Yüksek İdare Mahkemesi Numara 39/2014 Dava No 25/2016 Karar Tarihi 17.06.2016
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 39/2014 Dava No 25/2016 Karar Tarihi 17.06.2016
Numara: 39/2014
Dava No: 25/2016
Taraflar: Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası ile 1) Milli Eğitim Bakanlığı vasıtasıyle KKTC, 2) Mesleki Teknik Öğretim Dairesi Müdürülüğü vasıtasıyle KKTC arasında
Konu: İptal davası - İlahiyat Koleji açılamsı kararının iptali istemi -75 günlük hak düşürücü süre - Meşru menfaat - Dernek ve Vakıfların amaç ve faaliyeti ile ilgili alanlarında meşru menfaatlerinin olması-Mesleki Teknik Öğretim Dairesinin görev alanı ve sınırları - Yasaya aykırılık - Yetki aşımı
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 17.06.2016

-D. 25/2016 YİM: 39/2014


YÜKSEK İDARE MAHKEMESİNDE.
ANAYASANIN 152. MADDESİ HAKKINDA.
Mahkeme Heyeti: Narin F. Şefik, Mehmet Türker, Tanju Öncül.

Davacı: Kıbrıs Türk Öğretmenler S-endikası, Lefkoşa

ile -

Davalı No. 1) Milli Eğitim Bakanlığı vasıtasıyla KKTC,
Lefkoşa
No. 2) Mesleki Teknik Öğretim Dairesi Müdürlüğü
vasıtasıyla KKTC, Lefkoşa

A r a s ı n d a .


Davacı namına: Avukat Al-i Fevzi Yeşilada
Davalılar namına: Kıdemli Savcı İlter Koyuncuoğlu.


------------


K A R A R


Narin F. Şefik: Davacı, Davalıların Haspolat'ta Hala Sultan İlahiyat Koleji açılması ve kolejin avlusuna cami yapılması ve/veya aynı kompleks içerisine yurt bi-nası, yemekhane, sosyal tesisler ve camiden oluşan külliye yapılması ile ilgili alınan kararın ve yapılan işlemin yoklukla malul olduğunu ve/veya hükümsüz ve/veya etkisiz olduğunu ve hiçbir sonuç doğurmayacağını ileri sürmektedir.

Davacının talebi aynen -şöyledir:
Davalılar tarafından müştereken ve/veya münferiden alınan ve Davacının bilgisine takriben 2013 yılı Kasım ayı ortalarında gelen, Lefkoşa'da, Haspolat'ta Hala Sultan İlahiyat Koleji ve/veya İlahiyat Koleji açılması hususunda alınan kararın ve/veya- yapılan işlemin yoklukla malul olduğuna ve/veya hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve hiçbir sonuç doğuramayacağına karar verilmesi;

Davalılar tarafından müştereken ve/veya münferiden alınan ve Davacının bilgisine takriben 2013 yılı Kasım ayı ortalarında gelen-, Lefkoşa'da, Haspolat'ta Hala Sultan İlahiyat Koleji ve/veya İlahiyat Koleji avlusuna ve/veya aynı kompleks içinde cami yapılması hususunda alınan kararın ve/veya yapılan işlemin yoklukla malul olduğuna ve/veya hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve hiçbir sonuç- doğuramayacağına karar verilmesi;

Davalılar tarafından müştereken ve/veya münferiden alınan ve Davacının bilgisine takriben 2013 yılı Kasım ayı ortalarında gelen, Lefkoşa'da, Haspolat'ta Hala Sultan İlahiyat Koleji ve/veya İlahiyat Koleji, Yurt Binası, Y-emekhane, Sosyal Tesisler, Cami ve diğer tesislerden oluşan külliye yapılması hususunda alınan kararın ve/veya yapılan işlemin yoklukla malul olduğuna ve/veya hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve hiçbir sonuç doğuramayacağına karar verilmesi.


Davalılar, yasal- yetkileri dahilinde hareket ettiklerini,
yürürlükteki mevzuata uygun olarak dava konusu kararı aldıklarını, Yüksek İdare Mahkemesinin denetiminin yerindelik denetimi değil hukukilik denetimi olduğunu, dava konusu kararın Davacının herhangi meşru bir menf-aatini doğrudan doğruya ve olumsuz olarak etkilemediğini ve davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra ikame edildiği için ret ve iptal edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

Dava dinlenmiş olup duruşma maksatları için taraflar müştereken 19 adet emare- sunmuşlardır. Davacı davasını ispat etmek için Davacı Sendikanın Genel Sekreterine şahadet verdirmiş, Davalılar ise tanık çağırmamıştır.

Öncelikle Davalıların Davacının bu davayı açmada meşru menfaati olmadığı ve hak düşürücü süre geçtikten sonra dava i-kame ettiği yönündeki iddialarının incelenmesi gerekir.

Bakanlar Kurulu, 2.2.2012 tarihli Resmi Gazete'nin EK IV'de yayımlanan kararı ile, Vakıflar İdaresine ait emlakın "Eğitim Kompleksi" Projesini gerçekleştirmek üzere Kıbrıs İlim Ahlak ve Sosyal Yardı-mlaşma Vakfına (KISAV) 30 yıllığına 100 TL yıllık kira bedeli ile kiralanmasına yönelik Vakıflar Örgütünün 20.1.2012 tarihli kararını, 73/1991 sayılı Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası altında onayladı.

13.3-.2012 tarihinde KISAV, Davalı No.1'e yazı yazarak, kiralanan arazi üzerine Davalı No.1'in kullanımına vermek üzere sözleşmede yer alan şartlara tabi olarak 1 okul yapacağını bildirildi ve Bakanlıktan okulun adının gayrikabili rücu olarak "Hala Sultan" olma-sını ve ilahiyat müfredatlı eğitim ve öğretim vermesi koşulunun kabul edilmesini talep etti.

Emare No.4, 14.3.2012 tarihli Davalı No.2 tarafından KISAV'a gönderilen cevap ile, talep edilen koşulların Mesleki Teknik Öğretim Dairesi Müdürlüğü tarafından uy-gun bulunduğu bildirildi.

16.3.2012 tarihinde Vakıflar Örgütü ile KISAV arasında Emare No.5 Kira Sözleşmesi imzalandı.

27.7.2012 tarihinde, Davalı No.1 Hala Sultan İlahiyat Koleji Okul Müdürlüğüne İsmail Kaşot görevlendirildi.

12.9.2013 tarihinde, Ka-mu Hizmeti Komisyonu, ilgili
Müdürün İskele Ticaret Lisesinden Hala Sultan İlahiyat Kolejine nakledildiğini bildirdi.

Davacının Genel Sekreteri, şahadetinde, İlahiyat Kolejinin açıldığının Kasım 2013 tarihinde bilgisine geldiğini söyledi. Davalılar adına- hazır bulunan Savcı Tanığı istintakında, Emare No.11 İlkokul 5. Sınıflar ve Koleje Giriş Sınavı Kılavuzunda 2012-2013 Öğretim Yılında Hala Sultan İlahiyat Kolejinin de yer aldığının görüldüğünü, bu sınavların tarihlerinin 26.1.2013'den başlamak üzere sıra-landığını, bu sınavlara öğrencileri İlkokul öğretmenlerinin hazırladığını, Davacı Sendikanın İlkokul öğretmenlerinin ağırlıklı olarak yetkili sendikası olduğunu, bu durumda Davacının üyelerinin Emare No.11'den ve dolayısıyla Hala Sultan İlahiyat Kolejinden- haberdar olduklarını, bu nedenlerle Davacı Sendikanın da bu konuda haberdar olduğunun kabul edilmesi gerektiğini iddia etmiştir. Davacı Tanığı, Kasım 2013 tarihinden önce İlahiyat Kolejinin açılması ile ilgili kararın Sendikanın bilgisine gelmediğinde ısr-arlı olmuştur.

