Yüksek İdare Mahkemesi Numara 71 -77/2007 Dava No 12/2009 Karar Tarihi 04.09.2009
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 71 -77/2007 Dava No 12/2009 Karar Tarihi 04.09.2009
Numara: 71 -77/2007
Dava No: 12/2009
Taraflar: Ahmet Demirağ ile Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi ve diğeri arasında
Konu: Kıbrıs Bilim vakfı Mütevelliliğinden azletme
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 04.09.2009

-D.12/09 Birleştirilmiş
Yüksek İdare Mahkemesinde YİM 71/07 - 77/07
Anayasanın 152.Maddesi Hakkında
Yargıç Talât D.Refiker Huzurunda.
YİM:71/07
Davacı:Ahmet Demirağ n/d Ahmet Egemen Demirağ, 56, Atatürk Caddesi, Gönyeli-Lefko-şa
-ile-
Davalı:1-Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi, Lefkoşa
2-Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi Yönetim
Kurulu, Lefkoşa
A r a s ı n d a.

YİM: 77/07
Davacı:Ahmet Demirağ n/d Ahmet Egemen Demirağ, 56, Atatürk Caddesi, Gönyeli-Lef-koşa
-ile-
Davalı:1-Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi, Lefkoşa.
2-Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi Yönetim
Kurulu, Lefkoşa
A r a s ı n d a.
Davacı namına:Avukat Süleyman Dolmacı ve Av.Hasan Esendağlı
Davalılar namına: Avukat Ergin Ulunay
İlgili- Şahıs namına:Avukat Tevfik Mut

-----------------

A R A K A R A R

Davacı, Davalılar aleyhine ikâme ettiği 71/07 no'lu davada Kıbrıs Bilim Vakfı Mütevelliliğinden azledilmesine ilişkin olan ve Davalı (2) tarafından alınan 12.3.2007 tarihli ve k/44/2007- sayılı kararın; 77/07 no'lu davada ise kendi yerine Beyazıt Dağlı isimli kişinin Kıbrıs Bilim Vakfı Mütevelli Heyeti Üyeliğine atanmasını öngören kararın etkisiz ve hükümsüz olduğunu ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına dair karar verilmesi isteminde bu-lunmuştur.

Davalılar ise her iki dava altında ayrı ayrı dosyaladıkları Müdafaa Takrirlerinde "Ön İtiraz" başlığı altında yetkili Mahkemenin Yargıtay olması bağlamında Yüksek İdare Mahkemesinin bu davaya bakma yetkisinin bulunmadığı iddiası ile davanın red-dedilmesi talep edilmekte ve bu yöndeki iddialarına halel gelmeksizin hukuki esaslar başlığı altında ise dava konusu kararların Anayasa'ya, yasalara, ilgili mevzuata ve Anayasa'nın 152.'nci maddesi tahtında gelişmiş idare hukuku ilkelerine uygun olduğu bel-irtilmektedir.

İlgili Şahıs olarak davaya dahil edilen Kıbrıs Bilim Vakfı ise, Davalılar tarafından dosyalanan Müdafaa Takririnde belirtilen hususların tekrarından ibaret olan bir Müdafaa Takriri dosyalamıştır.

Her iki davanın konsolide edilmesi suretiyl-e ele alınmasına karar verilmesinden sonra davaların dinlenmesine başlandığında, Davalıların öncelikle yukarıda yer alan ön itirazlarının ele alınması talebinde bulunması ve İlgili Şahıs ile Davacının da bu talebe katılmaları üzerine dinlenen ön itirazda, -tarafların Mahkemeye yaptıkları hitapları sırasında dile getirdikleri hukuki argümanları şu şekilde özetlemem mümkündür:

