Yüksek İdare Mahkemesi Numara 67/1990 Dava No 25/1995 Karar Tarihi 18.10.1995
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 67/1990 Dava No 25/1995 Karar Tarihi 18.10.1995
Numara: 67/1990
Dava No: 25/1995
Taraflar: Adile Hasan Dumral ile Eşdeğer Tazmin Komisyonu
Konu: Yönetimin sakat bir işlemi her zaman tercihan makul sürede geri alabilmesi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 18.10.1995

-D.25/95 YİM 67/90

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Anayasanın 152'nci maddesi hakkında.
Mahkeme Heyeti: Celâl Karabacak, Mustafa Özkök, Gön-ül Erönen.

Müstedi: Esentepeli Adile Hasan Dumral.
ile
Müstedaaleyhler: 1. Eşdeğer Tazmin Komisyonu, İskân Bakanlığı,
Lefkoşa.
2. Girne Tapu ve Kadastro Dairesi - Girne.
- A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Avukat Gözel Halim.
Müstedaaleyhler namına: Başsavcı Yardımcısı Mv. Mehmet A. Şefik.



H Ü K Ü M

Celal Karabacak: Bu başvuruda Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Gönül Erönen verecektir.

Gönül Erönen: Mü-stedi 11.4.90 tarihinde dosyalamış olduğu işbu başvurusu ile Girne Tapu ve Kadastro Dairesinde kayıt no'su 13223 ve pafta no.XIII, Harita No. 14,15,22,23; Parsel no:418/1,416,403 olan gayrımenkulün koçanının eşdeğer değerlendirilmesinde Müstedaaleyh 1 tara-fından iptalini içeren kararın veya işlemin tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.

Müstedi, KKTC uyruklu Kıbrıslı Türk vatandaşı olup TC uyrulu bir kişi ile evlendikten sonra 1962- yılında Türkiye'ye gitmiştir. O tarihten itibaren senede birkaç defa Kıbırs'ta 1 aya yakın bir süre kalmakta olan Müstedi Güney'de bıraktığı mal varlığından dolayı eşdeğerden hak sahibidir. Sırasıyle 20/9/88 tarihli Emare 1 ve 14/8/89 tarihili Emare 5 mal- değer belgelerine göre 6.844 ile 120.494 puanı mevcuttur.

Müstedi Adada bulunduğu bir sırada 24/7/89 tarihinde başvuru konusu yerin kendisine eşdeğerine karşılık verilmesi talebinde bulundu (Emare 2). Müracaat ettiği tarihte konu malı alması için mevcut- puanları yetersizdi. Daha sonra Adadan ayrılan Müstedinin eşdeğer işlemlerini yetkili vekili Birol Pınar takip etmekte idi (Emare 4).

Müstedi Emare 2 müracaatını yaptıktan sonra, Müstedinin yakınlarından alınan bilgiler ışığında, Müstedinin halen Esentep-e'de ailesinin yanında sığıntı olarak kalmakta olduğu ve elinde bulunan mal değer belgesindeki puanlarına karşılık eşdeğer talebine bulunduğu İskân ve Rehabilitasyon Dairesi Müdürlüğüne Girne İskân Şube Müdürü tarafından bir raporla bildirilmiştir.

Annes-inden bağış yolu ile aldığı 14/8/89 tarihli mal değer belgesi altındaki puanlar da eklendiğinde (Emare 5) Müstedi toplam 185.338 puana sahip olmuşur.

Sunulan rapor ışığında (Emare 6) 12/89 İTEM Değişiklik Yasasının 72.B Maddesi altında yapılan Münferiden- Mal verme Tüzüğü gerğince Eşdeğer Tazmin Komisyonunca başvuru konusu malın 17/10/89 tarihinde Müstediye verilmesi kararı alınmıştır. Bu karar 20/11/89 tarihinde Kaza Tapu Amirliğine bildirilmiş ve kesin tasarruf belgesi verilmesi için gerekli işlemlerin y-apılması istenmiştir (Emare 7). Ayni tarihte durum Müstediye bildirilmiş ve Kaza Tapu Amirliği ile temasa geçip Kesin Tasarruf Belgesini alması hususu bilgisine getirilmiştir. 12/1/90 tarihinde ise Müstediye taşınmaz mal koçanı çıkarılmıştır.

