Yüksek İdare Mahkemesi Numara 6/2008 Dava No 3/2009 Karar Tarihi 25.02.2009
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 6/2008 Dava No 3/2009 Karar Tarihi 25.02.2009
Numara: 6/2008
Dava No: 3/2009
Taraflar: Hüseyin Sadun ile İçişleri Bakanlığı ve diğerleri arasında
Konu: Ara emri - Geçici ara emrinin kesinleştirilmesi - Ara emrinin şartları
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 25.02.2009

-D.3/09 YİM 6/2008

Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında
Yargıç Gönül Erönen Huzurunda.

Davacı: Hüseyin Sadun, B 4, Atatürk Caddesi, Paşaköy, Mağusa

-ile-


Davalı: 1. İçişleri -Bakanlığı vasıtasıyle KKTC Lefkoşa
2. İçişleri Bakanlığı vasıtasıyle Başsavcılık Hukuk
Dairesi Lefkoşa
3. İskan ve Rehabilitasyon Dairesi Müdürlüğü
vasıtasıyle İçişleri Bakanlığı Lefkoşa
4. Tapu ve Kadastro D-airesi vasıtasıyle KKTC-
Lefkoşa
5. Bakanlar Kurulu vasıtasıyle KKTC Lefkoşa



A r a s ı n d a.

Davacı namına Avukat Boysan Boyra
Davalılar namına Kıdemli Savcı Fatma Ertuğrul
İlgili Şahıslar namına Avukat Alibey Ahmet Çatanka-ya.

--------------

A R A K A R A R


Davacı 25.1.2008 tarihinde dosyalamış olduğu davada Davalılar aleyhine şu taleplerde bulunmuştur.
Davacının tasarrufunda bulunan Mağusa ilçesi, Paşaköy'de Pafta/Harita : XXII-56'da kain 548/2 numa-ralı parseli, eşdeğer alacaklısı ve/veya Güney Göçmeni ve/veya Kuzeyde kendilerine puan verilen şahıs olarak ve/veya öncelikler tüzüğü tahtında Davacıya vermeyi red ve/veya ihmal eden ve/veya mezkur taşınmazı "Kırsal Kesim Arsası" olarak ilan eden ve/veya- Mehmet Gürbüz ve Ahmet Gürbüz isimli şahıslara ½ hisse oranında veren ve/veya mezkur şahıslara daha önce

tahsis edilen başka bir arsaya karşılık takas edilmesine dair karar veren Davalı No 1 ve/veya ona bağlı kurum ve kuruluşların ve/veya Davalıların bu- hususlardaki karar ve/veya kararlarının ve müteakiben yapılan işlemler ile tapu dairesince mezkur şahıslara konu mal ile ilgili olarak koçan verilmesine ilişkin her bir karar ve/veya işlemlerin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramaya-cağına dair bir mahkeme kararı verilmesi.
Mağusa ilçesi, Paşaköy'de Pafta/Harita: XXII - 56'da kain 548/2 numaralı parseli "Kırsal Kesim Arsası" olarak ilan eden ve mezkur parseli eşdeğer alacaklısı ve/veya Güney Göçmeni ve/veya Kuzeyde kendisine puan veri-len ve/veya İskan Dairesinden 548/2 numaralı parseli, talep etme ve/veya alma hakkı olan şahıs olarak ve/veya öncelikler tüzüğü tahtında Davacıya tahsis ve/veya koçan etmesi gerekirken bunu yapmayan ve/veya bunu yapmayı ihmal eden ve/veya mezkur 548/2 sayı-lı parseli Mehmet Gürbüz ve Ahmet Gürbüz isimli şahıslara ½ hisse oranında kırsal kesim arsası ve/veya sair herhangi bir nam altında veren ve/veya tahsis eden Davalıların yukarıdaki karar ve/veya işlemlerinin ve/veya eylemlerinin her birinin ayrı ayrı yapı-lmaması gereken bir ihmal olduğuna dair bir Mahkeme kararı verilmesi.
Davalı No 1 ve/veya Davalıların Davacının 16.8.1999 ve/veya 15.8.2002 tarihli dilekçe ve/veya başvurularına anayasanın ön gördüğü süre içerisinde ve/veya bugüne kadar yanıt vermemelerini-n yapılmaması gereken bir ihmal olduğuna dair bir mahkeme kararı verilmesi.

