Yüksek İdare Mahkemesi Numara 80/2010 Dava No 21/2013 Karar Tarihi 13.06.2013
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 80/2010 Dava No 21/2013 Karar Tarihi 13.06.2013
Numara: 80/2010
Dava No: 21/2013
Taraflar: Kıbrıs Continental Finans Ltd. ve diğerleri ile Kıbrıs Continental Bank Ltd. ve diğerleri arasında
Konu: Davacı Şirketin yönetim ve denetiminin fona dervedilmesi ve Davacı No.3ün görevden alınması - Fona devredilme ve görevden alınmaya ilişkin idari kararların sebep unsurundan yoksun olduğu gerekçesiyle iptali istemi - Yüksek İdare Mahkemesi 32/09 sayılı Yasanın 13(2) maddesinin koşullarının oluştuğu ve kararın sebep unsuru bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davayı reddetmesi.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 13.06.2013

-D. 21/2013 YİM: 80/2010


Yüksek İdare Mahkemesinde.


Anayasanın 152. maddesi hakkında.


Yargıç Ahmet Kalkan Huzurunda.


Davacı : 1. Kıbrıs Continental Finans Ltd. Kemal Aşık Cad.
Ofis 9 - Lefkoşa.
2. Akabey Trading Ltd. K-emal Aşık Cad., Ofis 9 -
Lefkoşa.
3. Gözde Kaba, Konya Sokak, No.4 - Lefkoşa.


ile


Davalı : 1. Kıbrıs Continental Bank Ltd. - Lefkoşa.
2. KKTC Tasarruf Mevduatı Sigortası ve Finansal
İstikrar Fonu c/o Merke-z Bankası - Lefkoşa.
3. KKTC Tasarruf Mevduatı Sigortası ve Finansal
İstikrar Fonu Başkanlığı c/o Merkez Bankası -
Lefkoşa.
4. KKTC Tasarruf Mevduatı Sigortası ve İstikrar Fonu
Yönetim Kurulu c/o Merkez B-ankası - Lefkoşa.
5. KKTC Merkez Bankası - Lefkoşa.



A r a s ı n d a.



Davacılar namına : Avukat Süleyman Dolmacı adına Avukat Vedia Berkut hazır.
Davalı No.1 ve No.5 namına : Avukat Salih Çağdaşer adına Avukat Tevfik Mut hazır.
-Davalı No.2, No.3 ve No.4 namına : Avukat Tevfik Mut hazır.



K A R A R


Davacı No.1 Şirket ve Davacı No.1'in hissedarlarından olan Davacı No.2 ve Davacı No.1'in Direktörü Davacı No.3, Davacı No.1'in yönetim ve denetiminin Davalı No.2,3 ve 4 tarafın-dan Fona devredilmesi ve Davacı No.3'ün görevine son verilmesi kararı üzerine bu davayı dosyaladılar.

TALEP :

Davacıların talepleri aynen şöyledir.

Davalı No.2 ve/veya Davalılar tarafından münferiden ve/veya müştereken alınan ve Davacı No.3 ve/veya Da-vacıların 31.5.2010 tarihinde bilgisine gelen 17.5.2010 tarih ve 187 sayı diye tarif edilen
Davacı No.1'in yönetim ve denetiminin devralınmasını ve
Davacı No.3'ün görevinden alınmasını öngören karar ve/veya kararların ve/veya buna dayanılarak yapılan işl-em ve/veya işlemlerin etkisiz ve hükümsüz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına ve iptal edilmelerine dair Mahkeme hükmü veya emri.

TALEP TAKRİRİ :

Davacılar, Talep Takririnde özetle; Davalıların, 17.5.2010 tarihinde, 187 No.lu dava konusu kar-arı alarak, Davacı No.1'in yönetim ve denetimini devraldıklarını, Davacı No.3'ü görevden uzaklaştırdıklarını, bu kararın keyfi ve hukuk dışı olduğunu, Davalı No.1 Bankanın, Davacı No.1 Şirketin hissedarı olmadığını, takriben 29.12.2008 tarihinde, 1,168,043- adet hissenin, 664,480.13 TL nakit ve değerleri 555,519 TL olarak belirlenen gayrimenkullerin devri karşılığında Davalı No.1 tarafından Ergün Bozkır isimli kişiye satıldığını, her ahvalde Davalı No.1'in Davacı No.1'deki hisse oranının %38.94 olduğunu, çoğ-unluk hisselerinin %60,956 oranı ile Davacı No.2'ye ait olduğunu, yapılan devralma işlemlerinin 32/2009 sayılı Tasarruf Mevduat Sigortası ve Finansal İstikrar Fonu Yasası'nın 13(2) maddesine uygun olmadığını ileri sürerek, yukarıdaki gibi talepte bulunmuşl-ardır.

