Yüksek İdare Mahkemesi Numara 67/2012 Dava No 28/2016 Karar Tarihi 19.07.2016
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 67/2012 Dava No 28/2016 Karar Tarihi 19.07.2016
Numara: 67/2012
Dava No: 28/2016
Taraflar: Pervin Şila ile 1-KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Pois Genel Müdürlüğü, 2- Polis Hizmetleri Komisyonu arasında
Konu: Ehliyetsizlik - Sivil hizmet görevlisinin görevden alınması - Disiplin soruşturması.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 19.07.2016

-D.28/2016 YİM:67/2012

Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.

Yargıç Beril Çağdal huzurunda.


Davacı:Pervin Şila, Sarayönü Caddesi,Kalavaç,Lefkoşa


- ile -


Davalı:No.1-KKTC Güvenlik Kuv-vetleri Komutanlığı Polis Genel
Müdürlüğü, Boğaz-Girne vasıtasıyla KKTC
Başsavcısı, Lefkoşa
No.1-Polis Hizmetleri Komisyonu vasıtasıyla KKTC
Başsavcısı, Lefkoşa.

A r a s ı n d a.


Davacı namına: Avukat Emre K-adri adına Avukat Tarık Kadri
Davalılar namına: Kıdemli Savcı İlter Koyuncuoğlu

-------------


K A R A R

Davacı, Davalılar aleyhine ikâme ettiği dava ile:

"A. Davalı No.2 ve/veya Davalılar tarafından 30/12/2011 tarihinde oybirliği ile alınan Davacı-nın meslekten sürekli olarak çıkarılmasına ilişkin kararın veya meslekten ihraç kararının ve/veya bu hususlardaki tüm karar ve işlemlerin esaslı bir şekilde sakat olması ve/veya gerekçesiz bir karar olması nedenleriyle ve her suretle kanunsuz ve/veya hüküm-süz ve/veya etkisiz ve/veya geçersiz ve/veya yoklukla malul olduğuna ve/veya hiçbir sonuç doğurmayacağına;

B. Davalı No.2 ve/veya Davalılar tarafından 30/12/2011 tarihinde oybirliği ile alınan Davacının meslekten sürekli olarak çıkarılmasına ilişkin kar-ar ve/veya görevden alınma ve/veya meslekten ihraç kararı tahtında Davalı No.1 ve/veya Davalı No.2 ve/veya Davalılar tarafından yapılmış olan herhangi bir işlem ve/veya kararın hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna ve/veya herhangi bir sonuç doğurmayacağına;
-
C. Davacının meslekten sürekli olarak çıkarılması işlemi esnasında ve/veya bu ahvalde Davalı No.2 ve/veya Davalılar tarafından herhangi bir disiplin soruşturması ve/veya kovuşturmasına tabi tutulmamasının yapılmaması gereken bir ihmal olduğuna dair,

em-ir verilmesini talep etmektedir.

Davacı Talep Takririnde özetle: 18.8.1982 doğumlu olduğunu ve takriben 26.10.2005 tarihinde Davalı No.1 nezdinde sivil hizmet görevlisi olarak çalışmaya başladığını, işlemiş olduğu bir suç nedeniyle Davalı No.2 tarafı-ndan yazılı olarak sivil hizmet görevlisi olma ehliyetini yitirdiği nedeniyle savunmaya davet edildiğini ve Davalı No.2 nezdinde herhangi bir yargılama işlemi olmadan ve/veya usulen yapılması gereken disiplin soruşturmasına tabi olmadan sadece sözlü hitaba- tabi tutularak aleyhine meslekten ihraç kararı alındığını iddia etmektedir. Davacı, Davalıların kendisini meslekten ihraç ederken sadece "hizmete alınma koşulları"nı değerlendirmekle hatalı davrandıklarını ve Yasanın her meselenin kendi olgularına göre de-ğerlendirilmesi gerektiği ile ilgili şartlarını dikkate almadıklarını, Davacıyı meslekten çıkarma yönündeki kararlarını alırken takdir haklarını yanlış kullandıklarını, haksız ve keyfi karar üreterek yetkilerini kötüye kullandıklarını, Davalıların kararını-n gerekçeden yoksun olduğunu, Davacının talebine karşın gerekçeli karar ve/veya disiplin soruşturması tutanaklarının Davacıya verilmediğini, dava konusu karar ve/veya ihmalle Davacının meşru menfaatinin doğrudan ve olumsuz yönde etkilendiğini ileri sürmekt-edir.

