Yüksek İdare Mahkemesi Numara 4/2011 Dava No 6/2013 Karar Tarihi 08.03.2013
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 4/2011 Dava No 6/2013 Karar Tarihi 08.03.2013
Numara: 4/2011
Dava No: 6/2013
Taraflar: İbrahim Kahvecioğlu ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Maliye Bakanlığı arasında
Konu: Emeklilik maaşından kesinti - Emeklilik maaşından kesinti yapıldığı iddiası ile dava açılması - Yüksek İdare Mahkemesi, davanın tüm olgularını ve yasal prosedürleri inceleyerek davanın ret ve iptal edilmesine karar verdi. Ön itiraz - Yetki - Dava konusu iddiaların sunjektif bir hak olduğu ve YİMin yargı yetkisinin girmediği ön itirazı - Yİmin davaya bakmaya yetkili olduğuna karar verilmesi.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 08.03.2013

-D.6/2013 YİM:4/2011

Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.

Mahkeme Heyeti:Necmettin Bostancı,Talât D.Refiker,Ahmet Kalkan


Davacı: İbrahim Kahvecioğlu, Ankara.

- ile -

Davalı:Kuzey Kıbrı-s Türk Cumhuriyeti Maliye Bakanlığı,Lefkoşa.

A r a s ı n d a.

Davacı hazır değil
Davalı namına: Savcı Meryem Beşoğlu


---------------

H Ü K Ü M

Necmettin Bostancı: Davacı, Davalı aleyhine ikâme ettiği işbu davada, aşağıdaki şekilde -talepte bulunmuştur:

"A. Davalının, Yasada öngörülen indirimleri yapmadan
davacının 26.10.2010 tarihinden itibaren vergi matrahı olarak kabul ettiği emeklilik maaşı üzerinden vergi kesintisi yapmasının ve/veya bu yöndeki karar ve/veya işleminin- etkisiz ve hükümsüz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına ilişkin bir hüküm ve/veya emir.

B. Bu dava masrafları.

Davalı, Davacının talep takririne karşılık, ön itirazlar da içeren müdafaa takriri dosyalayarak, Davacının iddialarını red-detmiştir.

Taraflar davada, toplam 11 adet emare sunmuşlardır.

Davalı adına bulunan Savcı, davanın duruşmasına başlanmasını müteakip, müdafaa takririnde yer verdiği ön itirazlarından 1 ve 3'üncüsünü geri çekmiş, 2'nci ön itirazının ise, davanın bütünü -içerisinde ele alınıp değerlendirilmesini talep etmiştir.

Davalının 2'nci ön itirazı aşağıdaki şekildedir:
"2. Davacının dava konusu iddiaları subjektif bir hak
iddiası olup, Yüksek İdare Mahkemesi'nin yargı
yetkisinde değildir.

Ta-raflar, duruşma amacıyla herhangi bir tanık celbetmemişler, Mahkemeye hitapla yetinmişlerdir.

Huzurumuzdaki layihalar ve tarafların ileri sürdükleri ışığında, dava ile ilgili olgular aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

KKTC uyruklu olan Davacı, 25.9.1961 -tarihinde öğretmen olarak atandı, 1.6.1981 tarihinde de Müdür Muavini mevkiinden emekliye ayrıldı. 39/2010 sayılı Gelir Vergisi (Değişiklik No. 2)Yasası ile 40/2010 sayılı Emeklilik (Değişiklik) Yasası'nın yürürlüğe girmesi üzerine, Davacının 3.289.56 TL o-lması gereken Ekim ayı emeklilik maaşından, 869.61 TL kesinti yapılmıştır. Davacı halen Ankara'da eşi ve kızıyla ikâmet etmekte ve Ankara Barosuna bağlı, serbest avukatlık yapmaktadır.

Davacı, 24/1982 sayılı Gelir Vergisi Yasası'nın (bundan sonra sadece -yasa olarak anılacaktır) 12 ve 13'üncü maddelerinde öngörülen indirimlerin kendisine uygulanmadığını iddia ederek, huzurumuzdaki davayı dosyalamıştır.