MÜDAFAA TAKRİRİ:

Davalılar, o zamanki Avukatları vasıtasıyla dosyaladıkları müdafaa takririnde, ön itiraz olarak, Davacı No.1'in Fona devredilmiş bir şirket olduğunu, Davacı No.1 adına dava açma yetkisinin verilmediğini, bu nedenle davanın iler-i gitmeden reddedilmesi gerektiğini, alınan kararın 32/2009 sayılı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Yasası'nın 13(2) maddesine uygun olduğunu, Davacı No.1 Şirketin, Davalı No.1 Bankanın %39.61 hissesi ile iştiraki olduğunu, dolayısıyla Fonun, şirketin yöneti-mine el koyma hakkı bulunduğunu ileri sürerek, davanın iptalini talep etmişlerdir.

Davalılar tarafından müdafaa takriri dosyalanmasından sonra, Davalıların Avukatlarında değişiklikler olmuştur. Buna göre, Davalı No.1 ve 5 ile Davalılar No.2, 3 ve 4 fark-lı Avukatlar tarafından temsil edilmiştir. Hal böyle olmasına rağmen müdafaa takririnde değişiklik olmamıştır.

OLGULAR:

Davanın duruşmasında taraflar tanık çağırmadılar ve 1'den 32'ye kadar sayılandırılmış yazılı belgeyi emare olarak ibraz ettiler.

-Layihalar ve sunulan emareler ışığında dava ile ilgili olgular şöyledir:

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna intikal eden Davacı No.1, Şirketler Mukayyitliği nezdinde kayıtlı bir limited şirkettir.

Emare No.22 Onay Belgelerine göre, 3.6.1998-6.11.2000 ta-rihleri arasında, Davacı No.1 Şirketin hissedarları, Cihan Kul ve Davalı No.1 Banka idi.

15.5.2001 tarihine kadar şirketin büyük ortağı Davalı No.1 Banka idi. 15.5.2001 tarihinde Cihan Kul şirketin büyük ortağı oldu. 22.5.2002 tarihinde Davalı No.1 Banka-, tekrar şirketin büyük ortağı oldu.

3.12.2004 tarihinde, Osman Karaismailoğlu isimli şahıs, hissedarlar arasına katıldı. Ancak Davalı No.1 Banka, diğer hissedarlara nazaran, çok daha fazla hisse adedi ile büyük ortaklığını sürdürdü.

17.1.2008 tarihind-e, Davacı No.1 şirketin hissedarlarına Davacı No.2 şirket de katıldı ve büyük ortak haline geldi. Cihan Kul hissedarlıktan çıktı.

25.3.2009 tarihinden Davalı No.1 Bankanın ve Davacı No.1 Şirketin Fona aktarıldığı tarihlere kadar hissedarlar ve hisse adet-leri değişmedi.

Davacı No.1'in Fona aktarıldığı tarihteki hissedarları ve hisseleri aşağıdaki gibidir:

"Kıbrıs Continental Bank Ltd. .. hisse adedi ...1,168,043
Osman Karaismailoğlu, ......... hisse adedi .......3,261
Akabey Trading L-td., .......... hisse adedi ...1,828,696"
(Emare No.22'de yer alan 29.11.2011 tarihli Onay Belgesi)


Davacı No.2, Şirketler Mukayyitliği nezdinde kurulmuş bir Limited şirket olup, ilgili tarihlerde yukarıdaki tablodan görülebileceği gibi, Davacı No.1 şir-ketin en büyük hissedarı idi.

Emare No.24'te yer alan Onay Belgelerine göre, Davacı No.2 şirketin davaya konu zamanlardaki hissedar seyri şöyledir:

4.1.2008-16.1.2009 tarihleri arasında Cihan Kul, Emetullah Çaltinoğlu, Gözde Kaba, Hakan Bozkır ve Selçu-k Ayaz şirketin hissedarlarıydılar. Bu dönemde en büyük hissedarlar, Cihan Kul ve Hakan Bozkır idi. 16.1.2009 tarihinde, Cihan Kul hissedarlıktan ayrıldı ve Gözde Kaba, devraldığı hisseler ile en büyük ikinci hissedar oldu.

Davacı No.1 Şirket ve Davalı N-o.1 Bankanın, Fona devredildikleri tarihlerde, Davacı No.2 şirkette, Davacı No.3 Gözde Kaba'nın 67 adet, Hakan Bozkır'ın 69 adet, Emetullah Çaltinoğlu'nun 2 adet ve Selçuk Ayaz'ın 2 adet hissesi vardı.