Davacı Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası, 13/1971 sayılı Sendikalar Yasası altında kayıtlı bir sendikadır. Emare No.18 Tüzük Madde XI(4)(b)(2)'ye göre "Genel Başkan, Sendikalar Kanunu, Tüzük, Genel Kurul, Yönetim Kurulu Kararları çerçevesi-nde özel ve tüzel kişilerle resmi makamlar nezdinde sendikayı birinci derecede temsil etmekte" olduğunu ifade eder.

13/1971 Sendikalar Yasası madde 45'e göre, kayıtlı bir sendika, mahkemede, memurlarından biri veya bir avukat tarafından temsil edilir.

Y-İM 18/12 (D.29/12)'de, bir sendikanın tüzel kişiliği bulunduğu kabul edilmiş, Anayasa Mahkemesi 3/2000 (D.3/2000)'de de sendikanın tüzel kişiliği olduğu ifade edilmiştir.

Karşı iddia yokluğunda, Sendikanın tüzel bir kişilik olarak dava konusu karardan ne- zaman haberdar olduğuna karar verilmesi gerekir. Karar veya işlem yayımlanmışsa, hak düşürücü süre yayım tarihinden itibaren başlamaktadır.

2.2.2012 tarihli 24 sayılı Resmi Gazete EK IV'de, Vakıflar İdaresine ait emlakın, "Eğitim Kompleksi" Projesini ge-rçekleştirmek üzere, Kıbrıs İlim Ahlak ve Sosyal Yardımlaşma Vakfına kiralandığı yayımlanmıştır.

16.3.2012 tarihli kira sözleşmesi Vakıflar İdaresi ve KISAV arasında imzalanmıştır.

Emare No.6, 18.6.2012 tarihli Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı -Müsteşarının imzası ile gönderilen yazıda da ifade edildiği gibi, 69/1989 sayılı Mesleki Teknik Öğretim Dairesi Yasası'nın 6(6) maddesi altında, Mesleki Teknik Öğretim Dairesi Müdürlüğünün İlahiyat Koleji açılması için verdiği karar Resmi Gazete'de yayımla-nmadı ve/veya yayımlandığı iddia edilmedi. Bu durumda Sendikanın, dava konusu karardan, yayın tarihinden itibaren bilgi sahibi olması söz konusu değildir.

Davalılar, Davacı Sendika Başkanına, kararın sendika üyelerinin bilgisine gelmesinden sonra S-endikanın da bilgisine geldiğinin kabul edilmesi gerektiği iddiasını yapmışlardır.

YİM 226/2012 (D.7/2016)'da ifade edildiği gibi;"KKTC'de, Yüksek İdare Mahkemesinde açılan bir iptal davası iki aşamada karara bağlanır. Birinci aşamada, dava,ön koşulları -yönünden incelenir. İkinci aşamada ise, davanın esası, yani hukuka
aykırılık iddiası incelenip karara bağlanır. Davanın ön koşullarından biri yoksa, dava ileri gidemeyeceğinden, davanın bu nedenle iptal edilmesi gerekmektedir. Bir iptal davasının 75 günlü-k hak düşürücü süre dolmadan açılması, davanın ileri götürülebilmesi için bir ön koşuldur. Davacı iptal davasına konu kararı öğrenme tarihini ve davasını
kararı öğrendiği tarihten itibaren 75 günlük hak düşürücü süre dolmadan ikâme ettiğini davasında iler-i sürmelidir. İdare ve/veya davalı, kararın davacı tarafından öğrenilme tarihi ile ilgili farklı bir iddiada bulunur ve öğrenme tarihi ile ilgili bir ihtilâf doğarsa, bu iddiasını yani davacının kararı öğrendiğini iddia ettiği tarihi ispat etmekle mükellef-tir. Kararın öğrenme tarihi ile ilgili
mahkemede bir tereddüt oluşursa, bu tereddüt veya kuşku davacı lehine alınarak iddia edilen tarihlerden davacı lehine
olan tarih dikkate alınmalıdır (Gör. YİM 147/85 D.39/87, YİM 131/88 D.6/90, YİM 344/91 D.31/92, C-ostas Neophytou V. The Republic, 1964 CLR. 280)."


Belirlenen bu prensip çerçevesinde huzurumuzdaki davanın olguları incelendiği zaman, Davacının dava konusu kararı Kasım 2013'de öğrendiğini ileri sürdüğü; İdarenin ise Sendika üyesi öğretmenlerin Emare N-o.11'den haberdar oldukları, dolayısıyla Davacı Tanığının ifade ettiği tarihten çok önce Davacı Sendikanın bu kararla ilgili bilgisi olduğunu iddia ettiği görülür.Emare No.11, 2012-2013 Öğretim Yılı İlkokul 5. Sınıflar Koleje Giriş Sınavı Kılavuz Kitapçığı-nın 4. sayfasında, kayıt müracaatlarının 17-28 Aralık 2012 tarihlerinde yapılacağının belirtildiği, kitapçığın içerisinde örnek sorular olduğu görülmektedir.

Bu kitapçığın ne zaman hazırlandığı belli olmamakla birlikte, 17.12.2012 tarihinden önceki bir t-arihte hazırlandığı bellidir.

Davacının en geç Emare No.11'de sözü edilen 17.12.2012 tarihinde bu kitapçıktan haberdar olduğu varsayıldığı takdirde, yokluk iddiası haricinde, hak düşürücü sürenin geçtiği kabul edilmelidir.

Emare No.11 Kitapçık Davacın-ın ne şekilde bilgisine gelebilir?

Davacı, Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikasıdır. Emare No. 18 Tüzük madde XI 4(b)(2) altında, Genel Başkan Sendikayı birinci derecede temsil eden kişidir.

Gerek AM 3/2000 (D.3/2000)gerekse YİM 18/2012 (D.29/2012)'de sen-dikanın tüzel kişiliği haiz olduğu kabul edilmiştir. Bir tüzel kişinin bir konuda haberdar olması, o tüzel kişiliğin kayıtlı adresine yazılı bildirim gönderilmesi veya tüzel kişiyi temsile yetkili kişinin şahsının bir şekilde konuyu öğrenmesi ile mümkün ol-ur. Tüzel kişiliği haiz bir sendikanın üyelerinin belli bir konuda bilgi sahibi olması, sendika tüzel kişiliğinin de bu konuda bilgi sahibi olduğu anlamına gelmez (Bak. Halsbury's Laws of England 3rd ed. Vol.6 sayfa 435-6 paragraf 843; Phipson on Evidence -11th edition sayfa 175-177).

