Yüksek İdare Mahkemesi Numara 56/1988 Dava No 17/1990 Karar Tarihi 20.04.1990
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 56/1988 Dava No 17/1990 Karar Tarihi 20.04.1990
Numara: 56/1988
Dava No: 17/1990
Taraflar: Ali Çaluda ile İskân Bak. Ve İnc. Ve Dağ. Kom.
Konu: Kesin tasarruf belgesinin iptali istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 20.04.1990

-D.17/90 YİM 56/88

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede
Yargıç Metin A. Hakkı huzurunda
Anayasanın 152. maddesi hakkında.

Müstedi: Ali Çaluda, AZ--11, Alsancak, Girne.
ile
Müstedaaleyh: İskân Bakanlığı ve İnceleme ve Dağıtım Komisyonu
vasıtasıyle KKTC Başsavcılığı, Lefkoşa.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Aytekin Mus-a
Müstedaaleyh namına: Yaşar Boran
İlgili şahıslar namına: Tahir Seroydaş



Yasa Maddesi: 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının 72B maddesinin (4)(a) bendleri.

İstemin Özeti: Müstedi, takriben 1975 senesinden beri fiilen tasarrufun-da bulundurduğu başvuru konusu gayrimenkullerin ilgili şahıslara kesin tasarruf belgesi verilmesi, ve/veya kiralanması, hususunda Müstedaaleyh-lerin başlatmış oldukları ve Müstedinin bigisine gayri resmi olarak gelen işlem ve/veya eylemlerin hükümsüz ve et-kisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesini ve ayrıca Müstedaaleyhlerin başvuru konusu gayrimenkulleri Müstediye vermemesi ile ilgili ihmalin yapılmaması gerektiğine dair hüküm talebi.

OLAY: 1975'de Güneyden Kuzeye geçen Müsted-i ve eşine Alsancak'ta ev tahsis edildi. Müstedi ve eşi ayni zamanda eşdeğer mal alacaklısıdırlar. Müstedinin yasal olarak tasarrufunda bulundurduğu gayri menkullerin yanında işgalinde bulunan gayri menkuller de mevcuttur. Müstedinin bu başvuruya konu gayr-imenkulleri işgalinde bulunan gayrimenkullerdir.
SONUÇ: Müstedinin başvuru konusu arsayı fiili tasarrufunda bulundurması ona meşru menfaat sağlamaz. Yine ilgili şahıs ile Müstedi arasında ihtilâf konusu olan parselin Müstedinin yasal tasarrufunda bulunan p-arsel ile hemhudut olması Müstediye herhangi bir hak bahşetmez. Eşdeğer mal vermede öncelikler tüzüğünün amacı, kaynak olarak tespit ve ilân edilen bir taşınmaz mala birden fazla talip olması halinde, hangi hak sahibine verileceğini belirleyecek yöntemi sa-ğlamaktır.
Netice olarak başvuru reddolunur.

Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
YİM 4/77 sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı.
YİM/İstinaf Birleştirilimş 13, 15, 16, 17, 18, 19/89- (D.2/90)
YİM/İstinaf 12/88 - (D.8/90)



H Ü K Ü M

Müstedi, 20.4.-1988 tarihinde Mahkemeye dosyaladığı yukarıda ünvan ve sayısı gösterilen başvurularda özetle, takriben 1975 senesinden b-eri fiilen tasarrufunda bulu-n-d-urduğu ve/veya tahsisinde bulundurduğu Alsancak'ta kâin Pafta/Harita XI.16.E.1 ve W.2 de parsel 87, parsel 88/2; Pafta/Harita XII.18.W.1'de parsel 47; Pafta/Harita XII.9.E.2 de parsel- 321, parsel- 279 ve 280, parsel 281 ve 282, parsel 283 ve 284, parsel 256/1, 256/2, 256/3 ve 257/2, aynı Pafta/Haritada parsel 277/1/10, parsel 277/1/14 parsel 277/1/15; Pafta/harita XII.9.W.2'de parsel 277/1/18; aynı Pafta/Haritada parsel -277/1/19 olan gayrı menkul mal-l-a-rın, 3. şahıslara ve/veya alâkadar şahıs olarak Zihniye İzzi Ekrem ile Hüsnüye Okray'a kesin tasarruf belgesi verilmesi hususunda ve/veya kiralanması hususunda ve/veya mezk-ûr gayrı menkullerden herh-a-n-gi birinin ilgili şahıslara kiralanması ve/veya kesin tasarruf belgesi verilmesi hususunda Müstedaaleyhlerin başlatmış bulundukları ve Müstedinin bilgis-ine gayrı resmi o-l-a-rak Nisan 1988 tarihinde gelen işlem ve/veya eylemlerin ve/veya bu hususlar ile ilgili alınmış bulunan karar ve/veya kararların tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına dair karar verilmesini talep etmiştir.

