Yüksek İdare Mahkemesi Numara 62/2010 Dava No 23/2012 Karar Tarihi 10.10.2012
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 62/2010 Dava No 23/2012 Karar Tarihi 10.10.2012
Numara: 62/2010
Dava No: 23/2012
Taraflar: Kanay Topsever ile İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığı, Konut Edindirme İdaresi ve Konut Edindirme Birimi ve diğerleri arasında
Konu: Kırsal kesim arsası - Kırsal kesim arsası sağlanması için alınan karar ve başlatılan parselasyon işlemlerinin iptali için Davacının dava açması - İdari karar - Davacının taşınmaz mal ile ilgili idari bir karar alınmadan, iptal davası açarak idareyi belli bir davranışa zorlamasının hukuken mümkün olmaması - Davanın ret ve iptal edilmesi.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 10.10.2012

-D. 23/2012 YİM 62/2010


Yüksek İdare Mahkemesinde.

Anayasanın 152. maddesi hakkında.

Mahkeme Heyeti : Necmettin Bostancı, Talat D.Refiker, Ahmet Kalkan.


Davacı : Kanay Topsever, Lefkoşa.

ile

Davalı- : 1. İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığı, Konut
Edindirme İdaresi ve Konut Edindirme Birimi
vasıtasıyla, KKTC Lefkoşa.
2. KKTC Bakanlar Kurulu vasıtasıyla KKTC, Lefkoşa.
3. İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığı, T-apu ve
Kadastro Dairesi vasıtasıyla KKTC, Lefkoşa.


A r a s ı n d a.


Davacı namına: Avukat Hasan Esendağlı
Davalı namına: KKTC Başsavcısı adına Başsavcı Yardımcı Muavini
Savcı Behiç Öztürk.



------------------

K A R A R


Necmettin Bostancı: Bu başvuruda, Mahkemenin kararını, Sayın Yargıç Ahmet Kalkan okuyacaktır.

Ahmet Kalkan : Davacı, Davalıların Meriç köyünde konut ve kırsal kesim arsası sağlanması için aldığı karar ve başlattığı parselasyon i-şlemlerinin iptali için bu davayı dosyalamıştır.



TALEP :

Davacının Yüksek İdare Mahkemesinden talebi, özetle şöyledir:

Davalıların, Meriç'te konut ve kırsal kesim arsaları sağlanması ile ilgili aldığı idari karar ve işlemlerin Koçan No: G 332, Paf-ta Harita No.XXII/45.W.2. parsel 331'de kain 16 dönüm 2 evlek 1900 ayakkare büyüklüğündeki gayrimenkulü ve/veya bu gayrimenkulün bir kısmını kapsadığı oranda geçersiz ve hükümsüz olduğuna ve/veya herhangi bir sonuç doğuramayacağına dair bir Mahkeme emri ve-/veya hükmü;
Davalıların, bu işlemi yaparken Davacının koçanlı malının tapu kayıtlarındaki yüzölçümünü dikkate almamasının ve/veya Davacıya ait 16 dönüm 2 evlek 1900 ayakkare büyüklüğündeki gayrimenkulün bir kısmını kırsal kesim arazisi olarak belirlemesi-nin yapılmaması gereken bir ihmal olduğuna ilişkin bir Mahkeme emri veya hükmü;
Dava masrafları;

TALEP TAKRİRİ:

Davacı, davasında özetle, Meriç köyünde G.332, Pafta/Harita XXII/45 W.2 Parsel 331'de kain, 16 dönüm 2 evlek 1900 ayakkare büyüklüğündeki t-arlanın kayıtlı mal sahibi olduğunu, Davalıların dava konusu kararı alarak, kırsal kesim arsası sağlama çalışmalarına başladığını ve bu amaçla Davalı No.1'e arazi devri yapıldığını, bu durumu öğrendikten sonra, Davalılara hitaben, 25.3.2010 tarihli bir ya-zı yazarak, devredilen alanın kendi arazisinin güney kısmını büyük oranda içine aldığını, bu nedenle durdurulmasını talep ettiğini, Davalı No.1'in 18.5.2010 tarihli cevabi yazısında, parselasyon projesinin Davacının arazisine taşmadığını ve Devlete ait hal-i arazi içerisinde olduğunun belirtildiğini, bu durumun gerçeklerle bağdaşmadığını, kendi arazisinin yaklaşık 10 dönümlük kısmının tapu kayıtları hilafına parselasyona dahil edildiğini iddia ederek, bu iddialarına dayanak teşkil eden hukuki esasları belirt-mek suretiyle, kırsal kesim arsası sağlaması ile ilgili idari işlem ve eylemlerin iptalini talep etmiştir.

