Yüksek İdare Mahkemesi Numara 49/1986 Dava No 55/1987 Karar Tarihi 30.11.1987
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 49/1986 Dava No 55/1987 Karar Tarihi 30.11.1987
Numara: 49/1986
Dava No: 55/1987
Taraflar: Ahmet Ragıb Dağca ile M'sa Böl. İs. Müd. Vd
Konu: Kiralama kararının iptali istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 30.11.1987

-
D.55/87 YİM 49/86
Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede
Yargıç N. Ergin Salâhi Huzurunda
Anayasanın 152. maddesi hakkında

Müstedi: Ahmet Ragıb Da-ğca, Mağusa
- ile -
Müstedaaleyh: 1..Mağusa Bölge İskan Müdürlüğü, İskan Müdürlüğü ve
Mağusa Kaza Tapu Amirliği vasıtası ile İçişleri ve İskan
Bakanlığı, Lefkoşa.
2. Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Komisyonu No:2 vasıtası
ile KKTC B-akanlar Kurulu, L/şa.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Cahit Yılmazoğlu ve Ahmet Kalkan
Müstedaaleyhler namına: Mustafa Arıkan
Alakadar şahıs şahsen hazır.

-
Yasa Maddesi: 27/82 sayılı İskan Topraklandırma ve Eşdeğer Mal (Değişiklik) Yasasının 69. maddesi.

İstemin Özeti: İskan ve Rehabilitasyon Müdürlüğüne bağlı ilgililer tarafından başvuru konusu arsanın alakadar şahsa eşdeğere kaynak olarak kiralan- ması iş-leminin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesi istemi.

OLAY: Müstedinin evinin yanında bulunan başvuru konusu arsanın uzun süreden beri Müstedi tarafından yarısı tellenmek sureti ile kullanılmakta idi. Diğer yar-ısı ise alakadar şahsın akrabası tarafından bazı garajlar inşa edilerek kullanılmakta idi. Müstedi konu arsanın kendisine verilmesi için Müstedaaleyhe müracaat etmesine rağmen yanıt almamıştır. Aradan uzun bir zaman geçtikten sonra arsanın alakadar şahsa i-car edildiğini daha sonra da kesin tasarruf belgesi verildiğini öğrenmiş ve işbu başvuruyu dosyala- mıştır.

SONUÇ: Başvuru konusu malın eşdeğerde kişilere kesin tasarruf belgesi verilmesine yönelik olduğu gözönünde bulundurulduğunda bu gibi işlemlerin öze-l hukuk dalında olmayıp kamu hukuku sahasında idari işlemler olduğu kanaatindeyim. Meşru menfaat açısından konu incelendi- ğinde yasal tasarrufu olmadan tellemek sureti ile tasarrufuna geçirmesi ona herhangi bir menfaat sağlamaz. Müracaatine gelince ise M-üstedi başvuru konusu arsanın kendisine verilmesi için müracaat etmesine rağmen uzun bir süre yanıt almadığı halde bunu takip etmemiştir. Evinin yanında olması nedeni ile öncelikler tüzüğüne göre hanımının mal değer belgesini ileri sürerek yaptığı itirazı- ise, hanımının başvuruya dahil edilmemesi nedeni ile meşru menfaatinin olduğu söylenemez.
Başvuru reddolunur.


Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
1- YİM 3/84 sayılı Hatice Arşanlı ile KKTC İskan Bakanlığı arasındaki
Yüksek İdare Mahkemesi k-ararı.

Atıfta Bulunulan Bilimsel İçtihatlar:
1- Zaim Necatigil, Administrative Law, sayfa 263.
____________________


H Ü K Ü M

Müstedi, Mağusa Bölge İskan Müdürlüğü veya İskan Bakanlığına ait ilgililer tarafından 27.1.1986 tarihinde, Akropolis Mahall-esinde XXXIII.20.2.IV harita/plan Blok G'deki 258 parsel numaralı arsanın Mağusalı Havva Zabitoğlu nam-ı diğerle Havva Canan Mustafa'ya eşdeğere kaynak olarak kiralanması karar veya işleminin geçersiz ve hükümsüz olduğuna keza bu karar veya işlemleri mütea-kip aynı şahsa 28.2.1986 tarih ve 52 numaralı Kesin Tasarruf belgesi ile bu malın Kesin Tasarruf belgesinin verilmesine dair kararın veya işlemlerin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayaca- ğına dair karar verilmesi isteminde bulunm-uştur.

Başvurunun talimat safhasında, kendisine Kesin Tasarruf belgesi verilen bu başvuruya alakadar şahıs olarak eklenmiş ve o da Başsavcılık tarafından dosyalanan itirazı benimsemiştir.


