Yüksek İdare Mahkemesi Numara 65/2009 Dava No 33/2010 Karar Tarihi 16.12.2010
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 65/2009 Dava No 33/2010 Karar Tarihi 16.12.2010
Numara: 65/2009
Dava No: 33/2010
Taraflar: Ali Savaş Altan ile KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Polis Genel Müdürlüğü ve diğeri arasında
Konu: Maaş kesiniti - Davacının brüt maaşının onda birinin kesilmesi cezasına çarptırılşması yönündeki Disiplin Yargıcı Kararının hükümsüz olduğuna dair emir talebi.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 16.12.2010

-D. 33/2010YİM: 65/2009
Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.
Yargıç Narin Ferdi Şefik Huzurunda.
Davacı: Ali Savaş Altan - Gazimağusa
- ile -
Davalı: 1) KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Polis Genel
Müdürlüğü va-s. ile KKTC Başsavcılığı - Lefkoşa
2) Polis Örgütü Polis Hizmetleri Komisyonu vasıtasıyla
KKTC Başsavcılığı - Lefkoşa


A r a s ı n d a.


Davacı namına: Avukat Barış Mamalı
Davalılar namın-a: Savcı Sarper Altıncık.


-----------


K A R A R


Narin Ferdi Şefik: Davacı, Mahkemeden
Davalı No.2 tarafından oybirlği ile 14/4/2009 tarihinde alınan ve Davacının brüt maaşının onda birinin kesilmesi cezasına çarptırılması yönündeki 20 Kasım 2008 tari-hli Disiplin Yargıcı kararının ve/veya 28 Kasım 2008 tarihli Tetkik Amiri Kararının onaylanması ile ilgili işlem ve kararının ve/veya bu hususlardaki tüm işlemlerin esaslı bir şekilde sakat olması nedeniyle yoklukla malül olduğuna ve/veya kanunsuz ve/veya -hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna ve hiçbir sonuç doğuramayacağına dair bir emir veya hüküm itası;
Alternatif olarak, Disiplin Yargıcı tarafından, 20/11/2008 tarihinde verilen, Davacının brüt maaşının onda birinin kesilmesi cezalarına karşı, Davacının Dava-lı No 2 nezdinde yapmış olduğu istinaf müracaatına atfen, 14/4/2009 tarihinde yine Davalı No 2'nin vermiş olduğu kararın ve/veya ileri sürülen tüm istinaf sebeplerini teker teker reddeden ve 20/11/2008 tarihli Disiplin yargıcı kararını onaylayan kararının -hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve/veya hiçbir sonuç doğuramayacağına dair bir emir ve/veya hüküm itası;
Disiplin Yargıcı tarafından Davacı hakkında verilmiş olan 20/11/2008 tarihli, Brüt maaaşının onda birinin kesilmesi cezalarına karşı Davacı tarafından dos-yalanan istinaf müracaatına atfen Davalı No.2'nin üretmiş olduğu 14/4/2009 tarihli kararıyla, istinaf sebeplerini kabul etmemekle ve istinaf konusu disiplin cezalarını iptal etmemekle göstermiş olduğu ihmalin tamamen yapılmaması gereken bir ihmal olduğu ve- konu disiplin cezalarının iptali gerektiği yönünde hüküm itası;
Davalı no.2'nin 14/4/2009 tarihli kararı uyarınca Davalı No.1 tarafından yapılmış olan herhangi bir işlem ve/veya kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve/veya herhangi bir sonuç doğuramayacağ-ına dair bir emir veya hüküm itası;
Disiplin Yargıcı tarafından Davacı hakkında verilmiş olan 20/11/2008 tarihli, Brüt maaşının onda birinin kesilmesi cezalarına karşı Davacı tarafından dosyalanan istinaf müracaatına atfen Davalı No.2'nin üretmiş olduğu 14-/4/2009 tarihli kararıyla, Tetkik Amiri kararı hakkındaki istinaf sebeplerini kabul etmemekle göstermiş olduğu ihmalin tamamen yapılmaması gereken bir ihmal olduğu ve konu disiplin cezalarının iptali gerektiği yönündeki hüküm itası;
Disiplin Yargıcı tarafı-ndan Davacı hakkında verilmiş olan 20/11/2008 tarihli Brüt maaşının onda birinin kesilmesi cezalarına karşı Tetkik Amiri tarafından verilen onama kararının ve/veya disiplin yargıcı kararının onaylanmasına ilişkin Davalı No.2'nin 14/4/2009 tarihli kararının- ve/veya bu hususlardaki tüm işlemlerin esaslı bir şekilde sakat olması nedeniyle yoklukla malül olduğuna ve/veya kanunusuz ve/veya hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna ve hiçbir sonuç doğuramayacağına dair bir emir veya hüküm itası;

talep etmektedir.

Yü-ksek İdare Mahkemesinde ikame edilen işbu dava Davalı 2'nin 14/4/2009 tarihli kararına karşıdır. Davacı ile ilgili ilk karar Disiplin Yargıcının 20.11.2008 tarihli kararıdır. Disiplin Yargıcının kararı ile suçlu bulunan Davacının davası yasanın 122. maddes-i gereği Polis Müdürü tarafından tetkik edilmiştir. Tetkik Amiri Disiplin Yargıcının kararını 28.11.2008 tarihli kararı ile onaylamıştır. Davacı Disiplin Yargıcı kararını ve Tetkik Amirinin onama kararını Polis Hizmetleri Komisyonuna istinaf etmiştir. Bu -durumda Davalı 2'nin istinaf neticesinde verdiği karar ile birlikte istinaf kararı öncesi yer alan Tetkik Amirinin 28.11.2008 ve Disiplin Yargıcının 20.11.2008 tarihli kararlarının da incelenmesi gerekecektir.

Disiplin Yargıcının kararını Tetkik Amiri o-naylamış ve Davacının her iki karar ile ilgili Polis Hizmetleri Komisyonuna yaptığı istinafın reddedilmesi neticesinde Disiplin Yargıcının kararı onaylanmış olup kesinleşmiştir. Polis Hizmetleri Komisyonu onay kararı ile Disiplin Yargıcının kararı icraili-k kazanmıştır. Davacı ile ilgili 3 aşamada tamamlanan işlem karma yönetsel bir işlem olarak nitelendirilmektedir. (Bak YİM 201/95 (D.13/97))

Davacı her üç aşamdaki kararlarla ilgili muhtelif iddialarda bulunmuş, buna karşı Davalılar, Davacı ile igili alı-nan kararlar ve yapılan işlemlerin yürürlükteki mevzuata uygun bir şekilde yapıldığını ve karar ve/veya işlemlerin yasal ve doğru ve gerekçeli olduğunu ileri sürerek Davacının herhangi bir meşru menfaatinin olumsuz yönde ve/veya doğrudan doğruya etkilenmed-iğini belirterek davanın red ve iptalini talep etmişlerdir.

Davacı Disiplin Yargıcının verdiği, Tetkik Amiri ve Polis Hizmetleri Komisyonu tarafından onaylanan, karar neticesinde suçlu bulunmuş ve brüt maaşının onda birinin kesilmesi cezasına çarptır-ılmıştır. Bir disiplin yargılaması neticesinde suçlu bulunarak cezaya çarptırılan bir kişinin bu karar neticesinde meşru menfaatının olumsuz yönde ve doğrudan doğruya etkilendiğini kabul eder ve bulgu yaparım. Davalıların Davacının meşru menfaatı bulunma-dığı doğrultusundaki itirazını red ve iptal ederim.

Taraflar davanın dinlenmesi başlamadan önce Mahkemeye müştereken 14 emare ibraz ettiler. Tarafların müşterek olarak sundukları olguları aynen şöyledir:
1)Davacı, 1.5.1985 tarihinde Polis Örgütüne katı-lmış olup halen Müfettiş rütbesi ile Geçitkale Polis Karakolunda görevlidir. Davaya konu zamanlarda ise Lefkoşa Polis Müdürlüğünde görev ifa etmekte idi.
2) Kıbrıs Türk Polis Mensupları Derneği 2.6.2006 tarihinde usulü veçile tescil edilmiş olup işbu dava-ya konu zamanlarda Davacı bu derneğin Yönetim Kurulu Başkanı idi.
3) 30.6.2007 tarihinde Kıbrıs Türk Polis Mensupları Derneği adına Kıbrıs Gazetesine kamuoyuna duyuru başlığı ile bir yazı yayınlatılmıştır. Keza Davacı da işbu duyurunun yayınlandığı tari-hte mezkûr derneğin Başkanı idi.
4) Bu duyurunun yayınlanmasının üzerine 3.7.2007 tarihi itibarı ile Lefkoşa Polis Müdürlüğü konu hakkında soruşturma yapmak üzere Başmüfettiş Birol Atasoy'u atamıştır. Gerekli tüm yasal prosedür ve uygulama tamamlandıkta-n sonra Davacı hakkında disiplin davası ikame edilmiştir.
5) Davacı aleyhine 84/2007 sayılı disiplin davası ikame edilmiş olup yapılan disiplin yargılamasında Davacı 51/84 sayılı Polis Yasasının 115(3)(b)(4) maddesine aykırı olarak Polis Genel Müdürlüğü ta-rafından yetkili kılınmadığı halde görev ve hizmetleri ile ilgili olarak demeç vermek ve 51/84 sayılı yasanın 115(3)(a)(3) maddesine aykırı olarak Amir ve Üstlerin görev ve meslekine ilişkin uyarılarına uymamak eylemleri ile itham edilerek yargılanmıştır. -
6) Davacının disiplin mahkemesinde yargılanmasına 28.10.2008 tarihinde başlandı ve yapılan yargılama neticesinde 20.11.2008 tarihinde Davacı hakkında disiplin yargıcı kararını vererek sanığı aleyhine getirilen her iki davadan mahkûm ettikten sonra 51/84 -sayılı yasanın 115(3)(b)(4) maddesi altındaki disiplin suçu için de uzun süreli kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına çarptırdı. Aynı yasanın 115(3)(a)(3) maddesi altındaki disiplin suçuna ise kısa süreli kademe ilerlemesinin durdurulması cezası veri-ldi. Davacı aleyhine getirilen ilk davada Davacının bareminin topunda olması nedeni ile her iki dava için mezkûr yasanın 119(2) maddesindeki yetki kullanılarak her 2 davadan da Davacıya brüt maaşının 10'da birinin kesilmesine karar verilmiştir.
7) Disip-lin Mahkemesinde yukarıda sözü edilen mahkûmiyet ve ceza kararı ile ilgili olarak Tetkik Amiri konumundaki Lefkoşa Polis Müdürü ve/veya o tarihteki Lefkoşa Polis Müdürü olan Sayın Pervin Gürler 51/84 sayılı yasanın 122. maddesi gereği 28.11.2008 tarihinde -disiplin kararını onaylamıştır.
8) Davacı işbu tetkik kararından sonra 4.12.2008 tarihinde mesele ile ilgili olarak istinaf dilekçesini ilgili makama ve/veya tetkik makamına sunmuş ve işbu istinaf dilekçesini Polis Hizmetleri Komisyonuna göndererek Komisyo-nca 12.12.2008 tarihinde alınmıştır.
9) Polis Hizmetleri Komisyonu huzurundaki istinaf duruşması 27.1.2009 tarihinde yapılmış ve aynı gün tamamlanmıştır. Polis Hizmetleri Komisyonu işbu istinaf ile ilgili kararını 14.4.2009 tarihinde vererek Davacının ist-inafını tümden reddetmiş ve/veya disiplin yargıcı ve tetkik amirinin kararını tamamen onaylamıştır.
10) 27.1.2009 tarihinde ve/veya işbu istinafın dinlendiği tarihte Lefkoşa Polis Müdürü Sayın Pervin Gürler ve Polis Genel Müdürü Günay Özan Polis Hizmetleri- Komisyonu üyesi olarak istinaf duruşmasında hazır bulundular ve/veya ilgili toplantıya katıldılar. Ancak yazılı istinaf kararında Lefkoşa Polis Müdürü Sayın Pervin Gürler yer almamaktadır.

