Yüksek İdare Mahkemesi Numara 6/1993 Dava No 18/1993 Karar Tarihi 27.12.1993
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 6/1993 Dava No 18/1993 Karar Tarihi 27.12.1993
Numara: 6/1993
Dava No: 18/1993
Taraflar: Hasan Özdeş ile Kamu Hizmeti Komisyonu vd
Konu: Atama kararının iptali istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 27.12.1993

-D.18/93 YİM 6/93

Yüksek idare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Taner Erginel, Metin A. Hakkı, Nevvar Nolan.
Anayasanın 152. maddesi hakkında-.

Müstedi: Hasan Özdeş, Lefkoşa.
ile
Müstedaaleyh: 1. KKTC Kamu Hizmeti Komisyonu vasıyasıyle, KKTC.
2. KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı vasıtaıyle, KKTC.
- A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Avukat Hüseyin Celâl.
Müstedaaleyhler namına: Savcı Müjgan Irkad.
İlgili Şahıs Fuat Azimli namına: Avukat Tahir Seroydaş.
İlgili Şahıs Aydın Tayarreci şahsen hazır.


H Ü K Ü M

Taner Erginel: Eski Eserler ve Müzel-er Dairesinde münhal bulunan iki 3. Derece İnşaat Mühendisi kadrosuna atanmak içn müracaat eden Müstedi, bu kadrolara kendisinin değil diğer iki mühendisin atanması üzerine önümüzdeki başvuruyu dosyaladı. Söz konusu kararın KKTC Anayasasına, Kamu Görevlile-ri Yasasına, İdare Hukukunun yerleşmiş ilke ve içtihatlarına ters düştüğünü iddia eden Müstedi bu kararın iptal edilmesini ve yok sayılamsını talep etmektedir.

Başvuruya ilişkin olgular özetle şöyledir: 20.2.1992 tarihinde Başbakanlık Müsteşarı Onur Borm-an, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığına bağlı dairedeki münhal mevkilerin doldurulmasının uygun görüldüğünü bildirdi. yazıya ek listede Eski Eserler ve Müzeler Dairesinin münhal mevkieri arasında bir de İnşaat Mühendisi mevkii vardı. Eski eserler ve Müzeler- Dairesi Müdürünün daha sonra Mahkemede izat ettiğine göre bu daire son yıllarda büyük atılımlar içerisinde idi. Öenmli restorasyon işlerini başarıp içte ve dışta takdir toplayan dairenin önümüzdeki yıllarda daha da büyük projeler gerçekleştirme hazırlığı -vardı. Ana hedefi eski eserleri koruma ve restore etmek olan eski Eserler ve Müzeler dairesi bugüne değin ypatığı restorasyon işlerinde iki inşaat mühendisinin hizmetinden yaralanmıştı. Hasan Özdeş ile Aydın Tayyareci isimli bu mühendisler 1986 yılında "ta-mamen geçici olarak ve önceden hiçbir sebep gösterilmeksizin bir haftalık ihbarla işine son verilebilir" şartıyla dairede çalışmaya başlamışlardı. İşe alındıktan sonra 6 yıl gibi uzun bir süre ara vermeden dairede çalışan mühendisler sürekli statüye geçm-ek için kadroların açılmasını beklemekteydiler. Açılan münhale göre her iki mühendisin değil sadece birinin kadrolanabileceğini gören Daire Müdürü bud urumun dairede huzursuzluk yaratabileceğini, hizmetin aksayabileceğini ve gelecekte yapılması tasarlanan- projelerin olumsuz yönde etkilenebileceğini düşündü ve mühendis kadrosunun ikiye çıakrılması için çalışmaya başladı. Bu konuda Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığını ikna etmeyi başaran daire Müdürü, Başbakanlığa 13 Ağustos 1992 tarihli bir yazı yazılmasını s-ağladı. Bu yazı şöyledir:

"Sayı: E.233/92 lefkoşa, 13 Ağustos 1992

KKTC Başbakanlığı,
Lefkoşa.