Başvuruya karşı dosyalanan itirazda özetle, konu kararlar alını-rken idarenin yetkisini aşmadığını, kötüye kullanmadığını ve göz önünde bulundurul- ması gereken tüm faktörlerin dikkate alındığına değinilmiş ve keza müstedinin başvuru konusu yerin yasal tasarrufu yönünde herhangi bir tasarrufu bulunmadığını, güneydeki m-al varlığına karşı elinde tuttuğu puanların kuzeyde elinde tuttuğu malları karşılayacak düzeyde olmadığını ve bu itibarla başvuru konusu mala talip olabilecek durumda olmadığını, ayrıca müstedinin bu başvuru konusu açısından herhangi bir meşru menfaatının -bulunmadığını ileri sürmüş- lerdir.

Başvurunun duruşmasında müstedi şahadet vermiş, keza konu malın bulunduğu ayni sokakta ikamet eden komşusu Ali Riza Yahyadayı'yı şahit olarak çağırmıştır.

Karşı taraf ise herhangi bir şahit çağırmamıştır. Sunulan şah-adet özetle; konu arsanın müstedinin oturmakta olduğu sokakta, 2 yola cephesi bulunan bir köşe arsası olduğu, müstedinin evinin yanında bulunduğu ve müstedinin uzun süreden beri bu arsanın yarısını tellemek suretiyle fiili tasarrufuna aldığı, diğer yarısın-da ise alakadar şahsın akrabası tarafından inşa edilmiş bazı garajların bulunduğu yönündedir. Ayrıca müstedi şahadetinde konu yerin kendisine verilmesi için 5.11.1984 tarihinde bir müracaat yaptığını ancak kendisine herhangi bir cevap verilmediğini, aradan- uzun bir zaman geçtikten sonra 31.8.1986 tarihinde alakadar şahsa icar edildiğini ve daha sonra 18.2.1987 tarihinde konu yerin Kesin Tasarruf belgesinin yine bu şahsa verildiğini söylemiştir. Kanaatimce bu iki şahsın şahadeti tekzip edilmemiştir. Bunların- şahadetine inanmamak için herhangi bir sebep görmüyorum.

Bu başvuru esas itibarıyle tarafların büyük ölçüde hukuki argümanlarına dayanmaktadır. Müstedi avukatının esas itibarıyle üzerinde durmuş olduğu konu alakadar şahsa yapılan icar işleminin yasal ol-madığı ve bu gayri yasal işlemle eşdeğere kaynak mal kaçırılması yönüne gidildiğidir. Konu mal pakete konmuş olsa idi müstedinin evinin yanında oluşu nedeniyle önceliği bulunduğunu ve gayri yasal usulle alakadar şahsa verilmesi yönüne gidilmesi ile bu önce-liğini de yitirmiş olduğunu ileri sürmüştür. Ayrıca müstedi 5.11.1984 tarihinde konu malın kendisine verilmesi için bir müracaatta bulunmuş olmasına rağmen uzun süre kendisine yanıt verilmediğini, halbuki çok ileri bir tarihte süratle müstediye icar ediler-ek Kesin Tasarruf Belgesi verilmesi yönüne gidildiğini, bu yapılırken de bu işlemin yasal olmadığı hususu bir yana idarenin kafi bir araştırma yapmadan bu kararın keyfi olarak alındığını belirterek belirli bir araştırma yapılmış olsa idi bu yerin kısm-en de olsa etrafının tellenmiş ve müstedinin

tasarrufunda bulunduğunu öğrenmiş olacaktı. Müstedaaleyhler tüm bu hususları kafi araştırma yaparak dikkate almamakla hata etmiştir.

Müstedaaleyhler tarafından bulunan savcı ise müstedinin tasarrufunun- yasal olmadığını, yasal tasarrufu bulunmadığı cihetle de konu taşınmaz mal üzerinde bir meşru menfaatı bulunmadığını ileri sürmüştür. Ayrıca müstedinin geçmişte yapmış olduğu müracaatın, konu malın Kesin Tasarruf Belgesinin müstediye verildiği tarihten 2- sene gibi uzun bir süre önce yapıldığını, müstedinin bu müracaatına bir yanıt verilmemiş olmasına rağmen onun 30 gün geçtikten sonra Yüksek İdare Mahkemesine başvurma hakkı doğduğu için müstedi bunu takip etmediğini ve 75 gün geçtiğini ileri sürmüştür. İl-kin başvuru konusu kararın sakat olup olmadığını değerlendirmeden önce müstedinin meşru menfaatinin bulunup bulunmadığı yönündeki iddiaları bir karara bağlamayı daha uygun buldum.