Huzurumuzda dava konusu yapılan Davalıların Lefkoşa'da Haspolat'ta, Hala Sultan İlahiyat Koleji açılması kararının Davacı Sendikaya tebliğ edildiğine veya Sendika Genel Başkan ve/veya Genel Sekreterinin bu konu ile ilgili ola-rak şahsen bilgilendirildiğine ilişkin şahadet getirilmiş değildir.

Bu nedenle, Davacı sendika tüzel kişiliğinin, Davalılar, tarafından alınan ve dava konusu yapılan karardan, iddia edildiği gibi Emare No.11 Kitapçık dolayısıyla bilgi sahibi olduğunu kab-ul etmek ve Davalıların, Emare No.11 Kitapçık nedeni ile Davacı Sendikanın İlahiyat Koleji açılması ile ilgili karardan, hak düşürücü süre öncesinden haberdar olduğuna ilişkin iddialarına itibar etmek mümkün değildir.

Davacı Sendikanın Genel Sekreteri ve-/veya Genel Başkanının ileri sürdüğü gibi dava konusu yapılan karardan Davacı Sendikanın Kasım 2013'de haberdar olduğunu, dolayısıyla davanın ikame edildiği 17.1.2014 tarihinde hak düşürücü sürenin dolmadığını kabul eder ve bulgu yapar, Davalıların bu doğr-ultudaki iddialarını ret ve iptal ederiz.

Davalılar tarafından ileri sürülen 2. husus, Davacının bu davayı ikame etmek için olumsuz yönde etkilenen bir meşru menfaati bulunmadığıdır.

Davalılar, Davacı Sendikanın meşru bir menfaatinin alınan karar ile -olumsuz yönde ve doğrudan doğruya etkilenmediğini, okul açma kararının yasadan kaynaklandığını ve Sendikanın bir hakkını etkilemediği gibi, Sendikanın herhangi bir üyesinin yasadan kaynaklanan bir menfaatini de etkilemediğini, Genel Sekreterin şahadetinin -doğru kabul edilmesi halinde, bundan Sendika üyelerinin ilahiyat müfredatlı bir okulun açıldığını Emare No.11 Kitapçıkta görmesiyle bilgilerine gelmiş olmasına rağmen, üyelerin bu bilgiyi Sendika Sekreterine aktaracak kadar dahi bu olayı önemsemediklerinin- anlaşılması gerektiğini iddia etmiştir.

Davacı Sendika, toplumu ilgilendiren eğitim ile ilgili bir konuda, bir Öğretmenler Sendikasının menfaatinin bulunduğunun kabul edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

Emare No.18 olarak ibraz edilen Sendika -Tüzüğü'nde, sendikanın gayeleri madde II'de sıralanmıştır.

Madde II'nin K fıkrası aynen şöyledir:

"Kıbrıs Türk Eğitiminin geliştirilmesi için mücadele
etmek, bu alanda yapılacak her türlü çalışmaya ve
değişikliğe taraf olmak."

Davacı, D-avalılar aleyhine ikame ettiği dava ile, KKTC'de ilahiyat tedrisatlı bir okul açma kararının mevcut mevzuat altında mümkün olmadığını, dolayısıyla alınan kararın hükümsüz ve/veya etkisiz olduğunu ve herhangi bir sonuç doğuramayacağını ileri sürmektedir.

D-avacı bir öğretmenler sendikasıdır. Öğretmenler bir toplumun eğitim sisteminin mihenk taşlarıdır. Öğretmenlerin sendikası konumunda olan Davacı Sendikanın ve öğretmen olan üyelerinin, eğitim ile ilgili topluma ve toplumun yapısına etki yaratacak her türlü -esaslı değişiklikten olumsuz bir şekilde etkilenebileceği kabul edilmelidir.

Meşru menfaat konusunda Tufan Erhürman, KKTC İdari Yargılama Hukuku - 2012 sayfa 297'de bu konu ile ilgili şu görüşe yer vermiştir:

"Anayasa'da yer alan doğrudan doğruyalık il-kesinin açılan davanın reddedilmesi sonucunu doğuracağı ikinci durum, tüzel kişilerin, bir ya da birkaç üyelerinin menfaatinin ihlal edildiği iddiasıyla mahkemeye başvurmalarıdır. Örneğin bir sendikanın ya da bir derneğin, bir tek üyenin menfaatini ihlal e-den bir idari işleme karşı dava açması durumunda, bu işlemin sendikanın ya da derneğin menfaatini doğrudan doğruya ihlal ettiğini kabul etmek güçtür. Ancak bir idari işlem söz konusu sendikanın ya da derneğin çalışma alanıyla ilgiliyse ve eksiksiz tüm üyel-erini etkiliyorsa, artık tüzel kişinin o idari işlemden doğrudan doğruya etkilenmediğini idda etmek mümkün değildir.

Bu arada, bir sendikanın ya da derneğin çalışma alanına ilişkin olup da yalnızca tek bir üyeyi ilgilendiren işlemler söz konusu old-uğunda da, kategorik olarak tüzel kişinin menfaatinin doğrudan doğruya etkilenmediği sonucuna varmamak gerekir. Yukarıda incelendiği gibi, iptal davasında iptal kararı yalnızca davacı üzerinde değil, idari işlemle ilgili olan herkes üzerinde etki doğurmakt-adır. Bu durumda, kanımca, tek bir üyeyle ilgili olarak yapılmış olsa bile, tüm üyeleri etkileyebilecek sonuçları olan işlemler söz konusu olduğunda, sendikanın ya da derneğin işlemle doğrudan doğruya ilgili olduğunu kabul etmek gerekir."


YİM 177/2007 -(D. 34/2010) sayfa 3'de ise şu sözler yer almaktadır:

"Dernek ve vakıflar ancak tüzel kişiliklerinin menfaati ihlal edildiğinde ve tüzüklerinde belirtilen amaç ve faaliyet alanları ile ilgili konularda ve bunlarla sınırlı olmak üzere iptal davası aç-abilirler. Dernek ve vakıfların dava açma ehliyeti ile ilgili olarak İ.D.D.G. Kurulu 4.2.2000 tarih ve E.1999/1261, K.2000/168 sayılı davada şunlar yer almaktadır.
"Öte yandan, kendi üyelerinin hak ve menfaatlerini korumak amacıyla Kanunla kurulmuş mes-lek birliklerinin yanında, belli amaçlarla kurulmuş dernek, vakıf gibi özel hukuk tüzel kişiliğini haiz sivil toplum örgütlerinin, kuruluş amaçlarıyla sınırlı olmak üzere ve kamu menfaatini ilgilendiren konularda dava açmalarının mümkün olması gereklidir."-


Sayfa 15'de ise "çevreyi, kültürel ve tarihi değerleri korumak hususlarında menfaat ilişkisinin dar yorumlanmaması bu gibi konularda vatandaşların menfaat ilişkisi bulunduğunun kabul edilmesi gerekmektedir" denmiştir.


Davalılar tarafından mevc-ut eğitim kurumlarından kısmen farklı eğitimler de verecek yeni bir okulun kurulmasına karar verilmesi halinde, gayeleri arasında Kıbrıs Türk eğitiminin geliştirilmesi bulunan bir öğretmen sendikasının meşru menfaatinin doğrudan doğruya etkilendiğini kabul- etmek gerekir. Bu cihetle, Davalıların dava konusu kararda Davacının meşru bir menfaatinin olumsuz yönde etkilenmediği iddiası ret ve iptal edilir.

