Yüksek İdare Mahkemesi Numara 83/1983 Dava No 2/1985 Karar Tarihi 17.01.1985
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 83/1983 Dava No 2/1985 Karar Tarihi 17.01.1985
Numara: 83/1983
Dava No: 2/1985
Taraflar: İbrahim Rauf ile Ek. Ve Mal. Bak.
Konu: Emeklilik talebi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 17.01.1985

-D.2/85YİM 83/83
Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti: N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut, Aziz Altay. Anayasanın 118. Maddesi hakkında.

Müstedi: İbrahim Rauf, Lusaka, Zambia.

ile
Müstedaaleyh: KTFD Ekonomi- ve Maliye Bakanlığı vasıtasıyle KTFD,
Lefkoşa.

Arasında.

Müstedi namına: Ümit Özdil. Müstedaaleyh namına: Yaşar Boran.



Yasa Maddesi: 26/77 sayılı Emeklilik Yasası.

İstemin Özeti: Müstedinin 1946-1966 tarihleri arasındaki hizmetleri için kendisine e-meklilik ödenmesi için yaptığı müracaata Müstedaaleyhin, verdiği cevabın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesi istemi.

OLAY: 1. sınıf murakabe memuru olan ve emeklilik hakkı kazandıran bir mevkide görev yapan M-üstedi, 1963'de Kıbrıs Cumhuriyetinden burslu olarak Londra'da tahsilde iken olaylar nedeni ile Türk Cemiyeti Londra ofisinde muhasip olarak görev yapmaya başladı. Mart 1966'da Londra'da kurulacak Sosyal Yardım Hizmetlerinde görev verileceği gerekçesi ile -kendisine herhangi bir görev verilmedi kendisi de başka bir iş bulup çalışmaya başladı. 26/77 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra mevcut hizmetleri için emeklilik ödenmesini talep etti. Müstedaaleyh Müstediye verdiği cevapta görevine son verildiği tariht-e Kıbrıs'a dönmediği nedeni ile kamu görevlisi sıfatını yitirdiği ayrıca yasanın yürürlüğe girdiği tarihte kamu görevinde olmadığı cihetle kendüsine herhangi bir emeklilik menfaatinin verilmesine yasal olanak olmadığı yanıtını verdi. Müstedi verilen bu yan-ıtın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesi isteminde bulundu.

SONUÇ: Müstedinin azledilmediği, görevden çıkarılmadığı ve hakkında herhangi bir işlem yapılmadığı sarih olduğuna göre Müstedi elan aleyhine herhang-i bir işlem yapılmayan bir kamu görevlisi durumundadır. Bu durumda 26/77 sayılı Emeklilik Yasası yürürlüğe girdiği tarihte kazandığı emeklilik hizmetlerine ilaveten 1966
yılına kadar Türk Cemaatına mensup olarak yaptığı hizmetler de eklenerek emeklilik işl-emlerinin uygulanması gerekir. Müstedinin kamu görevinde olmadığı nedeni ile kendisine herhangi bir emek- lilik menfaati verilmesine olanak bulunmadığı yönündeki kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmaya- cağına karar verilir.
-
Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
1- YİM 35/78 sayılı Mustafa Hakkı ile Maliye Bakanlığı arasındaki Yüksek İdare Mahkemesi kararı.
2-YİM 335/80 (D.28/81) sayılı İsmail Veysi Avni ile KTF'D Başbakanlığı ve/veya Ekonomi ve Maliye Bakanlığı arasındaki Y-üksek İdare Mahkemesi kararı.