Bakanlığımıza bağlı eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdür- lüğü'nde işçi statüsünde olup 6 yıldan beri çalışan iki- inşaat mühendisi mevcuttur. 23/1989 sayılı ve 7.4.1989 tarihli Eski Eserler ve Müzeler Dairsi Müdürlüğü'nün kuruluş, görev çalışam esasları yasasında 1 adet III. Derece İnşaat Mühendisi kadrosu olduğundan 1 münhal için yetki istemiştik.

41/1992 sayı ve -16.7.1992 tarihli değişiklikle III. Derece İnşaat Mühendisi kadro sayısı 2'ye çıkarılmıştır.

Altı yıldan beri işçi statüsünde çalışan 2 İnşaat Mühendisi'nden birini mağdur durumda bırakmamak için ikinci III. Derece İnşaat Mühendisi kadrosunun da ivedilik-le doldurulmasını uygun ve gerekli görmekteyiz. Bu kadro için yeterli tahsisatımız mevcuttur.

Bilgileriize ve konu kadronun doldurulması için Bakanlığımıza yetki verilmesi hususunda tavassutlarınızı saygı ile arzederim.
Eşber Serakıncı
- Bakan"
Böylece ikinci kadronun açılamsını sağlayan Daire Müdürü, atamayı yapacak olan Kamu Hizmeti Komsiyonu Başkanı Mustafa Birmanla da görüştü. Mustafa Birmanın kadroların art-ırılamsına bir itirazı yoktu. Gerçi daha sonra Mahkemede açıklandığına göre münhallerin doldurulmasına ilişkin Mustafa Birmanın görüşleri ile Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Ali Kanlının görüşleri arasında büyük fraklar vardı. Buna rağmen o aşamada -Ali Kanlıya görüşlerini açıklamayı gerksiz bulan Mustafa Birman onun kadroları artırma çabalarına karşı çıkmadı. Bağlı bulunduğu Eğitim ve Kültür Bakanlığı ile Başbakanlık ve Ekonomi ve Maliye Bakanlığını ikna edereek ikinci kadroyu açtırmayı başaran Ali K-anlı dairesindeki iki mühendisin yani Hasan Özdeş ile Aydın Tayyarecinin kadrolanmasını beklerken Kamu Hizmeti Komisyonu Aydın Tayyareciyi münhal kadrolardan birine atarken diğer kadroya Fuat Azimli isimli dıştan müracaat etmiş bir mühendisi atadı. Doğal o-larak bu karardan şikâyetçi kalan Hasan Özdeş de önümüzdeki başvuruyu dosyalayarak kararın ptalini talep etti.

Münhal ilân edilen mevkilerin görev, yetki ve sorumlulukları Eski Eserler ve Müzeler Dairesinin İnşaat Mühendisi kadrosu hizmet şemasında şöyle- belirtilmektedir:

" I. GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI:

Bakım ve onarım isteyen tüm taşınmaz eski eserlerin ve müze binalarının röleve, restitüsyon ve restorasyon projelerini hazırlayıp uygular;

Betonarme hesap, maliyet ve malzeme keşiflerini, arazi v-e bina ölçümü işlerini yapar;

tarihi doku ve tarihi çevrenin korunması için gerekli plânları hazırlar;

Gerekli hallerde bu Yasanın 8'inci maddesi kuralları çerçevesinde vardiya veya rotasyon usulüyle çalıştırılabilir;

Amirleri tarafından verilecek mevki-ine uygun diğer görevleri yerine getirir; ve

Görevlerinin yerine getirilmesinden amirlerine karşı sorumludur."

Adaylarda aranan nitelikler ise aynı hizmet şemasında şöyle belirtilmiştir.

"II. ARANAN NİTELİKLER:

Mühendislik ve Mimarlık diploması veren b-ir fakülte veya dengi bir yüksek öğretim Kurumundan İnşaat Mühendisi olarak mezun olmak;

İlgili mevzuat uyarınca yapılacak sınavlarda başarılı olmak;

İngilizce veya geçerli yabancı bir dil bilmek avantaj sayılır."