Daha sonra,- aldındığı tarih belli olmayan bir kararla Eşdeğer Tazmin Komisyonu tarafından yapılan araştırma sonucu gerçeklerin Müstedinin anlattığı şekilde olmadığının tespit edilmesiyle Müstedinin bilgisine getirmeden, tahsisi ve koçanı iptal edilmiştir. İptal karar-ı Eşdeğer Tazmin Komisyonu Başkanı tarafından Emare 10 yazı ile Tapu ve Kadastro Dairesine bildirilmiştir. Tapu ve Kadastro Dairesi de 30/3/90 tarihinde Müstediye gönderdiği yazı ile iptal kararını bildirmiştir (Emare 11). Emare 14 iptal kararı aynen şöyle-dir:

-"MMVT - 84 nolu dosya ile Esentepede h/pafta XIII 14-15-22-23 Part I, 403+416Tl 418/1 parseldeki konutun Adile Hasan Dumral'a kesin tasarruf verilmesine karar verilmiştir. Ancak söz konusu karara mesnet teşkil eden ve Şubece hazırlanmış kaynak raporunun ha-talı ve yerinde görülmeden yazıldığı, konutun uzun zamandan beri başka bir şahsın tasarrufunda bulunduğu, Komisyon üyeleri Sn. Kamil Kayral ve Ahmet S. Örek'in bizzat yerinde incelemeleri neticesinde gözlemlenmiştir. Bu nedenle söz konusu konut için verile-n kararın ve kesin tasarruf belgesinin iptaline karar verildi."

Müstedi bu başvuruyu bu iptal kararına karşı yapmıştır.

Müstedinin talebine karşılık Müstedaaleyhler şu hususları ileri sürmüştür. Başvuru konusu 1 dönüm 1 evlek 2850 ayakkareden ibaret ar-sa ve konutun herhangi bir kişiye tahsisli ve/veya icar edilmiş olmadığı, Müstedinin 1974 göçmeni olduğu ve Esentepe'de ailesinin yanında sığıntı olarak kalmakta olduğunun yakınları tarafından Girne İskan Şube Müdürlüğüne bildirilmesi üzerine Girne İskân Ş-ube Müdürlüğünün bir rapor halinde bunları İskân ve Rehabilitasyon Dairesi Müdürlüğüne aktarmıştır. Raporun sunulmasıyle Eşdeğer Tazmin Komisyonu (ETK) 17/10/89 tarihinde konu yerin Müstediye verilmesini kararlaştırmıştır (Emare 6). Eşdeğer Tazmin Komisyon-u 20/11/89 tarihinde Girne Kaza Tapu Amirliğine yazarak Müstediye kesin tasarruf belgesi verilmesini istemiş olmasına rağmen yapılan araştırma sonucu Müstedinin KKTC sınırları dahilinde yaşayan bir kişi olduğu ancak 28/7/86 tarihinden 10/2/90 tarihine kada-r KKTC'de bulunmadığı, 1982 yılından itibaren sadece yılda yaklaşık bir ay KKTC'de bulunduğu tespit edilmiştir. Müstedinin ailesi yanında sığıntı olarak kalmakta olduğuna ilişkin verilen yanıltıcı bilgilerden dolayı 24/7/89 tarihli raporun hatalı yazıldığı-, konutun uzun zamandan beri başka bir şahsın tasarrufunda bulunduğu yapılan araştırmada yerinde tesbit edilmesiyle, 21/3/90 tarihinde başvuru konusu kaynağın kesin tasarruf belgesinin iptaline karar verilmiştir. İptal kararı 27/3/90 tarih ve MMVT-84-1751 -sayılı bir yazı ile Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürlüğüne bildirilmiştir (Emare 10). Tapu ve Kadastro Dairesi de iptal kararını 30/3/90 tarihli Emare 11 yazı ile Müstediye bildirmiştir.

1/6/94 tarihinde yapılan başvurunun duruşması sırasında Müstedi, başv-urusunu ispat için kendisi şahadet vererek Tanık I olarak da Girne Amirliğinde iskân sorumlusu olan Hasan Bilgiç'i dinletmiştir.