Müdafaa Takririnde hukuki esaslar belirtildikten sonra özetle: Davacının sivil hizmet görevlisi olarak çalışmakta olduğu Lefkoşa Polis Müdürlüğü Ledra Palace Kara Giriş Kapısındaki görevi esnasında sahte resmi belge düzenleme, sahtelenmiş resmi bel-geyi tedavüle sürme, sahte davranışla kayıt sağlama, kamu görevlilerinin sahte belge vermesi ve mevkii kötüye kullanma suçlarını işlediği nedeni ile hakkında başlatılan cezai soruşturma neticesinde mahkûm edildiği ve para cezasına çarptırıldığı, bu nedenle- Davacıya 21.10.2011 tarihli bir yazı gönderilerek mahkûmiyeti ve/veya cezaları nedeniyle sivil hizmet görevlisi olma ehliyeti ile ilgili durumunun ve/veya ehliyetini yitirmiş olduğu hususunun görüşülmesi için ve bu amaçla karar verilmeden önce savunmasını- yapmak üzere 31.10.2011'de yapılacak komisyon toplantısına davet edildiği, Davacının istemi ile savunmasının alınmasının 15.12.2011'e ertelendiği, ilgili tarihte Davacının hazır bulunup savunmasını yaptığı, Davalı No.2'nin konuyu değerlendirip 30.12.2011 -tarihinde Davacının meslekten sürekli olarak çıkarılmasına karar verdiği, Davacının kendi kusurlu davranışları ve Yasaya aykırı davranışları ve/veya polis mensubu olabilme onur ve nitelikleri ile bağdaşmayan kusurlu davranışları ve/veya suçları nedeniyle ü-retilen karardan dolayı haklı bir dava sebebi olmadığı ve/veya meşru menfaatinin olumsuz yönde etkilenmediği iddialarıyla davanın reddi talep edilmektedir.

Tanık dinletilmeyen duruşmada taraflar Mahkemeye hitap ettiler. Mesele ile ilgili ihtilâfsız olgul-ar şu şekildedir:
Davacı, dava ile ilgili tüm zamanlarda Davalı No.1 nezdinde sivil hizmet görevlisi olarak çalışmaktaydı. Davacı 18.8.1982 doğumlu olup, takriben 26.10.2005 tarihinde veya o tarihlerde sivil hizmet görevlisi olarak çalışmaya başlamıştır.
-Davalı No.1, Davalı No.2'nin işleyişini, çalışmasını, yönetimini, disiplin işlerini yürüten ve denetleyen veya onaylayan merci olup, Davalı No 2'nin almış olduğu kararları ve/veya yapmış olduğu işlemleri inceler ve bunlardan doğrudan doğruya veya dolaylı o-larak sorumludur.
Davalı No.2 ise Polis Teşkilatındaki sivil hizmet görevlilerinin atanmalarını, onaylamalarını, ilerleme ve yükselmelerini, nakillerini, yer değiştirmelerini, vekaleten görevlendirilmelerini, üniformalı kısımdan sivil kısıma veya sivil kı-sımdan üniformalı kısıma aktarılmalarını, emekliye sevklerini, görevden uzaklaştırılmalarını, meslekten çıkarılmalarını ve sair işlemleri Polis Genel Müdürlüğü nezdinde yürüten mercidir.
Davacı, görevi esnasında sahte resmi belge düzenleme, sahtelenmiş re-smi belgeyi tedavüle sürme, sahte davranışla kayıt sağlama, kamu görevlilerinin sahte belge vermesi ve mevkiyi kötüye kullanma suçlarını işlediği nedeni ile hakkında bir cezai soruşturma başlatılmış ve bunun neticesinde dosyalanan 2133/2011 sayılı ceza dav-asında mezkûr suçlardan itham edilmiş ve suçlarını kabul ettikten sonra mahkûm olmuş ve para cezasına çarptırılmış olan bir kimsedir.
Davacı, 2133/2011 sayılı ceza davası nedeni ile Davalı
No.2 tarafından sivil hizmet görevlisi olma ehliyetini yitirdiği -sebebi ile savunmaya davet edildi, Polis Genel Müdürlüğü ve/veya Polis Genel Müdürü 21.10.2011 tarihli 01/2-11-257 sayılı yazıyı Davacıya göndererek, 31.10.2011 tarihinde yapılacak komisyon toplantısına davet etti. 31.10.2011 tarihinde Avukatı, Davacının s-avunmasının ileri bir tarihe alınmasını talep etti. Komisyon bu talep doğrultusunda Davacının savunmasının alınmasını 15.12.2011 tarihine erteledi.
Davacı 15.12.2011 tarihinde Komisyon toplantısında hazır bulunarak Avukatı vasıtasıyla savunmasını yaptı.
-Polis Hizmetleri Komisyonu, 30.12.2011 tarihli kararı ile Davacının meslekten sürekli olarak çıkarılmasına karar vermiştir.
Davalılar Davacıyı meslekten ihraç ederken sadece hizmete alınma koşullarını değerlendirmişlerdir.
Davacı, Davalı No.2 nezdinde di-siplin kovuşturmasına tabi olmadan meslekten ihraç edilmiştir.

