Yüksek İdare Mahkemesi Numara 56/1989 Dava No 2/1992 Karar Tarihi 05.02.1992
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 56/1989 Dava No 2/1992 Karar Tarihi 05.02.1992
Numara: 56/1989
Dava No: 2/1992
Taraflar: Yıldan Safter ile İsk. Ve Reh. Dai. Müd. Vd
Konu: Kesin tasarruf belgesinin iptali istemi – Meşru menfaatin olabilmesi için yasal tasarrufun var olması gereği
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 05.02.1992

-D.2/92 YİM 56/89

Yüksek İdare Mahkemesi olarak oturum yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Niyazi F. Korkut, Aziz Altay, Özkan Tunçağ

Müstedi: Yıldan Karabetça n/d Yıld-an Safter, Girne.
ile
Müstedaaleyh: 1. İskân ve Rehabilitasyon Dairesi Müdürlüğü, Lefkoşa.
2. Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesi Müdürlüğü, Girne.
3. Tapu ve Kadastro Müdürlüğü, Girne.
4. Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Komisyonu, Lefkoşa.
5. İskâ-n Bakanlığı vasıtasıyle KKTC, Lefkoşa.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Aydın Kalfaoğlu ve Süleyman Dolmacı.
Müstedaaleyhler namına: Müjgan Irkad.
İlgili Şahıslar namına: Kı-vanç M. Riza adına Mustafa Asena.



Yasa Maddesi:

İstemin Özeti: İkamet ettiği konutun ilgili şahsa kiralanması ve bilahare kesin tasarruf belgesi verilmesini öngören kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilm-esi istemi.

OLAY: Ailesi ile birlikte ikamet eden Müstedi 1984'de evlendi ve bir de çocuğu oldu. Ayrı bir eve yerleşmek isteyen Müstedi Müstedaaleyh 1'in bilgi ve onayı ve teşviki ile başvuru konusu eve yerleşti. Müstedi konu konuta ilâve ve tamiratlar ya-parak kesin tasarrufunu alma çabalarını sürdürürken evin bir başka şahsa verildiğinin onun da evi başkalarına devrettiğini öğrendi. Bunun üzerine işbu başvuruyu dosyalayarak yukarıdaki taleplerde bulundu.
SONUÇ: Müstedi konu konuta Müstedaaleyhlerin göz y-ummaları hatta izin verir anlamına gelen hareket ve davranışları sonucu yerleşmiştir. Kullanım veya tasarruf maksatları bakımından bir belge almamıştır. Hal böyle olunca da yasal tasrruftan bahsedilemeyeceği gibi meşru bir menfaatten de söz edilemez. Kaldı- ki Müstedi evin 3. şahsa kiralanddığına ilişkin bilgi sahibi olmakla birlikte başvuruyu hak düşürücü süre sonunda dosyalamıştır.
Başvuru varılan bu neticeler ışığında red ve iptal olunur.

Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
YİM 186/86- (D.34/87) sa-yılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı.
YİM 147/86 - (D.4/89) sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı.



H Ü K Ü M

Niyazi F. Korkut: Bu başvuruda Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Özkan Tunçağ okuyacktır.

Özkan Tunçağ: Müstedinin bu başvuru altında talebi, sair -şeyler yanında, Aşağı Girne'de 20 Temmuz Caddesi üzerinde Jasmin Court Otelinin avlusunda bulunan ve Müstedinin ikamet ettiği bir konut ile ilgili 6.5.1987 tarihli talebine Müstedaaleyhlerce yanıt verilmemesinin yapılmaması gerekli bir ihmal olduğuna ve ko-nu konutun Namık Ramadan'a kiralanmasını ve bilâhare kesin tasarruf verilmesini öngören kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına ilişkindir.

Müstedinin başvurusuna dayanıklık eden olgular özetle şöyledir:

1974 Barış- Harekâtından sonra ailesinin yanında ikamet eden Müstedi 1984 yılında evlendi ve bir çocuğu oldu.

Müstedi ve eşi ayrı bir konuta sahip olabilmek için teşebbüslerde bulundu ve Müstedaaleyh No.1 İskân ve Rehabilitasyon Dairesi yetkilisinin bilgi veya onay-ı veya teşviki ile başvuruda ayrıntısı verilen taşınmaz mal (Jasmin Court diye bilinen binanın avlusundaki motor evine) içerisine 1985 yılında yerleşti.