Tanık Hasan Bilgiç görevinin ilgili kaynak taleplerine cevap vermek olduğunu ve emare 3 olarak sunulan raporu kendisinin hazı-rladığını ancak raporda Şube Amiri olarak Hüseyin Öngel'in imzası bulunduğunu beyan ederek ilgili dönemde Müstedinin müracaat ettiği kaynaklarla ilgili tespitler kısa bir müddet önce yapıldığı için tekrar yerinde tespit yapmak gereği görülmemiş olduğunu ek-lemiştir. İlgili raporda İTEM 21 ve 22 formları tanzim edip eklenmiştir. Tanık, Müstedinin ilgili yerde oturup oturmadığı ile ilgili araştırma yapmadığını ve 14/8/89 tarihli mal değer belgesini gördüğü halde (Emare 5), orda belirtilen puan miktarının malı -karşılayıp karşılamadığı hususunu aratırmaya gitmediklerini ve keza taşınmaz malın iptalinden sonra iade edilen puanların dökümünün Emare 12 ile Müstediye iade edildiğini beyan etmiştir.

Daha sonra söz alan Müstedi başvuru konusuna ait Emare 9 koçanın i-ptal edildiğinin kendisine bildirilmediği, 1961 yılında Türk Uyruklu olan kocası ile Kıbrıs'ta Esentepe'de evlendiği ve 1962 yılında Türkiye'ye gitmekle beraber 1962 yılından beri Kıbrıs'ta ikamet etmediği ve her gelip gidişinde bir aya yakın Kıbrıs'ta kal-dığı hususunda şahadet vermiştir.

Müstedinin şahadetinden sonra Müstedaaleyhlerin tanık çağırmaya-caklarını beyan etmeleri üzerine taraflar Mahkemeye hitaplarını yaptılar.

İlk önce söz olan Müstedi avukatı Müstedaaleyhlerin iddialarının ilgili kaynağın- yerinde görülmeden ve boş olmadığından yanlışlıkla verildiğine dayandığı, Emare 14 kararın tanık 1 tarafından tekzip edildiği cihetle geçersiz addedilmesi gerektiği, ilgili koçanın ancak Fasıl 224 madde 61 tahtında Tapu Dairesi tarafından yapılabileceği, -keza kendisine iptalin yapılacağına dair gerekli ihbarın verilmediği cihetle konu kararın geçersiz olduğunu beyan etmiştir.

Müstedi avukatından sonra söz alan Savcı Yönetimin yasalara aykırı veya yanıltma sonucu alınan herhangi bir kararı istediği zaman -geri alabileceğini, iptal kararının Emare 3 raporun Müstedinin Esentepe köyünde annesinin yanında sığıntı olarak ikamet ettiği hususunda verilen yanlış ve yanıltıcı bilgilerden sonra hazırlandığını, Müstedinin 41/77 sayılı Yasa tahtında tahsis amaçları bak-ımından hak sahibi olmadığını ve sadece Emare 1'de görüldüğü gibi eşdeğer mal açısından hak sahibi olduğunu beyan etmiştir. Ayrıca Savcı 41/77 sayılı yasanın 69. maddesi kuralları tahtında Müstedinin yasal statüsü olmadığı gibi ilgili malın kaynak paketine- girmesi gerektiğini, eğer girmiş olsa idi dahi Müstedinin Emare 1'de görülen puan mikarı 64,844 olduğu için Emare 7'de puan değeri 185.338 olarak görülen malı alma olanağı olmadığını ve bu açıdan Müstedinin meşru menfaatının varlığından dahi söz edilemeye-ceğini belirtmiştir.

Görüleceği üzere Müstedinin başvurusu, Müstedi adına Tapu Dairesince isdar edilen koçandan sonra, Emare 14 karar ile Müstedaaleyh 1'in koçanı iptal etme yetkisi olmadığına dayanmaktadır.

41/77 sayılı Yasa altında tahsisten hak sahi-pleri 3. maddede şöyle açıklanmaktadır.

"Hak sahibi" Türk yurttaşı olmak kaydıyle:-
Toprak dağıtımı açısından
..............
Konut tahsisi açısından
Şehit ve hadise kurbanı kişilerin en yakınına; malûl gaziler ile aile reisi durumunda olup da göçm-enlik ve iktisaden güçlendirilecekler tanımına girenlerden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bölgesinde kendisinin, eşinin veya velayeti altındaki çocukalrının ayrı ayrı veya birlikte toplam yarı hisseden fazla koçanlı konutu bulunmayanlar veya yukarıda sırala-nan aile fertlerinden herhnagi birinin sağlık koşullarına ve oturulmaya uygun konutu olmayan,
Küçük işyeri açısından
............
(ç) Eşdeğer mal veya tazminat açısından
Kıbrıs'ta, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları dışında kalan veya sınırlar-ı içinde olup, her türlü tasarrufu askeri bakımdan sakıncalı görülen taşınmaz malı bulunanlarla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bölgesindeki taşınmaz malı, Rumlar tarafından hasara uğratılmış tahrip edilmiş veya Rumların zor kulalnamsı sonucu terkedilmekten -ötürü hasara uğramış ve tazmin edilmeyenlerele mülhak vakıfların mütevellileri ve galleharları olan özel ve tüzel, kişileri anlatır ...."

