Yüksek İdare Mahkemesi Numara 72/1983 Dava No 18/1984 Karar Tarihi 13.08.1984
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 72/1983 Dava No 18/1984 Karar Tarihi 13.08.1984
Numara: 72/1983
Dava No: 18/1984
Taraflar: Amaç O. Öztürk ile Güv. Kuv. Kom.
Konu: Esarette geçen sürenin mükellef askerlikten sayılması istemi –
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 13.08.1984

-D.18/84 YİM 72/83

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan

Yüksek Mahkeme Huzurunda

Mahkeme Heyeti: Salih S. Dayıoğlu, N. Ergin Salâhi, Aziz Altay.

Anayasanın I18. Maddesi hakkında.

Müstedi: Amaç O. Öztürk, Atatürk Cad. No.5 Girne.
-
- ile -

Müstedaaleyh:Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, Boğaz vasıtasıyle
KTFD, Lefkoşa
Arasında.

Müstedi namına: Güner Çakın ve Tevfik Mut.
Müstedaaleyh namına: Erden S. Algun.



Yasa Maddesi: 1977 Mücahitlik (Hizme-t Belgelendirme Tüzüğü ile 1979 Mücahitlik (Hizmet Belgelendirme) Tüzüğü.

İstemin Özeti: Müstedinin Barış Harekâtları esnasında ve esarette geçen sürenin mükellef askerlikten sayılması ile ilgili talebinin Müstedaaleyh tarafından reddine ilişkin kararın h-ükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesi istemi.

OLAY: Limasol'da doğan Müstedi liseyi de burda bitirdikten sonra yüksek tahsile gitti. Müstediye 1.10.1969-1.10.1970 tarihlerini kapsayan bir hizmet belgesi verildi.-
1974 olaylarında tatile gelen Müstedi esir düştü. Özgür bölgeye geçince, terhis belgesini zayi ettiği gerekçesi ile Müstediye kendi beyanı ile Müstedaaleyh tarafından tanzim edilen ve 1.10.1968'den 1.10.1970 tarihine kadar mücahitlik yaptığını gösteren te-rhis belgesi verildi. Bilahare bu belge yine Müstedaaleyh tarafından iptal edildi ve Müstedi askere çağrıldı. Başvuruda esas karara bağlanması istenen husus esarette geçirilen sürenin mükellef askerlikten sayılıp sayılmayacağıdır.

SONUÇ: Müstedinin esir k-ampında tutulduğu hususunda Güvenlik Kuvvetlerinde herhangi bir kayda rastlanmadı. Esarette geçen sürenin mücahitlikten sayılması için Askeri Mahkemeye de, müracaat etmedi. Müstedi müracaat etmemesinin nedenini elinde bir terhis belgesi tutmuş olmasına bağ-lamışsa da, hataen aldığı bu belge ona herhangi bir hak kazandırmaz. Kendi girişimi ile Güvenlik Kuvvetlerini hatalı bir terhis belgesi isdar etmeye sevkeden Müs- tedinin hatalı hareketinden menfaat elde etmesi elbetteki düşü- nülemez.
Başvuru reddolunur.
-
Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
1- YİM 5/83 sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı.
2-YİM 10/82 sayılı (D.1/83) Yusuf Akgün ile G.K.K. Kurmay Başkanı ve G.K. Komutanlığı arasındaki Yük'sek İdare Mahkemesi kararı.
3-YİM 75/83 sayılı (D.3/84) Sadi Hüs-eyin n/d Sadi Çelebi ile Bakanlar Kurulu ve Güvenlik Kuwetleri Komutanlığı arasındaki Yüksek İdare Mahkemesi kararı.



HÜKÜM

Salih S. Dayıoğlu: İşbu başvuru ile müstedi müstedaaleyhin kendisine göndermiş olduğu 21.7.1983 tarih ve Asa1:4200-47-83/863 sayı-lı yazısında müstedinin 15.7.1974-28.10.1974 tarihleri arasında Limasol'da Barış Harekâtları esnasında ve esarette geçen sürenin mükellef askerlikten sayılmasını reddeden kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar v-erilmesi isteminde bulundu.

