Yüksek İdare Mahkemesi Numara 395/2004 Dava No 6/2007 Karar Tarihi 21.05.2007
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 395/2004 Dava No 6/2007 Karar Tarihi 21.05.2007
Numara: 395/2004
Dava No: 6/2007
Taraflar: Doç.Dr.Gülşen Musayeva Vefalı ile Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı n/d Vakıf Yöneticiler Kurulu, Doğu Akdeniz Üniversitesi
Konu: Müdürlük görevinden alınma
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 21.05.2007

-D.6/2007 YİM: 395/2004

Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.
Yargıç Necmettin Bostancı Huzurunda.

Davacı: Doç.Dr.Gülşen Musayeva Vefalı, Doğu Akdeniz
Üniversitesi, Magosa

- ile -

Daval-ı: Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı n/d Vakıf Yöneticiler Kurulu, Doğu Akdeniz Üniversitesi, Magosa


A r a s ı n d a.

Davacı namına: Avukat Mustafa Asena
Davalı namına: Avukat Gülsün Yücel
İlgili Şah-ıs namına: Avukat Süleyman Dolmacı.


------------------------------

H Ü K Ü M

Halen, Doğu Akdeniz Üniversitesinde Eğitim Fakültesinde öğretim görevlisi olarak görev yapan Davacı, lisans ve yüksek lisans derecelerini Moskova Dil Bilim Üniversitesinde ta-mamladı, 1993 yılında Bilkent Üniversitesi TOEFL Yüksek Lisans programından mezun oldu, aynı yıl Doğu Akdeniz Üniversitesinde Yardımcı Doçent olarak çalışmaya başladı ve 1998 yılı Bahar Döneminde Doçent oldu. Sözü edilen üniversitede İngilizce Bölümü Yaban-cı Diller Okulunu ve İngilizce Hazırlık Okulunu düzenledi. 2000 yılında Eğitim Fakültesindeki görevi yanında Yabancı Diller Okulu Müdürlüğüne atandı ve 1 Ekim 2003'te de Yabancı Diller Okulu Müdürlüğüne asaleten atandı. Davacı bu görevde iken takriben Mayı-s 2004'de görevden alındığını öğrendi. Görevden alınma gerekçesi kendisine yazılı veya sözlü olarak bildirilmemiştir. Davacı, Avukatı vasıtasıyla 11/6/2004 tarihinde, Üniversite Rektörlüğüne bir yazı göndererek, gerekçeli kararın tebliğini talep etmiş, bun-un üzerine 8/7/2004 tarihinde, rektörlük tarafından Davacı Avukatına faksla bir yazı gönderilmiş ve söz konusu yazı ile Davacı, karar ve gerekçeleri hakkında bilgi sahibi olmuştur. Karar ve gerekçeleri hakkında bilgi sahibi olan Davacı akabinde işbu davayı- dosyalayarak aşağıdaki şekilde talepte bulunmuştur:

"a) Davalı tarafından alınmış olup, Davacıya tebliğ
edilmeyen ancak, Davacının Yabancı Diller ve
İngilizce Hazırlık Okulu Müdürlüğü görevinden
30.4.2004 tarihinden itibare-n geçerli olmak üzere
alınmasını öngören, 29.4.2004 tarih ve 03-04/19-11
sayılı kararın ve bu karar doğrultusunda yapılan
işlemlerin hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna ve
herhangi bir sonuç doğuramayacağına dair Mahke-me
kararı; ve
b) Bu dava masrafları.

Davalı, Davacının talep takririne karşılık ön itiraz da içeren müdafaa takriri sunmuştur. Müdafaa takririnde Davalı sair şeyler yanında kararın mevzuata ve idare hukuku ilkelerine uygun olduğunu iddia -etmiştir.

Davacı, Davalının müdafaa takririne karşılık, müdafaaya cevap layihası dosyalayarak Davalının iddialarını reddetmiştir.

Davanın ileri safhasında Hüseyin Demirel isimli kişi davaya İlgili Şahıs olarak dahil edilmiştir. İlgili Şahıs da müdafaa -takriri sunmuş ve Davacının iddialarını reddetmiştir. Davacı İlgili Şahsın müdafaa takririne karşılık müdafaaya cevap layihası sunarak İlgili Şahsın iddialarını da reddetmiştir.

Davacı, davasını ispat amacıyla kendisi şahadet vermiş, Davalı da Mali ve Te-knik İşlerden sorumlu Rektör Yardımcısını tanık olarak dinletmiştir.

