Yüksek İdare Mahkemesi Numara 62/2003 Dava No 12/2008 Karar Tarihi 12.03.2008
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 62/2003 Dava No 12/2008 Karar Tarihi 12.03.2008
Numara: 62/2003
Dava No: 12/2008
Taraflar: Nesrin Atalay ile Kuzey Kıbrıs Eğitin Vakfı ve/veya DAÜ Vakıf Yöneticileri Kurulu arasında
Konu: Hizmet sözleşmesi - Sözleşmenin feshi - İdari karar
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 12.03.2008

-D.12/08 YİM:62/2003


Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.

Yargıç Necmettin Bostancı Huzurunda.


Davacı: Nesri-n Atalay,Bayraktar Yolu No.31,Baykal-Gazi Mağusa

- ile -

Davalı: 1.Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı ve/veya DAÜ Vakıf
Yöneticiler Kurulu-Gazi Mağusa
2.Doğu Akdeniz Üniversitesi ve/veya DAÜ Rektörlüğü-
Gazi Mağusa


- A r a s ı n d a.

Davacı namına: Avukat Fuat Veziroğlu ve Avukat Özben Atalay
Davalılar namına: Avukat Fadıl Aksun.


--------------

H Ü K Ü M

Davacı, Davalılar aleyhine ikâme ettiği işbu davada, aşağıdaki şekilde talepte bulunmuştur:


"-a)Davalı No 1 ve/veya davalılar tarafından
takriben 17 Nisan 2003 tarihinde yazılı
olarak ve/veya elden tebliğ edilen ve/veya
davacının 31/12/2002 tarihinde sona eren
hizmet sözleşmesinin ve/veya hizmet süresinin
uzatılmamasına ilişkin kararı-n tamamen hükümsüz
ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç
doğurmayacağına dair mahkemece hüküm ve/veya
karar verilmesi,

b)Davalı No.1 ve/veya davalılar tarafından alınan
ve davacının bilgisine takriben 18 Nisan 2003
tarihinde gelen ve/veya -getirilen takriben
9 Ocak 2003 tarihli ve/veya 02-03/13-2 sayılı
olup davacının 31/12/2002 tarihinde sona eren
sözleşme ve/veya hizmet süresinin uzatılmamasına
ilişkin kararın tamamen etkisiz ve hükümsüz
olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuram-ayacağına
dair mahkemece hüküm ve/veya karar verilmesi,

c)Davalı No.1 ve/veya davalılar tarafından alınan
ve davacının bilgisine takriben 18 Nisan 2003
tarihinde gelen ve/veya getirilen takriben
13 Ağustos 2002 tarihli ve/veya 01-02/25-6
sa-yılı ve/veya 01-02/25-7 sayılı olup taraflar
arasında imzalanmış olan takriben 17/1/2000
tarihli sözleşmenin feshedilmesine ilişkin
kararların tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna
ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair
mahkemece hüküm ve/v-eya karar verilmesi,

d)Taraflar arasında mevcut takriben 4 Şubat 2003
tarihli istihdam sözleşmesinin davalılar ve/veya
davalı No.1 tarafından kaale alınmamak ve/veya
işleme konmamak ve/veya davacının işbu sözleşmeden
doğan haklarını vermemek -suretiyle gösterilen
ihmalin yapılmaması ve/veya ihmal olunan gerekli işlemlerin yapılması gerektiğine dair mahkemece
hüküm ve/veya karar verilmesi,

e)Mahkemece uygun görülecek herhangi bir karar ve/veya hüküm verilmesi,

f)Masraflar için mahkemece -uygun görülecek herhangi bir karar ve/veya hüküm verilmesi. "



Davalılar Davacının talep takririne karşılık müdafaa takriri sunmuşlardır. Müdafaa takririnde Davalılar Davacının iddialarını reddederek, davaya konu kararlarının yasal olduğunu iddia etmişle-rdir.