Bu meselede Davacının 30.12.2011 tarihli meslekten sürekli olarak çıkarılmasına ilişkin kararın iptal talebinin gerekçesi; Davacının 51/1984 sayılı Yasa'nın 106.maddesi tahtında disipl-in soruşturmasına tabi olması gerektiği, ancak bunun gerçekleşmediği ve Yasa'nın 71.maddesinde düzenlenen kovuşturmanın yapılmış olduğu, bu şekilde de Davacıya savunma imkânı verilmediği şeklinde özetlenebilir.

Davacı, kendisini savunmaya çağıran Emare N-o.3 21.10.2011 tarihli davet yazısında yer alan "ciddi ve yüz kızartıcı suç olan üç ayrı sahteleme suçu işleyerek Mahkemede yargılanıp mahkum olmakla, Sivil Hizmet Görevlisi olma ehliyetinizi kaybettiniz" ifadesinin savunmaya çağrılırken halihazırda aleyhi-nde bir karar alındığını ve kendisine ehliyetini kaybettiğinin bildirildiğini, tüm bunların bu konuda kendisine söz hakkı verilmediğini gösterdiğini ifade etmektedir. Davacıya göre, ehliyetsizliğin mesleğe başlarken olan ehliyetsizlik mi olduğu, mesleğe ba-şladıktan sonra kaybedilmiş bir ehliyetsizlik mi olduğu belirtilmemiş ve bu konuda savunma yapma imkânı verilmeden kovuşturma usulüne uygun olarak yürütülmemiş olup, bunun sonucunda verilen karar da Yasaya aykırıdır.