Davacı ayni tarihte dosyalamış olduğu tek taraflı istida ile Mahkemeden ara emri talep etmiştir ve Mahkeme de 28.1.2008 tarihinde ilk nazarda Davacının tek taraflı olarak ara emri- almak için gerekli şartların varit olduğu kanaatine vararak aşağıdaki şekilde geçici bir ara emri vermiştir:

"Paşaköy'de Pafta/Harita: XXII'de kain 548/2 numaralı parsel ile ilgili olarak Davalıların veya ajanlarının veya sair şahısların bu parsele vey-a herhangi bir kısmına müdahale etmemeleri ve mezkur taşınmaz mal ile ilgili olarak daha ileri işlem yapmamalarına."

16.6.2008 tarihinde ise tarafların rızasıyle konu ara emri
Paşaköy'de Pafta/Harita: XXII-56'da kain 548/2 numaralı parsel ile ilgili olar-ak alakadar şahıs durumunda bulunan Mehmet Gürbüz ve Ahmet Gürbüz ve/veya sair şahısların bu parsele veya herhangi bir kısmına müdahale etmemeleri şeklinde tadil edilmiştir.

Konu ile ilgili olarak taraflar anlaşma çalışmaları içinde bulundukları ve Daval-ı idare ile görüşmeler devam ettiği cihetle istida ancak 5.11.2008 tarihinde dinlenmiştir.

Ara emri maksatları bakımından konuya ilişkin olgular aynen şöyledir:
Davacı 1974 yılında Güney Kıbrıstan Koççat köyünden göç edip KKTC'de Paşaköye yerleşmiştir. -Davacının eşi ise ayni şekilde Çamlıca köyünden göç edip KKTC'ye gelmiş ve Davacı ile evlenip Paşaköye yerleşmiştir. Davacıların 3 kızı bulunmaktadır. Davacı ve eşi herbiri eşdeğer mal alacaklısı statüsünde kimseler olup eşdeğer puana sahiptirler.

Davac-ı dava konusu olan parsel 548/2'yi eşdeğer olarak almaya yetecek kadar eşdeğer puanları olduğunu her halukarda dava konusu taşınmaz malı edinebilmek için puanlarının eksilmesi halinde eksilen puanları dışarıdan tamamlayabileceklerini ileri sürmektedirler.-

Dava konusu olan Mağusada Paşaköy'de Pafta/Harita XXII-56'da kain 548/2 numaralı parsel, Güney Kıbrıstan göç edip KKTC'ye yerleştikleri tarihte Davacılara tahsis edilmiş olup Davacılar konu malı 1974 tarihinden itibaren kesintisiz olarak tasarrruf etme-ktedirler. Parsel 548/2 Davacının evinin hemen karşısında olup konu taşınmaz içerisinde Davacı tarafından bir garaj yapılmıştır ve konu parseli bugüne kadar kullanmıştır. Takriben 16.8.1999 tarihinde Davacı dava konusu 548/2 nolu parselin kaynak paketine k-onmasını ve bu parseli talep ettiğini dilekçelerle bildirmiştir. Bu dilekçesini 15.8.2002 tarihinde 2. bir dilekçe ile tekrarlamıştır. Ancak uzun bir süre ilgili daireden cevap alınmamıştır. Davacı daha sonra istida konusu parselin kırsal kesim arsası ola-rak ilan edilmesi ve 548/2 sayılı parselin ½ hisse oranında bu davada İlgili Şahıs olan Ahmet Gürbüz ve Mehmet Gürbüze verileceğini öğrenmiştir.

İlgili Şahıslar konu parsel içerisinde çalışmaya başlamış olup konu parsele inşaat yapma hazırlığı içerisinde-dirler.

