Yüksek İdare Mahkemesi Numara 78/1996 Dava No 9/2001 Karar Tarihi 22.06.2001
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 78/1996 Dava No 9/2001 Karar Tarihi 22.06.2001
Numara: 78/1996
Dava No: 9/2001
Taraflar: Özer Boyacı ile Lefkoşa Türk Belediyesi
Konu: İnşaat izni..
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 22.06.2001

-D.9/2001 YİM 78/96
-Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.
Mahkeme Heyeti: Metin A. Hakkı, Nevvar Nolan, Seyit A. Bensen.
Müstedi: Özer Boyacı, Lefkoşa
- ile -
Müstedaaleyh: 1. Lefkoşa Türk Belediyesi veya n/d Le-fkoşa Türk
Belediye Başkanı, Başkan Yardımcısı, Belediye
Meclis Üyeleri ve Lefkoşa Şehri Türk
Hemşehrileri
2. Taşınmaz Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek
Kurulu vasıtasıyle KKTC,- Lefkoşa
3. Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürlüğü
veya Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı
vasıtasıyle KKTC, Lefkoşa

A r a s ı n d a.
Müstedi namına: Avukat Tahir Seroyd-aş
Müstedaaleyh 1 namına: Avukat Halil Dinç Onur
Müstedaaleyh 2 ve 3 namına: Savcı Süleyman Candar.


---------------


H Ü K Ü M


Metin A. Hakkı: Müstedi, 17.5.1996 tarihinde, Anayasanın 152. maddesine istinaden Yüksek İdare Mahkemesi olarak oturum yapa-n Yüksek Mahkemede Müstedaaleyhler aleyhine dosyaladığı yukarıda ünvan ve sayısı gösterilen dava ile Mahkemeden aynen aşağıdaki şekilde karar talep etti:

"A. Müstedinin, Lefkoşa'da, Arabahmet Mahallesinde,
Harita/Pafta: XXI.46.2.XII, Blok: D- ve Parsel
37 ve 39 üzerine inşaat yapmak için ve/veya
inşaat izni temini için Müstedaaleyh No.1'e
yapmış olduğu 247/95 sayı ve 14/11/1995 tarihli
inşaat izni müracaatına, Müstedaaleyh No.1
tarafından gönderile-n 9/4/1996 tarihli ve
23/76/15 sayılı yazı ile bildirilen,
Müstedaaleyh No.1'in red kararının ve/veya
Müstedinin projesine izin verilmeyeceğine
mütedair kararının ve/veya bu kararına
müteallik tüm işlemlerin- tamamen hükümsüz ve
etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç
doğuramayacağına dair bir Mahkeme kararı,

B. Müstedaaleyh No.1'in yukarıda (A) paragrafında
konu edilen kararına gerekçe ve/veya dayanak
teşkil eden ve -Müstedaaleyh No.2 ve/veya 3
tarafından 15.3.1996 tarihinde, 230 nolu
toplantıda alınıp, 18.3.96 tarihli resmi
gazetenin Ek III'ünde yayınlanan 96/10 sayılı
karar ve/veya kararların ve/veya bu husustaki
tüm işle-mlerin tamamen hükümsüz ve etkisiz
olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına
dair bir Mahkeme kararı".

Mezkûr davanın Müstedaaleyhlere tebliğini müteakip Müstedaaleyh 2 ve 3, 25.10.1996 tarihinde bir Müdafaa Takriri dosyalamış-lardır. Müstedaaleyh 1 ise, 27.11.1996 tarihinde bir Müdafaa Takriri dosyalamıştır. Müstedaaleyhler tarafından dosyalanan Müdafaa Takrirleri incelendiğinde bunların aynı paralelde olduğu ve özetle; mevzuat gereği Müstedinin projesinin Anıtlar Yüksek Kuru-lunun onayına tâbii olduğunu ve onların da mevzuat gereği takdir haklarını kullanarak projeyi onaylamadıklarını, Müstediye red cevabı verildiğini ancak bunun herhangi bir yasaya aykırılığı söz konusu olmadığı gibi, İdarenin de yetkilerini aşmış veya kötüye- kullanmış olmadığı öne sürülmekte ve Müstedinin davasının masraflarla reddolunması talep edilmektedir.

Davanın talimatı 17.1.1996 tarihinde gerçekleşmiş, duruşması ise, muhtelif nedenlerle müteaddit tehirlerden sonra ancak 24.1.2001 tarihinde ele al-ınmış duruşma o gün bitmiş ve dava karar için Mahkemece bilâmüddet ertelenmiş durumdadır. 24.1.2001 tarihinde dava duruşma olarak ele alındığında Müstedi hiç şahadet ibraz etmemiş, Müstedaaleyh taraf ise, Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü ve Anıtlar -Yüksek Kurulu Başkanı İlkay Feridun'u şahit olarak dinletmiş ve başka herhangi bir şahadet ibraz etmemiştir. Duruşma başlamadan taraflar dava ile ilgisi olan ve evraklardan oluşan 9 adet evrak veya belgeyi de karşılıklı muvafakat çerçevesinde Mahkemeye em-are olarak ibraz ederek hitabelerini yapmışlardır. Karşılıklı mutabakat çerçevesinde, tarafların Mahkemeye sunduğu evraklara bakarak ve keza hitabeleri esnasında tarafların Mahkemeye söylediklerinden bu davanın kökeninde yatan olguların ihtilâflı olmadığı-, ihtilâfın yasal noktalardan kaynaklandığı sabittir. Müstedi avukatı, Mahkemeye yaptığı hitabesi esnasında Müstedaaleyh 2 durumunda olan Anıtlar Yüksek Kurulunun, Müstedinin müracaatını münferit olarak alıp incelemeye ve onun üzerinde karar vermeye yetki-si olmadığını, Anıtlar Yüksek Kurulunun genel mahiyette genel prensipleri koymaya yetkili olduğunu, bu meselede kurulun bunu aştığı iddiası üzerinde durmuş, Müstedaaleyh 1 tarafı da Mahkemenin dikkatini Fasıl 96'nın 24. maddesine çekmiş ve Anıtlar Yüksek K-urulunun onayı olmadan Müstedinin izin müracaatını olumlu karşılamayacaklarını söylemiştir. Davanın kökeninde yatan ihtilâfsız olguların aşağıdaki şekilde özetlenmesi mümkündür:

Dava ile ilgili tarihlerde ve halen Müstedi Lefkoşa'da, Arabahmet Maha-llesinde, Pafta/Harita XXI.46.2.XII, Blok D Parsel 37 ve 39'un kâmilen kayıtlı mal sahibi idi. Sözü edilen 2 parsel de Lefkoşa'da olup Atatürk Meydanına bakmakta ve 35/75 sayılı Eski Eserler Yasasının 9 ve 10. maddeleri mucibince "taşınmaz eski eser" diye- listelenen, ve halen UBP'nin tasarrufunda olan bina ile Dr. Mehmet Ali Uluçamgil'in tasarrufunda bulunan sarı taştan binalar arasında kalan ancak tamamı ile sözü edilen 2 binaya değmeyen müstakil parsellerden oluşmaktadır. Burada "Eski Eser" diye zikrol-unan sarı taştan 2 bina, 10.4.1981 tarihli Resmi Gazetenin Ek IV'ünde 26.sayısında sayfa 34'de 19 ve 20. sırada gösterilen listelenmiş 2 binadır. Müstedi birbirine hemhudut parsel 37 ve 39'un kâmilen mal sahibi olmasına rağmen, sözü edilen parsellerin hem-en arka tarafında yer alan Müstedinin malına hemhudut 36 ve 38 sayılı 2 parsel daha vardır ki bunlar Müstedinin 37 ve 39 sayılı parsellerine hemhudut olmakla beraber, Müstedinin mülkiyetinde olmayıp bu davaya taraf olmayan bir başka şahsın veya şahısların -kâmilen mülkiyetindedir. Önümüzde Müstedaaleyh tanığının ibraz ettiği tekzip edilmeyen ve doğru olarak kabul ettiğimiz şahadetine göre, tüm 4 parsel üzerinde yani parsel 36,37,38 ve 39'un üzerinde oturan 1920 ile 1945 yılları arasında inşa edilmiş 4 dükkâ-n mevcuttur (4 dükkân müstakil girişleri ile), 4 dükkân da 'beşikçatı' diye isimlendirilen tek çatının altındadır. Dava konusu parsel 37 ve 39 ile dava konusu olmayan parsel 36 ve 38 üzerindeki mevcut dükkânlar 1981 yılında isdar edilen yukarıda teferruat-ı gösterilen eski eser listesine alınmamış ancak 16.8.1994 yılında 60/94 sayılı yeni ve halen yürürlükte olan Eski Eserler Yasası yürürlüğe girerken ve bu Yasanın 55. maddesi ile 35/75 sayılı Yasa ilga edilirken, yeni Yasanın 7. maddesi altında tanzim olun-an yeni listelere ancak 1999'da alınmış ve 3.7.1999 tarihli Resmi Gazete'de (Bak: Ek III, Sayı 81, sayfa 674 Sıra No.63) eski eser olarak listelenmiş durumdadır. Ancak bu davanın ikame tarihi olan 17/5/1996 tarihinde Müstedinin, dava konusu ve yukarıda te-ferruatı gösterilen gayrımenkulü, 60/94 sayılı Eski Eserler Yasasının 8. maddesi mucibince 1981 eski eser olarak listelenen ve yukarıda teferruatı verilen 2 sarı taştan binanın ortasında kalması hasebi ile, bu 2 eserin koruma alanı içine alınmış idi. Koru-ma alanı 60/94 sayılı Yasanın 4. maddesinde yer alan tefsire göre "'koruma alanı' bu Yasa amaçları bakımından bu Yasanın 8. maddesinde belirtildiği şekilde taşınmaz eski eserlerin etrafında belirlenen alanı anlatır" şeklinde tefsir edilmiştir.

Bu kar-arın hazırlanması esnasında yapılan çalışmada, Müstedinin dava konusu gayrımenkulü, dava tarihinde listelenmiş eski eser olmamasına rağmen dava tarihinde yürürlükte olan mevzuatta 1981'de listelenmiş eski eser olan (2 sarı taştan) binanın koruma alanı için-de olduğu sabit olmuştur. Bir başka deyişle, ilga edilmezden önce yürürlükte olan 35/75 sayılı Yasanın 10. maddesi altında yapılan ve 7/8/85 tarihinde 54 sayılı Resmi Gazete'de Ek 4 sayfa 277'de görülen kararname kapsamında eski eser koruma alanı içinde o-lmasına ilâveten, 60/94 sayılı Yasanın 8(2) maddesi kapsamındadır ve dolayısıyle eski eser koruma alanı içerisindedir. 60/94 sayılı Yasanın 8(1) maddesi, Müstedaaleyh 2 ve 3'e listelenmiş eski eserlerin koruma sınırlarını tespit etme hakkı tanımıştır, bun-un yapılmadığı hallerde ise (ki bu meselede bu yapılmamıştır, veya yapıldığına dair Mahkemeye şahadet ibraz edilmemiştir) 8(2) madde aynen şöyle bir hüküm içermektedir:

"8. (2) Yukarıdaki (1)'inci fıkranın genelliğini
etkilemeksizin koru-nma sınırının çizilerek
korunma alanının belirlenmediği durumlarda
taşınmaz eski eserin korunma alanı,
taşınmaz eski eserin bulunduğu arsa veya
arazinin dört yanındaki, duruma göre, yol
var-sa yol ötesindeki ilk parselin yayıldığı
alanı ve/veya duruma göre ilk parselin
koruma için yetersiz olması durumunda
diğer komşu parselleri de kapsar".