Yukarıda ihtilafsız olgular -bölümünde temas edilen Davacı aleyhine getirilen ceza davasında yargılanan bir başka polis mensubunun Yüksek İdare Mahkemesinde açmış olduğu davadan Anayasa Mahkemesine yapılan havale neticesinde, Anayasa Mahkemesi, 8/2013 D.3/2015 No.lu kararında, 51/1984- sayılı Yasa'nın 71(2)(b)maddesinin Anayasa'ya aykırı olmadığına karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesinin kararının 9.sayfasında şu ifade yer almaktadır:
"Havale konusu davada davacının mahkûmiyeti,
Yasanın 115(5) maddesi altında kamu görevin-den çıkarma
cezasını gerektiren bir disiplin suçudur. Ancak davacı
aleyhine, bu madde uyarınca bir disiplin yargılaması
yapılmamış, buna mukabil Komisyon, davacının sahtecilik
ile ilgili sabıkasını Yasanın 71(2) maddesindeki
- ehliyetsizlik kapsamında değerlendirerek meslekten
sürekli çıkarılmasına karar vermiştir. Komisyon bu kararı
alırken, davacıya müdafaa hakkı tanımıştır.
Komisyonun yaptığı işlemin içeriği bir yargılama değil, ceza yargılaması sonucun-da Mahkemenin kararı doğrultusunda ortaya çıkan sonucun değerlendirilerek işlem yapılmasıdır.
Müdafaa hakkı verilmesi, işlemi kendiliğinden cezai
alana sokmaz. Aleyhine idari işlem yapılacak kişilere söz
ve/veya müdafaa hakkı tanınma-sı, idare hukukunun ilkeleri
arasındadır.
Açıkça görülebileceği gibi, Yasanın 71(1) ve (2)
maddelerinde yer alan "meslekten çıkarma" ve
"ehliyetsizlik nedeniyle meslekten çıkarma" işlemi, ceza
niteliği taşımayan, Komisyo-nunun yetkisine giren bir
idari işlem mahiyetinde olup, Komisyonun bu madde
uyarınca yaptığı işlem, bir yargısal faaliyet değildir.
Nitekim, ilgili madde uyarınca Komisyonun bu tür
kararlarına karşın Yüksek İdare Mahkemesine başvurm-a
hakkının öngörülmesi bunun bir teyitidir."


"Ehliyetsizlik" kavramına ilişkin Anayasa Mahkemesinde
vurgulananlar ise şöyledir:

"Havale konusu Yasanın 71(2) maddesinde, Polis
Hizmetleri Komisyonunca verilen bir polis mensub-unu
ehliyetsizlik nedeniyle meslekten çıkarma kararı ile
ilgili yetkisi belirsiz, öngörülmeyen, diğer bir deyişle
keyfi bir yetki midir? İlgili Yasada, "ehliyetsizlik"
kavramının detaylı bir tanımı yapılmamıştır.
Yasada y-er alan bir kavrama anlam yüklerken, sadece
kavramın düzenlediği maddeye değil, yasanın tümüne bakmak
gerekir. Mezkûr kavramın yer aldığı maddede yeterli
tanımlama olmasa bile, yasanın diğer maddelerinde o
kavrama verilecek anlama u-laşılabiliniyorsa
belirsizlikten söz edilemez.

Ehliyetsizlik hali, ehliyetli olma halinin zıt
anlamlısıdır. Herhangi bir konuda aranan ve başlangıçta
mevcut olan ehliyet daha sonra yitirilirse, ehliyetsizlik
hali meyd-ana gelir.
Havale konusu meselede, davacının sivil hizmet
görevlisi olarak Yasada belirtilen şartlara uyumu
nedeniyle sahip olduğu ehliyet, daha sonra bu şartlara
veya bu şartların bir kısmına uygunluğunu kaybetmesi
halind-e ehliyetsizliğe dönüşebilir. Yani kişinin sivil
hizmet görevlisi olarak polis mensubu olmak için aranan
ehliyet şartlarından birini kaybetmesi, ehliyetsiz konuma
girmesi için yeterlidir. Bunun açıkça ehliyetsizliği
düzenleyen madde-de yer almaması, belirlilik ve
öngörülebilirlik ilkelerine aykırılık oluşturmaz."
Sivil hizmet görevlisinin polis mensubu olabilmesi için aranan ehliyet şartları, 10 Ağustos 2005 tarihinde 457 sayılı amme enstrümanı olarak yayınlanan Polis Gen-el Müdürlüğü Sivil Hizmet Görevlileri Tüzüğü'nün 6.maddesinde yer almaktadır. Bu maddenin, "e" fıkrasında, bazı suçlardan mahkûmiyetin, ehliyetsizlik halini oluşturacağı hüküme bağlanmaktadır.
Davacının sabıkasının türü, polis mensubu olmak için -aranan ehliyet şartlarına aykırı olup olmadığı ise, YİM tarafından karara bağlanması gereken bir husustur."


