Yüksek İdare Mahkemesi Numara 38 ve 39/2006 Dava No 39/2009 Karar Tarihi 11.02.2009
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 38 ve 39/2006 Dava No 39/2009 Karar Tarihi 11.02.2009
Numara: 38 ve 39/2006
Dava No: 39/2009
Taraflar: Etken Turizm İşletmeleri Sanayi ve Ticaret Ltd. ile KKTC Bakanlar Kurulu arasında
Konu: Taşınmaz hazine mallarının kiralanması.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 11.02.2009

- Birleştirilmiş
D.39/2009 YİM 38/2006 ve 39/2006
Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.
Mahkeme Heyeti: Necmettin Bostancı, Talat- D. Refiker, Narin F. Şefik.
Davacı: Etken Turizm İşletmeleri Sanayi ve Ticaret Ltd.,
Gazimağusa
- ile -
Davalı: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu vasıtası
ile K.K.T.C., Lefkoşa
ve
İlgili Şahıs: Akf-en İnşaat Turizm ve Ticaret A.Ş.


A r a s ı n d a.


Davacı namına: Avukat Mustafa Bülent Asena adına Avukat Yankı Akif
Davalı namına: Savcı İlter Koyuncuoğlu
İlgili Şahıs namına: Avukat Tahir Seroydaş.


------------
-

H Ü K Ü M


Necmettin Bostancı: Bu başvuruda Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Narin F. Şefik okuyacaktır.

Narin F.Şefik: Davacı Davalı aleyhine ikame ettiği 38/06 sayılı davasında Davalı tarafından 15.3.2006 tarihinde S-640-2006 sayılı karar ile Davacı-ya 640 yatak kapasiteli yarım inşaat halindeki Bafra Tatil Köyünün kiralanmasını onaylayan E-488-2003 sayı ve 21.3.2003 tarihli kararının 2. maddesinin iptalini, ve Bafra Turizm yatırım Bölgesinde bulunan ve Bafra Tatil Köyü olarak bilinen Pafta/Harita XVI-.I'deki 124 dönüm 2 evlek 3100 ayakkarelik arazi ve üzerindeki 640 yatak kapasiteli yarım inşaat halindeki turistik tesis binaları ile bu parsele bitişik 23/4 no'lu 28 dönüm 1 evlek 2700 ayakkarelik arazinin, 63/93 sayılı Taşınmaz Hazine Malları (Kiralama -ve Değerlendirme) Yasası uyarınca Turizm ile ilgili Bakanlığın görüşleri doğrultusunda turizm yatırımcılarına
kiralanmak üzere Maliye Bakanlığı'nın yetkili kılınmasını öngören kararlarının ve bu kararlar doğrultusunda yapılan işlemlerin hükümsüz ve/veya e-tkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına dair karar verilmesini talep etmektedir.

Davacı dava konusu arazi ve yarım inşaatı Davalının 21.3.2003 tarihli E-488-2003 sayılı karar ile 63/93 sayılı Taşınmaz Hazine Malları Yasası ve Tüzüğü tah-tında 49 yıllığına kiralaması için Maliye Bakanlığının yetkili kılınmasına karar verdiğini; Maliye Bakanlığına bağlı Devlet Emlak ve Malzeme Dairesinin, Davalının E-488-2003 sayılı kararı ışığında dava konusu yarım inşaat ile arazileri 3.6.2003 tarihli yaz-ılı bir kira sözleşmesi ile 49 yıllığına Davacıya kiraladığını, kira sözleşmesi uyarınca kira konusu araziyi devralmaya Davacı gittiği zaman kiralanan bölgede Tapu ve Kadastro Dairesinin gerekli düzenlemeler yapması gerektiğinin ortaya çıktığını; bu düzenl-emelerin yapılmasına kadar Davacının hiç bir kusuru olmamasına rağmen, Davacının gerekli çalışmalarını yapamadığını veya sözleşme uyarınca yapması gereken projeyi hazırlatarak yatırıma başlayamadığını; Davacının hiçbir kusuru olmadan meydana gelen gecikme -gözönünde tutularak Davalının 25.12.2003 tarihinde E-2638-2003 sayılı yeni bir karar alarak Davacıya kiralanan bölgenin sınırlarının yeniden düzenlenmesini, tapu kayıtlarının bu düzenlemelere uygun olarak yapılmasını, 3.6.2003 tarihli kira sözleşmesinin ye-ni duruma göre tadil edilmesini, Davalının mağduriyetinin önlenmesinin dikkate alınmasını ve yapılan yol değişikliklerinin onaylanmasına karar verdiğini; bu karardan dolayı Devlet Emlak ve Malzeme Dairesinin Davacı ile takriben 23.1.2004 tarihinde bir prot-okol imzaladığını; bu protokol uyarınca kiralanan malın tarifinin Parsel 23/4, 23/2/1 olarak değiştiğini ve arazinin toplam alanın 153 dönüm 2200 ayak kareden 167 dönüm 3 evlek 1200 ayak kareye çıktığını; protokol ile kira sözleşmesi altında Turizm Bakanlı-ğının onayına sunulup onaylatılması öngörülen projenin, protokolun imzalanmasından 6 ay içerisinde, en geç 31.7.2004 tarihine kadar, Turizm ile ilgili Bakanlığın onayına sunulup onaylatılmasına ve kira sözleşmesinin
4'üncü maddesindeki projenin tamamlanma -tarihinin 1.6.2005 tarihinden 31.1.2006 tarihine değiştirilmesine mutabık kalındığını; Davacının, 27.1.2004 tarihinde mal ile ilgili Devlet Hazine Malı Kira Belgesini ve bina ruhsatını aldığını; 3.6.2003 tarihli kira sözleşmesinin tüm şartlarına Davacı uyd-uğu halde Devlet ve/veya Maliye Bakanlığına bağlı, Devlet Emlak ve Malzeme Dairesinin, kira mukavelesi altında üzerine düşen yükümlülükleri, bilhassa madde 11. altında su, elektrik enerjisi, telefon, yolların genişletilmesi ve asfaltlanmasını, kanalizasyon- ve/veya arıtma tesislerinin hizmete girmesinden önce yapması gerekirken, yapmadığını, hatta arazi değişikliği nedeni ile kapanan yolların yerine yapması gereken geçici yolları dahi yapmadığını; Davalı uhdesine düşeni yapmadığından Davacının çalışmalarını -engellediğini; Davacı müteaddit kez sözlü ve yazılı Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi yetkililerine alt yapı çalışmlarının yapılmamasından dolayı mağduriyetini bildirerek gerekli işlemlerin yapılmasını talep etmesine rağmen herhangi bir olumlu yanıt almadığ-ını; Maliye Bakanlığına bağlı Devlet Emlak ve Malzeme Dairesinin, Davacıya, takriben 17.11.2005 tarihinde gönderdiği bir yazı ile Davacının gecikmekte haklı olduğunu kabul ederken yatırımlara da başlamasını talep ettiğini; Davacının bu yazıya 15.12.2005, v-e 16.12.2005 tarihli yazılarla cevap vererek yatırımlarının yapılmakta olduğunu, Devlet Emlak ve Malzeme Dairesinden kaynaklanan gecikme nedenlerini izah ettikten sonra, yapılan yatırımların tetkike açık olduğunu bildirdiğini, buna rağmen Davacının bu yazı-larına yanıt vermediği gibi hiçbir yetkilinin Davacının yaptığı yatırımları tetkik için gelmediğini; Devlet Emlak ve Malzeme Dairesinin, Davacıya, 3.2.2006 tarihli bir yazı göndererek, Davacının yazılarına cevap vermeden, tesisin tanınan süre içerisinde ta-mamlanmadığını tespit ettiklerini belirterek 21 güne kadar tesisin tamamlanmaması halinde 3.6.2003 tarihli kira sözleşmesi ile 23.1.2004 tarihli protokolü fesh edeceklerini bildirdiklerini;dirmiştir.mlak ve Malzeme Dairesinden kaynaklanan gecikme nedenleri-ni izah ederek yapılan yatırımların tetkike açık olduğunu bi Davacının bu yazıya 20.2.2006 tarihli avukatının yazısı ile cevap vererek Davalının kusurlarını sıraladıktan sonra, inşaata hız verdiklerini belirterek ek sözleşme
yapılmasını talep ettiğini; Da-valının ise yazılanlara cevap dahi vermeyerek 15.3.2006 tarihinde başvuru konusu S-640-2006 sayılı kararı aldıklarını; bu karardan sonra Devlet Emlak ve Malzeme Dairesinin 24.3.2006 tarihli kararı ile 3.6.2003 tarihli kira sözleşmesini ve 23.1.2004 tarihli- protokolü tek taraflı olarak fesh ettiğini ifade etmiştir. Davacı başvuru konusu karar ile sadece E-488-2003 sayılı kararın 2. maddesinin iptal edilmiş olması ve
E-2638-2003 numaralı kararın iptal edilmemiş olması nedeni ile kararın havada kaldığını, ic-rai nitelikli olmayan etkisiz ve/veya sonuçsuz bir karar olduğunu ileri sürmektedir.