Davacının iddialarına göre öncelikler tüzüğüne göre İlgili Şahıslara nazaran parseli alma konusunda öncelikleri mevcuttur. Keza İlgili Şahıslar konu parsele müracaat ettikleri zaman konu parselin Davacılar tarafından tasarruf edildiği hususunda i-lgili daireyi bilgilendirmediler ve bu hususları ilgili daireye açıklamadılar.

İlgili şahıslar ise yaptıkları itirazda 1.11.2007 tarihli satış sözleşmesi tahtında kendilerine KKTC İçişleri Bakanlığı konut edindirme dairesi tarafından satılan dava konusu -arsa için aylık taksitlerini düzenli olarak ödediklerini ve bu taksitleri en son Ekim 2008 tarihine kadar ödediklerini belirtmiş ve konut edindirme yasasına bağlı olduklarını beyan etmişlerdir.

Bu meselede Davalıları temsil eden Savcı konu ara emrine her-hangi bir itiraz dosyalamadı ve duruşma sırasında şöyle bir beyanda bulunmuştur.
" Dava ile ilgili olarak davalılar tarafı olarak bize gelen belgeler ve yazıda yapılan işlemin yanlışlıkla veya hataen kırsal kesim arsası olarak ayrıldığı bilahare dağıtımın -durdurulduğunu ancak sefhen ilgili şahıslara kırsal kesim arsası olarak verildiğini saptadıklarını ve bu yanlışlığın giderilmesi için yeniden çalışmalar başlatıldığı bildirildi. Bu nedenle bizi ilgilendirdiği oranda ara emrinin kesinleşmesine itirazımız yo-ktur."

İstida, itiraz, bunlara ilişkin yemin varakaları,emareler ve tarafların istidanın duruşması sırasında yazılı olarak Mahkemeye sunmuş oldukları ve yapmış oldukları sözlü beyanları ara emri açısından incelenip değerlendirilmiştir. Keza ara emrinin -verilip verilmemesi konusunda ilgili mevzuat ve ara emrinin verilip verilmemesine ilişkin prensipler nazarı dikkate alınmıştır.

Davacı belirtmiş olduğu olgular çerçevesinde ciddi dava sebebleri olduğunu ve davasında haklı olduğuna dair belirtiler mevcut -olduğunu belirtmiştir. Keza ara emrinin kesinleşmemesi halinde telafisi mümkün olmayacak bir zararın doğacağını ve geriye dönüşün zor olacağı iddiasındadır. Ara emrinin kesinleşmemesi halinde İlgili Şahısların konu parsel üzerinde derhal inşaat başlatabile-ceklerini halbuki Davalıların yapmış oldukları beyanlardan da görülebileceği gibi konu parseli kırsal kesim arsası olarak ilan etmekteki kararın hatalı alındığını, bu hataen alınmış kararın Davalılar tarafından geri alınma ihtimalinin yüksek olduğunu, bu d-urumda Davacının bu davayı kazanmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, ancak ara emrinin kesinleşmemesi halinde konu arsa üzerinde inşaat yapılacağını ve muhtemelen bu inşaatın yapılması sırasında konu parsel üzerindeki tasarruf hakkının büyük zarar göreceğin-i, ve geriye dönüşün imkansız olacağını,devamla, eşdeğere konu olan konu taşınmaz malın eşdeğer mal verme dışında iskan amaçları ile münferiden tahsis edilemeyeceğini, bu konunun 41/77 sayılı yasanın 4.cü maddesinin 2.ci fıkrasında açıkca ifade edildiğini -bu konuda da Bakanlar Kurulunun kararı olduğunu belirtmektedir.