Davalılar ve İlgili Şahıs, görevinden uzaklaştırılan bir Mütevellinin veya bir Mütevellinin tayininden veya azlinden mağdur olan herha-ngi bir kişinin Fasıl 337 Evkâf ve Vakıflar
Yasasının 30(5) maddesi tahtında Mahkemeye istinaf etme hakkı olduğunu, ayni yasanın "yorum" kenar başlığını taşıyan 2.'nci maddesinde "Mahkemenin" Yüksek Mahkeme olarak tanımlandığını, yasanın İngilizce metnind-e "istinaf" kelimesinin karşılığının "appel" olduğunu, KKTC Anayasa'sının 151(1) maddesine göre Yargıtay'ın en yüksek İstinaf Mahkemesi olduğunu ve herhangi bir Mahkeme kararının istinafına ait davalara bakmak ve karara bağlamak yetkisi yanında bu Anayas-anın veya herhangi bir yasanın gösterdiği hallerde İlk Mahkeme olarak ve istinafen davalara bakma yetkisine sahip olduğunu ve bu bağlamda Fasıl 337 Evkâf ve Vakıflar Yasasının 30(5) maddesinin KKTC Anayasa'sının 151(1) maddesi ile örtüştüğünü ve yetkili -Mahkemenin Yargıtay olarak oturum yapan Yüksek Mahkeme olduğunu ve belirtilenler ışığında Yüksek İdare Mahkemesinin bu davaya bakma yetkisinin bulunmaması nedeniyle ön itirazın kabul edilerek davanın red ve iptal edilmesi isteminde bulunmuşlardır.

Davacı- ise Dağıtım 6/06, YİM34/00 sayılı kararda da vurgulandığı gibi Vakıflar Örgütünün kamu tüzel kişiliğine haiz olduğunu, işlemlerinin bir kısmının özel hukuka, diğer bir kısmının ise kamu hukukuna girdiğini, Mütevelliler üzerindeki salahiyetlerini kullanm-aları sırasında ürettikleri kararların idari mahiyette olması bağlamında yargı yerinin de Yüksek İdare Mahkemesi olduğunu iddia etmekte ve buna bağlı olarak ön itirazın reddedilmesini talep etmektedir.

Fasıl 337 Evkâf ve Vakıflar Yasasının "Mütevellilerin- Tayini ve Görevden Uzaklaştırılmaları" kenar başlığını taşıyan 30.'ncu maddesinin (4) ve (5).'nci paragrafları aynen şöyledir:
"Madde 30; (4)Vakfı idare etmeye muktedir veya
uygun olmadığı görülen bir Mütevelli, *Yönetim Kurulunun kararıyla, herhangi b-ir Tüzüğe bağlı kalınması koşuluyla, görevinden uzaklaştırılabilir:
Ancak herhangi bir kişinin
mütevellilikten uzaklaştırılması, ayni kişinin başka bir mütevellilik mevkiini işgal etmesi halinde o mütevellilikten de otomatik olarak uzaklaştırılmasını -gerektirir.
(5) Yukarıdaki (4).fıkra uyarınca
görevinden uzaklaştırılan bir mütevelli, veya bu madde uyarınca bir Mütevellinin tayininden veya azlinden mağdur olan herhangi bir kişi Mahkemeye istinaf edebilirler."

Yukarıda 5.'nci paragrafta bahsi geçen M-ahkemenin Yüksek Mahkeme olduğu ayni yasanın "Yorum" ile alakalı 2.'nci maddesinde görülmektedir. Bu husus hakkında taraflar arasında ihtilâf bulunmamakla beraber ayni paragrafta yer alan "istinaf" kelimesine taraflar farklı anlamlar yüklemektedir.

Davacı- Avukatı mezkûr yasa maddesinde bahsi geçen paragrafları yasanın orijinal İngilizce metni üzerinden yorumlamak suretiyle 30.'ncu maddenin 5.'nci fıkrasında yeralan "istinaf" kelimesinin İngilizce karşılığının "appel" olduğunu ve bunun gerek istinaf ve gere-kse başvuru anlamında kullanıldığını; Davalı ve İlgili Şahıs ise bahsi geçen kelime anlamlarının yasanın Türkçe çevirisinde belirtildiği şekilde algılanması gerektiğini iddia etmektedirler.

Fasıl 337 Evkâf ve Vakıflar Yasasının 30.'ncu maddesinin (4) ve -(5).'nci fıkralarının orijinal İngilizce metinleri ise aynen şöyledir:
"Madde 30(1)..........................................
(2)..........................................
(3)..........................................
(4) A Mutevelli who is fo-und to be incapable or unfıt to administer the vakf may be removed, subject to any Regulations,by decision of the High Council:
Provided that removal from any ona
mutevelliship automatically entails the removal of the same person from any other muteve-lliship which he may be holding.
(5) A Mutevelli who has been removed from
his office in accordance with subsection (4), or any person aggrieved by the appointment of dismissal of a Mutevelli under this section, may appeal to the Court."