Müstedi bilâhare anılan konutun küçük ve/veya kullanışsız oluşu nedeniyle ilgililere başvuruda buluna-rak onların verdiği yetki ve/veya muvafakat ve/veya onay ile konu konuta tuvalet, banyo odası, mutfak ve bir oturma odasını kendi masrafları iler ilave edip orada oturmağa devam etti ve halen de etmektedir.

Müstedi konu konutun kesin tasarrufunun kendisi-ne verilmesi için Müstedaaleyhler nezdinde çabalarını sürdürdüğü esnada (1987 yılının Mayıs ayı içerisinde) başvuru konusu konutun da içinde bulunduğu yukarıda ayrıntısı verilen taşınmaz malın Girne'de oturan Namık Ramadan isimli şahsa kiralanma girişimi o-lduğunu öğrendi ve 6.5.1987 tarihli yazıyı Başbakanlığa hitaben yazarak dağıtımını Cumhurbaşkanlığı ve İskân Bakanlığına yaptı.

Müstedi başvuru konusu konut ile ilgili olarak kesin tasarruf alabilmek için ilgililer nezdinde çabalarını yoğunlaştırmakla be-raber olumlu bir sonuca varamadı.

Müstedi bu çabalarını devam ettirdiği sırada konu konutun da içerisinde bulunduğu taşınmaz malın tümüyle Namık Ramadan ismli şahsa tahsis edilerek kendisine kesin tasarruf belgesi verildiğini ve bu şahsın da anılan taşın-maz malı tümüye Mine Konat ve Mediha Çavuş isimli şahıslara devrettiğini öğrenmesi üzerine işbu başvuruyu dosyaladı.

Müstedaaleyhler 11.12.1989 tarihinde dosyalamış oldukları itiraz ihbarnamelerinde, başvurunun 75 günlük hak düşürücü süre içerisinde dosy-alanmadığı ve Müstedinin sahip olduğu meşru bir menfaatının olumsuz yönde etkilenmediği nedeniyle reddedilmesi gerektiği hususunda ön itirazda bulundular. Keza Müstedaaleyhler dosyalamış oldukları bu itiraznamelerinde, sair şeyler yanında, özetle, bugüne k-adar Müstedinin başvuru konusu konut üzerinde hiçbir yasal tasarrufu bulunmadığını, buna karşın konu konutu işgal etmeğe devam ettiğini, mezkûr konutun bir motor evi olup söz konusu parselden ayrı düşünülemeyeceğini, sözü edilen parselin üzerindeki bina il-e birlikte 8 dönüm 2 evlek 700 ayakkare yüzölçümü olduğunu, toplam puan değerinin 4,810,387 olduğunu, Müstedinin anılan konutun kesin tasarrufunu alabilecek yeterli puanlarının bulunmadığını, Namık Ramadan'ın ise toplam olarak 6,952,269 eşdeğer puanına sah-ip bir kişi olduğunu, sözü edilen taşınmaz malın tümünün adıgeçen şahsa kiralandıktan sonra yine ayni şahsa resmi işlem yapılarak 1988 yılı içerisinde kesin tasarruf belgesi verildiğini, bu şahsın bir süre sonra söz konusu taşınmaz malı Mine Konat ve Medih-a Çavuş isimli şahıslara devrettiğini öne sürmüştür. Müstedaaleyhlerin itiraz ihbarnamesinde üç ön itiraz bulunmaktadır.

-1. ve 2. İlgili Şahıslar olan Mine Konat ve Mediha Çavuş avukatları vasıtasıyle 15.1.1990 tarihinde Mahkemeye dosyalamış oldukları itiraznamede, sair şeyler yanında, itiraznamenin (d) paragrafında KKTC Başsavcısı adına dosyalanan itiraznamede ileri sürülen- tüm iddia ve gerçekleri, bu başvuru maksatları bakımından benimsediklerini belirtmişlerdir.
-
Başvurunun duruşmasına başlamadan önce Müstedaaleyhleri temsil eden Savcı itiraznamede serdedilen ön itirazların öncelikle dinlenmesini Mahkemeden talep etmiştir.