Taraflar karşılıklı mutabakat çerçevesinde Mahkemeye evraklardan oluşan 19 adet emare sunmuşlardır.

Davaya konu kararın yasal olarak incelenmesinden önce, Davalının iptidai itirazını -incelemekte yarar vardır.

Davalı, sözkonusu iptidai itirazıyla, konunun kamu hukuku sahasında değil de özel hukuk sahasında olduğunu iddia etmiştir.

Şüphesiz bir konunun kamu hukuku sahasında mı yoksa özel hukuk sahasında mı olduğunu tespit etmek bazen- oldukça zordur. Konu daha önce bazı Yüksek İdare Mahkemesi davalarında incelenmiştir.(Gör:YİM 34/2000,(D.6/06) YİM 353/04,(D.4/07) ).

YİM 34/2000 (D.6/06) sayılı davadaki ifadeyle "idari kararı alan makam, işlemi yaparken kamu hizmeti görüyorsa, şüphesi-z işlemi veya kararı kamu hukuku sahasındadır." İdari kararı alan makam bazen kamu hizmetinin görülmesini veya yürütülmesini, özel hukuk sahasında yer alan bir akitle sağlama yönüne gidebilir. Böyle bir halde idare alelâde bir âkit taraf gibidir. Mukavelen-in ifasına veya icrasına ilişkin olarak, âkit taraflar arasında çıkan ihtilâflar haliyle özel hukuk sahasında olacaktır. Ancak idare, kamu kudretini kullanarak tek taraflı karar alıp bunu uygulama yönüne gidiyorsa, ortada bir sözleşme olmasına rağmen, artı-k konu özel hukuk sahasında değil kamu hukuku sahasındadır.


Huzurumdaki meselede, taraflar arasında bir sözleşme olmasına ve sözleşmenin 7'nci maddesinde öngörülen sebeplerin zuhuru halinde, sözleşmeyi sonlandırma hakkı olmasına rağmen Davalı, Davacının- görevine son vermek için sözleşme kurallarını değil de amme kudretini kullanmıştır. Dolayısıyle konu kamu hukuku sahasındadır. Bu nedenle, Davalının iptidai itirazı reddolunur.

Davanın esasına gelince, dava konusu olan idari karar aynen şöyledir:

"Ün-iversitemiz Yabancı Diller ve İngilizce Hazırlık Okulu Müdürü Sn.Doç.Dr.Gülşen Musayeva VEFALI'nın 30.04.2004 tarihinden geçerli olmak üzere müdürlük görevinden alınmasına,
oybirliğiyle.........."

Karar, 29.4.2005 tarihli ve 03-04/225 sayılı önergeye day-anarak alınmıştır. Önerge aynen şöyledir:

"Tarih : 29.04.2004
Önerge : 03-04/225

VAKIF YÖNETİCİLER KURULU'NA
ÖNERGE

Konu: Yabancı Diller Okulu Müdürü Doç.Dr.Gülşen M.Vefalı hk.
Yapılan araştırmada-, Yabancı Diller Okulu'nun arzu edilen seviyede bir dil eğitimi veremediği, ayrıca Üniversitenin yeniden yapılandırıldığı bu dönemde ilgili okulda planlanan yeni düzenlemenin tamamen yeni bir ekiple yürütülmesi Rektörlükçe planlanmaktadır.

Bu durumun Üniv-ersitenin genel eğitimine olan yansımaları gözönünde bulundurularak, Doç.Dr.Gülşen M.Vefalı'nın Yabancı Diller Okulu Müdürlüğü görevinden alınması ve Öğretim Üyesi olarak Eğitim Fakültesindeki görevine devam etmesi Rektörlükçe uygun görülmüştür.


Karar ön-erisi: Doç.Dr. Gülşen M.Vefalı'nın Yabancı Diller Okulu Müdürlüğü görevinden 30.04.2004 tarihinden itibaren alınmasını .............


Karara bağlamak üzere Vakıf Yöneticiler Kurulu'nun onayına saygılarımla arz ederim.


Prof.Dr.Halil Güven
Rektör "


G-örüldüğü gibi davaya konu karar iki gerekçeye dayanmaktadır.

