Yüksek İdare Mahkemesi Numara 55/1994 Dava No 21/1996 Karar Tarihi 02.09.1996
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 55/1994 Dava No 21/1996 Karar Tarihi 02.09.1996
Numara: 55/1994
Dava No: 21/1996
Taraflar: Ergül Ekici ile Merkez Bankası vd
Konu: Görevden alma kararının iptali istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 02.09.1996

-D.21/96 YİM 55/94

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Taner Erginel, Nevvar Nolan, Seyit A. Bensen.
Anayasanın 152. maddesi hakkında-.

Müstedi: Ergül Ekici, Okay 7 Apt. Daire 3, Mehmet Akif Caddesi, Lefkoşa.
ile
Müstedaaleyh: 1. KKTC Merkez Bankası, Lefkoşa.
2. KKTC Ekonomi ve Maliye Bakanlığı vasıatsı ile
KKTC, Lefkoşa.
3. KKTC Bakanlar Kurulu vasıtası ile KKTC, Lefkoşa.
- A r a s ı n d a.

Müstedi namına Avukat Menteş Aziz adına Avukat Savaş Atakan.
Müstedaaleyh no 1 namına Avukat Ümit Özdil.
Müstedaaleyh no 2 ve 3 namına Kıdemli Savc-ı Müjgan Irkad.
İlgili Şahıslar namına Avukat Ümit Özdil.



H Ü K Ü M

Taner Erginel: Müstedi, kendisini KKTC Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı görevinden alan karara karşı bu başvuruyu dosyalamış bulunmaktadır ve bu konuda Bakanlar Kurulu tarafından 12-.2.94 tarihinde verilmiş kararın iptalini talep etmektedir. Başvurunun olguları Sn. Nevvar Nolan'ın kararında yeterince belirtildiği için bunları tekrarlama gereği duymuyorum.

Başvuruda tartışma konusu son derece basittir ve tamamen yasaldır. 35/87 sayıl-ı Merkez Bankası Yasasının 15(1) maddesine göre bankanın başkan yardımcıları Başbakan tarafından, Bakanlar Kurulunun onayı ile atanır ve görevden alınır.

Yasanın 15(1) maddesi şöyledir:

"15(1). Bankanın iki Başkan Yardımcısı olup, Başbakan tarafından Ba-kanlar Kurulunun onayı ile beş yıl için atanırlar. Bu süre sonunda yeniden atanmaları mümkün olup süre bitiminden önce aynı yöntemle görevden alınabilirler."

-Müstedi bu maddeye dayanılarak Başbakanın önerisi üzerine Bakanlar Kurulunun 12.2.94 tarihli kararı ile görevden alındı. Bakanlar Kurulu kararına ilişkin Ekonomi ve Maliye Bakanlığının KKTC Merekz Bankası Başkanlığına yazdığı 14.2.94 tarihli yazı şöyledir-:

"KKTC Bakanlar Kurulu 12.2.94 gün ve A-149-94 sayılı kararı ile 35/87 sayılı Merkez Bankası Yasası'nın 15. maddesinin verdiği yetkiye istinaden, KKTC Merkez Bankası Yardımcılıkları görevinde bulunan Süleyman Ali ve Ergül Ekici'nin bu görevlerinden alınm-alarına ve yerlerine Esat Tezeren ile Kasım Şahoğlu'nun 5 yıllık süre için atanma-larına karar vermiştir."

Bu yazıda iki hata bulunmaktadır.

A) KKTC Merkez Bankası Yardımcılıkları sözcükleri KKTC Merkez Bankası Başkan Yardımcılıkları olarak yazılmalıydı-. Yani bir hata sonucu yazıda Başkan sözcüğü yer almamıştır. Gerçi yazıda KKTC Merkez Bankası Yardım-cıları sözleri ile kimlerin kastedildiği açıkça anlaşılmaktadır. Ancak en küçük bir usulsüzlüğün hatta bir daktilo hatası veya bir dil sürçmesinin davanın -kaderini etiklediği şekilci hukuk anlayışı içinde bu da bir sorun yaratabilirdi.

