Yüksek İdare Mahkemesi Numara 39/1999 Dava No 16/2011 Karar Tarihi 28.06.2011
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 39/1999 Dava No 16/2011 Karar Tarihi 28.06.2011
Numara: 39/1999
Dava No: 16/2011
Taraflar: Mehmet S. Uğraşın ile Kamu Hizmeti Komisyonu arasında
Konu: Davacının izin almaksızın basın toplantısı düzenlemesi - Davacının en son çekmekte olduğu bir aylık net maaşının 1/2 sinin kesilmesi cezası ile cezalandırılması - Cezalandırma aleyhine istinaf - İstinafın kabul edilmesi ve cezalandırma kararının hükümsüz olduğuna karar verilmesi.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 28.06.2011

-D. 16/2011 YİM 39/1999

Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.

Mahkeme Heyeti:Şafak Öneri, Narin F. Şefik, Hüseyin Besimoğlu.

Davacı: Mehmet S. Uğraşın, K.K.T.C. Sayıştay - Lefkoşa

ile - -

Davalı: K.K.T.C. Kamu Hizmeti Komisyonu vasıtası ile K.K.T.C. Lefkoşa

A r a s ı n d a.

Davacı şahsen hazır
Davalı namına: Savcı Meryem Beşoğlu

-------------

K A R A R


Şafak Öneri:Davacı, Sayıştay'da denetçi olarak kamu görevi if-a etmekte olduğu 3/11/1998 tarihinde, Sayıştay toplantı salonunda bir basın toplantısı düzenleyerek bir basın açık-laması dağıttı. Basın açıklaması, 4/11/1998 tarihinde bazı gazetelerde de yayınlandı. Keza Davacı, 4/11/1998 tarihinde Kıbrıs FM isimli radyo-nun bir programına telefoniyen katıla-rak, canlı yayında, basın toplantısında dile getirdiği konu-ları tekrarladı. Emarelere göre, basın açıklaması ve basın toplantısı ile radyo programında davacı tarafından dile geti-rilenlerin bir bölümü Sayıştay başkan -ve üyelerinin hizmet politikasının ağır eleştirisi ile ilgili olup, ifade edilen-lerin çoğunluğu sayıştay yöneticilerinin kişisel icraatlarının ağır eleştirisinden ve bazı ithamlardan ibarettir.

Sayıştay Başkanı, Personel Dairesi Müdürlüğüne gönderdiği -13/11/1998 tarihli emare 9 yazı ile, davacının, yapmaması hususunda uyarılmasına rağmen, izin almadan basın toplantısı düzenleyerek kendi ifadeleri ile "Sayıştay Başkanı ve üyeleri olmak üzere diğer Sayıştay denetçilerini, Başsavcı ve Maliye Bakanlığını tö-hmet altında bırakıcı, gerçek olmayan iddialar ortaya atmış, Sayıştay denetçilerince düzenlenen raporları küçümseyerek kamu oyunu yanıltıcı ve belirtilen kişileri aşağılayıcı ifadeler" kullanmak suretiyle 7/79 sayılı Kamu Görevlileri Yasası (bundan böyle k-ararda yasa olarak anılacak) madde 39 ve 42'ye aykırı davrandığını ileri sürerek, aleyhine yasanın 98. maddesine uygun olarak disiplin soruşturması açılmasını talep etti.
Sayıştay Başkanı emare 9 müracaatı üzerine açılan soruştur-mada, hukuki prosedürün t-amamlanmasını müteakip davacı aleyhine aşağıda iktibas edilen emare 1 ithamnameyi düzenledi.

"Değiştirilmiş şekli ile 7/79 sayılı Kamu Görevlileri Yasası'nın 98'inci maddesi altında.

İTHAMNAME

KKTC Sayıştay Başkanlığı, Lefkoşa

-ile-

Mehme-t S. Uğraşın, Sayıştay Başkanlığı, Lefkoşa.

------------

Kamu Hizmeti Komisyonu Huzurunda.