Davanın duruşması yapılmış, Davacı duruşma esnasında davasını ispat için kendisi şahadet vermiş, başka bir tanık dinletmemiştir. Davalılar ise müdafaa amacıyla herhangi bir tanık dinletmemişlerdir. Şahadeti müteakip taraf avukatları Mahkemeye hitap- etmişlerdir. Ayrıca taraflar Mahkemeye evraklardan oluşan 33 adet emare sunmuşlardır.

Dava layihaları, tarafların hitapları ve huzurumdaki şahadet ışığında dava ile ilgili olguları aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür:

Meslekten Avukat olan Davacı, Da-valı No 2 nezdinde Mart 94'den itibaren hukuk danışmanı olarak çalışmaya başlamış ve bu görevini 18/4/2003'e kadar sürdürmüştür. Davacının görevden ayrılması kendi rızası ile değil, Vakıf Yöneticiler Kurulunun, 13/8/2002 tarihli 01-02/25-6 sayılı olup Dava-cının sözleşmesinin feshine ve üniversite ile ilişkisinin kesilmesine ilişkin kararı ile 9/1/2003 tarih ve 02-03/13-2 sayılı sözleşmesinin uzatılmamasına ilişkin kararının, Emare 12'de görülen ve bilgisine 18/4/2003 tarihinde rektör vekili Prof.Dr.Ahmet Er-iş tarafından getirilen 17/4/2003 tarihli yazı ile olmuştur.

Davacının görev yaptığı dönemde, Dr.Nuri Çevikel isimli Doğu Akdeniz Üniversitesinde görev yapan eğitim görevlisi, Davalılar aleyhine YİM 121/02 sayılı davayı ikâme etti. Mezkûr davada Davalıl-arı Davacı temsil etmekte idi. Davacı, YİM 121/02 sayılı davadaki Davacının ara emri talebini kabul ederek, ara emrinin kesinleşmesine onay vermiştir.

Davalı 1, söz konusu karardan haberdar olunca, kararda belirtilen gerekçelere istinaden, Emare 22'de gö-rülen 13/8/2002 tarihinde 01-02/25-6 sayılı kararı almıştır. Bahse konu kararın içeriğine bilâhare kararın seyri içerisinde temas edeceğim.

Daha sonra Vakıf Yöneticiler Kurulu 9/1/2003 tarihinde Davacı ile ilgili Emare 13'te görülen 02-03/13-2 sayılı kar-arı almıştır. Bu karar, sair şeyler yanında Davacının 31/12/2002 tarihinde sona eren sözleşmesinin uzatılmamasına ilişkindir.

Davacı, sözleşmeli olarak istihdam edilmekte idi. Bu cümleden olarak ilkin 1/3/1994 ile 31/12/1994 tarihleri arasında istihdam e-dildi, bilâhare sözleşmesi 1/1/1995'ten 31/12/1996'ya müteakiben 1/1/1997'den 31/12/1999'a, 1/1/2000'den 31/12/2002'ye uzatılmıştır. Tüm bu uzatmalar Vakıf Yöneticiler Kurulu tarafından onaylanmıştır. En son Davacı ile Davalı 1 arasında 1/1/2003 ile 31/12/-2005 tarihini kapsayan süre için Emare 10'daki sözleşme yapılmıştır.

Öncelikle Vakıf Yöneticiler Kurulu tarafından 13/8/2002 tarihinde alınan kararı inceleyelim.

Davacı talep takririnin (c)paragrafında söz konusu kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna v-e herhangi bir sonuç doğuramayacağına dair karar verilmesini talep etmektedir.
Söz konusu karar Emare 22'de yer almaktadır ve aynen şöyledir:
"01-02/25-6 Vakıf Yöneticiler Kurulu Kararınca, Hukuk
Danışmanı Av.Nesrin ATALAY ile Doğu Akdeniz
- Üniversitesi arasında 01.01.2000 tarihinde
imzalanmış olan sözleşmenin aşağıdaki
gerekçeler ve sözü edilen sözleşmenin 4.
maddesine uygun olarak 2 aylık ihbar
süresiyle, fesh edilmesine, güvenili-rliliği
kalmadığından 2 aylık maaşının peşin olarak
ödenerek Üniversite ile ilişkisinin derhal
kesilmesine, ................"