Başvuru konusu malın müstediye icar edilmesi ile ilgili işlemlerin ilk naz-arda Özel Hukuk dalında olan ve Kamu Hukuku sahasına girmeyen işlemler olduğu görülmekle beraber bu icar işleminin konu malın eşdeğerde kişilere kesin tasarruf belgesi verilmesine yönelik olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu gibi işlemlerin Özel Hukuk da-lında olmayıp Kamu Hukuku sahasında idari karar ve işlemler olduğu kanaatindeyim. Müstedinin meşru menfaatine gelince gerek şahadette gerekse başvuru layihalarında müstedinin konu arsa üzerinde yasal bir işlemden kaynaklanan tasarrufu bulunmamaktadır. Müst-edi izinsiz olarak bu arsanın bir kısmını, evinin yanında olması nedeni ile tellemek ve içerisine bazı ağaçlar ekmek suretiyle kısmen fiili tasarrufuna almıştır. Bu fiili tasarrufun kendisine bir meşru menfaat sağlayamıyacağı YİM 3/84 sayılı Hatice Arşanlı- ile KKTC İskan bakanlığı vasıtasıyle KKTC arasındakı davada karara bağlanmış ve sayfa 8'de şöyle denmektedir:

"Alakadar şahsın avukatı 69. maddeyi tadil eden 27/82 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte alakadar şahsın fiili tasarrufunda bulunan taşınm-az malların "T" cetvellerine işlenmesi gerektiğini iddia etmiştir. Bu görüşe katılmak olası değildir. 69. maddenin (1). fıkrasında yer alan "halen tasarruf" sözcüklerinden "T" cetvellerinin düzenlendiği tarihte yasal olarak tasarruf edilen taşınmaz malları-n kastedildiği kanaatindeyiz."

Müstedinin bu arsanın kendisine verilmesi için yaptığı müracaata gelince; ilk nazarda müstedinin bu mal üzerinde normal bir alakadan öteye bir menfaati olduğu söylenebilir. Ancak müstedinin yapmış olduğu müracaat 5.11.1984 t-arih- lidir ve kendisine uzun bir süre yanıt verilmediği halde bunu takip etmemiştir.

Yapılan bir müracaatla, geniş bir araştırma yapılması ve verilecek yanıtın uzun süre alabileceği istisnai haller dışında, bir yanıt verilmemesi halinde bunun olums-uz bir yanıt kabul edilerek 30 gün hitamından itibaren 75 gün içerisinde Mahkemeye müracaat edilmesi gerekir. Kara Avrupa'sının bir çok ülkelerinde ve bu arada Türkiye'de bu husus yasal düzenlemeye bağlanmıştır. Ancak ülkemizde bu yönde bir yasal düzenleme- mevcut değildir. Durum böyle olmakla beraber olumsuz yönde etkilenen kişilerin süratle ve belirlenen sürede Mahkemeye müracaat ederek haklarını aramaları ve konunun kesin olarak karara bağlanmasının kamu yararına olduğu yerleşmiş bir hukuk ilkesidir. Zaim- Necatigil Administrative Law sayfa 263'de şöyle denmektedir:


"The reason for prescribing rather short period of limitation for filing of recourse is that the validity of administrative acts and decisions should be challenged as soon as possible. It is -in the public interest that this should be so and that administrative acts, which are likely later to be annulled should not be allowed to affect the interests of the parties and third parties for more than is absolutely necessary. This view can also be ju-sti- fied on grounds of administrative liability, because the administratin is liable to compensate the person who is aggrieved by an administrative decision which is later annulled."


-Müstedinin müracaatının 5.11.1984 tarihinde yapıldığı, aradan 2 sene gibi uzun bir sürenin geçtiği ve hakkını aramadığı dikkate alındığında bu yönden de merşu bir menfaatinin olduğu söylenemez. Müstedi avukatı konu arsanın müstedinin tahsisinde bulunan evi-n yanında olduğunu ve Öncelikler Tüzüğüne göre de ihlal edilen meşru bir menfaatinin bulunduğunu ileri sürmüştür. Emare no:1 olarak sunulan ve 125.155 puanın mevcut olduğunu gösteren belge müstedinin hanımına aittir. Kendisine ait ise bu arsanın puanlarını- karşılayabilecek bir mal değer belgesi ibraz edilmemiştir. Bu durumda başvuruya taraf yapılmayan hanımının mal değer belgesine dayanarak bir meşru menfaatinin var olduğu söylenemez.

Müstedi avukatı yapılan işlemlerin yasal olmadığına değinmiştir. Bazı d-urumlarda yasal olmayan işlemlerin Mahkeme tarafından resen incelenip bir karar verilmesi olası olmasına rağmen önümdeki meselede bu yönü tercih edip konuyu bir karara vardırmanın müstediye bir yarar sağlamayacağını dikkate alarak alakadar şahsa Kesin Tasa-rruf belgesi verilmesine yönelik işlemlerin resen Mahkemece yasal olup olmadığını inceleyip karara bağlamının luzumsuz olduğu kanısındayım.

Yukarıda söylenenlerden anlaşılacağı gibi müstedinin meşru menfaatinin bulunmadığı kararına varır ve başvurunun re-ddedilmesine karar verilir.

Masraflar hususunda herhangi bir emir verilmez.


(N. Ergin Salahi)
- Yargıç

30 Kasım 1987



Full & Egal Universal Law Academy