Yüksek İdare Mahkemesi Numara 72/1995 Dava No 21/1999 Karar Tarihi 03.12.1999
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 72/1995 Dava No 21/1999 Karar Tarihi 03.12.1999
Numara: 72/1995
Dava No: 21/1999
Taraflar: İbrahim Saldun vd ile S. D. Ve Taz. Kom. Vd
Konu:  
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 03.12.1999

-D.21/99 YİM 72/95
Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.
Mahkeme Heyeti: Metin A. Hakkı, Nevvar Nolan, Gönül Erönen.
Müstedi: 1. İbrahim Saldun n/d İ-brahim Emir Ali Saldun,
Kuzucuk, Mağusa
2. Ersin Hürdoğanoğlu, Kuzucuk, Mağusa
ile -
-Müstedaaleyh: 1. Saptama Değerlendirme ve Tazmin Komisyonu
vasıtasıyle KKTC, Lefkoşa
2. İçişleri Bakanlığı vasıtasıyle KKTC,
Lefkoşa
3. Mağusa Kaza Tapu Dairesi -vasıtasıyle KKTC,
Lefkoşa

A r a s ı n d a.

Müstediler namına: Avukat Menteş Aziz
Müstedaaleyhler namına: Savcı Gülser Akanyeti
İlgili Şahıslar namına: Avukat Hasan Hasipoğlu.


-----------------


H Ü K -Ü M


Metin A. Hakkı: Bu davanın kökeninde yatan olgular ihtilâf konusu olmayıp aşağıdaki şekilde özetlenmesi mümkündür:

Davacılar, 3.4.1995 tarihinde Yüksek Mahkeme Mukayyitliğine dosyaladıkları bir dava ile, (Davacının takririnden- alınan kelimelerle):
"Mağusa'da, Kuzucuk'ta, Pafta/Harita XXIV.9 Parsel 144/1'de bulunan ve 16. kaynak paketinde ilân edilen taşınmaz malın Müstedaaleyhlerce İbrahim Saldun n/d İbrahim Emir Ali Saldun ve Ersin Hürdoğanoğlu dışındaki herhangi birine ve/vey-a Ayşe Güllü ile Mehmet Hızlan'a verilmesi ile ilgili olarak alınan ve tarihi Müstediler tarafından bilinmeyen ancak Müstedilerin bilgisine takriben 6.3.1995 tarihinde gelen her türlü karar ve/veya işlemlerin ve/veya verilen kesin tasarruf belgesinin ve/ve-ya taşınmaz mal koçanının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına dair bir Mahkeme kararı" talep ettiler. Davalılar Davacıların mezkûr davasına 26.6.1995 tarihinde dosyaladıkları bir itirazname ile Davacıların taleplerinde haks-ız olduklarını öne sürüp davalarının reddedilmesini talep etmişlerdir. Davacıların davası dosyalandıktan sonra, dava ile yakın ilgisi olduğu Mahkemece görülen Mehmet Hızlan ve Dervişe Hızlan da Mahkemece İlgili Şahıs olarak davaya dahil edilmişler, avukat-ları vasıtası ile onlar da 14.3.1996 tarihinde -davaya bir itirazname dosyalayıp özetle Davacıların davalarında haksız olduğunu iddia edip onlar da Davacıların davasının reddedilmesini talep etmişlerdir.

Davanın talimatı 7.5.1996 tarihinde gerçekleştikten sonra, dava müteaddit defalar tehire uğram-ış netice olarak Yüksek İdare Mahkemesi tarafından 17.11.1999 tarihinde ele alınmış ve duruşması o gün gerçekleşip karar için bilâmüddet ertelenmiş durumdadır. Duruşma öncesi karşılıklı muvafakat çerçevesinde Mahkemeye evraklardan oluşan ceman 22 adet ema-re ibraz edilmiştir. İlâveten davanın duruşması esnasında Davacılardan İbrahim Saldun Mahkemede bizzat şahadet vermiş, Davalılar da tanık olarak 16. kaynak paketinin dağıtımı zamanında ilgili İskân Şubesinin sorumlusu Ergin Alasya'yı tanık olarak dinletmi-şlerdir. İlgili Şahıslar tarafından ise, İlgili Şahıslardan Mehmet Salih Hızlan Mahkemede şahadet vermiştir.

Önümüzde ibraz olunan şahadet ve emareleri değerlendirdikten sonra davanın kökeninde yatan ve neticede taraflar arasında pek de ihtilâf ko-nusu olduğu görülmeyen olgular ile ilgili bulgularımız şöyledir:
Mağusa Kazasında, Kuzucuk'ta, Pafta/Harita XXIV.9 Parsel 144 olan ve takriben 22 dönüm alanı olan bir tarla 1974 Barış harekâtı öncesi Rum malı idi. Sözü edilen bu malın mülkiyeti 1974 Barış- Harekâtını müteakiben Anayasa ve yürürlükte bulunan mevzuat muvacehesinde Devlet'e kaldı. 1974 sonrası, ilgili makamlar, tarladan oluşan ve içerisinde bir adet de su kuyusu bulunan bu gayrımenkulü, Parsel 144/1, 144/2, 144/3 ve 144/4 olmak üzere 4'e ifra-z ederken kuyu parsel 144/1'in içinde kaldı. Davacılar 144/1 numaralı tarlayı 1981 ile 1990 yılları arasında birer yıllık süreler ile Devlet'ten kiralayıp sera olarak kullandılar. Devlet 1990 sonrası bu davada ihtilâf konusu olan parsel 144/1'i kimseye k-iralamayıp boş tuttu ve 1992 yılında ilân olunan 16. kaynak paketine her dört parsel'i de eşdeğer kaynak olarak koydu. Hem Davacılar hem de İlgili Şahıslar, içinde kuyu bulunan 144/1 kıta numaralı tarlanın kendilerine verilmesi için müracaat ettiler. Dav-acılar 17.6.1992 tarihli müracaatlarında 144/1, 144/2, 144/3 ve 144/4 parsel numaralı tarlaların 4'ünün de kendilerine verilmesini talep ederken, İlgili Şahıslar sadece parsel 144/1 ve 144/4'e müracaat etti.