Olgular hususunda birçok konularda taraflar arasında ihtilâf yoktur. Şöyle ki:

Müstedi 1.8.1952 tarihinde Limasol'da doğdu. Limasol'da bulunan 19 Mayıs Lisesine devam eden müstedi liseyi 1970 senesinde bitirdi ve ona bir geçic-i hizmet belgesi verildikten sonra yüksek tahsile gitti. Verilen geçici hizmet belgesinde 1.10.1969-1.10.1970 tarihleri arasında mükellef mücahit olarak görev yaptığı belirtilmektedir.

1974 Barış Harekâtından önce tatil maksadı ile Kıbrıs'a gelen müstedi- 15.7.1974'te vuku bulan darbe nedeni ile yurt savunmasına çağırıldı ve o da bu çağırıya icabet etti. 20.7.1974 tarihinde esir düşen müstedi esaretten kurtulduğu 28.10.1974 tarihine kadar Limasol'da esir kampında kaldı ve 28.10.1974 tarihinde özgür bölgeye- getirildi. 4.7.1977 tarihli müstedaaleyhe yaptığı dilekçe ile müstedi 1.10.1968 tarihinden 1.10.1970 tarihine kadar Limasol'da mücahitlik yaptığını fakât kendisine verilen terhis belgesini kaybettiğini ve bu nedenle ona yeniden bir terhis belgesi verilmes-ini talep etti. Müstedaaleyh de bunun üzerine müstediye terhis belgesini zayi edenlere verilen "mücahitlik belgesi" verdi. Bu terhis belgesi müstedinin 1.10.1968'den 1.10.1970 tarihine kadar mücahitlik yaptığını göstermektedir.

Müstedi 1977 tarihine kadar- yüksek tahsile devam etmişse de neticede eczacılık bölümünün 4. sınıfına kadar okudu fakat- tahsilini
4. sınıfta yarıda bıraktı ve ondan sonra Girne'de ticaretle iştigal etmeye başladı.

1.982 senesine kadar müstedi müteaddit defalar ada haricine çıktı ve- öyle anlaşılıyor ki müstedi ada haricine çıkarken gerekli izni daha evvel sözü edilen ve iki yıl mücahitlik yaptığını gösterir mücahitlik belgesine dayanarak almıştır. Keza 1982 yılına kadar müstedinin çağırıya uygun olarak 2-3 defa tazeleme eğitimlerine -gittiği sabittir.

Müstedaaleyhin Emniyet Genel Müdürlüğüne yazmış olduğu 10 Aralık 1982 tarihli yazı ile müstedinin elinde mevcut ve 4.10.1983 tarihine kadar geçerli olan çıkış izin belgesinin iptal edildiğini ve onun Güvenlik Kuvvetleri Asal ve Seferberl-ik Şubesine müracaatının sağlanmasını talep etti. Bu duyuru müstediye 18.12.1982 tarihinde iletildi. 20.12.1982 tarihinde müstedi Asal ve Seferberlik Şubesine müracaat ettiği zaman iki yıl mücahitlik yaptığını gösterir terhis belgesinin iptal edildiğini ve- kendisine bir yıl mücahitlik yaptığı söylendikten sonra geriye kalsn süreyi tamamlaması için hemen Gülseren Eğitim Kampına gönderildi. Bunun üzerine müstedi 5/83 sayılı başvuruyu dosyaladı ve "1.10.1968-1.10.1970 tarihleri arasında Limasol Sanacağında müc-ahitlik yaptığını kanıtlar ve/veya tevsik eder ' mücahitlik belgesi' mevcut olduğu ve anılan belge tamamen ve/veya kısmen müstedaaleyh tarafından iptal edildiği cihetle müstediyi 20.12.82 tarihinde ve/veya takriben o tarihlerde askere sevkeden müstedaaleyh-in karar ve/veya işleminin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilmesini" talep etti. O davada dosyalanan itiraznamede ise müstedinin 23.9.1981 tarihinde ,Asal Şubeye çağırıldığını askerlik hizmetinin eksik olduğunu -ve iki yıl askerlik yaptığına dair almış olduğu terhis belgesinin hatalı olduğunun kendisine bildirildiği iddia edilmiştir. Önümüzdeki şahadette ve özellikle müstedi tarafından YiM 5/83 sayılı başvuru altında başlatılan başvurusunu da geri çektikten sonra -müstedinin gereçekten mücahitlik hizmetnin 1.10.1969-1.10.1970 tarihine kadar olduğu saptanmıştır. Kendisine daha önce verilen ve daha sonra iptal edilen ve onun 1.10.1968-1.10.1970 tarihleri arasında mücahitlik yaptığını gösterir terhis belgesinin müstedi-nin talebi üzerine ve onun vermiş olduğu bilgilere dayanılarak fakat hataen verildiği saptanmıştır. Bu durumda müstedinin 20.10.1982 tarihinden hizmete alındığı tarihe kadar bir yıl mücahitlik yaptığı kesindir.

