Yüksek İdare Mahkemesi Numara 7-8/2013 Dava No 22/2016 Karar Tarihi 30.05.2016
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 7-8/2013 Dava No 22/2016 Karar Tarihi 30.05.2016
Numara: 7-8/2013
Dava No: 22/2016
Taraflar: Acapulco Holdings Ltd. ile 67/2005 sayılı Yasa tahtında oluşturulan KKTC Taşınmaz Mal Komisyonu arasında
Konu: Anayasaya havale- KKTC Anayasasının 152 ve 149. maddelerinin yorumu için Anayasaya havale istemi - 152(1) maddesi tahtındaki makam ibaresinin, devlet tüzel kişiliği altında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği - 152. maddede yer alan "makam" ibaresinin yorum gerktirmeyecek şekilde açık bir ifade olması nedeniyle, Anayasaya havale isteminin reddi.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 30.05.2016

-D.22/2016 Birleştirilmiş
YİM: 7/2013 ve 8/2013
Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında -

Yargıç Beril Çağdal huzurunda
YİM: 7/2013

Davacı: ACAPULCO HOLDINGS LIMITED, Florins 4A 6064 Larnaca.

ile

Davalı: 67/200-5 sayılı Yasa tahtında oluşturulan KKTC Taşınmaz
Mal Komisyonu vasıtasıyla KKTC Başsavcısı, Lefkoşa.


A r a s ı n d a


Davacı namına: Avukat Ergin Ulunay, Avukat Peyman Erginel ve
Avukat Mine Konat
Dav-alı namına: Avukat Nahide Akyüzlü Aylanç
İlgili Şahıs No.1 namına: Avukat Murat Hakkı
İlgili Şahıs No.2 namına: Avukat Kadriye Barbaros.

YİM: 8/2013

Davacı: No.1- İskan İşleri ile- görevli Bakanlığı ve/veya
Bakanlığı temsilen KKTC Başsavcılığı - Lefkoşa
No.2- KKTC Başsavcısı - Hukuk Dairesi, Lefkoşa
No.3- İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığı ve/veya
İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığı-
vasıtasıyla KKTC Başsavcısı.

ile
Davalı: KKTC Taşınmaz Mal Komisyonu, Lefkoşa.

A r a s ı n d a

Davacı namına: Savcı Sarper Altıncık
Davalı namına: Avukat Nahide Akyüzlü- Aylanç
İlgili Şahıs No.1 namına: Avukat Ergin Ulunay, Avukat Peyman Erginel ve Avukat Mine Konat
İlgili Şahıs No.2 namına: Avukat Murat Hakkı.
.............

A R A K A R A R


Beril Çağdal: Taşınmaz Mal Komisyonunun 8.11.2012 tarihinde verdiği kararla il-gili olarak, gerek başvuran konumunda olan Acapulco Holdings Limited, gerekse İskân İşleri ve görevli Bakanlık ve onu temsilen Savcılık, sırasıyla 7/2013 ve 8/2013 No.lu davaları ikâme etmişlerdir. Konsolide edilen davaların duruşma olarak tayinli bulunduğ-u 11.5.2016 tarihinde 8/2013 No.lu davada, Davacı Bakanlık adına bulunan Savcı; 67/2005 sayılı Yasa tahtında kurulmuş olan Taşınmaz Mal Tazmin Komisyonunun devlet tüzel kişiliği altında olmayan bir komisyon olduğu, kuruluş yasası tahtında ayrı bir tüzel ki-şiliği de bulunmadığı gerçekleri ışığında Komisyon dava edilirken, başka bir ifade ile Anayasa'nın 152.maddesinde sözü edilen denetime tabi olurken, ilgili maddede yer alan makam ibaresinin devlet tüzel kişiliği altında değerlendirilerek Komisyonun o sıfat-la dava edilip edilmemesi gerektiğinin yorumunun yapılması için meselenin Anayasa Mahkemesine iletilmesini talep etmiştir.

İlgili Şahıs No.1 Avukatı, 152.maddede Anayasa Mahkemesinin yorumunu gerektirecek müphemlik olmadığı ve ilgili maddenin birçok Anay-asa Mahkemesi kararında yorumlandığı iddiasıyla, havale gerektirecek durum olmadığını ileri sürmüştür.

Davalı Komisyon adına bulunan Avukat, Savcının iddiasına katıldığını vurgulamış, İlgili Şahıs No.2 Avukatı ise Anayasa'nın 17.maddesi de dikkate alınd-ığı zaman, Devletin Komisyon kararları aleyhine bir süreç başlatmasına engel konamayacağı nedeniyle havale talebinin reddini istemiştir.