HÜKÜM

1V. Ergin Salâhi: Müstedinin iddiasına göre müstedi 1946 yılında kamu görevine atanmış, 1962 yılında emeklilik hakkı kaznadıran bir mevkiye tayin edilmiş ve bu mevkide kademe kademe -ilerleyerek 1960 yılında I. Sınıf murakabe memurluğuna terfi ettirilmiştir. Aralık 1963 hadiseleri vukubulduğunda Kıbrıs Cumhuriyetinden burslu olarak Londra'da tahsilde bulunmakta idi ve izin süresi 31.1.1964'te sona erecekti. Aralık 1963 hadiselerinin vu-kubulması üzerine müstedi Kıbrıs Türk Cemiyeti Londra ofisinde Türk Cemaat Meclisine bağlı kamu görevlisi ve özellikle muhasip olarak görev yapmaya başlamış ve bu görevini Mart 1966 yılına kadar devam ettirmiştir. Mart 1966 yılında kendisine Londra'da kuru-lacak olan Sosyal Yardım Hizmetlerinde görev verileceği gerekçesi ile muhasiplik görevinden alınmış ancak aradan geçen zaman zarfında kendisine herhangi bir görev verilmemiş, cemaat hizmetindeki görevine de son verilmediği gibi başka bir görev de teklif ed-ilmemiştir. Müstedi geçincesini temin etmek için başka bir iş bulmuş ve bugüne kadar da bu işte çalışmaktadır. Kendi iddiasına göre görevine son verilmediği için 26/77 sayılı Emeklilik Yasası altında mütalâa edilip emeklilik hakkı elde etmeye hak kazanan b-ir memur durumundadır.
Müstedi 16.5.1983 tarihinde Maliye Bakanlığına müracaat ederek 1946 yılından Mart 1966 yılına kadar mevcut olan hizmetleri için kendisine emeklilik ödenmesini taleb etmiştir. Müstedaaleyh de 23.6.1983 tarihli cevabi yazısında "ilgili- müracaatınıza atfen görevinize son verildiği 1966 yılında Kıbrıs'a dönmediğinizden ve kamu görevlisi sıfatını yitirdiğinden, ayrıca Emeklilik Yasasının yürürlüğe girdiği 13.5.1977 tarihinde kamu görevinde olmadığınız cihetle herhangi bir emeklilik menfaat-ı verilmesine yasal olanak yoktur" şeklinde cevap verilmiştir. Müstedi bu verilen yanıtı ve içerdiği kararı başvuru konusu ederek bu kararın tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
-
Başvurunun duruşmasında müstedi şahadet vermiş ve özetle kamu görevine geçici memur olarak 26.7.1946 tarihinde Murakıplık Dairesinde göreve başladığını, 1950 yılında muvazzaf, 1955 yılında III. Sınıf Murakabe Memuru, 1959 yılında II. Sınıf Murakabe Memuru- ve 1960 yılında I. Sınıf Murakabe Memuru olarak tayin edildiğini, bu hizmetlerin emeklilik kazandıran hizmetler olduğunu ileri sürmüştür. Müstedi ayrıca Aralık 1963 hadiseleri vukubulmadan önce Kıbrıs Cumhuriyetinden burs alıp ve izinli olarak İngiltere'd-e bulunduğunu ve bu izninin 31.1.1964 tarihinde sona ereceğini, Aralık 1963 hadiselerinin vukubulması üzerine Kıbrıs Türk Cemaatı Londra ofisine müracaat ederek orada görev aldığını ve muhasip olarak çalışmaya devam ettiğini, Ofisin Müdürünün Ahmet Cemal G-azioğlu olduğunu, direkt olarak Türk Cemaat Meclisine bağlı bulunduğunu ve 1964 yılı ortalarında Türk Cemaat Meclisi Başkanı Rauf Denktaş beyin kendisini gördüğünü ve maaşlarının orada toplanacak 'Fondan' tedarik edilmesini, bu fon ile bu büronun genişleti-lerek İngiltere'de yaşayan tüm Türk Cemaatı mensuplarına hıtap edecek şekilde etkili olarak çalıştırılması yönünde direktifler verdiğini şahadetinde belirtmektedir. Yine müstedi şahadetinde kendisi ile birlikte bu ofiste kimlerin çalıştığını, maaşlarının n-asıl ödendiğini, vazifelerinin neler olduğunu, gerek vazife ve çalışmaları ve gerekse maaşlar ile mali durumlarını gösteren raporları 'Genel Komiteye' ve Türk Cemaat Meclisine devamlı olarak gönderdiklerini, tüm yapılan işlerin Türk Cemaat Meclisi ile Türk- yönetiminden o günlerde sorumlu 'Genel Komite' vasıtası ile yapıldığını detaylı olarak anlatmıştır. Yine müstedinin şahadetine göre Türk Yönetimi Başmurakıbı olarak görev yapmakta olan Rüstem Tatar beyin Londrayı ziyaret ettiğini ve Büro başkanı olan Ahme-t Gazioğlu'nun değiştirilerek yerine Sami Selçuk beyin atanacağını ve kendisinin de Londra'daki muhasiplik görevinden alınarak başka bir göreve verileceğinin bildirildiğini, bu görüşmeden kısa bir süre sonra bu bürodaki görevinden alındığını ancak Londra'd-a kurulması öngörülen Sosyal Yardım Dairesi hizmetlerinin kurulmasında gecikmeler olduğunu ve neticede kendisinin Kıbrıs'taki başka bir göreve veya Londra'da herhangi bir başka Türk Cemaat görevine nakledilmediğini, bu beklentinin uzun sürdüğünü ve bu arad-a kendisinin de geçinmesini temin için başka özel iş alarak bu işle iştigal ettiğini ifade etmiştir. Müstedi Türk Cemaat Meclisi veya Türk Cemaatı hizmetlerine intisap etmediği hususunu kabul etmemekte, bilâkis izni hitamında Rum cemaatı hizmetlerine geri -dönmemesi nedenine bağlı olarak Rum yönetimince görevden azledildiğini ileri sürmektedir. Müstedi fülen çalışmış olduğu Mart 1966 tarihinden sonraki dönem için herhangi bir emeklilik talebi ileri sürmemekte ancak statüsünün halen hakkında herhangi bir işle-m yapılmayan Türk Cemaatına bağlı kamu görevlisi olduğunu iddia etmektedir.