Müşterek olguların sunulmasından sonra Davacı şahsen şahadet v-erdi. Davalılar ise Tetkik Amiri olarak görev yapan ve 20.11.2008 tarihli Disiplin Yargıcının kararını 28.11.08 tarihli kararı ile onaylayan Polis Hizmetleri Komisyonu üyesi olan Lefkoşa Polis Müdürü Pervin Gürler'i şahadete çağırdılar.

Polis örgütünde d-isiplin ile ilgili mevzuatı incelediğimiz zaman 51/84 sayılı Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) Yasasının 35. maddesinin hakkında disiplin işlemi yapılan polis mensubuna yetkili Mahkemede dava açma hakkı verdiği görülür.

"35 (1) Polis mensupları,- hizmetle ilgili resmi veya
kişisel işlerinden ötürü başvuru; bu Yasadan
veya yürürlükteki diğer yasa, tüzük ve
yönetmeliklerden doğan haklarının çiğnenmiş
olması halinde ve amirleri tarafından veya-
yetkili organlarca kendilerine uygulanan yönetsel
veya yürütsel eylem ve işlemler ile disiplin
işlemleri hakkında şikayet ve dava açma hakkına
sahiptirler.

(2)......
(-3)......

(4) Polis mensuplarının, Polis Genel Müdürünün veya
Polis Hizmetleri Komisyonunun veya amirlerinin
herhangi bir yönetsel eylem veya işlemine veya
disiplin uygulamalarına karşı yetkili mahkemeye -
başvurmak suretiyle dava açma haklarını
kullanırlarken amirlerinden izin almaları
gerekmez."

Madde 12(7) de ise Polis Hizmetleri Komisyonu kararının
Yüksek İdare Mahkemesinde dava edileceği belirtilir.
Madde 1-2(7) aynen şöyledir:

"Polis Hizmetleri Komisyonunun, yukarıdaki (4).
fıkrada öngörülen yetkileri kullanarak ürettiği
kararlar kesindir. Ancak, bu kararlara karşı
Yüksek İdare Mahkemesine başvurma hakkı saklıdır."


- Polis mensuplarının disiplin işlemleri Yasanın Onuncu
Bölümünde 106-126. maddelerinde yer alır.

106. madde disiplin kovuşturması, açılması soruşturma ve
ithamı düzenler. 106. madde aynen şöyledir:

"106. (1) Bir polis mensubunun, bu Yasa ve y-ürürlükteki
diğer yasa tüzük ve yönetmeliklerin öngördüğü
ödev ve yükümlülükleri yerine getirmediği,

yetkilerini kötüye kullandığı, amirlerinin
yasal emirlerine ve bağlı olduğu yasaklara
- uymadığı ve bir polis mensubuna yakışmayan
davranışlar içine girdiği görülür veya bu yönde
bir bildirim yapılır ve polis Müdürü, böyle bir
polis mensubu hakkında disiplin kovuşturması
- yapılmasına gerek görürse, soruşturmayı
yürütmek üzere bir subayı, soruşturma memuru
olarak görevlendirir.
(2) Soruşturmayı yürütmek üzere görevlendirilen
subay, hakkında disiplin soruşturm-ası yapılacak
olan polis mensubundan daha üst bir derecede
olmalıdır. Ancak, bildirimde bulunan veya
şikayetçi olan kişi, soruşturma memuru olarak
görevlendirilemez.
(3) Hakkında di-siplin kovuşturması açılmasına
karar verilen polis mensubuna, kovuşturmaya
neden olan eylem ve davranışları açıkça ve
yazılı olarak derhal bildirilir.
(4) Disiplin soruşturması geciktiril-meden yapılır
ve görevlendirmenin yapıldığı tarihten
başlayarak en geç on beş gün içinde tamamlanır.
(5) Soruşturma memuru soruşturma sırasında,
konu ile ilgili olaylar hakkında bilgisi
- olan herkesten bilgi almak hakkına sahiptir.
(6) Soruşturmanın selametle yürütülmesine olanak
sağlamak amacıyla, gerekli görülürse, 120.
madde kurallarına uygun olarak, hakkında
soruşturma y-apılan polis mensubu görevinden
belirli bir süre uzaklaştırılabilir.
(7) Soruşturma memuru, soruşturma sırasında
topladığı bilgi ve belgeleri bir dosyada
muhafaza eder ve soruşturma sonunda bir
- raporla birlikte Polis Müdürüne sunar.
(8) Polis Müdürü, soruşturma dosyası ile
soruşturma raporunu inceledikten sonra ilgili
polis mensubunun bir disiplin suçu işlemiş
olduğu sonucuna va-rırsa, disiplin yargılaması
sırasında iddia makamı olarak görev yapmak
üzere görevlendireceği bir polis mensubuna
ithamname hazırlatır. İddia makamı olarak
hareket edecek olan polis mensubu d-a, hakkında
kovuşturma yapılan polis mensubundan daha üst
derecede olmalıdır.
(9) Hakkında soruşturma yapılacak polis
mensubunun rütbesi veya sair etkenler
dolayısıyle ilgili poli-s mensubunun bağlı
bulunduğu Polis Müdürlüğünde veya bölümde
soruşturma subayı olarak atanabilecek bir
subay yoksa, Polis Müdürünün başvurusu
üzerine Polis Genel Müdürü tarafından uygun
- bir soruşturma subayı atanır.
(10) ....."

Bu maddede yer alan Polis Müdürü ibaresi yasanın 2. maddesinde şu şekilde tefsir edilmiştir.

"Polis Müdürü", İlçelerde veya iç örgütlenme gereği
birden fazla bucağı ve yerleşim y-erini kapsayan
belirli bir bölgede, Polis Genel Müdürlüğüne bağlı
olarak emniyet, asayiş ve nizamı korumak ve
sağlamakla görevli bir hizmet birimini anlatır ve
Bölge Müdürlüğünü de kapsar."


107. madde Disiplin Yargıcının -görevlendirilmesi ile ilgilidir.

108. madde disiplin yargılanmasında Fasıl 155'deki seri yargılama usulüne ilişkin kuralların uygulanacağını belirtir. 2. fıkrasında ise "polis mensubu hakkında disiplin kovuşturması açan veya ithamına karar veren" veya -"2.ci dereceye kadar kan akrabalığı bulunan" bir subayın yargılamaya katılamayacağı belirtilir.

109. madde hakkında ithamname düzenlenen polis mensubunun uygun bir celbname ile celbedileceği celbnamede polis mensubunun hangi suçla itham edildiğini ve Dis-iplin Yargıcının huzurunda bulunacağı gün ve saatin belirtileceği yer alır. Hakkında ithamname düzenlenen polis mensubunun soruşturmayla ilgili tüm belgeleri incelemeye, tanık dinletmeye ve avukatı vasıtasıyla savunma hakkı olduğu 2. fıkrada yer alır.

1-14. madde hangi koşullarda disiplin cezası verileceğini, 115. madde ise disiplin cezalarının türlerini ve ceza uygulanacak eylem ve davranışları izah eder.

"114. Polis Örgütü hizmetlerinin gereği gibi
yürütülmesini sağlamak amacı ile yasalar-ın,
tüzüklerin ve yönetmeliklerin polis mensubu
olarak yüklediği ödevleri yurt içinde veya
dışında yerine getirmeyen, uyulmasını zorunlu
kıldığı hususlara uymayan veya yasakladığı iş,
eylem ve davr-anışları yapan polis mensuplarına,
durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre
115. maddede sıralanan disiplin cezalarından
birisi verilir."