Müstedi görevde olduğu esnada, müstedaaleyhe- yazmış olduğu 12.5.1983 tarihli bir yazı ile 15.7.1974'de göreve çağırıldığını, 20.7.1974'te esir düştüğünü ve 28.10.1974 tarihinde ise esirlikten kurtulduğunu, 15.7.1974-28.10.1974 tarihleri arasında geçen sürenin mükellef askerlikten sayılmasını talep e-tti. Müstedaaleyhin müstediye göndermiş olduğu 21.7.1983 tarihli bir yazı ile kendisine sözü edilen süre esnasında mücahitlik görevi yaptığına dair mevcut kayıtlarda herhangi bir bilgiye rastlanmadığını bildirerek müstedinin istemini reddetti. Daha evvel d-eğinildiği gibi bu başvuru sözü edilen ret kararı aleyhine yapılmıştır. Müstedi şahadetinde izinleri ile ilgili olarak bir takım iddialar ileri sürmüşse de kanımızca bunlar başvuru konusunu yakından ilgilendiren bir konu değildir. Başvuruda istenilen husus- müstedinin 15.7.1974-28.10.1974 tarihleri arasında esarette geçirdiği sürenin mükellef askerlikten sayılıp sayılmayacağı konusudur.

Müstedi tarafından tanık olarak çağırılan Yüzbaşı And şahadetinde sair şeyler meyanında 1979-1983 tarihleri arasında Asal -Şube Müdürlüğü yaptığını 1978 yılı sonlarına kadar ister mücahit olsun ister sivil olsun herhangi bir şahsın esarette geçirmiş olduğu süreyi belgeler il tevsik etmesi halinde bu sürenin mükellef mücahitlikten telâkki edildğini ve askerlikten sayıldığını, -ancak 1979 başından itibaren bu uygulamanın durdurulduğunu, Asal Şubede esarette bulunan kişiler hakkında iki liste bulunduğunu, bu listelerin birisinin mücahitleri gösterdiğini, diğerinin ise göreve çağırılan sivil ve yedek mücahitleri gösterdiğini, sivil- ve yedek mücahitleri gösterir listenin eksik olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını ifadesinde söyledi.

İddia Makamı tarafından tanık olarak celbedilen İsa İsaoğulları ise Mahkemeye yardımcı olacak şahadet vermedi.

