılabilece-kleri, açık havadan olduğunca istifade edebilecekleri bir eğlence ve dinlence yerine kavuşacaklarını belrittiler. Müstedaaleyhlerin kamulaştırma işlemlerini yaparken mümkün olduğu oranda özel mülkiyete dokunmamağa çalıştıkları görülmektedir. Nitekim proje -alanı içerisinde olan hali arazi ile Rumlardan Devlete intikal eden arazilerin de proje kapsamına alınması bunun bir göstergesidir. Bu husus sunulan emarelerde açıkça görülmektedir.

Müstedaaleyhler yaptıkları ön çalışmalarla konu ile ilgili tüm olguları -saptadıklarını ve bundan sonra en iyi alternatifin projenin Gönyeli Göleti Çevresinde uygulanması olduğuna kanaat getirerek projeyi hayatiyete geçirme safhasına geldiklerini, bir başka anlatımla projeyi ancak baraj çevresine ağırlık vererek uygulamak zorun-da olduklarını, tüm bilimsel verilerin kendilerini bu kaçınılmaz sonuca götürdüğü savını öne sürdüler. Bu konuda çalışmalar yaparken Birleşmiş Milletlerin ilgili birimleriyle de işbirliği ve görüş alışverişinde bulunduklarını ve temasların devam ettiğini d-e belirttiler.

Konu arazideki toprağın 4 ve 5. sınıf olduğu huzurumuzda ibraz edilen şahadetten çıkan ihtilâfsız bir olgudur. 4 ve 5. sınıf topraklar üzerinde proje uygulaması yapıldığı, zirai maksatlar için 1. sınıf olan topraklar üzerinde proje uygulan-ması yapılmadığı müstedaaleyhlerce kabul edilmiştir.

Müstedaaleyhler projenin başka bir alana kaydırılamayacağı hususunu ısrarla öne sürdüler ve Gönyeli Göletinin ağırlık taşıyan bir faktör olarak projede yer almasının bunun esas nedeni olduğunu belirtti-ler.

Değindiğimiz tüm bu hususlar için müstedaaleyhlerin 2. tanığı Şehir Plânlama Dairesi Müdürü Ahmet Savaş Örek ayrıntılı şahadet vererek konuya bilimsel açıdan da açıklık getirmiştir. Bu tanık bizce güvenilir ve dürüst bir şahadet verdi. Söylediklerin-e inanmamak için bir neden bulamadık. Kaldı ki; bu tanığın şahadeti müstedaaleyhlerin 1 no'lu tanığı Orman Dairesi Ağaçlandırma, Erozyon ve Kontrol Bölümü Sorumlusu Nurettin Alaçam, 3 no'lu tanığı İçişleri ve Savunma Bakanlığı Ekonomik İşler Müdürü Namık K-orhan, 4 no'lu tanığı Devlet Plânlama Örgütü Müsteşarı Ahmet Zeki Bulunç, 5 no'lu tanığı Lefkoşa Tapu Amiri Necat Yazman tarafından doğrulanmakta ve sunulan emare belgelerle de desteklenmektedir.

Ahmet Savaş Örek şahadetinde proje alanına depo ve alet od-asının inşa edildiğini, daha ileri çalışmaların ise müstedilerin Mahkemeden aldıkalrı ara emri nedeni ile durdurulduğunu belirtti. Bu tanık 1990 ve 1991 yılları için proje ile ilgili olarak Birleşmiş Milletlerin ilgili birimlerinden yeterli fonun sağlandığ-ını, KKTC'deki Kızılhaç Temsilcisi Dr. Ziyad Hakkı kanalıyle anılan fonların devlete intikal ettirildiğini, projeyi etap etap gerçekleştirmeye çalıştıklarını, proje için yeterli finansmanın bulunduğunu belirttikten sonra ara emirlerinin kalkmasıyle projeyi- hayatiyete geçirme çalışmalarına devam edileceğini, Birleşmiş Milletlerin ilgili birimleriyle de işbirliğinin süreceğini söyledi. Tanığın bu söyledikleri Namık Korhan ve Ahmet Zeki Bulunç tarafından da doğrulandı. D.P.Ö. Müsteşarı Ahmet Zeki Bulunç daha d-a ileri giderek Devlet Plânlama Örgütü tarafından da onaylanmış bir projenin, dış yardım sağlanmasa dahi, devletin öz kaynakları ile hayatiyete geçirilip sonuçlandırılacağını söyledi.