Müstedi yin-e başvurusunun 'C' paragrafı ile, yukarıda dökümü verilen gayrı menkullerin Müstediye verilmesi ve/veya Müstedinin adında tahsis olduğu hususunda Müstedaaleyhlerin yaptıkları ihmalin yapmamaları gerken bir ihmal olduğu, dolayısıyle mezkûr gayrı menkullerin- Müstediye tahsisli olduğunu öngören bir 'hüküm' talep etmiştir.

Müstedaaleyhler, 10 Ekim 1989 tarihinde mezkûr başvuruya bir itiraz- name dosyalamışlardır. İlgili şahıslar da duruşma esnasında Mahkemede avukat vasıtası ile temsil edilmişler, Müstedaaley-hlerin çizdiği müdafaayı benimsemişler ancak Müstedaaleyhlere ilâveten mezkûr başvuruya herhangi bir itirazname dosyalamamışlardır. Duruşmaya 26.2.1980 tarihinde başlanmış ve duruşma 12.3.1990 tarihinde hitam bulup karar için bilâ müddet ertelenmiştir. Dur-uşma esnasında dosyada mevcut 8 adet emare taraflarca Mahkemeye ibraz edilmiştir. Sırf tabloyu tamamlamak için şunu belirtmekte yarar vardır ki 20.4.1988 tarihinde bu başvuruda Müstedinin dosyalamış olduğu bir ara emri istidası Mahkemece dinlenmiş ve 13.6.-1988 tarihinde verilen bir karar ile Mahkeme, Girne Kazasında, Alsancak'ta Pafta/harita XII/9.E.2'de parsel 277/1/10 arsanın statükoyu korumak amacı ile başvuru sonuna kadar işlem görmemesi doğrultu-sunda bir de ara emri vermiştir.

Duruşma esanasında Müs-tedi bizzat Mahkemede şahadet vermiş ve ilâveten kendi tanıdığı olarak Girne Tarımsal Rehabilitasyon Şube Müdürü Ali Halit Toygan'ı da şahit olarak dinletmiştir. Müstedaaleyhler de İskân Bakanlığı Hukuk İşleri Amiri Alibey Ahmet'i tanık olarak dinletmişler-dir. İlgili şahıslar şahadet vermemiş, ancak tüm duruşmayı avukatları vasıtasıyle takip etmiş ve şahadet veren kişileri uygun gördükleri oranda sorgulamışlardır.

Dava nihayetinde taraflar Mahkemeye hitabelerini yaparken Müstedinin avukatı, başvrudaki tal-eplerinin bir çoğundan verilen şahadet muvacehesinde feragat etmiş ve başvurudaki talebini sadece Pafta/harita XII.9.E.2'de parsel 277/1/10 ile sınırlamıştır.

Önümde ibraz olunan şahadet ve emareleri inceledikten sonra başvurunun olguları ile ilgili olar-ak şu bulguları yaparım:-