Huzurumda sunulan şahadet ve yapılan argümanlar incelendiğinde ortaya çıkan olgular yuakrıda aktarıldığı gibidir. Hu-zurumda bulunan şahadet ışığında esasta iki konu üzerinde karar verilmesi gerekir.

1. Müstedaaleyh açısından:- Müstedinin konu tahsisi yönetimi yanıltma
yolu ile elde etip etmediği.

2. Müstedi açısından:- Müstedaaleyhin tahsisi ve -de koçanı iptal etme
yetkisi olup olmadığı.

24.7.89 tarihli Emare 3'de Müstedinin Kuzeyde Esentepede halen ailesinin yanında sığıntı olarak kalmakta olduğu açıklanmaktadır. Emare 13'e göre Müstedi 1989 yılında ailesinin yanına 12.7.89 tarihinde gel-ip 12.8.89 tarihinde ayrılmıştır. Yine ayni emarede görüleceği üzere Müstedi 1982-83-85-86-79 ve 90 yıllarında KKTC'de takriben 1-2 aydan fazla kalmamıştır. Keza, 1984 ile 1987-88 senelerinde Adada hiç bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda Müstedinin devam-lı surette veya Kuzey Kıbrıs'ta sığıntı olarak kalmakta olduğu anlamı çıkarılabileceğinden söz edilemez. Sadece geçici sürelerde Kuzey Kıbrısa gelip kısa bir müddet kalmakta olduğu söylenebilir. Bu da Müstedinin durumu ile ilgili Emare 3 rapora aktarılan h-ususların yanıltıcı ve gerçekleri yansıtmadığını göstermektedir.

Güney göçmeni olan Müstedi Güneyde bıraktığı mal varlığına karşılık Kuzeyde eşdeğerde mal almaya hakkı olan bir kimse olduğu ihtilâfsızdır. Ancak yukarıda aktarılan gerçekler ışığında Kuzey-de tasarrufunda taşınmaz mal bulunmamaktadır.

KKTC'de ikamet koşulu eşdeğer maksatları açısından önem arzetme- mekle birlikte Müstedinin herhangi bir kaynak paketine müracaatı halinde öncelik konusunda zorluklarla karşılaşması kaçınılmazdır. İlgili yasad-a bu konuda herhangi bir açıklık olmamakla beraber, hak sahibi birinin bir kaynak paketine müracaat etmesi ilgili tarihte o malı almak için yeteri puana sahip olduğu varsayılmaktadır.

27/82 ile 23/85 sayılı yasa ile tadil edilen 41/77 İTEM Yasasının 69. -maddesinin (1). fıkrasına göre Müstedinin ancak Kuzeyde halen tasarruf etmekte olduğu taşınmaz mallar "T" cetvellerine dahil edilebilir. 69. maddenin (1). fıkrası aynen şöyledir:-

".. Terkedilen veya hasara uğrayan malın değerinin askı atrihinden başlayar-ak en geç üç ay içerisinde ilgili kişiye terkettiği veya hasara uğrayan malalrı ile Kuzey bölgesinde halen tasarruf etmekte olduğu (icarında bulunanlar da dahil) taşınmaz malları ve puan değerlerinin bundan böyle "T" cetveli olarak isimlendirilen bir cetve-le işler."

İlgili tarihte Müstedinin fiili tasarrufunda taşınmaz mal bulunmadığı gibi keza hiçbir şekilde ne müracaat tarihinden önce ne de tahsis kararından sonra YİM 3/84 D.5/85 sayılı YİM kararının 8. sayfasında ifade edildiği şekilde "yasal olarak ta-sarruf edilen taşınmaz mal" bulunmamakta idi. Bu nedenle Müstedi için herhangi bir "T" cetveli düzenlenmemiştir.