Bu durumda, Müstedinin dava konusu malının emare 8 olarak -önümüzde duran yer planına (site-plan) bakıldığında, sözü edilen gayrımenkulün eski eser koruma alanı içinde kaldığı sabittir.

Müstedinin gayrımenkulü eski eser koruma alanı içinde olduğuna göre Müstedaaleyh 2 Anıtlar Yüksek Kurulunun, Müstedinin pro-jesine onayı gerekir mi? Eğer gerekirse bunun dayanağı nedir? Müstedinin emare 1 İnşaat İzni Başvurusu incelendiğinde bunun zımnen mevcut dükkânlarını yıkma ve yerine bodrum, zemin kat ve üstüne 2 kat daha inşaat yapma için izin talep ettiği görülmektedi-r. Bu durumda Anıtlar Yüksek Kurulunun yetkisi nedir? Bu safhada bunun tezekkür edilmesi yerinde olacaktır. 60/94 sayılı Yasanın tefsir maddesi olan 4'üncü madde hükümlerine göre, inter alia, Müstedinin projesinin Müstedinin mevcut malına 'inşai ve fizik-i müdahale' oluşturacağı görülmektedir. 'İnşai ve fiziki müdahale' aynı madde'de;

"Bu Yasa amaçları bakımından İmar Yasasının
(55/89) 2. maddesinde belirtilen 'Gelişme'
tanımını ve ayrıca bakım, tesisat, kazı,
sondaj ve benzeri iş -ve işlemleri anlatır"

şeklinde tefsir edilmiştir. Yine Müstedinin projesinin 55/99 sayılı Yasanın tefsir maddesini oluşturan 2. maddesine göre 'Gelişme' teşkil ettiği görülmektedir, çünkü 'Gelişme' 55/89 sayılı Yasanın 16. madde hükümlerine göre;

- "... bir taşınmaz mal üzerinde .... yapı ve inşaat
...... veya üzerindeki binada yapılan herhangi bir
nitelik ve kullanım değişikliği, yıkım, gelişme
olarak kabul edilir" (underline supplied) denmektedir.

Bu durumda da 60/94 s-ayılı Yasanın 10(2) maddesi,

"...... inşai ve fiziki müdahalenin taşınmaz
eski eseri ilgilendirmesi veya bu faaliyetin
taşınmaz eski eserin belirlenen korunma alanı
içinde bulunması durumlarında, Anıtlar Yüksek
Kurulunun izni-nin alınması esastır".

hükmünü içermektedir.



Bunlardan da görülebileceği gibi Müstedaaleyh 2,
Anıtlar Yüksek Kurulunun, Müstedinin projesini onaylayıp onaylamayacağı Anıtlar Yüksek Kurulunun yetki alanı içinde olduğuna kuşku yoktur. Bu nedenle M-üstedinin, Anıtlar Yüksek Kurulunun yetkisine yönelik itirazının reddedilmesi gerekir. Anıtlar Yüksek Kurulu, Müstedinin sunduğu projeyi incelerken ve bu dava konusu emare 3 kararı alırken bu Mahkemenin müdahalesini gerektirecek herhangi bir hata yapmışmı-dır? Davayı karara bağlamak için şimdi de bunun tezekkür edilmesi gerekmektedir.

Dava ile iptali istenen Anıtlar Yüksek Kurulu kararı emare 3 olarak Mahkeme önünde durmaktadır ve aynen şöyledir:

"KARAR

Lefkoşa surlar içerisinde, Paft-a/Harita:
XXI.46.2.XII, Arabahmet Mahallesi, Blok: D,
Parsel:37,39'da Özer Boyacı tarafından
uygulanması düşünülen A.Y.K. 96/6 no'lu inşaat
projesi:

Projenin sunulduğu parsellerdeki mevcut
yapının, Atatürk M-eydanında bulunan listelenmiş
ve tescilli iki bina arasında yer aldığı;
ayrıca mevcut binanın 36,37,38,39 no'lu
parseller üzerinde inşa edildiği ve o devrin
mimarî ve tarihi özelliğini taşıdığı A.Y.K
Teknik Alt Komitesi tara-fından yerinde yapılan
inceleme ve değerlendirme sonucu saptanmıştır.

Bu gerçekler dikkate alınarak mevcut
binanın yıkılmadan projelendirilmesi ve geliş-
tirilmesi A.Y.K. tarafından uygun görülmüş ve
sunulan proje reddedi-lmiştir.

Mevcut binadaki dış cephe özellikleri
bozulmadan, kütle yıkılmadan ve mevcut
yapı ile çevredeki listelenmiş komşu
binalarla uyumlu (yükseklik, açıklık
oranları, malzeme özellikleri) bir
şekilde zemin kata bir kat daha ilâve
yapılabileceği,

Proje-nin, mülkiyeti ayrı olmakla birlikte
dört parsel (36,37,38,39) üzerinde tasarım
bütünselliği sağlanarak hazırlanması,

Hazırlanacak yeni projenin ilgili belediye
kanalı ile Anıtlar Yüksek Kurulunun onayına
sunulması Kurulca karara bağlanmıştır".