Bu davayı ilgilendirdiği oranda 115 aynen şöyledir:


"115. Polis men-suplarına verilen disiplin cezaları ve bu disiplin cezalarını gerektiren eylem ve davranışlar şunlardır:
Uyarma cezası: ........
Kınama cezası: .......
Kademe ilerlemesini kısa veya uzun süreli durdurma cezası;
Kısa Süreli durdurma cezası; Polis mensubunu-n bulunduğu kademe ilerlemesinin altı aya kadar durdurulmasıdır. Kısa süreli durdurma cezasını gerektiren eylem ve davranışlar şunlardır:
(i) .....................................
(ii) .....................................
(iii) Amir veya üsleri-nin göreve ve mesleki konulara veya
tutum ve davranışlarına ilişkin uyarılarına uymamak
veya umursamamak;
(iv) .........................................
(v) .........................................
(vi) .........-................................
(vii) .........................................
Uzun Süreli Durdurma cezası;
Polis mensubunun bulunduğu kademede ilerlemesinin, eylem veya davranışının ağırlığına göre on sekiz aya kadar durdurulmasıdır. Uzun süreli -durdurma cezasını gerektiren eylem ve davranışlar şunlardır:
...............................
...............................
...............................
Yetkili olmadığı halde basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurullarına bilgi veya de-meç vermek;
....................................
....................................
....................................
....................................
.................................................
..............................................-..."



122. madde Disiplin Yargıcının kararının polis müdürü
tarafından tetkikini inceler. 122. madde aynen şöyledir:

- "122 (1) Bir disiplin yargıcı tarafından yargılanıp
disipline aykırı davranıştan suçlu bulunan
bir polis mensubu aleyhindeki dava, Polis
Müdürü tarafından tetkik edilir. Polis Müdürü
yaptığı tet-kik sonucunda:
Karar ve cezayı onaylayabilir; veya
Karar ve cezayı kaldırabilir; veya
Ek Şahadet dinlenmesini emredebilir; veya
Yargılamanın iadesini isteyebilir; veya
Cezayı Polis Hizmetleri Komisyonuna istinaf edebilir.
(2) Polis Müdür Muav-ini rütbesinde veya daha üst
bir subay aleyhindeki davanın tetkiki, bu
maddedeki yetkiler çerçevesinde Polis Genel
Müdürü tarafından yapılır."


123. madde polis mensubuna tetkik sonucunu Polis
Hizmetleri K-omisyonuna istinaf hakkı verir. 123. madde aynen
şöyledir.

"123 (1) Aleyhine hüküm verilen herhangi bir polis
mensubu, tetkik sonucunun kendisine
bildirildiği tarihten itibaren 14 gün
içerisinde Polis Hi-zmetleri Komisyonuna
istinafta bulunabilir.

(2) İstinaflar yazılı olarak yapılır ve istinaf
nedenleri ayrıntılı olarak belirtilir.
İstinaf dilekçeleri tetkik makamları aracılığı
ile Poli-s Hizmetleri Komisyonuna ulaştırılır. "

124. madde disiplin işlemleri ile tetkik ve istinaf
işlemlerinde uygulanacak usuller ile ilgili ayrıntıların tüzük
ile saptanacağını ifade eder. Nitekim bu madde altında 235/85
sayılı Amme Enstrümanı, P-olis Disiplin İşlemleri ile Tetkik ve
İstinaf Usulleri Tüzüğü yapılmış ve yürürlüğe konmuştur.

125. madde Polis Hizmetleri Komisyonunun istinaf merci
olarak yetkilerini sıralar.

Amme Enstrümanı 235/85 Polis Disiplin İşlemleri
ile Tetkik ve İsti-naf Usulleri Tüzüğünün 10. maddesi Disiplin
Yargılamasındaki usulü çok detaylı ve açıkça belirler.

12. madde duruşmada tutanak tutulacağını belirtir.

14. madde disiplin yargıcının kararını izah eder.

"14. Duruşmayı müteakip, mümkün olduğu ka-dar erken
bir zamanda Disiplin yargıcının kararı disiplin
ithamnamesi üzerine kaydedilir ve sanığa
okunduktan sonra tetkik için Tetkik Amirine
sunulur."


17. madde tetkik ve istina-f usullerini izah eder.

"17. Tetkik Amiri tarafından Yasanın 122. maddesi
altında tetkik yetkisi ile Polis Hizmetleri
Komisyonu tarafından Yasanın 125. maddesi altında
istinaf yetkisi kullanılırken aşağıdaki usul
- uygulanır:-
İstinaf İşlemlerinde Fasıl 155 Ceza Mahkemeleri
Yasası hükümleri dikkate alınır.
Davanın tetkik edileceği veya istinafın
dinleneceği yer, tarih ve saat ilgililere
yazılı olarak bildirilir.
Sanık tetkik veya istinafta bizzat veya
- temsilcisi veya avukatı vasıtasıyla savunmasını
yürütebilir.
Tetkik veya istinafta taraflar kendi
meselelerini savunmak için konuşma
yapabilirler;
Tetkikte veya istinafta, hale göre, Tetkik
Amirinin veya Polis Hizmetleri Komisy-onunun
verdiği karar yazılı olarak sanığa tebliğ
edilir."


Huzurumdaki şahadet ışığında Davacı ile ilgili disiplin
süreci Polis Genel Müdürünün Emare 1 yazısı ile Kıbrıs Türk Polis Mensupları Dern-eği Yönetim Kurulu Başkan ve üyeleri aleyhine disiplin işlemi başlatılmasını ve neticenin Polis Genel Müdürüne bildirilmesini Lefkoşa Polis Müdürlüğünden 2.7.2007 tarihli yazı ile talep etmesi ile başlamıştır.

Şikayet konusu Kıbrıs Türk Polis Mensupları -Derneği
başlıklı Kamuoyuna Duyuru ilanı Emare 1'in ekinde ibraz
edilmiştir. Bu yazı aynen şöyledir:


" KAMUOYUNA DUYURU

KKTC Halkının iç güvenliğinin saat merhumunu
gözetmeksizin ve büyük bir özveri ile ailelerinden,
k-endilerinden ve sosyal yaşantısından ödün vererek
sağlamaya çalışan, halkı milleti ve devleti için canla
başla uğraş veren polis mensuplarına yönelik;
22 Haziran 2007 tarihinde, Gazimağusa Polis
Müdürlüğü'nde, Trafik şubesin-de görevli PM Arman
NURSAL'ın görevi başında iken alkollü içki tesiri
altındaki bir suçluyu, kendi kendine veya başkalarına
zarar vermesini önlemek vede yapması gereken görev
olan, konu suçluyu trafik şubesine celp etmekte olduğ-u
bir esnada, vahşice ve insanlık dışı olarak katledilmek niyeti ile 22 kez bıçak darbesine maruz kalması olayını ve
27 Haziran 2007 tarihinde Güzelyurt Polis
Müdürlüğü'nde kanunsuz topluluk oluşturmak suçundan karakol hücrelerin-de tutuklu bulunan 12 sanığın hücre
kapılarını kasti hasara uğratmak sureti ile kırıp, yasal tutukluluktan firar etmekte oldukları bir sırada, kendilerine müdahale edip engellemeye çalışan Güzelyurt Polis Müdürü'nü, bir polis subayını, bir polis çav-uşunu ve 7 polis memurunu ciddi bir şekilde darp etmeleri olaylarını şiddetle kınadığımızı tüm kamuoyuna saygı ile duyuruyoruz.
Ayrıca, Kıbrıs Türk Polis Mensupları Derneği olarak, yasal özlük hakkımız olan, tehlike iş güçlüğü ve görev riski öd-eneğinin temini için bir dizi faaliyet başlatmış bulunmaktayız, keza son günlerde polis mensuplarına karşı vuku bulan şiddet olayları bir kez daha polislik mesleğinin ne kadar tehlikeli zor ve riskli olduğunu açık bir şekilde göstermiştir. Bu vesile ile t-üm ilgili ve yetkililere görev riski ödeneğinin bir an önce verilmesinin ne kadar zaruri olduğunu hatırlatır ve bu hakkı bir kez daha talep ettiğimizi duyururuz.
Bu gün 30 Haziran Polis Günü olması münasebeti ile de tüm polis mensuplarına huzur-lu, sağlıklı bir yaşam ve iyi görevler dilerken tüm polis mensuplarının da polis gününü kutlarız.


KIBRIS TÜRK POLİS MENSUPLARI DERNEĞİ
YÖNETİM KURULU "


Emare 1'in ekinde ayrıca Polis Genel Müdürünün Kıbrıs
-Türk Polis Mensupları Derneğine yazdığı 18.1.2007 tarihli yazı
yer almaktadır. Bu yazı ile Polis Genel Müdürü, Dernek
Yönetim Kurulu Üyeleri ve Başkanına 51/84 sayılı Yasanın Genel
Kurallar başlığı altındaki 17. madde sonraki maddeleri ile 31.
madde i-le başlayan polis mensupları haklarını düzenleyen
maddelerine ve 3. Bölüm altında yasaklardaki düzenlemelere
aykırı hareket etmeleri halinde haklarında disiplin işlemi
yapılacağını belirtmiş ve ayrıca Polis Yasasına aykırı görülen
tüzük maddelerinin De-rneğin Genel Kurul kararı, ile
değiştirilmesini tavsiye etmiştir. Yazı aynen şöyledir:


" KKTC
GÜVENLİK KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI
POLİS GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
LEFKOŞA

SAYI: 01/2-07-15 - 18 OCAK 2007

KONU: Kıbrıs Türk Polis
Mensupları Derneği
Tüzüğü.


DOSYA

Polis mensupları Anayasanın 118. maddesi gereğince yürürlüğe konan 51/84 sayılı Polis Örgütü- (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) Yasasına uygun olarak görev yapmakla yükümlüdürler.

51/84 sayılı Polis Örgütü Yasasında polis mensuplarının görev, yetki ve sorumlulukları düzenlenmiştir. Yasanın 50. madde kuralları gereğince polis mensupları maaş, çalışma -koşulları, özlük hakları ve mesleki konularda Polis Derneği kurulabilecekleri öngörülmektedir. Ancak Polis Yasasına aykırı olarak kurulacak Derneğin faaliyette bulunması hukuken mümkün değildir.