MÜDAFAA TAKRİRİ:

Davalılar, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyla dosyaladıkları müdafaa takrirlerinde, özetle, Talep Takririnin (A) ve (B) paragrafların-da referansları verilen, Davacıya ait gayrimenkul mal ile ilgili herhangi bir idari veya icrai nitelikli yönetsel karar ve/veya işlem üretilmediğini, parselasyon işlemlerinin hali arazi olan parsel 330 üzerinde gerçekleştiğini, Davacının bu davada meşru me-nfaatinin bulunmadığını, işlemlerin geçerli olduğunu ileri sürdükten sonra, Davacının taşınmaz koçanlarında parsel 331'in yüzölçümünün 16 dönüm 2 evlek 1900 ayakkare olarak belirtilmiş olmasının bu dava kapsamında herhangi bir menfaatini ihlâl etmediğini, -parsel 331'in kayıt ve sicilleri ile kadastro haritalama işlemlerinin 1930 ve/veya 1940'lı yıllarda gerçekleştirildiğini, o günden bugüne parsel 331 ile ilgili herhangi bir ifraz işleminin yapılmadığını, arazide parsel 331'in 4 dönüm 2 evlek 2600 ayakkare -olduğunu, hiçbir zaman parsel 331'e ait kadastro ve haritalarda 16 dönüm 2 evlek 1900 ayakkarelik bir alan gösterilmediğini, parsel 331 ile sınırı olan parsel 330'un hali arazi olduğunu, Davacının, elindeki taşınmaz mal koçanına bağlı olarak, kadastronun h-atalı olduğunu iddia etmesi halinde Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasası altında sınırlarının tespiti işlemlerini Tapuda yapması gerektiğini, Yüksek İdare Mahkemesinin bu doğrultuda bir çare üretmeye yetkili olmadığını ileri sü-rerek, davanın ret ve iptalini talep etmiştir.

OLGULAR:

Davanın duruşmasında Davacı bizzat şahadet vererek, bir tanık dinletmiştir. Davalılar herhangi bir tanık dinletmediler.

Sunulan şahadet ve ibraz edilen emareler ışığında dava ile ilgili olgular -özetle şöyledir:

Davacı, Meriç köyünde Pafta/Harita No.XXII/45.W.2, Parsel 331'de kain taşınmaz malın, G 332 No:lu taşınmaz mal koçanı tahtında kayıtlı sahibidir.

G.332 No.lu taşınmaz mal koçanına göre, adı geçen taşınmaz malın yüzölçümü 16 dönüm 2 e-vlek 1900 ayakkaredir.

Davalılar, Davacının arazisine sınırı olan ve kayıtlarda KKTC'ye ait hali arazi olarak gösterilen parsel 330'da, kırsal kesim arsası parselasyon çalışması başlatmıştır.

Bu durumu öğrenen Davacı, 25.3.2010 tarihinde Avukatı vası-tasıyla Davalı No.1'e bir yazı göndererek, kırsal kesim arsaları oluşturulmak üzere başlatılan işlemlerin kendisine ait parsel 331'in büyük bir kısmını içine aldığını, bu durumun hatalı ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürdü ve işlemlerin durdurulmasını tal-ep etti.(Emare 11)

Davalı No.1'e bağlı Konut Edindirme Biriminden sorumlu Sosyal Konut Müdürünün 22.4.2010 tarihli cevabi yazısında, parselasyon işlemlerinin Davacının arazisine taşmadığı ve koçan kaydı ile gerçek alan ölçümlerinin hatalı olabileceği bel-irtilmiştir.(Emare 12)

Emare 15 (a)'daki kayıtlarda eskiden beri Türk Malı olan Parsel 331'de, parselin yüzölüçümü, 16 dönüm 2 evlek 1900 ayakkare olarak gösterilmekle birlikte, Davacıya ait parsel ile ilgili olarak dosyalanan tüm krokilerde, parsel 331-'in alanı, 4 dönüm 2 evlek 2600 ayakkare olarak gösterilmiştir.(Emare 1,2,8 ve 10)

Davacıya ait adı geçen taşınmaz mal, kendisine, annesi Müsteyde Tünay Cemal'den intikal etmiştir.(Emare 14,15)

İNCELEME :

İlk önce, Davalıların meşru menfaat ile ilgili- iddialarını ele almayı uygun bulduk.

Bu davada meşru menfaat ile ilgili olarak birçok içtihat kararında ifade edilen veya akademik olarak belirtilen görüşler üzerinde uzun uzun durmayı gerektirecek bir uyuşmazlık bulunduğu kanaatinde değiliz.

Bilinen- temel prensip, meşru menfaatin davanın esasını ve temelini teşkil etmediği ve meşru menfaatin ihlal edilmiş olmasının davanın sonucunu etkileyemeyeceğidir. Meşru menfaat, bir idari davada, Davacıya ilişkin ön kabul şartı veya başka bir anlatımla başvurunu-n kabulü ve dinlenmesi için aranılan bir usul ve şekil koşuludur.