Yukarıda y-er alan 5.'nci fıkrada bahsi geçen "appel" kelimesinin hukuk dilinde temyiz etme, istinaf etme anlamına geldiği sair hallerde ise müracaat veya başvuru, rica etmek ve daha yüksek bir makama istida etme anlamlarında kullanıldığı görülmektedir. (Bak.İngilizc-e-Türkçe Redhouse sözlüğü.)
Kelime anlamları itibarıyle "appel"'in "istinaf" anlamına geldiği ve kânun koyucunun da "appel" kelimesini "istinaf" anlamında kullandığı, ayni yasanın "müracaat" veya "başvuru" kelimelerinin yeraldığı maddelerinde ise "appel" -kelimesi yerine "apply" kullanıldığı görülmektedir. [Gör:Madde 24, 49(1) (g.), 55(1)].

Yukarıda belirtilen hususlardan istihraç ettiğim sonucu ise şu şekilde özetlemem mümkündür:
Fasıl 337 Evkâf ve Vakıflar Yasasının 30(4) maddesi uyarınca görevind-en uzaklaştırılan veya Mütevelli tayininden veya azlinden mağdur olan bir kişinin ayni yasanın 30(5) maddesi tahtında Yüksek Mahkemeye istinaf etme hakkı bulunmaktadır.

İstinafın ise Yüksek Mahkemenin hangi görev alanı içerisinde ele alınacağı KKTC Anaya-sa'sının 151.'nci maddesinde belirtilmek-
tedir.

KKTC Anayasa'sının 4'ncü bölümünde bahsi geçen Yüksek Mahkemenin Yargıtay olarak görev ve yetkileri başlığı altında yer alan 151.'nci madde aynen şöyledir:
"Yargıtayın yetkileri
Madde 151.(1)Yargıta-y, Devlette en yüksek
istinaf mahkemesidir; bu Anayasa ve onun gereğince yapılan yasa ve Mahkeme Tüzüğü kurallarına bağlı olarak, herhangi bir mahkeme kararının istinafına ait davalara bakmak ve karara bağlamak yetkisine sahiptir.
(2)Bu maddenin (3)-.fıkrası kuralları
saklı kalmak koşuluyla, Yargıtay, bu Anayasanın veya herhangi bir yasanın gösterdiği hallerde ilk mahkeme olarak ve istinafen davalara bakmak yargı yetkisine sahiptir.
Ancak, ilk mahkeme olarak yetki verildiği hallerde, bu yetki Yüksek- Mahkemenin atayacağı Yüksek Mahkeme yargıç veya yargıçları tarafından kullanılır. Bu suretle verilecek kararlara karşı Yargıtaya istinafen başvurma hakkı vardır.
(3)Yetkisiz tutuklamanın kaldırılması
için emirname (Habeas Corupus), bir yetkinin kull-anılmasını sağlamak için emirname (mandamus), herhangi bir mahkeme veya yargı niteliğinde yetki kullanan herhangi bir makamın yanlış bir kararının uygulanmasını önlemek için emirname (Prohibition), bir makamın herhangi bir yetkiye dayanılarak işgal edildiğ-inin soruşturulmasına ilişkin emirname (quo warranto) ve herhangi bir mahkeme veya yargı niteliğinde yetki kullanan herhangi bir makamın kararının iptali için emirname (certiorari) çıkarmaya münhasıran Yüksek Mahkeme, Yargıtay olarak yetkilidir."

Yukarıd-a alıntısı yapılan 151.'nci maddenin 2.'nci paragrafında belirtilen ve Yargıtayın;"...herhangi bir yasanın gösterdiği hallerde ilk Mahkeme olarak ve istinafen davalara bakma yetkisine haiz olması.." şeklindeki düzenleme Fasıl 337 Evkâf ve Vakıflar Yasasını-n yukarıda yer alan 30(5) maddesi ile bire bir örtüşmekte ve yargı yerinin "Yargıtay" veya uygulamadaki ismi ile "Yargıtay/Asli Yetki" olduğunu göstermektedir.

Böyle bir hukuki çareye başvurma hakkı olan Davacının Yargıtay/Asli Yetki yerine Yüksek İdare -Mahkemesinde dava ikâme etmesi olası mı?

