Yüksek İdare Mahkemesi Numara 51/1989 Dava No 22/1989 Karar Tarihi 25.04.1989
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 51/1989 Dava No 22/1989 Karar Tarihi 25.04.1989
Numara: 51/1989
Dava No: 22/1989
Taraflar: Mithat Darbazoğlu ile İskân Bakanlığı vd
Konu: ‘T’ cetveline itiraz
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 25.04.1989

-D.22/89 YİM 51/89

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede
Yargıç Hamdi Atalay Huzurunda
Anayasanın 152. Maddesi hakkında.

Müstedi: Mithat Hasan n/d Mithat- Darbazoğlu, Çatalköy-Girne
-ile-
Müstedaaleyh: 1. İskân Bakanlığı vasıtasıyle KKTC., Lefkoşa.
2. Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Komisyonu
vasıtasıyle KKTC., Lefkoşa
3. İnceleme ve Dağıtım Komisyonu vasıtasıyle KKTC., Lefkoşa.
4. Devlet E-mlâk ve Malzeme Dairesi ve/veya Müdürü vasıtasıyle
KKTC., Lefkoşa.
5. Tapu ve Kadastro ve/veya Müdürü vasıtasıyle KKTC.,
Lefkoşa.
A r a s ı n d a.

-Müstedi namına: Av. Ünsal Çağda.
Müstedaaleyh namına: Savcı Müjgân Irgat.
İlgili şahıs namına: Av. Rifat Reis.



Yasa Maddesi: Yüksek Anayasa Mahkemesi Tüzüğünün 13, 17, 18, 19. maddeleri, Fasıl 6 Hukuk Muhakemeleri Usulü Yasasının 4, 5, 6. maddeleri, 9/7-6 Mahkemeler Yasasının 41. maddesi ve Hukuk Muha-kemeleri Usulü Tüzüğü Emir 48 Nizam 1 ve 2.

İstemin Özeti: Müstedinin yasal tasarrufunda bulunan başvuru konusu taşınmazın, T cetveline işlenmemesi veya Müstediden geri alınması kara- rının tamamen hükümüz- ve etkisiz olduğuna; taşınmazın eşdeğerine karşılık kendisine verilmesine ilişkin dilekçesine Müstedaaleyhlerin cevap vermemesi ve/veya kendisine kesin tasarruf belgesi vermemeleri işleminin yapılmaması gerekli bir ihmal olduğuna; İlgili Şahsa yapılan tah-sis veya icar mukavelesinin tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesi talebi.

OLAY: 1974 Evdim göçmeni olan Müstedinin "T" cetveline yasal tasarrufunda bulunan başvuru konusu taşınmazın, ifraz edilen bir kı-smı işlenmiştir. "T" cetvelinde durumu öğrenen Müstedi, eşdeğeri olmasına rağmen yarım inşaat halindeki evin kendisine verilmemesine itiraz ederek durumu yetkililere bildirmiş ve yapılanın düzeltilmesini istemiştir. Ancak bu arada evin İlgili Şahsa kiralan-dığını öğrenerek işbu başvuruyu dosyalamıştır.

SONUÇ: Müstedi kendi yemin varakasında ifraz işlemini 1988 yılı Haziran ayı ortalarında öğrendiğini belirtmektedir. Bu durum Müstediyi bağlayıcı nitelikte olduğundan, iddiasında haklı olduğunu gösteren bir be-lirti yoktur. Böyle bir belirti olmadığına göre de evvelce verilen ara emrinin kesinleştirilmesine olanak yoktur.
Geçici olarak verilen ara emri red ve iptal edilir.




K A R A R

Müstedi başvurusunda yasal tasarrufunda bulunan Çatalköy, Pafta/Harita- XII.W.2 Parsel 118/1'de kâin taşınmaz malın 118/1/1 ve 118/1/2 olara-k bölünmesi ve/veya ifraz edil-m-e-sinin, DD 11505, 15703, 24939 no'lu T cetvel-lerine kaydedilmemesinin veya Mü-stediden geri alınması kararının tamamen hükümsüz ve etkisiz; 118/1 ve/veya 118/1/2 de kâin yarım inşaat taşınmaz malın eşdeğer malına karşılık kendisine verilmesine ilişkin 29-30 Haziran 1988 tarihli dilekçesine Müstedaaleyhlerin cevap vermem-esi ve/veya kesin tasarruf belg-es-i vermemeleri işleminin yapılma-ması gerekli bir ihmal odluğuna; sözkonusu taşınmaz malın Tepebaşılı Sinem Sadrazam Çakır'a tahsis belgesi verilmesinin veya 9.3.1989 tarihli icar mukavelesinin tamamen hüküms-üz ve etkisiz olduğuna ve herh-a-n-gi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesini talep etmiştir.

