Yüksek İdare Mahkemesi Numara 55/1984 Dava No 37/1988 Karar Tarihi 17.11.1988
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 55/1984 Dava No 37/1988 Karar Tarihi 17.11.1988
Numara: 55/1984
Dava No: 37/1988
Taraflar: Türkiye İş Bankası A.Ş. ile İskân Bakanlığı
Konu: Kiralama kararının iptali istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 17.11.1988

-D.37/88 YİM 55/84

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede
Yargıç Hami Atalay Huzurunda
Anayasanın 152. Maddesi hakkında

Müstedi: Türkiye İş Bankası- A.Ş. Lefkoşa.
- ile -
Müstedaaleyh: KKTC İskân Bakanlığı ve/veya İskân Dairesi Müdürlüğü
vasıtasıyle KKTC, L/şa.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: A. Mithat Berberoğl-u.
Müstedaaleyh namına: Mehmet A. Şefik.
İlgili şahıs namına: Kıvanç M. Rıza - Ali Rıza Görgün.



Yasa Maddesi: 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasası ile KTFD Anayasasının 118. maddesi.

İstemin Özeti: Müstedinin kirasında bulunan işyer-inin devletle olan kira mukavelesinin hitamından itibaren, eşdeğere kaynak olmak üzere ilgili şahsa verilmesini öngören Müstedaaleyh kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesi istemi.

OLAY: Fasıl 113 tahtı-nda kayıtlı bir şirket olan Müstediye kira ile Girne'de başvuru konusu iş yeri tahsis edildi. Bilahâre kira sözleşmesinin hitamında iş yerinin eşdeğere kaynak olmak üzere ilgili şahsa kiralanma- sına karar verildi. Başvuru bu karardan yapıldı.

SONUÇ: Müst-edi, İdare Heyeti T.C. vatandaşlarından oluşan ve KTFD'de Fasıl 113 tahtında kayıtlı tüzel kişiliğe haiz bir ortaklıktır. Buna göre 41/77 sayılı Yasasının 3. maddesi gereğince hak sahibi olabilmesi için Türk yurttaşı olması gerekir. Türk yurttaşını ise Yas-a açıkca tarif etmektedir. Türk yurttaşı KTFD Türk yurttaşları demektir. Yönetim Kurulu TC vatandaşlarından oluşan bu tüzel kişiliğin KTFD yurttaşı olması imkân- sızdır. Şirket Ticaret Bakanlığı Şirketler Mukayyitliği'nde Yabancı Tüzel kişi statüsünde kayı-tlı bir şirkettir. Bundan hareketle "hak sahibi" kapsamına girmemektedir. Hak sahibi olmadığına göre meşru menfaatinden de söz edilemez.
Başvuru redolunur.

Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
YİM 99/78 sayılı Teki M. Bodamyalızade ile Maliye Bakanlı-ğı, Personel Dairesi arasındaki Yüksek İdare Mahkemesi kararı.



H Ü K Ü M

Müstedi 21.6.1984 tarihinde yaptığı başvuru ile Girne'de halen Müstedinin kullanımında bulunan Hürriyet Caddesi, 28 D. numaralı işyerinin Müstedi ile Devlet Emlâk ve Malzeme Dair-esi arasında mevcut kira mukavelesinin hitamından itibaren eşdeğere kaynak olmak üzere ilgili şahıs olan Lefkoşa'lı Berin Ali Riza'ya verilmesi Müstedaaleyhçe uygun görülen karar veya işlemin hükümsüz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar v-erilmesini istemektedir.

Müstedi başvurusunu KTFD Anayasasının 118. maddesine dayandırmış- tır. Müstedi, ayrıca bu başvurunun 27/82 sayılı yasa ile değiştirilmiş olan 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasası hükümlerine dayandırmış- tır-.