18.5.2006 tarihinde davaya Akfen İnşaat Turizm ve Ticaret A.Ş İlgili Şahıs olarak ilave edilmiştir.

Davalı tarafından dosyalanan Müdafaa Takririnde Davalı, Davacı ile -Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi arasında imzalanan 3.6.2003 tarihli kira sözleşmesi ve bu sözleşme ile birlikte 23.1.2004 tarihli protokol uyarınca Davacının konu tesisi 31.1.2006 tarihine kadar tamamlayıp hizmete koymayı kabul ettiğini; sözleşmenin 5. mad-desi ile bu süreye uyulmaması halinde idareye tek taraflı fesih hakkı verildiğini; Devlet Emlak ve Malzeme Dairesinin Davacıya gönderdiği 17.11.2005 tarihli ve Davacı tarafından 29.11.2005 tarihinde alınan ihbar ile sözleşme şartlarına uyulmaması halinde s-özleşmenin fesh edileceğini bildirdiğini; Devlet Emlak ve Malzeme Dairesinin Davacıya 3.2.2006 tarihinde ihbar gönderdikten sonra 24.3.2006 tarihli ihbar ile Davacı arasında aktedilen sözleşmeyi fesh ettiğini; Bakanlar Kurulunun ise 15.3.2006 tarihli S-640--2006 sayılı kararı ile dava konusu tesisin Davacıya kiralanmasını onaylayan E-488-2003 sayılı Bakanlar Kurulu kararını iptal ettiğini ve dava konusu taşınmaz malı Maliye Bakanlığına kiralaması için yetki verdiğini, Bakanlar Kurulunun 22.3.2006 tarih ve S--715-2006 sayılı kararı ile dava konusu taşınmaz malı İlgili Şahıs Akfen Ltd'e kiralanmasını onayladığını; Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi ile İlgili Şahıs Akfen İnşaat Turizm ve Ticaret A.Ş arasında
12.4.2006 tarihinde sözleşme imzalandığını; Davacının ya-rım inşaat olarak kiraladığı yerde şantiye binası inşaası hariç hiçbir yatırım yapmadığından, sözleşmenin feshi ile Davacıya herhangi bir adaletsizlik yapılmadığını ileri sürmektedir.

İlgili Şahıs tarafından dosyalanan Müdafaa Takririnde, Davacının Daval-ı ile arasındaki sözleşme koşullarına uymaması nedeni ile 24.3.2006 tarihli bir ihbarla sözleşmenin fesh edildiğini ve Tapu Dairesine kaydedilen aynı hakkın silinerek, aynı hakkın sona erdirildiğini, dolayısı ile ayni hakkın ortadan kalkmış olduğunu; Devle-t Emlak ve Malzeme Dairesi ile iyi niyetli kiracı olarak İlgili Şahıs arasında 12.4.2006 tarihinde kira sözleşmesi imzalanarak bu kira sözleşmesinden doğan ayni hakkın 7 numaralı Hazine Malı Kira Belgesi tahtında tapuya kaydedilerek İlgili Şahsın bu arazil-er üzerine turistik bina ve/veya tesis inşa etmek için sözleşme süresi ile sınırlı, ayni hak elde etme hakkı kazandığını; İlgili Şahsın dava konusu arazileri engelleyen ara emirlerinin reddedilmelerinden sonra 12.1.2007 tarihinde konu araziyi teslim aldık-ları ve inşaatlara o tarihten sonra başlayabildiklerini; Davacının bu arazi üzerinde bundan sonra herhangi bir yasal veya gayrı yasal tasarrufu kalmadığını ileri sürerek davanın reddedilmesini talep etmektedir.

Taraflar arasındaki 39/2006 sayılı davada- ise Davacı, Davalının 22.3.2006 tarihinde S-715-2006 sayılı karar ile 38/2006 sayılı davaya konu malın Maliye Bakanlığı tarafından Akfen İnşaat Turizm ve Ticaret A.Ş'ye 49 yıllığına kiralanmasını öngören kararların ve bu kararlar doğrultusunda yapılan işl-emlerin hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına dair emir talep etmektedir. 39/09 sayılı davanın olguları 38/2006 sayılı dava için belirtilen olgular ile aynidir. 39/2006 sayılı davada da 28.4.2006 tarihinde Akfen İnşaat -Turizm ve Ticaret A.Ş davaya İlgili Kişi olarak dahil edilmiştir. 39/2006 sayılı davada Davalı tarafından dosyalanan Müdafaa Takririnde 38/2006 sayılı
davadaki Müdafaa Takririnde belirtilenler yer almaktadır. İlgili Kişi tarafından 39/2006 sayılı davada -dosyalanan Müdafaa Takririnde ise ön itiraz olarak YİM 38/2006 ve Lefkoşa Kaza Mahkemesinde ikame edilen 2762/2006 sayılı davalarda başarılı olmadan Davacının 39/2006 sayılı davayı dinletmekte meşru menfaatı olmadığı iddia edilmekte ve bu iddia dışında müd-afaa takririnde İlgili Şahsın 38/2006 sayılı müdafaa takririnde yer alan aynı hususlar tekrarlanmaktadır.

7.11.2008 tarihli emir ile 38/06 ve 39/06 sayılı davalar birleştirilmiştir. Davanın duruşmasında taraflar müştereken Mahkemeye 21 adet emare ibraz e-tmişlerdir. Duruşma maksatları için Davacı şirketin direktörü Burhan Erdinç şahadet vermiş, Davalı ve İlgili Şahıs ise tanık çağırmamışlardır.