Davacı No.3 gerçek bir kişi olup, ilgili tarihlerde -Davacı No.1'in direktörü ve sekreteri, Davacı No.2'nin ise hissedarı ve direktörlerinden birisiydi.

Davalı No.1, Fona devredimiş bir bankadır.

Davalı No.2, 3 ve 4, 32/2009 sayılı Tasarruf Mevduatı Sigortası ve Finansal İstikrar Fonu Yasası altında oluşt-urulmuş kamu tüzel kişiliğini haiz bir Fondur.

Bu meselede Fon, Başkan ve Yönetim Kurulu vasıtasıyla üç ayrı Davalı gibi taraf yapılmış olmakla birlikte, her üç Davalı da tek tüzel kişiliği temsil etmektedir.

Davalı No.5 ise KKTC Merkez Bankasıdır.

Da-valı No.1 Banka, 11.12.2009 tarihinde, temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Fona devredilmiştir. (Emare No.27)


Davalı No.1'in Fona devredildiği tarihte Yönetim Kurulu Başkanı ve en büyük hissedarı Cihan kul isimli şahıs idi.(Emare No.2-5)

Davalı No.1 Banka, Fona devredilmeden önce, 26.7.2007 tarihinde, bir karar alarak, Davacı No.3'ü 1250 YTL net maaşla istihdam etti. (Emare No.1) Daha sonra, 4.9.2007 tarihinde başka bir karar alarak, Davacı No.3'ün Davalı No.1 Bankanın iştiraki olan D-avacı No.1 Şirkete direktör ve sekreter olarak atanmasına karar verdi. (Emare No.2)

Aynı şekilde Davalı No.1 Banka, 18.10.2007 tarihinde, Selçuk Ayaz isimli şahsın güvenlikçi olarak istihdam edilmesine karar verdi.(Emare No.3)

Emare No.5'den No.13'e kad-ar sayılandırılmış olan muhasebe fişi ve müşteri dekontları ile Davacı No.2'ye ait Emare No.14 hesap ekstresine göre, 23.12.2007 -9.1.2008 tarihleri arasında, Davacı No.2 Şirket, Banka Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Kul, Selçuk Ayaz isimli kişi, Davacı No.3 -Gözde Kaba ve Hakan Bozkır arasında para işlemleri gerçekleştirilmiş ve bu paranın bir kısmı Davacı No.2 Şirkete, sermaye katkısı adı altında, Cihan Kul tarafından aktarılmıştır.

29.12.2008 tarihinde, Davalı No.1 Banka, iştiraki olan Davacı No.1 Şirkettek-i hisselerinin satışına karar verdi.(Emare No.15)

Aynı tarihte, Davalı No.1 Banka ile Ergün Bozkır arasında Hisse Devri senedi imzalandı.(Emare No.16)

Bu senede göre, Davalı No.1 Banka, Ergün Bozkır tarafından ödenen 1,168,043 TL karşılığında, aynı mikt-ardaki hissesini Ergün Bozkır'a devretmeyi taahhüt etti.

20.1.2009 tarihli Emare No.17 müşteri dekontlarına göre, 61,000 TL Cihan Kul adına "hisse bedeli ödeme" izahatı ile aktarıldı. Hesap aktarım işleminde, Davacı No.3 Gözde Kaba'nın adı geçmektedir.

-24.7.2009 tarihinde, Davalı No.1 Banka, Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Kul'un gıyabında yaptığı toplantıda, Davacı No.1 Şirket sorumluları aleyhine, bazı gayrimenkullerin satışı konusunda hukuki işlem başlatılmasına, Davacı No.3'ün bilgi vermesi için Bankaya- çağrılmasına ve Davacı No.3 tarafından Davacı No.1 Şirket hesabına aktarılan ve bir kısmı Davacı No.2 şirkete ödenen paralar nedeniyle, Davacı No.1 Şirketin para ve gayrimenkulünün bloke edilmesine karar verildi. (Emare No.18)

4.8.2009 tarihinde Davalı N-o.1 Banka Yönetim Kurulu, yine Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Kul'un yokluğunda toplandı ve Davacı No.3'ün bazı hesaplara nakledilen paralar ve satın alındığı ifade edilen gayrimenkullerin satış bedelleri ile ilgili işlem yapılmasına ve sorumluları aleyhine -dava açılmasına ilişkin kararlar aldı. (Emare No.19)

Emare No.20, Davalı No.1 Bankanın Yönetim Kurulu kararına göre, Davacı No.1 Şirkette sahip olunan 1,200,000 adet hissenin satışı ile ilgili kararda belirtilen gayrimenkullerin Bankaya devri ve mütebaki -bedel olan 644,480 TL'nin nakit olarak ödenmesi karşılığında, Davacı No.1 Şirketteki iştirakten çekilme kararı alındı.