Müstedi başvurusunda Türkiye'de kurulmuş, Fasıl 113 Şirketler Yasası uyarınca Kıbrıs'ta kaydedilen ve Şirketler Mukayyitliğince tescil edilmiş bir kurum olup tüzel kişiliğe sahip olduğunu, askeri bakımdan sakıncalı görülen bir taşınmaz malın sahibi old-uğunu, 1977 yılında Girne'de bir şube açma kararını verdiğinde İskân Bakanlığına müracaat ederek, Hürriyet Caddesi No.77'de kâin işyerinin tahsisini istediğini, İDK. (İnceleme ve Dağıtım Komisyonu)'nun 5.4.1977 tarihli kararı ile söz konusu binanın kira mu-kabilinde kendilerine tahsis edildiğini, 1 Mayıs 1977'den beri söz konusu işyerini akdi kiracı olarak tasarruflarında bulundurduklarını, kira müddetinin 30.4.1985 tarihine kadar yenilenmiş olduğunu ancak İskân Bakanlığı tarafından söz konusu taşınmaz malın- Lefkoşa'lı Berin Ali Riza adında bir şahsa 30.4.1984 tarihinden itibaren eşdeğere kaynak olmak üzere verilmesinin uygun görüldüğünü, bunun bir tahsis olmadığını, müstedinin Mağusa Tapu Dairesine kaydettirdiği İTEM 13 forması uyarınca verilmesi gereken T c-etvelini henüz alamadığını ve puan durumunu da bilmediğini, Berin Ali Riza'ya 30.4.1984 tarihinden itibaren verilmesinin uygun görülmesi ifade edilen karar veya işlemin haksız ve mevzuata aykırı olduğunu hak ve menfaatlerini etkilediğini iddia ederek ipta-lini talep etmektedir.

Başvuru ile birlikte Müstedi ayrıca mahkemeden bir ara emri alarak başvuru neticesine kadar söz konusu taşınmaz malın herhangi bir şahısa tahsisinin yapılmaması veya kesin tasarruf belgesi verilmemesi hususunu sağlamıştır.

Gerek -müstedaaleyh ve gerekse ilgili şahıs durumundaki Berin Ali Riza, bu başvuruya karşı itirazname dosyalamışlardır. Müstedaaleyh itiraznamesinde özetle, müstedinin sözkonusu taşınmaz mal üzerindeki yasal tasarrufu ve meşru menfaatinin olmadığını, aralarındaki- kira mukavelesinin sona erdiğini, yasal kiracı olmadığını, 41/77 sayılı Yasa tahtında hak sahibi olmadığını, sözkonusu taşınmaz malın güneyde çok mal bırakmış ve hiçbir şey almamış Berin Ali Riza'ya eşdeğere kaynak olmak üzere verildiğini, Müstedinin ise -güneyde herhangi bir mal varlığı olmadığını belirtmiştir.

İlgili şahıs ise itiraznamesinde iptidai itirazda bulunarak bu itirazlarını A'dan G'ye kadar sıralamıştır. Ayrıca itiraznamesinde hiçbir zaman Müstediye yasal tahsis yapılmadığını, hak sahibi oldu-ğunu, 3 milyon puanı olduğunu ve Müstedinin başvurusunun haksız ve mesnetsiz olduğunu belirtmiştir.

Sözkonusu başvuru 1984 yılında dosyalandığı halde ilgili şahsa tebliğ yapılmaması, ada dışında ve tedavide olması nedeniyle çeşitli ertelemelere uğramıştı-r.

20.9.1988 tarihinde ilgili şahıs tarafından yapılan bir müracaatta, esas başvurunun duruşmasına gidilmesinden önce itirazlarında belirtilen ön itirazların öncelikle görüşülmesi hususu talep edilmiş ve bu istida maksatları için müracaat dinlenmiştir. -Yapılan bu istidaya Müstedi taraf herhangi bir itirazda bulunmamıştır.

Ön itirazların dinlenmesi esnasında istidayı yapan ilgili şahıs avukatı Mahkemeye müracaatta bulunarak ön itirazı yedi sebebe dayandırmakla beraber sadece ön itirazın (G) paragrafının- ele alınıp karar verilmesini talep etmiştir.