Başvuruda iddia edildiğine göre 1982 yı-lında Ankara Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisinden mzun olup 21 Mart 1986 tarihindeki Eski Eserler ve Müzeler Dairesinde geçici statüde çalışmaya başlayan Müstedi, 1 Şubat 1990 tarihinde daimi statüye alındı ve formen olarak görev yapmaya başladı; z-amanla Eski Eserlerin bakım, onarım ve restorasyonu konusunda uzmanlaşan Müstedi, restorasyon işlerini plânlayan ve daha sonra işçi ve ustalarla fiilen gerçekleştiren kişi durumuna geldi. Mahkemede verdiği şahadete göre Müstedi, Eski Eserler ve Müzeler Da-iresinin tüm önemli restorasyonlarını gerçekleştiren kişidir. İşçi ve ustalardan oluşan ekip Müstedinin direktifi altında çalışmaktadır. Örneğin Dairenin uluslararası takdir toplamasına neden olan St. Barnabas Manastırı restorasyonu böyle olmuştur ve bu ça-lışması nedeniyle Müstediye dairesi tarafından ödül verilmiştir. Bunun dışında Hisarköy Kilisesi, Büyük Han, Haydarpaşa Camii ve bunun gibi diğer restorasyonları yapan esas sorumlu mühendis de Müstediden başkası değildir. Aydın Tayyareciye Müstediye oranla- daha az önemli işler verilmektedir. Örneğin Müstedinin başka işlerle meşgul olduğu zamanlarda Aydın Tayyareciye sorumlu işler verildiği olmuş fakat bunların bir kısmının sorumluluğuna tekrar Müstediyi getirmek zorunluluğu ortaya çıkmıştır. St. Barnabas re-storastonu ile ilgili olarak Müstediye verilen ödül belgesinde şöyle denmektedir:

"Sn. Hasan Özdeş,

St. Barnabas Manastırı'nın Arkeoloji ve İkon Müzesine dönüştü-rülmesi çalışmalarında göstermiş olduğunuz üstün hizmet ve gayretle- riniz amirleriniz tara-fından takdirle izlenmiştir.

Bilhassa işçi ve ustalarla olan diyaloğunuz ve verimliliklerini sağlamakta gösterdiğiniz idarecilik yönünüz de her türlü takdirin üzerindedir.

Hizmet anlayışınız için teşekkür eder, bundan sonraki çalışma- larınızda aynı ga-yreti göstereceğinize olan inancımı saygılarımla yinelerim.

Ali Kanlı
Müdür"

Kamu Hizmeti Komisyonuna verilen dilekçe Daire Müdürnün Müstediye ilişkin görü-şleri ise şöyledir:

-"a. Daire Müdürünün görüşleri: Mesleki yönü yanında personel sevk ve idaresinde çok başarılı, zeki, çalışkan dürüst bir memurdur."
-
Daire Müdürünün Aydın Tayyareciye ilişkin görüşleri şöyledir:

"Çalışkan ve disiplinlidir. Ekip çalışamlarında uyumlu ve üretkendir."