Davacı devamla Davalıların yürürlükteki mevzuata aykırı olarak hareket ederek eşdeğere konu olan dava konusu parseli Sosyal Konut yasası altında İlgili Şahıslara verdiğini iddia etmektedir. -

Ara emri maksatları bakımından İlgili Şahısların iddia ve itirazları şu hususlara dayanmaktadır:

Davacının bu davayı açmakta meşru menfaati yoktur. İlgili şahıslar dava konusu parselin kendilerine satış sözleşmesi ile satıldığını,1.11.2007 tarihinin er-tesi günü konu parseli temizlemeye başladıklarını, Davacının davasını 75 gün geçtikten sonra yani 25.1.2008 tarihinde açtığını bu nedenle zaman aşımına uğradığını ileri sürmektedir. Bu durumda Davacının ara emri almaya hakkı bulunmadığını ayrıca Davacı Müs-tedinin gerek dava gerekse istidasının ekinde sunduğu 16.8.1999 tarihli dilekçesinde açıkca dava konusu parselin tamamı olan parsel 548'in kırsal bölge arsası olarak ayrılmış olduğu konusunun bilgisinde olmasına rağmen bu hususta hiçbir tedbir almadığı gib-i 75 gün içerisinde Yüksek İdare Mahkemesine başvurarak kırsal bölge arsası olarak ayrılması için Bakanlar Kurulu tarafından Resmi Gazetede ilan edilen
A-830-1996 sayılı ve 19.6.1996 tarihli kararın iptali için YİM'de dava açmadığını ve bu yüzden de davas-ının zamanaşımına uğradığını iddia etmişlerdir. İlgili Şahıslar devamla konu parselin Davacının yasal tasarrufuna hiçbir zaman verilmediğini Davacının hiçbir zaman meşru menfaati doğmadığından dolayı, olmayan bir meşru menfaatin devamının da söz konusu ola-mayacağını ve böyle bir ara emrinin de Davacının öncelikli bir hakkı bulunmadığından dolayı talep edilemeyeceğini ve geçici olarak verilen ara emrinin iptal edilmesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir.

İlgili şahısların 75 günlük zamanaşımı iddialarına cevab-en ise Davacı özetle, ilgili şahıslarla ilgili işlemlerin yetkisizce alındığı cihetle yok hükmünde oldukları bu nedenle 75 günlük süre kısıtlamasının bu davada işlemediğini belirtmiştir.

Bu ara emri maksatları bakımından konu incelendiği zaman
görülebile-ceği gibi ilgili şahısların ileri sürmüş oldukları meşru menfaat iddiaları daha çok davanın esasını ilgilendirmektedir ve bu konuda karar vermem halinde davanın esasına girmiş olacağım ki bunu da yapmak niyetinde değilim. Olguları sadece ara emri maksatlar-ı açısından inceleyip değerlendirmekteyim. Bu nedenle ara emri maksatları bakımından bu hususu incelemeyi uygun görmemekteyim. Kaldı ki mevcut olgular çercevesinde İlgili Şahısların meşru menfaat ile ilgili iddialar müphemdir ve kanaatimce esas davanın din-lenmesi sırasında karara bağlanması gereken bir husustur.

Mahkeme huzurunda Davalılar tarafından istidanın görüşülmesi sıralarında muhtelif tarihlerde yapılmış olan beyanlarda,idare, ilgili şahısların tahsisinde görülen konu mal ile ilgili durumu tekra-r değerlendirmek üzere ilgili şahıslarla ilgili işlemleri durduğunu beyan etmiştir.

10.9.2008 tarihinde Davalılar tarafından hazır bulunan Savcı aşağıdaki şekilde beyanda bulunmuştur:
Biz bu ara emrine görüleceği gibi itiraz bile dosyalamadık. İdare bi-lgi eksikliğinden dolayı bir takım kendince hatalı işlemler yaptığını düşünüyor. Bu nedenle tekrardan dava konusu yeri tezekkür edip çözüm üretmek düşüncesindedir. Eğer gerekirse detaylı bilgi vermek için İçişleri Bakanlığından hukukçu Necibe hanım gerekli- bilgiyi vermek için hazırdır.