Yu-karıda alıntısı yapılan ve emare 3 olarak Mahkemenin önünde duran karar incelendiğinde, Anıtlar Yüksek Kurulunun yani Müstedaaleyh 2'nin, Müstedinin müracaatını en az 2 nedene dayanarak reddettiği veya onaylamadığı görülmektedir. Bunların birincisi, Müste-dinin malının Atatürk Meydanında bulunan listelenmiş ve tescilli 2 bina arasında yer aldığı
ve Müstedinin projesinin bunlara uyum sağlayamayacağından reddedildiği anlaşılmaktadır. Ne için sağlayamayacak? Bu suale cevap verecek hiçbir şeyi karar ihtiva etme-mektedir. Bilindiği gibi bir idari karar alınırken bunun nedenleri açıkca görülmelidir. İlgili kararın nedenlerinin görülmemesi veya neden ihtiva etmemesi başlı başına ilgili kararın iptal nedeni olabilir. (Misal olarak bak YİM 193/98, D. 14/90). Proje- gerçekleşirken, meselâ yine sarı taştan yapılması veya dış duvarlarının sarıtaşla kaplanması ve yüksekliği de çevre ile uyum sağlaması halinde yine de uyum sağlayamazmıydı? Karar alınırken bu hususun tezekkür edildiği görülmemektedir. Karar bu konuda hiç-bir şey içermemektedir. Dolayısıyle bu açıdan sakat olduğu söylenebilir.

Projenin 2. red nedeninin ise, Müstedinin dava konusu malının mevcut şekli ile yapıldığı devrin mimari ve tarihi özelliklerini taşıdığı, bu nedenle yıkılmasının uygun görülmedi-ği ve projenin bu nedene istinaden de reddedildiği anlaşılmaktadır. Red nedenini oluşturan bu 2. hususun yasal dayanaktan yoksun olduğu ortadadır, çünkü dava tarihinde sözü edilen dava konusu gayrımenkul henüz eski eser olarak listelenmiş değildi. Bir ba-şka deyişle, Anıtlar Yüksek Kurulu ilgili kararı alırken, göz önünde bulundurmaması gereken bir hususu göz önünde bulundurmuştur. Bu bir hatadır. Gerek kararı almaya yetkili makam, gerek Mahkemeler, önündeki bir meseleyi karara bağlarken karar tarihinde -yürürlükte bulunan mevzuatı o meseleye uygulamakla yükümlüdür. (Bak: A.M. 20,21,22,23,24,25,27/81 (D.22/81), A.M. 4/82, (D.4/82), A.M. 1/88, D.11/88)) Karar alındıktan sonra geçirilmiş mevzuat o meseleye şamil olsa dahi o meseleye uygulanamaz, ancak daha -sonraki benzeri meselelere uygulanabilir.

Bu davayı karara bağlarken zihinde tutulması gereken bir başka husus da bir yandan kamu menfaatı ile diğer yandan şahıs olarak Yasaların vatandaşa verdiği hakların ne derece kamu yararına çiğnenebileceğidir. - Kamu menfaatına şahıs olarak vatandaşın haklarını kısıtlayan Yasalar sıkı tefsire tâbii tutulmalıdır. Tefsir prensiplerini öngören yerleşmiş içtihat ve müelliflerin görüşleri bu doğrultudadır. Meselâ, Maxwell on the Interpretation of Statutes, 1969 bask-ı, 12th edition, sayfa 251'de 'Statutes encroaching on Rights or Imposing Burdens' başlığı altında aynen şöyle demektedir:

"Enroachment on rights

Statutes which encroach on the rights of the
subject, whether as regards person or p-roperty,
are subject to a strict construction in the
same way as penal Acts. It is a recognised
rule that they should be interpreted, if
possible, so as to respect such rights, and
if there is any ambiguity the constructio-n
which is in favour of the freedom of the
individual should be adopted. One aspect
of this approach to legislation is the
presumption that a statute does not
- retrospectively abrogate vested rights,
another is the presumption that proprietary
rights are nor taken away without provision
being made for compensation".

Dava konusu karar dikkatlice incelendiğinde, Müstedinin projesi redded-ilip bazı şartlara tâbii olarak 2. bir proje hazırlatıp Anıtlar Yüksek Kuruluna tekrar gönderilebileceği kararda öngörülürken, projenin sadece Müstedinin malı için değil, ona hemhudut Müstedinin mülkiyetinde olmayan ve tamamı ile bir başka şahsa veya şahı-slara ait olan parsel 36 ile 38'i de içermesi ve sunulacak projenin bu parselleri de içermesi öngörülmüştür. Kamu menfaatı açısından ve estetik görüntüyü korumak amacı ile muhakkak ki bu yerinde bir tutumdur, ancak kamu menfaati, kişinin Yasa gereği özel -hakları ile mümkün mertebe bağdaştırılmalıdır ve kamu yararı için kişinin özel hakları bunu spesifik olarak öngören Yasa maddesi olmadıkça ve kişiye tazminat ödenmedikçe çiğnenmemelidir. Bunun aksini düşünüp uygulamak, başka Yasalar; meselâ Tapu ile ilgil-i Yasalar ve hatta Anayasa gereği kişinin özel haklarına da tecavüz teşkil edebilir. Bu açıdan da dava incelendiğinde, Müstedi sadece Yasa gereği kendi malından sorumlu olduğu ve kendi malına özel hukuk sahasındaki Yasalar mucibince hükmedilebileceği gerç-eği karşısında, kendine ait olmayan komşu parsellerden de Müstediyi sorumlu tutmak veya Müstediye bu parseller ile ilgili yükümlülükler yüklemek yanlıştır ve böyle bir görüş hukukî mesnetten yoksundur.