Karar tarihi itibariyle, Davacı ile Davalı 2 arasında imzalanmış olup yürürlükte olan Emare- 4'te görülen 17/1/2000 tarihli sözleşmenin 4'ncü maddesine göre, istihdam eden ve edilen, gerekçe göstermek kaydıyla, mevcut sözleşmeyi feshedebilir. Bu açıdan bakıldığı zaman Vakıf Yöneticiler Kurulu'nun söz konusu kararında bir sakatlık görülmemektedir.- Ancak idari kararların bağlayıcı olabilmesi için muhatabın bilgisine getirilmesi lâzımdır. İdari kararlar bildirim tarihinden itibaren hüküm ifade ederler. Bu konuda
Zaim Necatigil, KKTC Anayasa ve Yönetim Hukuku sayfa 83'te şöyle demektedir "kararın yü-rürlüğe girmesi için tebliği gerekmektedir."

Davacı, söz konusu kararı 18/4/2003 tarihinde öğrendiğini iddia etmektedir. Bu konuda istintaka tabi tutulan Davacı, şahadetinde sarsılmamıştır. Davalılar, mezkûr kararın zamanın rektörüne bildirildiğini, anc-ak Davacının rektörle işbirliği yaparak görevine devam ettiğini, karar kendisine rektör tarafından bildirildiği halde bunu gizlediğini, bunları rektörle işbirliği içinde ve meşveretleşerek yaptıklarını iddia etmişlerdir.

Davacı ile eski rektör arasında -işbirliği ve meşveret olduğunu kanıtlamak yükümlülüğü tabiidir ki, Davalılara aittir. Ancak, Davalılar bu konuda herhangi bir tanık çağırmamışlar, söz konusu iddialarını kanıtlama yönüne gitmemişler, sadece Davacıyı istintak etmekle yetinmişlerdir. Davacı -bu konudaki istintakında da sarsılmamıştır.

Yukarıda belirtilenlerin ötesinde Vakıf Yöneticiler Kurulunun 13/8/2002'de aldığı kararın gereğinden olan Davacının (2) aylık maaşının peşin ödenmesi hususu yerine getirilmemiştir. Karardan sonra Davacı çalışma-ya devam etmiş, sosyal sigorta primleri muntazaman yatırılmış, hatta gelen talepler üzerine 16/4/2003 tarihinde Davacı Emare 18 ve 19'daki hukuki mütalâaları vermiştir. Kısaca Davalılar 13/8/2002 tarihli kararı uygulamamışlardır. Karardan sonra Davacı ile -yeni bir sözleşme yapılmış ve Davacının istihdamı o sözleşme altında sürmüştür. Böyle bir durumda yani, kararın Davacıya bildirilmediği, kararın iki aylık maaşın peşin ödenmesi ile ilgili şartının Davalılar tarafından yerine getirilmediği, karara rağmen Da-vacıdan hizmet alımına devam edildiği ve hizmet karşılığı düzenli olarak Davacıya ödeme yapıldığı, sosyal sigorta primlerinin yatırıldığı, başka bir ifade ile Davacının hizmetlerine karşılık, Davalıların yükümlülüklerini muntazaman ve sözleşmeye uygun olar-ak yerine getirdikleri bir durumda bahse konu kararın bağlayıcılığından bahsedilemez.