KKTC Anayasa'sının Yüksek Mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi olarak görev ve yetkilerini belirten 152.'nci maddesinin konumuz ile alakalı olan kısmı aynen şöyledir:

"Yüksek İdare Mahkemesinin yetkileri
Madde 152- (1) Yüksek İdare Mahkemesi, yürütsel
veya yönetsel bir yetki kullanan herhangi bir organ, makam veya kişinin bir kararının, işleminin veya ihmalinin, bu Anayasanın veya herhangi bir yasanın veya bunlara uygun olarak çıkarılan mevzuatın kurallarına aykırı- olduğu veya bunların sözkonusu organ veya makam veya kişiye verilen yetkiyi aşmak veya kötüye kullanmak suretiyle yapıldığı şikâyeti ile kendisine yapılan başvuru hakkında, kesin karar vermek münhasır yargı yetkisine sahiptir.
(2)......................-.............
(3)...................................
(4)...................................
(a)...................................
(b)...................................
(c)...................................
(5)- ..................................
(6) .................................."

Görüleceği üzere Yüksek İdare Mahkemesinde dava açmanın önkoşullarından biri dava konusu yapılacak olan kararın, işlemin veya ihmalin yürütsel veya yönetsel bir yetki kullanan -organ, makam veya kişi tarafından alınmış olmasıdır.

Fasıl 337 Evkâf ve Vakıflar Yasasına tabi olarak okunması öngörülen 73/1991 sayılı Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasasının 2.'nci kısmında "Tüzel Kişilik" b-aşlığı altında yer alan 5.'nci maddesi aynen şöyledir:
"Tüzel Kişilik
Madde 5 (1)Vakıflar Örgütü ve Din İşleri
Dairesi,Vakıflar İdaresi ve Din İşleri Dairesi'nden oluşur.

(2) Vakıflar Örgütü ve Din İşleri
Dairesi, Ahkâmül Evkâf ve kuralları-na göre devamlı bir mevcudiyeti olan, resmi bir mühürü bulunan, mal iktisap etme, elde tutma, temlik etme, akit yapma, hukuki şahsiyeti adına dava etme ve dava edilme ehliyetini haiz tüzel kişiliğe sahip Anayasal bir kuruluştur. Merkezi Lefkoşa'dadır."

V-akıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi ile Vakıflar İdaresi-nin görevlerini düzenleyen (6) ve (7).'nci maddeleri ise şöyledir:

"Madde (6) Vakıf müessese veya tesisini veya
Vakıfları veya camileri ve herhangi diğer bir İslâm dini müessesesini ve Türk -mezarlıklarına ait mallar da dahil olmak üzere, mevkuf veya meşrutun leyh olan bütün vakıf taşınır veya taşınmaz mallar ile Bakanlar Kurulu'nca Vakıflar İdaresine tahsis edilen tüm taşınır ve taşınmaz malları ilgilendiren veya herhangi bir suretle bunlara- tesir eden tüm konular; münhasıran Ahkâmül Evkâf, Evkâf ve Din İşleri ile ilgili yasalar ve Yönetim Kurulu'nca kabul edilen tüzük ve kararlara bağlı olarak Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesinin görevlerini oluşturur.