Yukarıdakiler muvacehesinde Müstedinin davasınd-a haklı olduğu ve talep ettiği emirlerin kendine verilmesi gerektiği görüşündeyim.

Nevvar Nolan: Sayın Yargıç Metin A. Hakkı'nın az önce okuduğu karara katılırım.-

Seyit A. Bensen -: Müstedi, Lefkoşa'da Arabahmet Mahallesinde Pafta/Harita : XXI.46.2.XII, Blok : D referanslı, 37 ve 39 numaralı parsellerin kayıtlı mal sahibidir.

Müstedi 37 ve 39 numaralı parseller üzerinde mevcut binayı yıkıp, yeni 3 katlı ve bodrumu olan bir inşaat -yapmak için proje hazırlatarak 14.11.1995 tarihinde inşaat ruhsatı için Müstedaaleyh No.1 Lefkoşa Türk Belediyesine müracaat etti. Lefkoşa Türk Belediyesi, Müstediye ait inşaat dosyası hakkında Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürlüğüne bir yazı yazarak g-örüşüne başvurmuştur. Taşınmaz Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu, 15.3.1996 tarihinde Müstedinin Lefkoşa Türk Belediyesine yapmış olduğu müracaatı görüşmüş ve almış olduğu 96/10 sayılı kararla mevcut binanın yıkılmadan projelendirilmesi ve geliştirilme-sini uygun görmüş ve sunulan projeyi red etmiştir. Bu karar Resmi Gazete Ek III. sayı 35 ve 18.3.1996 tarihinde yayımlanmıştır. Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürlüğü, 25.3.1996 tarihli bir yazı ile konuyu Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanlığına aktarmıştı-r. Müstedaaleyh No.1 Lefkoşa Türk Belediyesi, Müstediye 9.4.1996 tarih ve 23/76/15 sayılı bir yazı ile Müstedinin projesinin incelendiğini, Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürlüğünden gelen cevaba göre projeye izin verilemeyeceğini bildirdi. Mahkemeye em-are 9 olarak ibraz edilen yazının içeriği aynen şöyledir:

"LEFKOŞA
TÜRK BELEDİYESİ

Sayı: 23/76/15 9 Nisan 1996

Sayın Özer Boyacı
Tekin Yurdabak Cad.
Lefkoşa.

İlgi: 14.11.1995 tarih ve 247/95 sayılı inşaat i-zin
dilekçeniz.

Yukarıda ilgisi verilen H/P XXI.46.2.XII, Arabahmet Mah.Blok D, Parsel 37 ve 39 içerisine sunmuş olduğunuz projeniz incelenmiş olup, Eski Eserler ve Müzeler Dairesi



Müdürlüğünden gelen cevaba göre projeni-ze izin verilemeyeceğini tarafınıza bildirir, saygılar sunarım.

Gülşen Özen
Bayındırlık-İmar İşleri
Sorumlusu.

Ek: Konuyla ilgili Eski Eserler ve- Müzeler Dairesi
Müdürlüğü'nden alınan cevabi yazı.

AE/ZSG."

Lefkoşa Türk Belediyesinin yukarıdaki yazısına konu red kararına dayanak teşkil eden ve 18.3.1996 tarihinde Resmi Gazete'de de yayımlanan emare 3 Taşınmaz Eski Eserler ve Anıtlar Yükse-k Kurulu kararı şöyledir:

"K.K.T.C.
TAŞINMAZ ESKİ ESERLER VE ANITLAR YÜKSEK KURULU

K A R A R F O R M U

TOPLANTI TARİHİ :15.3.1996 MÜRACAAT TARİHİ:26.1.1996
TOPLANTI NO : 230 MÜRACAAT NO : 3/96 TOPLAN-TI YERİ : Eski Eserler ve Müzeler
Dairesi Müdürlüğü
KARAR NO : 96/10



KARAR :

- Lefkoşa surlar içerisinde, Pafta/Harita: XXI.46.2.XII, Arabahmet Mahallesi, Blok:D, Parsel:37,39'da Özer Boyacı tarafından uygulanması düşünül-en A.Y.K.96/6 nolu inşaat projesi:

-Projenin sunulduğu parsellerdeki mevcut yapının, Atatürk Meydanı'nda bulunan listelenmiş ve tescilli iki bina arasında yer aldığı; ayrıca mevcut binanın 36,37,38,39 nolu parseller üzerinde inşaa edildiği ve o devrin mimari ve tarihi özelliğini taşıdığı A.-Y.K. Teknik Alt Komitesi tarafından yerinde yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu saptanmıştır.
-
Bu gerçekler dikkate alınarak mevcut binanın yıkılmadan projelendirilmesi ve geliştirilmesi A.Y.K. tarafından uygun görülmüş ve sunulan proje reddedilmiştir.