Davacının iddialarına karşılık Davalı, Davacı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde yerleşik olmadığı için-, Gelir Vergisi Yasası'nın 12,13 ve 15'inci maddelerinde belirtilen indirimlerin kendisine uygulanmasına imkân olmadığını, kesintilerin Eylül-Aralık 2010 dönemindeki yürürlükteki mevzuata uygun olarak yapıldığı için, Davacının davasında dava sebebi olmadığ-ını ileri sürmüştür.

İnceleme:
Huzurumuzdaki işbu dava ikâme edildikten sonra, Anayasa Mahkemesi, 13.1.2011 tarihinde, 39/2010 ve 40/2010 sayılı Değişiklik Yasalarını iptal etmiştir. Davacının emeklilik maaşından yapılan kesintilerin, iptal edilen yasal-arın yürürlükte olduğu devirde gerçekleştiğini ileri süren Davalı, yukarıda da belirttiğimiz gibi, Davacının davasında dava sebebi olmadığını ileri sürmektedir. Davacının talep takririnde belirtilenleri ve Mahkemedeki hitabını nazara alınca, görülmektedir -ki, Davacının yakınması, kendisinden vergi kesilmesi değil, kendisinden vergi kesilirken, vergi matrahı olarak kabul edilen rakamın hatalı tespit edilmesi ve bu bağlamda vergi kesilirken kendisine eş ve çocuk indiriminin uygulanmamış olmasıdır. Bu açıdan b-akıldığı zaman, Davacının davasında dava sebebi vardır. Keza, matrah tespiti bir idari işlem olduğu cihetle, Yüksek İdare Mahkemesinin bu davayı görme yetkisi vardır. Bu nedenle, bu safhada Davalının ikinci ön itirazı reddolunur. Hukuki durum muvacehesinde- Davacının iddiasına itibar etmek mümkün mü? Yasa, vergilendirilecek kişiler bakımından, KKTC vatandaşlığı ve yabancı olma durumu yanında, bu kişilerin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde yerleşik olma ve olmama durumlarını göz önünde bulundurmaktadır. Niteki-m Yasa'nın 2'nci maddesinin 2'nci fıkrasının (b) bendinde: "İkametgâhı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içinde olan ve bir vergilendirme dönemi içinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde sürekli olarak veya aralıklarla altı aydan fazla oturanlar, Kuzey- Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde yerleşmiş sayılırlar" ifadelerini kullanmak suretiyle, bu noktayı açıkça ortaya koymaktadır. Yasa koyucu, anılan bentte yabancı ve KKTC vatandaşı ayırımı yapmayarak, yerleşik olma durumunu göz önüne almaktadır. Ancak Yasa, mütea-kip (c) bendinde: "Belli ve geçici bir görev veya iş için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine gelen yabancılar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içinde altı aydan fazla kalmış olsalar dahi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine yerleşmiş sayılmazlar", demek su-retiyle belli ve geçici görevle veya iş için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine gelen yabancıların, 6 aydan fazla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde kalmış olsalar dahi, onları Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine yerleşmiş saymamaktadır.

