Yüksek İdare Mahkemesi Numara 74/2009 Dava No 3/2011 Karar Tarihi 25.03.2011
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 74/2009 Dava No 3/2011 Karar Tarihi 25.03.2011
Numara: 74/2009
Dava No: 3/2011
Taraflar: Aygen Enin ile Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu ve diğerleri arasında
Konu: İşe son verme - İşe son verme kararının hükümsüz olduğuna dair emir talebi - İdari karar - İdari kararların gerekçeli olması gereği
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 25.03.2011

-D.3/11 YİM:74/09

Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152.Maddesi Hakkında.

Mahkeme Heyeti: Necmettin Bostancı,Talât D.Refiker, Narin F.Şefik.

Davacı:Aygen Enin, Kemaneci Mehmet Ali Tatlıyay Sok.N-o.12
Göçmenköy, Lefkoşa
-ile-
Davalı:1.Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu vasıtasıyla
K.K.T.C., Lefkoşa
2.Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu Yönetim Kurulu
vasıtasıyla K.K.T.C., Lefkoşa
3.Tarım Bakanlığı vasıtasıyla K.K-.T.C.,Lefkoşa

A r a s ı n d a.

Davacı namına:Avukat Şefik Aşçıoğluları
Davalı 1 ve 2 namına:Av.Oktay Feridun ve Ortakları adına
Avukat Hale Ahmet Raşid
Davalı 3 namına:Savcı İlter Koyuncuoğlu.

------------

K A R A R

Necmettin Bostancı: Bu başvurunun -kararını Sn.Yargıç Talât D.Refiker okuyacaktır.

Talât D.Refiker:1/1977 Sayılı Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu Yasası tahtında 1.9.1994 yılında Maliye Muhasebe Bölümü III'ncü Derece Tahsildarlık Hizmetleri sınıfından memur olarak Kıbrıs Türk Süt Endüstri-si Kurumunda göreve başlayıp da 1.12.1994 tarihinde asâleti onaylanan ve 3.9.2001 tarihinde de muhasebe bölümü sorumlusu mevkiine getirilen, 5.7.2007 tarihinde ise Üst Kademe Yöneticisi Sayılmayan Diğer Yöneticiler sınıfından Genel Müdür Muavini görevine a-tanan Davacının 30.6.2009 tarihinde Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu Yönetim Kurulunun 29.6.2009 tarihli toplantısında aldığı 33 no'lu kararı ile işine son verilmesi üzerine Davalılar aleyhine ikâme ettiği bu davada hiçbir gerekçe içermeyen bu kararın yas-al olmadığını, işine son verilmesi olgusunun ise adı konmamış bir ceza olduğunu, ancak kendisi aleyhine başlatılan bir disiplin soruşturması veya herhangi bir soruşturmanın gerek ilgili tarihde ve gerekse daha sonraki süreçte hiçbir zaman söz konusu olmad-ığını iddia ederek
mezkûr kararın geçersiz ve hükümsüz olduğuna karar verilmesi isteminde bulunmuştur.

Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu ve Tarım Bakanlığı tarafından ayrı ayrı dosyalanan müdafaa takrirlerinde ileri sürülen iddialar ise Davalıların keyfi -hareket etmedikleri ve dava konusu kararın yasal ve haklı olduğu yönündedir.

Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu Yönetim Kurulunun Davacının işine son verilmesine ilişkin olan 33 no'lu kararı ise aynen şöyledir:
" K.T.SÜT ENDÜSTRİ-Sİ KURUMU
YÖNETİM KURULU TOPLANTI KARARLARI

Toplantı No:7/2009Lefkoşa, 29.6.2009

Hazır Bulunanlar:
Sn.Nazım ErgeneBaşkan..........................
Sn.Mustafa AkçabaBaşkan Yrd......................
Sn.Hüseyin AtabenÜye..........................-...
Sn.Koralp ŞerifoğluÜye.............................
Sn.Ümit ÜnsalÜye.............................
Sn.Candan AvundukÜye.............................
Sn.Mustafa Naimoğluları Üye............................

Sn.Erol SoykaraGenel Müdür.
Sn.Özden Yan-arRaportör.

KARAR .........................................................
.........................................................
.........................................................

KARAR .................................................-........
.........................................................
.........................................................

KARAR .........................................................
.........................................................

KARA-R Yönetim Kurulu, Genel Müdürün önerisi ile Sn.Aygen Enin'in
29.6.2009 tarihinden itibaren işine son verilmesine karar
vermiştir.

KARAR .........................................................
...........................................-..............
.........................................................

KARAR .........................................................
.........................................................
.........................................................-"


Görüleceği üzere yukarıda alıntısı yapılan kararda Davacının işine niçin son verildiği belirtilmemekte ve bu bağlamda karar-ın gerekçesiz olduğu görülmektedir.