Davacı şirketin direktörü şahadetinde kira sözleşmesine konu araziye giriş güzergahının kapalı olması neden-i ile araziye ulaşımın olmadığını, konu yerde hiçbir alt yapı bulunmadığını, bu mükellefiyetin Emare 2'deki sözleşmenin 11. maddesi altında devlete ait olduğu halde devletin herhangi birşey yapmadığını, bu nedenlerle Davacının orada uzun süre çalışmaya baş-layamadığını, kendi çabaları ile araziye araba geçebilmesi için yolu genişlettiklerini, orada stabilize yol bulunmasına rağmen araziye bağlantıyı kendilerinin yaptığını ifade ederek dava ile ilgili emarelerde yer alan davanın tüm safhaları hakkında bilgi v-ermiştir.

Davacı şirket direktörü keza şahadetinde İlgili Şahsa araziyi kiralama kararının 22.3.2006 tarihinde alınmış olmasına rağmen kendi sözleşmelerinin fesih yazısının 24.3.2006 tarihli olduğunu ve yazının kendilerine 28.3.2006'da ulaştığını, yani D-avacı ile yapılan kira sözleşmesi fesh edilmeden İlgili Şahıs ile kira sözleşmesi yapılması kararının alındığını, İlgili Şahıs hiç bir yatırım yapmadığı halde konu yerin halen onların tasarruflarında bulunduğunu ifade ederek, kira sözleşmesine konu arazini-n Davacıya kiralanmasının iptali için alınan kararın iptalini talep etti.

İstintakında ise tanık, malın 12.1.2007'de teslim edildiğini ve kendisinin de Haziran 2007'den sonra ilgili yere hiç gitmediğini söylemiştir.

Davada müştereken sunulan emareler d-ava ile ilgili gerçekleri açıkca göstermektedir. Gerek Davacı şirket direktörünün şahadeti gerekse Mahkemenin huzurundaki emareler incelendiği zaman dava ile ilgili olguları şu şekilde özetlememiz mümkündür.

Bakanlar Kurulu Emare 1, 21.3.2003 tarihinde -aldığı kararla
Bafra Tatil Köyü olarak bilinen Pafta/Harita XVI. I, Parsel 23-2'deki 124 dönüm 2 evlek 3100 ayakkarelik arazideki 640 yatak kapasiteli yarım inşaat halindeki turistik tesis binalarının ve bitişik parsel 23/4'de bulunan 28 dönüm 1 evlek 270-0 ayakkarelik arazinin kararda ifade edildiği şekilde 63/93 sayılı Taşınmaz Hazine Malları (Koruma ve Değerlendirme) Yasası ve Amme Enstrümanı 303/94'de yayınlanan Taşınmaz Hazine Malları (Kiralama ve Değerlendirme) Usul ve Esaslar Tüzüğü altında Davacıya- 49 yıllığına kiralanması için Maliye Bakanlığını yetkili kılmıştır.
3.6.2003 tarihinde Davacı ile Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi
arasında Emare 1 kararda belirtilen mallar için Emare 2'deki kira sözleşmesi imzalanmıştır. Bu kira sözleşmesi 3.6.2003 tar-ihinden 1.6.2052 tarihine kadar 49 yıllıktır. Sözleşmenin 3. maddesinde Davacının, arazi ve yarım inşaat tesisine sözleşmenin imza tarihinden en geç 6 ay içerisinde, 1.12.2003 tarihine kadar ön projeye uygun hazırlanacak bir projeyi, turizmle ilgili bakan-lığın onayına sunup onaylatacağı hususu yer almaktadır. 4. maddede ise, proje inşaatının harp, salgın hastalık veya tabi afet gibi mücbir sebep halleri ve grev ve lokavt dışında, projenin onaylanma tarihinden bir hafta içerisinde başlayacağı ve en geç 1.6-.2005 tarihine kadar tamamlanacağı yer almaktadır. Ayni maddede bu tarihte ilgili bakanlıktan işletme izninin alınarak tesisin hizmete konması da yer almaktadır. Sözleşmenin 11. maddesinde ise, "turistik tesis için gerekli su, elektrik enerjisi, telefon -ile tesise gelen yolun genişletilmesi ve asfaltlanması gibi alt yapı hizmetleri tesis sınırına kadar mal sahibi tarafından tesisin hizmete giriş tarihinden önce tamamlanacaktır" ifadesi yer alır. 16. maddede ise, kiracının kira sözleşmesindeki şartlardan -herhangi birisine ve/veya yasa veya tüzüklere kısmen veya tamamen uymaması halinde, mal sahibinin kiracıya en az 21 gün olmak kaydı ile makul bir süre vererek sözleşme hükümlerine riayet etmesini yazılı olarak ihbar edeceği, kiracının yine de riayet etmeme-si halinde ise, mal sahibinin sözleşmeyi tek taraflı olarak fesh ederek kiralanan malın tasarrufuna hakkı olduğu yer almaktadır.
Bakanlar Kurulunun 25.12.2003 tarihli Emare 3 E2638-2003
sayılı kararı ile Davacıya E488-2003 sayılı karar ile kiralanması öng-örülen arazi sınırlarının yeniden düzenlenmesine karar verilmiş ve imzalanan kira sözleşmesinin tadil edilmesi öngörülmüştür. Bu kararda ayrıca bazı yolların iptal edilmesi ve yeni yolların tapu haritalarına kayıt edilmesi yer almaktadır.
4) Taraflar a-rasında 23.1.2004 tarihinde Emare 4 protokol imzalanmıştır ve Emare 2 ile kiralanan mala ilave yapılarak kiralanan arazi 167 dönüm 3 evlek 1200 ayakkareye çıkarılmıştır. Emare 4 protokol ile Emare 2 sözleşmede 1.12.2003'e kadar onaylatılması öngörülen proj-enin 31.7.2004 tarihine kadar onaylatılmasına olanak sağlanmıştır. Yine Emare 4 protokol ile Emare 2 sözleşme uyarınca 1.6.2005 de tamamlanacak tesisin tamamlanma tarihi 31.1.2006 olarak taraflarca değiştirilmiştir.
5) Davacı 26.1.2004 tarihinde İskele- Kaymakamlığından Fasıl 96 Yollar ve Binalar Düzenleme Yasası altında tatil köyü için bina ruhsatı temin etmiştir.
6) Davacı adına dava konusu mal ile ilgili 27.1.2004 tarihli 4 sayılı Devlet Hazine Malı Kira Belgesi Tapu ve Kadastro Dairesi tarafından- isdar edilmiştir.
7) 17.11.2005 tarihinde Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi Davacıya yerinde yapılan incelemeler ışığında ihbar tarihine kadar Davacı şirketin konu yerde herhangi bir yatırım yapmadığı ve/veya başlatmadığının tespit edildiğini belirterek,- ihbar tarihi itibarı ile en geç 21 gün içerisinde yatırımlara başlanmadığı takdirde mukaveleyi fesh edeceğini bildirmiştir.
8) Davacı 15.12.2005 tarihinde Emare 8 ve 16.12.2005 tarihinde Emare 9 yazılarla dava konusu tesisin yatırımlarına başladıkların-ı Devlet Emlak ve Malzeme Dairesine yazılı olarak bildirmiştir. Emare 9 yazı ile Davacı araziye yol bağlantıları iyileştirilerek ana yola bağlanıldığını, mevcut binalar ve arazide elektrik enerjisi gerektirmeyecek çalışmalara devam edildiğini, Elektrik K-urumuna şantiye elektriği için müracaat edildiğini ve diğer yatırımcılarla birlikte elektrik bağlanmasını beklemekte olduklarını ifade etmiştir.
9) Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi Müdürü 3.12.2006 tarihli ihbarı ile Emare 2 sözleşme ve Emare 4 protokol -tahtında, 31.1.2006 tarihine kadar tesisin tamamlanması gerektiği halde 19.1.2005 (2006 olmalı) dairece yapılan yerinde incelemede tesisin tanınan süre içerisinde tamamlanmadığının tespit edildiğini ifade ederek, ihbarın tebliğ tarihinden itibaren en geç 2-1 gün içerisinde tesisin taahhüt edildiği şekilde tamamlanmasını, bu yapılmadığı takdirde kira sözleşmesi ile protokolun fesh edileceğini Davacıya bildirmiştir.
10) Davacı avukatı 20.2.2006 tarihli Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi Müdürlüğüne hitaben yaz-dığı Emare 11 yazısında Emare 2 kira sözleşmesi altında Devlet Emlak ve Malzeme Dairesinin uhdesine düşen turistik tesis için gerekli su, elektrik enerjisi, telefon ile tesise gelen yolun genişletilmesi ve asfaltlanması gibi alt yapı hizmetlerini tesisin s-ınırına kadar tesisin hizmete giriş tarihinden önce tamamlamak zorunda olduğu halde ihbar tarihine kadar ancak tesis sınırına stabilize yol ulaştırabildiğini ve diğer yükümlülüklerini Davacının faydalanabileceği şekilde yerine getirmediğini, stabilize yolu-n tamamlanmasına kadar Davacının araziye hiçbir şekilde araçla girmesinin mümkün olmadığını, stabilize yolun tesis sınırına ulaşmasından sonra Davacının yatırımlarına ve inşaata hız verebildiğini, bölgedeki diğer yatırım yapan firmaların yatırımlarına başl-amadıkları halde onlara ihbar gönderilmediğini, bölgenin şantiye halinde olduğunu, Davacının tesisi bitirmesi ve bölgedeki diğer inşaatların bitmemeleri halinde
Davacının tesisini hizmete koymasının imkansız olacağını, bölgeye turist getirilemeyeceğinden -Davacının zarar ziyana uğrayacağını belirterek Davacıya gelişen şartlar ışığında yeni veya ek bir sözleşme yapılmasını talep etti.
11) Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi Müdürü Davacıya 24.3.2006 tarihinde gönderdiği Emare 12 çifte taahhütlü yazı ile Emar-e 10 ihbar ile Davacıya 21 gün süre tanınmış olmasına rağmen Davacının Emare 2 sözleşme ve Emare 4 protokole aykırı davranmayı sürdürdüğünden S640-2006 sayı ve 15.3.2006 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Emare 2'de tanınan haklar ile Emare 2 sözleşme ve E-mare 4 protokolu haklarına halel gelmeksizin tek taraflı fesh ettiklerini belirterek, konu yeri Davacının derhal tahliye etmesini talep etmiştir. Konu yazı Davacı yetkililerine elden 27.3.2006 tarihinde tebliğ edilmiştir. 7.4.2006 tarihinde ise posta vası-tası ile tebliğ edilmiştir. Yazıda dava konusu araziyi idarenin başka yatırımcılara kiralamakta serbest olduğu da belirtilmiştir.
12) Emare 12 yazıda ifade edilen ve Emare 13 olarak ibraz edilen S640-2006 sayı ve 15.3.2006 tarihli Bakanlar Kurulu kara-rı ile Bakanlar Kurulu Davacıya 640 yatak kapasiteli yarım inşaat halindeki Bafra Tatil Köyünün kiralanmasını onaylayan E488-2003 sayı ve 21.3.2003 tarihli kararın 2. maddesini iptal etmiştir. Aynı kararda Emare 1 E488-2003 sayılı karara konu malın 63/93 -sayılı Taşınmaz Hazine Malları (Kiralama ve Değerlendirme) Yasası altında Turizm ile ilgili Bakanlığın görüşü doğrultusunda turizm yatırımcılarına kiralanmak üzere Maliye Bakanlığının yetkili kılınmasına karar verilmiştir. (Emare 4 Protokol ile Davacıya k-iralanan ek alan bu kararda yer almamaktadır)
13) 22.3.2006 tarihli S715-2006 sayılı Emare 14 Bakanlar Kurulu kararı ile Bafra Tatil Köyü olarak bilinen toplam 167 dönüm 3 evlek 1200 aykkarelik arazinin 63/93 sayılı Taşınmaz Hazine Malları (Kiralama ve -Değerlendirme) Yasasına uygun olarak kira bedeli tespit ederek, Turizm ile ilgili bakanlığın görüşleri doğrultusunda Maliye Bakanlığı tarafından İlgili Kişi Akfen İnşaat Turizm Ticaret
A.Ş'ye 49 yıllığına kiralanmasına karar verilmiştir. İlgili Kişi ile -Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi arasında 12.4.2006 tarihinde Emare 15 kira sözleşmesi imzalanmış, 5.5.2006 tarihinde kiralanan yer ile ilgili olarak İlgili Şahıs adına Emare 16, 7 numaralı devlet hazine malı kira belgesi Tapu ve Kadastro Dairesi tarafında-n isdar edilmiştir. 12.1.2007 tarihinde Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi tarafından dava konusu arazi İlgili Şahsa teslim edilmiştir.

