Yüksek İdare Mahkemesi Numara 8/1982 Dava No 29/1983 Karar Tarihi 06.12.1983
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 8/1982 Dava No 29/1983 Karar Tarihi 06.12.1983
Numara: 8/1982
Dava No: 29/1983
Taraflar: Nermin Yener ile Kamu Hizmeti Komisyonu
Konu: Atama kararının iptali
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 06.12.1983

-D.29/83 YİM 8/82 Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan

Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti: Salih S. Dayıoğlu, N. Ergin Salâhi, Aziz Altay.

Anayasanın 118. MAddesi hakkında.

Müstedi: Nermin Yener, Akdoğan, Mağusa.

- ile -

Müs-tedaaleyh: Kamu Hizmeti Komisyonu vasıtasıyle KTFD.
A rasında.

Müstedi namına: Hâseyin Celâl ve Gülsün Özveri.
Müstedaaleyh namına: Mustafa Arıkan.



Yasa Maddesi: 10/70 sayılı Öğretmenler Yasasının 39(1) ve (2) maddeleri."


İstemin Özeti: Münhal bulun-an felsefe öğretmeni mevkiine Müstedinin atanmasını reddeden Müstedaaleyh kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesi istemi.



OLAY: Felsefeöğretmenliği münhallerine müracaat eden Müstedi, mülakâta Çağrıl-mış ve mülakat neticesinde onun yerine başkası
tayin edilmiştir.Müstedi işbu başvuruyu bu karardan yapmıştır.


SONUÇ: Geçmiş yüksek İdare Mahkemesi kararlarında vurgulandığı üzere başvuru konusu edilen idari bir kararın sakat veya yanlış olduğunu isbat,- başvuru sahibine aittir. Burda alınan kararın Anayasa, yasa veya ilgili mevzuata aykırı olduğu iddiası ileri sürülmüş değildir. İleri sürülen husus Müstedaaleyhin takdir yetkisini yanlış kullandığı, kaale alması gereken hususları kaale almadığıdır. Yüksek- İdare Mahkemesinin Müstedaaleyhin takdir-yetkisıne müdahale edilebilmesi için bariz hatalar yapmış olması gerekir. Halbuki Mûstedaaleyhin hata işlemediği sabittir. Bu durumda Müstedaaleyhin takdir yetkisine müdahale edilmesi doğru değildir.
Başvuru reddol-unur.,

Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
1-Salih Şükrü Saruhan v. Public Service Commission, 2 R.S.C.C. p.133.
2-Alexander Christou and Others v. Public Service Commission 4 R.S.C.C. p. 1-6.'


HÜKÜM

Salih S. Dayıoğlu: Bu başvuruda- Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç N. Ergin Salâhi verecektir.

N. Ergin Salâhi: Müstedi işbu başvurusu ile müstedaaleyh tarafından alınan ve müstediye 3 Kasım 1981 tarihli bir yazı ile bildirilen ve müstedinin Eğitim, Kültür ve Gençlik Bakanlığına bağlı Tem-el Eğitim II. Kademe (Ortaokullar) Genel Öğretim ve Mesleki teknik Öğretim kadrolarında münhal bulunan Felsefe Öğretmeni mevküne atanmasını reddeden ve bir başkasının bu mevkiye atanmasını öngören kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç -doğuramayacağına dair karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Başvurunun ihtilâfsız olguları özetle şöyledir: Müstedi İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden 19 Temmuz 1979 tarihinde mezun olmuştur. İbraz edilen Emare No.l diplomaya göre müstedinin esa-s bölümü Sistematik Felsefe idi. Bu dalda Umum Sosyoloji, Felsefe Tarihi ve Umumi Tecrübi Psikoloji dersleri üzerinde tahsil görmüştür. Ayrıca Pedagoji Öğrenimi gördüğüne dair kayıt mevcuttur. Müstedi Kıbrıs'a geldikten sonra Eğitim, Kültür ve Gençlik Baka-nlığında kadro bulunmadığı nedenine bağlı olarak geçici statüde İlkokul öğretmeni olarak görevlendirilmiştir. 1981 ders yılında Kumyalı köyünde geçici statüde İlkokul öğretmeni olarak görev yapmaktaydı. Bu arada Genel Öğretim kadrosunda münhal bulunan 3 ad-et Felsefe Öğretmenliği mevkilerinden birine tayin edilmesi için müracaatta bulunmuş ve 21 Eylül 1981 tarihinde Kamu Hizmeti Komisyonuna mülâkata çağırılmıştır. Yapılan mülâkat neticesinde müstediye başvuru konusu yanıt verilerek müstedi tayin edilmemiş ve- onun yerine bayan Olgun Gürçınar, bay Peyami Gündüz ve bayan Pembe Kunter tayin edilmişlerdir. Müstedinin esas yakınma konusu tayin olan ilk iki kişinin tayinine karşı olmayıp bayan Pembe Kunter'in kendisi yerine tayin edilmesi hususundadır.