B) Bakanlar Kurulu sekreterinin kaleme aldığı karar metninde ve Ekonomi ve Maliye Bakanlığının 14.2.94 tarihli yazısında kararın Başbakan tarafından alındığı ve Bakanlar Kur-ulunun bu kararı onayladığı yazılmalıydı. Halbuki sözkonusu yazıda Başbakandan hiç söz edilmemiş ve kararın Bakanlar Kurulu tarafından alındığı ifade edilmiştir. Yazıda 35/87 sayılı Yasanın 15(1) maddesine gönderme yapılmıştır. Bu durumda ya karar alınırke-n ya da karara ilişkin yazılar yazılırken 15(1) maddenin dikkatle okunmadığı anlaşılmaktadır. Gereçi daha sonra bu hata yönetim tarafından farkedilmiş ve yazışmalarda görevden alma kararı 15(1)'e uygun olarak ifade edilmeye başlanmıştır. Örneğin Başbakan M-üstediye yazdığı 28.4.94 sayılı yazıda kararı kendisinin aldığını ve 12.2.94 tarihinde Bakanlar Kurulunun onayaldığını belirtmiştir. Ne var ki daha sonra yazılan yazılar hatayı düzeltmeye yetmemiş ve önce Bakanlar Kurulu kararında sonra Ekonomi ve Maliye B-akanlığının 14.2.94 tarihli yazısında görülen hata ciddi bir tartışma konusu olarak Mahkemenin önüne gelmiştir.

Karşımıza çıkan sorun hukukta sık sık karşılaştığımız usulsüzlük - hükümsüzlük (irregularity-nullity) tartışmasına paralel bir tartışmadır. Şe-kilci hukuk anlayışına göre yapılan işlemde en küçük bir hata, hatta bir daktilo hatası veya dil sürçmesi işlemin yok sayılması soncuunu doğruduğu için 12.2.94 tarihli kararın da yok sayılması gerekmektedir. Ne var ki Yargıtay/Hukuk 74/87 (D.31/88), Yargıt-ay/Hukuk 48/93 (D.17/94), Yargıtay/Hukuk 65/89 (D.21/90) ve diğer davalarda açıkladığım gibi şekilci hukuğun anlamsızlığından ve adaletsizliğinden kurtulmak için İngiltere'de 1852'den başlayarak bir hukuk reformu yaşanmıştır. (Gör: Odgers on Pleadings and -Practice 20 edition sayfa 80). Buna bezner reformlar Avrupa'nın diğer ülkelerinde de gerçekleşmiştir. Reformlar sonucu İngilter'de ve tüm dünyada küçük hatalar nedeniyle işlemleri iptal etmiyen daha adil bir hukuk anlayışı hakim olmuştur. Buna rağmen zaman- zaman geriye dönüşler olmakta ve gerek ülkemizde gerekse diğer ülkelerde mahkemelerin teknik hatalar nedeniyle işlemleri iptal ettiği görülmektedir. İngilere'de 1963 yılında verilmiş Re Pritchard (1963) 1 A.E.R. sayfa 879 davasında bu konu tarışılmıştır. -Belirttiğim reformu yaşadıktan sonra örneğin 1887 yılında İngiltere'de yargıçlar "artık teknik bir nedenle, basit bir hata yüzünden İngiliz Mahkemelerinde haklı olan taraf davasını kaybetmiyor" diye övünmekteydiler. Buna rağmen 1963'de verilen Re Pritchard- davasında çoğunluk kararında teknik nedenlere fazla önem verilmesi Lord Denning'in şiddetle tepki göstermesine neden olmuştur.

Re PRITCHARD (1963) 1 A.E.R. sayfa 879 davasında azınlıkta kalan Lord Denning, şunları söylemiştir.