Ayni gün yaptığı bir istida ile de Müstedaaleyhlerin ve ilgili şahsın sözkonusu yarım inşaat üzerindeki tasarrufuna ve Müstediden başkasına tahsis etmelerinin veya kiralamasının, kesin tasarr-uf belgesi verilmesinin menine dair bir de ara emri talebinde bulunmuştur.

İstida, Yüksek Anayasa Mahkemesi Tüzüğü Madde 13, 17, 18, 19; Kıbrıs Yasaları Fasıl 6 Madde 4, 5, 9; 1976 Mahkemeler Yasası Madde 41 ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Tüzüğü Emir 48 Niz-am 1, 2'ye dayandırılmıştır.

Mahkeme 23.3.1989 tarihinde istida ve yemin varakasını inceledikten sonra Müstedinin istemleri doğrultusunda tek taraflı geçici bir ara emri vermiştir.

Müstedi yemin varakasında, sair şeyler meyanında, 1974 Evdim Göçmeni ol-up eşdeğer ve tahsis bakımından hak sahibi olduğunu, 1974'den beri sözkonusu malın (118/1 veya 118/1/1 ve 118/1/2 parsel sayılı) yasal tasarrufunda bulunduğunu, DD 15703 no'lu T cetveline Parsel 118/1'in, bilgisi ve izni hilâfına ve yeterli puanı olmasına -rağmen, ifraz edilerek 118/1/1 olarak bölünen kısmının işlendiğini, ifraz işleminden bilgi sahibi olmadığı için 118/1'in tümünün işlendiğine emin olarak itiraz etmediğini, yarım inşaat halindeki evin, kızı için tamir etmeye karar verdiği 1988 ortalarında i-fraz edilmek suretiyle T cetvellerine işlenmediğini öğrendiğini, yetkili makamlara yaptığı müracaatta bu hatanın düzeltileceği vaadi ile 29-30 Haziran 1988 tarihinde kendisine verilmesini istediğini ve yetkililerce güvence aldığını, ancak işlemin tamamlanm-asını beklerken 20.3.1989 tarihinde Sinem Sadrazam'ın bu mala müdahale ettiğini ve inşaat başlattığını gördüğünü, yaptığı araştırmaya göre ilgili şahsın Müstedaaleyhlerin kararı ile ve 9.3.1989 tarihinde yapılan icar mukavelesiyle bu malı icar ettiğini, ta-sarrufunun korunmaması halinde telâfisi imkânsız zarara uğradığını ve geriye dönüşün imkânsız olacağını, Müstedaaleyhlerin işlemlerinin yasaya aykırı olduğunu, çok ciddi dava sebebi olduğunu ve haklı olduğuna dair de kuvvetli belirtiler olduğunu iddia etmi-ştir.

Müstedaaleyhler buna karşı bir itirazname dosyalamışlardır. Müste-daaleyh 1'in Hukuk İşleri Amiri olan Alibey Ahmet özetle yemin varakasında, Müstedinin 75 günlük hak düşürücü süreyi geçirdiğini, sadece parsel 118/1/1'in ifrazından sonra kendisine -tahsisinin verildiğini, daha önce bu parselin Müstediye tahsisli olmadığını, Tarımsal Şubelerin bina ve yarım inşaat bulunan arazileri tahsis yetkileri olmadığını, Müstedinin T cetvellerini 16.10.1986 tarihinde almasına rağmen başvuruyu zamanında dosyalama-dığını, esasen Müstedi ifraz keyfiyetini 1988 ortalarında öğrendiği halde başvuruyu 75 gün içinde dosyalamadığını, ara emrinin ileri gidemeyeceğini belirtmiştir, Müstedinin ayrıca 118/1/2 ile hiçbir dönemde yasal ilişkisi olmadığını, tahsis edilmediğini, k-endisine herhangi bir vaadde bulunulmadığını, 1975'den beri tahsisli olduğunun doğru olmadığını, ifrazdan önce 118/1'in tüm olarak başka bir şahsa tahsisli olduğunu, o şahıstan alındıktan sonra ifraz edilip 118/1/1 kısmının Müstediye verildiğini, haklı dav-ası olmadığı gibi geriye dönüşün çok zor veya imkânsız durumun da mevcut olmadığını belirtmiştir.