Madde (7) Bu Yasanın 6'ncı maddes-i kuralları saklı kalmak koşulu ile ve bunların genelliğine halel gelmeksizin, Vakıflar İdaresi aşağıda gösterilen görevleri görür ve işleri yapar:
Bütün mazbut vakıfları asaleten
idare ve temsil eder;
Tayin edilmiş mütevellileri bulunmayan veya mütevelli-leri normal olarak yabancı bir
memlekette ikâmet etmekte olan mülhak vakıfları emaneten idare ve temsil eder.
Mütevellileri bulunan mülhak vakıfları kontrol eder ve mütevellileri görevlerinde gözetir. Vakıf menfaatlarını gerektiği şekilde koruyamayan veya- vakıf emlâki idare edemediği saptanan mütevellileri, Yönetim Kurulu'nca hazırlanacak ve Bakanlar Kurulu'nca onaylanacak Mülhak Vakıflar Tüzüğü gereğince azledip ilgili vakfın idaresini yeni bir mütevelli tayin edilinceye kadar devralarak emaneten idare ed-er;
Tarihi ve mimari değeri olanlar başta olmak üzere mazbut veya mülhak vakıflara ait eski eser, abideler ve mabetlerin tamir, bakım ve muhafazalarını sağlar;
Gerek vakfiyelerde, gerekse yasalarda ve tüzüklerde saptanan çeşitli hayır hizmetlerini usulüne -göre yerine getirir veya bu hizmetlerin yerine getirilmesini sağlar.
Ancak, vakfiyelerde
öngörülen hayır hizmetleri
vakfiyelerin özüne sadık kalınması koşuluyla günün koşullarına uygun şekilde yerine getirilebilir.
Kendi gelir kaynaklarını en iyi şekilde -kullanarak, Kıbrıs Türk Halkının ekonomik ve sosyal kalkınmasına yönelik çalışma ile uyumlu olarak Vakıfları inkişaf ettirir ve bu amaç ile
(A)Mali, ticari, zirai, sınai
ve hizmet sektörü ile ilgili
girişimlerde bulunabilir;
(B)İşletmeler kurabilir-;
(C)Mevcût işletme veya şirketlere
iştirak edebilir;
(Ç)İstikrazlar yapabilir;
tahvil çıkartabilir;
(D)Banka kurabilir;
(E)Lise üstü ve meslek içi eğitim
amaçlı okul kurabilir;
(F)İdaresi veya gallesi veya
her ikisi vakfiyede batnen
ba-de batnın (kuşaktan kuşağa
intikal) tahsis edilmiş şartlı
veya mülhak vakıfların
hayattaki mütevelli ve/veya
gallehar veya galleharları
tarafından inkişaf ettirilmesi
mümkün olamayan hallerde bu
gibi vakıfların idaresine el -
koyarak gerekli inkişafı,
Vakıflar İdaresi
Kaynaklarından veya Vakıflar
İdaresi'nin garantisi ile
başka bir kaynaktan yatırım
yapmak sureti ile sağlar;

Ancak, bu şekilde
yapılacak yatırımlar
dolayısıyla idareye el koyma
sür-esi mezkûr mülhak vakfın
veya vakıfların Vakıflar
İdaresine olan borç ve
faizlerinin ödenmesine kadar
devam eder.
Bu gibi vakıfların hayattaki
mütevelli veya galleharları,
idareye el koyma süresince,
idareye el koymadan önce
sağlanan- gelir veya menfaat ne
kadarsa, asgari olarak ayni
menfaat veya gelir kendilerine
Vakıflar İdaresi tarafından
sağlanır.

Bu şekilde hayattaki hak
sahiplerine Vakıflar İdaresi
tarafından ödenen menfaat
miktarları inkişaf ettirilen
-vakfın gelirinden düşüldükten
sonra safi hasılat, inkişaf
için yapılan yatırımların borç
taksitlerinin ödenmesine tahsis
edilir.

Mülhak Vakıflar için yerine
getirdiği hizmetlere karşılık tüzüklere göre ücret alır."

Yukarıda alıntısı yapılan- maddelerden muhtar bir idarî yapısı ve teşkilâtı bulunan, tüzel kişiliği olan ve Dağıtım 6/06, YİM 34/00 sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararında kamu tüzel kişiliğine haiz bir kuruluş olarak kabul edilen Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesinin yukarıda a-lıntısı yapılan maddelerde ifadesini bulan hakîmiyet erkini kullanarak icra ettiği tasarrufların kamuyu ilgilendiren tasarruflar olduğu görülmekte ve bu gibi tasarrufların kamu hukuku sahasında olduğu yukarıda atıfta bulunulan Yüksek İdare Mahkemesi kararı-nda da belirtilmekte ve şöyle denilmektedir:
"İdarî kararı alan makam işlemi yaparken bir kamu hizmeti görüyorsa şüphesiz işlemi veya kararı kamu hukuku sahasındadır."
Ord.Prof.Dr.Sıddık Sami Onar'ın İdare Hukukunun Umumî Esasları (Cilt II, 3.'ncü baskı-, sayfa 681-682) isimli eserinde ise şöyle denilmektedir:
"Vakıflar Umum Müdürlüğü muhtar bir idarî teşkilât ve bir idarî hükmî şahıs olması itibarıyle icraî kararlar alabilir, idarî mahîyette olan bu kararlara karşı kazaî müracaat mercii idarî kazadır."
-
Diğer yandan ayni eserin 662.'nci sayfasından 683.'ncü sayfasına kadar devam eden bölümlerinde ise şu hususlar vurgulanmaktadır:
"Türkiye'de yürürlükde olan vakıflarla ilgili mevzuata göre Vakıflar Umum Müdürlüğü mazbut vakıfların idaresi açısından tüze-l kişiliğe haiz kamu kuruluşu mahiyetindedir. Vakıflar Umum Müdürlüğü mazbut vakıfları doğrudan doğruya idare etmektedir. Vakıflar umumî müdürlüğünün diğer bir görevi de müstâkil hükmü şahsiyeti olan ve mütevelliler tarafından idare edilen mülhâk vakıfları-n idarelerini denetlemektir."