"My brethern takle a diff-erent view. They think the defect is fatal and that the palintiff must be driven from the judgement seat without a hearing. I greatly regert that this should be so: quite recently in PONTIN v. WOOD, Holroyd Pearce, L.J. recalled the proud boast of Bpwen, L-.J.:

"It may be asserted without fear of contradiction that it is not possible in the year 1887 for an honest litigant in Her Majesty's Supreme Court to be defeated by any mere technicality, and slip, any mistaken step in his litigation."

The present cas-e, and some others which I have quoted, show that in this year, 1963, the assertion can no longer be made, We have not followed -the handwriting of our predecessors. We have marred our copy-book with blots, and the more's the pity of it."

Lord Denning'in tepkisine katılmamak olası değildir. Çünkü geçmişte insanlık şekilci hukuk anlayışından çok acı çekmiştir. Hukukta mantık ve ada-let bırakmayan bu analyıştan kurtulmak için büyük çabalar harcanmıştır.

Şekilci hukuğun terkedilmesinden sonra usul hataları daha farklı bir süzgeçten geçirilerek değerlendirilmeye başlanmıştır. Teknik bir nedenle veya usulsüzlük nedeniyle işlemin yok sa-yılabilmesi için yapılan hatanın önemli bir hata olması gerktiği kabul edilmiştir. Buna göre bir hatanın işlemi geçersiz hale getirebilmesi için kuralın amacını göz önünde bulundurmak ve bu amaca aykırı hareket edilip edilmediğini saptamak zorundayız.

35-/87 sayılı yasanın 15(1) maddesinin amacı KKTC Merkez Bankası Başkan Yardımcılarının, Başkan tarafından, Bakanlar Kurulunun onayı ile görevden alınabilmesidir. Bu olayda da Müstedinin görevden alınması aynen böyle olmuştur. Başbakanın alması gerken kararı -bir Bakan almış olsa veya Başbakan aldığı kararı hiç Bakanlar Kuruluna götürmemiş olsa ortada bir yetki tecavüzü olacaktı. O zaman 15(1) maddeye aykırı harket edildiği ve yapılan işlemin geçersiz olduğu sonucuna rahatlıkla varabilirdik. Ancak burada Başbak-anın önerisi üzerine Bakanlar Kurulunun oybirliği ile verdiği bir karar vardır. Müstedi avukatına göre Başbakan, Bakanlar Kurulunda konuşmadan önce "ben böyle bir karar verdim onayınıza sunuyorum" demiş olsa ve daha sonra yazılan yazılarda "Başbakanın aldı-ğı karar Bakanlar Kurulu tarafından onaylandı" denmiş olsa hiç bir sorun kalmıyacaktı. Ne var ki olayda yapılan işlem de bundan farklı değildir. Başbakan karar vermemiş olsa böyle bir öneriyi yapmıyacaktı. Bakanlar Kurulunun onaylaması ise aynen 12.2.94 ta-rihinde verdiği gibi bir kararla mümkündü. Görüleceği gibi burada sorun yapılan işlemin hatalı olmasından veya yasaya aykırı olmasından değil yapılan işlemle ilgili olarak yazılan yazılardan kayanklanmaktadır. Diğer bir ifadeyle işlem yasaya uygun olarak y-apılmış ve yazılan yazılarda hangi maddeye dayanıldığı açıkca belirtilmiştir. Buna rağmen yazılarda kelime eksiklikleri ve hataları olduğu görülmektedir. Şekilci hukuk anlayışı dışında hiçbir anlayışın önem vermediği bu tür hatalar nedeniyle verilen kararı- geçersiz saymasının doğru olmadığı görüşündeyim.

Yukarıdaki nedenlerle başvurunun red ve iptal edilmesine taraftarım.
Nevvar Nolan: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı Müstediye 14.2.1994 tarih ve B/008 sayılı bir yazı gönderdi. Mahkeme-ye Emare 6(1) olarak ibraz edilen bu yazının içeriği aynen şöyledir:

"Bankamızda Başkan Yardımcısı olarak sürdürdüğümüz görev, ilişikteki Ekonomi ve Maliye Bakanlığı'nın 14 Şubat, 1994 tarih ve EMB 62/79 sayılı yazıları ve bu konudaki Bakanlar Kurulu'nun -12.2.1994 ve A-149-94 sayılı kararı ile son bulmuştur. Bu güne kadar bankamıza vermiş olduğunuz hizmetlere teşekkür eder, bundan sonraki yaşantınızda sağlık ve başarılar dilerim."