Anayasal ve Yasal durum göz önüne alınarak, Kıbrı Türk Poli-s Mensupları Derneği Tüzüğü ile ilgili olarak KKTC Başsavcılığı tarafından yapılan incelemede konu Tüzüğün; 2,3 (b), 6(d), 41,42,43,44,50(b), 50(d), 50(h), 50(i), 51(b), 52,54,55,58,63(b) ve 63 (d) maddelerindeki kuralların 51/84 sayılı Polis yasasındaki k-urallarla çelişkili olduğundan uygulanamaz olduğu tespit edilmiştir.

Dernek Yönetim Kurulu Üyeleri ve Başkanının Polis yasası "Genel Kurallar" başlığı altındaki 17. maddeden sonraki maddeleri ile polis mensuplarının haklarını düzenleyen ve 31. madde ile b-aşlayan madde kuralları ve 3. Bölüm altındaki Polis Mensuplarının bağlı olduğu yasalardaki düzenlemeler hilafına hareket etmeleri halinde 51/84 sayılı Polis Örgütü Yasası kurallarına uygun olarak haklarında disiplin işlemi yapılacaktır.

Polis Yasasına açı-kça aykırı olduğu görülen ve yukarıda belirtilen Tüzük maddelerinin Derneğin Genel Kurul kararı ile değiştirilmesini tavsiye ederim.

Bilgi ve gereğini rica ederim.

GÜVENLİK KUVVETLERİ NAMINA

Günay ÖZAN
- Polis Genel Müdürü"


Emare 2, 3.7.2007 tarihli Lefkoşa Polis Müdürü yazısı ile
Başmüfettiş Birol Atasü soruşturma subayı tayin edilmiştir.

Dernek Yönetim Kurulu Başkan ve Üyelerinin 51/84 sayılı
yasanın 56. maddesine aykırı davr-andıkları ileri
sürülmektedir. 56. madde aynen şöyledir:

"Polis mensupları, Polis Genel Müdürü tarafından
yetkili kılınmadıkça, Polis Örgütünün görev ve
hizmetleri ile ilgili veya siyasal amaçlı olarak,
basın ve yayın organların-a yazılı veya sözlü bilgi
ve demeç veremez, gazete ve dergi yazarlığı yapamaz,
bunların yönetimine katılamazlar."



Soruşturma dosyası Emare 3 olarak ibraz edilmiştir.
31.7.2007'de dosya tamamlanmıştır.

Davacının disiplin davasının tutan-ağı Emare 4 olarak
ibraz edilmiştir. Davacının (sanığın) hitabı Emare 5, İddia
Makamının hitabı Emare 6 olarak ibraz edilmiştir.

Disiplin Yargıcının kararı Emare 4'ün sonunda yer
almaktadır. Emare 4'deki karar aynen şöyledir:

"Karar
Müdaf-aa avukatı tanığını tamamladıktan sonra sırası
ile müdafaa avukatı ve iddia makamı hitaplarını yazılı
olarak vermişlerdir. Müdafaa avukatı sanığın beraatini,
iddia makamı ise mahkumiyetini istemiştir.

Huzuruma sunulan şahadeti ve -emareleri değerlendirdiğim
zaman 30 Haziran 2007 tarihinde, Kıbrıs Gazetesinde
"Kıbrıs Türk Polis Mensupları Derneği Kamuoyuna Duyuru"
başlığı altında bir yazı yayınlandığını, bu yazının
Kıbrıs Türk Polis Mensupları Derneği taraf-ından
yayınlatıldığını, konu tarihte Kıbrıs Türk Polis
Mensupları Derneğinin yönetim kurulu başkanı sanık Müf.
Ali Savaş ALTAN olduğuna bulgu yaparım.

Ayrıca gazete de yayınlanan Kıbrıs Türk Polis Mensupları
Derneği Kamuoyu-na Duyuru başlıklı yazının polisin görev
ve hizmetleri ile ilgili olduğunu ve 1996 Temel Yayınlar
II. Baskı Prof. Dr. Ali ŞAFAK'a ait Ansiklopedik Hukuk
Sözlüğünden "Demeç" kelimesi; açıklama, beyanatta
bulunma, beyanatın ise aç-ıklamalar, yazılı açıklama
olduğu bu cihetle yayınlanan bu yazının bilgi ve demeç
niteliğinde olduğuna karar veririm.

Bunun yanında Polis Genel Müdürlüğünce, sanığa yazılı
olarak, Dernek Tüzüğünün bazı maddelerinin Polis Yasası-
ile bağdaşmadığı, bunların düzeltilmesi aksi halde
aleyhinde disiplin kovuşturması başlatılacağı
bildirildiği halde bu emre uymayarak amir ve üstlerinin
göreve ve mesleki konulara ilişkin uyarılara uymadığı
sonucuna kara-r veririm.

Ayrıca Tüzel bir kişiliğe ait olan Kıbrıs Türk Polis
Mensupları Derneği tarafından yapılan yayınlardan veya
davranışlardan veya hareketlerden halen daha Polis
Mensubu olan yönetiminde ki görevli kişilerin, Polis
- Yasasındaki kısıtlamalardan muaf tutulamayacağı
kanaatine varırım.

Sanık Müf. Ali savaş ALTAN aleyhinde iddia makamınca
getirilen 51/84 sayılı Polis Örgütü (Kuruluş, Görev
ve Yetkileri) Yasası 115 (3) (b) (iv) maddesine aykır-ı
olarak Polis Genel Müdürü tarafından görev ve
hizmetleri ile ilgili olarak yetkili kılınmadığı halde
demeç vermek ve ayni yasanın 115 (3) (a) (iii)
maddesine aykırı olarak amir ve üstlerin görev ve
mesleki konulara ili-şkin uyarılarına uymamak
suçlarından suçlu bulup mahkum ederim."


21.11.2008 tarihli Davacıya gönderilen, tetkik
kararının okunması için 28.11.2008'de hazır olma yazısı, Emare
15 olarak ibraz edilmiştir. Tetkik Amrinin onama kararı
Emare 7 -olarak ibraz edilmiştir. Bu emarede Tetkik Amiri şu cümleyi yazmıştır:

"Tetkik Amiri "Disiplin Yargıcının verdiği karar ve
cezayı aynen onaylarım" demiştir.

Davacının istinaf dilekçesi Emare 8'dir. İstinaf
tutanakları Emare 9 olarak ibraz edilmi-ştir.

Emare 9'un ilk sayfasında Polis Hizmetleri Komisyonunun
oluşumunda yer alan Polis Genel Müdürünün Başkan olduğu, bu
meselede Tetkik Amiri olarak görev yapan Lefkoşa Polis Müdürü Pervin Gürler'in de Polis Hizmetleri Komisyonu üyelerinden bir tanes-i olduğu görülmektedir.

Polis Hizmetleri Komisyonunun istinafta verdiği karar
Emare 10 olarak ibraz edilmiştir. Emare 10'un ilk sayfasında
Komisyon üyeleri yer almaktadır. Bu Listede Polis Genel Müdürü
Başkan konumundadır. Tetkik Amiri Lefkoşa Polis -Müdürü Pervin
Gürler'in ismi Polis Hizmeleri Komisyonu üyeleri arasında yer
almadığı gibi kararda da imzası yoktur.

Huzurumdaki davada 3 basamaklı bir işlem vardır. Davacıyı
Disiplin Yargıcı yargılamış, onun kararını Tetkik Amiri
onaylamış ve Polis H-izmeti Komisyonuna Davacı tarafından
yapılan istinaf reddedilerek Disiplin Yargıcının kararı
onaylanmıştır. Polis Hizmetleri Komisyonunun disiplin kararını
onaylaması ile disiplin yargıcının kararı kesinleşmiş ve
icrailik kazanmıştır. İdari bir karar -olan Polis Hizmetleri
Komisyonunun kararından sonra Davacı Yüksek İdare Mahkemesine
başvurmuştur. Yüksek İdare Mahkemesi bu safhada Polis
Hizmetleri Komisyonunun kararını incelemeli ve kararın yetki,
şekil, amaç, sebep ve konu bakımından hukuka uygunlu-ğunu
denetlemelidir. Polis Hizmetleri Komisyonunun kararı
denetlenirken, bu karar Disiplin Yargıcı ve Tetkik Amiri
kararlarına karşı yapılan istinafın kararı olması nedeni ile
Tetkik Amiri ile Disiplin Yargıcının kararları da aynı şekilde
denetlenmiş- olacaktır. Denetim yapılırken YİM 106/05
(D.22/09) sayfa 23'de belirtildiği şekilde "Yüksek İdare
Mahkemesi Disiplin Mahkemesi yerine geçip, olayda Davacının
"kusurlu olup olmadığı "yönünde karar"vermeyerek, "Yüksek
İdare Mahkemesi, Disiplin Mahkemes-inin" Davacı ile ilgili
"bulguya varırken önünde yeterli şahadet ve emare" olup
olmadığına ve bulgunun "yasa ve tüzüğe uygun" olup olmadığı
hususlarına bakacaktır.

Dava konusu kararın yetki açısından denetiminde, Davacının Disiplin Yargıcı veya Tetkik- Amirinin yetkisi ile ilgili bir şikayeti olmadığı görülür. Davacının Polis Hizmetleri Komisyonunun oluşumu ile ilgili şikayeti vardır. Emare 9 istinaf tutanağının başlığı "Müfettiş Ali Savaş Altan'ın Polis Hizmetleri Komisyonu huzurundaki istinafı" olara-k yer alır ve Polis Hizmeti Komisyonu üyeleri sıralamasında 4. sırada ismi geçen Polis Müdürü Pervin Gürler'in Davacı ile ilgili Disiplin Yargıcının kararını onaylayan Tetkik Amiri olması nedeni ile ayni kişinin istinafı dinleyen Polis Hizmetleri Komisyonu- üyesi olamayacağını, bu şekilde oluşan Polis Hizmetleri Komisyonunun yetkili olamayacağını Davacı ileri sürmektedir.

Aynı şekilde Emare 1 yazı ile Davacının da içerisinde bulunduğu Kıbrıs Türk Polis Mensupları Derneği üyeleri aleyhine disiplin soruşturm-ası açılmasına direktif veren Polis Genel Müdürünün de istinafı dinleyen Polis Hizmetleri Komisyonunda yer alamayacağını ve bu şekilde oluşan Polis Hizmetleri Komisyonunun yetkisiz olduğunu Davacı ileri sürmektedir.
Emare 1 yazı aynen şöyledir:

-" KKTC
GÜVENLİK KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI
POLİS GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
LEFKOŞA.