İTHAM OLUNDUĞU SUÇ
I. Dava

7/79 sayılı Kamu Görevlileri Yasası'nın 10,12, 39,98(1),99 ve 100(4)(ç) maddesine aykırı harekette bulunmak.

SUÇUN TAFSİLATI

İtham- olunan Sayıştay'da görevli I. Sınıf Denetçi Mehmet S. Uğraşın amirinden izin almaksızın ve/veya amirinin Basın toplantısı yapmaması ve/veya bilgi ve demeç vermemesi yönünde takriben Ekim 1998 ayı içerisinde verdiği talimat ve uyarısına rağmen 3 Kasım 1998- tarihinde Sabah Saat 11:00 civarında yetkili kılınmadığı halde, Sayıştay binası içerisinde basın toplantısı düzenledi ve Sayıştayın hizmet politikası ve/veya hizmetlerin yürütülmesi ile ilgili olarak basın ve yayın organlarına yazılı ve sözlü bilgi ve dem-eç verdi. İtham olunan basın açıklamasında, Sayıştay Başkan ve üyelerinin ve denetçilerin siyasi mülahazalarla hareket ettiklerini, meslek ahlakını hiçe saydıklarını, raporları örtbas ettikleri iddialarında bulundu.

İTHAM OLUNDUĞU SUÇ
II. Dava

7/79 sa-yılı Kamu Görevlileri Yasasının 10,12, 39,98(1),99 ve 100(4)(ç) maddesine aykırı harekette bulunmak.

SUÇUN TAFSİLATI

İtham olunan Sayıştayda görevli I. Sınıf Denetçi Mehmet S. Uğraşın amirinden izin almaksızın ve/veya amirinin basın toplantısı yapmaması- ve/veya bilgi ve demeç vermemesi yönünde takriben Ekim 1998 ayı içerisinde verdiği talimat ve uyarısına rağmen 4 Kasım 1998 tarihinde takriben sabah saat 8:00'de Kıbrıs FM Radyosunun "Gündem" programına telefoniyen katılarak Sayıştayın hizmet politikası v-e/veya hizmetlerin yürütülmesi ile ilgili olarak bilgi ve demeç verdi. İtham olunan Radyoya verdiği bilgide Sayıştay Başkan ve üyelerinin ve denetçilerin siyasi mülahazalarla hareket ettiklerini, meslek ahlakını hiçe saydıklarını, raporları örtbas ettikler-i iddialarında bulundu.


Soner Vehbi
Sayıştay Başkanı

18 Ocak, 1999"


Davacı, aleyhindeki ithamlar ile ilgili olarak, yasanın 98. maddesi kuralları gereğince Kamu Hizmeti Komisyonu huzu-runda disiplin yargılamasına tabi tutuldu. Dav-acının aleyhin-deki ithamı kabul etmemesi üzerine, disiplin yargılaması, duruşmalı olarak yapıldı. Yapılan duruşma neticesinde, Kamu Hizmeti Komisyonu (Davalı) 13/4/1999 tarihli emare 6 olarak ibraz edilen kararında, yasanın 39. maddesini yorumlayarak, mez-kûr maddenin karardaki ifadesi ile "kamu görevlilerinin sadece yetkili kılınmaları halinde kurumlarının hizmet politi-kası veya hizmetlerin yürütülmesi ile ilgili olarak basın ve yayın organlarına yazılı veya sözlü bilgi ve demeç verebile-cekleri; yetkili -kılınmadıkça, basın ve yayın organlarına hizmet politikası veya hizmetlerin yürütülmesine ilişkin bilgi ve demeç veremeyecekleri" şeklinde yorumlanması gerektiği bulgusuna vararak, davacının "mezkûr maddeye aykırı olarak yetkili kılınmadığı halde kurumunun- hizmet politikası ya da hizmetlerin yürütülmesi ile ilgili olarak, basın ve yayın organlarına bilgi ve demeç verdiği" bulgusuna vardı ve yasanın 100(4)(ç) maddesi altında suçlu bularak, en son çekmekte olduğu bir aylık net maaşının ½'sinin kesilmesi cezas-ı ile cezalan-dırıldı. Mezkûr karar, davalı tarafından emare 7'de ibraz edilen yazı ile 15/4/1999 tarihinde yazılı olarak da davacıya bildirildi.