Bu durumda, dava konusu kararın idare hukuku kriterleri ekseninde incelenmesi gereklidir.

İdare hukuku-nda bir kararın hukuka uygunluğu yetki, şekil, sebep (neden), maksat (amaç) ve konu açılarından incelenir.

Zaim Necatigil'in Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Anayasa ve Yönetim Hukukunun Esasları adlı kitabının (2015) 209'uncu sayfasında:

"Yetki ve şe-kil bozuklukları genelde yasaya
aykırılık sonucunu doğurmaktadır. Sebep, idareyi
işlem yapmaya yönelten etken, amaç ise idarenin
idari işlemle elde etmeyi tasarladığı gayedir.
Sebep unsuru bakımından idarenin gösterdiği
o-layların mevcut olması ve aynı zamanda bu
olayların hukuki niteliğinin doğru değerlen-
dirilmesi gerekir. Sebep ve amaca ilişkin
bozukluklar genelde yetki aşımı veya yetkilerin
kötüye kullanılmasıyla ilgilidir. Konu unsuru
-idarenin konuları doğru değerlendirmesini gerektirir.
Bu nedenle sebep ve konu unsurları bir diğeri ile de
bağlantılıdır."

denmiştir.

Davanın esasına bakıldığı zaman, esasen karar verilmesi gereken husus, Davalı No.1'in, KISAV'a Vakıflar -Örgütünden kiralanan yere, gayrikabili rücu şekilde "Hala Sultan" adında, ilahiyat müfredatlı eğitim ve öğretim veren bir okul kurulmasına izin vermekle yürürlükteki mevzuata uygun davranıp davranmadığıdır.


KISAV'ın, Emare No.3, 13.3.2012 tarihinde Dava-lı No.1'e yazdığı yazı aynen şöyledir:



"MİLLİ EĞİTİM GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞINA
LEFKOŞA


02.02.2012 tarihli Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Resmi Gazetesinde yayımlanan K(II)276-2012 sayılı
Bakanlar Kurulu kararı ile kararlaştırılan Vakı-flar
Örgütü ve Din İşleri Dairesi Yönetim Kurulunun almış
olduğu 20.01.2012 tarih ve K/18/2012 sayılı kararda
belirtilenler ışığında Vakıflar İdaresine ait sözleşme
konusu emlakın bu sözleşmede sözü edilen "EĞİTİM
KOMPLEKSİ" projesini gerçekleştirmek ü-zere 73/1991
Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi (Kuruluş, Görev
ve Çalışma Esasları) Yasası'nın 29(3) maddesi uyarınca
KISAV (Kıbrıs İlim Ahlak ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı)'a
kiralanmıştır.


02.02.2012 tarihli Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Resmi Gaze-tesi'nde sözleşme tahtında kirasına aldığı arazi üzerinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığının kullanımına vermek üzere, mezkur sözleşmede yer alan şartlara tabi olarak
1 adet okul yaptıracaktır.


KISAV tarafından -inşaatı yaptırılacak olan bu okulun "Hala Sultan" adında olması ve "İlahiyat Müfredatlı" Eğitim Öğretim vermesi, bu okulun ve/veya kolejin inicasının infisah şartını ve/veya ön koşulunu teşkil etmektedir. Buna göre Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığının- kullanımına verilecek olan bu kolej ve/veya lisedeki tedrisat ilahiyat ağırlıklı olacaktır.


Yukarıda vaaz edilen koşullar uyarınca Bakanlığınız tarafından bu okulda bilakaydışart ve gayrikabili rücu olarak yukarıda belirtilen amaç doğrultusunda eğitim v-e öğretim yapacağınıza dair vakfımıza bakanlığınızın teyid ve taahhüt amaçlı bir yazıyı vermenizi arz ederim.


Kıbrıs İlim Ahlak ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı Başkanı
HİKMET KAYNARCA"

Davalı No.1'in Emare No.4, 14.3.2012 tarihli yanıtı -ise aynen şöyle olmuştur:

"KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ
MİLLİ EĞİTİM, GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI

Lefkoşa, 14 Mart 2012

Sayı: MEB.0.00-19-12/220

Kıbrıs İlim Ahlak ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı,
Lefkoşa.

İlgi-: 13 Mart 2012 tarihli yazınız.

İlgi yazınızda, Bakanlar Kurulu'nun 25 Ocak 2012
tarih ve K(II)276-2012 sayılı kararı ile Vakıflar
Örgütü ve Din İşleri Yönetim Kurulu'nun almış olduğu
20.01.2012 tarih ve K/18/2012 sayılı kararda
-belirtilenler ışığında Vakıflar idaresi'ne ait emlakın
"Eğitim Kompleksi Projesi"ni gerçekleştirmek üzere
Vakfınıza kiralanmasını 73/1991 sayılı Vakıflar Örgütü
ve Din İşleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma
Esasları) Yasası'nı-n 29(3) maddesi uyarınca onayladığı
belirtilmektedir.

Ayrıca, söz konusu kararda yer alan sözleşme
tahtında, KKTC Milli Eğitim, Gençlik ve Spor
Bakanlığı'nın kullanımına verilmek üzere 1 adet okul
yapılacağı belirtilmekte olup, oku-lun "Hala Sultan"
adında olması ve "İlahiyat Müfredatlı" eğitim-öğretim
vermesi ön koşulu ile Bakanlığımızın kullanımına
verilebileceği belirtilmektedir.

Bu bağlamda, yukarıda bahse konu koşulların
Müdürlüğümüzce uygun bulunduğu husu-sunu bilginize
saygı ile rica ederim.




Metin Gültekin
Mesleki Teknik Öğretim Dairesi Müdürü"


Emare No.6 olarak ibraz edilen Eğitim Bakanlığı Müsteşarının yazısı ise aynen şöyledir:


"KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ
MİLLİ EĞİTİM, GENÇL-İK VE SPOR BAKANLIĞI

Lefkoşa, 18 Haziran 2012

SAYI: MEB..0.00-43/2-12/534

KKTC Başsavcılığı,
Lefkoşa.


Bakanlığımız, 69/1989 sayılı Mesleki Teknik
Öğretim Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları)
Yasası'nın 6'ncı maddesinin (6)'ncı fıkr-ası uyarınca
Mesleki Teknik Öğretim Dairesi Müdürlüğü altında
eğitim verecek olan bir "İlahiyat Koleji" açılmasına
karar vermiştir.

Söz konusu Yasa ışığında konuyla ilgili
görüşlerinize ivedilikle ihtiyaç duyulmaktadır.

Bilgi ve gereğini saygılarıml-a arz ederim.



Ali Yönel
Müsteşar"



Emare No. 4 ve 6 incelendiğinde, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığının, 69/1989 sayılı Yasanın 6'ncı maddesinin 6'ncı fıkrası uyarınca, Mesleki Teknik Öğretim Dairesi Müdürlüğü altında eğitim verec-ek olan bir "İlahiyat Koleji " açılmasına karar verdiği görülür.