Mevcut binadaki dış cephe özellikleri bozulmadan, kütle yıkılmadan ve mevcut yapı ile çevredek-i listelenmiş komşu binalarla uyumlu (yükseklik, açıklık oranları, malzeme özellikleri) bir şekilde zemin kata bir kat daha ilâve yapılabileceği,
Projenin, mülkiyeti ayrı olmakla birlikte dört parsel (36,37,38,39) üzerinde tasarım bütünselliği sağlanarak -hazırlanması,
Hazırlanacak yeni projenin ilgili belediye kanalı ile Anıtlar Yüksek Kurulu'nun onayına sunulması
Kurulca karara bağlanmıştır. "

Müstedaaleyh No.1 Lefkoşa Türk Belediyesinin 9.4.1996 tarihli emare 9 yazısını alan Müstedi, Yüksek İdare Mahk-emesine başvurarak Müstedaaleyh No.1'in 9.4.1996 tarih ve 23/76/15 sayılı yazısı ile bildirilen ve
Müstedinin projesine izin verilmeyeceğine ilişkin karar ile,
Müstedaaleyh No.1'in kararına gerekçe ve/veya dayanak teşkil eden ve Müstedaaleyh No.2 ve/veya- 3 tarafından 15.3.1996 tarihinde 230 nolu toplantıda alınıp 18.3.1996 tarihli Resmi Gazetenin Ek III'ünde yayımlanan 96/10 sayılı karar ve/veya kararların ve/veya bu husustaki tüm işlemlerin tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğur-amayacağına ilişkin karar verilmesi isteminde bulundu.

Müstedi, sair şeyler yanında, Müstedaaleyh No.2'nin almış olduğu kararın herhangi bir yasal dayanağı olmadığı gibi, tamamıyle keyfi ve yeterli araştırma yapılmadan ve gerçekler göz ardı edilerek alın-mış bir karar olduğunu, Müstedaaleyh No.1'in Eski Eserler Yasası tahtında inşaat ruhsatı vermeyi reddetme yetkisi olmadığını, Müstedinin projesi her bakımından yasalara ve Fasıl 96, Yollar ve Binalar Düzenleme Yasasına uygun olduğunu ve talep edilen inşaat- ruhsatının Müstedaaleyh No.1 tarafından verilmesi gerektiğini iddia etti.

Müstedaaleyh No.2 ve 3 itirazname dosyalayarak, sair şeyler yanında, 60/94 sayılı Eski Eserler Yasasının 9(4)(B) maddesi gereğince herhangi bir planın ve/veya emirnamenin olmadığı- durumlarda taşınmaz eski eserler ve/veya bulunduğu alanlara yönelik inşai ve fiziki müdahalelerin ilke, kural ve koşullarını belirleme ve bu koşullarda karar alma yetkisinin Anıtlar Yüksek Kuruluna ait olduğunu ve bu konularda Müdürlük izni ve/veya Yollar- ve Binalar Düzenleme Yasası kuralları uyarınca verilecek iznin, Anıtlar Yüksek Kurulu kararlarına dayandırıldığını, yine 60/94 sayılı Yasanın 10(2) maddesi uyarınca inşai ve fiziki müdahalenin taşınmaz eski eserin belirlenen korunma alanı içinde bulunması- durumlarında, Anıtlar Yüksek Kurulunun izninin alınması gerektiğini, başvuru konusu karar Resmi Gazete de yayınlanmış olup, herhangi bir yasaya aykırılığı olmadığını, bu nedenle idarenin yetkilerini aşmadığını ve/veya kötüye kullanmadığını savundular.

M-üstedaaleyh No.1'de, Müstedaaleyh No.2 ve No.3'ün itirazına paralel bir itiraz dosyalamıştır.

Müstedi Mahkemede şahadet vermemiş ve başvurusunu sadece sunulan emarelere dayandırmıştır.

Müstedaaleyhler tarafından ise bir şahit çağrılmıştır. Müstedaaleyh-ler adına şahadet veren Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü ve ayni zamanda Anıtlar Yüksek Kurulu Başkanı İlkay Feridun şahadetinde, başvuru ile ilgili tarihlerde Eski Eserler ve Müzeler Dairesi rövele ve restorasyon Şube Amiri ve ayni zamanda Anıtlar Y-üksek Kurulu üyesi olduğunu, 55/89 sayılı İmar Yasasına göre Lefkoşa Surlar içinin koruma alanı olarak ilân edildiğini, yine 60/94 sayılı Eski Eserler Yasasının 10(2), ve 9(4)(B) maddesine göre de Müstedinin projesinin korunma alanı içinde yer aldığını, Mü-stedinin Belediye'ye yaptığı müracaat projesi, hem koruma hem de korunma alanı içinde olduğu için, Eski Eserler ve Müzeler Dairesine bir yazı ile iletildiğini, projenin yıkım ve yeni 3 katlı ve bodrumu olan bir inşaat olduğunu, bu projenin parsel 37 ve 39 -üzerine yapılmak istendiğini, İmar Yasasına göre bu parsellerle ilgili yayımlanmış herhangi bir emirname veya planın mevcut olmadığını, kendisinin de üyesi olduğu Anıtlar Yüksek Kurulu teknik heyeti tarafından yerinde yapılan inceleme ve değerlendirme sonu-cunda başvuru konusu binanın, Lefkoşa Surlar içerisinde, Atatürk Meydanında bulunan ve 1981 yılında taşınmaz eski eser olarak listelenmiş 2 binanın arasında yer aldığını, ayrıca başvuru konusu binanın kendisi İngiliz dönemi mimarisi ve tarihi bir bina oldu-ğunun tesbit edildiğini, başvuru konusu binanın parsel 36,37,38 ve 39 üzerine kamu binası olarak tek bina olarak inşa edildiğini ve tüm binanın ayni beşik çatıyı taşıdığını, emare 3 kararı aldıktan sonra kararın Resmi Gazete'de yayımlandığını, Resmi Gazete-'de yayımlandıktan sonra kararın Belediye'ye bildirildiğini, binanın yıkılıp yeniden yapılmasına karşı olmakla birlikte, bodrum yapımına karşı olmadıklarını ve mevcut zemin kat üzerine bir kat daha ilâve yapılmasına izin verebileceklerini belirtmiştir.