İçişleri Bakanlığı Hukukcusu Necibe Üstün ise ayni tarihte Mahkemeye bulunduğu beyanında :
"Bu konuyu İdare ile görüştüğüm yetkililerle kendileri bana bu bölgenin askeri bir bölge olma ihtimali olduğunu söylediler. Dolayısı-yle yerinde incelemenin ve ona göre bir formül getirilmesinin daha uygun olacağını söylediler. Bu nedenle bir süreye daha ihtiyacımız olduğunu söylediler. Bu alternatif olarak sunacağımız öneri her iki taraf tarafından da kabul edilmediği takdirde ki biz t-arafları mağdur etmeme niyetindeyiz. İdare bu kararı iptal etmek ve bu davayı çözmek niyetindedir. Bu bilgiyi de idare ile yapmış olduğumuz istişareden dolayı söyleyebilirim."

17.10.2008 tarihinde ise Mahkeme huzurunda İçişleri Bakanlığının hukukcusu Neci-be Üstün konu malın bulunduğu bölgenin askeri bölge olup olmadığı tartışmasının ortaya çıktığını, bunun doğru olup olmadığını saptamak için bölgeye bir ekip gönderilmesi durumuna geldiklerini bunu yaptırmak için bir süre istediklerini ve bu süre içerisinde- memurların izin durumları yani yaz tatili olması nedeniyle hemen yapılamadığını, ve bir süre önce yapıldığının bilgisine geldiğini ve askeri bölge olmadığının anlaşıldığını, rezerv kaynak araştırılması içerisinde olduklarından oradaki arazilerin durumunu -incelediklerini, ancak henüz haritalara geçirilmediğini çünkü arsa durumuna getirilmeleri için çalışmalar yapıldığını ve son olarak bir kez daha Müdürle temasa girdiğini ve bu davanın yakın bir günde olduğunu ve bu haritanın bir şekilde elinde olması gerek-tiğini belirterek ilgili haritanın henüz eline geçtiğini söylemiş ve Mahkeme huzurunda değerlendirilmek üzere İlgili şahıslara teklifi sunmuştur.

İlgili şahısları temsilen Avukatları ise mahkemeden ara isteyerek Mahkeme tarafından taraflara verilen 5-10 -dakikalık süreden sonra herhangi bir anlaşmanın söz konusu olmadığını ve istidanın dinlenmesi için bir gün tayin edilmesi talebinde bulunmuştur.

Mahkeme huzurunda yapılmış olan bu beyan ve idare tarafından yapılan incelemelerden de anlaşılacağı üzere dava- ve ara emri istidası dosyalandıktan sonra idare yaptığını düşündüğü bir takım hatalar nedeniyle konu ile ilgili tarafların durumlarını etkileyecek bir takım çalışmalarda bulunmuştur ve hatta ilgili şahıs ile ilgili tahsis işlemlerini sorun çözülünceye kad-ar durdurmuştur.

Mevcut olgular nedeniyle Davacının konu mal üzerinde hiçbir hakkı bulunmadığının veya meşru menfaati olamayacağının bu safhada söylenemiyeceği görüşündeyim. Mesele bu eksende olduktan sonra ve konu mal ile ilgili mevcut durumu koruma (p-reservation of status quo) açısından tarafların konu mal ile ilgili hakları idare tarafından yeniden gözden geçirilebilmesi ve sonuçlandırılabilmesi için ara emrinin dava sonuna kadar yürürlükte kalması adaletin tecellisi açısından elzem olduğu görüşündeyi-m.

İlgili şahısların inşaat yapmaya devam edecekleri gözönünde bulundurulduğu zaman ara emrinin dava sonuna kadar kesinleşmemesi halinde Davacının bu davadaki hakları telafi edilemiyecek şekilde etkilenebileceği inancındayım ve zaten karışık olan durum d-aha karmaşık bir hal alacaktır. Ara emri kesinleşirse idarenin konu mal ile ilgili daha sağlıklı karar alma veya işlem yapma olanağı olacaktır ve ancak davanın esasının dinlenmesi sırasında Davacının da davadaki hakları belirlenmiş olabilecektir.

Bu n-edenle 16.6.2008 tarihinde tarafların muvafakatıyla tadil edilmiş olan ara emrinin, işbu davanın sonuna kadar kesinleşmesine emir verilir.

İstida masrafları ise işbu dava sonunu takip edecektir.




Gönül Erönen
- Yargıç


25 Şubat 2009



10











Full & Egal Universal Law Academy