Merkez Bankası Başkanı'nın yukarıdaki yazısında konu ettiği Ekonomi ve Mal-iye Bakanlığı'nın 14.2.1994 tarih ve EMB 62/79 sayılı yazısı da şöyledir:

"KKTC Bakanlar Kurulu 12.2.94 gün A-149-94 sayılı kararı ile 35/87 sayılı Merkez Bankası Yasası'nın 15. maddesinin verdiği yetkiye istianden, KKTC Merkez Bankası Yardımcılıkları gör-evinde bulunan Süleyman Ali ve Ergül Ekici'nin bu görevlerinden alınmalarına ve yerlerine Esat Tezeren ile Kasım Şahoğlu'nun 5 yıllık süre için atanmalarına karar vermiştir."

Bakanlar Kurulu'nun 12.2.94 tarih ve A-149-94 sayılı kararı 1.3.94 tarihli Resm-i Gazetenin Ek IV'ünde 16 sayılı Amme Enstrümanı olarak yayınlandı. Yayınlanan karar aynen aşağıdaki gibidir:

"Bakanlar Kurulu, 35/1987 sayılı Merkez Bankası Yasası'nın 15. maddesinin verdiği yetkiye istinaden, KKTC Merkez Bankası Yardımcılıkları görevind-e buluann Süleyman Ali ile Ergül Ekici'nin bu görevlerinden affedilmelerine ve yerlerine Esat Tezeren ile Kasım Şahoğlu'nun 5 yıllık süre için atanmalarına karar verdi."

Burada hemen belirtmeliyiz ki kararda yer alan "Merkez Bankası Yardımcılıkları görev-inde bulunan ." ifadesi aslında Merkez Bankası Başkan Yardımcılıkalrı görevinde bulunan ." olarak algılanmalı, kabul edilmelidir.

Müstedi Yüksek İdare Mahkemesine başvurarak 12.2.94 tarih ve A-149-94 sayılı Bakanlar Kurulu kararının hükümsüz ve etkisiz o-lduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair karar talep etmeketdir. Müstedi avukatına göre Müstediyi görevden alma yetkisi Bakanlar Kurulunun değil, Başbakanındır. Merkez Bankası Başkan Yardımcısı olan Müstedi Başbakan tarafından ve Bakanlar Kurulun-un onayı alındıktan sonra görevden alınabilir. Müstedi kendisini görevden almağa yetkili Başbakan tarafından değil de Bakanlar Kurulu tarafından görevden alınmıştır; bu nedenle Müstediyi görevden alan karar yetkisiz alınmıştır, hükümsüz ve etkisizdir.

Ge-rek Müstedaaleyh No.1'i temsil eden avukat, gerekse Müstedaaleyh No.2 ve No.3'ü temsil eden Başsavcılık Müstediyi görevden alan kararın Bakanlar Kurulu tarafından değil, Bakanlar Kurulunun onayı ile Başbakan tarafından alındığını ileri sürmektedirler. Başs-avcılık Başbakanın kararını Bakanlar Kuruluna götürdüğünü ve Bakanlar Kurulunun da kararı onayladığını ancak Bakanlar Kurulunun Resmi Gazetede ilan edilen bu oylama kararının sehven sadece karar olarak kaleme alınıp ilan edildiğini, Bakanlar Kurulunun kara-rdan da görülebileceği gibi 35/87 sayılı Yasanın 15. maddesinin kendisine verdiği yetkiye istinaden hareket ettiğini, konu 15. maddenin Bakanlar Kuruluna verdiği yetkinin onay kararı alma yetkisi olduğunu ve Bakanlar Kurulunun da onay kararı aldığını ileri- sürmektedir.