Dava konusu disiplin suçu mahkûmiyeti ile cezasına ilişkin kararın hukuken hatalı olduğunu iddia eden davacı-, huzurumuz-daki davayı ikame etti. Davacının iddiaları 2 başlık altında özetlenebilir;
1- Yasanın 34. maddesi kamu görevlilerine sosyal, kültürel ve mesleki konularda görüş ve düşüncelerini basın ve yayın yolu ile serbestçe açıklama hakkı vermektedir. Dav-a konusu basın toplantısı bu hakkın kullanmasından ibarettir.
2- Dava konusu eylemler mahkûmiyete dayanak teşkil eden yasanın 39. maddesinde tarif edilen eylemler değildir. Diğer bir ifade ile suçun unsurları kanıtlanmış değildir. İlgili madde, kamu görev-lisini, yetkilendirilmiş olmadıkça "kurumu adına" kurumun hizmet politikası ve hizmetlerin yürütülmesi ile ilgili bilgi ve demeç vermesini yasaklamaktadır. Dava konusu basın toplan-tısında, Sayıştay adına herhangi bir bilgi ve demeç verilmesi söz konusu de-ğildir.

Davalı ise, yasanın 39. maddesinde belirtilen "kurum adına basın ve yayın organlarına yazılı veya sözlü demeç verme" yasağının, "kurum için" olarak anlaşılması gerektiğini, bu şekilde okunması halinde davacının, dava konusu eylemlerinin yasanın -100(4)(ç) maddesi altında disiplin suçu oluşturduğunu, iddia etmektedir.

İnceleme:
Yasaya bağlı ve/veya yasanın uygulandığı kamu görevli-lerinin tabi olduğu yasaklar, yasanın 3. bölümünde, disiplin işlemleri ile diğer disiplin suç ve cezaları yasanın 6.- bölümünde düzenlenmektedir.
Davacının mahkûm edilip cezalandırıldığı yasanın 100(4)(ç) maddesi şöyledir;

"100(4)(ç) Yetkili kılınmadığı halde, bu yasa kurallarına aykırı olarak, kamu hizmetleri hakkında basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon -kurumlarına bilgi ve demeç vermek."


Mezkûr maddeye göre uyulmaması halinde, suç teşkil eden yasak sayılan eylemler, yasanın 39. maddesinde düzenlenmektedir. Yasanın 39. maddesi şöyledir;

"39. Kamu görevlileri, bağlı bulundukları kurumlarca yetkili kı-lınmadıkça, kurumlarının hizmet politikası ya da hizmetlerin yürütülmesi ile ilgili olarak kurumu adına basın ve yayın organlarına yazılı veya sözlü bilgi ve demeç veremezler.
Ancak, bu yasak, yasal olarak yapılan sendikal çalışmaları sınırlandırıcı veya s-uçlandırıcı
yönde kullanılamaz."


Yukarıda da belirttiğimiz gibi, davacının basın toplan-tısında söylediği bazı sözlerin Sayıştay Başkan ve üyelerinin hizmet politikası ve hizmetlerin yürütülmesi ile ilgili veya bunları eleştiren söylemler olduğu bir -gerçektir. Hal böyle iken, davacının bu eylemleri 39. madde altında bir disiplin suçu oluşturur mu?
Davacı mezkûr eylemi, yani basın toplantısındaki söylemlerini kurumu adına değil, kendi adına yaptığını, yaptığının sadece bir eleştiri olduğunu, 39. madded-eki yasağın kurum adına ve yetkisiz olarak bilgi ve demeç verme ile ilgili olduğunu iddia etmektedir. Davalı ise, maddede yer alan kurumu adına ibare-sinin "kurumu için" olarak yorumlanması gerektiğini, bu madde ile yasaklananın izinsiz olarak basına bilgi- ve demeç verme olduğunu, aksi bir yorum tarzının basına bilgi ve demeç verme eyleminin kamu görevlileri için serbest olacağı anlamına gel-diğini ileri sürmektedir.