Müstedaaleyh şahit çağırmamış ancak itirazında ileri sürdüğü iddiaları yineleyerek hukuki noktalar üzerinde durmuştur. Müstedaaleyh özetle müstedinin Kıbrıs Cumhuriyetinde emeklil-ik hakkı





kazandıran görevde çalışmış olduğunu kabul etmekle beraber Aralık 1963 hadiselerinden sonra Türk Cemaatı hizmetlerine intisap etme-diğini, bir süre Türk Cemaatına bağlı Londra bürosunda çalışmış olmasına rağmen, bu görevin Türk Cemaatı ka.dro-larına intisap etmek anlamını taşımadığını ve her halükârda Mart 1966'dan sonra bu görevine de son verildiği cihetle 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının yürürlüğe girdiği tarihte görev ba.şında bulunmadığı cihetle emeklilik hakkının mevcut olmadığını ileri sü-rmüştür.
Olgular üzerinde taraflar arasında ihtilâf mevcut değildir. Müstedinin vermiş olduğu şahadeti doğru olarak kabul etmemeye herhangi bir sebep görmüyoruz.
Bu başvuruda esa.s itibarı ile karara bağlanması gereken iki husus vardır. (1) Kıbrıs Cumhuriy-etinde emeklilik hakkı kazandıran
bir görevde bulunan müstedinin Türk Cemaat Meclisi kadrolarına intisap edip etmediği; (2) Bu görevin Mart 1966 yılında sona erdirilip erdirilmediğidir.

Birinci nokta üzerine eğilirken Aralık 1963 hadiselerinin vukubulması- neticesinde Türk Cemaat Meclisine ilâveten ve onun bir devamı olarak Türk yönetiminin kurulduğunu, zamanla bu yönetimin çeşitli isimler altında geliştirilerek devam ettiğini ve Kıbrıs Cumhuriyetinde çalışan birçok memurun, hepsi değilse bile bir çoğunun, -Amme Hizmeti Komisyonu tara.fından resmi olarak, atanmaya gerek duymadan, ta başlangıçtan bu yönetimde görev alarak Türk Cemaatı kadrolarına bu şekilde intisap ettiklerini bir adli ihbar olarak göz önünde tutabiliriz. Kaldı ki müstedi şahadetinde Aralık 19-63 hadiselerinin vukubulması üzerine burslu ve izinli olara.k İngiltere'de bulunan müstedinin izninin bitmesine 1 ay kala Türk Cemaat Meclisi Londra bürosuna müracaat ederek burada büro başkanı tarafından görevlendirilmiş ve bu büroda çalışmaya devam etmiş-tir. Müstedinin sözkonusu bürodaki görevi bilâhare Türk Cemaat Meclisi Başkanı tarafından da onaylandığı anlaşılmaktadır. Londra'da kurulan ve bugünkü KKTC Londra Temsilciliğinin nüvesini teşkil eden bu büronun Türk Cemaatına bağlı bir daire ve bölüm olara-k çalışmış olduğu verilen şahadette görülmektedir. Emare 7 olarak ibraz edilen ve Genel Komite Sekreteri tarafından Türk Cemaat Meclisine gönderilen 26 Haziran 1965 tarihli yazıda müstedinin görevi ve maaşı hakkında bilgi verilmekte ve bu memurdan Türk Cem-aatına bağlı muhasip olarak bahsedilmektedir. Aynı şekilde Emare 5'de de Türk Cemaatına bağlı memur olarak çalıştığı görülmektedir. özellikle gizli damgasını taşıyan Emare 7'nin içeriğine göz atıldığında müstedinin o günlerde Türk Cemaatına katılarak muhas-ip ola.rak çalıştığı açıklık kazanmıştır.
İkinci hususa gelince; şahadete göz atıldığında, Mart 1966 tarihinde Türk Cemaatının başmurakıbı bulunan Rüstem Tatar'ın Londra bürosunu teftişi ve reorganizasyonu için Londra'ya gittiği, büro başkanı Ahmet Cemal G-azioğlu'nun yerine Sami Selçuk beyin