Davacılar güney göçmeni değillerdir, eşd-eğer puanları da yoktur. Bir miktar hasar puanları olmasına rağmen bu kaynaklara her ikisinin de ilgili zamanda sahip oldukları mücahit puanları ile müracaat etmişlerdir, hasar puanlarını kullanmadılar. Davacı 1, kaynağa müracaatında mesleğinin inşaat de-mircisi olduğunu, Davacı 2'de emekli memur olduğunu beyan etmişlerdir.

İlgili Şahıslar da güney göçmeni değildirler. Kayın valide ve damat olurlar. İlgili Şahıslardan Mehmet Salih Hızlan aslen Kuzucuk'lu olup 1963 yılında göçmen olmuş halen Mağusa'-da ikâmet etmekte ve ilgili tarihlerde İngiliz üslerinde çalışmakta idi. O da söz konusu kaynaklara mücahit puanlarını kullanarak müracaat etmiştir. Kayın validesi ilgili zamanlarda Lefkoşa'da oturmakta idi ve o da kaynağa mücahit puanı kullanarak müraca-at etmiştir, o ev hanımıdır. Taraflara daha önce eşdeğer mal verilip verilmediği hususunda önümüzde herhangi bir şahadet yoktur.

16. kaynak paketini dağıtan ilgili makamın önündeki olgular yukarıda özetlendiği gibi idi. İlgili makam, içinde su kuyu-su bulunan ve puan değeri diğer parsellere oranla daha yüksek olan parsel 144/1'i İlgili Şahıslara, kuru tarla olan parsel 144/2, 144/3 ve 144/4'ü de 3'ünü birden Davacılara verme yönünde karar aldı. Davacılar bu dava ile Davalıların aldığı bu kararın yan-lış olduğu ve iptâl edilmesi gerektiği iddiası ile bu davayı açmış durumdadırlar. İdarenin bu kararına müdahalemizi gerektirecek bir hatası var mıdır? Yok mudur? Bu davada karar verilmesi gereken esas husus budur. Ancak şunun vurgulanması yerinde olur -ki Davacılar içinde su kuyusu olan tarlayı her ne kadar da pakete girme tarihinde tarla serbest idi ise de, kendilerinin sera olarak daha önce icar edip kullandıklarını veya ziraat ile iştigal ettiklerini, ve halen Kuzucuk'ta ikamet ettiklerini Mahkemede -verilen şahadette öne sürmüşlerse de bu hususları pakete yaptıkları müracaatlarında beyan etmemişlerdir, dolayısıyle İdarenin kararını denetlerken İdarenin önüne konmayan bu hususları nazarı itibare alamayız. Konuya şamil mevzuat, 1983 Eşdeğer Mal Vermede- Öncelikler Tüzüğünde belirlenmiştir. (Bak:1983 Resmi Gazete Ek 3, Sayfa 124 Sayı 86, 25.2.1983). Bu Tüzüğün 4. maddesinin ilgili kısmı aynen şöyledir:

"4. Komisyonlar kendi sorumluluğu altına giren
yerleşim yerleri ile ilgili dilekçeleri-
tasnif eder. Her mal için istemde bulunan-
ların listesini hazırlar. Aynı mal için
birden fazla kişi istemde bulunduğu takdirde
aşağıdaki öncelik kriterleri saptanan sıra
dahilinde uygulanarak malın nihai ol-arak
kime verileceği saptanır.

Konut için
................
İşyeri için
................
Tarımsal kaynak için:
Özellikleri bakımından, Güney'de
benzer nitelikte tarımsal kaynağı
bulunan,
Herhangi bir taşınmaz mal almamış
olan,
Geçimini, büyük öl-çüde çiftçilikten
kazanmak durumunda olan.
Arsa ve arsa nitelikli arazi için,
.......................................
Yukarıdaki kriterlerin uygulanmasında
K.T.F.D hudutları dahilinde ikâmet etmekte olmak, ek öncelik kriteri olarak göz önünde
bulundurulab-ilir.

Öncelik kriterlerine göre, herhangi
bir taşınmaz malı talep edenler arasında,
bir eşitlik durumu ortaya çıkarsa;
T. cetveline göre;
Kuzey malının Güney malına göre puan
değeri oranı (% olarak) küçük olan.
Mal Değer belgesindeki "puan değeri"
b-üyük olan tercih edilir."

- Bu mevzuat açısından olay denetlendiğinde hem Davacıların, hem İlgili Şahısların durumları yasal açıdan denk olduğu görülmektedir. Her 2 taraf da mücahit puanı ile müracaat etmişlerdir, puan miktarları arasında büyük fark yoktu, ve komisyon kendi gör-üşlerine göre adil davranmak için her 2 tarafa da müracaatları doğrultusunda mal verme yönüne gitmiştir. Uygulamakla yükümlü olduğumuz mevzuata bakarak Davalıların hareketlerinin ve kararlarının yanlış olduğunu söylemek imkânsızdır. Bu durumda Davacıları-n davasının reddedilmesi gerekmektedir. Netice olarak dava reddedilir, masraflarla ilgili olarak da herhangi bir emir vermemeyi uygun gördük.
-



Metin A. Hakkı Nevvar Nolan Gönül Erönen
Yargıç Yargıç Yargıç


3 Aralık 1999



-1


6



-


Full & Egal Universal Law Academy