Dava konusu mal 63/93 sayılı Taşınmaz Hazine Malları (Kiralama ve Değerlendirme) Yasası kapsamında bir maldır. Taşınma-z hazine mallarının kullanımı, bakım ve onarımı ile kiralama ve koruması yasanın 4. maddesi tahtında Maliye Bakanlığının sorumluluğu altındadır. Madde 4 aynen şöyledir:

"4. (1) Taşınmaz hazine mallarının kullanım, bakım,
onarım, kiralama ve kor-unmasından, bu Yasa kuralları
ile aşağıdaki (2)'inci ve (3)'üncü fıkra kuralları
saklı kalmak koşuluyla, Bakanlık sorumludur.

) Taşınmaz hazine mallarının hangilerinin, hangi
amaçla başka bakanlık ve/veya kurumlara ve/veya
- dairelere devredileceği, Bakanlıkça saptanır.

Bu Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce
diğer bakanlık, kurum ve dairelere devredilmiş olan
ve yukarıdaki (2)'inci fıkra kuralları çerçevesinde
devredilecek olan taşınmaz hazine mallarının kul-lanım,
bakım, onarım, kiralamâ ve korunmasından, kendilerine
yetki veren özel yasa kuralları çerçevesinde, bu
Bakanlık, kurum ve daireler sorumludur."


2. maddede ise Bakanlık "maliye işleri ile görevli" Bakanlık olarak tanıml-anmıştır.

Hazine malının kiralanmasına karar verme yetkisi, yine 5. madde altında Maliye Bakanlığınındır. Madde 5 aynen şöyledir:


"Devlete ait taşınmaz hazine malına yatırım yapma, hazine
malını geliştirme veya değerini artırma âmâcıyla
veya Devle-t ekonomisine katkı sağlayacak bina veya
tesislerin yapımı için ve/veya mevcutların geliş-
tirilmesi için, taşınmaz hazine mallârını, gerçek
ve tüzel kişilere kiralamaya, 12'nci maddede öngörülen
kira süre ve koşullarına uygun olmak ve kamu yararı
b-ulunmak koşuluyla, Bakanlık yetkilidir."