Yabancı Diller Okulunun yeterince dil eğitimi verememiş olması.
Üniversitenin yeniden yapılandırıldığı dönemde, ilgili okulda plânlanan düzenlemenin tamamen yeni bir ekiple yapılmasının rektörlü-kce planlandığı ve bu durumun üniversitenin genel eğitimine olan yansımaları da nazara alınarak, Davacının görevden alınması.

Önce birinci gerekçeyi ele alalım:
Birinci gerekçe, Davacının Müdürlüğünü yaptığı Yabancı
Diller ve İngilizce Hazırlık Okulun-un yeterli seviyede dil eğitimi verememiş olması gerekçesidir.

Davacı, şahadetinde, bu gerekçenin yeterli bir gerekçe olmadığını iddia etmiş, bu arada akademik geçmişiyle ilgili bilgi vermiştir. Keza Davacı talimat safhasında akademik geçmişiyle ilgili s-unduğu belgeleri açıklamaya matuf şahadet sunmuştur.

Hemen belirtmekte yarar vardır. Huzurumdaki tüm şahadeti nazara aldığım zaman, dava konusu edilen karara ilişkin gerekçede yer alan ve var olduğu iddia edilen başarısızlık keyfiyetini Davacı, kendi baş-arısızlığı olarak algılamış, şahadetinin büyük bir bölümünü bu noktaya hasretmiş, bunun böyle olmadığını, gerçeği yansıtmadığını ortaya koymaya çalışmıştır. Ancak yine belirtmekte yarar vardır. Davalı taraf da gerek layihasında gerekse duruşma esnasında, D-avacının akademik kariyerinde başarılı olduğu iddiasını yapmamıştır.

Davacının akademik kariyerindeki başarısı veya başarısızlığı bu davanın konusu değildir. Buna rağmen huzurumdaki şahadet ve emareler ışığında Davacının başarılı bir akademik kariyeri ol-duğunu belirtmeden geçemeyeceğim.

Ancak unutmamak gerekir ki Davacı, Yabancı Diller ve İngilizce Hazırlık Okulunda bir eğitmen olarak değil bir idareci olarak görev yapmaktadır. Davacı şahadetinde bu hususu yinelemiş, istintakı esnasında da bir başarısı-zlık varsa ekip olarak sorumlu olabileceklerini kabul etmiştir. Bu safhada Yabancı Diller ve İngilizce hazırlık okulunun başarılı olup olmadığı hususundaki gerekçeyi incelemek gerekir.

Bilindiği gibi idari davalarda işlemin hatalı veya gayrı meşru olduğu-nu kanıtlamak, başvuruyu yapan kişiye aittir.(Bu konuda gör: YİM 9/90 (D.6/91) ).Dolayısıyle bu meselede, davaya konu gerekçenin hatalı veya yanlış olduğunu kanıtlamak Davacıya düşmektedir.

Davacıya göre verdikleri eğitim başarılıdır. Başarısız oldukları-na dair kendilerine herhangi bir ikâz veya uyarı yapılmadı. Eğitimin başarılı olup olmadığı subjektif bir olgudur, bu konuda yargıya varabilmek için somut verilerin olması lâzımdır. Nisan 2004'e kadar kendilerine herhangi olumsuz bir şey, ikâz, uyarı, eleş-tiri gelmedi. Rektör göreve geldikten sonra, her platformda, hazırlık okulunun başarılı olduğunu ifade etti, daha sonra "başarısızsınız" diyebilmesi için objektif bir araştırma olması lâzım. Davacının bu konuda söylediklerine karşılık, Davalı tanığı Musta-fa Dağbaşı şahadet vermiştir. Sözkonusu tanık şahadetinde, başarısızlıkla ilgili hiçbir objektif kriterden, bir ikâz, uyarı yapıldığından bahsetmemiş, istatistiki bilgi vermemiştir. Tanık subjektif bir değerlendirmeden bahsetmiş, yabancı diller okulunun yı-llardır kanayan bir yara olduğunu söylemiş, öğrencilerin yabancı dil başarı oranlarının düşük olduğunu, bu değerlendirmenin kendi bölümüyle ilgili olduğunu, diğer bölümler hakkında bilgisi olmadığını söylemiştir.

Unutmamak gerekir ki ortada bir başarısız-lık varsa, bunun tümüyle okula mal edilemeyeceği, öğrencinin kabiliyetinin de neticede etkili olduğu bir gerçektir. Nitekim Mustafa Dağbaşı da şahadetinde, başarının göreceli bir kavram olduğunu, başarıda öğrencinin kabiliyetinin ve üniversitede seçtiği bö-lümün de etken olduğunu kabul etmiştir.