İşbu başvuruda meydana çıkan ve esasında t-araflar arasında niza konusu olmayan gerçek şudur ki müstedi Kıbrısta başlayan olaylar nedeniyle 15.7.1974 tarihinde, mücahitliğe çağırıldı ve bu çağırıya uyarak esir düştüğü 20.7.1974 tarihine kadar mücahitlik yaptı. Müstedinin 20.7.1974 ta.rihinden 28.10-.1974 tarihine kadar Rumlar tarafından esaret kampında tutulduğu da bir gerçektir. Müstedinin esaret kampında geçirdiği 3 ay 8 günlük sürenin salt mücahitlik açısından mücahitlik olduğuna kuşku yoktur. Nitekim en azından 1977 tüzüğünden evvel Güvenlik Kuwe-tleri Komutanlığı esarette geçen süreyi mücahitlikte geçmiş bir süre olarak tanıdı ve usulu veçhile müracaat edenlere bu süre mücahitlikte geçirilen süre olarak tanındı. 1963- 1976 yılları esnasında mücahitlerle ilgili olarak tutulan kayıtlar tatminkâr bir- şekilde tutulmadığı veya imha edildiği nedenleri ile bir çok vatandaşın mağdur duruma düşmemesi için mücahitliğini yapıp da kaydı bulunmayanlara bir fırsat tanıdı ve bu nedenle 25 Mart 1977 de Mücahitlik (Hizmet Belgelendirme) Tüzüğü geçirildi. Bu Tüzüğün- 2. maddesi bir kişinin mücahitlik hizmetinin yapılıp yapılmadığının ve yapılmışsa sürenin belgelenmesi ancak Güvenlik Kuwetleri Merkez Şube Müdürlüğündeki kayıtlara dayanılarak. belirleneceğini, 3. maddesi kayıtlarda böyle bir bilginin mevcut olmaması hal-inde bu gibi kişilere belge verilemeyeceğini, 4. maddesi ise kaydı olmayan fakat mücahitlik yaptığını iddia eden kişilerin müahitlik hizmetlerini Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesine başvurmak suretiyle belgelendirme hakkına haiz olduklarını -öngörür. Diğer bir deyimle kaydı bulunmayan fakat mücahitlik yaptığını iddia eden vatandaşlar, bu iddialarını Askeri Mahkemeye başvurmakla kanıtlayabilirlerdi. 1977 Tüzüğü 28.2.1978 tarihinde yürürlükten kalktı. Daha bazı vatandaşların 1977 tüüzğünden fayd-alanamadığı gerekçesiyle olsa gerek, kendilerini mağdur hissedenlere bir ikinci fırsat verildi ve bunun sonucu olarak da 9.3.1979 da 1979 Mücahitlik (Hizmet Belgelendirme) Tüzüğü yapıldı. 1979 Tüzüğü bazı teferruat dışırrda 1977 tüzüğünün aynisidir. 1979 T-üzüğü ise 31.8.1979'da yürürlükten kalktı.

Bir kişinin yasa anlamında mücahit ve dolayısıyle görevinin de mücahitlikten sayılabilmesi bir takım yasal diizenlemelerle mümkündür. Bu husus ilkin YİM 10/82 sa ılı Yuşuf Ak ün ile G.K.Kurma Ba kanı vasıtası le -KTFD 2. G.K.Komutanlığı vasıtası le KTFD aşvuruda karara bağlanmıştı. Bu kararın 3. sayfasında ahkeme mücahit ve mücahitlikle ilgili olarak şunları söyledi:

"Mücahitlik ile ilgili ilk yasal düzenleme 29:8.1965 tarihinde yürürlüğe giren Askeri Suç ve Cezal-ar, Askeri Yargı Mercilerinin Kuruluşu, Yetkileri ve Yargılama Usul-ü Hakkındaki ana tüzük ile yapılmıştır. Bu Tüzüğün 1. maddesine göre her mücahidin kimliği, Bayraktarlık ve Sancaktarlıklarda bulunan personel kayıtlarına geçirilir ve mücahitlerin tıangi -askeri birlik, organ veya kurumda görev aldıkları bu kayıtlarda gösterilir. Personel kayıtlarında ismi bulunmayan bir şahıs bu Tüzüğün maksatları bakımından mücahit addolunmaz. Tüzüğün 4. maddesi ise emniyet mensuplarının bu Tüzük maksatları bakımından mü-cahit addolunduklarını ancak emniyet ve asayiş konularında yapmakla mükellef oldukları bir hizmet veya görevin ifası sırasında, sadece disiplin bakımından kendi özel mevzuatlarına tabi olduklarını öngörür. 5.6.1970 tarihinde yürürlüğe giren 1970 Kıbrıs Tür-k Silâhlı Kuwetleri kuralında ve bilahare onu tadil eden 1972 Kıbrıs Türk Silâhlı Kuvvetleri (Tadil) Kuralında mücahit tanımı anılan 'Tüzükte yapılan mücahit tanımının aynıdır.