12. madde altında ise kira süresi ile ilgili hükümler yer almaktadır:

"12. (1) Kiraya verilecek olan taşınmaz hazine malının kira süresi; projenin büyüklüğü, niteliği, yatırım maliyeti, işletme şekli ve genel ol-arak projenin ülke ekonomisine katkısı göz önünde tutularak aşağıdaki (2)'inci fıkrada öngörülen sürelere uygun olarak saptanır.

(2) Kira süresi hiçbir şekilde doksan dokuz
yılı aşamaz. On yıla kadar kiralamalarda Bakan yetkilidir. On bir e-lli yıl arası kira süreleri için Bakanlar Kurulunun, elli yılı aşan kira süreleri için de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisinin onayı gerekir.
(3) Kira süresi sonunda, amaca uygun kullanımın veya ülke ekonomisine katkının devam ettiği yar-gısına ve/veya somut saptamalara varılırsa, kiracının başvurusu üzerine kira sözleşmesi, yukarıdaki (1)'inci ve (2)'inci fıkra kuralları uyarınca uzatılabilir. Ancak bu uzatma, (2)'inci fıkrada öngörülen süreleri aşamaz.
(4) Kira süresinin uzatılmaması v-eya kira süresinin doksan dokuz yılı tamamlamış olması halinde, yapılmış olan tüm yatırımlar Devlete kalır."


Kira süresi 10 yılı aşmadığı takdirde kiralama yetkisi Maliye Bakanındadır. 11-50 yıl arası kira süresi için Bakanlar Kurulunun, 50 yılı aşan ki-ra süreleri için ise KKTC Cumhuriyet Meclisinin onayı gerekmektedir. 49 yıllığına yapılacak kira sözleşmesi ile
ilgili olarak Madde 12'de Bakanlar Kuruluna verilen yetki süre ile ilgili onay yetkisidir. Bakanlar Kurulunun kiralama yetkisi
yoktur. Kirala-ma kararı Maliye Bakanlığına ait bir karardır. On yılın üzerinde bir süre için kira sözleşmesi yapılması ve bunun yürürlüğe girebilmesi için Maliye Bakanlığının kiralama kararına ilaveten süre için Bakanlar Kurulunun onayı gereklidir.

Amme Enstrümanı- 303/94 olarak yayınlanan tüzüğün 8. maddesi altında kira süre ve koşullarına uygun olmak ve kamu yararı bulunmak koşulu ile bakanlığın yetkili olduğu ifade edilir. 9. maddeye göre yapılan başvurular, ön araştırma sonuçlarıyla beraber, Devlet Emlak Malzeme- Dairesi tarafından Bakanlığa iletilir. Bakanlık ise yatırım projesinin hizmet vereceği sektöre göre tasnif edilerek, yasanın 12(2) maddesinde belirtilen sürelere uygun olarak kiralanması kararı ile birlikte, kira takdiri yapılması için Hazine Malları Kir-a ve Değer Takdir Komisyonuna aktarılır.

Tüzükte kira süresi ile ilgili kurallar 21. maddede yer almaktadır. Bu madde aynen şöyledir:

"21. (1) Hak sahibi gerçek veya tüzel kişilere
yapılacak kiralamalarda, kira süresi hiçbir
şekilde d-oksan dokuz yılı aşamaz. On yıla
kadar olan kiralamalarda Bakan yetkilidir.
Onbir ile elli yıl arası kira süreleri için
Bakanlar Kurulu'nun elli yılı aşan kira
süreleri için de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Cumhuriyet Meclisinin kara-rı gerekir.
(2) Kira sürelerinin tespiti hususunda yetkili
bulunan merciler, belirtilen süreler kadar
süre saptayabilirler. Uzatma gerekmesi
durumunda her mercii için öngörülen süreleri
aşamazlar.
(3) Kira süresi sonunda kira süresi topl-am olarak
99 yılı aşmamışsa amaca uygun kullanımın veya
ulusal ekonomiye katkının devam ettiği yargı-
sına varılırsa Kiracının başvurusu üzerine
kira sözleşmesi (1)'inci fıkra kuralları
uyarınca yeniden uzatılabilir.
Kira süresinin uz-atılması veya kira süresinin
doksan dokuz yılı tamamlamış olması halinde
tüm yatırımlar Devlet'e kalır."


Madde 21(2)'den Bakanlar Kurulu ve Cumhuriyet Meclisinin yetkisinin süreye ilişkin bir yetki olduğu anlaşılmaktadır . Tüzüğün ilgili maddesi yasa- maddesi ile birlikte değerlendirilince tüzükteki karar kelimesinin onay ile ilgili olduğu açıktır.

YİM 38/2006 sayılı davada Davacı 15.3.2006 tarihli S640-2006 sayılı Emare 13 Bakanlar Kurulu kararının iptalini talep etmektedir. Emare 13 karar aynen ş-öyledir:

"KARAR NUMARASI: S-640-2006
ETKEN TURİZM İŞLETMELERİ SANAYİ VE TİCARET LTD. İLE
YAPILAN KİRA SÖZLEŞMESİ İLE PROTOKOLUN İPTALİ

(Önerge No: 637/2006)
(E.-T.B.)

Bakanlar Kurulu, aşağıdaki kararı aldı.

1) Etken Turizm İşletmeleri Sanayi ve Ticaret Ltd.'e
640 yatak kapasiteli yarım inşaat halindeki Bafra Tatil
Köyü'nün kiralanmasını onaylayan E-488-2003 sayı ve
21.3.2003 tarihli kararın 2. mad-desinin iptal edilmesi;

2) Bafra Turizm Yatırım Bölgesinde bulunan ve Bafra
Tatil Köyü olarak bilinen ve önergeye ekli haritada
mavi ile renklendirilen, P/H XVI/1'deki 124-2-3100
ayakkarelik arazi ve üzerindeki 640 yatak kapasiteli
yarım inşaat hali-ndeki turistik tesis binaları ile bu
parsele bitişik 23/4 parsel no'lu 28-1-2700 ayakkarelik
arazinin, 63/1993 sayılı Taşınmaz Hazine Malları
(Kiralama ve Değerlendirme) Yasası uyarınca Turizm ile
ilgili Bakanlığın görüşleri doğrultusunda turizm
ya-tırımcılarına kiralanmak üzere Maliye Bakanlığının
yetkili kılınması."


Emare 13'de belirtilen ve Emare 1 E488-2003 sayılı kararın 2. maddesinin iptal edilmesi, Bafra Tatil Köyü diye bilinen yerin 63/93 sayılı Taşınmaz Hazine Malları (Kiralama ve Değe-rlendirme) Yasası altında Davacıya 49 yıllığına kiralanması için Maliye Bakanlığının yetkili kılınması maddesinin iptali demektir. Davacı Emare 13 kararın iptalini talep ederek Emare 1 kararın 2. maddesinin iptalini öngören kararın iptali ile E488-2003 sa-yılı kararın geçerli kılınmasını istemektedir.