Vakıf Yöneticiler Kurulunun 9/1/2003 tarihinde aldığı karara gelince; Vakıf Yöneticiler Kurulu 9/1/2003 tarihinde, sona ermiş olan sözleşmenin uzatılmaması için karar -almıştır. 31/12/2002 tarihine kadar yürürlükte olan sözleşmeye göre, istihdam edilen, sözleşmesinin uzatılması arzusunda ise bunu sözleşme hitam tarihinden (3) ay önce istihdam edene bildirir, istihdam eden de bu talebe ilişkin kararını sözleşme hitam tari-hinden iki ay önce istihdam edilene yazılı olarak bildirir. Bildirim, rektöre yapılmakla birlikte, sözleşmenin uzatılması veya yeni bir sözleşme yapılması hususunda karar vermek yetkisi Vakıf Yöneticiler Kurulunundur. Vakıf Yöneticiler Kurulu bu yetkisini -sözleşmede belirlenen sürede veya zamanda kullanabilir. Buna uyulmamasının müeyyidesi sözleşmede belirtilmemiştir. Uyulmama sonucu, hukuki sorumluluğu mucip olacak bir ihtilâf doğacaksa, şüphesiz bu ihtilâfın çözüm yeri Hukuk Mahkemesi olacaktır. İdare Mah-kemesi sözleşmeyi huzurumdaki konu idari karara kaynak teşkil ettiği ölçüde nazara alabilir. Onun haricinde var olabilecek ihtilâfların incelenmesi ve karara bağlanması bu Mahkemenin yetkisinde değildir.

Yukarıda da belirttiğim gibi Vakıf Yöneticiler Kur-ulu sözleşmeyi uzatma veya yeni bir sözleşme yapma kararını, sözleşmeye göre, sözleşme hitam tarihinden önce alıp, bunu
iki ay önceden karşı tarafa bildirmeli idi. Sözleşmeye göre bahsedilen süre veya zaman haricinde Vakıf Yöneticiler Kurulunun böyle bir -karar alma hakkı yoktur. Davacı, sözleş-meye uygun olarak Emare 6'dan görüleceği üzere 1/10/2002 tarihinde, yani sözleşmede öngörülen sürede, sözleşmesinin uzatılmasını talep etmiştir.

Vakıf Yöneticiler Kurulu Emare 13'de görüldüğü gibi Davacının sözleşm-esinin uzatılmamasına ilişkin kararı 9/1/2003 tarihinde almıştır. Vakıf Yöneticiler Kurulu böyle bir kararı 31/12/2002 tarihinden 2 ay önce almalı idi. Söz konusu karar geriye dönük bir karardır ve İdare Hukuku açısından geçerli bir karar değildir.

Dava-cının talep takririnin (a) paragrafında zikrettiği ve hükümsüz ve etkisiz olduğu yönünde emir ve hüküm talep ettiği 17/4/2003 tarihli yazıya gelince; Söz konusu yazı Mahkeme huzurunda Emare 12 olarak bulunmaktadır ve aynen şöyledir:

"Gönderilen/To: Sn.Av.-Nesrin ATALAY Tarih/Date:17.4.2003

Gönderen/From : Prof.Dr.Ahmet ERİŞ Sayı/Ref No:210/602/
Rektör Vekili 247-52

Konu/Subject : Sözleşmenizin Uzatılmaması hk. - İlgi/Re :


Vakıf Yöneticiler Kurulu'nun 02-03/13-2 sayılı
kararı gereği 13/8/2002 tarih ve 01-02/25-6 sayılı
ve 01-02/25-7 sayılı kararlarındaki haklar saklı
kalmak kaydı ile 31/12/2002 tarihinde sona eren
hizmet sözleşm-enizin süresinin uzatılmamasına
karar verildiğini, Vakıf Yöneticiler Kurulunun bu
kararının tarafınıza bildirilmek üzere ilgili dönemde
Rektör olan Sayın Prof.Dr.Özay Oral'a aktarıldığını,
ancak her ihtimale binaen görülen lüzum- üzerine
sözleşmenizin uzatılmadığı kararını ayrıca tarafınıza
bildirir, bundan sonraki yaşamınızda başarılar dilerim.


Saygılarımla.


Dağıtım:
Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkanlığı
Rektör Yardımcıları
- Genel Sekreterlik"


Görüldüğü gibi 17/4/2003 tarihli yazıda yeni bir karar mevcut değildir. Bahse konu karar daha önce alınmış olan kararların bildirimi mahiyetindedir. Söz konusu kararları idare hukuku açısından incelediğim ve bir sonuca -vardığım cihetle bu safhada tekrar görüş bildirmeme gerek yoktur.