Müstedi, yaşlı bir kişi olup aslen Kukla-Baf göçmenidir. Evlidir ve en büyüğü 40 yaşını aşkın, en küçüğü ise 23 yaşında 7 çocuk babasıdır. Ailesi ile birlikte Ağustos 1975'de Kuzeye gelmiş ve Alsancak'ta, pafta/harita XII/9.E.2 -parsel 281 ve 282 üzerinde bulunan bir eve iskân edilmiştir. Parsel 281 ve 282 takriben 2 dönüm bir evlek alandan ibarettir. Doğru olarak kabul ettiğim Müstedinin şahadetine göre, mezkûr eve iskân edildiğinde ev oturulacak durumda değildi ve Müstedi kendis-i masraf ederek evi oturulacak hale getirmiştir. Müstedinin çocukları da ayrı ayrı iskân edilmiş durumdadır. Müstedi ve karısı Güneyde Kukla ve Aleyhtora'da gayrı menkul mal bırakmış olup bunlar arasında Baf-Limasol yoluna yakın, deniz üzerinde 15 dönümlük- bir arazi de bulunmaktadır. Müstedi Eşdeğer Mal Yasası kapsamında bir Güney göçmenidir ve gayrı menkul mal almağa hak sahibidir. Müstedaaleyhlerin ibraz ettiği şahadete göre, Müstedinin Güney'de bıraktığı malların puan değeri 4,236,306'dır. İlâveten karıs-ının Güney'de bıraktığı mallara karşılık 548,209 puanı çıkmıştır. İkisinin birlikte 4,784,515 puanları vardır. Gerek Müstedi gerekse karısı Güney mal varlıklarına biçilen puan değerine itiraz etmiş durum- dadırlar. Mezkûr itirazları henüz neticelenmemiştir-. Müstedinin halen KKTC'de yasal olarak tasarrufunda bulundurduğu gayrı menkul malları olduğu gibi işgal yolu ile de tasarrufunda bulundurduğu gayrı menkuller mevcuttur. Bu başvuruda esas ihtilaf konusu olan Alsancak'ta 277/1/10 parsel arsa 2. kategoriye g-irmektedir. Emare 1 plânda Müstedinin tasarrufunda bulunan taşınmaz malların bir kısmı görülmektedir. Bunlar Mavi, Kurşuni ve Kırmızı olmak üzere üç renge boyanmıştır. Maviler yasal olarak tahsis yolu ile tasarrufunda olan gayrı menkulleri, Kurşuni olanlar- işgalci sıfatı ile, Kırmızı olan ise yine işgalci sıfatıyle tasarrufunda bulundurduğu ve ilgili şahısları ilgilendiren ihtilâf konusu arsayı göstermektedir.

Müstedinin tasarrufunda bulundurduğu ve 1974 Barış Harekâtı öncesi Rum malı olan gayrı menkul ma-llar yukarıda değinildiği gibi 2 kategori halinde olup dökümü şöyledir:

1. Tahsis yolu ile yasal tasarrufunda bulundurduğu gayrı menkuller:-

Bunlar arasında üzerinde ikamet ettiği ev de bulunan ve Emare I'de görülen parsel 281 ve 282 arsa nitelikli araz-i de vardır ki, bu gayrı menkulün değeri 1,535,161 puandır.

Buna bitişik olan ve yine arsa nitelikli parsel 283 ve 284'ü oluşturan 32-3,820 puan değerinde 1 dönüm 3 -e-v-lek arazi.

Yine Emare I'de görülen ve oturduğu eve hudut olan parsel 279 ve 280'den oluşan 2 dönüm 1 evlek büyüklüğünde arsa nitelikli arazi ki bunun puan değeri 553,605'tir.

Yine Emare I'de görülen parsel 321'den oluşan 4 dönüm 1 evlek büyüklüğünde puan- değeri 443,700 olan arsa nitelikli arazi.

Emare 1'de görülmeyen ve narenciye bahçesi olan yine Alsancak'ta ve parsel 87'den oluşan 151,200 puan değerinde 2 dönüm 1 e-vlek büyüklüğünde n-arenciye bahçesi.

Emare I'de görülmeyen Varaka/harita XII/18.W.I'de takriben 7 dönüm alanı olan 6704 puan değerinde parsel 47'den oluşan kuru tarla.