Anayasa Mahkemesi kararında belirtilmiş olan hususlar da dikkate alındığı zaman, bu meselede belirlenmesi gereken hususun Emare No.4 Karar ve Ema-re No.5 İthamnamede tafsilatı verilen suçların Davacı açısından sivil hizmet görevlisi olmak için gerekli ehliyet şartını yitirmesine neden olup olmadığıdır. Ancak bu değerlendirmeyi yapmadan önce, Talep Takririnde Davalılar tarafından 30.12.2011 tarihinde- alınan kararla ilgili yokluk iddiası da bulunduğundan, Polis Hizmetleri Komisyonunun ilgili kararı alırken buna yetkisi olup olmadığı veya yetkisini aşıp aşmadığının incelenmesi gerekmektedir.

51/1984 sayılı Yasa'nın 2. maddesinde polis mensubunun tanım-ı şu şekilde yapılmaktadır:

""Polis Mensubu" Polis Örgütünde, Polislik hizmetlerini
yerine getirmek üzere görevlendirilen üniformalı veya
üniformasız meslek memurlarını anlatır ve trafik
hizmetlerini yürüten trafik polisini, itfai-ye
hizmetlerini yürüten itfaiyecileri de kapsar.

Ayrıca bu Yasanın 16'ncı maddesinin (2)'nci
fıkrasında gösterilen görevleri yerine getirmek
üzere Polis Örgütünde görevlendirilen Sivil Hizmet
Görevlilerini de kapsar."

Yukarıda- alıntısı yapılan Yasa maaddesinden, Polis Mensubunun tanımının sivil hizmet görevlilerini de kapsadığı anlaşılmaktadır.

51/1984 sayılı Polis Örgütü (Kuruluş,Görev ve Yetkileri) Yasası'nın "Göreve Alınma ve Hizmet Koşulları" bölümünde yer alan 71.maddesi -şöyledir:

"71.(1) Bir polis mensubunun görevi aşağıdaki durumlarda
sona erer:
(a) Ölümü halinde;
(b) Kendi isteği ile görevinden çekilmesi halinde;
(c) Emekliye ayrılması halinde; ve
(ç) Meslekten sürekli olarak çıkarılması- halinde.
(2) Polis Hizmetleri Komisyonu, herhangi bir polis
mensubunu hizmet süresi esnasında, herhangi bir
zamanda, aşağıdaki nedenlerle meslekten sürekli
olarak çıkarabilir:

Sağlık Kurulu Raporuna dayanılarak sağlık nedeniyle;
Ehliyet-sizlik nedeniyle;
Kamu yararı gereği;
(Ç) Herhangi bir suçtan hapis cezasına çarptırılmış
olma nedeniyle.
Ancak, bu fıkranın (B),(C) ve (Ç) bentleri uyarınca Polis Hizmetleri Komisyonu, polis mensupları hakkında meslekten çıkarma kararı vermede-n önce bir araştırma yapıp kişinin savunmasını aldıktan sonra karar verir. Komisyonun bu kararına karşı Yüksek İdare Mahkemesine başvurma hakkı saklıdır."


Görülebileceği gibi 71.maddenin 2.fıkrasında Polis Hizmetleri Komisyonunun herhangi bir polis mens-ubunu hizmet süresi esnasında herhangi bir zamanda Yasada belirtilen nedenlerle meslekten sürekli olarak çıkarabileceği düzenlenmiştir.

YİM 90/1991 (D.4/1994) No.lu kararda şu görüşler yer almaktadır:

"Halen yürürlükte olan Polis Örgütü (Kuruluş, -Görev
ve Yetkileri)Yasası 51/84(bundan böyle 51/84 olarak anılacaktır) polis mensupları ile ilgili konuları içeren Yasadır. Konu Yasa yürürlüğe girmeden önce Kıbrıs'ta 1958'den sonra yürürlükte olan, Fasıl 285 Polis Yasası ve bu Yasa altında ısda-r edilen tüzüklerdi. Söz konusu Yasaya yapılan en son tadilât 2/71 sayılı tadilâttır. Fasıl 285 altındaki Polis Genel Nizamnamesi 1958-1973, 1.5.1958'de, Polis Disiplin Nizamnamesi 11.7.1972 tarihinde Fasıl 285 Yasası'nın 10. maddesi tahtında Emniyet Genel- Müdürü tarafından Yürütme Kurulunun onayı ile yapılmıştır. Fasıl 285 ile yukarıda söz konusu nizamnameler 51/84 sayılı Yasa altında birleştirilmiştir. 20.12.1984 tarihinde yürürlüğe giren 51/84 sayılı Yasa ile, Fasıl 285 ve 51/84'e aykırı olan tüzükler yü-rürlükten kaldırılmıştır. 51/84 sayılı Yasa ile örgütlenmiş bir Emniyet Teşkilâtı ortaya çıkmıştır. Örgütün işleyişi, çalışması, yönetimi, gözetimi, disiplin ve denetimi ile ilgili hususlar Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığında yürütülmekte olup Güvenlik Kuvv-etleri Komutanlığı da bu açıdan yasaca Başbakanlığa karşı sorumlu kılınmış bulunmaktadır. Polis mensuplarına tanınan hak ve özgürlükler, sorumluluklar, yetkiler, atanma, disiplin, denetim ve oluşumu ile ilgili kurallar söz konusu Yasa ile daha geniş kapsam-lı şekilde düzenlenmiştir.

51/84 sayılı Yasanın 106. maddeden 125. maddeye kadar olan kısmı disiplin kovuşturmalarını içermektedir. Disiplinsizlik teşkil eden eylem ve davranışlar ve bunlara verilebilecek disiplin cezaları Yasanın 115. maddesinde aç-ıkça sıralanmıştır. Bu madde incelendiğinde disiplinsizlik teşkil eden ve disiplin cezası gerektiren bazı eylem ve davranışlar aynı zamanda Ceza Yasası veya başka yasalar altında suç teşkil etmektedir. Disiplin yargılanması 108. ve 109. madde kurallarına g-öre yapılır.

1958 Polis Kanununda (daha sonra Fasıl 285'de) ve 51/84'e kadar yürürlükte kalan 1958-1973 Polis (Genel) Nizamnamesinin 8(2) fıkrasında belirtilen ve bir polis mensubunun görevinin sona ermesi halleri ile ilgili yetkiler, 51/84'ün 71. m-addesinin (2) fıkrası altında yasallaşarak Polis Hizmetleri Komisyonuna verilmiştir."


Gerek YİM 90/1991 (D.4/1994) No.lu kararda vurgulananlar, gerekse 71.maddenin 2.fıkrasında yer alan düzenleme, bir polis mensubunun görevine son verme yetkisinin Polis -Hizmetleri Komisyonunda olduğunu açıkça göstermektedir. Bu doğrultuda Polis Hizmetleri Komisyonunun başvuru konusu kararı almaya yetkisi olduğu sonucuna varırım. Bu nedenle de Davacının başvuru konusu kararın yoklukla malul olduğu yönlü iddiasının reddedil-mesi gerekmektedir.

Bu aşamada değerlendirilmesi gereken husus, Polis Hizmetleri Komisyonunun 71.maddenin 2.fıkrasında kendisine verilen yetkiyi Yasaya uygun kullanıp kullanmadığı hususudur.

Davacı, "ehliyetsizlik" nedeniyle 51/1984 sayılı Yasa'nın 71-.maddesinin 2.fıkrası gereğince görevden çıkarılmıştır.

Bu noktada, sivil hizmet görevlilerinin göreve alınma koşullarının ne olduğuna bakılması gerekmektedir. Amme Enstrümanı 457/2005 Polis Genel Müdürlüğü Sivil Hizmet Görevlileri Tüzüğü'nün 6.maddesini-n 1.fıkrasının (e) bendi şöyledir:
"6.(1) Genel Koşullar:
(a)...........
(b)...........
(c)...........
(d)...........
(e) Bir yıldan fazla hapis cezasına çarptırılmamış olmak veya affa uğramış o-lsalar dahi, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtekârlık, irtikap, ırza geçme, hileli iflas ve benzeri yüz kızartıcı suçlardan dolayı mahkum olmamış olmak."