atandığı ve müstedinin de muhasiplik görevinden alınarak başka bir göreve verilmek üzere boşta bırakıldığı görülmektedir. Müstedi Londra'da kurulacak olan Sosyal Yardım Dairesine nakledilmek üzere Mart 1966 tarih-ine kadar çalıştığı görevinden alınmış ancak böyle bir dairenin kurulmasının gecikmesi veya hiç kurulmaması nedeni ile müstedi böyle bir göreve nakledilmemiştir. Müstediye Kıbrıs'a dönmesi için de herhangi bir çağrıda bulunulmuş değildir. Müstedinin görevi-nden azledilmediği veya görevine son verilmediği şahadetten tebellür ettiğine göre müstedi halen hakkında herhangi bir işlem yapılmamış bir kamu görevlisi durumundadır.
26/77 sayılı Emeklilik Yasası, 27 Mayıs tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğ-e girmiştir. Bu Yasanın 43(1) maddesi özetle Yasanın yürürlüğe girdiği ta.rihte görev başında bulunan kişileri kapsadığı görülür. İlk bakışta bu kurala katı bir anlam verdiğimizde müstedinin fülen görev başında olmadığı sarihtir. Ancak Yasanın bu maddesi d-aha önce YİM 35/78 sayılı Mustafa f-lakkt v. Maliye - Bakanlrğı arasındaki başvuruda incelenere, Yasanın yürür üğe gırdığı tarıhte ta.rd edilmeyen, haklarında işlem yapılmayan kişilerin de emeklilik yasası kapsamında oldukları hususu karara bağlanmıştır. B-u karardan sonra, müteakiben yine YİM - 33-5/80 sayılı baÞvuruda aynı ilkeler benimsenerek tekrarlanmıştır. Bu urumda müstedinin azledilmediği, görevden çıkarılmadığı ve hakkında herhangi bir işlem yapılmadığı sarih olduğuna göre, müstedi el'an aleyhine he-rhangi bir işlem yapılmayan ve kamu görevlisi durumunda bulunan bir kişi statüsündedir.

Yukarıda değinilen kararlarda Yasanın 43. maddesi karara bağlandığı cihetle bu konuyu betekrar incelemeyi lüzumsuz görüyoruz. Müstedinin statü ve durumu diğer atıfta b-ulunulan kararlardaki kişilerin durumunun aynıdır. Müstedinin 26/77 saytlı Emeklilik Yasası yürürlüğe girdiği tarihte Türk Cemaatına mensup kamu görevlisi statüsü devam ettiği cihetle, eskiden kazandığı emeklilik hizmetlerine ilâveten Mart 1966 yılına kada-r Türk Cemaatına mensup olarak yaptığı hizmetler de eklenerek kendisine emeklilik işlemlerinin uygula.nması gerekirdi.
Yukarıda söylenenlerden anla.şılacağı gibi müstedi başvurusunda muvaffak olmuştur ve netice olarak 23.6.1983 tarihinde Maliye Bakanlığını-n müstediye gönderdiği yazıda müstedinin 1966 yılında Kıbrıs'a dönmediği ve kamu görevlisi sıfatını yitirdiği ve Emeklilik Yasasının yürürlüğe girdiği 13.5.1977 tarihinde kamu görevinde olmadığı nedeni ile herhangi bir emeklilik menfaatı verilmesine yasal -ola.nak bulunmadığı yönündeki kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilir.


(N. Ergin Salâhi)(Niyazi F. Korkut)(Aziz Altay)
Yargıç Yargıç Yargıç
17 Ocak 1985

- 10 -



Full & Egal Universal Law Academy