İlgili Şahısların avukatının bu talebe katılmasına karşın Müstedi avukatları aksi görüşü -savunarak karşı çıkmışlardır.

Mahkeme bu konuda tarafları dinledikten sonra da ön itirazların öncelikle dinlenmesine karar verdi.

Daha sonra tarafların avukatları ile Müstedaaleyhleri temsil eden Savcı bu hususta Mahkemeye hitapta bulunarak hukuki argü-manlarını yapmışlardır.

Savcı hitabesinde, sair şeyler yanında, özetle başvuru konusu taşınmaz malın Müstedinin yasal tasarrufunda olmadığını, Emare 3 belgenin 2. paragrafında konunun bilgisine 6.5.1987 tarihinde geldiğini belirttiğini, bu durumda anılan- tarihten itibaren başvuru konusu malın tümünün Namık Ramadan isimli şahsa kiralandığını bildiği halde 75 günlük hak düşürücü süre içerisinde Mahkemeye başvurda bulunmadığını, bu nedenle zaman aşımından dolayı işbu başvurunun daha ileri gitmeden iptal edil-mesi gerektiğini öne sürmüştür.

Savcı hitabesine devamla meşru menfaat konusuna da değinerek Müstedinin 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının aradığı anlamda bir tahsis belgesi, kira mukavelesi veya yazılı kullanım belgesi olmadığın-ı, bu durumda işbu başvuruyu dosyalamak için meşru menfaatı olmadığı cihetle başvurunun masraflarla reddini talep etmiştir.

Savcı hitabesinin sonunda öne sürdüğü savlara ilişkin olarak bazı içtihat kararlarına atıfta bulunmuştur.

Müstedi avukatları ise- Mahkemeye yapmış oldukları hitapta, sair şeyler yanında özetle, Emare 2 olan 27.11.1987 tarihli kira mukavelesi üzerinde durarak bu hususun Müstedinin bilgisine geldiği andan itibaren Müstedinin ilgili makamlar nezdinde temaslar yaptığını, kendisine bazı -şeyler söylenmesi üzerine çabalarını yoğunlaştırdığını, Emare 6 2.12.1988 tarihli yazının sonuçlarını takip ettiği sırada 1989 yılı içerisinde durumu öğrendiğini, dolayısıyle işbu başvuruyu dosyalamakta geç kalmış olmadığını, bu yer ile ilgilendiği andan i-tibaren meşru menfaatın gündeme geldiğini, ilgililerin rızası ve/veya teşviki ve/veya onayı ile anılan konuta yerleşip masraf ettiğini, bu hususları kanıtlayacak durumda olduğunu, bu ahval ve şerait içerisinde Müstedinin meşru bir menfaatının varolduğunu, -bu konudaki içtihat kararlarının da bu doğrultuda yorumlanması gerektiğini öne sürmüştür.

İlgili şahıslar avukatı da daha sonra söz alarak kendi görüş ve yorumlarını içeren hukuki argümanlar yapmış ve temelde Müstedaaleyhleri temsil eden Savcının argüman-larına katılarak Müstedinin anılan mal üzerinde yasal bir tasarrufu olmadığı cihetle meşru bir menfaatının da söz konusu olamaycağını ve ayrıca zaman aşımı dolayısıyle hak düşürücü süre olan 75 gün içerisinde işbu başvuruyu dosyalamadığını öne sürerek bu a-şamda başvurunun iptal edilmesi isteminde bulunmuştur.

Huzurumuzda tarafların yapmış olduğu hukuki argümanları ve dosyalanmış olan emare belgeleri inceledik.