Emare XII ol-arak ibraz edilen ilânda Felsefe Öğretmenliği için aranan evsaf bir Üniversitenin ilgili bölümünden mezun olmak şartı aranmakta idi. Ancak ek olarak öğretmenlik formasyonuna (Pedagojik sertifika)'ya sahip olmak ve/veya ders içi ile ders dışı etkinlikleri y-ürütmekte yetenek ve tecrübe sahibi bulunmak bir tercih nedeni sayılabilir şeklinde kayıt da mevcuttu. Müstedi 1975-1979 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sistematik Felsefe ve Mantık Bölümünden iyi derece ile mezun olduktan sonra 1979-1980 -yılında Dörtyöl İlkokulu ve 1980-81 ders yılında da Kumyalı İlkokulunda geçici olarak İlkokul öğretmenliği yapmıştır. müstedaaleyhin müstedi yerine tercih ederek tayin ettiği Pembe Kunter ise Ankara Ortadoğu Teknik Üniversitesinden (Psikoloji Kürsüsü) 1977--1981 yılında Honoures Degree'si alarak mezun olmuştur ve mülâkat gününe kadar herhangi bir yerde geçici statüde dahi olsa Öğretmenlik yapmamış ve öğretmenlik tecrübesi mevcut değildir.


10/70 sayılı Öğretmenler Kuralının 38(1) ve (2) maddelerine göre öğr-etmenlerin tayinleri, tayinlerinin tasdiki, terfiIeri ve nakilleri kurulun tavsiyesi ve Bakanın mütalâası alındıktan sonra Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından yapılması öngörülür. Anlaşıldığı kadarıyle bu maddeye uygun olarak görevde bulunan müstedinin mürac-aatına daire müdürünün imzası ile 2.9.1981 tarihinde bir görüş yazılmış ve bu görüş neticesi de aynı tarihte Bakanlığın görüş ve tavsiyeleri bölümünde "tayini tavsiye edilmez" şeklinde bir kayıt düşülmüştür. Emare III olarak ibraz edilen müstedinin müracaa-tı ve bu müracaat üzerinde ilgili daire müdürünün görüşüne göz attığımızda şu görüşe yer verilmektedir: "Az kurnaz, sinsi, tutum ve davranışları ile çevresinde dedikodulara sebep olan bir öğretmendir başarısı ancak vasat olabilmiştir." Öyle anlaşılıyor ki -bu görüşten kaynaklanarak Bakan da müstediyi mülakâta çağrıldığı mevkiye tayini hususunda tavsiye etmemiştir.

Başvurunun duruşmasında şahit No.l olarak çağırılan Eğitim, Kültür ve Gençlik Bakanlığı İlk Öğretim Müdürü Münür Muhtaroğlu, müstedi hakkındaki K-amu Hizmeti Komisyonuna iletilen Bakanlık görüşünün nereden kaynaklandığını izah etmiştir. Bu şahidin ifadesine göre müstedinin geçici olarak görevli bulunduğu okuldaki başarısının vasat veya vasatın az üzerinde olması, keza o günlerdeki görev yeri olan Ku-myalı'da öğretmen lojmanında bekâr olarak kaldığı başka bir öğretmen hanım ile bu lojmana erkek arkadaş aldıkları hususunda yapılan şikâyet ve değerlendirmelerle Kumyalı ilkokuluna tayin edildiği günlerde göreve başlamakta gecikmesi ve naklinin engellenmes-i için babası vasıtasıyle girişimlerde bulunduğu hususlarına dayanmaktadır. Bu şahidin müstedi avukatı tarafından tevcih edilen sorulara verdiği yanıt ve lojmana erkek arkadaş alınması ile ilgili dedikodu ve şikâyetleri araştırdığını ancak müstediye söz ha-kkı tanımadığını, disiplin işlemine gitmediğini ve konuya kapandı gözü ile baktığını kabul etmiştir.
Durum böyle olduğu ve bu şahidin konuyu kapanmış addetmesine rağmen, müstedinin tayininde Bakanlığın görüşü alınırken bu konuya da yer verdiği ve müstedini-n Bakana ve daha sonra Bakan vasıtası ile Kamu Hizmeti Komisyonuna tavsiye edilmediği görülmektedir. Ancak bu şahit müstedinin tavsiye edilmemesinin sadece bahsi geçen olaya bağlı olmadığını, müstedinin geçmişteki hal ve tutumları ve okuldaki başarının vas-atın üzerine çıkmaması, onun Bakanlıkça tavsiye edilmemesinin esas ve ana faktörleri olduğunu ileri sürmüştür. Bu durumda müstediye konu olay hakkında söz hakkı tanınmadığı halde Bakanlığın bu olayı, tavsiye ederken bir dereceye kadar kaale almış olması ha-talı olmakla beraber, tavsiye hususunda neticeyi değiştirmediği cihetle lûzumundan fazla bu olaya ağırlık verilmesi doğru değildir.