Yapılan bu beyana ne Müstedi ve ne de Müstedaaleyh herhangi bir itirazda bulunmamışlardır.

Bu bakımdan Mahkeme de sadece ön itirazın (G) paragrafını inceleyerek bu hususta bir karara varma yönüne gidecektir-.

İlgili şahıs tarafından öncelikle ele alınıp karar verilmesi istenilen iptidai itirazın (G) fıkrası aynen şöyledir:

"Müstedi, Türkiye'de kurulmuş ve Fasıl 113 Şirketler Yasası uyarınca Kıbrıs'ta kaydedilen bir kurum olarak gerek 41/77 5/81 ve gerekse -27/82 sayılı İskân Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasaları altında belirtilen 'Hak Sahibi Türk Yurttaşı' tanımının dışındadır ve/veya ahar surette KKTC'de gayrimenkul mal sahibi olmak hakkına sahip değildir ve/veya müstedi bir tüzel kişilik ile ilgili olara-k kişiler karşısında priority iddia edemez."

İptidai itirazın dinlenmesine karar verildikten sonra ilgili şahıs ve Müstedi bazı belgeleri emare olarak Mahkemeye sunmuşlardır. Taraflar bundan başka, şahadet ibraz etmemişler, yaptıkları beyana göre bu mese-lede önceden karar verilmesini talep etmişlerdir.

İlgili şahıs, özetle beyanında iptidai itirazının (G) fıkrasında belirttiği şekilde Müstedinin başvuruyu ileri götürebilmesi için hak sahibi olması ve meşru menfaatinin bulunması gerektiğini, ancak 41/77 -sayılı İskân Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasına göre Türk Yurttaşı olmayan Müstedinin denizaşırı bir şirket olarak kaydedildiğini, yönetimin T.C. uyruklu olan kişilerin elinde bulunduğunu, buna göre 41/77 sayılı yasanın 3. Maddesinde öngörülen "Türk Yu-rttaşı" anlamına gelmediğini belirterek başvurunun şimdiden reddedilmesini talep etmiştir.

Müstedi de buna cevaben yönetim ile denetimin ayni şey olmadığını, çünkü bu şirketin gerek Bankalar Yasası ve gerekse Hüseyin Erdal & Co. Denetiminde ve dolayısıyl-e KKTC denetiminde olduğu için yasanın bunu kapsadığını ve buna göre de başvurunun dinlenmesi gerektiğini belirtmiştir.

Müstedaaleyh durumundaki savcı da ilgili şahıs avukatının söylediklerine iştirak etmiştir.

Yapılan beyanlar ve ibraz edilen emareler- Mahkemece esaslı bir şekilde incelenmiştir.

Müstedinin başvurusunda başarılı olabilmesi için evvelâ haksahibi olması ve buna göre de meşru menfaati bulunması gerekir.

KKTC Anayasasının 152. Maddesinin (2). fıkrası okunduğunda şunları görmek mümkündür:-

-"152.(2). Böyle bir başvuru, sahip olduğu meşru bir menfaati, bu gibi karar veya işlem veya ihmal yüzünden olumsuz yönde ve doğrudan doğruya etkilenen kişi tarafından yapılabilir."
-
Bir menfaatin meşru sayılabilmesi için yasal bir duruma dayanması gerekir. Bu bakımdan evvelâ Müstedinin bu başvuruyu dosyalamaya yasal bakımdan haklı olup olmadığını araştırmak ve bir karara varmak lâzımdır.

Yasa araştırıldığında 27/1982 sayılı yasa i-le değiştirilmiş olan 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının 3. tefsir maddesini incelemek gereklidir.