SAYI: 01/2-10-07-130 2 TEMMUZ 2007

KONU: Disiplin Soruşturması.

İLGİ: -(a) 51/84 Sayılı Polis Örgütü (Kuruluş, Görev
ve Yetkileri) Yasası.
(b) Polis Genel Müdürlüğünün 18 Ocak 2007 gün
ve 01/2-07-15 sayılı yazısı.

30 haziran 2007 tarihli Kıbrıs Gazetesinde yer
alan ve EK-A'da gö-nderilen Kıbrıs Türk Polis Mensupları Derneğinin "Kamuoyuna Duyuru" başlıklı yazısı yer almaktadır.

51/84 Sayılı Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve
Yetkileri) Yasasının 56'ncı maddesine aykırı davranan ve Kıbrıs Türk Polis Mensupları Derneği Yönetim Kurulu B-aşkan ve Üyelerini içeren liste EK-C'de gönderilmektedir.

3. Müdürlüğünüzde görev yapan Yönetim Kurulu Üyeleri aleyhine disiplin işlemi başlatılarak neticenin bu Daireye bildirilmesini rica ederim.


Günay ÖZAN
- Polis Genel Müdürü."
Polis Hizmetleri Komisyonunun oluşumu yasanın 12. maddesinde yer alır. Polis Genel Müdürü Polis Hizmetleri Komisyonu başkanıdır. Ancak Polis Genel Müdürünün yokluğunda 1. Yardımcısı Genel Müdür yer-ine Polis Hizmetleri Komisyonuna başkanlık yapar.

12. maddenin 1. ve 4. fıkraları aynen şöyledir:

"12.(1)Polis Örgütü Polis Hizmetleri Komisyonu, Polis Genel
Müdürünün ve yokluğunda Polis Genel Müdür Birinci
Yardımcısı başkanlığında, Güvenl-ik Kuvvetleri Komutanlığı
Temsilcisi, Denetleme Kurulu Başkanı ile Polis Genel
Müdürünün, Polis Müdürleri ile Bölüm Müdürleri arasından
seçerek, Güvenlik Kuvvetleri Komutanının onayını aldıktan
sonra atayacağı üç kişi olmak üzere, toplam altı kişi-den
oluşur.(4)Polis Hizmetleri komisyonu başkan ve üyeleri, (2).fıkrada
öngörülen yetkileri kullanırken yansız hareket etmek ve tüm
polis mensuplarına karşı eşitlik ve hakkaniyet ölçüleri içinde
davranmak ve bu Yasa kuralları ile bu Yasaya dayanıl-arak
çıkarılacak tüzük veya yönetmelik kurallarını dikkat ve
özenle uygulamakla yükümlüdürler."

106. maddenin 1. fıkrasına göre bir polis mensubu ile ilgili şikayet nitelikli bir bildirimin herhangi biri tarafından yapılabileceği belirtildiğin-den böyle bir bildirim Polis Genel Müdürü tarafından da yapılabilir. Böyle bir bildirim neticesinde polis müdürü disiplin kovuşturmasına gerek görebilir. Böyle bir durumda Polis Genel Müdürünün yazısı ile başlayan sürecin son basamağında yine Polis Genel- Müdürünün bulunması hukuken doğru kabul edilebilinir mi?

Yargısal hareket etmekle yükümlü olan her kişinin adil karar verebilmesi için uymakla yükümlü olduğu asgari kurallar doğal veya diğer bir adıyla temel adalet kurallarıdır. (Rules of Natural -justice.) Esasen bu kurallar 2 başlık altında incelenir. Birincisi nemo judex in cause sue (nobody is to be judge in his own cause)- bir kişi kendi meselesinde karar veren konumunda olamaz- ve ikincisi audi alteram partem (the parties are to be given a fa-ir hearing)- karşı tarafa söz hakkı verilmesi gerektiği kuralıdır.

A.M.19/1981 D.3/82 'de sayfa 13 'de doğal adalet kuralları şu şekilde izah edilmiştir.

"........Bunlardan birincisi hiç kimse kendi davasında
hakim olamayacağı, ikin-cisi de hiçbir kimsenin
savunmasını yapmadan mahkûm edilemeyeceğidir. Bu
ikinci ilke herhangi bir kişinin aleyhine herhangi
bir disiplin işleminin yapılabilmesi için o kişiye
önceden suçunun ne olduğunun ve disiplin işleminin ne-
vakit yapılacağının bildirilmesi disiplin işlemleri
yapılırken kendisine savunma hakkı verilmesini içerir.

........

Yukarıda açıklanan her iki doğal adalet ilkesine KTFD Anayasasında açıklıkla yer verilmiş ve her iki ilke Anayasada -bir hak olarak tanınmıştır. Anayasanın 27. maddesi herkesin medeni hak ve yükümlülüklerinin veya kendisine karşı yapılan bir suçlamanın karara bağlanmasında yasa ile kurulan bağımsız tarafsız ve yetkili bir mahkeme tarafından davanın dinlenmesi hakkına sa-hip olduğunu belirlemektedir. Kuşkusuz bağımsız ve tarafsız mahkemeler davaya bakacak olan yargıcın bir yararı olmaması gerektiğini içerir. Başka bir deyişle bir mahkemenin bağımsız ve tarafsız sayılabilmesi için o mahkemeyi oluşturan yargıç heyetinin ba-kılmakta olan davada ilgi ve yararı olmaması gerekir. 2. adalet ilkesi de Anayasanın 93. maddesinin 4. fıkrasında açıklıkla belirlenmiştir. Bu maddeye göre kamu görevlileri hakkında yapılan disiplin kovuşturmalarında isnat olunan hususun ilgiliye açıkça -ve yazılı olarak bildirilmesi, yazılı savunmasının istenmesi ve savunma için belli bir süre tanınması gerekir."


Yine YİM 129/90 D 9/93'de Mahkeme doğal adalet ilkelerinin yönetim hukukunda uygulanırlığını izah etmiştir. Kararın 3. sayfasında şu gö-rüşe yer verilmiştir:


"Yönetsel yargı yeri olan Yüksek İdare Mahkemesi
yönetsel bir kararı, diğer gerekçeler yanında,
yasaya aykırılık gerekçesi ile iptal edebilmektedir.
Hukuk devleti ilkeleri yönetsel kararların yasaya
u-ygun olmalarını gerektirmektedir. Yasaya aykırılık
konusu yargı organınca geniş bir biçimde
yorumlanmıştır. Yasaya aykırılık sadece yazılı yasa
metinlerine özgü değildir. Yasaya aykırılık deyimi
yalnız yasalara aykırılık değil, t-üzüklere,
yönetmeliklere, hukukun genel ilkelerine, yazılı
olmayan hukuk kurallarına aykırılık anlamına da gelir.
Yasaya aykırılık esasında geniş anlamda hukuka
aykırılık olarak değerlendirilmektedir. Yönetim
hukukunun ye-rleşmiş bazı genel ilkeleri vardır.
Doğal adalet ilkeleri de yönetim hukukunun yerleşmiş
ilkeleri arasında bulunmaktadır.

Doğal adalet ilkeleri, kişi hakkını etkileyen
konularda yönetsel kararın alınmasında usul yönünden
adalet s-ağlamayı amaçlamaktadır. Doğal adalet
ilkelerine göre kararı alacak olan yönetsel organın,
özetle, (1) yansız olması ve (2) hakkında karar
alınacak kişiye karar alınmadan önce işitilme hakkı
tanıması gerekmektedir........................-..

"Doğal adelet ilkelerinden kısaca yansızlık ilkesi
diye tanımlayabileceğim ilkeye göre bir kişinin,

a- Parasal çıkarı, parasal ilgisi, veya

b- Ön yargılı, yanlı olabileceği görünümü
olan konularda karar verme konumda olmaması
- gerekir. Bir kişinin (a) parasal çıkarı, parasal
ilgisi (pecuniary interest) veya (b) önyargılı,
yanlı olabileceği görünümü (appearance of bias)
olan bir konuda karar alması yansızlık ilkesi ile
bağdaşmaz ve böyle- bir durumda alınan kararın
iptali gündeme getirilebilir. Yargılama yanında,
yönetsel kararların üretildiği konularda da
yukarıdaki ilke geçerlidir.

Parasal çıkar, parasal ilgi (pecuniary interset)
küçük, önemsiz dahi o-lsa kişiyi parasal çıkarı,
parasal ilgisi olan bir konuda karar alan konumunda
olmaktan meneder.

Doğal adalet ilkelerinden yansızlık ilkesi dış
görünüm ile ilgili olup dış görünümü düzenleyicidir;
bu nedenle karar alanın karar a-lırken gerçekten
önyargılı, yanlı (biased) olduğunun kanıtlanması
gerekmemektedir. Çok uzun yıllar önce hukukta yerini
almış ve bugüne dek sarsılmayan bir ifade vardır,
"adaletin yerine getirilmesi yeterli değildir,
adaletin ye-rine getirildiğinin görülmesi de
gereklidir.
........

Konu hakkında yeterli bilgi sahibi olan sağduyu sahibi makul bir kişi bildikleri ışığından kararı alan kişinin karar aldığı konuda önyargılı, yanlı olabileceğinden makûl olarak şüphe edebil-iyorsa böyle bir şüphe, karar alanın gerçekten önyargılı, yanlı olduğunun kanıtı aranmaksızın, alınan kararın iptal edilmesi için yeterlidir."

Bir olayda şikayetçi konumunda olan bir kişinin daha sonra şikayet ile ilgili son kararı üretecek en üst ma-kamın bir üyesi olması doğal adalet ilkelerine uygun olabilir mi?