Daire Müdürünün görüşlerinden anlaşıldığına göre Aydın Tayyareci dairedeki işinde Müstediye oranla daha az başarılı ol-muştur. Daire Müdürü Ali Kanlı Mahkemede şaahdet vererek bu görüşlerini tekrarlamış ve ayrıca Müstedinin şahadetini desteklemiştir. Buna göre Müstedi münhal ilan edilen işi yıllarca sorumluluğunu yüklenerek başarı ile yürütmüş birisidir. eski eser restoras-yonu uzmanlık gerekktiren ve özel yetenek isteyen bir iştir. Yıllarca çalışarak Müstedi bu konunun uzmanı olmayı başarmıştır. Dıştan gelecek bir mihendisin aynı işi yapabilmesi mümkün değildir. Gerçi dıştan gelecek bir mühendisin de zamanla işi öğrenmesi v-e uzmanlaşması mümkündür, fakat bunun için hem zamana ihtiyaç vardır, hem de Müstedinin gösterdiği başarıyı gösterebileceği şüphelidir. Bu durumda başvurunun ortaya koyduğu olgulara göre Kamu Hizmeti Komisyonunun kararı Müstediye büyük haksızlık oluşturman-ın yanısıra Dairenin işerini de aksatacak nitelikte bir karardır. Böyle bir kararın niçin verildiğini anlayabilmek için Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanı Mustafa Birmanın görüşlerini almamız gerekir. Mahkemedeki şahadetinde Mustafa Birmanın açıkça ifade ettiğ-i gibi Daire Müdürünün görüşlerine bu denli ters bir kararın Komisyondan çıkmasının nedeni dairede yapılan işin hiç dikkate alınammış olmasıdır. Mustafa Birmana göre Eski Eserler ve Müzeler Dairesine yapılan atama bir ilk atama olup böyle bir atamada mürac-aatçılar arasında eşitliğe özen gösterilir, dolayısıyle dairede yapılan iş dikkate alınmaz. Aksi halde dıştan müracaat edenlere haksızlık yapılmış olur. Müstedi ile Aydın Tayyarecinin müracaat formalarında Daire Müdürünün görüşü yer almmakla birlikte bunla-r formalite icabı doldurulan formlardır ve Daire Müdürünün görüşü hiç dikkate alınmamıştır. Yapılan istintakta görşlerini daha da net ortaya koyan Mustafa Birman Müstedinin dairede çalışamsının gayriresmi olduğunu, alsında Bakanlıkların geçici olarak perso-nel çalıştırmalarının Kamu Hizmeti Komisyonuna karşı ir emrivaki oluşturduğunu, kamu hizmetinde geçici personel çalıştırmanın hata olup bu kişilerin en geç yıl sonunda durdurulmaları gerektiğini, halbuki bakanlıkların geçici adı altında doktor, dış doktoru-, mühendis aldıkalrını bunun adam kayırmaktan başka birşey olmadığını, kusurun Müstedide değil onu geçici olarak çalıştıranlarda olduğunu söyledi.

Mustafa Birmanın görüşlerinde kendi açısından haklı bir yön olduğu söylenebilir. Burada sorunun aslında De-vlet organları arasında anlaşmazlık ve yetki tecavüzü sorunu olarak ortaya çıktığı görülmektedir. Mustafa Birman Bakanlıkların geçici statüde meur almmalarından ve böylece Kamu Hizmeti Komisyonuna kendi istedikleri memurları empoze etmelerinden şikâyetçidi-r. Bu nedenle ilk tayinler yapılırken dairede geçici statüder çalışan memurları dikkate almayan kararlar vererek hatalı uygulamayı düzeltmeyi amaçlamaktadır. Ancak bu noktada akla derhal şu soru gelmektedir. Devlet organları arasında bir grüş ayrılığı vey-a ihtilaf ortaya çıktığında bunu çözmenin yöntemi ne olabilir? Kamu Hizmeti Komisyonunun geçici memur alınamsına karşı olması haklı bir yaklaşımsa ki öyle olduğunu kabul edebiliriz bu sorunu çözmenin yöntemi Devlet organları arasında yazışmak veya diğer de-vletlerde böyle sorunlar karşısında yapılan mücadele yöntemini izlemektir. Devlet organları arasındaki görüş ayrılığı nedeniyle Kamu Hizmeti Komisyonunun 7 yıllık başarılı bir çalışmayı hiç yapılmamış kabul etmesi, bir çalışanı mağdur ederken, dairenin işl-erini aksatmayı göze alması doğru olabilir mi?