20.8.2009 tarihinde hisselerin alıcısı olan Ergün Bozkır, Avukatı vasıtasıyla Davalı No.1 Bankaya gönderdiği ihbarnamede, parasını öded-iği hisselerin devrinin yapılmadığını, bir hafta içerisinde yapılmaması halinde dava açacağını ihbar etti.(Emare No.20)

Bütün bu gelişmelerin sonunda, ilk önce 11.12.2009 tarihinde Davalı No.1 Bankanın Fona devrine karar verildi. Daha sonra 17.5.2010 tari-hinde, Emare No.28 kararla, Davacı No.1 Şirketin Fon tarafından devralınarak, Davacı No.3 Gözde Kaba ve Ergün Bozkır'ın şirket yönetim kurulu üyeliğinden alınmalarına karar verildi.

Emare No.28 karar aynen şöyledir:

"Tasarruf Mevduatı Sigortası ve Fina-nsal İstikrar Fonu Yasası'nın 13(2) maddesi uyarınca Kıbrıs Continental Finans Ltd.in yönetim ve denetiminin Fon tarafından devralınmasına 17 Mayıs 2010 tarihi itibarıyla Şirketler Mukayyitliği nezdinde bu şirketin Yönetim Kurulu Üyesi olarak kayıtlı Gözde- Kaba ve Ergün Bozkır'ın görevlerinden alınmasına ve bu tarihten itibaren Yusuf Gülçür ve Ferdiye Kunt'un Continental Finans Ltd.e Yönetim Kurulu Üyesi olarak atanmalarına karar verilmiştir."


Alınan karar, Davacı No.3'e Emare No.29 yazı ile 20.5.2010 ta-rihinde bildirilmiştir.

Alınan karar üzerine, Davacılar bu davayı dosyaladılar.




İNCELEME:

Mevcut olgular, ibraz edilen emareler ve tarafların hukuki argümanlarını inceleyip değerlendirdim.

Davacıların Davalılar aleyhine açtığı dava, Davacı No.-1 olarak unvanda yer alan şirketin Fona devri ve Davacı No.3 Gözde Kaba'nın görevden alınmasına ilişkin idari kararların iptaline yöneliktir.

Davalı No.1 ve No.5 Avukatı, duruşmaya başlamadan önce hukuki itirazda bulunarak, Davalı No.1'in idari bir makam -veya organ olmadığını, davanın unvanında direkt olarak gösterilemeyeceğini, bu nedenle, Davalı No.1 aleyhindeki davanın daha ileri gitmeden ret edilmesi gerektiğini, Davalı No.5'in ise dava konusu idari kararla bir ilgisi olmadığını, kararın Fon tarafından- alındığını, Merkez Bankası Başkanının Fona üye olmasının Merkez Bankasının davaya taraf olmasını gerektirmediğini, bu nedenle Davalı No.5 aleyhindeki davanın da reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

Davalı No.1, Fona devredilmiş bir bankadır ve yönetimi F-on tarafından yürütülmektedir.

Davalı No.1 Bankanın Fona devri, Davalı No.1 Bankayı kamu tüzel kişisi haline getirmediği gibi, Bankanın dava konusu idari kararları alma yetkisi bulunmamaktadır.

Davalı No.1 Banka, idari bir makam veya organ olmadığı ci-hetle, dava unvanında Davalı olarak bulunması hukuken mümkün görülmediğinden, Davalı No.1 aleyhindeki davanın reddedilmesi gerekmektedir.

Davalı No.5, KKTC Merkez Bankasıdır.

Davacı No.1 olarak dava unvanında yer alan Davacı No.1 Şirket, bankacılık yapma- iznini haiz değildir. Bu nedenle, Davalı No.5'in, Davacı No.1 Şirket ile ilgili işlem yapma yetkisi bulunmamaktadır.

Banka iştirakleri ile ilgili işlem yapma ve Fona devretme yetkisi, 32/2009 sayılı Tasarruf Mevduatı Sigortası ve Finansal İstikrar Fonu- Yasası altında, Tasarruf Mevduatı Sigortası ve Finansal İstikrar Fonuna verilmiştir.