Bir kişinin kendi meselesinde hakim olamayacağı kuralı 2 başlık altında incelenmiştir. Birinci başlık karar veren konumunda olan kişinin kararın sonucunda maddi bir kazancı olmamas-ı gerektiğidir. İkinci başlık ise karar veren konumunda olan kişinin yanlı olduğuna kanıt aranmadan, konu hakkında yeterli bilgi sahibi makul bir kişi tarafından, karar aldığı konu hakkında, önyargılı veya yanlı olduğundan makul olarak şüphe edilmemesi ge-rektiğidir.

Polis Genel Müdürü Emare 1 yazısında Kıbrıs Türk Polis Mensupları Derneği Yönetim Kurulu Başkan ve Üyelerinin 51/84 sayılı Yasanın 56. maddesine aykırı davrandıklarını belirtmiştir. Bu yazı ile Polis Genel Müdürü dernek üyeleri aleyhin-e disiplin işleri başlatılmasına direktif vermiş veya bildirim yapmış kişi konumuna girmiştir. Ayni yazıda Polis Genel Müdürü yasanın 56. maddesinin ihlal edildiği görüşünde olduğunu da açıkça belirtmektedir.

Polis Genel Müdürü Kıbrıs Türk Polis Men-supları Derneği yönetim kurulu üyelerinin yasaya aykırı hareket ettiklerine karar vermiş ve soruşturma açılmasına direktif veren kişi konumu ile aynı derneğin bir üyesi aleyhine ikame edilen disiplin işleminin son basamağı olan Polis Hizmetleri Komisyonun-un ilgili kişi aleyhine Disiplin Yargıcı tarafından verilen kararından yapılan istinafta Polis Hizmetleri Komisyonunun Başkanı olarak yer alması yukarıda izah edilen doğal adalet (rules of natural justice) kurallarına aykırı olduğu kabul edilmelidir. Dava-cı aleyhindeki disiplin işlemi konusunda yeterli bilgi sahibi makul herhangi bir kişinin Emare 1 yazıyı kaleme alan Polis Genel Müdürünün Polis Hizmetleri Komisyonunda Başkan olarak oturması halinde, makul kişinin Polis Genel Müdürünün konu ile ilgili önya-rgılı veya yanlı olduğundan makul olarak şüphe edebileceği cihetle, bu koşullarda doğal adalet kurallarının Polis Hizmetleri Komisyonu tarafından ihlal edildiği kabul edilmelidir.

Polis Hizmetleri Komisyonu üyesi Lefkoşa Polis Müdürü Pervin Gürler Da-vacı aleyhine Disiplin Yargıcının verdiği kararı Tetkik Amiri olarak onaylamıştır. Tetkik Amiri sıfatına rağmen Lefkoşa Polis Müdürü Pervin Gürler, Davacının Disiplin Yargıcının kararına ilaveten Tetkik Amirinin onama kararından Polis Hizmetleri Komisyonu-na yaptığı istinafta, Polis Hizmetleri Komisyonu üyesi olarak istinafı dinleyen heyette yer almıştır. Emare 9 istinaf tutanaklarında Polis Hizmetleri Komisyonu üyeleri arasında ismi yer almaktadır. Emare 9 istinaf tutanaklarında sayfa 5'de Davacı Avukatı- bu durumun "adil yargılama ilkesine aykırı, tarafsızlık ve bağımsız bir karar üretme hususuna da açıkça aykırılık teşkil" ettiğini ileri sürmüş olmasına rağmen Lefkoşa Polis Müdürü Pervin Gürler istinafın dinlenmesi esnasında Komisyon üyeleri arasında yer- almaya devam etmiş, Davacı Avukatının bu itirazı ile ilgili Polis Hizmetleri Komisyonu herhangi bir karar üretmemiştir. Huzurumda şahadet veren Lefkoşa Polis Müdürü Pervin Gürler, istinaf esnasında Komisyon üyeleri ile birlikte oturmasına rağmen Davacının- istinafını dinlemediğini, Komisyonun gündeminde başka davalar olduğu için yerinde oturmaya devam ettiğini ve Davacının davasından sonra dinlenen diğer davalarda hazır bulunduğunu ifade etmiştir. Emare 10 Polis Hizmetleri Komisyonunca verilen istinaf karar-ında nitekim Lefkoşa Polis Müdürü Pervin Gürler Polis Hizmetleri Komisyonu üyesi olarak yer almamaktadır ve kararda da imzası yoktur.

Yukarıda izah edilen doğal adalet kuralları ışığında bir karar aleyhine yapılan istinaf dinlenirken, istinafa konu k-ararlardan birini veren kişinin istinaf heyetinde yer alması mümkün olamaz. Tetkik Amirinin isim ve imzası Polis Hizmetleri Komisyonun Emare 10 kararında olmamakla beraber, istinaf dinlenirken Komisyon üyesi olarak yer almış olması, isminin Emare 9 istinaf- tutanağında yer alması, görünüm açısından Komisyonun tarafsızlığına gölge düşürmüştür. Makul bir kişi istinaf edilen kararlardan bir tanesini veren kişinin Komisyon üyesi olarak yer alması nedeniyle Komisyonun tarafsız olmadığını makul olarak düşünebilir-.

Bu durumda gerek Polis Genel Müdürü'nün gerekse meselenin Tetkik Amirinin Emare 9'da Polis Hizmetleri Komisyonunun oluşumunda ve istinafın dinlenmesinde yer almaları, Polis Genel Müdürünün Emare 10 Polis Hizmetleri Komisyonu kararında imzasının b-ulunması, Lefkoşa Polis Müdürü Pervin Gürler'in Emare 10 kararda imzası olmamasına rağmen, Polis Hizmetleri Komisyonunun oluşumunun doğal adalet ilkelerine aykırı olduğunu gösterir. Bu koşullarda alınan Polis Hizmetleri Komisyonunun 14.4.2009 tarihli kara-rının hükümsüz ve etkisiz olduğuna karar verilmesi gerekir.

Dava konusu kararın şekil yönünden denetimi açısından "işlemin mevzuatla belirlenmiş usul şartlarına" uygun yapılmadığı iddiası yapılmıştır. Davacı, Fasıl 155'in uygulanmadığını ileri sürme-ktedir. Şekil şartı altında Davacı Disiplin Yargıcı huzurunda yapılan bazı itirazların gerektiği şekilde değerlendirilmediğini, Disiplin Yargıcının kararının gerekçeli olmadığını, Disiplin Yargıcının huzurundaki şahadeti değerlendirmediği için kararın hata-lı olduğunu ileri sürmüştür.

Tetkik Amiri huzurunda yer alan uygulamanın ise mevzuata aykırı olduğunu Davacı ileri sürmüştür.

Emare 4 Disiplin Yargıcı huzurundaki prosedürü gösteren tutanak incelendiği zaman Disiplin Yargıcı huzurunda İddia -Makamının tanık çağırdığı, Davacının avukatının bu tanıkları istintak ettiği, şahadet esnasında emarelerin ibraz edildiği, Davacı Avukatı tarafından yapılan itirazların Disiplin yargıcı tarafından değerlendirildiği, sanığın yeminsiz şahadet verdikten sonra- tanık çağırdığı, tarafların hitap yaptıkları ve sonuç olarak Disiplin yargıcının kararını verdiği görülür. Şekil olarak Disiplin Yargıcının huzurundaki duruşmayı yapması gerektiği şekilde yaptığı kabul edilmelidir. Duruşma esnasında yapılan itirazlara -Disiplin Yargıcı tarafından verilen ara kararlarda veya Disiplin Yargıcının kararının muhteviyatında hata olduğu iddia edilmekle birlikte, kararlardaki hataların şekil hatası olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bu hata olduğu iddia edilen hususlar ancak- karardan yapılan istinafta konu yapılabilinir. Disiplin Yargıcının kararının Yüksek İdare Mahkemesi tarafından denetleneceği başlıklar yukarıda belirtilmiştir. Yüksek İdare Mahkemesi Disiplin Yargıcı yerine geçip, karar vermez, Yüksek İdare Mahkemesi, Di-siplin Yargıcının Davacı ile ilgili bulgularına varırken önünde yeterli şahadet ve emare olup olmadığına ve bulgularının yasa ve tüzüğe uygun olup olmadığına bakar. Disiplin Yargıcının kararının içeriği şekil hatası altında denetlenmez. Disiplin Yargıcının- verdiği kararın gerekçesiz olduğu şekil hatası altında incelenebilecek olsa dahi Emare 4 karar yeterli gerekçe içerdiği nedeni ile bu kararın gerekçesiz olduğu da kabul edilemez. Disiplin Yargıcı kararı idari bir karar niteliğindedir ve gerekli unsurları -inceleyerek verdiği gerekçeler yeterli kabul edilmelidir. Bu durumda Disiplin Yargıcının kararında şekil yönünden bir hata bulunduğunu kabul etmek mümkün değildir.

Tetkik Amirinin tabi olduğu mevzuat yukarıda sıralanmıştır. Huzurumdaki şahadete- göre Lefkoşa Polis Müdürü Pervin Gürler, Davacıya tetkik kararını okunması için Emare 15 21.11.2008 tarihli yazıyı göndermiştir. Bu yazı aynen şöyledir:

"ÖZEL:
KKTC
POLİS GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
LEFKOŞ-A POLİS MÜDÜRLÜĞÜ
LEFKOŞA

SAYI:01/2-10-08-522 21 KASIM 2008

KONU: Tetkik Kararının
Okunması.

Müf. Ali Savaş ALTAN (00648)
(Gazimağusa Polis Müdürü Kanalıyla)

30 Haira-n 2007 tarihinde, işlemiş olduğunuz
disiplin suçu ile ilgili olarak aleyhinizde görülen 84/2007 sayılı Disiplin Davası 20.11.2008 tarihinde sonuçlanmıştır.

Dava ile ilgili Tetkik kararı'nın tarafınıza
okunması için 28 kasım 2008 tarihinde, saat 12.00'da L-efkoşa Polis Müdürlüğü İdari İşler ve Özlük İşleri
Amiri Odası'nda hazır olmanız gerekmektedir.

Gereğini rica ederim.

Pervin GÜRLER
Polis Müdürü,
- Lefkoşa Polis Müdürü.