İdari kararlar, kamu yararı amacına yönelik alınmaktadır. Hedef, kamuya daha iyi daha verimli hizmet vermektir. Bu nedenle, karar veya işlem öncesi karar veya işlemin niteliği gerektiriyorsa veya yasal bir zorunlul-uk varsa, gerekli araştırma ve hazırlık yapılmalıdır. Yasal zorunluluk konusunda (gör YİM 223/80 D.16/80).

Yukarıda zikrettiğim prensibi huzurumdaki meseleye uyguladığım zaman Davalının başarısızlıkla ilgili karar almadan önce yeterli araştırmayı yapmadı-ğı, hiçbir ilmi ve istatistikî bilgi ve veriye dayanmadığı sonuç ve kanaatine varmaktayım. Eğer ortada bir başarısızlık var idi ise ilgili okulun yöneticilerinin ikâz edilmesi, kendilerini düzeltmelerine fırsat verilmesi gerekirdi. Kamu yararı bunu gerekti-rmektedir.

Yukarıda belirtilenler ışığında, Yabancı Diller ve İngilizce Hazırlık okulunun yeterli dil eğitimi veremediği ile ilgili gerekçenin geçerli olmadığı hususunda bulgu yaparım.

İkinci gerekçe, İdare Hukukunda takdir yetkisinin kullanılmasıyla i-lgilidir. Bu konuyu incelemeden önce bir noktaya değinmekte yarar görürüm. Davaya konu karara ilişkin gerekçede "üniversitenin yeniden yapılandırıldığı bir dönemde, ilgili okulda planlanan yeni düzenlemenin.........." ibareleri yer almaktadır. Bu ifadeye g-öre yeniden yapılandırma üniversitede olmakta ve buna bağlı olarak Yabancı Diller ve İngilizce Hazırlık okulunda da yeni bir düzenleme plânlanmaktadır. Gerek Davacı tarafın gerekse Davalı tarafın sunduğu şahadette ortaya konan iddialarda, üniversitenin yen-iden yapılandırılması konusu hiç sorgulanmamış, yeniden yapılanma veya yapılandırma bağımsız olarak sadece Yabancı Diller ve İngilizce Hazırlık okulunda olacakmış gibi davranılmıştır.

İdare takdir kudret ve yetkisini kullanırken kamu yararı amacıyla hare-ket eder. Başka bir ifade ile idarenin takdir yetkisine ve kudretine dayanarak aldığı kararlar da diğer tüm kararlarında olduğu gibi kamu yararı amacına yöneliktir. Burda kamu yararı tümü ile Üniversitenin daha iyi bir eğitim vermesindedir. Davalının yetki-li organı, daha iyi eğitim verebilmek için takdir yetkisini yeniden yapılanma şeklinde kullanmayı hedeflemiştir.


Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı ve Doğu Akdeniz Üniversitesi Kuruluş Yasasının 4'ncü maddesinin 2'nci fıkrasının A,B,C,D,E,F bendlerinde Üniversit-enin amaçları sıralanmaktadır. Söz konusu 4'ncü maddenin ilgili kısmı aynen şöyledir:
"4.(1)....................
(2)...................
Başta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ihtiyaçlarını karşılamak üzere, uluslararası nitelikte ve çeşitli düzey-de ortaöğretime dayalı eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, üretim, yayın ve danışmanlık yapmak;
Kendi ihtisas gücü ve maddi kaynaklarını kullanarak, milli eğitim politikası ve kalkınma plânlarının ilke ve hedefleri doğrultusunda, ülkenin ihtiyacı olan dall-arda ve sayıda insan gücü yetiştirmek;
Türk halkının yaşam düzeyini yükseltici ve kamuoyunu aydınlatıcı bilim verilerini söz, yazı ve diğer araçlarla yaymak;
(Ç) Halkın türlü alanlarda eğitilmesini Örgün,
Açık ve Yaygın Eğitimle sağlamak;
Ülkenin bi-limsel, kültürel, sosyal ve ekonomik yönlerden ilerlemesini ve gelişmesini etkileyen sorunları ilgili kuruluşlarla işbirliği yaparak öğretim ve araştırma konusu yapmak; sonuçlarını halkın yararına sunmak; kamu kuruluşlarınca ve özel kuruluşlarca bir ücret -karşılığı istenecek kalite kontrol ve diğer inceleme ve araştırmaları yapmak ve sonucunu bir rapor halinde ortaya koymak, yorumlar üretmek;
Eğitim teknolojisi üretmek, geliştirmek, kullanmak ve yaymak; ve
Yükseköğretimin uygulamalar yapılması ile ilgili e-ğitim-öğretim esaslarını geliştirmek; döner sermaye işletmeleri kurmak; verimli çalıştırmak ve bu faaliyetlerin geliştirilmesine ilişkin gerekli düzenlemeleri yapmaktır."