O-lgular hususunda taraflar arasında herhangi bir ihtilaf mevcut değildir.

Bu başvuruda esas itibarı ile üzerinde durulacak 2 konu mevcuttur. 1. konu başvuru konusu kararın dayandırıldığı yasa maddeleri böyle bir kararın alınmasına yetki verip vermediği, b-ir başka anlatımla alınan kararın yasal dayanaktan yoksun olup olmadığı; 2. konu ise karar alınırken gerekli ve yeterli araştırma yapılıp yapılmadığıdır.

İlk önce başvuru konusu kararın yasal dayanaktan yoksun olup olmadığını inceleyelim. Müstedaaleyhler- konu kararın 60/1994 sayılı Eski Eserler Yasasının 10(2) maddesine dayandırıldığını iddia ettiler. Bu madde aynen şöyledir.

"(2) İmar Yasası uyarınca hazırlanmış herhangi
bir plan ve/veya yayımlanmış bir emirname olup
olmadığına bakıl-maksızın, inşai ve fiziki
müdahalenin taşınmaz eski eseri ilgilendirmesi
veya bu faaliyetin taşınmaz eski eserin
belirlenen korunma alanı içinde bulunması
durumlarında, Anıtlar Yüksek Kurulunun izninin
alınması esastır."

Yuk-arıda alıntısı yapılan maddenin içeriğinden görüleceği gibi, inşai ve fiziki faaliyetin taşınmaz eski eserin belirlenen korunma alanı içinde bulunması durumlarında, Anıtlar Yüksek Kurulunun izninin alınması gerekir. Bu durumda başvuru konusu parsellerin ta-şınmaz eski eserin belirlenen korunma alanı içinde olup olmadığını tesbit etmek gerekir.

35/1975 sayılı Eski Eserler Yasasının 9 ve 10. maddeleri uyarınca Lefkoşa Surlar içerisinde, Arabahmet mahallesi, Blok D, parsel 34,,35,40,42,43,113,120,121 ve 123 -üzerinde kâin binalar "taşınmaz eski eser" diye listelenmiş olup, bu parseller 10.4.1981 tarihli Resmi Gazete'nin Ek IV, sayı 26, sayfa 34'de 19 ve 20. sırada listelenmiş olarak gösterilmiştir.

60/1994 sayılı Eski Eserler Yasasının 8(1) maddesi listelen-miş eski eserlerin çevresinde yapılacak inşaatların, eski eserlerin görünümünü etkilemeyecek ve/veya doku bütünlüğüne olanak sağlayacak yeterli uzaklıkta bir alanın etrafına, Anıtlar Yüksek Kurulunun onayı ile Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürlüğü tara-fından korunma sınırı çizilerek, bu sınır içinde kalan alanı Korunma Alanı olarak belirleme yetkisi vermektedir. Yine ayni Yasanın 8(2) maddesine göre korunma sınırının çizilerek korunma alanının belirlenmediği durumlarda, bu meselede olduğu gibi, korunma -alanı şöyle belirlenmektedir.

"8(2) Yukarıdaki (1). fıkranın genelliğini etkilemek-
sizin korunma sınırının çizilerek korunma
alanının belirlenmediği durumlarda taşınmaz
eski eserin korunma alanı, taşınmaz eski eserin
bulunduğu ar-sa veya arazinin dört yanındaki,
duruma göre, yol varsa yol ötesindeki ilk
parselin yayıldığı alanı ve/veya duruma göre
ilk parselin koruma için yetersiz olması
durumunda diğer komşu parselleri de kapsar."


Bu durumda Müstedinin 3-7 ve 39. nolu parseller üzerinde bulunan taşınmaz malı, emare 8 yer planına göre, 1981 yılında taşınmaz eski eser olarak listelenmiş ve tescilli iki binanın korunma alanı içinde yer aldığı görülmektedir.

"İnşai ve fiziki müdahale" deyimi 53/89 sayılı İm-ar
Yasasının 16. maddesine göre, bir taşınmaz mal
üzerinde veya altında veya içinde yer alan yapı ve inşaat, ve her türlü binanın yıkımı gelişme olarak
kabul edilir. Bu tanıma göre mevcut binanın yıkımı "inşai ve fiziki müdahaledir."


Yasanın 10(2) mad-desinde geçen "inşai ve fiziki müdahale" deyimi yine ayni Yasanın 4. maddesine göre:

"Bu yasa amaçları bakımından İmar yasasının 2.
maddesinde belirtilen "Gelişme" tanımını ve
ayrıca bakım, tesisat, kazı, sondaj ve benzeri
iş ve işlemleri anlatır."

-55/1989 sayılı İmar Yasasının 2. maddesi "Gelişme"yi şöyle tefsir etmektedir:

"Gelişme, bu Yasanın 16. maddesinde belirtilen her
türlü faaliyeti anlatır."