Hak sahipliğine rağmen müracaat tarihinde Müstedinin konu malı almak için puanları yetmemekte olduğu cihetle eşdeğerden hak sahibi olmasına r-ağmen ilgili yasa altında konu mal kaynak paketine girmiş olsa idi bile Müstedinin müracaat tarihinde konu malı alması yasal olarak mümkün olamıyacağı bir gerçektir. Bu yasal durumu göz önünde bulundurarak Müstedinin durumunu incelemek gerekir.

Tek şahad-et veren kişi olan Tanık Hasan Bilgiç Müstedinin müra-caatından bir hafta önce kaynak tespitleri yapmak üzere bölgeye gittiklerinde konu yerin ziyaret edildiğini bu nedenle Müstedinin talep ettiği kaynağın bilinmekte olduğunu söylemiştir. Halbuki bu tanık -Müstedinin konu yerde ikamet edip etmediğini, Müstedinin puanlarının yeterliliğini incelememiş olduğundan Müstedinin yasal haklarının ne olabileceği veya tüzük kapsamında mal alabilecek bir kişi olup olmadığını değerlendirmemiştir. Bu nedenle tanığın şahad-etini sadece böyle bir kaynağın varlığını teyit etmek açısından değerlendirebiliriz. Bu böyle olmakla beraber konu yerin neden kaynak paketine konulmadığı hususunda huzurumuzda şahadet yoktur.

1989 senesi sonuna kadar İTEM Yasasının 72 B maddesi uyarınca- Münferiden Mal Verme Tüzüğü (MMVT) altında mal verme yöntemi uygulanmıştır. Bu Tüzük Müstediye de uygulanmıştır. Ancak aktarılan gerçekler ve yasal durum ışığında Müstedinin bu Tüzük kapsamında mal alma hakkı bulunmamaktadır.

Konu Tüzüğün 3. maddesinde -sıralanan hallerde Eşdeğer Tazmin Komisyonu mal değer belgesi almış olan haksahiplerine yapmış oldukları taşınmaz mallarla ilgili bazı kıstasların varlığının saptanması halinde münferiden taşınmaz mal verilmesi karar altına alınabilmekte idi.

Görüleceği -üzere bu tüzükte belirtilen kıstaslar bazı hallerde tasarruf, bazı hallerde kişinin puanları yeterli olması, bazı hallerde de her ikisinin var olması durumlarında mal verme yönüne gidilmesini öngörmektedir.

1989 Münferiden Taşınmaz Mal Vermede Kıstaslar- Tüzüğünün 3. maddesi aynen şöyledir:-

"3. Eşdeğer Tazmin Komisyonu Mal Değer Belgelerini almış hak sahiplerinin yapmış olduğu taşınmaz mal taleplerini aşağıdaki kıstaslar ışığında inceleyerek bir veya birkaçının varlığını saptadığı hallerde İskân, Topra-klandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının 72 B. maddesinin (5) fırkası ile belirtlmiş usule göre münferiden taşınmaz mal verilemsine karar verebilir.

..............
..............
..............
..............
..............
..............
..............
.......-.......
.............. "

13/12/89 tarihinde, yukarıda alıntısı görülen tüzüğe hayat veren 12/89 sayılı tadil Yasasının 15(5) maddesi Anayasa Mahkemesinin 9/89 (D.11/89) sayılı kararında Anayasaya aykırı bulunduğu cihetle iptal edilmiş, bunun neticesinde M-ünferiden Mal Verme Tüzüğünde otomatik olarak yürürlükten kalkmıştır.

Anayasa Mahkemesinin konu kararının 22-23. sayfasında 12/89 sayılı Yasanın 15(5) maddesi ile ilgili şu görüşler serdedilmiştir:-

".. 15. maddenin bu fırkası Eşdeğer Tazmin Komisyonunu-n, taşınmazın niteliğini, konumunu ve özelliğini esas alarak Bakanlar Kurulunca çıakrıalcak bir tüzükle saptanacak kriterleri de dikkate almak koşuluyla, münferiden taşınmaz mal verilmesine karar verebilmesini ve ilgili mal için Tapu ve Kadastro Dairesi ta-rafından Kesin Tasarruf Belgesi verilmesini öngörmektedir..

Ancak bu gibi hallerde yasama ve diğer bir organa yasa ile verilen görevin açıklıkla belirtilmesi, sınırlarının açıklıkla tespit edilmesi ve yürütmeye veya diğer organa tamamen keyfi hareket edec-ek yetkinin verilmemesine özen gösterilmesi gerekir. Anayasa Mahkemesi, A.M. 9/79 da şöyle demiştir.