Yasa koyucu, ikâmetgâh bu-lundurmakla, yerleşmiş olmayı da eş anlamda kullanmış değildir. Bu babda yukarıda iktibas ettiğimiz Yasa'nın 2'nci maddesinin 2'nci fıkrasının (b) bendi, ikâmetgâhı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde olan bir gerçek kişinin, sürekli olarak Kuzey Kıbrıs Türk -Cumhuriyetinde 6 aydan fazla bir süre oturması koşulunu getirmiştir. Böyle bir kişi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde oturur sayılmakta ve vergiye tabi olmaktadır. Konu maddede ifade edilenler ışığında, Davacı, devamlı olarak Ankara'da ikâmet ettiği için K-uzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde oturan olarak veya yerleşik olarak kabul edilemez. Bu açıdan Davacının vergilendirmeye tabi olmadığı düşünülebilir. Ancak Yasa'nın 2(1) maddesine göre, KKTC içinde yerleşmiş olanların, KKTC içinde ve dışında elde ettikleri k-azançları vergiye tabidir. Aynı şekilde, Yasa'nın 3(1) maddesine göre de, KKTC'de yerleşik olmayan, ancak KKTC sınırları içinde kazanç elde eden gerçek kişiler, sadece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde elde ettikleri gelirlerle ilgili vergiye tabidirler. Da-vacı, KKTC'de gelir elde ettiği için vergilendirme maksatları bakımından bu statüye dahildir. Davacı, bu statüye dahil olmakla birlikte, 26/1977 sayılı Emeklilik Yasası uyarınca vergiye tabi değildi. 40/10 sayılı Emeklilik (Değişiklik) Yasası yürürlüğe gi-rince, mezkûr Yasa, Anayasa Mahkemesince iptal edilinceye dek emeklilik maaşından vergi alınmıştır.

Vergilendirme yapılırken Yasa'nın 12'nci maddesine göre eş için, 13'üncü maddesine göre çocuk veya çocuklar için, 15'inci maddesine göre sakatlar ve yaşlıl-ar için indirim yapılmaktadır.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Davacının yakınması, vergiye tabi olduğu dönemde, eşi ve çocuğuyla ilgili 12 ve 13'üncü maddeye göre indirim yapılmamasıdır. Davacıya indirim uygulanmalı mı idi sorusuna cevap ararken, 39/10 s-ayılı Gelir Vergisi (Değişiklik No.2) Yasası hükümlerini göz önünde bulundurmak gerekir. Sözü edilen 39/10 sayılı Değişiklik Yasası, emeklilerle ilgili özel düzenleme getirmiştir. Konu Yasa, 7.maddesi ile geçici 6.maddeyi getirmiştir. Geçici 6.maddenin ilg-ili kısmı aynen şöyledir:

Emeklilik geliri elde eden yükümlünün bu Yasa kapsamında bağımsız vergilendirilen kazançlar haricinde başka herhangi bir geliri bulunmaması durumunda, emeklilik gelirlerinin vergilendirilmesinde, bu Yasanın 12'nci, 13'üncü, 14'ün-cü ve 15'inci maddelerinde öngörülen indirimlerin emeklilik gelirinin vergi kapsamına alındığı tarihten itibaren her aylık süreye isabet eden kısmı uygulanır.

.................................................

.............................................-....


Yasa metninden görüldüğü gibi, emeklilik geliri elde eden yükümlünün, Gelir Vergisi Yasası'nın 12,13,14 ve 15.
maddelerindeki indirimlerden yararlanabilmesi için, emeklilik maaşı haricinde bir geliri olmaması gerekir. Yasa, KKTC haricinde yerleşik o-lanlarla ilgili vergilendirmede, sadece KKTC dahilinde elde edilen gelirin vergilendirileceğini öngörmesine karşın, 39/10 sayılı Değişiklik Yasası'nda "herhangi bir gelir" ifadelerini kullanmak suretiyle bir ayrım yapmamıştır. Davacı, kendisinin de kabul e-ttiği gibi, Ankara'da serbest avukatlık yapmakta, bu bağlamda yurt dışında gelir elde etmektedir. Bahse konu geliri, 39/10 sayılı Yasa'da ifade edilen "herhangi bir gelir" olarak addetmekteyiz. Bu nedenle, idarenin Davacıya 39/10 sayılı Yasa'nın yürürlükte- olduğu dönemde, çocuk ve eş indirimi uygulamamakla hatalı davrandığı sonucuna varamayız.

Yukarıda belirtilenlerden görüleceği üzere, Davacı davasında başarılı olamamıştır. Bu nedenle dava ret ve iptal edilir.
Masraflarla ilgili herhangi bir emir veri-lmez.


Necmettin Bostancı Talât D.Refiker Ahmet Kalkan
Yargıç Yargıç Yargıç



8 Mart, 2013











6






Full & Egal Universal Law Academy