Bu yasanın 3. maddesi tefsirle ilgili olup diğer şeyler meyanında "Hak Sahibi"nin ne olduğunu izah etmektedir. Buna göre özel ve t-üzel kişi Türk Yurttaşı olmak kaydıyle Yasanın hak sahipliği kapsamına girmektedir. Bundan da anlaşıldığına göre hak sahibi olabilmek için evvelâ Türk Yurttaşı olmak gerekmekte ve daha sonra da "Türk Yurttaşı"nın ne olduğunu yasa açıkca yazmaktadır, ki o d-a şöyle tarif edilmektedir.


"Türk Yurttaşı, Kıbrıs Türk Federe Devletinin Türk Yurttaşlarını anlatır ve Türk Yurtaşlarının denetiminde bulunan tüzel kişileri de kapsar."


Eğer başvuru sahibi hakiki şahıs olsa idi tefsiri daha kolaydı. Yasa "Türk Yurtt-aşı"nın neyi kastettiğini açıkca yazmaktadır. Türk yurttaşı demek, K.T.F. Devletinin Türk Yurttaşları demektir. Ancak burada sözkonusu olan başvuru sahibi bir tüzel kişidir. Türk Yurttaşı mıdır, değil midir, bunu incelemek gerekir.

Huzurumda ibraz edilen- emare I incelendiğinde şunları görmek kabildir:


Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Resmi Kabz Memurluğu ve Mukayyitlik Dairesi,
Şirketler Mukkayyitliği

Y.Ş.1

BİR YABANCI ŞİRKET TESCİL BELGESİ
(Fasıl 113, Limited Şirketler Yasası, Madde 346 altında)

Kıbrı-s Türk Federe Devleti Bakanlar Kurulu'nun 22.10.1974 gün ve 5754 sayılı kararına dayanılarak Türkiye Cumhuriyeti Yasaları altında kurulmuş sınırlı sorumlu bir şirket olan TÜRKİYE İŞ BANKASI A.Ş.'nin mukayyitliğimiz nezdinde Y.Ş.1 Kayıt No.'su ile Fasıl 113-. Limited Şirketler Yasasının 346. maddesi altında bir yabancı şirket olarak 22.10.1974 tarihinde tescilinin yapıldığı bu belge ile onaylandır.

21 Haziran 1983 günü Lefkoşa'da tarafımdan imzalanmıştır.

(İmza) Lütfi Esendağ
Şirketler Mukayyidi.

Aslı gi-bidir.
Şirketler Mukayyidi.
(İmza ve Mühür)"

Emare I incelendiğinde Şirketler Mukayyidinin müstedi İş Bankasını Fasıl 113 Limited Şirketi Yasasının 346. maddesi altında bir yabancı şirket olarak tescil ettiği ve Emare II'ye bakıldığında da 24.10.1988 tar-ihli "onay belgesi"ne göre Yönetim Kurulunun bütün Başkan ve üyelerinin T.C. vatandaşı oldukları görülmektedir.

Bunlardan da anlaşıldığına göre Müstedi T.C. yurttaşı olan şahıslardan meydana gelen bir İdare Heyeti ile idare edilmekte ve Kıbrıs'ta mevcut -yasalar gereğince yabancı bir şirket olarak tescil edilmiş tüzel kişiliği haiz bir ortaklıktır.

Bu böyle olduğuna göre, acaba 41/77 sayılı Yasanın 3. maddesi gereğince Türk yurttaşı kapsamına girer mi? Başka bir deyişle, yasanın tüzel kişilikten anladığı- anlam nedir?

Bir şahsın hak sahibi olabilmesi için en başta "Türk Yurttaşı" olması gerekir. "Türk Yurttaşı" ise yukarıda da değinildiği gibi Kıbrıs Türk Federe Devletinin (KKTC) Türk Yurttaşları ve Türk Yurttaşlarının denetiminde bulunan tüzel kişileri- kapsamaktadır.