Görüleceği gibi bir şahsın mücahit sayılabilmesi için bir askeri birlik, organ- veya kurumda görev alması, kimliğinin Bayraktarlık ve Sancaktarlıklarda bulunan personel kayıtlarına geçirilmesi ve hangi askeri birlik, organ veya kurumda görev aldığı bu kayıtlarda gösterilmesi gerekmekte ve mücahitlik hizmetleri de bu kayıtlara dayanıl-arak belgelenmektedir. Başka bir deyişle mücahitlik yaptıklarını iddia edip de personel kayıtlarında kayıtları bulunmayanların hizmetlerinin Komutanlıkça belgelenmesine olanak yoktur. Bu duruma bir çözüm getirilmek üzere 23/70 sayılı 1970 Kıbrıs Türk Silâh-lı Kuvvetleri Yasasının 8. maddesi ve 29/76 sayılı Güvenlik Kuvvetlerinin Kuruluşu, Görev ve Yetkileri Yasasının 6. maddesi altında 1977, Mücahitlik (flizmet Belgelendirme) Tüzüğü yapıldı ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Merkez Şubesinde kayıtları bulunm-ayan kişilere, yaptıklarını iddia ettikleri mücahitlik hizmetlerini belgelendirebilmeleri için 28.2.1978 tarihine kadar Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesine başvurma hakkı tanındı. Askeri Mahkeme bu Tüzüğün verdiği yetkiye dayanarak şahadet d-inleyip mücahitlik yaptıklarını tevsik edenlerin hizmetlerini belgeleyecekti. Böylece Merkez Şubesinde kaydı bulunmayanlar hakkında Komutanlığın bir karar vermeyerek bu gibi hizmetler hakkındaki kararın Askeri Mahkemece verilmesi uygun görüldü. Anılan Tüzü-k altında mücahitlik hizmetlerini belgelendirmek üıere Askeri Mahkemeye herhangi bir nedenle başvurmayanlara bir imkân daha vermek amacı ile, 1979 Mücahitlik (Hizmet Belgelendirme) Tüzüğü yapıldı ve bu gibi kimselere 31.8.1979 tarihine kadar Askeri Mahkeme-ye müracaat edip hizmetlerini tevsik ve belgelendirmek için ikinci defa imkân tanındı."

Yukarıda alıntısı yapılan Mahkeme hükmünden de açıkça anlaşılabileceği gibi bir kişinin mücahitlik yaptığına dair ilgili kayıtlarda kaydı olmaması halinde kişi gerçekt-en mücahitlik yapmış dahi olsa mücahitlik hizmetinin belgelenmesine yürürlükteki mevzuat izin vermemektedir. Esasen bu nedenledir ki, 10/82 sayılı başvuruda da söylendiği gibi 1977 ve 1979 tüzükleri geçirilmiş ve kendilerini bu hususta mağdur hissedenlere -mağduriyetlerini giderme fırsatı yasal olarak tanınmıştı. Bu fırsatlardan yararlanmayan ve kaydı bulunmayanlar haklarını yitirmiş addolunmalıdırlar. Nitekim YİM 110/82 sayılı Başvuruda sayfa 4'de Mahkeme bu hususta şunları söyledi:
"Yukarıda da belirtildiğ-i gibi, mevcut mevzuat altında, sadece kayıtlarda mücahitlik yaptığına dair kaydı bulunanlara belge verildiği, kaydı bulunmayanlara ise belge verilmediği, ancak kaydı bulunmayanlar için anılan Tüzükler altında Askeri Mahkemenin şahadet dinleyip karar vereb-ildiği dikkate alındığında, kaydı bulunmayan müstedi hakkında karar vermeye yetkisi olmadığı ortadadır. Müstedinin kaydı bulunmadığına göre anılan Tüzüklerin süreleri içinde Askeri Mahkemeye başvurup, yaptığını iddia ettiği mücahitlik hizmetini tevsik ve b-elgelendirmesi gerekirdi. Müstedi bunu yapmamakla bu husustaki herhangi bir hakkını yitirmiştir."