Yukarıda alıntısı yapılan yasa maddelerinden de görüleceği üzere Türkiye'de yürürlükte olan vakıflar hakkındaki mevzuat ile KKTC'deki mevzuat arasında esasa ilişkin konularda bir fark bulunmamakta ve bu husus Dağıtım 6/06, -YİM 34/00 sayılı kararda da vurgulanmaktadır.

Yukarıda belirtilen hususlardan ise Davalının, yani Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesinin muhtar bir teşkilât olduğunu ve bir idarî hükmü şahıs olarak idarî mahiyette icraî kararlar alma kapasitesine haiz -olduğunu istihraç etmek mümkündür. O halde Fasıl 337 Evkâf ve Vakıflar Yasasının yukarıda alıntısı yapılan (30).'ncu maddesinin (5).'nci fıkrasında yer alan yargı yolu bypass edilerek Davalının idarî mahiyetteki icraî kararlarına karşı Davacının Yüksek İ-dare Mahkemesinde dava ikâme edebileceği sonucuna varabilirmiyiz?

Yargıtay/Asli Yetki 1/88'de inceleme konusu yapılan meselede Müstedi, Lefkoşa Aile Mahkemesinin 12/88 sayılı vakıf istidasında verdiği kararın iptali için Yargıtay/Asli Yetki olarak oturu-m yapan Yüksek Mahkemeden bir Certiorari Emirnamesi ve mezkûr kararın uygulanmasını önlemek için de bir Prohobition Emirnamesi talep etmiştir.

Müstedaaleyhler ise ön itirazda bulunarak vakfın iptali için uygulanması gereken yolun bu şekilde emirler istihs-ali ile değil de Fasıl 337 Evkâf ve Vakıflar Yasasının 9(8) veya 13.'cü maddesinde belirtildiği gibi bir dava ile olabileceğini öne sürmüşlerdir.
Yargıtay/Asli Yetki olarak oturum yapan Yüksek Mahkeme ise kararının 3.'ncü sayfasında şöyle demektedir:
"Müst-ediye takip edebileceği daha başka kanunî yollar veya çarelerin açık olması kendi başına bu gibi emirlerin verilmemesi için yeterli bir sebep teşkil etmez. Ancak ilgili yasa bu gibi emirnamelere başvurulmamasını ve bunlar yerine kâim olacak farklı yol ve ç-arelere başvurulmasını öngördüğü hallerde bu gibi emirnameler verilmez."

Gerek yukarıda temas edilen kararda ve gerekse huzurumdaki meselede bahsi geçen yasanın, 73/1991 sayılı Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yas-asına tabii olarak okunan Fasıl 337 Evkâf ve Vakıflar Yasası olduğunu ve bu yasanın Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesinin idari mahiyetteki kararları hakkında Yüksek İdare Mahkemesine başvurulamayacağını öngörmediğini, yukarıda temas ettiğim tüm hususla-r ile birlikte değerlendirdiğim zaman Davacının Fasıl 337 Evkâf ve Vakıflar Yasasının 30(5) maddesi tahtında Yargıtay/Asli Yetki'ye başvurma yolu dışında Yargıtay/Asli Yetki 1/88'de belirtildiği şekli ile daha başka kanunî yollar veya çareler bağlamında An-ayasa'nın 152.'nci maddesi tahtında Yüksek İdare Mahkemesinde dava ikâme etme hakkının olduğu ve Davacının da bu hakkını kullanmak suretiyle 71/07 ve 77/07 no'lu konsolide YİM davalarını ikâme ettiği sonucuna varmaktayım.

Dolayısıyle yukarıda temas ettiği-m tüm olgusal ve hukuksal hususlar çerçevesinde gerek 71/07 ve gerekse 77/07 no'lu davalarda Yüksek İdare Mahkemesinin bu davalara bakma yetkisinin olmadığı yönündeki ön itirazlar red ve iptal olunur.


Talât Derviş Refiker
Yargıç


9 Nis-an, 2009
-


9



-


Full & Egal Universal Law Academy