Bundan çıkarılan anlam gayet açıktır. Tüzel kişilerin, Türk Yurttaşlarının denetiminde olması halinde yasanın istediği anlamda "Türk Yurttaşı" tefsirine girmektedir. Tüzel kişinin KKTC vatandaşı olan Hüseyin Erdal and Co.'nin denetiminde -olmasının yabancılık durumunu değiştirmeyeceği kanısındayım. Bu bakımdan Müstedinin bu husustaki iddiasına katılmama olanak yoktur. Bir Türk şirketinin yaptığı hesaplarla ilgili denetimin yasasının anladığı mana ile ilgisi yoktur. Eğer sayın Müstedi Avukat-ının yaptığı tefsir kabul edilecek olursa örneğin, bir İngiliz veya Fransız Şirketi dahi mali bakımdan denetimi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti mensuplu bir firma tarafından yapıldığı takdirde yasanın bu maddesinden istifade etmesi gerekecektir ki kanımca y-asa koyucunun gayesi Kıbrıs'ta yasanın anladığı manada Türk vatandaşlarının hak sahipliğini ortaya koymaktır.

Tefsir kurallarına göre bir yasa maddesi tefsir edilirken o maddedeki sözcüklere ilkin basit lügati anlamın verilmesi gerekir. Basit ve lügati a-nlam verildiğinde bir anlam çıkar ve o anlam saçma ve gülünç değilse o takdirde çıkacak mananın makûl, adil veya uygunsuz olup olmadığına bakılmaksızın Mahkemeler ilgili yasa veya maddeyi olduğu gibi uygulamak zorunluluğundadır. Bununla ilgili görünüz: (Yİ-M 99/78 Teki M. Bodamyalızade, Lefkoşa v. Maliye Bakanlığı Personel Dairesi vasıtasıyle Kıbrıs Türk Federe Devleti, Lefkoşa.)

Sözkonusu yasanın ilgili maddesindeki sözcüğe normal ve basit anlam verildiğinde bu anlamın gülünç ve saçma olacağını söylemeğe -imkân yoktur.

Yasa koyucu istemiş olsa idi, çok kolaylıkla Sayın Müstedi Avukatının beyanında olduğu anlamda birkaç sözcük eklemek suretiyle manayı yansıtabilirdi. Eğer Müstedi tarafın iddiası kabul edilecek olursa işte o zaman bütün yabancı şirketlerin -durumu ve tescil şekilleri ne olursa olsun değişecek ve gülünç ve manasız bir durum ortaya çıkacaktı. Türk Yurttaşlarının denetiminden anlaşılan mana kanımca, Tüzel kişiliğin bünyesinde ve denetimindeki mevcut şahısların yurttaşlığı demektir. Halbuki Müs-tedi Tüzel kişi olarak T.C. yasaları altında kurulmuş ve Kıbrıs'ta şube açarak Ticaret Bakanlığı Şirketler Mukayyitliğinde "Yabancı Tüzel Kişi" statüsünde kayıtlıdır. Şirketin denetimi T.C. vatandaşlarının elinde olduğuna göre yasanın anladığı manada "Türk- Yurttaşı" sayılamaz kanısındayım. Tüzel kişiliğin Merkez Bankası Yasaları altında da mali bakımdan denetiminde olması onun yabancı şirket statüsünü değiştirmez.

Bu böyle olduğuna göre yasanın öngördüğü "Hak Sahibi" kapsamına girmemektedir.

Hak sahibi -olmadığına göre de meşru menfaatinden söz etmek imkânsızıdır.

Müstedinin Anayasanın 152(2). maddesine göre meşru bir menfaati bulunmadığına göre böyle bir başvuru yapmağa hakkı yoktur.

Buna göre, ilgili şahsın yaptığı ve Müstedaaleyhin de iştirak ettiğ-i ön itirazın (G) paragrafı Mahkemece kabul edilerek Müstedinin esas başvurunun reddolunması gerekir.

Netice itibarıyle başvuru reddolunur, masraflarla ilgili herhangi bir emir verilmez.


(Hamdi Atalay)
- Yargıç

17 Kasım 1988
-
-

-


257



-


Full & Egal Universal Law Academy