Daha iyi bir eğitim verebilmek veya diğer amaçları gerçekleştirebilmek için hangi- yöntemlerin uygulanacağını, icraatın ne olacağını, üniversite yetkili organları, takdir yetki ve kudretine dayanarak saptayacaktır. Konuyu daha iyi kavrayabilmek için aşağıdaki iktibası yapmayı uygun görürüm.

Ord.Prof.Sıddık Sami Onar İdare Hukukunun Um-umi Esasları adlı eserinin 3'ncü bası I'nci cilt sayfa 431'de şöyle denmektedir:

"Görülüyor ki hukuk idarenin kendisi değildir; idare
hedefine, amacına varmak için muhtelif vasıtalara maliktir; hukuk ancak bir sınır, bir hudut vazifesi görür. İdare ta-kdir kudretini kullanarak en uygun teknik usulleri bulmak, faaliyetin teknik yapısının gerektirdiği eylemleri yapmak, gayeye, amaca varmak için en doğruyu seçmek yetkisini haizdir. İdare üzerinde yargı denetimi (kazaî murakabe) yapılırken bu noktanın öneml-e gözönünde bulundurulması gerekir."


Davacı, bu konudaki şahadetinde, yukarıda belirttiğim gibi üniversitenin yeniden yapılandırılmasından hiç bahsetmemiş, sadece Yabancı Diller ve İngilizce Hazırlık Okulu ile ilgili şahadet vermiş ve bu cümleden olarak,- gerekçenin esassız olduğunu, yeniden yapılandırmada kendisinin yapamayacağı bir şey olmadığını, yeni ekibin yenilik olarak kendi önerilerinden iki tanesini uyguladıklarını, son iki yılda radikal bir değişiklik olmadığını söylemiştir.


Davacı genel olarak- yeniden yapılandırmanın kamu yararı amacı ile yapılmadığını ortaya koyacak hiçbir iddia ileri sürmüş değildir. İdarenin karar alırken kamu yararı amacı ile hareket etmediğini veya kararın kamu yararı amacına yönelik olmadığını ortaya koymak Davacıya düşme-ktedir. Takdir kudret ve yetkisinin kamu yararı dışında kullanıldığını, örneğin bu yetkiye istinaden alınan kararın siyasi veya hissi olduğu veyahut şahsi olduğunu ortaya koymak Davacının yükümlü-lüğüdür. Davacı, bu yükümlülüğünü yerine getirirken, sözü e-dilenlerin olgusal olarak varlığını kanıtlaması yanında kararın kamu yararı amacı dışında alındığını ortaya koyarak da iddiasını kanıtlayabilir. Konuya açıklık getirmek bakımından, Ord.Prof.Dr. Sıddık Sami Onar'ın yukarıda zikredilen eserinin 435. ve 436. -sayfalarından aşağıdaki iktibası yaparım:

"İdarenin takip ettiği maksadın hıssî, siyasî, şahsî olduğunu isbat edecek olayların meydana çıkarılması maksat unsurunun sübjektif bakımdan sakatlığı ve yetki saptırmasının mevcudiyetini isbat edebilir. Bu bakımd-an maksat unsurunu sınırlamamak, aksine takdir yetkisinin sınırlanmasında bu unsurdan faydalanmak doğru olur."


Davacı, kamu yararı amacı ile hareket edilmediği sonucunu ortaya çıkaracak başka bir emare veya şahadet de sunmuş değildir.

Yukarıda belir-tilenler ışığında Davacı 2'nci gerekçe ile ilgili ispat külfetini yerine getirememiştir. Davacı 1'inci
gerekçe ile ilgili başarılı olmasına rağmen, karar bir bütün olduğu cihetle dava red ve iptal edilir.

Masraflarla ilgili herhangi bir emir verilmez.


-


Necmettin Bostancı
Yargıç


21 Mayıs,2007



11






Full & Egal Universal Law Academy