Yasanın 16. maddesine göre de "Gelişme"şöyle tarif edilmektedir:

"16(1) Başka bir Yasadak-i herhangi bir diğer kurala
bakılmaksızın, bu Yasaya göre bir taşınmaz mal üzerinde veya altında veya içinde yer alan
yapı ve inşaat, mühendislik, madencilik, tarım faaliyetleri veya üzerindeki binada yapılan herhangi bir nitelik ve kullanım değişikliği,- yıkım, gelişme olarak kabul edilir.
(2) Yukarıdaki (1). fıkra amaçları bakımından,
- (E) .....................
(F) Her türlü binanın yıkımı;
(G) ................
gelişme olarak kabul edilir."

Yukarıda belirtildiği gibi Müstedinin taşınmaz ma-lı, Lefkoşa surlar içerisinde, Atatürk Meydanında bulunan ve 1981 yılında taşınmaz eski eser olarak listelenmiş ve tescilli iki bina arasında yer aldığı ve Müstedi tarafından yapılmak istenen inşai ve fiziki faaliyetin taşınmaz eski eserlerin belirlenen ko-runma alanı içinde yer aldığı sabit olmuştur.

60/94 sayılı Yasanın 10(2) maddesine göre inşai ve fiziki faaliyetin taşınmaz eski eserin belirlenen korunma alanı içinde bulunması durumlarında, Anıtlar Yüksek Kurulunun izninin alınması gerekir.

Yine ay-ni Yasanın 10(3) maddesine göre Fasıl 96, Yollar ve Binalar Düzenleme Yasası kuralları uyarınca inşaat izni için Belediye'ye yapılan başvurular, Anıtlar Yüksek Kurulu kararı esas alınarak sonuçlandırılır. Yasanın 10(3) maddesi şöyledir:

"10.(3) İmar Yas-ası ve/veya Yollar ve Binalar Düzenleme
Yasası kuralları uyarınca planlama onayı ve/veya
inşaat izni için Planlama Makamı ve/veya Belediye
veya Kaymakamlıklara yapılan başvurular, Anıtlar
Yüksek Kurulu kararı esas -alınarak sonuçlandırılır."
Yukarıda belirtilenlerden anlaşılacağı gibi inşai ve fiziki müdahalenin veya bu faaliyetin taşınmaz eski eserin belirlenen korunma alanı içinde bulunması durumlarında, Anıtlar Yüksek Kurulunun izninin alınması esastır. Ve bu kon-ularda Yollar ve Binalar Düzenleme Yasası kuralları uyarınca Belediyece verilecek izin, Anıtlar Yüksek Kurulu kararı esas alınarak kararlaştırılır. Bu durumda Anıtlar Yüksek Kurulunun inşaat izni vermeme kararı ve bu karara dayanak teşkil eden Lefkoşa Türk- Belediyesinin inşaat izni vermeme kararının yetki dışı bir karar olduğu söylenemez. Bu nedenle Müstedinin Müstedaaleyhlerin yetkisine yönelik itirazın reddolunması gerekir.

Şimdi de başvuru konusu karar alınırken gerekli ve yeterli araştırma yapılıp yap-ılmadığını incelemek gerekir. Konuyu incelediğimizde Anıtlar Yüksek Kurulunun belirli bir araştırma yaptığı verilen şahadetten gözükmektedir. Anıtlar Yüksek Kurulu, Teknik Alt Komitesinin başvuru konusu kararın alındığı tarihten önce konu yeri ziyaret etti-kleri ve projenin sunulduğu parsellerdeki mevcut yapının Lefkoşa'da surlar içerisinde, Atatürk meydanında bulunan 1981 yılında taşınmaz eski eser olarak listelenmiş ve tescilli iki bina arasında yer aldığı, ayrıca mevcut binanın 36,37,38 ve 39 nolu parsell-er üzerinde kamu binası olarak inşa edildiği ve İngiliz dönemi mimari ve tarihi özelliğini taşıdığı yapılan araştırma ve değerlendirme neticesinde saptandığı görülmektedir. Bu durumda Anıtlar Yüksek Kurulunun konu kararı almazdan önce gerekli ve yeterli ar-aştırma yapmadığı söylenemez.

Mahkemenin Anıtlar Yüksek Kurulunun takdir yetkisini kullanarak almış olduğu herhangi bir kararın hükümsüz veya etkisiz olduğuna karar verilebilmesi için ilgili kurulun ilgili kararı almasında ya yasal yetki olmaması veya ya-sal yetkisini kullanırken yetkisini aşmış olması veya yetkisini kötüye kullanmış olması gerekir. Kurulun yasal yetkisini aştığı veya kötüye kullandığı hususunda Mahkemeyi tatmin etmek yükümlülüğü Müstediye düşer. Müstedi, kurulun yetkisini aştığı veya kötü-ye kullandığı hususunda beni tatmin etmiş değildir.

Sonuç olarak, yukarıda belirtilenler ışığında, başvurunun reddedilmesi gerektiği görüşündeyim. -
-
-Metin A. Hakkı: Netice olarak Sayın Seyit A. Bensen'in karşı oyu ve oyçokluğu ile Müstedaaleyh No.2'nin 15.3.1996 tarihinde 230 nolu toplantıda aldığı ve 18.3.1996 tarihinde Resmi Gazetenin Ek III'ünde yayınlanan 96/10 sayılı kararının keza Müstedaaleyh N-o.1'in 27/76/15 sayılı yazı ile Müstediye bildirilen 9.4.1996 tarihli kararının tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacaklarına dair karar verilir.

- Masraflarla ilgili herhangi bir emir vermemeyi uygun gördük.
-



Metin A. Hakkı Nevvar Nolan Seyit A. Bensen
Yargıç Yargıç Yargıç


22 Haziran 2001
-






-
-


2



-


Full & Egal Universal Law Academy