Emare 1 kararda Bakanlar Kurulu, Maliye Bakanlığını Davacıya Bafra Tatil Köyünü 49 yıllığına kiralamaya yetkili kılmaktadır.
63/93 sayılı yasada hazine mallarını kiralama yetkisi zaten Maliye Bakanlığındadı-r. Yasa ile yetkili olan Bakanlığın yetkili kılınması ancak yasanın 12. maddesi altında Bakanlar Kurulunun Maliye Bakanlığının kiralama kararını onayladığını gösterir. Nitekim Emare 13 S640-2006 sayılı Bakanlar Kurulu kararında E488-2003 sayılı karar Baf-ra Tatil köyünün kiralanmasını onaylayan karar olarak belirtilmiştir. Yine Emare 2 sözleşmede de Emare 1 karar onay kararı olarak ifade edilmektedir. Dolayısı ile Emare 1 karar Emare 2 sözleşmenin süresi 10 yılın üzerinde olduğundan Emare 2 sözleşmenin ya-pılmasına madde 12 altında Bakanlar Kurulunun onay kararı olarak kabul edilmelidir. Bakanlar Kurulu Emare 13 kararı ile Maliye Bakanlığına Davacı le 49 yıllığına kira sözleşmesi imzalamasına verdiği onayı geri almaya çalışmaktadır.

Onay kararının ipta-l edilip edilemeyeceğine karar verebilmek için onay kararının niteliğine bakmak gerekir.

63/93 sayılı Taşınmaz Hazine Malları (Kiralama ve Değerlendirme) Yasası altında Maliye Bakanlığı kiralama kararı aldıktan sonra 10-50 yıl arası bir kira sözleşmesi -için Bakanlar Kurulunun onayı gerekir. Onay kelimesi bir işlemin yapılmasından sonraki bir süreci izah eden bir kelimedir. Onay yapılan bir işlemin kabul edildiğini, tasdik edildiğini ifade eder. Bu durumda 63/93 sayılı yasanın 12. maddesi altında Bakan-lar Kurulunun onay kararının kira sözleşmesinin imzalanmasından sonra olması beklenebilir. Emare 2 sözleşmenin Diğer Şartlar kısmında 1. maddesinde "Bakanlar Kurulunu E488-2003 sayı ve 21/3/03 tarihli onay kararına atfen" sözleri yer almaktadır. Maliye -Bakanlığı dava konusu yerin Davacıya kiralanması kararını Bakanlar Kuruluna onaylattıktan sonra Davacı ile kira sözleşmesi imzalama yönüne gitmiştir. Kanaatimizce Bakanlar Kurulunun onay kararının Emare 2 sözleşmenin imzalanmasından öncesine ait olması Ba-kanlar Kurulunun Emare 1 kararının 'onay kararı' olma niteliğini ortadan kaldırmaz.

Süreç Maliye Bakanlığının kiralama kararı ile başlamaktadır. Bunun akabinde ise Bakanlar Kurulunun onay kararı gelmektedir. Her iki kararının da ayrı birer idari karar o-lduklarını kabul etmek gerekir. Bu konuda Ord. Prof. Dr. Sami Sıddık Sami Onar'ın İdare Hukukunun Umumi Esasları, 1. cilt, 3. baskı sayfa 303'de şu sözler yer alır.

"Bazı hallerde tasarrufun tekemmülü için bir organ veya
makamın iradesi kâfi -olmaz. Bir kaç organ veya makamın
iradelerinin iştiraki lâzım gelir. Meselâ vilâyet hükmî
şahsına ait bir gayrimenkulün muayyen bir müddetten
fazla bir müddetle kiraya verilebilmesi için vilâyet
meclisinin de kararı lâzımdır. Yani ne valinin ve -ne
de meclisin tek iradeleri kira kararı için kâfi değildir.
İki organın iradelerinin iltihakı ile gayrimenkulün
kiraya verilmesi hakkındaki karar tekevvün etmiş olur.
Bu gibi hallerde tek irade ile yapılacak tasarruf, gene
irade ve salâhiy-et unsuru bakımından sakat olur.

Bu kabilden olmak üzere beldiye memurlarının azli
Belediye memur ve müstahdemleri tüzüğünün 94 üncü
maddesi mucibince encümenden karar alınmak suretiyle
mümkün olabileceğine binaen doğrudan doğruya bakanlıkça
- yapılmış olduğu anlaşılan azil işleminin (muamelesinin,
tasarrufun) salâhiyet bakımından iptali lâzım gelmek-
tedir (Danıştay V. Dairesinin 21.VI.1948 tarih ve
47/388 E, 48/1088 K, kararlar Dergisi, 43-44, 1949,
sahife: 102).

Ancak bu hali bir t-asarrufun yürürlüğe girmesi
için muayyen bir makamın tasdikine bağlı olması veya
karardan evvel bir diğer makamın rey ve mütalâasının
alınması halleri ile karıştırmamak lâzımdır. Meselâ
ileride idarî vesayet bahsinde tetkik edileceği
veçhile bazı h-allerde bir makamın veya idare hükmi
şahsının kararı diğer bir makamın tasdiki ile yürürlüğe
girer ve hukukî hüküm ve neticelerini doğrurur. Bu
tasdik vâki olmadıkça tasarruf vücut bulmuş olmakla
beraber yürürlüğe girmiş ve hükümlerini tevlid etmiş
- değildir. Burada tasarrufun yürürlüğe girmemesi ve
hükümlerini doğurmaması salâhiyet unsurundaki bir
sakatlık neticesi olmayıp bu tasarrufun yürüyüp
yürümemesi diğer bir makamın rıza ve salâhiyetine
bağlı olmasından ileri gelmektedir. Tasarrufun
- salâhiyet unsuru tamdır. İrade salâhiyetli makamdan
sadır olmuş ve tasarruf tekevvün etmiştir. Ancak
doğmuş olan bu tasarrufun yaşaması diğer bir makamın
elindedir. Bu makam isterse tasdik ederek bu tasarrufu
ortadan kaldırmak salâhiyetini kulla-nmıyacağını ve
tasarrufun yaşamasına mâni olmıyacağını beyan etmiş
olur. Bu makamın ızhar ettiği bu tasdik iradesi asıl
tasarrufa esas teşkil eden iradeden tamamen ayrı, onun
dışında ve müstakil bir iradedir. Ortada biri asıl
tasarruf diğeri de -onu tasdik eden tasarruf olmak üzere
iki ayrı ve müstakil irade beyanı ve tasarruf vardır."

Kemal Gözler İdare Hukuku Dersleri 6. baskı sayfa 277'de onay gereken işlemleri karma işlem olarak izah etmektedir. Sayfa 278'de bu konu ile ilgili şu sözler- yer alır:

"Karma işlemler (actes complexes)", aynı yönde ve
aynı yönde ve aynı konuda ve aynı amaca yönelik
birden fazla iradenin belli bir sıra izlenerek
açıklanmasıyla yapılan işlemlerdir. Burada birden
çok iradenin bir birine eklenmesi söz kon-usudur.
Örneğin "ortak kararname (üçlü kararname)" böyledir.
Bu tür kararnamede, ilgili bakanın iradesi,
Başbakanın iradesi ve Cumhurbaşkanının iradesi bu
sırayla açıklanmaktadır. Karma işlemlerde iradeler
öngörülen sıraya uygun olarak açıklanmalı-dır. Aksi
takdirde karar şekil unsuru bakımından sakat hale
gelir. Mesela bir müşterek kararname sakattır.
Karma işlemlerde de her ne kadar birden çok irade
varsa da, iradeler aynı yönde açıkladığı için, bu
tür işlemler de birer tek-yanlı işlemdir-, yani
birer idarî karardır".