'.....Anayasa bazı konuların yasa ile düzenlenmesini öngördüğü hallerde dahi, yasama organı bu gibi konularda da tüzük yapma yetkisini yürütmeye veya başk-a bir organa veya onları düzenlemek için yürütmeye veya başka bir organa yetki vereb,lir ancak bu gibi hallerde yürütme veya başka bir organa yasada verileb görevin açıklıkla belirtilmesi, sınırlarının açıklıkla tespit edilmesi ve ilgili yürütme veya organ-a tamamen keyfi hareket edecek yetkinin verilmemesine dikkate edilmesi gerekir....'
Yasanın 15. maddesinin (5). fıkrasında Eşdeğer Tazmin Komisyonunun bu fıkra uyarınca mal verilmesine karar verirken diğer hususlar yanında dikkate alacağı kriterleri saptam-ak üzere Bakanlar Kuruluna tüzük yapma hususunda verilen yetkinin sınırları veya çerçevesi belirlenme-miştir. Bu nedenle 15. maddenin (5). fıkrası Anayasanın 1 ve 159(3) maddelerine aykırıdır."

Anayasa Mahkemesi tüzüğün yaratabileceği tehlikeyi sezmiş "k-eyfi" icraatlara neden olabileceği cihetle tüzüğün varlığına neden olan yasa tadil maddesinin iptalini uygun görmüştür.

Huzurumuzdaki şahadette Müstediye bu tüzüğün hangi fırkası altında Komisyonca mal vermeye gidildiğine ilişkin şahadet bulunmaması bir -yana zaten Müstedinin bu tüzüğün hiç bir fıkrası kapsamında olmadığı açıkça görülmektedir. Anlaşılan odur ki Müstediye Münferiden Mal Verme Tüzüğü altında mal verme işlemi yasal yönden hatalı ve sakattır.

Gene İdare Hukuku kaidelerine göre Yönetimin saka-t bir işlemi her zaman tercihen makul sürede geri alma hakkı vardır. Ancak makul sürede alınmaması halinde kişi lehine gecikmeden dolayı veya idarece yapılan başka bir işlemden dolayı herhangi bir hukuki hak doğmuşsa o zaman geri alma hakkı kısıtlanmaktadı-r. (Bak Charalambides v. R. 1963 JSC sayfa 326, Şeref Gözübüyük Yönetsel Yargı adlı eserinin 9. Baskının 135'inci sayfasında bu konu ile ilgili şöyle demiştir.


".. Geri alma kural olarak, sakat işlemler için uygulanır. Sakat bir işlemin başka bir deyişl-e hukuk düzenine uygunluk göstermeyen bir işlemin yönetim tarafından geri alınması doğaldır. Burada üzerinde durulması gereken konu, geri alınan sakat işlemin yürürlükte kaldığı süre içinde, bu işleme dayanan hukuksal durum ve ilişkilerin geleceğinin ne ol-acağı sorunudur. Yönetim bir yandan sakat işlemleri geri alırken, bir yandan da sakat yönetsel işlemlerin doğurduğu hukuksal durum ve ilişkileri, ilgililerin iyi niyetli olmaları durumunda korumak hukuksal güven ve kararlılığa önem vermek zorundadır."

Yu-karıda değindiğimiz gibi Müstedi, müracaat tarihinde ailesinin yanında sığıntı olarak kaldığı doğrultusunda yanıltma ile raporun hazırlanmasını ve konu mala müracaatının Yasanın ilgili madde ve tüzüğü altında kabulünü sağlamıştır. Konut tahsisi sağlanması -Emare 3'de belirtilen yanıltma sonucu elde edilmiştir. İyi niyetten yoksun olan Müstedinin, Esentepe'de sığıntı olarak kaldığını iddia ettiği yerde sadece turistik amaçla kalındığı görülmektedir. Fortstoff'un The Administrative Act. isimli eserinin 57 sayf-asında şöyle denmektedir.

"Generally speaking: the rule of law is subordinated to the protection of the good faith of the person concerned."

Aynı eserin 41. sayfasında şöyle denmektedir.

"The employing of dishonest means in order to rpocure an administr-ative act, outside of including the incorrectness in substance of the act, is also relevant in so far as it justifies the denial of the protection of good faith."