Yönetsel yargı, yönetsel işlemin nedenini, hukuka uygun olup olmadığını denetler. (Gör:D.29/96; YİM 164/94), Yönetim hukukunda neden, yönetsel işlemlerden önce gelen, yönetimi böyle bir işlem yapmaya yönelten etkenlerd-en oluşur. (Gör:D.29/96; Yim 164/94), Yönetsel bir organın kararı gerekçeli olmalı ve bu gerekçeler kararda belirtilmelidir. (Gör:D.37/92; YİM 228/90), Yönetsel kararların gerekçelerinin açık olması, yargı denetimini kolaylaştıracak şekilde hangi olgulara -dayandığının belirtilmesi ve kararı alan organın düşünce tarzı ile esasa ilişkin olgulara olan yaklaşımının da kararda gözükmesi gerekir. (Gör:D.5/92; YİM 98/90), Yargı denetiminin yapılabilmesi için yönetsel kararlar gerekçeleri içermeli ve gerekçeler tut-anaklarda ve ibraz edilen belgelerde görülmelidir. Kararın gerekçe içermemesi, gerekçesinin tutanaklardan veya belgelerden görülmemesi, kararın yönetsel yargı tarafından iptal edilmesine neden olmaktadır. (Gör:D.3/94, YİM 274-283/91), Yönetsel işlemin ned-eni, işlemin bir tür gerekçesidir. (Gör:D.22/96; YİM 164/94).

Önümüzdeki meselede Davacının işine son verilmesine ilişkin olan mezkûr kararın hiçbir gerekçe içermediği ve Emare olarak ibraz edilen belgelerde de bir gerekçenin yer almadığı görülmektedir. -Bu bakımdan yukarıda atıfta bulunduğumuz Yüksek İdare Mahkemesi kararlarında vaz edilen prensibler ışığında Davacının talebi doğrultusunda karar verilmesi gerekmektedir. Bu sonuca vardıktan sonra konunun önemine binaen şu hususlara da temas etmeyi gerekl-i görmekteyiz:

1/1977 sayılı Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Yasasının "Kurum Personelinin Atanması ve Personel Politikası" kenar başlıklarını taşıyan 20 ve 21'nci maddeleri aynen şöyledir:

"Kurum20.Genel Müdürün iş, tanımı, görev, yetki ve
personelin-in sorumlulukları belirten önerisi üzerine Kurum
atanması Yönetim Kurulu Kararı ve Bakanlığın onayı
alınarak gerekli personel Genel Müdür tarafından
atanır.

Personel21.Bu Yasanın 19'uncu ve 20'nci maddeleri uyarınca
Politikası - atanan personelin hizmet koşulları, devletin
genel personel politikasına uygun olur."


Yukarıda yer alan 21'nci maddede zikredilen devletin genel personel politikasının ne olduğunu KKTC Anayasasının özellikle
47,48,49 ve 121'nci ve 7/1979 say-ılı Kamu Görevlileri Yasasının 17,55,89,98,99,100 ve 101'nci maddelerinde görmek mümkündür.

1/1977 sayılı Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu Yasasının 21'nci maddesi bağlamında gözönünde bulundurulması gereken mezkûr maddeler arasında yeralan 89'ncu madde-ye göre kamu görevlilerinin kamu görevleri;
1)Kamu görevinden kendi istekleri ile çekilmeleri halinde,
2)Bu yasa uyarınca Kamu Hizmeti Komisyonunca kamu
görevinden çıkarılmaları halinde,
3)Emeklilik Yasası uyarınca emekliye ayrılmaları ve
4)Ö-lmeleri halinde
sona erer. Yasalarda belirtilen durumlar dışında hiçbir kamu görevlisinin görevine son verilemez. (Gör:7/1979 sayılı yasanın 17'nci maddesi). Ayni yasanın 100'ncü maddesinin 5'nci bendinde ise yukarıda bahsi geçen kamu görevinden çıkarma du-rumunun bir ceza olduğu ve bu bağlamda disiplin işleminin başlatılmasının gerekli olduğu belirtilmektedir.