Emare No.13 ve 14 incelendiğinde, davada konu edilen Hala Sultan İlahiyat Koleji'nin, Türk Maarif Koleji, Gazimağusa Türk Maarif Koleji, 19 Mayıs Türk Maarif Koleji, Güzelyurt Türk Maarif K-oleji, Bekirpaşa Lisesi Kolej sınıfı gibi sınavla öğrenci alacağı ve ders çizelgesinin de aşağıdaki tabloda belirtildiği gibi olacağı anlaşılmaktadır:



İLAHİYAT KOLEJİ
ORTA KISMI
2013-2014 ÖĞRETİM HAFTALIK DERS ÇİZELGESİ ZORUNLU- DERSLER
Dersler6.SINIF7.SINIF8.SINIFEnglish1098Turkish555
Sosyal Bilgiler (Tarih/Coğrafya/ Yurttaşlık ve İnsan Hakları)22-Kı Kıbrıs Türk Tarihi111T.C İnkilap Tarihi ve Atatürkçülük--2Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi-111History--1Geography-11Mathematics444General Science and Technology444Music111Art111P.E222Information & Communication Technology111Kur'an-ı Kerim333Arapça333 Zorunlu Ders Saati To-plamı383838 SEÇMELİ DERSLERİngilizce (2)Almanca/Fransızca (2)Resim (2)Müzik (2)Drama (2)Tiyatro (Türkçe/İng/Fr./Alm)(2)Etüt (2 veya 1+1)Satranç (2)Mathematics (2)General Science -and Technology (2) Seçmeli Dersler Toplamı000 TOPLAM383838 Eğitsel Kol Etkinlikleri333

69/1989 sayılı Mesleki Teknik Öğretim Dairesi (Kuruluş, Görev v-e Çalışma Esasları) Yasası'nın 6.maddesi şöyledir:

"6. Dairenin bağlı kuruluşları şunlardır:(1) Teknik Liseler, Meslek Liseleri, Endüstri Meslek Liseleri ve bağlı ortaokullar; (2) Ticaret Liseleri ve bağlı ortaokullar;(3) Pratik Kız Sanat ve- Erkek Sanat Okulları;(4) Dil ve Ticaret Gece Enstitüleri;(5) Köy Kadın Kurs Merkezleri;
(6) Dairenin görev alanına giren konularda açılan ve Bakanlıkça açılmasına karar verilen diğer kuruluşlar."
6'ncı madde, Mesleki Teknik Öğretim Dairesini-n bağlı kuruluşlarını sınırlı olarak sayarak, sadece 6'ncı fıkrada, ilk beş fıkrada belirtilenlere ek olarak, "dairenin görev alanına giren konularda açılan ve bakanlıkça açılmasına karar verilen diğer kuruluşlar" düzenlemesini getirmiştir.

Yasanın -2'nci maddesinde, okul kelimesinin tefsiri şu şekilde yapılmıştır:

"Okul", Daireye bağlı Mesleki Teknik alanlarında eğitim-öğretim yapan kuruluşları anlatır."


Bu durumda öncelikle, Hala Sultan İlahiyat Koleji'nin, Mesleki Teknik Öğretim Dairesinin görev- alanına giren konularda açılan bir okul veya kuruluş olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceğine karar verilmesi gerekir.

Mesleki Teknik Öğretim Dairesinin görevleri, Yasa'nın 5'inci maddesinde belirtilmiştir. Yasa'nın 5(2) ve 11'inci maddeleri aynen- şöyledir:

"5.(2) Bağlı kuruluşlardaki beceri kazandırma
amaçlı öğretim programlarının yürütülmesini
kolaylaştırmak için üretime dönük olmak üzere
Döner Sermayeli çalışma sistemi kurmak ve
yürütmek;"

-"11. Öğrencilerin gerçek işler üzerinde çalışarak iş
hayatına uyumlarının sağlanması, temrin yapımında
kullanılan, tüketilen malzeme giderlerinin
azaltılması ve öğrencilere staj yapma olanakları
verilebilmesi ama-cı ile bağlı kuruluşlardaki
atölyeler döner sermaye ile çalıştırılabilirler."

Yasa'nın 11'inci maddesi incelendiğinde, "bağlı kuruluşların" iş hayatına uyum amaçlı, beceri kazandırma özlü eğitim-öğretim programları yürüttükleri görülür.- Dolayısıyla Mesleki Teknik Öğretim Dairesinin görev alanının, belli bir mesleğe veya beceriye yönelik olarak eğitim-öğretim vermekle sınırlı olduğu kabul edilmelidir.

Zaim M.Necatigil Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Yönetim Hukuku ve Esasları adlı eser-inde (2015 basımı), sayfa 208'de şu görüşe yer verilmiştir:

"KKTC'de dava sebepleri esas itibarıyla Anayasa'nın 152.maddesinde ifade edilmiştir. Anayasa'nın 152(1) maddesine göre, yönetsel veya yürütsel organların karar veya işlemlerini denetleme yet-kisi, Yüksek İdare Mahkemesi olarak, Yüksek Mahkemeye verilmiştir. Yüksek İdare Mahkemesi, yürütsel veya yönetsel bir yetki kullanan herhangi bir organ, makam veya kişinin bir kararının, işleminin veya ihmalinin, Anayasa'nın veya herhangi bir yasanın veya -buna uygun olarak çıkarılan mevzuatın kurallarına aykırı olduğu veya bunların söz konusu organ veya makam veya kişiye verilen yetkiyi aşmak veya kötüye kullanmak suretiyle yapıldığı şikâyeti ile kendisine yapılan başvuru hakkında kesin karar vermek münhas-ır yargı yetkisine sahiptir.
Buna göre, Yüksek İdare Mahkemesi aşağıda belirtilen dava sebeplerine dayanarak yönetimin karar veya işlemini iptal edebilmektedir:
(1)Anayasa'ya aykırılık,
(2)Yasaya veya yasa altında çıkarılan mevzuata
aykırılık,
-(3)Yetki aşımı veya
(4)Yetkilerin kötüye kullanılması."

Sayfa 216'da ise şu sözler yer alır:
"(b) Yasanın sözüne ve özüne aykırılık. Dava sebebi olarak "yasaya aykırılık" doğal anlamda, yasanın sözüne ve yorum gerektiren durumlarda, yasanın özüne aykırı-lık anlamındadır. Yasanın özüne veya sözüne aykırı olan yönetsel karar iptal edilebilmektedir."



Onur Karahanoğullarının İdare'nin Hukukla Kavranması Yasallık ve İdari İşlemler adlı eserinde, 2'nci baskı, sayfa 79'da;

" İdarenin kuralı veya birel iş-lemi, yasadaki kurala uygun olmalıdır. Yasadaki kuralla çelişmemeli ve çatışmamalı, ona aykırı olmamalıdır. "

ve sayfa 80'de;

"Yasaya aykırılık, yasadaki kuralın anlamını değiştirme biçiminde de gerçekleşebilir. Kuralın anlamını daraltma, genişle-tme veya saptırma yasaya aykırılık oluşturur."

görüşleri yer almaktadır.

Bakanlığın, Yasaya aykırı karar verebilme yetkisi yoktur. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından, 69/1989 Sayılı Yasa'nın 6'ncı maddesinin (6)'ncı fıkrası altında bir eğ-itim kurumu açılmasına karar verilecekse, bu kuruluşun, iş hayatına uyum, belli bir mesleğe veya beceriye yönelik eğitim-öğretim verecek bir kuruluş-okul olması gerektiği açıktır. Dolayısıyla kurulacak okulun veya eğitim kurumunun veya kuruluşun, Mesleki -Teknik Öğretim Dairesi Yasası'nda belirtilen kuruluşlar kapsamına girmediği takdirde, yani iş hayatına uyum, belli bir mesleğe veya beceriye yönelik eğitim-öğretim vermemesi halinde, Bakanlığın, anılan Yasa altında böyle bir okul veya kuruluş veya eğitim k-urumu açma hakkı yoktur.