Müstedinin gerek 15.7.1974-20.7.1974 dönemi ve gerekse 20.7.74- 28.10.74 dönemi için mücahitlik yaptığı veya esir kampında tutulduğu hususunda Güvenlik Kuvve-tlerinde herhangi bir kayda rastlanmadı. Müstedi gerek 1977 ve gerekse 1979 Tüzüğü altında 15.4.1974- 28.10.1974 tarihleri arasında geçen sürenin mücahitlikten sayılması için Askeri Mahkemeye müracaat etmedi. Müstedi müracaat etmemesinin nedenini 1979 Tüzü-ğünün yürürlükte bulunduğu 3.8.1979'a kadar olan süre zarfında elinde geçerli ve 1.10.1968-1.10.1970 tarihleri arasında iki yıl mücahitlik yaptığını gösterir bir terhis belgesi olduğuna ve bu iki yıllık mücahitlik hizmeti kendi açısından yeterli olduğuna b-ağladı. Daha ewel değinildiği gibi müstedi 1.10.1968 - 1.10.1970 yıllarında mücahitlik yapmamıştır. Onun gerçekten yaptığı mücahitlik süresi 1.10.1969'dan 1.10.1970'e kadardır. Kendisinin sağladığı bir takım eksik bilgilerle Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı- ona 1.10.1968-1.10.1970 tarihleri arasında mücahitlik yaptığına dair hataen bir terhis belgesi vermişse böyle bir terhis belgesi ona herhangi bir hak kazandırmaz veya hatalı girişimi dolayısıyle hatalı ve gerçeği yansıtmayan bir terhis belgesinin ona hata-lı kısmı oranında herhangi bir çıkar sağlaması söz konusu edilemez. YİM 75/83 sayılı ve Sadi Hüseyin n/d Sadi Çelebi ile KTFD Bakanlar Kurulu ve/veya

Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı ve/veya Asal ve seferberlik Şubesi
vasıtasıyle KTFD isimli başvuruda bu k-onu işlenmiş ve Mahkeme sayfa 3'de şunlara deyinmiştir:

"Ancak müstedinin daha önce bilerek veya bilmeyerek ilgilileri yanıltması sonucu elde etmiş olduğu bir terhis belgesi olduğuna da kuşku yoktur. Özellikle kendi girişimi ile meydana gelen bu durumdan -müstedinin çıkar sağlaması söz konusu olamaz. Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı böyle bir hatalı tasarrufu her zaman geri alabilir. Nitekim Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı geç de olsa gerçek durumun anlaşılması ile müstediye verilen terhis belgesini iptal et-miştir. Kaldı ki söz konusu iptal aleyhine müstedinin Yüksek İdare Mahkemesine yapmış olduğu başvuruyu daha sonra geri çekmesi, onun, bidayette kendisine verilen terhis belgesinin gerçeği yansıtmadığının ve gerçek olmadığının bilinci içinde olduğunu açık b-ir surette göstermektedir."

Önümüzdeki meselede de durum hemen hemen aynidir. Aralık 1982 de hatalı olarak verilen terhis belgesinin ilgililerce iptal edildiğini öğrendiği zaman YİM 5/83 sayılı başvuruyu dosyaladığı halde daha sonra bunu geri çekti. Binae-naleyh Güvenlik Kuwetleri Komutânlığının müstedinin iki yıl mücahitlik yaptığını gösterir terhis belgesinin iptali kararı herhangi bir şekilde Mahkemece hükümsüz ve etkisiz olduğuna karar verilmediğine göre doğru ve yerinde bir karar olarak kabul edilmelid-ir. Bu durumda 197,7 ve 1979 tüzüklerinin yürürlükte olduğu zamanlarda müstedinin elinde iki yıl mücahitlik yaptığını gösterir hatalı bir terhis belgesi vardı ve müstedi bunun bilinci içerisindeydi. Kendi girişimi ile Güvenlik Kuwetlerini hatalı bir terhis- belgesi isdar etmeye sevkeden müstedinin hatalı hareketinden menfaat elde etmesi elbette ki düşünülemez.

Yukarıda söylenenler ışığında müstedi başvurusunda başarılı olamamıştır.

Sonuç olarak başvuru reddolunur.


(Salih S. Dayıoğlu) (N. Ergin Sal-ahi) (Aziz Altay)
Yargıç Yargıç Yargıç

13 Ağustos 1984





- 353 -



Full & Egal Universal Law Academy