İlgili şahıs da bu ara emrine karşı bir itirazname dosyalamıştır. Yemin varakasında sözkonusu malın hiçbir zaman Müstediye kiralanmadığını, buna göre meşru -menfaatının bulunmadığını, Müstedinin Parsel 118/1/2 üzerinde yasal tasarrufu bir an için kabul edilse bile 75 günlük süreyi aştıktan sonra bu başvuruyu dosyaladığını, halen sözkonusu parselin kendisine kiralandığını, Müstedinin haklı bir dava sebebinin ol-madığını, yarım kalan inşaatı tamamlaması için ilgili makamlardan izin belgesi olduğunu, inşaattan dolayı Müstedinin haklarını haleldar edecek bir durum olmadığını, yürütmekte olduğu inşaatın durdurulması halinde meslek sahipleriyle inşaat bağlantısı yapıl-dığı için zarara uğrayacağını, bugüne kadar 20 milyon TL.nı aşkın ödeme yaptığını, fiyatların her geçen gün arttığını, halen yarım inşaatın çatısının kurulduğunu, yağmur ve güneşten çürüme tehlikesi ile karşı karşıya kalındığını, Müstedinin ara emri almağa- hakkı olmadığını belirtmiştir.

İstidanın dinleneceği sırada ilgili şahıs Avukatı bu istida ile ilgili ön itirazları olduğunu söylemiştir.

Ön itirazlardan birisi başvurunun zamanaşımına uğradığı ve diğerinin de Müstedinin meşru menfaatinin olmadığıdır.-

Taraflara yeterli fırsat verildiği halde şahit çağırmamışlar ve yemin varakaları ile yetinmişlerdir. İlgili şahıs Avukatı meşru menfaat olmadığı iddiasını esas başvurunun dinlenmesine bırakmış, ancak hak düşürücü süre üzerinde durmuştur.

Bu argümana g-öre Müstedinin Haziran 1988 sonunda malın ifraz edildiğini ve T cetvellerine işlenmediğini öğrendiği halde 75 günlük hak düşürücü süreyi geçirdiğini, Mahkemeye müracaat etmediğini ve hak sahibi olduğunu gösteren herhangi bir belge de ortaya koymadığını ifa-de ederek ortada dava sebebi kalmadığını iddia etmiştir.

Müstedaaleyhleri temsilen hazır olan savcı da ilgili şahıs Avukatının beyanlarına aynen iştirak etmiştir.

Müstedi avukatı Müstedinin hak sahipliliğinin tartışma konusu yapılmadığını, eşdeğerden d-olayı 75 günlük hak düşürücü süre olamıyacağını, bunu kanıtlamak için duruşma gerektiğini, ihmalin devam ettiğini belirtmiştir.

9/76 sayılı Mahkemeler Yasasının 41(1) maddesine göre herhangi bir meselede ara emri verebilmek için (a) karara bağlanacak ko-nunun ciddi olması, (b) Müstedi olan başvuru sahibinin iddiasında haklı olduğuna dair belirtilenlerin bulunması ve (c) Meni müdahale emri verilmediği takdirde ileride telâfisi mümkün olmayacak bir zararın doğması veya eski duruma dönüşün zorlaşacağı husus-larında ara emrini isteyen tarafın Mahkemeyi tatmin etmesi gerekmektedir.

Mahkeme huzurunda tarafların sadece yemin varakaları mevcuttur. Gerek Müstedaaleyhler ve gerekse ilgili şahıs Müstedinin yemin varakasında yazdıklarını reddetmişlerdir.