32/2009 sayılı Yasa'nın 5. maddesine göre Fonun oluşumu şöyledir:


"5. Bu Yasa ile Merkez Bankası bünyesinde kamu tüzel
kişiliğini haiz Tasarruf Mevduatı Sigorta-sı ve
Finansal İstikrar Fonu adı altında bir fon
oluşturulur."


Yasa'nın 5. maddesinden anlaşılacağı gibi, Fon, Merkez Bankası bünyesinde kurulmasına rağmen kamu tüzel kişiliğini haiz idari bir organdır.

Fonun Yönetim ve Görevleri, 6 ve 7.- maddelerde düzenlenmiştir. Yasa'nın ilgili maddelerine göre Fona devir işlemleri münhasıran Fonun Yönetim Kuruluna verilmiştir.

Buna göre; Fona devredilen Davacı No.1 Şirket hakkında alınan karar ile Davalı No.5 KKTC Merkez Bankasının doğrudan bir ilgis-i olmadığı nedeniyle, Davalı No.5 aleyhindeki davanın ileri gitmesi hukuken mümkün değildir.

Davalı No.1 ve 5 Avukatı, hukuki itirazlarında başarılı olduğundan, Davalı No.1 ve 5 aleyhindeki davaların ret ve iptali gerekmektedir.

Davalı No.2, 3 ve 4 Avuk-atı sıra kendisine geldiğinde, Davacı No.1'in Fona devredilmiş bir banka iştiraki olduğunu, yönetiminin Fonun görevlendirdiği memurlar vasıtasıyla Fon tarafından yürütüldüğünü, dolayısıyla Davacı No.1 Şirketin dava açabilmesi için Fonun yetki vermesi gerek-tiğini, mevcut hali ile Davacı No.1'in yetkisiz bir sıfatla dava açtığını, bu nedenle Davacı No.1'in davasının reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

Davacılar Avukatı, meslektaşının bu iddiası karşısında, Davacı No.1 bakımından davasında ısrarlı olmadığını -beyan etmiştir.

Buna göre, Davacı No.1'in Davalılar aleyhine açtığı davanın ileri gitmesi mümkün değildir.

Davalılar No.2, 3 ve 4 Avukatı (bundan böyle Davalı Fon Avukatı olarak bahsedilecektir.) iddialarına devamla; gecikmiş bir talep olmakla birlikte-, Davacıların, Fona devredilen şirketin yönetimine, Fon tarafından atanan kişiler hakkındaki kararı dava konusu yapmadıklarını, buna rağmen konu kişilerin davadan etkileneceklerini, bu nedenle atanmış kişiler Yusuf Gülçür ve Ferdiye Kunt'un davaya, ilgili -kişi olarak dahil edilmeleri gerektiğini ileri sürmüştür.

Davanın unvanında Davacı No.1 olarak gösterilen şirket ile ilgili kesin ve icrai nitelikli kararı alan, Fondur.

Fon, Davalı No.2, 3 ve 4 olarak davaya taraf yapılmıştır. Davacı No.1 Şirketin Fona -devri ile ilgili kararın iptal edilmesi halinde, Fon tarafından atanan memurların, Davacı No.1 Şirkette hiçbir sıfatları kalmayacaktır. Davacı No.1 Şirket ile ilgili icrai nitelikli kararı alan makam davada taraf yapıldığından, Fon tarafından atanan memurl-arın kişisel olarak davadan etkilenmeleri ihtimali hukuken mümkün değildir. Bu nedenle davaya ilgili kişi olarak taraf yapılmaları gerekmemektedir.

Davalı Fon Avukatı, davanın esasına geçmeden, son olarak, Davacı No.2 Şirket ve No.3 Gözde Kaba'nın, alına-n karardan doğrudan etkilenen meşru menfaatleri olmadığını ve bu nedenle davalarının ret ve iptal edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

Bilindiği gibi kişi, meşru bir menfaatinin, bir idari karar veya işlem veya ihmal yüzünden olumsuz yönde ve doğrudan d-oğruya etkilenmesi halinde, idari dava açabilmektedir. Meşru menfaat, idari davanın ön koşuludur.

Davalı Fon Avukatı, meşru menfaat ile ilgili argümanını şöyle sunmuştur: Bu davada, meşru menfaati doğrudan doğruya olumsuz yönde etkilenen, şirketin kendis-idir. Ortaklar ve direktörün, alınan idari karardan doğrudan ve olumsuz yönde etkilenmiş meşru bir menfaatleri yoktur. Hissedar ve direktörün menfaati, alınan karardan dolaylı olarak etkilenmektedir. Anayasa'nın 152. maddesinde yer alan doğrudan doğruya i-fadesi, Davacı No.2 ve 3'ün konumuna uymamaktadır. Bu nedenle davanın ileri gitmeden reddi gerekmektedir.