Burada Müstedinin iyi niyetle hareket ettiği söylenemez. İyi niyetten yoksun olan Müstedini-n yanıltma yolu ile elde edilen menfaat kendisine koçandan faydalanma hakkını bahşetmemektedir. Sadece bu noktadan dolayı Müstedinin başvurusunun reddedilmesi gerekir.

Huzurumdaki meselede konu mal ile ilgili koçan çıktıktan sonra bu geri alma işlemini h-angi idari birimin yapabileceği tartışma konusudur. Şeref Gözübüyük ayni eserinde sayfa 105'de:-

"para 164.. Birden çok iradelerin bir araya gelmesini gerektiren 'karma işlemler'in tamamlanması, sonucu iradenin eklenmesi ile sağlanır. Kural oalrak, bir iş-lem tamamlanmadan iptal davasına konu olamaz. Eğer bir yönetsel işlem, zincirlee işlemlerinden oluşuyorsa ve herbir zincir işlem de tek başına yönetsel işlem niteliğine sahip ise ve kişinin hukukunu etkiliyorsa, iptal davasına konu olabilir." denmektedir.
-
Müstedi avukatının iddiasına göre koçanı iptal etme yetkisi gerek 41/77 sayılı Yasanın 81'inci maddesinin son paragrafı gerekse Fasıl 224 madde 61 altında Tapu Dairesine ait olduğu ve Tapu Dairesince koçanın iptaline ilişkin ihbar almadıkları gibi Eşdeğe-r Tazmin Komisyonunun iptal yetkisi bulunma-dığından Emare 14 kararın iptal edilmesi gerekir. Ernst Fortshoff'un "The Administrative Act" adlı eserinin 56. sayfasında şöyle denmektedir.

" If the reasons of cancellation had already existed at the time of m-aking of the act, then the act in question is a defective administrative act.." ...(b) İllegal administrative acts must be withdrawn. Such withdrawal is the legal duty of the authority which had issued the illegal administrative act."

Işık tutma açısında-n incelenen davalardan biri olan Michaeloudes and Another (1979) 3 CLR sayfa 71-771'de şöyle denmektedir:-

" One of the characteristics of an administrative act is that it should be a unilateral authoritative pronounccement. This requirement, however, doe-s not exclude composite administrative action. However,, the invalidity of part a composite adminisrtative action, leads to the invalidity of the said action as a whoşe, ebcause the compınent parts of the action. In their nature, are not separate and ındep-endent of each other. The above princples were followed by this Court in the case of Savvas Hadji Georgiou v. The Republic of Cyrpus through the Educational Service Ccommittee(1974) 3 CLR.436."

Papaleontiou v. R. (1970) 3 CLR sayfa 56'da ise şöyle denmekt-edir:-

"Andd although such appointment or nomination was only an independent inermediate part of the wider composite administrative action and has, so to speak, merged in the final act, which was the decision of demotion take by the respondent Public Serv-ice Commission. it was, nevertheless, a legal prerequisite of such final act and its invalidity renders alla cts which follow including the final concluded act null and void."

Tap-u Dairesinin ilgili yasa tahtında bu gibi mesleklerdeki fonksiyonu, Eşdeğer Tazmin Komisyonundan aldığı direktifler uyarınca koçan veya kesin tasarruf belgesini isdar etmektir. Bu koçan isdar etme işlemi ise Eşdeğer Tazmin Komisyonunun yaptığı eşdeğer kayn-ak verme işleminin tamamlanmasından başka bir şey değildir.

Daha önce belirttiğimiz gibi, yapılan yanıltma sonucu isdar edilmiş olan idari kararı geri alma İdareye düşen bir görev olduğu ve bu geri alma görevi herhangi bir zaman yerine getirilebileceği c-ihetle koçanı geri alma işleminin hangi İdari birim tarafından yerine getirileceği akademik kalmaktadır. Bu nedenle akademik kalan bir konuyu incelemeyi ve üzerinde daha fazla durmayı uygun görmemekteyiz.

Yukarıda serdettiğimiz görüşler çerçevesinde sonu-ç olarak Müsetdinin başvurusunda başarılı olduğu söylenemez ve bu itibarla başvuru ret ve iptal edilir.

Masraflarla ilgili emir verilmez.


(Celâl Karabacak) (Mustafa Özkök) (Gönül Erönen)
Yargıç - Yargıç Yargıç

18 Ekim 1995

















-





-


1



-


Full & Egal Universal Law Academy