69/1989 sayılı Yasa'nın 6'ncı maddesinin 6'ncı fıkrası tahtında kurulduğu belirtilen İlahiyat Koleji'nin, yukarıda yazılan, diğer kolejlerle paralellik gösteren öğrenci alma yöntemi ve ders programı incelendiğinde, adı geçen kole-jin, iş hayatına uyum veya belli bir mesleğe veya beceriye yönelik olarak eğitim-öğretim verme amacı ile kurulduğundan söz etmek mümkün değildir. Bilâkis, Emare No.13 ve 14'de sıralanan diğer kolejlere benzer bir eğitimin ilâhiyat koleji için de planlandığ-ı görülmektedir. Hala Sultan İlahiyat Koleji, vereceği eğitim dolayısıyla, 69/1989 sayılı Yasanın 6'ncı maddesinin 6'ncı fıkrası altında yer alabilecek bir kuruluş kapsamında kabul edilemez.

Sonuç itibarıyla 69/1989 sayılı Yasa'nın 6'ncı maddesinin 6'ncı- fıkrası altında İlahiyat Koleji açılmasına dair verilen kararın Yasaya aykırı olduğuna, dolayısıyla Lefkoşa'da Haspolat'ta İlahiyat Koleji açılması hususunda alınan kararın veya yapılan işlemin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayac-ağına karar veririm.

Talep Takririnin B ve C paragraflarındaki talepler ile ilgili herhangi bir iddia ileri sürülmediğinden, ret ve iptal ederim.

Dava masraflarını Davacı lehine veririm.


Mehmet Türker: Davalılar tarafından Davacının talepler-ine karşı dosyalanan Müdafaa Takririnde Davacının davasını Anayasa'nın 152. maddesinde belirtilen 75 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra ikame ettiği nedeniyle, davanın dinlenmeden bu nedenle ret ve iptal edilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.

Da-valılar tarafından ileri sürülen bu ön itiraz, idari davalarda 75 günlük dava açma süresinin hak düşürücü bir süre olduğu cihetle ve davanın ileri gidebilmesi için bir ön koşul olduğundan, öncelikle incelenmesi gerekmektedir. Bu inceleme ile 75 günlük hak -düşürücü sürenin geçip geçmediğinin saptanması ve eğer 75 günlük sürenin geçtiği saptanırsa, Davacının alınan kararın yoklukla sakat olduğu için hak düşürücü sürenin söz konusu olamayacağı iddiasının incelenmesi gerekmektedir.
Anayasa'nın 152. maddesi-nin 3. fıkrasına göre; bir karar veya işlemle ilgili Yüksek İdare Mahkemesine yapılacak başvurunun, karar veya işlemin yayımlanması tarihinden veya yayımlanmadığı takdirde veya bir ihmal halinde, başvuran kişinin bunu öğrendiği tarihten itibaren 75 gün içi-nde yapılması gerekmektedir. Ancak içtihat kararlarıyla yerleşmiş bu husustaki İdare Hukuku prensiplerine göre, bir karar veya işlem "yoklukla malul" ise bu karar veya işlem aleyhine 75 günlük süre geçse de dava açılabilir (Gör.KKTC'de Anayasa ve Yönetim H-ukukunun Esasları Zaim Necatigil sayfa 235-237, KKTC İdari Yargılama Hukuku, Tufan Erhürman sayfa 388-389).
(Gör.YİM 226/2012 D.7/2016).

Davacı davasında, Talep Takririnin talep kısmında İlahiyat Koleji açılması ile ilgili kararın 2013 yılı Kasım ayı- ortalarında bilgisine geldiğini ileri sürmüştür. Davanın duruşmasında şahadet veren Genel Sekreteri, İlahiyat Koleji açılması kararının İlahiyat Fakültesi açılış töreninin yapıldığı Kasım 2013 tarihinde bilgisine geldiğini, daha önceden haberdar olmadığın-ı söylemektedir.

Davalılar adına bulunan Savcı ise Sendika Genel Sekreterini istintakında, İlahiyat Kolejine giriş için KGS sınavı yapıldığını, bu sınavlara ilkokul 5. sınıf öğrencilerinin girdiğini, Davacı Sendikanın üyelerinin ağırlıklı olarak ilko-kul öğretmeni olduğunu, Sendikanın bu öğretmen üyelerinin öğrencileri sınava hazırladığını ve sınava girdiklerini, 2012-2013 Öğretim Yılı için Milli Eğitim Bakanlığının ilkokul 5. sınıflar için KGS (Kolejlere Giriş Sınavları) Kılavuz Kitapçığı yayınladığın-ı, Emare 11 olan bu kılavuzda İlahiyat Fakültesi dahil Kolejlere giriş sınavlarına kayıtların 17-28 Aralık 2012'de yapılacağının duyurulduğunu, Emare 11 aynı kılavuzda sınav kayıt ücretinin belirtildiğini, sınavın 26/1/2013, 11/5/2013 ve 8/6/2013'te yapıla-cağının da duyurulduğunu iddia edip, İlahiyat Kolejinin açılması için karar alındığının Sendikanın üyelerinin ve Sendika Genel Sekreterinin bilgisine geldiğini ileri sürmüştür. Sendika Genel Sekreteri Emare 11 Sınav Kılavuzunun içeriğini, İlahiyat Koleji -için kayıt duyuru tarihlerini, sınav tarihlerini, üyelerinin öğrencileri bu sınavlara hazırladığının doğru olduğunu kabul etmesine rağmen, Sendika Genel Sekreteri olarak bu tarihlerde Kolejin açılması ile ilgili bir bilgisi olmadığını,Davalıların kararının- resmi olarak Sendikanın bilgisine gelmediğini, karardan 2013 Kasım'da haberi olduğu iddiasında ısrarlı olmuştur.

75 günlük hak düşürücü süre ile ilgili olarak,
YİM 226/2012 D.7/2016'da şöyle denmektedir:

"KKTC'de, Yüksek İdare Mahkemesinde aç-ılan bir
iptal davası iki aşamada karara bağlanır. Birinci
aşamada, dava, ön koşulları yönünden incelenir. İkinci
aşamada ise, davanın esası, yani hukuka aykırılık
iddiası incelenip karara bağlanır. Davanın ön
koşullarından biri yoksa, -dava ileri gidemeyeceğinden,
davanın bu nedenle iptal edilmesi gerekmektedir. Bir
iptal davasının 75 günlük hak düşürücü süre dolmadan
açılması, davanın ileri götürülebilmesi için bir ön
koşuldur. Davacı iptal davasına konu kararı öğrenme-
tarihini ve davasını kararı öğrendiği tarihten itibaren
75 günlük hak düşürücü süre dolmadan ikâme ettiğini
davasında ileri sürmelidir. İdare ve/veya davalı, kararın
davacı tarafından öğrenilme tarihi ile ilgili farklı
bir iddiada bul-unur ve öğrenme tarihi ile ilgili bir
ihtilâf doğarsa, bu iddiasını yani davacının kararı
öğrendiğini iddia ettiği tarihi ispat etmekle mükelleftir.
Kararın öğrenme tarihi ile ilgili mahkemede bir tereddüt
oluşursa, bu tereddüt veya kuş-ku davacı lehine alınarak
iddia edilen tarihlerden davacı lehine olan tarih dikkate
alınmalıdır (Gör. YİM 147/85 D.39/87, YİM 131/88 D.6/90,
YİM 344/91 D.31/92, Costas Neophytou V. The Republic,
1964 CLR. 280)."