Doç. Dr. Murat Sezginer'in 'İptal Davasının Uygulama Alanı bakımından Ayrılabilir İşlem Kuramı' adlı doçentlik çalışmasında, birden fazla iradenin kullanımı ile varılan sonuç için, zincir işlem ibaresi kullanılmıştır. 'A-yrılabilir işlem kavramı'nı irdeleyen Sezginer sonucu ortaya koyan işlemlerin ayrı olarak incelenmesi gerektiği görüşünü savunmaktadır. Sayfa 58'de şu sözler yer almaktadır.


"Bir işlemi oluşturmak üzere bir araya gelmiş bulunan
çok sayıdaki işlemi- bir bütünlük içinde ele almak,
onları nihai işlemin bir parçası, unsuru olarak görmek
hatalı bir davranıştır. Aslında her bir işlemi tek tek
ele almak, onları hukuki yapıları, etkileri bakımından
bir ayrıma tabi tutmak gerekir. İşte bu fon-ksiyonu
ifade edecek olan da "ayrılabilir işlem kavramı"dır.
"Zincir işlemler kuramının, işlem yapma sürecindeki tüm
işlemleri, nihai işlemle bütünleştirmesi ve ancak bu
işleme karşı açılmış bulunan davada ele alınabilmeleri
yönündeki sonuçları, gü-nümüz anlayışında kabul görmemek-
tedir. Artık, bir işlemin içinde yer almış bulunduğu
süreç değil, bizzat kendi niteliği, hukuki yapısı, etkisi
dikkate alınmaktadır. Öyleyse yukarıda da ifade edilmiş
olduğu gibi işlem, iptal davasına konu olabilec-ek
nitelikleri bünyesinde barındırıyorsa, yani tek yanlı ve
icrailik niteliği mevcut ve bir kişinin menfaatini de
etkiliyorsa, nihai işlemle varolan hukuki bağlılığı
çözülebilir bir nitelik alır. Böylece sözkonusu işlem
iptal davası yargıcı önünd-e nihai işlemden ayrı olarak
hukuka uygunluk bakımından denetlenebilir".


Dolayısı ile gerek Maliye Bakanlığının kiralama kararı, gerekse Bakanlar Kurulunun onay kararı ayrı birer idari işlem olarak kabul edilmelidir.

Nitekim YİM 162/87 (D. 32/88) sayı-lı karara bakıldığı zaman burada onay kararı alınıncaya kadar bir kararın icrailik vasfı olmadığının kabul edildiği görülmektedir.

Yine YİM 199/80 (D. 45/80) de birinci merci tarafından verilen idari bir kararın yürürlüğe girmesi ve hukuki hüküm ve netic-e doğurması için 2. kararın alınması gerektiği ifade edilmektedir.

Dolayısı ile huzurumuzdaki davada Bakanlar Kurulunun onay kararından önce Maliye Bakanlığının Davacıya kiralama kararının yürürlüğe girmesine imkan yoktur. İlk önce Maliye Bakanlığı kir-alama kararını alır, süre için onay hakkı yasa ile verilen Bakanlar Kurulu, kiralama süresi ile ilgili onay kararını verir, Bakanlar Kurulunun onay kararı sonrası ise taraflar arasında kira sözleşmesi akteylenir. Bir sözleşmenin imzalanması, imzalama s-üreci içerisinde iki ayrı idari karar olduğu gerçeğini değiştirmez.

İdari kararı veren mercinin verdiği kararı aynı şekilde geri alması idare hukukunun yetki parallelliği prensibi altında mümkün kabul edilmektedir. Bu durumda normal şartlarda onay kararı-nı veren Bakanlar Kurulunun onay ile ilgili kararını geri alabilmesi gerekir. Ancak bu konu ile ilgili bu davada dikkat edilmesi gereken bir husus vardır. Maliye Bakanlığının Davacı ile kira sözleşmesi akteyleme kararını Bakanlar Kurulu onayladıktan sonr-a Davacı ile Maliye Bakanlığı adına Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi arasında Emare 2 3.6.2003 tarihli bir kira sözleşmesi imzalanmıştır. Bu durumda Bakanlar Kurulunun sözleşmenin süresi ile sınırlı onay kararı sözleşmenin imzalanmasından sonra işlevini yi-tirmiştir. Bakanlar Kurulunun onay kararını müteakip Emare 2 kira sözleşmesi imzalandıktan sonra Bakanlar Kurulunun kararını yetki paralelliği prensibi altında geri alma yetkisi kalmaz. Sözleşmenin imzalanması ile idari karar icra edilmiştir. İdarenin sö-zleşmeye rağmen tek taraflı bir kararı ile sözleşmeyi ortadan kaldırma hakkı olması halinde tarafların haklarını belirleyen sözleşmenin herhangi bir önemi kalmayacaktır ve sözleşmede yer alan hükümlerin aksine idarenin tek taraflı bir işlemi ile sözleşm-e ortadan kalkabilecektir. Bu kabul edilemez. Sözleşmenin imzalanmasından sonra özel hukuk kuralları devreye girecektir.
Sözleşmenin imzalanmasından sonra, sözleşme ile ilgili verilen onay kararı aleyhine ayrılabilir işlem niteliği ile idari dava açılabi-lmekle beraber, bu onay kararının iptal edilmesi halinde dahi, bunun sözleşmeyi ve sözleşme altındaki tarafların haklarını etkilemediği vurgulanmaktadır.

Sözleşmenin imzalanmasından sonra sözleşme hükümleri yürürlüğe girer ve sözleşmenin uygulanmasına yön-elik işlemler sözleşmeden ayrılarak iptal davasına konu olamaz. (Sezginer Sayfa 154)

"Kural olarak sözleşmenin akdedilmesinden sonra, sözleş-
menin uygulanmasına yönelik olarak yapılan işlemler,
sözleşmeden ayrılamaz ve iptal davasına konu olamaz.
Sözl-eşmenin icrasıyla ilgili işlemlere karşı açılmış
bulunan davalar, sözleşme yargıcının yetkisi içindedir.
Sözleşmenin nihai olarak sonuçlanmasından sonra sözleşme
ilişkileri çerçevesinde yapılan işlemler ayrılabilirlik
özelliğine sahip değildirler ve -bu çerçevede sözleşmenin
feshi, iş sahibine yapılan ihtarlar, müeyyideler, ödeme-
lerin reddi gibi sözleşmenin uygulanmasına yönelik
işlemler sözleşmeden ayrılarak iptal davasına konu
olamazlar. Bu tür işlemler bakımından ilhak kuramı
geçerliliğin-i korumaktadır."


Tüm söylenenler ışığında Bakanlar Kurulunun Emare 2 sözleşmenin imzalanmasından sonra Emare 1 onay kararı ortadan kalktığından artık bu kararının geri alma ehliyeti kalmamıştır. Bu durumda Emare 13, Talep Takririnde iptali talep edil-en S640-06 sayılı 15.3.2006 tarihli kararın 1. paragrafındaki E488-03 sayı ve 21.3.2003 tarihli kararın 2. maddesinin iptalini öngören kararın etkisiz ve/veya hükümsüz olduğuna karar verilmelidir.