Fon tarafından alınan Emare No.28 karar ile, Davacı No.1 Şirketin Fona devredilmesinin yanısıra, Davacı No.3'ün şirket yönetim kurulu üyeliğinden al-ınmasına da karar verilmiştir.

İptali istenen karar, Davacı No.3 üzerinde doğrudan ve kesin etki yaratan, statüsünü değiştiren nitelikte bir karardır. Davacı No.3'ün, şirket yönetim kurulundan çıkarılmasının sebebi, Davacı No.1 olarak dava gösterilen şir-ketin Fona devredilmesi olduğuna göre, her iki karardan dolayı Davacı No.3'ün menfaatlerinin doğrudan doğruya ve olumsuz etkilendiği açıktır.

Davacı No.2, Davacı No.1 Şirketin Fona devredildiği tarihteki en büyük hissedarıydı. Davacı No.1 Şirket ayrı bir- tüzel kişilik olmasına rağmen, şirkette menfaati bulunan bir hissedarın, şirketin Fona devredilmesi ve yönetimine el konulması nedeniyle, hem sahip olduğu menkul değerler bakımından, hem de şirket yönetimindeki etkisi bakımından menfaatlerinin doğrudan do-ğruya ve olumsuz etkileneceği aşikârdır. Bu statüdeki bir hissedarın alınan karar nedeniyle yargısal denetimi sağlamak için Yüksek İdare Mahkemesine başvurma hakkı olmalıdır.

Davacı No.2 ve 3'ün dava konusu edilen ve iptali istenen kararlar nedeniyle olu-msuz yönde ve doğrudan doğruya menfaatleri etkilendiğinden, Davalı Fon Avukatının meşru menfaat ile ilgili itirazının reddi gerekmektedir.

Yukarıdakiler ışığında, Davalı Fon Avukatının, Davacı No.1 Şirkete Fon tarafından atanan memurların davaya ilgili ş-ahıs olarak eklenmesi gerektiğine ilişkin talebini ve Davacı No.2 ve 3'ün meşru menfaatleri olmadığına ilişkin hukuki itirazlarını reddederim.

Davacı No.1 adına yetkisiz bir biçimde dava açıldığından, Davacı No.1'in davasının ret ve iptali gerekmektedir.-

Davanın esasının incelenmesine gelince;

Davacılar Avukatının hitabında ileri sürdüğü görüşler, iptali istenen kararların sebep unsurundan yoksun, gerekçesiz kararlar olduğu ve iptal edilmeleri gerektiği temeline dayanmaktadır.

Sebep unsuru, bir id-ari işlemin asli unsurlarından biridir ve idareyi belirli bir işlem yapmaya sevk eden etkenler olarak tanımlanmaktadır. İdari işlem yapmaya sevkeden saik, işlemin gerekçesi olduğundan, idare hukukunda işlemin mutlaka sebep içermesi gerekmektedir.

Daha ön-ce birçok kararda ifade ettiğim gibi, idare hukukunda gerekçe, sebebin içerisinde yer almaktadır. Sebep, idareyi işlem yapmaya yönelten etkenler olarak tanımlandığına göre, gerekçe, nedenlerin işlem metninde gösterilmesi anlamına gelmektedir. Ancak her ida-ri işlemde, gerekçenin gösterilmesi gerekmeyebilir. Bu anlamda gerekçe, işlem metninde yer alabilir ve ayrıca belirtilebilir. Önemli olan, idari işlemin sebebini içeren gerekçede, kararda belirleyici olan hususların, açık ve anlaşılabilir bir şekilde ortay-a konmasıdır.

Çok fazla akademik tartışma ve görüşlere yer vermeden ifade edecek olursam, pratikte idari işlemlerin gerekçeleri mevzuatta açıkça belirtilmiş veya "kamu düzeni" gereği gibi muğlak kavramlarla ifade edilmiş olabilir. Bu bakımdan, bir idari -işlemin sebep yönünden hukuka aykırı olup olmadığını denetlerken, idari işlemin belli bir sebebe dayanıp dayanmadığını, bir hukuk kuralına dayanıp dayanmadığını incelemem ve idari işlemin sebepten yoksun veya sebebin hukuka aykırı olması halinde, işlemin i-ptaline karar vermem gerekmektedir.