2. Müstedi, yasal olarak tasarrufunda bulundurduğu yukarıda tafsilâtı verilen gayrı menkullerine ilâveten- işgalci sıfatıyle, Alsancak'ta:-

Puan değeri 251,648 olan ve parsel 277/1/-19 ar-sayı

Puan değeri 140,148 olan ve parsel 277/1/18'ı oluşturan arsayı

Puan değeri 135,553 olan ve parsel 277/1/15'ı oluşturan arsayı

Puan değeri 135,553 olan ve Parsel 277/1/14'ü oluşturan arsayı

Puan değeri 66,338 olan ve parsel 25571, 256, 256/3, 257'd-en oluşan 2 evlek 1950 ayak kare alana sahip arsa nitelikli arazi ile

Parsel 256/1, 256/2, 257/1, 257/2'den oluşan küçük arsa nitelikli arazi tasarrufunda bulundurmaktadır ki, bunun değeri 47,723'dür

-Puan değeri 133,255 olan- ve koçanı halen ilgili şahıslarda olup tasarrufu Müstedide olan bu başvuruda ihtilâf konusu Alsancak'ta parsel 277/1/10 arsayı da tasarrufunda bulundurmaktadır.


Müstedinin bu durumda gerek yasal olarak tahsisli, g-e-rekse işgalci sıfatıyle tasarrufunda bulundurduğu gayri menkullerin yekün puan değeri 3,918,563'tür, ki yukarıda tafsil-âtı verilen- ve işgalci sıfatıyle tasarrufunda bulundurduğu gayri menkuller de kendine yasal olarak verilmiş olsa dahi Müstedinin daha puanı artmaktadır.

Müstedinin işgalci sıfatıyle tasarrufunda bulundurduğu yukarıda dökümü verilen gayrı menkuller konusundan ayrılm-adan önce Müstedi niçin bunları işgalci statüsü ile tasarrufunda bulundurmaktadır diye yaptığım bulgunun nedenlerine, taraflar arasındaki ihtilâfın ciddi olması nedeni ile inmede fayda görmekteyim. Bu konuyu ilgilendiren önümdeki şahadet incelendiğinde dur-um şöyledir:-

-Müstedaaleyhlerin iddiaları ve bu husustaki şahadetleri, doğrudan Müstedinin Parsel 277/1/10'u işgalci sıfatıyle tasarrufunda bulundurduğu doğrultusunda olmasına karşın, Müstedinin kendi şahadetine göre tasarrufunda bulundurduğu tüm gayrı menkullerin, 197-5 de Kuzeye geldikten sonra İskân Dairesinde Doğan Soğukpınar isimli bir memur tarafından kendine verildiği doğrultusundadır. Bu şahıs kimdir? Söz konusu malları Müstediye vermeye yetkili mi idi? 1'inci kategorideki gayrımenkuller Müstedaaleyhlerin dosyala--rında Müstediye tahsisli görünmemektedir? Bu suallere Müstedi leyhine cevap verecek şahadet önümde mevcut değildir. Ancak önümdeki şahadete göre idare ve bu hususu gösteren idarenin tuttuğu dosya veya evraklar, Müstediye sadece yasal olarak tasarrufunda t-uttuğu malların tahsis edildiğini göstermektedir. Bundan da o sonuç çıkar ki Müstedi, yasal olarak tasarrufunda tuttuğu gayrı menkullerin ötesinde kalan gayrı menkulleri Müstedaaleyhlerin iddia ettiği gibi işgalci sıfatıyle tasarrufunda bulundurmaktadır. İ-htilâf konusu parsel 277/1/10 ile ilgili olarak daha da detaya inildiğinde olgular ve benim yaptığım bulgular şöyledir:-

Söz konusu arsa, Müstedinin yasal olarak tasarrufunda bulunan parsel 279'a hemhuduttur. Puan değeri ise 133,255'tir. Söz konusu arsa -Müstedinin gayrı yasal olarak tasarrufunda bulundurduğu bir sırada bundan haberdar olmayan ilgili şahıslar Zihniye İzzi Ekrem ve Hüsnüye Okray D.B.İ.T. usulü ile 9.3.1988 tarihinde söz konusu arsayı Devletten kiraladılar. 'T'cetvellerine 10.3.1988 tarihind-e işlenerek ilgili şahıslara Müstedaaleyhlerin 10.3.1988 tarihinde aldığı bir karar ile Güney'deki mal varlıklarına karşılık puan mukabili verilmiştir. İlgili arsanın koçanı Rumun adından 11.3.1988 tarihinde ½ hissesi Zihniye İzzi Ekrem'e ve ½ hissesi de- Hüsnüye Okray'a döndürüldü. Bilahare 14.4.1988'de Zihniye İzzi Ekrem, hibe yolu ile kızı Hüsniye Okray'a hissesini devretti ve o tarihten bu yana yani 14.3.1988 tarihinden beridir arsanın tamamının koçanı Hüsniye Okray'a aittir. Eşdeğer Tanzim Komisyonu 1-9.6.1988 tarihinde ihtilâf konusu parsel 277/1/19 arsanın durumunu görüşüp o tarihte aldığı bir karar ile ilgili şahsın kesin tasarruf belgesinin geçerliliğini onayladı. (bak. Emare 8)