Bu genel değerlendirmelerden sonra Mustafa Birmanın atanmaya ilişkin şahadetine bir göz atalım. Mustafa Birman 10.12.1992 tarhinde Kamu Hizmet Komisyonunda yapılan sözlü sınavla ilgili olarak Aydın tayyareci- ile Fuat Azimli'nin atanmalarına daha iyi İngilizce bilmelerinin neden olduğunu, Aydın Tayyareci'nin İngilizce durumunun iyi olduüunu, Fuat Azimli'nin ise iyinin üzerinde olduğunu, Fuat Azimli'nin Türk Maarif koleji ve O.D.T.Ü. mezunu olduğu, ayrıca maste-r yaptığını, Müstedinin İngilizcesinin ise zayıf olduğunu, bazı atamalarda iyi İngilizce bilmenin şart odluğunu, burada öyle olmamakla birlikte meram anlatacak kadar İngiizce arandığını, İngilizce bilmenin %10'luk bir avantaj sağladığını, yapılan sınavda A-ydın Tayyareci'nin 355, Fuar Azimli'nin 315 ve Hasan Özdeş'in 310 toplam not aldığını, teknik değerlendirmede Hasan Özdeş ile Aydın Tayyareci'nin 90'ar puan, Fuat Azimli'nin ise 55 puan aldığını, fakat genel değerlendirmede Fuat Azimli'nin Müstediyi geçtiğ-ini söyledi. Mustafa Birman'ın bu değerlendirmelerinin tamamen tutarlı olduğu söylenemez. Çünkü Mustafa Birman kendinin esaas itibarıyle İngilizce farkına dayanarak Aydın Tayyareci ile Fuat Azimli'yi tercih ettiğini, diğer hususlara pek bakmadığını söylem-iştir. Halbuki daire Müdürü Ali Kanlının şahadetinde ifade ettiği gibi İngilizce bilmek genel alanda bir avantaj olmakla birlikte inşaat mühendisliği dalında İngilizce bilmemek önemli bir eksiklik değildir. İngilizce bilmek bir mmar için, müzelerde görev y-apanlar için,d aire müdürü için önemli olmakla birlikte inşaat mühendisi için önemli olan restorasyon işini iyi yapabilmesidir. Bu duruma komisyonun yapılan işte önem arzetmeyecek bir hususa gereğinden fazla önem vererek hatalı bir seçim yaptığı anlaşılmak-tadır. Kaldı ki yine Mustafa Birmanın şahadetine göre İngilizce bilmenin sadece %10'luk bir avantaj sağlaması gerekiyordu. Şu halde Fuat Azimli'nin teknik değerlendirmede açıkça daha üstün olan Müstediden daha yüksek puan almamaması gerekiyordu.

Mustafa -Birmanın görüşlerindeki diğer bir tutarsızlık da şöyledir. Mustafa Birman Fuat Azimli'nin özelliklerine değinirken master yptığını vurgulamıştır. Halbuki münhal ilân edilen mevki için aranan evsaflar arasında tecrübe olamdığı için buözelliği hiç dikkate al-mazken Fuat Azimlinin master yapmasından etkilenmiş olmalıdır. Aksi halde sadece İngilizce bilme farkı Fuat Azimliyi Müstediden daha üstün bir duruma getirmeye yeterli değildi.

Anayasa Mahkemesi Kararları, 1961, Vo.2'de Michael Theodossiou and The Republ-ic of Cyprus davasında Başkan Fortshoff sayfa 47'de şöyle demiştir:

-"In the opinion of the Court the paramount duty of the Public Service Commission in efefcting apponitments or promotions is to select the candidate most suitable, in all the circumstances of each particular case, for the post in question.
-
In doing so, the Public Service Commission should decide who is the most suitable among the qualified candidates on the totality of the circumstances pertaining to each one of them and should nota dopt and ready-made riid rule of thumb divorced from the -circumstances and necessities of each particular case."

Burada görülebileceği gibi Kamu Hizmeti Komisyonunun münhal işi en iyi yapabilecek en uygun adayı seçmesi gerekir. Halbuki önümüzdeki başvruuda Komsiyon hatalı bir kuralı katı bir şekilde izleyerek -görevi en iyi yaptığı açıkça ortada olanı değil daha az iyi yapacak olanı atamıştır.