Prof.Dr.A.Ş. Gözübüyük'e göre, idarenin dayandığı sebep hukuki olsa bile, eğer gerçeğe aykırı ise işlem iptal edilmelidir. Verilen örneğe göre, memurun talebi üzerine bir karar aldığını belirten idarenin kararını, mem-urun talebi olmadan aldığının ortaya çıkması halinde, işlemin sebep unsuru bakımından hukuka aykırı olduğu ifade edilmiştir. (Bkz.Yönetsel Yargı s.227)

Huzurumdaki davada Davalı Fon, Emare No.28'de belirtildiği gibi "Tasarruf Mevduatı Sigortası ve Finans-al İstikrar Fonu Yasası'nın 13(2) maddesi uyarınca Kıbrıs Continental Finans Ltd.in yönetim ve Denetiminin Fon tarafından devralınmasına" karar vermiştir.

Buradan anlaşılan, Davacı No.1 Şirkete el konmasının gerekçesi, 32/2009 sayılı Yasa'nın 13(2) maddes-inde yer alan koşulların şirket bakımından gerçekleşmesidir. Bu anlamda kararın sebep yönünden hukuka uygun olması için Yasa'nın 13(2) maddesinin öngördüğü koşulların oluşması, belirtilen hususların gerçek olduğunun ortaya konmasıdır.

32/2009 sayılı Tasa-rruf Mevduat Sigortası Fonu Yasası'nın uzun bir şekilde kaleme alınmış 13(2) maddesi aynen şöyledir:

13(2) Fon, alacağının tahsili bakımından yarar görmesi
halinde, hisseleri kısmen veya tamamen kendisine intikal eden bir bankanın yönetim ve denetimine- sahip olduğu iştiraklerinin, bu bankanın yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran tüzel kişi ortaklarının, gerçek veya tüzel kişi ortaklarının yönetim ve denetimini doğrudan ya da dolaylı olarak tek baş-ına veya birlikte elinde bulundurdukları şirketlerin, temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimini devralmaya veya yönetim, müdürler ve denetim kurulu üyelerinin tamamını veya bir kısmını, hisselerinin imtiyazlı olup olmadığına bakılmaksızın, g-örevden alarak veya üye sayısını artırarak bu kurullara üye atamaya yetkilidir. Bu hüküm, bankanın yönetimi ve denetimini doğrudan ya da dolaylı olarak, tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortakların, banka kaynaklarını bankanın emin şekilde çalışma-sını tehlikeye düşürecek biçimde doğrudan veya dolaylı olarak kendi lehlerine kullandıkları veya bankayı bu suretle zarara uğrattıklarının tespiti halinde uygulanır."

Yasa'nın bu maddesine göre, Fona, kendisine intikal eden bir bankanın iştiraklerine alac-ağının tahsili bakımından yarar görmesi halinde, temettü hariç, ortaklık hakları ile yönetim ve denetimini devralma hak ve yetkisi verilmiştir.

Banka iştiraki kavramının kapsamı, Yasa'nın bu maddesi içerisinde çok geniş tutulmuştur.

Buna göre, Fona devr-edilen bankanın yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran gerçek veya tüzel kişi ortaklarının, doğrudan veya dolaylı olarak yönetim ve denetiminde olan tüzel kişilerin Fona devredilebilecekleri öngörülmüş-tür.

Yasa'nın 13(2) maddesinin uygulanabilmesi için, Fona intikal eden bankanın yönetimi ve denetimini doğrudan ya da dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortakların, banka kaynaklarını, bankanın emin şekilde çalışmasını tehlikeye dü-şürecek biçimde, doğrudan veya dolaylı olarak kendi lehlerine kullandıkları ve bankayı zarara uğrattıklarının tespiti gerekmektedir. Böyle bir tespit yapılması halinde bankanın alacaklarının tahsili için iştirak konumundaki tüzel kişilerin Fona devri mümkü-ndür.

Yasa'nın 13(2) maddesine göre, temettü hariç, ortaklık hakları, yönetim ve denetimi Fona devredilen bir şirketin yönetimi tek başına Fona geçmiş olacak ve Fon bu görevi tek başına üstlenmiş olacaktır.

Bu neticeden hareket ettiğimiz zaman, madde hü-kmü gereği, temettü hariç, ortaklık hakları Fona devredilmiş olan şirketin pay sahiplerinin temettü dışındaki haklarının Fon tarafından kullanılacağı sonucuna ulaşmam kaçınılmazdır.