DAĞITIM:
Gereği için:
Müf.Ali Savaş ALTAN(00648)
(Gazimağusa Polis Müdürü Kanalıyla)

ÖZEL: "


Davacının Tetkik Amirinin huzuruna geldiği yeg-ane zaman ile ilgili tutanak 28.11.2008 tarihli Emare 7 Disiplin Davaları Tetkik Bildirimi başlıklı evraktır.

Amme Enstrümanı 235/85 madde 17'e göre "davanın tetkik edileceği veya istinafın dinleneceği yer, tarih ve saat ilgililere yazılı olarak bil-dirilir" ve sanık tetkikte bizzat veya temsilcisi veya avukatı vasıtasıyle savunmasını yürütebilir.

Davacıya davanın tetkik edileceği yer ve tarih yazılı olarak bildirilmiş değildir. Bu doğrultuda huzurumda şahadet yoktur.

Huzurumda şahadet v-eren, Lefkoşa Polis Müdürü Pervin Gürler Davacının kendisine Emare 15, yani Tetkik Amirinin kararının okunacağı yer ve tarihi bildiren, yazıyı aldıktan sonra huzuruna geldiğinde 'Ne söyleyim efendim?' dediğini ve tanığın bunu Davacının savunma yapmayacağı -anlamında anladığını, Davacı savunma yapmak istese buna kesinlikle fırsat verileceğini, bu olayda Davacının böyle bir isteminin olmadığını, ileri sürmüştür. Tanık Davacı huzuruna gelmeden Disiplin Yargıcının kararını onaylamaya karar vermiş bulunduğunu kab-ul etmekle beraber yine de o gün Davacının savunma yapmış olması halinde Davacıya onay kararını tebliğ etmeden kararını tekrar gözden geçirmeye hazır olduğunu da ifade etmiştir.

Yukarıda izah edilen doğal adalet kurallarına baktığımız zaman, bu prens-ibin ikincisinin karşı tarafı dinlenme hakkı, yani bir ithamla karşı karşıya kalan bir kişiye savunma hakkı verdiğini görürüz. Savunma hakkı Anayasamızda korunan en önemli haklardan bir tanesidir. Bir kişi mahkum edilmeden , aleyhindeki itham ve iddialar-ı bilmeli, kendisine söz hakkı verilmeli, ne söylediği kayda geçirilmeli ve tezekkür edilmelidir. Davacıya tetkik amiri huzurunda savunma yapmak için fırsat verildiğini kabul etmek mümkün değildir. Davacının sadece "ne söyleyim efendim?" kelimelerinden sa-vunma yapmak istemediği anlamını çıkarmak olmaz. Amme Enstrümanı 235/85 sayılı tüzüğün 17(2) bendi altında Davacıya Tetkik Amiri savunma hakkı verecekseydi bunun için tarih ve saat verilmeli, savunma hakkı olduğu Davacıya açıkca ifade edilmeli ve Davacıya- savunma yapması için fırsat tanınması gerekirdi. Tetkik amiri bunu yapmamıştır. Yapmamakla ve Davacıya savunma hakkı vermemekle de tetkik amiri doğal adalet kurallarını ihlal ettiği gibi tüzüğe de uymamıştır.

YİM 106/05 D. 22/09 sayfa 21'de savunma ha-kkının önemi vurgulanmış ve bu hakkın verilmemesinin şekil hatası olduğu belirtilmiştir.

"...... Savunma hakkına uyulmaması da biçim (şekil ve usul) yönünden sakatlık doğurmaktadır. Bu konuda gör Şeref Gözübüyük'ün yukarıda referansları verilen eseri- sayfa 220, paragraf 245.

Aynı konuda Sıddık Sami Onar yukarıda zikredilen eserinde sayfa 310'da şöyle demektedir:

" Bu nokta bilhassa disiplin muamelelerinde büyük bir ehemmiyeti haizdir: bir bakımdan kaza fonksiyonuna yaklaşan ve bu itibarla kaza usu-llerinin tesirleri altında kalan disiplin cezaları tasarruflarında alâkalının müdafaası şarttır. Bu müdafaanın alınmamış olması disiplin tasarrufunun şekli ve usul unsurunda sakatlık husule getirir."
Ayrıca gör: Christodoulos Fisentzides and The Republic -of Cyprus, through The Public Service Commission. 1971 JSC Part 6 page 794."


Davacıya kararın okunması için gün bildirildiği zaman, o gün sanığın tetkik amirine "ne söyleyim' dediği kabul edilse de bu sözlerin bir savunma olarak kabul edilmesi m-ümkün değildir. Zaten bu sözler savunma olarak kabul edilse dahi, bu sözlerin Emare 7 de yer alması gerekir, ki Emare 7'de bu sözler yer almamaktadır. Tetkik Amiri Davacıya savunma hakkı vermeden Disiplin Yargıcının kararını onaylamıştır. Davacının/Sanığ-ın birşey söylese, onun söylediğini tezekkür edip kararını değiştirebileceğini Tetkik Amiri içtenlikle ifade etmesine rağmen hukuken bunun Davacıya savunma hakkı verildiği anlamında kabul görmesi mümkün değildir. Tetkik Amirinin Disiplin Yargıcının kararın-ı onaylamadan önce Davacıya savunma hakkı vermediği cihetle Tetkik Amirinin onaylama kararının hükümsüz ve etkisiz olduğu kabul edilmelidir.

Tetkik amirinin onama kararında şekil yönünden hata olduğu kabul edilmiş bulunmaktadır. Şekil yönünden hata- yapıldığı kabul edildiği zaman bu hatanın esas unsurlarda bir hata veya önemsiz bir ayrıntıda bir hata olup olmadığı da incelenmelidir. İkincil unsurlarda hata olması iptal nedeni olmamaktadır. İptal ancak birincil unsurlarda hata yapıldığı zaman gündeme -gelmektedir.

Bu konuda Prof. Dr. Şeref Gözübüyük ve Prof.Dr. Turgut Tan İdare Hukuku 3.bası (2008) cilt 2 para 342'de şu sözler yer alır:

"İdari bir işlemin yapılmasında, uyulması gereken
biçim ve yöntem kuralları, bir >, ya- da
>, diğeri > olmak
üzere ikiye ayrılmaktadır. Bu ayırıma,
tali şekil>> ayırımı da denilmektedir. Genel olarak
uygulamada, yönetilenlerin yararı için öngörülmüş
kurallar ile uy-ulmadığı zaman kararın içeriğini
etkileyici nielikte olan kurallar, birincil kural
olarak kabul edilmektedir. Yargı kararlarında,
birincil nitelikte olan biçim kurallarına aykırılık,
bir iptal nedeni olarak sayılmakta, ikincil nit-elikte
olanlar ise, iptal nedeni olarak kabul edilmemektedir.
Bu ayırım, belli bir nesnel ölçüte dayanmadığından,
Danıştay, önüne gelen olayların özelliğini dikkate
alarak, biçim kurallarından hangisinin birincil,
hangisini-n ikincil nitelikte olduğunu, başka bir
deyişle biçimsel sakatlığın iptalini gerektirip
gerektirmediğini karara bağlamaktadır......"


Kanaatimce huzurumdaki bu davada var olduğu kabul edilen şekil hatası birincil nitelikteki kuralların i-hlalini içermektedir ve dolayısı ile bu hatalar kararın iptal nedeni olarak kabul edilmelidir.

Dava konusu kararın amaç yönünden denetimi huzurumda konu edilmiş değildir. Davacıya ceza verilmesinin başka nedenle yapıldığı iddia edilmiş değildir. Bi-rtek Polis Genel Müdürünün Kıbrıs Türk Polis Mensupları Derneğini istemediği ima edilmiş olmakla beraber bu nedenle Davacıya disiplin cezası verildiği ileri sürülmüş değildir.

Dava konusu kararın "sebep/neden" yönünden denetimi maksatları için ise "hang-i hallerde disiplin cezalarının verilebileceği incelenmelidir. "Neden unsuru bakımından .... mevzuatta tanımlanan durumun varlığını ve doğruluğunu" tesbit etmek gerekir.

Davacı bu başlık altında dernek yerine kendisinin cezalandırılmakta olduğunu, ayrıc-a 51/84 madde 56'da ileri sürülen suçun oluşmadığını ileri sürmektedir.

Davacı, Sanık, 51/84 sayılı yasanın 115(3)(b)(iv) maddesine aykırı olarak Polis Genel Müdürü tarafından görev ve hizmetleri ile ilgili olarak yetkili kılınmadığı halde demeç ve-rmekle itham edilmiştir. Suçun ayrıntısında ise Polis Genel Müdüründen izin almaksızın 30.6.2007 tarihinde Kıbrıs Gazetesinde Kıbrıs Türk Polis Mensupları Derneği Kamuoyuna Duyuru başlığı altında yazı yayınlatmak suretiyle demeç vermekle itham edilmiştir.-

Sanık aleyhindeki ithamname aynen şöyledir:

" DİSİPLİN İTHAMNAMESİ
DAVA No: 84./2007...
Lefkoşa Polis Müdürlüğü
Sanık
Polis Müfettişi Ali Savaş ALTAN (00648)
- Sanık Aşağıdaki Suç(lar) ile itham olunur.

İTHAM OLDUĞU SUÇ SUÇUN AYRINTISI
1. 51/84 Sayılı Polis Örgütü (Kuruluşu Sanık Polis Genel Müdüründen izin
Görev ve yetkileri) Yasası 115(3 (b) (iv) almaksızı-n 30 Haziran 2007 tarihinde,
Maddesine aykırı olarak Polis Genel Kıbrıs Gazetesi'nde Kıbrıs Türk Polis
Müdürü tarafından görev ve hizmetleri ile Mesnupları Derneği Kamuoyuna
ilgili olarak yetkili kılınmadığı halde - Duyuru" başlığı altında yazı yayınlatmak
demeç vermek. suretiyle görev ve hizmetleri ile ilgili
olarak yetkili kılınmadığı halde demeç
- verdi.