Bir ilk atamada geçici oalrak görev yapanın durumuna ilişkin Yüksek Mahkememizin bir kararı bulunmamakla birlikte Rum istinaf Mahkemesinin bu konuya değinen kararları v-ardır. Kyprianos Styliianou and Another v. The Public Service Commission C.L.R. 1980(3) sayfa 11'de geçici oalrak görev yapan hapishane görevlileri münhal mevkilere atanmamaları üzerine Yüksek Mahkemeye başvurmuşlar ve geçici hizmetlerinin dikkate alınmama-sından şikâyet etmişlerdi. Yüksek Mahkeme kararında sayfa 19'da şöyle dedi:

"Lastly, counsel for the applicants has complained that the length of service of each candidate, in a temporary capacity, as a warder was not duly taken into account; in my view,- this is not correct, because it is ecpressly stated in the relevant minutes of the Commission that the 'experience' of the candidates, which obviously inclides the length of their service as temporary warders, was given 'proper weight'."

Bu başvruuda Mü-setdilerin avukatı Kamu Hizmeti Komsiyonunun adayların geçici hizmetlerini dikkate almadığını öne sürdü. Mahkeme adayların bu konuda şikâyetçi olamayacaklarını, çünkü Komisyonun adayların geçici hizmetlerini dikkate almış olduğunu vurguladı.

Chrysostomos- Andreou v. The Public Service Commission C.L.R. 1979(3) sayfa 379'da bir ilk atama mevkiine yapıalcak atamada geçici olarak görev yapanların hizmetine ilişkin olarak şöyle denmektedir:

"(2) That though, as a rule, priority for promotion should, if possi-ble, be given to those already in the service, the preference for those already in the service can never ovveerride the more fundamental principle that the most suitable candidate has to be selected for appoinment or promotion to a vacant post in the publi-c service; that a person in the service may, for the above reason, be by-passed in order to appoint an outsider to the service, but if this is done then adequate reasons must be given for adopting such a course;."

Bu kararlara göre ilk tayinlerde de hizm-ette geçici oalrak görev yapanın hizmetini dikkate almak gerekir. Ancak bunu söylerken tüm atamalarda dikakte alınması gereken en önemli ilkenin işi en iyi yapılabilecek olanı seçme odluğu göz ardı edilmemelidir. Şu halde içtekihizmet, işi en iyi yapabile-cek olanın seçilmesine engel olmadığı sürece bir anlam ifade edebilir. Bu durumda Kamu Hizmeti Komisyonu içte hizmet veren bir adayı tercih etmemişse dıştan müracaat edenin işi niçin daha iyi yapabileceğini gerekçeleriyle izah etmek zorundadır.

Önümüzdek-i başvuruda Müstedinin, hem müracaat tarihinde 6, tayin tarihinde 7 yıl gibi çok uzun bir süre söz konusu hizmette çalışmıştır hem de bu işi en iyi yapabilecek kişi olduğu açıkça görülmektedir. Aydın Tayyareci'nin işi Müstedi kadar iyi yapamadığı Daire Müd-ürünün görüşlerinden ve şahadetten anlaşılmaktadır. Fuat Azimli ise özel bir tecrübe gerektiren eski eser restorasyonunu hiç yapamayacak durumdadır. Gerçi zaman içinde onun da Bu işi öğrenmesi mümkündür. Ancak ne kadar zamanda öğrenebileceği ve işinde ne k-adar başarılı olabileceği kesin olmayan, zaman içinde ortaya çıkacak hususlardır. Bu koşullarda geçmiş hizmeti ile işi çok iyi yaptığını kanıtlamış olan Müstedinin atanmaması hatalı olmuştur.

Yukarıdaki nedenlerle Kamu Hizmeti Komisyonunun Müstedinin geç-miş hizmetini dikkate almamakla işi en iyi yapabilecek olan Müstediyi atamamakla veya münhal ilân edilen işi diğeer adayların daha iyi yapabilecekleri konusunda herhangi bir gerekçe göstermeden ilgili kişileri atamakla hatalı hareket ettiği görüşündeyim. D-olayısıyle başvurunun kabule dilip atanma kararının iptâl edilmesine taraftarım.