Bu maddeye göre Sivil Hizmet Görevlisi olma ehliyeti taşıması için göreve alınacak olan ki-şinin bir yıldan fazla hapis cezasına çarptırılmamış olması veya affa uğramış olsa dahi, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtekarlık, irtikap, ırza geçme, hileli iflas ve benzeri yüz kızartıcı suçtan mahkûm olmamış olması gerekmektedir.

Belirtilen suç-lardan mahkûm olması halinde bir sivil hizmet görevlisinin ehliyetini yitirmiş addolunacağı, başka bir ifade ile "ehliyetsiz" konuma düşeceği kaçınılmazdır.

Davacı, 51/1984 sayılı Yasa'nın 71(2) maddesi tahtında, meslekten çıkarılma yerine, aleyhinde 11-5 A maddesi uyarınca bir disiplin soruşturması yapılmış olsa idi, burada bazı iddialar ileri sürebileceğini ve bu doğrultuda kendisine müdafaa hakkı tanınmış olacağını iddia etmektedir.

51/1984 sayılı Polis Örgütü (Kuruluş,Görev ve Yetkileri) Yasası'nın -onuncu bölümünde "Polis Mensuplarının Disiplin İşlemleri"ne ilişkin düzenleme yer almaktadır. İlgili bölümde yer alan 115 A maddesinde Sivil Hizmet Görevlilerine verilecek disiplin cezaları ve bu disiplin cezalarını gerektiren eylem ve davranışlar belirtil-mektedir. 115 A maddesinin 5. ve 6. fıkraları şöyledir:
"(5) Kamu Görevinden Çıkarma Cezası:
Sivil Hizmet Görevlisinin sürekli olarak kamu
görevinden çıkarılmasıdır. Bu cezaya çarptırılan kamu
görevlileri bir kez daha kam-u görevine alınamazlar.
Kamu görevinden çıkarma cezasını gerektiren eylem ve
davranışlar şunlardır;
(A).................
(B).................
(C).................
(Ç)Rüşvet, hırsızlık, sahtekarlık, -dolandırıcılık,
görevi kötüye kullanma, hileli iflas gibi kamu
görevliliği ile bağdaşmayan yüz kızartıcı bir suç
işlemiş bulunmak;
(D)................
(E)................
(F)................-
(G)................
(H)................
(I)................
(İ)................
(J)................

(6) Bu maddede belirtilen uyarma veya kınama cezalarından
birini gerektiren eylemlerden birinin hu-zurlarında
işlenmiş olması halinde, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı,
Polis Genel Müdürü, Polis Genel Müdürü Birinci ve
Polis Genel Müdürü İkinci Yardımcıları, hale göre
uyarma veya kınama cezası vermeye yetkilidirler.
Ancak bu fı-kra altında ceza verilmeden önce
ceza vermeye yetkili yukarıdaki kişilerin doğal
adalet ilkelerine uymak ve sanığa savunma hakkı ve
imkânı tanıması gereklidir."


Bu meseledeki Davacının aleyhine getirilmiş olan ceza
davasındaki mahk-ûmiyeti, Yasa'nın 115 A(5) maddesi altında
kamu görevinden çıkarma cezası gerektiren bir disiplin suçu
olmasına karşın, Polis Hizmetleri Komisyonu, Yasa'nın disiplin işlemlerine ait bölümde yer alan düzenlemeler tahtında bir disiplin yargılaması yapmamış-tır. Komisyon, Davacının mahkûmiyetini Yasa'nın "göreve alınma ve hizmet koşulları" bölümünde yer alan 71(2) maddesi tahtında "ehliyetsizlik" olarak değerlendirerek, meslekten sürekli olarak çıkarılmasına karar vermiştir.

8/2013 D.3/2015 sayılı Anayasa M-ahkemesi kararında da belirtildiği üzere Komisyonun Yasa'nın 71(1) ve (2) maddeleri tahtında yaptığı işlemin içeriği bir yargılama değildir. Söz konusu işlem ceza yargılaması sonucunda Mahkemenin kararı neticesinde ortaya çıkan durum değerlendirilerek yapı-lan bir işlemdir.