Başvuru konusu konuta Müstedinin ailesi ile birlikte yerleşmesi olayının en azından bir kısım -İskân yetkilisinin bilgisi dahilinde olduğu ve Müstedinin anılan konuta kendi maksatları bakımından onarımlar yaparak masraf yaptığı kuşkusuzdur. Sözü edilen konutun 1986 yılında Namık Ramadan isimli şahsa kiralandığı, 1987 yılında kira kontratının temdit -edildiği ve bilâhare bu şahsa anılan taşınmaz malın tümünün kesin tasarruf belgesi verilmek suretiyle mülkiyetinin devredildiği, kesin tasarruf belgesi verildikten sonra adıgeçen şahıs tarafından işbu konutun da dahil olduğu tüm taşınmaz malın 1. ve 2. İlg-ili Şahıslara mülkiyetinin devir yolu ile intikal ettiği huzurumuzdaki ihtilâfsız olgulardan anlaşılmaktadır.

Öncelikle Müstedinin işbu başvuruyu yapmakta meşru menfaatı olmadığına ilişkin (3). ön itirazı incelemeği uygun gördük.

Meşru menfaat kavramın-ın tanımı ve kapsamı ile ilgili olarak bugüne kadar verilmiş birçok içtihat kararları vardır. Müteaddit vesilelerle bu konu enine boyuna Yüksek İdare Mahkemesince incelenmiş ve bu konuya ilişkin hukuki ilkeler belirlenerek uygulanmıştır. (Bak:YİM 186/86; D-.34/87)

Bu nedenle bu konuda daha önceki içtihat kararlarında belirtilen ilkeleri benimsediğimizi vurgulamakla yetineceğiz.

Gayet öz olarak ifade etmek gerekirse, meşru menfaatın varolabilmesi için tasarrufun yasal olmasının şart olduğunu, bunun için d-e tasarrufun hukuki bir temelden çıkış yapmış olmasının veya başka bir ifadeyle meşru bir zeminden kaynaklanmasının gerekli olduğunu öncelikle belirtiriz. Müstedinin bazı İskân yetkililerinin göz yummaları hatta izin verir anlamına gelen hareket ve davranı-şları sonucu anılan konuta girmesinin yasal bir giriş sayılamayacağı ve bu nedenle yasal bir tasarruftan bahsedilemeyeceği kuşkusuzdur. (Bak: YİM 147/86; D.4/87)

Müstedi bahse konu konuta girerken ilgili ve yetkili makamla ne bir kira veya icar sözleşmes-i yapmış ve ne de kullanım veya tasarruf maksatları bakımından bir belge almıştır. Hâl böyle olunca, yasal bir tasarruftan bahsedilemiyeceği cihetle Müstedinin meşru bir menfaatı da söz konusu olamaz. Bu nedenle Müstedinin işbu başvuruyu, meşru menfaatı ol-madığı cihetle daha ileri götüremeyeceğine ilişkin yapılan 3. ön itiraz kabul edilerek başvurunun iptali gerekir kanısındayız.

Kaldı ki; Emare 3 olarak dosyalanan Müstedinin 6.5.1987 tarihli KKTC Başbakanlığına hitaben yazdığı ve dağıtımını Cumhurbaşkanl-ığı ile İskân Bakanlığına yaptığı yazıdan daha o tarihte anılan konutun da dahil olduğu tüm taşınmaz malın Namık Ramadan isimli şahsa kiralandığına ilişkin bilgi sahibi olduğu açıklıkla görülmektedir. Müstedinin bu hususu öğrendiği halde hak düşürücü süre- olan 75 gün içerisinde Mahkemeye başvuruda bulunmadığı bir gerçek olduğuna göre başvurunun bu açıdan da ileri gitmesine yasal olanak yoktur.

Bu husus bir yana daha önce atıfta bulunulan başvuruya konu 6.5.1987 tarihli yazı Başbakanlığa gönderilmekle ber-aber Başbakanlık bu başvuruda taraf da yapılmış değildir. Bu nedenle başvuruda taraf olmayan bir organın ihmali ile ilgili bir karara varmak da söz konusu değildir.

Yukarıda belirtilen nedenlerden ötürü işbu başvurunun ileri gideme-yeceği kuşkusuzdur.

-Varılan sonuç ışığında başvuru ret ve iptal edilir.

Masraflar için herhangi bir emir verilmez.


(Niyazi F. Korkut) (Aziz Altay) (Özkan Tunçağ)
Yargıç Yargıç - Yargıç

5 Şubat 1992

















-


-7-



-


Full & Egal Universal Law Academy