Önümüzdeki meselede ise Davacı hakkında disiplin soruşturmasını gerektirecek olguların söz konusu olmadığı ve buna bağlı olarak da Davacı aleyhinde- herhangi bir soruşturmanın bulunmadığı taraflarca da kabul edilmekte ve Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu adına dosyalanan müdafaa takririnde kurumda gerçekleştirilen yeniden yapılanma nedeni ile Davacının işine son verildiği belirtilmektedir. Ne var ki S-üt Kurumu müdürünün değiştirilmesi ve önümüzdeki meselede olduğu gibi Davacının işine son verilerek onun yerine bir başka kişinin müdür olarak atanmasını, kurumda gerçekleştirilen yeniden yapılanma olarak kabul edilmesi olası değildir. Davacının yukarıda -belirtildiği şekilde işine son verilmesinin ise yukarıda zikredilen yasal ve anayasal maddelerde ifadesini bulan devletin genel personel politikası ile bağdaşır yanı bulunmamaktadır.
Sonuç olarak yukarıda temas edilenler ışığında Talep Takririnin (A) ve -(B) paragrafları tahtında Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu Yönetim Kurulunun 29.6.2009 tarihli ve 7/2009 no'lu toplantısında Davacının işine son verilmesini öngören 33 no'lu kararının ve bu kararın onaylandığını bildiren Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanının- TOB.0.00.59/82/17-09/451 sayılı ve 29.6.2009 tarihli yazısının ve Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu tarafından Davacıya gönderilen ve işine son verildiğini bildiren 29.6.2009 tarihli ve GM 47 sayılı yazısının tamamen geçersiz ve hükümsüz olduğuna ve hiçbi-r sonuç doğuramayacağına karar verilir.

Dava masraflarının Davalılar tarafından ödenmesine emir verilir.




Narin Ferdi Şefik:Sayın meslektaşım tarafından okunan karara katılmakta ve ek olarak aşağıdaki hususları belirtmek isterim.
Davacı kamu göre-vlisi olmadığı halde davasını tümü ile 7/79 Kamu Görevlileri Yasasına dayandırmıştır. Her ne kadar da 7/79 Kamu Görevlileri Yasası, bu davacıya kamu görevlisi olmadığı, ancak bir diğer kamu personeli olduğundan uygulanamazsa da, 7/79'da yer alan bir kamu -görevlisinin işe son verme ile ilgili kabul görmüş bulunan genel tutumun, Davalı Kurumun 1/77 sayılı yasasına ters olmadığı oranda uygulanması gerekmektedir.

Bir kamu görevlisi Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından yapılan sınavı kazandığı takdirde atanıp -çalışmaya başlamaktadır. Davacı bir kamu personeli olarak 1/77 sayılı yasa altında Genel Müdürün önerisi üzerine, kurumun Yönetim Kurulu Kararı ve Bakanlığın onayı ile Genel Müdür tarafından atanmıştır. Davacının işten çıkarılması da yetki parallelliği -ilkesi çerçevesinde Genel Müdürün önerisi ile Yönetim Kurulu kararı ve Bakanlığın onayı ile yapılabilinmekle beraber, yapılacak işlem göreve son verme değil, işe son verme olduğu göz önünde tutularak, bu doğrultuda karar verebilmek için kamu yararı güden b-ir gerekçenin bulunması gerektiği kabul edilmelidir. Kararın gerekçesi kararda görülmese dahi, en azından toplantı tutanaklarında vesair evraklarda yer alması gerekir.

-Dağıtım 3/94, YİM 274-283/91- sayılı kararda;
"-Yönetsel yargı denetiminde olan yönetsel kararların gerekçele-r-inin kararda veya tutanaklarda görülmesi gerekir. Karar alınırken gerek ilgili olguların doğru değerlendirilip değerlendirilmediğinin gerekse yürü-r-lükteki mevzuatın doğru uygulanıp uygulanmadığının saptanabilmesi, yargı denetiminin yapılabilmesi için yönetsel kararlar gerekçelerini içermelidirler veya gerekçeleri tutanaklardan, ibraz edilen belgelerden görülmektedir. Yönetsel bir kararın gerekçe içer-memesi, gerekçesinin tutanaklardan, belgelerden görülmemesi, kararın yönetsel yargı yerince iptal edil-m-esine bir -n-edendir. -" denmiştir.

YİM 193/89, Dağıtım 14/90 sayılı davada;
"Mevzuatın, açıkça veya zımni bir şekilde sebep
göstermesine gerek bulunmadığı doğrultusunda
düzenleme yapmaması halinde özellikle bir kişinin
aleyhine olan bir idari kararın gerekçeli olması
g-erektiğine kuşku yoktur.....