Emare 8 olarak ibraz edilen Kamu Hizmeti Komisyonu tutanağına göz atıldığında müstedi ile alâkadar şahsın durumları detaylı- olarak incelenerek bir değerlendirmeye tabi tutulduğu görülür. Müstedinin halen geçici olarak görevde olması ve alâkadar şahsa oranla daha eski olmasına karşın alâkdar şahsın Üniversitedeki başarısı, yabancı Iisanlara müstediden daha fazla vakıf olduğu gö-rülmektedir. Bu olgular ışığında Kamu Hizmeti Komisyonu takdir yetkisini kullanarak müstedi yerine alâkadar şahsı atama yönünde gitmiştir.
Geçmişte bir çok Yüksek İdare Mahkemesi kararlarında vurgulandığı gibi başvuru konusu edilen idari bir kararın sakat -veya yanlış olduğunu isbat etmek yükümlülüğü başvuru sahibine aittir. Önümüzdeki meselede başvuru konusu edilen kararın Anayasa, yasa ve ilgili mevzuata aykırı olarak alındığına dair bir iddia ileri sürülmüş değildir. İleri sürülen esas husus idari kararı -alan Kamu Hizmeti Komisyonunun takdir yetkisini olgular çerçevesinde yanlış kullandığı ve kaale alınması gereken hususları kaale almadığı ve gereken ağırlığı vermediği gibi müstedinin Bakanlıkça hatalı olarak tavsiye edilmediği ve bu nedenle müstedi yerine- alâkadar şahsın atandığıdır. Müstedinin Bakanlıkça Kamu Hizmeti Komisyonuna tavsiye edilmemesi hususuna yukarıda değinmiştik. Müstedinin tavsiye edilmemesinin, sair faktörler göz önünde tutulduğunda, hatalı olmadığı görülür. Müstedi ile alâkadar şahıs ara-sındaki diğer tercih hususlarına gelince, bunlar tamamen Kamu Hizmeti Komisyonunun takdir yetkisi içerisindedir. Müstedi Kamu Hizmeti Komisyonunun ne yönde bu takdir yetkisini hatalı kullandığını açıklıkla ortaya koymuş değildir. Takdir yetkisinin kullanıl-dığı hallerde ilgili mevzuata uyulmuş, değerlendirmede ciddi ve bariz hatalar yapılmamışsa Yüksek İdare Mahkemesinin bu takdir yetkisine müdahale etme yetkisi yoktur.
Bu hususta Zaim Necatigil Cyprus Administrative Law isimli kitabının 160. sayfasında şunl-arı söylemiştir:
"A power may be discretionary, but once it is exercised, such exercise must be for the purpose for which it was given. As long as a disreation is exercised in a valid manner, the Supreme Court will not interfere with the exercise of such d-iscretion by the substitution of its own discretion for that of the authority concerned, even if in exercising its own discretion on the merits the Court could have reached a different conclusion."

Ayrıca Gör: Salih ükrü Saruhan v. Public Service Commissi-on 2 R.S.C.C. p.l31 ve Alexander Chrıstou and Others v. Pu lıc Servıce Commission 4 R.S.C.C. p.l at p.6.
Görülebileceği gibi Yüksek İdare Mahkemesi bir seçim yapmak durumunda kalsa ve konuyu değerlendirip müstediyi seçmenin daha doğru olacağı kanısına vars-a dahi, Kamu Hizmeti Komsiyonu takdir yetkisini kullanırken hata işlemediği sabit olduktan sonra Kamu Hizmeti Komisyonunun takdir yetkisine müdahale edilmesi doğru değildir.


Yukarıdaki nedenlere binaen müstedi başvurusunda muvaffak olmuş değildir ve baş-vuru reddolunur.

Masraflar hususunda herhangi bir emir verilmez.


(Salih S. Dayıoğlu)(N. Ergin Salâhi)(Aziz Altay)
Yargıç Yargıç Yargıç


6 Aralık 1983





- 257 -



Full & Egal Universal Law Academy