Metin A. Hakkı: Az önce yargıç kardeşim Sayın Taner Erginel'in okuduğı kararı önceden inceleme fırsatı bulmuştum. Kararının olgular kısmında söylediklerini aynen benimserim,- zaten başvurunun olguları arasında taraflar arasında büyük bir ihtilâf olduğu da söylenemez. Bu böyle olmakla beraber vardığı sonuca katılmıyorum. Ben kendi görüşlerimi okumzadan önce olgular ile ilgili olarak vurgulamak istediğim birkaç husus vardır, şöy-le k, başvuruda Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından yapılan atamaların mevkii ilk tayin mevkiidir. Kamu Hizmeti Komsiyonunca mevkilere atanan İlgili Şahıslar olan Aydın Tayyareci ile Fuat Azimli Müstediye oranla daha iyi İngilizce bilmektedirler. Fuat Azimli-'nin tahsil düzeyi Müstediye oranla daha yüksktir. Müstedi Ankara Devlet Mühendisik ve Mimarlık Akademisinden mezunken Fuat Azimli O.D.T.Ü.sinden mezun olup Masters degree'si de yapmıştır. Aydın Tayyareci ise AITIA Mühendislik Bilimleri Fakültesi mezunudur-. Bir başka deyişle Fuat Azimli'nin tahsil düzeyi Müstedininkinden daha yüksektir. Kamu Hizmeti Komisyonunca, İlgili şahıslar başvuru konusu mevkilere atanmazdan önce, münhal bulunan mevkiler için yapılaan sınavlarda, bu başvuruda İlgili şahıslar olan Aydı-n Tayyareci ile Fuat Azimli Müstediye oranla daha başarılı olmuşlardır.

Kamu Hizmeti Komisyonunun görevi, ilk tayin mevkilerine atams yaparken müracaatçılar arasında içten ve dıştan müracaat eden kişiler arasında herhangi bir ayırım gözetmeden mevkiye en- iyi adayı seçmektir. Mahkemedeki duruşma esnasında Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanı Raif Birman Beyin şahadetinde de değindiği gibi bunun aksini düşünmek içteki adaylara dıştyaki adaylara oranla yasal dayanağı olmayan bir avantaj sağlamış olur. Bunu da önle-mek içindir ki idarece yapılan arizi tayinler mevzuat gereği azami 1 yıl ile sınırlanmıştır (Bak: Tadil olunmuş şekli ile 7/79 sayılı Kamu Görevlileri Yasası Madde 6(2) ). Önümüzdeki meselede maalesef idare u mevzuatı ihlal ederek Müstedinin bir senenin öt-esinde bir süre mevzuata ters bir durumla görevde kalamsını sağlamıştır. Mevzuata ters olan bu durumun sorumlusu varsa Müstedinin arizi tayinini haksız yere yapan idardir ve İdarenin haksız eylemlerinden Kamu Hizmeti Komisyonu mesul tutulmamalıdır.

Bu me-selede Kamu Hizmeti Komisyonunun müracaatçılar arasında en iyi 2 adayı seçmekle, ve her adaya eşit fırsat vermekle kanımca bir hata yaptığı söylenemez. Dolayısıyle Müstedinin başvurusunun da iptal edilmesi görüş ve kanaatindeyim ve İlgili Şahısların atanm-alarında herhangi bir Yasaya aykırılık veya İdare Hukukuna herhagi bir terslik yoktur görüşündeyim.

Nevvar Nolan: Dayın Metin A. Hakkı'nın kararına katılırım.

Taner Erginel: Sonuç oalrak başvuru oyçokluğu ile ret ve iptal edilir. Masraflar için emir veri-lmez.


(Taner Erginel) (Metin A. Hakkı) (Nevvar Nolan)
Yargıç Yargıç Yargıç

27 Aralık 1993








-


-10-



-


Full & Egal Universal Law Academy