Yüksek İdare Mahkem-esinin bu prensibi çerçevesinde, dava konusu kararın Davacının bilgisine, Davacının iddia ettiği tarihte mi yoksa Davalının iddia ettiği tarihte mi geldiğini saptamak için davanın olgularının, emarelerin ve Davacı Genel Sekreterinin şahadetinin değerlendir-ilmesi gerekir.

Bakanlar Kurulunun 2/2/2012 tarihinde Resmi Gazete'de yayımladığı karar ile, Vakıflar İdaresine ait emlakın Eğitim Kompleksi Projesi gerçekleştirmek için Kıbrıs İlim Ahlak ve Sosyal Yardımlaşma Vakfına kiralanmasını onaylaması ile Vak-fın, Davalı No.(1)'in kullanımına verilmek üzere, "Hala Sultan" ismi altında ve İlahiyat Müfredatlı Eğitim Verme koşulları ile okul yapma talebi, Davalı No.(2)'nin 14/3/2012 tarihli Emare 4 cevabı ile uygun bulundu. 27/7/2012 tarihinde Hala Sultan İlahiyat- Kolejine Davalı No.(1) tarafından müdür atanmıştır.

Bu süreçten sonra Milli Eğitim Bakanlığı web sayfasında Emare 9'da görülen İlahiyat Koleji giriş sınavı ile ilgili duyuru yayınlanarak, İlahiyat Kolejine öğrenci alımı için 23/6/2012'de sınav yapıl-acağı, aday kayıtlarının ise 18, 19, 20, 21, 22 Haziran 2012 tarihinde yapılacağı duyurulmuştur. Bu sınavın sonuçları, yine Emare 9'un ekinde görüldüğü şekilde, liste halinde yayınlanmıştır.

Emare 10'da yine Milli Eğitim Bakanlığının aynı şekildeki b-ir duyurusu ile Hala Sultan İlahiyat Koleji dahil, KGS sınavlarının 26/1/2013 tarihinde yapılacağı, bu sınavla ilgili kayıtların 17-28 Aralık 2012 tarihlerinde yapılacağı duyurulmuştur.

Davalılar adına hazır bulunan Savcının Davacı Sendika Genel Sekr-eterini istintakında, Genel Sekreterin ve Sendikanın bilgisine geldiğini iddia ettiği Emare 11, 2012-2013 Öğretim Yılı İlkokul 5. Sınıflar Koleje giriş kılavuz kitapçığında, yine İlahiyat Koleji dahil kolej sınav kayıtlarının 17-28 Aralık 2012'de yapılacağ-ı ve KGS 1'in 26/1/2013, KGS 2'nin 11/5/2013, KGS 3'ün 8/6/2013'te yapılacağı görülmektedir. Bu kılavuz kitapçığının her halükârda 17/12/2012 tarihinden önce hazırlandığı şüphesizdir. Emare 10'da görüldüğü gibi, 2013 sonuçlarına göre Hala Sultan İlahiyat -Kolejine yerleşenlerin listesi yayımlanmıştır.

Bütün bu emarelerdeki İlahiyat Fakültesi sınav kayıt duyuruları, sınav duyuruları ve tarihleri bu sınava 5. sınıf öğrencilerinin katıldığını, Sendika Genel Sekreterinin de istintakında kabul ettiği gibi - 5. sınıf öğrencilerini sınava Davacı Sendikaya üye öğretmenlerin hazırladığını, Davacı Sendikanın Tüzüğü'ne göre eğitim alanında faaliyet gösteren bir sendika olduğunu, Sendika Genel Sekreterinin Sendikayı birinci derecede temsil eden kişi olduğunu, Genel- Sekreterin Sendikanın faaliyet alanı olan eğitim alanındaki gelişmeleri Sendikayı 1. derecede temsil eden kişi olarak üyeler ve Sendika adına da takip ettiği göz önüne alındığı zaman,
Emare 18 Tüzüğe göre gayeleri arasında "Kıbrıs Türk eğitiminin gelişti-rilmesi için mücadele etmek, bu alanda yapılacak her türlü çalışmaya ve değişikliğe taraf olmak" da olan Davacı Sendikanın Genel Sekreterinin ve dolayısıyla Sendikanın Haziran 2012'de alınan dava konusu karardan Kasım 2013'te haberdar olduğu veya İlahiyat -Koleji açılması ile ilgili kararın Kasım 2013'te bilgisine geldiği yönündeki şahadeti, belirtilen emareler ve olgular ışığında makul, kabul edilebilir, itibar edilebilir ve değer verilebilir bir şahadet niteliğinde görülmemektedir.

Aktarılan olgular,- Davalıların Davacının kararı öğrenme tarihi ile ilgili iddiaları ve bu husustaki emareler dikkate alındığında, Sendika Genel Sekreterinin makul ve itibar edilebilir olmayan şahadetine bir değer verilemeyeceğinden, Davalıların, Davacının kararı 17/12/2012 -tarihinde öğrendiği iddiasını tereddüte yer bırakmayacak şekilde ispat ettiği ortaya çıkmaktadır. Davacının dava konusu kararın iptali ile ilgili taleplerini içeren bu davayı, 17/1/2014 tarihinde 75 günlük süre geçtikten sonra ikame ettiği gerçeği karşısın-da, bu kararın iptali ile ilgili davanın 75 günlük hak düşürücü süreden sonra açıldığı nedeniyle ileri gidemez ve reddedilmesi gerekmektedir.

Davacının kararın iptali için davayı 75 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra ikame ettiği bulgusuna var-dıktan sonra, Davacının, kararın yoklukla malul bir karar olduğu ve 75 günlük hak düşürücü süreye tabi olmadığı iddiasının incelenmesi gerekmektedir.

Yoklukla ilgili olarak YİM 226/2012 (D.7/2016)'da şöyle denmektedir:
"Bir karar veya idari işlemin- hangi hallerde yoklukla
malul sayılacağı gerek İdare Hukuku ile ilgili öğretide,
gerekse içtihat kararlarında belirlenmiştir. KKTC Yüksek
İdare Mahkemesinin de bu hususta birçok içtihadi kararı
bulunmaktadır. Bu kararlarda bir idari karar veya i-şlemin
yoklukla malul olup olmadığının nasıl saptanacağı
belirtilmektedir.