Merkez Bankası Başkan Yardımcılarının atanmalarını ve görevden alınmalarını düzenleyen 35/87 sayılı Merkez Bankası Yasasının 15(1) maddesidir.

"15(1) Bankanın iki Başkan Yardımcısı olup, Başbakan tarafından Bakanlar Kurulunun onayı ile beş- yıl için atanırlar. Bu süre sonunda yeniden atanmaları mümkün olup süre bitiminden önce ayni yöntemle görevden alınabilirler."

Müstedi ile Müstedaaleyhler Merkez Bankası Başkan Yardımcılarının Başbakan tarafından Bakanlar Kurulunun onayı ile görevden al-ınabilecekleri hususunda görüş birliğindedirler; zaten 35/87 sayılı Yasanın yukarıda verilen 15(1) maddesi bu konuyu net bir şekilde düzenlemiştir. Merkez Bankası Başkan Yardımcılarından biri olan Müstediyi görevinden Bakanlar Kurulunun onayı ile Başbakan -alabilir. Müstediyi görevden alma yetkisi Başbakandadır; ancak Başbakan Müstediyi Bakanlar Kurulunun onayı ile görevden alabilir.

1.3.94 tarihli Resmi Gazetenin Ek IV'ünde 16 sayılı Amme Enstrümanı olarak yayınlanan Bakanlar Kurulunun 12.2.94 tarih ve A--149-94 sayılı kararına bakıldığında Bakanlar Kurulunun müstedinin görevinden alınmasına karar verdiği görülmektedir. Konu karara göre Müstediyi görevden alan ve yerine bir başkasının atanmasına karar veren Bakanlar Kuruludur. Başsavcılık, yukarıda da yer a-ldığı gibi, kararın içeriğinde Bakanlar Kurulunun 35/87 sayılı Yasanın 15. maddesinin kendisine verdiği yetkiye istinaden karar aldığının ifade edildiğini, 15. maddenin Bakanlar Kuruluna onay kararı alma yetkisi verdiğini ve Bakanlar Kurulunun da onay kara-rı aldığını, ancak bu onay kararının sehven sadece karar olarak kaleme alınıp ilan edildiğini ileri sürmektedir. 35/87 sayılı Yasanın 15(1) maddesi, Merekez Bankası Başkan Yardımcılarının Başbakan tarafından atanmalarında ve görevden alınmalarında, Bakanla-r Kurulunun onayının arandığını ifade etmektedir. Başsavcılığın Bakanlar Kurulunun 12.2.94 tarih ve A-149-94 sayılı kararının ifade edilen 15. madde ışığında bir onay kararı olduğu iddiası kanımca sadece olması gerekeni ortaya koymağa yönelik bir iddiadır.- Bakanlar Kurulunun 12.2.94 tarih ve A-149-94 sayılı kararı Müstedinin Başbakan tarafından görevden alınmasına ve yerine bir başkasının atanmasına onay veren bir karar olmalıdır; Başsavcılık da yukarıda belirtildiği gibi bu görüştedir. Konu kararın ise olm-ası gerektiği gibi olmadığı görülmektedir. Zaman zaman olması gerekenle olan farklı şeyler olabiliyor. Mahkemeye sunulan şahadetten konu kararın önergeli bir karar olmadığı ve tutanak da tutulmadığı anlaşılmaktadır. Bakanlar Kurulunun konu kararı okunduğun-da Müstedinin görevden alınmasına ve yerine bir başkasının atanmasına Bakanlar Kurulunun karar vediği görülmektedir, halbuki Müstediyi görevden almağa ve yerine bir başkasını atamaya yetkili olan Bakanlar Kurulu değil Bakanlar Kurulunun onayı ile Başbakand-ır. Müstediyi görevden alan Başbakan olmalıdır. Başbakanın Müstediyi görevden alan kararı, tasarrufu nerede?