1. 51/84 Sayıı Polis Örgütü (Kuruluşu Sanık Polis Genel Müdürünün 18 Ocak
Görev ve Yetkileri) Yasası 115 (3)(a) 2007 tarihli ve 01/2-07-15 sayılı yazılı
(iii) maddesine aykırı ola-rak amir ve emrine aykırı hareket ederek 30 Haziran
üstlerin göreve ve mesleki konulara 2007 tarihinde, Kıbrıs Gazetesi'nde
ilişkin uyarılarına uymamak "Kıbrıs Türk Pols Mensupları Derneği
- Kamuoyuna Duyuru" başlığı altında yazı
yayınlatmak suretiyle Amir ve Üstlerin
göreve ve mesleki konulara il-işkin
uyarılarına uymadı."


Madde 115 (3) (b) (iv) altında sanığa disiplin cezası verebilmesi için sanığın "basına ... bilgi veya demeç" vermiş olduğu kabul edilmelidir.

İthamnamede maddeni-n bilgi vermek unsuru yer almamakta, birtek demeç vermek unsuru yer almaktadır.
Demeç ne demektir? Prof. Dr. Ejder Yılmaz Hukuk Sözlüğü 5. baskıda demeç kelimesi için beyanat sözüne atıfta bulunulur. Beyanat ise genellikle devlet adamlarının basına -yapığı açıklamalar, beyanlar diye izah edilmiştir.
Duyuru ise ilan olarak açıklanmıştır. İlan ise duyuru, duyurma, bildirme, kamuoyunun haberi olsun diye açıklama diye belirtilmiştir.

Demeç sözlü açıklamadır. Davacının başkanı olduğu
derneğin söz-lü bir açıklaması yoktur. Yapılan açıklama yazılı ve duyuru şeklinde Kıbrıs Gazetesinin reklam bölümüne verilmiş ve gazeteye para ödenerek yayınlatılmıştır. Bu duyurunun demeç olarak kabul edilmesine imkan yoktur.

Yayınlanan Emare 1 yazı Kıbrıs Türk- Polis Mensupları Derneği imzası ile yayınlanmıştır. Sanık ilgili tarihte bu derneğin Yönetim Kurulu Başkanı idi. İthamname bu yazıyı sanığın yayınlattığı doğrultusundadır. Disiplin Yargıcı huzurunda bu yazıyı sanığın şahsen yayınlattığı doğrultusunda ş-ahadet yoktur. Disiplin Yargıcına ibraz edilen Kıbrıs Gazetesinden verilen emare makbuzda bir telefon numarası bulunmakla beraber bu telefon numarasının kime ait olduğuna dair şahadet yoktur. Sanığın bu yazıyı şahsen gazetede yayınlattığı yönünde şahadet- yokluğunda Davacının şahsen disipline konu duyuru başlıklı yazıyı yayınlattığını kabul etmek mümkün değildir.

Disipline konu yazıyı Kıbrıs Türk Polis Mensupları Derneği yayınlatmıştır. Duyuru başlıklı yazının altındaki imza da derneğe aittir. Derne-ğin yayınlattığı yazı nedeni ile Derneğin Yönetim Kurulu Başkanı olan sanığın şahsi sorumluluğu olabilir mi?

Dernek tüzel kişiliği bulunan bir kuruluştur. Tüzel kişiliği haiz olması nedeniyle de dernek olarak yapılan işlemlerden dernek sorumlu tutulmalıdı-r. Dernek üyelerinin dernekten ayrı bir kişilikleri vardır, bu nedenle derneğin yaptığı bir eylemden dernek üyelerinin şahsen sorumlu tutulması daima mümkün değildir.

Bir tüzel kişi ancak yaşayan kişiler vasıtası ile işlem ve eylem yapabilir. Dernek i-çin bir fiil yapan kişi dernek adına konuşmaz veya dernek için hareket etmez, dernek olarak hareket eder ve hareketlerine direktif veren aklı, derneğin aklıdır.

Bir derneğin faaliyetleri nedeni ile o faaliyeti yapan kişinin derneğin hareketlerinden gen-ellikle şahsi bir sorumluluğu olabilmesine imkan yoktur. Böyle bir durumun olabilmesi için bu hususun ilgili mevzuatta spesifik olarak yer alması gerekir veya derneğin yürürlükte olan mevzuata aykırı hareket etmek için kasıtlı bir şekilde kılıf olarak kull-anıldığının isbat edilmesi gerekir. Tüzel kişiliğin kötü niyetle mevzuatı ihlal etmek için kullanılmasına izin verilmez.

51/84 sayılı yasa incelendiği zaman bu yasanın polis mensuplarını kapsadığı görülmektedir. 56. madde polis mensuplarını muhatap -almıştır. Polis mensubu yasanın tefsir maddesi olan 2.maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır:

"Polis Mensubu", Polis Örgütünde, Polislik hizmetlerini yerine getirmek üzere görevlendirilen üniformalı veya üniformasız meslek memurlarını anlatır ve trafik -hizmetlerini yürüten trafik polisini, itfaiye hizmetlerini yürüten itfaiyecileri de kapsar.
Ayrıca bu Yasanın 16'ncı maddesiin (2)'nci fıkrasında
gösterilen görevleri yerine getirmek üzere Polis Örgütünde
görevlendirilen Sivil Hizmet Görevlilerini d-e kapsar."


Polis mensuplarının üye bulundukları Kıbrıs Türk Polis Mensupları derneğinin yaptıkları 51/84 sayılı yasa kapsamına dahil edilmiş değildir. Herhalukarda disipline konu edilen yazının yasanın yasakladığı bir demeç olmadığına karar verildiğinden-, ortada bir suç yoktur. Bu durumda derneğin suç işlemek için Davacı tarafından kılıf olarak kullanılıp kullanılmadığını incelemeğe gerek kalmamıştır. Bu şartlarda Davacının dernek tarafından yayınlatılan yazı ile ilgili şahsi bir sorumluluğu olmadığına ka-rar verilmesi gerekir.

Yukarıda söylenenler ışığında Emare 1 yazının madde 115(3)(b)(iv) kapsamında bir yazı olduğu kabul edilemez.

İthamnamedeki 2. suç 51/84 sayılı yasanın 115(3)(a)(iii) bendine aykırı olarak amir ve üstlerin göreve ve m-esleki konulara ilişkin uyarılara uymamaktır. Suçun ayrıntısında ise sanığın Polis Genel Müdürü 18.1.2007 tarihli 01/2-07-15 sayılı yazılı emrine aykırı hareket ederek 30.6.2007'de Kıbrıs Gazetesinde Kıbrıs Türk Polis Mensupları Derneği Kamuoyuna Duyuru b-aşlığı altında yazı yayınlatmak suretiyle amir ve üstlerin göreve ve mesleki konulara ilişkin uyarılarına uymamak yer alır. Polis Genel Müdürünün yazısında, yazı yayınlatılması ile ilgili spesifik bir uyarı yoktur. Yazıda tüzüğün düzeltilmesi yönünde Poli-s Genel Müdürünün ikazı vardır. Ayrıca, 51/84 sayılı yasaya aykırı hareket etmeleri halinde haklarında disiplin işlemi uygulanacağı belirtilmiştir. Bu yazıda Davacının amir ve üstlerinin göreve ve mesleki konulara ilişkin uyarı niteliğinde bir ibare yokt-ur. Bu yazıda ancak genel olarak 51/84 sayılı yasaya aykırı davranıldığı takdirde disipline tabi olunacağı bildirilmiştir. Bu yazıda spesifik bir uyarı olduğu kabul edilemez.

Disiplin Yargıcı Emare 4 kararında bu yazıdaki uyarıyı yazı yayınlatmak- ile ilgili değil, tüzük tadilatı yapılmasına bağlamıştır. İthamnamedeki suçun ayrıntısında tüzük tadilatı yapmakla ile ilgili bir ibare yoktur ve Davacı böyle bir suçla itham edilmiş değildir.

Disiplin Yargıcının bu konu ile ilgili kararı şöyle o-lmuştur:

"Bunun yanında Polis Genel Müdürlüğünce, sanığa
yazılı olarak, Dernek Tüzüğünün bazı maddelerinin
Polis Yasası ile bağdaşmadığı, bunların düzeltilmesi
aksi halde aleyhinde disiplin kovuşturması başlatı-
lacağı bild-irildiği halde bu emre uymayarak amir ve
üstlerinin göreve ve mesleki konulara ilişkin
uyarılara uymadığı sonucuna karar veririm."

Bu durumda Disiplin Yargıcının 1. ve 2. suç ile ilgili mahkumiyet kararlarının hatalı olduğu kabul edilme-lidir.

Dava konusu kararın konu yönünden denetimi gündeme getirilmiş değildir. Davacıya verilen cezanın verilmesine yasanın olanak vermediği iddia edilmiş değildir.

Sonuç olarak Emare 10 dava konusu karar ile Polis Hizmetleri Komisyonu Dav-acının istinafını red ve iptal etmiş ve Disiplin Yargıcı ve Tetkik Amirinin kararlarını onaylamıştır. Tüm söylenenler ışığında Disiplin Yargıcının 20.11.2008 tarihli kararının neden/sebep açısından hukuka uygun olmadığını, Tetkik Amirinin 28.11.2008 tarih-li kararının şekil ve usul yönünden hatalı olduğunu, Davalı 2'nin de 14.4.2009 tarihli kararında yetki hatası bulunduğunu kabul eder ve bulgu yaparım.

Netice itibarıyle Davalı 2'nin 14.4.2009 tarihli, Davacının brüt maaşının onda birinin kesilmesi c-ezasına çarptırılması yönündeki 20.11.2008 tarihli Disiplin Yargıcı kararını ve/veya 28.11.2008 tarihli Tetkik Amirinin kararını onaylayan ve Davacının bu kararlara karşı Davalı 2'ye yaptığı istinafı reddeden kararının hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna ve/-veya herhangi bir sonuç doğurmayacağına hüküm ve emir veririm.

Dava masrafları Davacı lehine verilir.




Narin Ferdi Şefik
Yargıç


16 Aralık 2010
















-
























37






Full & Egal Universal Law Academy