Yine birçok içtihat kararında ifade edildiği gibi; bir menfaatin meşru sayılabilmesi için bir temele (Örneğin; mevzuata, idari bir karara) dayanması gerekir. Bir menfaat bu gibi temellerd-en birine dayanmaz, müsamaha, göz yumma gibi tamamen fiili bir duruma istinad ederse, böyle bir menfaat meşru sayılmaz. (Bir.YİM 147/86 D.4/89)

Huzurumuzdaki davada Davacı, kırsal kesim arsaları ile ilgili yapılan parselasyon çalışmalarının, çok uzun yıl-lardan beri fiilen kullandıkları ve kendilerine ait olarak bildikleri alanı kapsadığını ileri sürmektedir. Davacı, bu iddiasını, elindeki G.332 No.lu taşınmaz mal koçanına ve bu koçandaki yüzölçümüne dayandırarak ileri sürdüğünden, ortada, hukukun himaye e-tmediği fiili bir durumdan kaynaklanan bir menfaat ihlâli olduğunu söyleyemeyiz.

Davacının iddiaları, G.332 No.lu taşınmaz mal koçanına bağlı olarak, komşu parselde yapılan parselasyon çalışmalarının kendi parselini kapsadığı oranda iptaline yönelik old-uğundan, yapılan çalışmaların, Davacının meşru menfaatini şahsen ve doğrudan doğruya olumsuz yönde etkilediği ve davada meşru menfaatinin bulunduğu kanaatindeyiz.

Buna göre, Davalıların, meşru menfaat ile ilgili iddialarını reddederiz.

Davacı davasın-da, Meriç köyünde, Davalılar tarafından yapılan kırsal kesim arsaları parselasyonuna ait idari işlemlerin, kendi arazisini kapsadığı oranda iptalini ve davacının koçanındaki yüzölçümünün dikkate alınmamasının, yapılmaması gereken bir ihmal olduğuna karar- verilmesini talep etmektedir.

Davaya ilişkin olgular ve ibraz edilen emarelerden açıkça görüleceği gibi, Davalılar, Davacının sahibi olduğu parsel 331 üzerinde kırsal kesim arsası açılması veya bu parselde parselasyon çalışmaları yapılması konusunda he-rhangi bir idari karar almamış, idari işlem yapmamıştır.

Davacı, G.332 No.lu taşınmaz mal koçanına göre, arazisinin yüzölçümünün 16 dönüm 2 evlek 1900 ayakkare olduğunu, yıllardan beri bu büyüklükteki alanı kullandıklarını, dolayısıyla parsel 330 ile i-lgili idari işlemin kendi parselini kısmen kapsadığını iddia etmektedir.

Yüksek İdare Mahkemesi; Davacıya ait parselin, kadastro haritalarında belirtilenden daha büyük veya daha küçük olduğu hususunda karar vermeye, arazi defterlerinde düzeltme yapmaya - yetkili değildir.

Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasası böyle durumlarda ne gibi işlemler yapılacağını ve uyuşmazlığın ne şekilde Mahkemeye aktarılacağını düzenlemektedir.

İdare hukukunun temel prensiplerinden biri, henüz- idarece alınmış bir karar yokken, idareyi belli bir davranışa zorlamak için, iptal davası açılamayacağıdır. (Gör.Prof.Dr.A.Ş.Gözübüyük
İdari Yargı 3. Bası, sayfa 121)

Olgulardan ve ibraz edilen emarelerden açıkça görülebileceği gibi, ne üzerinde arsa -parselasyonu yapılan 330 No.lu parsel, ne de Davacının sahip olduğu 331 No.lu parsele ait orijinal haritalarda, yakın zamanda veya herhangi bir zamanda, Davacının menfaatlerini olumsuz yönde etkileyecek herhangi bir değişiklik veya ifraz işlemi yapılmıştır-.

Ortaya çıkan fiili durum, Davacının taşınmaz mal koçanındaki yüzölçümü ile kadastro haritasının farklı olduğu, ancak idarenin konu parsel üzerinde herhangi bir idari işlem yapmadığıdır.

Bu durumda, Davacı, Parsel 331'deki alanın, Parsel 330'un bir -kısmını da kapsadığı ve haritanın hatalı olduğunu iddia ediyorsa, kendi parselindeki hatanın düzeltilmesi için, Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasası altında gerekli işlemleri yapması gerekmektedir. Ancak, Davacı Yüksek İdare Ma-hkemesine başvurarak, taşınmaz mal koçanındaki kaydın Parsel 330'u da kapsadığı yönünde çare üretmek istemektedir. Böyle bir çareyi üretmek Yüksek İdare Mahkemesinin yetkisinde olmadığı gibi, Davacının taşınmaz mal ile ilgili idari bir karar alınmadan, ipt-al davası açarak idareyi belli bir davranışa zorlaması hukuken mümkün değildir.

Davalılar Parsel 330 üzerinde kırsal kesim arsası yaparken, işlemin idare hukuku anlamında iptalini gerektirecek herhangi sakatlık veya ihmalde bulunmadıklarından, Davacını-n taleplerinin reddi gerekmektedir.

SONUÇ :

Tüm yukarıdakiler ışığında, Davacı davasında başarılı olamadığından dava ret ve iptal edilir.

Dava masrafları Davacı tarafından ödenecektir.



Necmettin Bostancı Talat D.Refiker Ahmet Kalka-n
Yargıç Yargıç Yargıç



10 Ekim, 2012




8






Full & Egal Universal Law Academy