Anayasa Mahkemesine sorulması istenilen soru, başvuruda bulunan Savcının kendi ifadesiyle aynen şöyledir:
"İçişleri -Bakanlığının 8/2013 sayılı davadaki Davacı taraf Komisyonu dava etmiştir ve sorum; Yüksek İdare Mahkemesinde devletin açmış olduğu böyle bir davada 152(1) maddesi tahtındaki makam ibaresinin, devlet tüzel kişiliği altında değerlendirilip değerlendirilemeye-ceği ya da o şemsiye altında değerlendirilmeksizin Yüksek İdare Mahkemesi huzurunda kararları, devletin açmış olduğu bir davada denetlenip, denetlenemeyeceği noktasındaki yorumdur. Yani burada kasdedilen makam, dava edilirken ben Davacı taraf olarak ille -de onu da dava ederken devlet vasıtasıyle dava etmek zorunda olup olmadığım noktasındadır."

Savcının gerekçesi yine kendi ifadesi ile şöyledir:
".............Huzurunuzdaki meselede 67/2005 sayılı Yasayla kurulmuş Komisyonun üretmiş olduğu bir karar d-olayısıyla konsolide edilen iki dava mevcuttur. Her iki dava da aslında aynı karar aleyhine yapılan yakınmaları içermektedir. Tabii bizim İçişleri Bakanlığıyla da KKTC Başsavcılığı olarak Davacı olduğumuz 8/2013 sayılı davadır. Her ne kadar da efendim müda-faalarda açıkça dile getirilmiş ya da bir müdafaa ya da itiraz sebebi olarak ileri sürülmemiş olsa da burada önem arz eden konu, devlet kamu tüzel kişiliği ve bu tüzel kişiliğin altında yer alan organlar açısından bir değerlendirme içerisinde bulunulmasıdı-r. Geçmişte Yüksek İdare Mahkemesi YİM 108/2012 D.16/2012 sayılı bir davada ki bu davada Davacı Sayıştaydı, Davalı da Kamu Hizmeti Komisyonuydu ve takdir edersiniz ki aslında her ikisi de devlet tüzel kişiliği altında yer alan Anayasal organlardır ve Kamu -Hizmeti Komisyonunun Sayıştaya atanacak bazı kişilerle ilgili olarak vermiş olduğu karardan yakınılarak açılmış bir davaydı. Bu noktada Yüksek İdare Mahkemesi Anayasa'nın 152. maddesinin ikinci fıkrasındaki dava açacak kişilerle ilgili bunların gerçek ve t-üzel kişiler olacağı noktasından hareketle her iki yani Davacı ve Davalı konumunda olan her iki organın da devlet tüzel kişiliği altında yer aldığını ve bunun teknik olarak mümkün olmadığını, eğer bir hukuka aykırılık ya da işlemlerde bir sakatlık varsa, d-evlet organlarının bunu kendi aralarında çözmesi gerektiği noktasından hareketle ve bu Anayasa'nın kişi yani dava açacak kişiler açısından öngördüğü gerçek ve tüzel kişi ve tüzel kişilik kavramı içerisindeki bu iki organın, aslında tek bir tüzel kişinin or-ganları olduğu noktasından hareket ederek davayı reddetti. Tabii şimdi huzurunuzda bulunan her iki davada da Davalı olan 67/2005 sayılı Yasa tahtında kurulmuş olan Komisyondur. Kuruluş Yasası'ndan ya da 67/2005 sayılı Yasaya baktığınız zaman göreceksiniz k-i bu Komisyon aslında az önce belirttiğim anlamda devlet tüzel kişiliği altında olmayan bir komisyondur. Bu niteliği itibarıyla bakıldığı zaman, Yasası da incelendiği zaman görülecektir ki herhangi ayrı bir tüzel kişiliği de mevcut değildir."

Yorum için -Anayasa Mahkemesine sunulması istenen 152. ve 149. maddeler de şöyledir:

"Madde 152
(1) Yüksek İdare Mahkemesi, yürütsel veya yönetsel
bir yetki kullanan herhangi bir organ, makam
veya kişinin bir kararının, işleminin veya
ihmalinin, bu Anaya-sanın veya herhangi bir
yasanın veya bunlara uygun olarak çıkarılan
mevzuatın kurallarına aykırı olduğu veya
bunların sözkonusu organ veya makam veya kişiye
verilen yetkiyi aşmak veya kötüye kullanmak
suretiyle yapıldığı şikayeti il-e kendisine
yapılan başvuru hakkında, kesin karar vermek
münhasır yargı yetkisine sahiptir.


(2) Böyle bir başvuru, sahip olduğu meşru bir
menfaatı, bu gibi karar veya işlem veya ihmal
yüzünden olumsuz yönde ve doğrudan doğruya
et-kilenen kişi tarafından yapılabilir.
Madde 149

Anayasa Mahkemesi, bu anayasanın herhangi bir
kuralını yorumlamak münhasır yetkisine sahiptir.
Bunu yaparken Anayasa ile ilgili komite raporları
ile Meclis tutanaklarından da yararl-anır."