Nitekim YİM 28/76 sayılı Faik Koyuncuoğlu ile Amme
Hizmeti Komisyonu vasısatısyle KTFD davasında sayfa 12
ve 13'te, çoğunluk kararı veren Yargıç bu konuda şöyle
dedi:

-"İdari bir organ, özellikle takdir yetkisini kullanırken alacağı bir kararı gerekçeye dayandırması iyi idare (good administration) tarafsızlık ve hukuk üstünlüğü ilkeleri açısından kaçınılmazdır kanaatındayım. Aleyhine böyle bir kararın alınmasında hangi -gerekçelere dayandırıldığını bilme olanağına sahip olması her şahsın en doğal haklarından birdir. Saniyen, kararın alınmasında rol oynayan gerekçe veya gerekçelerin yasal geçerliliğini veya sıhhatını, mağdur, ancak gerekçeleri bilmesi halinde Mahkemeye kon-u edebilir.
- .......
İdari bir kararın alınmasında sebeplerin gösterilmesi
gerektiği, YİM 133/84 (D.14/86) sayılı içtihat kararında
da vurgulanmaktadır. Sözü edilen kararda Mahkeme s.2'de
şunları söyledi:

- "Bir idari kararın gerekçeleri açık olmalı ve
yargı denetimini kolaylaştıracak şekilde hangi
olgulara dayandığı belirtilmelidir. Kararı alan
organın düşünce tarzı ile esasa ilişkin olgulara
olan yaklaşımı kararında gözükmektedir."
- .......
-Ayrıca Zaim Necatigil, Administrative Law isimli eserinin
192 ve 193. sayfasında Rallis davasına atıfta bulunduktan
- sonra şu görüşlere yer verdi:
-
-"In later Cyprus decisions the view has prevailed, however, that absence of due reasoning is by itself a ground for invalidating the particular decision.

-The object of the rule requiring reasons to be given for administrative decisions is to enable the person concerned as well as the court on review to ascertain in each case whether the decision is well founded in fact and in law. The reasons therefore, (a-) must be stated clearly and unambigously; (b) must be expressed in the sense in which reasonable persons stated in terms fulfilling at the object of the rule. The mere fact therefore that some doubt that is not merely fanciful, exists as to the meaning of- the reason behind an administrative decision, is sufficient to vitiate such decision."

-Yukarıda serdedilen içtihat kararlarından da anlaşılacağı
- gibi idare, kişiyi ilgilendiren bir karar alması ve
özellikle bu kararın o kişi aleyhinde olması halinde,
aldığı kararın temelini teşkil edecek sebepleri de ortaya
koyması gerekir. -Bu sebeplerin neler olduğunun, ilgili
kişiye alınan kararla bildirilmesi ideal olmakla birlikte,
hiç olmazsa mağdur olacak kişi tarafından talep edilmesi
halinde bunların verilebilecek şekilde kararın içeriğinde
bulunması ve gözükmesi g-erekmektedir. "
-
YİM 133/84'de ise bir yönetsel kararın gerekçesinin açık olması, yargı denetimini kolaylaştıracak şekilde hangi olgulara dayandığının belirtilmesi ve kararı alan organın düşünce tarzı ile esasa ilişkin olgulara olan yaklaşımında kararda görülmesi gerekti-ği vurgulanarak bir kararın gerekçelerinde olduğu gibi kararın alındığı toplantı tutanaklarının da detaylı bir şekilde tutulması gerektiğinin de üzerinde önemle durulması gereken başka bir husus olduğu da belirtilmiştir.

Dağıtım 20/2010, YİM: 119/2003 s-ayılı davada ise;
"Bu konudaki görüşlerimiz ve bulgularımız ışığında,
sorunun çözümünde 158 sayılı ILO sözleşmesinin
kurallarının uygulanması ve idarenin davacının işine
son verirken, 158 sayılı ILO sözleşmesinin 4. maddesinde
belirtilen bir sebebe- (gerekçe) dayanması ve ilgilinin
mecburi emekliye sevk yolu ile işine son verirken,
ileri sürülen sebeplere karşı müdafaa hakkı tanıması
gerekir.





-Huzurumuzdaki meselede emare 62 kararın gerekçesiz
olması ve karar alınırken, davacıya herhangi bir
müdafaa hakkı tanınmaması yukarıdaki bulgularımız
ışığında haksız fesih sonucunu doğurmaktadır.
İstihdamın haksız feshi ise sözleşmeye gö-re dava
konusu kararın iptalini gerektiren sakatlıklardır."

-denmiştir.
Alıntı yapılan kararlardan da görülebileceği gibi yönetsel yetki kullanan organların aldığı kararların yönetsel yargı yetkisine olanak verebilecek bir şekilde gerekçe ya da gerekçeler içermesi ve gerekçesiz olan yönetsel kararların da,- gerekçeler sonradan dosyada görülmez ise, sadece bu eksiklikler nedeni ile iptâl edilebileceği sarihtir. Bu içtihatlar ışığında KKTC'de idari kararların gerekçesiz olabileceğini kabul etmek veya bazı kararların gerekçesiz olabileceğini kabul etmek mümkün- değildir.



Necmettin Bostancı Talât D.Refiker Narin F.Şefik
Yargıç Yargıç Yargıç


25 Mart, 2011
-


9



-


Full & Egal Universal Law Academy