Öğretide Prof.Dr. Hayri Domaniç, hissedarların hak ve menfaatleri bakımın-dan, Fona devir uygulamalarının pratikte yarattığı güçlükler ve haksızlıklar nedeniyle uygulamaya bazı itirazları olduğunu belirtmekle birlikte, özellikle Davalı No.1 Bankanın Fona devri kararı dava konusu yapılmadığı için, bu hususun üzerinde durmam gerek-memektedir.

Genellikle Yasa'da sayılmayan hallerden birini gerekçe göstererek, Fona devir kararı alınması halinde yetki yönünden; usule uygun bir biçimde bir toplantı yapmadan ve gereken nisap sağlanmadan, Fona devir kararı alınması halinde ise, şekil yö-nünden hukuka aykırılık hali doğabilmektedir.

Bu tür kararların yargısal denetimi açısından, daha önce ifade ettiğim esaslar dahilinde, yasa koyucunun belirlediği sebeplerin gerçekten ortaya çıkıp çıkmadığı, tespit edilen hususun yasada belirlenen konuyl-a bağlantılı olup olmadığı ve yasa koyucunun yasa maddelerinde amaçladığı faydaya yönelik olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir.

Huzurumdaki davada, Davalı No.1 Bankanın Fona devredilmesi kararı konu edilmediğine göre, Davalı No.1 Bankanın mali büny-esinde zaafiyet olduğunun, taahhütlerin karşılamayacak hale geldiğinin ve faaliyetlerini devam ettirmesi halinde mevduat sahiplerinin haklarını ve mali sistemin güven ve istikrarını tehlikeye düşüreceğinin ve bu nedenle Fona devredildiğinin kabulü gerekme-ktedir.

Bu durum Fona, Yasa'nın 13(2) maddesindeki koşulların oluşması halinde, Davalı No.1 Bankanın iştiraklerini Fona devretme hakkını vermektedir.

Bu dava bakımından, esas olan, kararda Yasa'nın 13(2) maddesi gerekçe olarak gösterildiğine göre, bu m-addenin koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemektir.

Mevcut olgulara göre ortaya çıkan gerçek, Fona devredilen Davacı No.1 Şirketin hissedarlarından birisinin, intikal tarihinde, Davalı No.1 Bankanın olduğudur. Devir tarihinde Davalı No.1 Bankanın, D-avacı No.1 Şirkette hissedar olması, Davacı No.1 Şirketin, Davalı No.1 Bankanın iştiraki sayılması için yeterlidir. Bu anlamda hukuki hata yoktur.

Yine mevcut olgulara göre, Davalı No.1 Bankanın Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Kul, Davacı No.1'in diğer büy-ük hissedarı Davacı No.2 Akabey Trading Ltd. ve Davacı No.3 Gözde Kaba arasında kişisel olarak doğrudan ve dolaylı biçimde para trafiği ve hisse devri gerçekleştiği, bu sürede Fona devredilen Davalı No.1 Bankanın hisse yapısının ve yönetiminin doğrudan, ma-li yapısının ise dolaylı olarak etkilendiği ortadadır.

Bütün bu süreçte, Davacı No.1 Şirkette bulunan Davalı No.1 Bankaya ait hisselerin satışı ile ilgili işlemler yapıldığı ve Davalı No.1 Bankanın yönetiminde bu hususların davalaşma düzeyinde sorun yar-attığı emareler ile sabittir.

Mevcut koşullar altında, Fonun, Davalı No.1 Bankanın alacaklarının tahsili için Davacı No.1'in Fona intikalini sağlamakla, Yasa'nın amacına uygun davrandığı ve Davacı No.1 Şirket ve Davacı No.3 ile ilgili karar alırken saik- yönünden hatalı ve hukuka aykırı davranmadığı kanaatindeyim.

Davacılar No.2 ve 3, Yasa'nın 13(2) maddesindeki şartların oluşmadığını, Davalı No.1 Bankayı zarara uğratacak koşulların mevcut olmadığını, kişisel olarak kendi lehlerine faaliyette bulunmadık-larını ortaya koyacak şahadet sunmadılar.

Mevcut gerçekler ve emareler, Yasa'nın 13(2) maddesinin koşullarının oluştuğunu ve kararın sebep unsuru bakımından hukuka uygun olduğunu ortaya koyduğundan, Davacıların davasının reddi gerekmektedir.

SONUÇ:

T-üm yukarıdakiler ışığında Davalılar aleyhindeki dava ret ve iptal edilir.

Dava masrafları Davacı No.2 ve 3 tarafından ödenecektir.

Davacı No.1 aleyhine herhangi bir masraf emri verilmez.




Ahmet Kalkan
- Yargıç


13 Haziran, 2013












19









Full & Egal Universal Law Academy