Emare No.2 olarak Mahkeme huzurunda bulunan 15.12.2011 tarihli tutanak incelendiği zaman, Davacıya, ilgili tarihte Avukatı vasıtasıyla müdafaasını yapması için fırsat verildiği ve bu doğrultuda Davacının, Avukatı vasıtasıyla müdafaasını- yaptığı görülmektedir.

Başka bir ifade ile, Komisyon Davacı aleyhine gerçekleşmiş olan mahkûmiyeti değerlendirip bir işlem yaparken, Yasa'nın 71.maddesi tahtında Davacıya müdafaa hakkı tanımıştır. Davacının Avukatı vasıtasıyla yapmış olduğu müdafaa-nın içeriğine bakıldığı zaman, bunun hafifletici sebeplerin öne sürülmesi şeklinde bir beyan olduğu görülmektedir. Diğer bir anlatımla, Davacıya sahte resmi belge düzenleme, sahtelenmiş resmi belgeyi tedavüle sürme suçlarını işlemediği ve bu suçlardan mahk-ûm olmadığı ve bu doğrultuda ehliyetini yitirmediği yönlü bir savunma yapması için fırsat verilmiştir. Davacının belirtilen suçlardan mahkûm olduğu noktasında bir ihtilâf olmadığı ve Emare No.4 Mahkeme Kararı ışığında Davacının mahkûm olmadığı ve ehliyetin-i yitirmediği yönünde bir savunma yapması, şüphesiz, mesnetsiz bir müdafaa teşkil edecekti.

Tüm yukarıda ifade edilenler ışığında, Davalı No.2'nin 51/1984 sayılı Yasa'nın 71.maddesinde belirtilen usule uygun olarak Davacının savunmasını aldıktan sonra da-va konusu kararı verdiği ve bu kararın hukuka aykırılığı olmadığı sonucuna varmaktayım.

Bu aşamada Davacının Talep Takririnin C paragrafında ileri sürmüş olduğu "Davacının meslekten sürekli olarak çıkarılması işlemi esnasında" Davalılar tarafından herhan-gi bir disiplin soruşturması ve/veya kovuşturmasına tabi tutulmamasının, yapılmaması gereken bir ihmal olduğuna dair dava sebebini değerlendirmeyi uygun görmekteyim.

Yukarıda ifade edildiği ve alıntısı yapılan 51/1984 sayılı Yasa'nın içeriğinden görüleb-ileceği üzere, Polis Mensuplarının göreve alınması ve hizmet koşullarına ilişkin düzenlemeler, 51/1984 sayılı Yasa'nın dördüncü bölümünde yer alırken, disiplin işlemleri Yasa'nın onuncu bölümünde yer almakta olup bunlar birbirinden bağımsız düzenlemelerdir-. Başka bir anlatımla, Yasanın dördüncü bölümünde yer alan 71.maddenin (2) fıkrası uyarınca işlem yapan Polis Hizmetleri Komisyonunun, Yasa'nın onuncu bölümünde yer alan disiplin işlemlerine ilişkin kuralları uygulaması gerekmemektedir. Yasa'nın 71.maddesi- tahtında işlem yapılırken uyulması gereken kural, ilgili maddenin son kısmında yer alan, "Ancak, bu fıkranın (B),(C) ve (Ç) bentleri uyarınca Polis Hizmetleri Komisyonu, polis mensupları hakkında meslekten çıkarma kararı vermeden önce bir araştırma yapıp -kişinin savunmasını aldıktan sonra karar verir. Komisyonun bu kararına karşı Yüksek İdare Mahkemesine başvurma hakkı saklıdır" şeklindedir. Polis Hizmetleri Komisyonunun 51/1984 sayılı Yasa'nın 71.maddesi tahtında işlem yaparken disiplin soruşturması veya- kovuşturması yapılması gerekmediğinden, bunun yapılmamış olmasının bir ihmal teşkil etmesi de söz konusu olamaz.

Netice itibarıyla tüm yukarıda ifade edilenler ışığında Davacı davasında başarılı olamamıştır. Dava ret ve iptal edilir.

Dava masrafl-arı Davacı tarafından ödenecektir.



Beril Çağdal
Yargıç


19 Temmuz, 2016











14






Full & Egal Universal Law Academy