Kararın 2. maddesindeki yetki yasada Maliye Bakanlığına v-erilmiş olan yetki olmakla beraber, Maliye Bakanlığı ancak böyle bir yetkisini kiracısı bulunmayan bir mal için kullanabilir. Emare 13'ün karar tarihi 15.3.2006'dır. Davacı ile yapılan Emare 2 sözleşme ise Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi tarafından 24.3.-2006 tarihinde fesh edilmiştir. Bu durumda 15.3.2006'da Maliye Bakanlığının, kira sözleşmesine konu olan bir arazi ve yarım inşaatı kiralaması söz konusu olamaz. Kaldı ki Maliye Bakanlığını kiralamaya yetkili kılacak olan merci Bakanlar Kurulu değildir. - Maliye Bakanlığı yetkisini 63/93 sayılı yasadan almaktadır. Bu durumda Emare 13 kararın 2. maddesi de bir onay kararı olamaz. Emare 13 kararın 2. maddesi Emare 1 kararın 2. maddesinden farklıdır. Bu durumda Emare 13 kararın 2. maddesinin de hükümsüz v-e etkisiz olduğu kabul edilmelidir.

Netice itibarı ile Davacı 38/06 sayılı davasında muvaffak olmuştur.

Konsolide edilen 39/06 sayılı davadaki talebe baktığımız zaman Davacının burada Emare 14 olarak ibraz edilen S714-2006 ve 22.3.2006 tarihli Bafr-a Tatil Köyünün 49 yıllığına İlgili Kişiye kiralanması kararının iptalini talep ettiğini görürüz.

Emare 14 karar aynen şöyledir:

"KARAR NUMARASI: S-715-2006
BAFRA TATİL KÖYÜNÜN KİRALANMASI

- (Önerge No:691/2006
(E.T.B)

Bakanlar Kurulu, aşağıdaki kararı aldı:

Bafra turizm yatırım bölgesinde Bafra Tatil Köyü
olarak bilinen ve önergeye ekli haritada sınırları
mavi ile ren-klendirilen, P/H XVI/1'de bulunan
23/2/1/1 no'lu parsel ve üzerindeki 640 yatak kapasi-
teli yarım inşaat halindeki turistik tesis ve hemen
yanındaki 23/4 no'lu parsel olmak üzere toplam 167
dönüm 3 evlek 1200 ayakkarelik arazinin, 63/1993
sayılı Taşınm-az Hazine Malları (Kiralama ve Değerlen-
dirme) Yasası'na uygun olarak kira bedeli tesbit
edilerek Turizm ile ilgili Bakanlığın görüşleri
doğrultusunda Maliye Bakanlığı tarafından Akfen İnşaat
Turizm ve Ticaret A.Ş.'ne 49 yıllığına kiralanması;

Kira muk-avelesini müteakip altı ay içerisinde avan
proje, fizibilite raporu ve ÇED raporunun ilgili Bakanlığa
sunulması.
Uygulama projelerinin onaylanması tarihinden
sonraki 15 gün içerisinde inşaat faaliyetlerine
başlanması ve tesisin 3 yıl içerisinde ta-mamlanıp,
Turizm ile ilgili Bakanlıktan işletme izni almak
suretiyle hizmete konulması."


63/93 sayılı Taşınmaz Hazine Malları (Kiralama ve Değerlendirme) Yasası hükümlerine baktığımız zaman kiralama kararının Maliye Bakanlığına ait olduğu, Bakanlar Kuru-lunun ancak kira sözleşmesinin 10-50 yıl arası olması halinde onay hakkı olduğunu görürüz. Emare 14 karar Emare 1 karardan daha farklı kaleme alınmıştır ve bu kararda Bakanlar Kurulu kira sözleşmesinin bazı şartlarının ne olacağını da belirlemektedir. K-arara ekli
önerge de incelendiği zaman önergeyi Ekonomi ve Turizm Bakanının sunduğu, Maliye Bakanlığının herhangi bir kararı bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda burada açıkça Ekonomi Bakanlığı ve Bakanlar Kurulu tarafından yetki gasbı olduğu görülmekted-ir. Konu yerin İlgili Kişiye kiralanmasına 63/93 sayılı Yasada yetkili olan Maliye Bakanlığı karar vermemiştir. Ekonomi ve Turizm Bakanlığı karar vermiştir. Ekonomi ve Turizm Bakanlığı da Maliye Bakanlığı yerine karar vermekle açıkca yetki gasbında bulu-nmuştur.

Bu durumda Emare 14 kararı Emare 1 karar gibi Maliye Bakanlığının İlgili Kişiye kiralama kararının onay kararı olarak kabul etme olanağı bulunmamaktadır. Maliye Bakanlığının İlgili Kişiye kiralama kararının var olduğu farz edilse dahi Emare 1-4 ile Bakanlar Kurulu, 63/93 sayılı Yasanın Bakanlar Kuruluna verdiği onay hakkından fazlasına karar vermiş ve sözleşme şartlarına da karışmıştır. Bu durum kanaatimizce Bakanlar Kurulunun yetki gasbı olarak kabul edilmelidir. Dolayısıyla Emare 14 kararın- yoklukla malul bir karar olduğu kabul edilmelidir.


Emare 14 karar ve önerge 22.3.2006 tarihli olmalarına rağmen Davacıya Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi Emare 12 fesih ihbarını 24.3.2006 tarihinde göndermiştir. Emare 12 ihbar Davacıya 27.3.2006'da teb-liğ olmuştur. Bu durumda Davacının kira sözleşmesi devam ettiği bir esnada Bakanlar Kurulu Emare 13 E 640-06 sayılı kararı almıştır. Emare 12'de Emare 13 Bakanlar Kurulu kararı ile Emare 2 sözleşme ve Emare 4 protokolün fesh edildiği belirtilmektedir. E-mare 2 sözleşmenin 8. maddesinde mal sahibinin sözleşmeyi sözleşme şartlarına uygun olarak fesh edebileceği yer almaktadır. 16. madde ise mal sahibinin sözleşmeyi hangi şartlarda fesh edeceğini izah etmektedir. Emare 2 sözleşmede mal sahibi KKTC Maliye B-akanlığı, Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi olduğu ibaresi vardır. Bir sözleşmeyi sözleşmeye taraf olmayan bir kişi iptal edemez. Yasa da Bakanlar Kuruluna sözleşmeyi iptal etme yetkisi vermemektedir. Bu durumda Emare 2 sözleşmenin Emare
12 ihbara göre Ema-re 13 Bakanlar Kurulu kararı ile nasıl fesh
edilebileceğini anlamak imkansızdır. Dolayısı ile Emare 14 karar gerek yetki gasbı ile alındığından, gerekse dava konusu yer ile ilgili Emare 2 sözleşme fesh edilmeden alındığından geçersiz kabul edilmelidir.

-Netice itibarı ile Davacı 39/06 sayılı davasında da muvaffak olmuştur. Emare 14 kararın yukarıda belirtilenler ışığında hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar veririz.

Netice itibarı ile;
38/06 sayılı davada
S-64-0-2006 sayı ve 15.3.2006 tarihli kararın ve karar doğrultusunda yapılan işlemlerin hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna ve/veya herhangi bir sonuç doğurmayacağına;
Dava masraflarının Davacı lehine olmasına,


39/06 sayılı davada
S-715-2006 sayı ve 22.3.200-6 tarihli kararın ve karar doğrultusunda yapılan işlemlerin hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna ve/veya herhangi bir sonuç doğurmayacağına;
Dava masraflarının Davacı lehine olmasına
hüküm ve emir veririz.




Necmettin Bostancı Talat D. Refiker - Narin F. Şefik
Yargıç Yargıç Yargıç


2 Kasım 2009










24






Full & Egal Universal Law Academy