Hukukta yorum, bir hukuk kuralının anlamını saptamak için yapılan düşünsel faliyetlerdir.- Yorum, dar ve geniş yorum olmak üzere ikiye ayrılabilir. Ceza hukukunda da her iki yorum türüne başvurmak olanaklıdır. Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi ışığında ceza hukukunda kıyas mümkün olmadığından, genişletici yorumun kıyasa yol açma ihtimali mevcut- olduğu dikkate alınmalıdır. Kıyasa yol açmamak için kullanılacak ölçü yorumlanacak kuralın sözüdür (lafzı). Özetle, ceza kuralla-rının yorumlanması öncelikle dar yorum ile ve kuralın sözün-den hareketle yapılır. Bu meselede davalının iddia ettiği gibi, i-şlenen fiili cezalandırmak için kanunun sözü dışında bazı sebepler ileri sürüldüğünde, yorum sınırı aşılarak kıyasa gidilmiş olur. Bu nedenle, bir ceza kuralını yorumlarken, öncelikle kuralın sözünden hareket edilir. Kuralın sözünden hareketle yapılan yoru-mda, kullanılan sözcüklerin öncelikle hukuk dilindeki anlamı araştırılarak, bu anlama sıkı sıkıya bağlı kalınarak bir tesbit yapılır. Lafzi yorumun sınırı,
sözcüğün olası anlamıdır. Diğer yorum yöntemleri (örnek: amaçsal yorum) lafzi yorumu tamamlayacak ş-ekilde uygulanır. Yasanın 39. maddesinde yer alan "adına" kelimesinin hukuki anlamı "birisini temsilen"dir. Yasanın 39. maddesinde yer alan "kurumu adına" tabiri lafzi yoruma tabi tutulduğunda, "kurumu temsilen" "kurumu adına görevlendirilmeden" anlamındad-ır.

Bu yorum ışığında madde 39 altında düzenlenen disiplin suçunun unsurları aşağıdaki şekilde özetlenebilinir;
1- Yasal olarak yapılan sendikal çalışmalar hariç olmak üzere, bağlı bulunulan kurumun hizmet politikası ya da hizmetlerin yürütülmesi ile ilg-ili olarak basın ve yayın organlarına yazılı veya sözlü bilgi ve demeç vermek,
2- Birinci paragrafta izah edilen bilgi ve demeci bağlı bulunulan kurumdan yetki almadan kurumu temsilen yapmak.

Görüldüğü gibi, yasanın 39. maddesi altında yasaklanarak 100(-4)(ç) maddesi altında suç oluşturan eylem, bir kamu görev-lisinin yetkilendirilmiş olmamasına rağmen, kurumunu temsilen kurumu adına, kurumun hizmet politikaları ve hizmetlerin yürü-tülmesi ile ilgili bilgi ve demeç vermesidir.

Davacının mezkûr basın to-plantısında söyledikleri Sayıştay Başkan ve üyelerine yönelik ağır eleştiri mahiyetinde olduğu; kurumu adına ve/veya kurumunu temsilen kurumun hizmet politi-kası ve hizmetlerin yürütülmesi ile ilgili herhangi bir bilgi ve demeç verme kapsamında olmadığı sa-bit olduğu cihetle, itham edildiği disiplin suçlarından mahkûm edilerek cezalandırılması hukuken hatalıdır.

Sonuç olarak, davalının, davacıyı yasanın 39 ve 100(4)(ç) maddeleri altında suçlu bulup mahkûm ettiği emare 6'daki kararı ile, buna bağlı olarak -verilen "en son çekmekte olduğu

bir aylık net maaşının ½'sinin kesilmesine" ilişkin cezalan-
dırma kararının tamamen hükümsüz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilir. Dava masrafları için emir verilmez.




Şafak Öneri - Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu
Yargıç Yargıç Yargıç


28 Haziran 2011





8






Full & Egal Universal Law Academy