Talep takririnin(d) paragrafındaki talebe gelince; Davacının bu paragraftaki talebi 4/2/2003 tarihli sözleşme uyarınca var olduğunu iddia ettiği haklarının Vakıf Yöneticiler Kurulu tarafı-ndan verilmemek, kaale alınmamak
ve işleme konmamak suretiyle bir ihmal gösterildiğine ilişkindir. İdare Hukuku açısından ihmal,alınması gereken yönetsel kararın alınmaması veya yapılması gereken yönetsel işlemin yapılmamasıdır. Bu konuda Zaim Necatigil K-uzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde Anayasa ve Yönetim Hukuku isimli eserinde 'Yönetimin İhmali' başlığı altında konuyu incelemiştir. İlgili kısım aynen şöyledir:

"Yürütsel veya yönetsel bir organ veya makamın
alması gereken bir yönetsel kararı alma-ması veya
yapması gereken bir yönetsel işlemi yapmaması
halinde Anayasanın 152.maddesi altında Yüksek
İdare Mahkemesine başvurma olanağı vardır. Ancak
ilgili yönetim organı bir konuda karar almak veya
işlemi yap-makta serbest ise, yani karar almak veya
bir işlemi yapmakta yasal bir zorunluluk yoksa, bir
"ihmal"den söz etmek ve Yüksek İdare Mahkemesinde
dava açmak söz konusu olamaz (48).
Ek olarak, bir "ihmal"den söz edebilmek için
- ilgili konuda yönetimin hiçbir eyleme girişmemesi
gerekir (49)."

Bu davada yakınılan hususlar, İdare Hukuku açısından ihmal teşkil etmemektedir. Keyfiyet, yasa gereği yapılması gereken bir sözleşmenin yapılması için karar alınmaması veya yapıl-ması gereken sözleşmenin yapılmaması veyahut usulüne uygun olarak yapılmış sözleşmenin onaylanmasından kaçınılması şeklinde olsaydı, hali ile bir ihmalden söz edilecekti. Ancak burda durum o şekilde olmayıp, şikâyet konusu yapılanlar mevcut bir sözleşmenin- uygulanmaması veya lâyıkıyle uygulanmaması şeklinde değerlendirilebilir. Tabiidir ki böyle bir halde de ihmalden bahsedilemez. Sözleşmeden doğan hakların kaale alınmaması, sözleşmeye uyulmaması veya sözleşmeden doğan hakların verilmemesi keyfiyeti, akitle-r hukuku açısından bir hukuki ihtilâftır. Bu ihtilâfın çözüm yeri ise bu Mahkeme değildir.

Yukarıda bu Mahkemenin sözleşmeye idare hukuku açısından bir kaynak teşkil ettiği ölçüde itibar edeceğini belirtmiştim. Bu konudaki ve yukarıdaki paragraftaki görü-şlerim ışığında Davacının talep takririnin (d) paragrafındaki talebini reddederim.

Yukarıdakilerden görüleceği gibi, Davacı talep takririnin (b) ve (c) paragraflarındaki taleplerinde başarılı olmuştur. (a) paragrafındaki talep, 17/4/2003 tarihinde haz-ırlanan ve 18/4/2003 tarihinde Davacıya bildirilen yazının içeriğinde yeni bir karar mevcut olmadığı ve (d) paragrafındaki talep de bu Mahkemenin yetki alanı içerisinde olmadığı cihetle (a) ve (d) paragrafındaki taleplerin reddi gerekmektedir.

Netice ola-rak Davacı lehine Davalılar aleyhine talep takririnin (b) ve (c) paragrafları uyarınca hüküm ve emir verilir.
(a)ve(d) paragraflarındaki talepler ise reddedilir.
Masraf emri verilmez.


Necmettin Bostancı
- Yargıç


3 Aralık, 2008





8






Full & Egal Universal Law Academy