YİM İstinaf 8/2013 D.2/2015 No.lu kararda, Anayasa Mahkemesinin yorumu ile ilgili olarak şu ifade yer almaktadır:

"149.madde, Anayasa Mahkemesine, Anayasa'nın
herhangi bir kuralını yorumlama münhasır yetkisini
ve-rmektedir.
Bir kuralın yorumlanması; bilinmeyen veya
anlaşılmayan bir kuralın izahatının verilmesi, ne anlam
içerdiğinin açıklanmasıdır."

Tarafların argümanlarını değerlendirmeden önce Taşınmaz Mal Tazmin Komisyonunun statüsüyl-e ilgili yasal durumun ne şekilde olduğuna kısaca temas etmeyi uygun görmekteyim. Komisyonun statüsüyle ilgili Anayasa Mahkemesinin 3/2006 D.3/2006 No.lu kararında şu görüşe yer verilmiştir:

"Komisyonun kararlarından tıpkı yürütsel ve yönetsel bir -yetki kullanan herhangi bir organ, makam veya kişice verilen kararda olduğu gibi, bir müracaatçının Yüksek İdare Mahkemesine başvurma hakkı vardır. Yüksek İdare Mahkemesinin görevi ise, Anayasanın 152. maddesinde belirtilmekte olup bunlar arasında hiçbir -Mahkemenin kararından Yüksek İdare Mahkemesine istinaf hakkı yer almamaktadır. Bir başka deyişle, Komisyonun Mahkemeyi andıran karakteristikleri olmakla beraber ciddi, yakından, bitaraf olarak incelendiğinde bunun aslında Anglo-Sakson hukuk sisteminde kull-anılan tabir ile "Administrative Tribunal" niteliğinde olduğu görülmektedir."

67/2005 sayılı Yasanın, Yargıya Başvurma Hakkı yan başlıklı 9.maddesi ise aynen şöyledir:
"9.Komisyon kararlarına karşı, tarafların, Yüksek İdare
Mahkemesine başv-urma hakları saklıdır. Başvuran,
Yüksek İdare Mahkemesinin kararından da tatmin
olmazsa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine
başvurabilecektir."
Yukarıda alıntısı yapılan 9.maddeden, Komisyon önünde bulunan tüm tarafların yargıya ba-şvuru hakkı olduğu açıktır. Başvurulacak olan yargı yerinin ise Yüksek İdare Mahkemesi olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından da teyit edilmiştir.

Anayasa Mahkemesine yorum için havale edilmek istenen soruya geri dönecek olursam, sorunun esasen, Komisyonun- "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vasıtasıyla" dava edilip edilmemesi gerektiği olduğu anlaşılmaktadır. Başka bir ifadeyle, sorulmak istenen soru, Yüksek İdare Mahkemesinde dava edilen Komisyonun hangi sıfatla dava edileceğidir.

Yüksek İdare Mahkemesi önün-de herhangi bir meselede, davalının hangi sıfatla dava edilmesi gerektiği veya başka bir ifadeyle doğru kişinin dava edilip edilmediği hususu, davayı dinleyen Mahkemenin önünde tartışılması gereken ve o Mahkemenin karara bağlayacağı bir husustur.

Bu me-selede de Savcılık tarafından dosyalanmış olan davada, Davalı konumunda olan Komisyonun, "KKTC vasıtasıyla" dava edilip edilmemesi gerektiği hususu, 67/2005 No.lu Yasa kapsamında Komisyonun oluşumu ve faaliyet alanı dikkate alınarak karara bağlanacak olan -bir husustur.

Anayasa'nın 152.maddesi Yüksek İdare Mahkemesinin hangi konularda dava görmeye yetkili olduğunu belirtmektedir ve bu madde birçok Anayasa Mahkemesi kararında yorumlanmıştır. Bugüne kadar yapılmış olan yorumlara rağmen, Anayasa'nın 152. madde-sinde yer alan "makam" ibaresinin müphem olduğu, anlaşılır olmadığı hususunda ikna olmuş değilim.

Bu doğrultuda, tüm yukarıda ifade edilenler ışığında ve Anayasa'nın 152.maddesinde yer alan "makam" ibaresinin yorum gerektirmeyecek şekilde açık bir ifade -olduğu nedeniyle, 8/2013 No.lu davada Davacı adına bulunan Savcının, Anayasa'nın 149. maddesi altında yorum için konunun Anayasa Mahkemesine sunulması müracaatı reddedilir.


Beril Çağdal
- Yargıç

30 Mayıs, 2016











7






Full & Egal Universal Law Academy