Müstedini-n yemin varakasının 4. paragrafını inceldiğimde aynen şunları görmek kabildir:

-"4. Eşdeğer hak sahibi olarak adıma tanzim edilen DD.15703 no'lu T cetvellerime; başvuru konusu parsel 118/1 benim bilgim ve iznim hilâfına ve yeterli puanım olmasına rağmen ifraz edilmek suretiyle bu parselin sadece 118/1/1 olarak bölünen kısmı işlendi. İ-fraz işlemi benim bilgim dahilinde olmadığı için tasarrufumdaki parsel 118/1'in tümünün T cetvellerine işlendiğinden emin olarak bu konuya itiraz etmedim. Daha sonraları bahse konu yarım inşaatı kızım için verdiğim 1988 senesi ortalarında, başvuru konusu y-arım inşaatın ve/veya taşınmazın ifraz edilmek suretiyle T cetvellerime işlenmediğini öğrendim. Yetkili makamlara yaptığım müracaatlar neticesinde müracaat etmem halinde bu hatanın düzeltileceği vaadi ile 29-30 Haziran 1988 tarihinde bahse konu yarım inşaa-tın ve/veya taşınmaz malın eşdeğer mal puanlarıma karşılık verilmesini istedim ve bu konuda yetkililerden güvence aldım. Ancak benim adıma işlemlerin tamamlanarak başvuru konusu taşınmaz malın tahsis ve/veya kira ve/veya kesin tasarruf belgesini almayı be-klerken 20.3.1989 tarihinde Sinem Sadrazam Çakır isimli bir kişinin işbu taşınmaz mala müdahale ettiğini, yarım inşaat halinde bulunan binanın tamirine başlamak üzere olduğunu gördüm."
-
Bundan da, sözkonusu taşınmaz malın evvelce 118/1 numaralı parsel halinde iken sonradan 118/1/1 ve 118/1/2 olmak üzere iki parsele ayrıldığını ve 118/1/1'in Müstedinin T cetvellerine işlediğini, ancak 118/1(2'nin işlenmediğini Müstedinin Haziran 1988 ort--alarında öğrendiği halde ilgili makam-l-a-ra herhangi bir müracaatta veya itirzda bulunmadığını açık, kesin ve şüphe kaldırmayacak bir şekilde yemin varakasında belirtme-k-tedir ki bu da Müstediyi o yönde bağlayıcı niteliktedir. Mevcut İdare Hukuku prensiplerine göre Müstedinin iddia ettiği sözlü vaidlerin (olsa bile) geçerliliği olamaz, kanısındayım. Kaldı ki bu konuda kesin ve kati bir şahadet de huzurumda mevcut değildir-.

Bu böyle olduğuna göre esas başvuru 23.3.1989 tarihinde dosyalanmış olduğundan Anayasanın emredici 75 günlük hak düşürücü süresi çoktan geçirilmiş bulunmaktadır.

Anayasanın 152. maddesine göre yürütsel ve yönetsel bir yetki kullanan herhangi bir orga-n, makam veya kişinin bir karar veya işlemden dolayı yasalara aykırı bir durum olması halinde şikâyeti hakkında Yüksek İdare Mahkemesinin münhasır yetkili olduğu yazılıdır. Yapılacak olan başvurunun konu karar veya işlemin yayınlandığı tarihten, yayınlanma-dığı takdirde başvuruda bulunacak kişinin bu karar veya işlemi öğrendiği tarihten itibaren 75 gün içinde yapılmasını gerektirmektedir. Anayasanın öngördüğü bu 75 gün buyurucu bir hüküm olup Mahkemenin bunu değiştirmeğe yetkisi yoktur. Müstedinin yemin vara-kasında bizzat belirttiğine göre ifraz keyfiyetini ve T cetvellerine işlenmemesini Haziran 1988 ortalarında bizzat öğrenmesine rağmen başvuruyu hak düşürücü süreden sonra dosyalamıştır. Bu da Müstediyi bağlayıcı nitelikte olduğundan iddiasında haklı olduğu-nu gösteren bir belirti mevcut değildir, kanısındayım, böyle bir belirti olmadığına göre ortada ciddi bir konu ve ileride telâfisi imkânsız zarara uğrayacağı husus da bu istidada sözkonusu olmadığından evvelce verilen ara emrinin kesinleştirilmesine olanak- yoktur.

Yukarıdaki nedenlerle Müstedi lehine 23.3.1989 tarihinde verilmiş olan geçici ara emri red ve iptal olunur.

Masraflar için emir verilmez.

(Hamdi Atalay)
- Yargıç

25 Nisan 1989


-


-457-



-


Full & Egal Universal Law Academy