Görülüyor ki; proje ile ilgili müstedaaleyhlerce diğer konularda olduğ-u gibi mali portre, mali olanak ve mali yardım konularında da gerekli çalışma, araştırma ve incelemeler yapılmıştır. Aksi savları kabul etmek olası değildir.

Gönyeli Göleti Çevre Düzenleme Projesi kanımızca ciddi ve bilimsel verilere dayandırılan bir pro-jedir. Müstedaaleyhler bu konuda gerekli çalışma, araştırma ve incelemeleri yaptılar, etap etap uygulanmak üzere dış yardım da sağlayarak projeyi hayatiyete geçirmek için somut adımlar attılar, ağaçlandırma çalışmalarına giriştiler, bunun için ilgili Devle-t birilmerinin emrine tahsisat verdiler, kamulaştırma yaparken mümkün olduğu kadar özel mülkiyete dokunmamağa çalıştılar, zaruret olduğu ve mevcut alternatifler içinde en iyi alternatifin bu olması nedeniyle projeyi daha kuzey veya doğuya kaydırılmadılar, -bu projeyi hazırlarken "Nicosia Master Plan"dan da esinlendiler.

Huzurumdaki inanılır şahadet ve emare belgelerden ortaya çıkan bu olgular ışığında müstedilerin başvurularında öne sürdükleri ve müstedilerin avukatlarının da hitabelerinde ısrarla belirtt-ikleri karşı savları kabul etmemiz olası değildir.

Müstediler istimlâk ihbarı ve istimlâk emrinin Anayasa ve sair mevzuatın öngördüğü usul ve şekle riayet edilmeden hazırlandığını, bu nedenlerle hukuken geçersiz olduklarını öne sürdüler.

İstimlâk ihbar-ı ile istimlâk emrini emare belgeler ve yukarıda alıntısı yapılan Anaysa ve sair mevzuat ile bizim de benimsediğimiz içtihat kararlarında vazedilen ilkeler ışığında özenle inceledik.

Anılan istimlâk ihbarı ile istimlâk emrinin içeriklerinin, arzulanan dü-zeyde olmamakla beraber, Anayasa ve sair mevzuatın özellikle 15/62 sayılı yasanın 4 ve 6. maddelerinin öngördüğü unsurları tatmin edecek yeterlikte olduğu kanısındayız.

Konu ile ilgili olarak müstedaaleyhlerle ve Devletin en üst kademesine kadar müteaddi-t toplantılar ve görüşmeler yapan, fikir teatisinde bulunan, bazı öneriler sunan müstedilerin konuya ilişkin herhangi bir tereddüt veya belirsizlik içinde oldukları söylenemez. Daha açık bir anlatımla kamulaştırmanın zorunlu olduğu, hangi amaç ve nedenlerl-e yapılacağı, bunun için kamulaştırılacak araziler ve proje ile ilgili diğer gerekli bilgiler müstedilerce lâyıkıyle bilinmekte olduğundan herhangi bir süprizle karşılaşmış olduklarını kabul etmek olası değildir.

Müstedaaleyhlerin müstedilerin işbu başv-uruları 75 günlük hak düşürücü süre içerisinde dosyalamadıkları nedeniyle işbu başvurularının daha ileri gitmeden reddedilmesi gerektiğine ilişkin ön itirazlarına gelince: müstedaaleyhler bu hususta dikkate alınıp değerlendirilecek nitelikte bir şahadet su-nmuş değillerdir. Başka bir anlatımla bu hususta sunulan şahadetin çok yetersiz olduğu kanısındayız. Bu nedenle müstedaaleyhlerin bu savına itibar etmek olası değildir. kaldı ki; istimlâk emri 18.2.1991 tarihli Resmi Gazetede yayımlandığından başvurularını- dosyalama tarihleri olan 10.4.1991 ile 26.4.1991 tarihleri arasında geçen zaman içerisinde 75 günlük hak düşürücü sürenin geçmediği de kuşkusuzdur.

Sonuç olarak her iki başvuru ret ve iptale dilir.

Masraflar için herhangi bir emir verilmez.


(Niyazi -F. Korkut) (Aziz Altay) (Özkan Tunçağ)
Yargıç Yargıç Yargıç

29 Haziran 1992








-


-


20



-


Full & Egal Universal Law Academy