Müstedi 13.4.94 tarihinde işbu başvuruyu dosyalayıp Bakanlar Kurulu tarafından görevden alındığını, halbuki kendisini görevden alma yetkisinin Ba-şbakanda olduğunu iddia ettikten ve bu nedenle Bakanalr Kurulunun kendisini görevden alan 12.2.94 tarih ve A-149-94 sayılı kararının hükümsüz ve etksiz olduğuna dair Yüksek İdare Mahkemesinden karar talep ettikten sonra Başbakanın Müstediye hitap eden 28.4-.94 tarihli Emare 13 yazısı vardır. Başbakanın Emare 13 yazısı aynen şöyledir:

"35/87 sayılı Merkez Bankası Yasasının 15(1) fikrasının verdiği yetkiye istianden ve 12.2.94 tarih ve A-149-94 sayılı Bakanlar Kurulu kararının onayı ile karar tarihinden geçer-li olmak üzere KKTC Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı görevinden alınmış bulunuyorsunuz.

Bilgi ve gereğini saygılarımla rica ederim."

Başbakanın Merkez Bankası Başkanlığına yazdığı 1.11.95 tarihli yazı da Emare 19 olarak ibraz edilmiştir. Başbakanın E-mare 19 yazısında şu ifadeler yer almaktadır.
"Bilindiği üzere 35/87 sayılı KKTC Merkez Bankası Yasasının 15(1) maddesinin verdiği yetkiye istinaden 12.2.1994 tarih ve A-149-94 sayılı Bakanlar Kurulunun onay kararı ile Sn. Ergül Ekici Merkez Bankası Başkan- Yardımcılığı görevinden alınmıştır. Başbakanlığın 12.2.94 tarih ve A-149-94 sayılı kararına istinaden Sn. Ergül Ekici'ye muhatap olarak gönderilen 28.4.94 tarihli yazı adı geçene bugüne kadar tebliğ edilmemiştir. Tebligatın bugüne kadar yapılmaması görevd-en alma işlemini tamamlamamıştır..."

Başbakanın 1.11.95 tarihli Emare 19 yazısından Başbakanın Müstediyi muhatap alan 28.4.94 tarihli Emare 13 yazısının Müstediye tebliğ ettirilmediği anlaşılmaktadır. Olaya bütünselliği içerisinde bakıldığında Başbakanın- Müstediyi Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı görevinden alan Müstediye karşı etkili bir karar veya işlemi görülmemektedir.

Müstedaaleyhler, Müstedinin, 1992 yılında Merkez Bankası Başkan Yardımcılığına, görevden alındığı yöntemle atandığını, atanma kara-rından şikayet etmediğini, bu nedenle görevden alma kararından da şikayet edemeyeceğini de ileri sürdüler. Müstedi 1992 yılında Yönetim tarafından Merkez Bankası Başkan Yardımcılığına atandı, görevlerini yerine getirdi, yetkilerini kullandı. Kendi atanması-nda olabilecek bir hatayı saptamak ve bundan yakınmak Müstediden beklenen bir davranış olmasa gerek. Müsetdaaleyhlerin bu iddiasını benimsemiyorum.

Sonuç olarak Müstediyi Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı görevinden alan ve yerine bir başkasını atayan 1-.3.94 tarihli Resmi Gazetenin Ek IV'ünde 16 sayılı Amme Enstrümanı olarak yayınlanan 12.2.94 tarih ve A-149-94 sayılı Bakanlar Kurulu kararının hükümsüz ve etksiz olduğu görüşündeyim.

Seyit A. Bensen: Sayın Yargıç Taner Erginel ile Sayın Yagrıç Nevvar Nol-an'ın okudukları kararları önceden okuma fırsatı buldum. Sayın Yargıç Nevvar Nolan'ın hükmünde belirttiklerine ve vardığı sonuca katılırım.

Mahkeme: Sonuç olarak başvuru oyçokluğu ile kabul edilir ve Bakanalr Kurulu'nun 12.2.94 tarihli A-149-94 sayılı kar-arı iptal edilir.

Masraflar için emir verilmez.

(Taner Erginel) (Nevvar Nolan) (Seyit A. Bensen)
Yargıç Yargıç Yargıç

2 Eylül 1996



-












-





-


1



-


Full & Egal Universal Law Academy