Müstedinin gerek yasal olarak gerekse işgalci sıfatıyle tasarrufunda -bulundurduğu ve yukarıda dökümü verilen gayrı menkulleri incelemeyi bitirdikten sonra, kısaca ilgili şahısların da KKTC''de aldıkları gayrı menkul mallara değinmeyi faydalı görürüm. Önümdeki şahadete göre Müstedi gibi, ilgili şahıslar da Güney'de bıraktıkl-arı mallarına karşılık puan almışlar ve bu puanları ile ihtilâf konusu arsaya ilâveten yine Alsancak'ta bir başka arsa, Girnede bir arsa Dikmen'de de ev almış durumdadırlar.

Yukarıdakilerden görülebileceği gibi, gerek Müstedi gerekse ilgili şahıslar Güne-y'de bıraktıkları mal varlıklarına karşılık aldıkları puan ile KKTC'de gayrı menkul sahibi olmuşlardır. Müstedinin elinde yasal olarak tasarrufunda bulundurduğu gayrı menkullerin değerinin karşılanmasından sonra daha da öte halen puanları mevcuttur. Ancak -ilgili şahısların ellerinde halen mevcut geriye artan puan olup olmadığı konusunda önümde herhangi bir şahadet yoktur.

Moral olarak konuya bakıldığında her iki taraf da aralarında ihtilâf konusu olan Alsancak'taki parsel 277/1/10 ile ilgili olarak kendi -açılarından haklıdırlar. Kanımca Müstedi, usule uygun olarak ve erken davranıp, aralarında ihtilâfa konusu olan arsayı ilgili şahıslara verilmeden yani, 14.9.1988 tarihli YİM İstinaf 30/87 (D.9/88)den önce ve o devirde uygulanan yöntemle D.B.İ.T usulü ile -kendi yasal tasarrufuna alsaydı, belki bugün dava konusu arsanın koçanını da almış olacaktı.

Bu başvuruyu karara bağlamak için, başvurunun olgularına yasal prensipleri uygulamaya çalıştığımda ise aşağıdaki sonuca varılır:

Müstedi halen işgalci sıfatı i-le ihtilâf konusu arsayı tasarrufunda bulundurduğuna ve işgalci sıfatıyle tasarruf edilen bir gayri menkulü de tasarru- funda bulunduran şahsa herhangi bir meşru menfaat sağlayamayacağına göre Müstedinin ihtilâf konusu arsa ile ilgili olarak meşru menfaati- de yoktur. Bu husus bir çok vesileyle Yüksek İdare Mahkemesince vurgulanmış olmakla birlikte, misal olarak da Birleştirilmiş YİM İstinaf 13,15,16,17,18,19/89 (D.2/90) ve yine YİM 4/77 gösterilebilir. Son olarak Yüksek Mahkemenin 19.3.1990 tarihli ve YİM İ-stinaf 12/88; (D.8/90) sayılı kararın son sayfasında bu husus "fiili kullanım ise şahıslara herhangi bir yasal hak bahşetmemektedir" şeklinde tekrar vurgulanmıştır. Müstedinin sadece yasal olarak tasarrufunda bulundurduğu mallar ile ilgili olarak meşru men-faati vardır ki bunlar arasında parsel 277/1/10 yer almaz. Dolayısıyle içtihatlar açısından konuya bakıldığında Müstedinin başvurusunu reddetmekten başka seçeneğim yoktur. Başvurunun olgularına uygulamak için bir başka yasal açıdan (Statute Law) konuya ba-ktığımda durum şöyledir: Tadil edilmiş şekli ile 41/77 sayılı yasanın 72B maddesinin (4)(a) hükmü uyarınca bu başvuruda ilgili şahıslara verilen koçanı ve ona istinad eden kararı kırmama veya ona müdahale etmeme olanak yoktur. Mezkûr madde ise aynen şöyled-ir:

"72B(4)(a) 15 Mart 1989 tarihine kadar eşdeğerde mal verme açısından hak sahibi kişilere, kiralanmak sureti ile kaynak paketi dışından eşdeğer mal puanlarına karşılık olmak üzere yapılmış olan işlemler ve bu işlemler bağlı olarak verilmiş Kesin Tasa-rruf Belgeleri, 15 Mart 1989 tarihinden başlayarak Eşdeğer Tanzim Komisyonu tarafından gözden geçirilir. Hile, idari hata, yanıltma, yanlış beyan veya yetkinin kötüye kullanılması sonucu elde edilmiş veya verilmiş olduğu saptananlar iptal edilir. Gözden ge-çirilerek geçerliliği onaylanan Kesin Tasarruf Belegleri bu Yasa altında yapılmış addolunur."

Bu maddeden de sarih olarak görülebileceği gibi ilgili şahıslara başından D.B.İ.T. usulü ile verilen ihtilâf konusu arsanın kökeninde yatan karar ilgili komisyon- tarafından gözden geçirilmiş ve onaylanmış olup ilgili karar aynen bu yasa altında verilmiş gibi addolunduğundan, yasal olarak o karar önümdeki olgular muvacehesinde müdahale etmem doğru olmaz. Bu durumda yine bu sebepten de Müstedinin başvurusunu reddetm-ekten başka seçeneğim yoktur.

İlgili şahıs ile Müstedi arasında ihtilâf konusu olan parsel 277/1/10 arsanın Müstedinin yasal olarak tasarrufunda bulundurduğu parsel 279'a hudut teşkil ettiği konusu '1983 Eşdeğer Mal Vermede Öncelikler Tüzüğü' açısından -incelendiğinde bunun da Müstediye bir menfaat sağlamayacağı ortadadır, çünkü mezkûr Tüzüğün amacı, tüzüğün 2'inci maddesine göre Eşdeğer Mal Uygulaması için kaynak olarak tesbit ve ilân edilen bir taşınmaz mala birden fazla talip olması halinde, hangi hak - sahibine verileceğini belirleyecek yöntemi saptamaktadır. Bu başvuruyya ihtilâf konusu arsa pakette olmadığına göre ilgili arsaya Müstedinin parsel 279 malın hemhudut olması Müstediye bir menfaat bahşetmez, çünkü 1983 Eşdeğer Mal Vermede Öncelikler Tüzüğü- bu başvurunun olgularına şamil değildir.

Netice olarak başvuru reddolunur. Meselenin tüm ahval ve şeraitini gözönünde bulundurarak masraflarla ilgili herhangi bir emir verilmez.

Hükmün başında da değindiğim gibi, dava ciddi ve taraflar arasında çok id-dialı bir davadır. Kendini mağdur hisseden tarafın yani, Müstedinin bu karardan istinaf etmesini beklemek doğaldır. Bir an için Müstedinin dosyalaması muhtemel istinafta muvaffak olması halinde benim şimdi okuduğum karar ile birlikte başvuruda 13.6.1988 ta-rihinde verilen ara karar da kendiliğinden ortadan kalkmış olacaktır. İlgili şahıs ihtilâf konusu arsayı dilediği şekilde elden çıkarmakta serbest olacağına göre ve onun böyle bir işlem yapması halinde, Müstedinin istinafta muvaffak olsa dahi tamiri zor, z-arara düçar olacağı ortadadır. Buna fırsat vermemek için 13.6.1988 tarihli ara emrini 30 gün süre ile daha yürülükte bırakmayı uygun görür bu doğrultuda emir veririm.

Şayet Müstedi 30 gün zarfında şimdi okunan karardan istinaf dosya-lamaz ise, 13.6.1988 -tarihli ara emri kendiliğinden ortadan kalkmış olacaktır. İstinaf dosyalanması halinde ise ara emir onun neticesine dek yürürlükte kalacaktır. Bu emri verirken de taraflardan herhangi birine bir haksızlık yapılmış olacağı görülmemektedir.


(Metin A. Hakkı-)
Yargıç

20 Nisan 1990
-
-


162



-


Full & Egal Universal Law Academy