YİM 80/2011 D.18/2012 sayılı kararda bu hususta şöyle denmektedir:

"İdare hukuku ilkelerine göre, idare, yetkilerini
bir makam veya organ vasıtasıyla kullan-maktadır.
Böyle bir makam veya organ ise yetkilerini yasa,
tüzük veya yönetmeliklerden almaktadır. Yasa,
tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen yetki dışında
yapılan tüm işlemler hukuka aykırı olması sebebiyle
yoklukla maluldur. Eğer- bir makam veya organ açıktan
açığa yetkisi olmadan herhangi bir karar alır veya
işlem yaparsa, bu gibi kararın veya işlemin esaslı
bir şekilde sakat olmasından dolayı doğmamış
addolunması ve yok sayılması gerekir. Açıktan açığa
yas-aya aykırı veya tamamıyla görev ve yetki dışı
tasarruflar hükümsüzlükle malul olduklarından bunlar
hiçbir zaman sıhhat iktisap edemeyeceklerinden her
zaman ortadan kaldırılabilir (Gör. YİM 224/07 D.24/09,
YİM 91/08 D.2/2010, YİM 147/86- D.4/89, YİM 201/80
D.30/80, YİM 5/76)."

YİM 142/2011 D.10/2013 sayılı kararda ise şöyle denmektedir:

"Bir idari karar veya işlemin yok hükmünde
sayılabilmesi için, idare hukukunun temel prensipleri
çerçevesinde yetki gasbı, ağır şekil sakatl-ıkları,
fonksiyon gasbı ve diğer unsurlar bakımından ağır
sakatlık hali içermesi gerekmektedir.

Bunun yanı sıra idarenin, kişilerin temel hak ve
hürriyetlerine yönelik ağır ve apaçık bir şekilde
hukuka aykırı olarak müdahale etmesi, yokluk son-ucunu
doğuran ağır sakatlık hali sayılmıştır.(Bkz.Kemal
Gözler, İdare Hukuku 2. baskı sayfa 1017)

İdarenin açıkça yasaya aykırı veya idarenin hiç
yapamayacağı işlemlerden olan bir işlemi yapması,
Türkiye Danıştayı tarafından yokluk halini-n oluşması
için yeterli sayılmıştır.

Danıştay 10.D, 20.5.1997 tarih ve E.1995/397,
K 1997/1911 sayılı kararında şöyle denmektedir:

'Bazı idari işlemler vardır ki, idare hukukunda 'yok
hükmünde' olan idari işlemler denilen, sakatlıkları ço-k ağır olan ve hukuk dünyasında hiç doğmamış kabul edilen 'batıl' işlemlerdir. Bu tür batıl işlemler, ilgililer hakkında hüküm ifade etmezler, hukuksal durumda değişiklik yaratmazlar, çünkü hiç var olmamış sayılırlar.
Bir idari işlem, açıkça yasaya ayk-ırı veya idarenin hiç yapamayacağı işlemlerden ise, yok hükmünde bir idari işlemden söz ediliyor demektir. Yok hükmünde olan bir idari işlemin iptali için idari yargıda dava açmaya esasen gerek bulunmamaktadır. Fakat, idarenin işlemini yok hükmünde saymayı-p yürütmeye devam etmesi, ilgili bu işlemin iptali için dava açmaya zorunlu bırakabilir.Bu gibi durumlarda, idari yargı yerinin, dava konusu işlemin yok hükmünde olduğunu saptayıp uyuşmazlığı çözmesi, idarenin her türlü eylem ve işlemin yargısal denetime b-ağlı tutulmasını gerektiren 'Hukuk Devleti' ilkesine de uygun düşmektedir.'"


Emare 6, 18/6/2012 tarihli yazıya göre Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı 69/1989 sayılı Mesleki Teknik Öğretim Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası'nın -6. maddesinin 6. fıkrası gereğince, Mesleki Teknik Öğretim Dairesi Müdürlüğü bünyesinde eğitim verecek bir "İlahiyat Koleji" açılmasına karar vermiştir.

17/1986 sayılı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Milli Eğitim Yasası, Bakanlar Kurulu adına, Milli -Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülen bir Yasa'dır. Bu Yasa'nın 24. maddesinin 1. fıkrasına göre, Kıbrıs Türk Milli Eğitim Sistemi Örgün ve Yaygın Eğitim olarak iki ana bölümden oluşur. 2. fıkrasına göre Örgün Eğitim; okul öncesi eğitim, ilköğretim, orta -öğretim ve yüksek öğretim olarak sayılmaktadır. Yasanın 25-40 maddelerine göre, örgün eğitim kurumları ve bunlara bağlı okullar Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kurulur. Orta öğretim kurumları ve buna bağlı okullar da örgün eğitim kapsamında olup bu okull-arı açma yetkisi Milli Eğitim Bakanlığındadır.

Milli Eğitim Bakanlığının Mesleki Teknik Öğretim Dairesi (Kuruluş Görev ve Çalışma Esasları) Yasası'nın 6. maddesinin 6. fıkrası uyarınca, açmaya karar verdiği "İlahiyat Koleji", ilkokul 5. sınıfların -sınavla alınıp öğrenim göreceği bir orta öğretim kurumudur. Tarafların mutabakatla sunduğu emarelerde görülen ders çizelgesi de bunu açıkça göstermektedir. Yasa'nın 6. maddesinin 6. fıkrası, Bakanlığa, diğer kuruluşları veya okulları açma yetkisi vermekte- ve Bakanlıkça açılmasına karar verilen diğer kuruluşlar da Mesleki Teknik Öğretim Dairesine bağlı kuruluşlar olmaktadır. Bu yasal duruma göre, hem Milli Eğitim Yasası hem de Mesleki Öğretim Dairesi Yasası Milli Eğitim Bakanlığına okul açma yetkisi verdiğ-inden, bu kararın alınmasında herhangi bir yetki gasbı veya açıkça Yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Alınan karar İdarenin hiç yapamayacağı bir karar ve işlem de değildir. Bu nedenlerle, dava konusu olup Davacı tarafından iptali istenen karar yok hükmünde -bir karar değildir. Dava konusu İlahiyat Fakültesi açılmasına dair karar yok hükmünde olmadığı ve karar aleyhindeki dava 75 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra ikame edildiği nedeniyle, Davacının Talep Takririnin "A" paragrafında, Lefkoşa'da Haspolat'-ta İlahiyat Koleji açılması hususunda alınan kararın ve/veya yapılan işlemin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair karar verilmesine ilişkin talebinin ret ve iptal edilmesi gerekir.

Davacı Talep Takririnin "B" ve "C"- paragraflarındaki talepleri ile ilgili herhangi bir iddia ileri sürüp bu taleplerini ileri götürmediğinden, "B" ve "C" paragraflarındaki taleplerin ve dolayısıyla davanın ret ve iptal edilmesi gerekir.


Tanju Öncül: Sayın Başkan Narin Ferdi Şefik'in kara-rında belirtmiş olduklarına ve vardığı sonuca katılırım.

Narin F. Şefik:
Sonuç olarak;
oy çokluğu ile Lefkoşa'da Haspolat'ta İlahiyat Koleji açılması hususunda alınan kararın veya yapılan işlemin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurma-yacağına karar verilir.

Talep Takririnin (B) ve (C) paragraflarındaki talepler ile ilgili herhangi bir iddia ileri sürülmediğinden, (B) ve (C) paragraflarındaki talepler ise oy birliği ile ret ve iptal edilir.

Dava masrafları Davacı lehine verilir.




-
Narin Ferdi Şefik Mehmet Türker Tanju Öncül
Başkan Yargıç Yargıç


17 Haziran 2016





















4






Full & Egal Universal Law Academy