Yüksek İdare Mahkemesi Numara 37/2013 Dava No 39/2013 Karar Tarihi 03.12.2013
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 37/2013 Dava No 39/2013 Karar Tarihi 03.12.2013
Numara: 37/2013
Dava No: 39/2013
Taraflar: Atiye Çırakoğlu ile Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı ve diğeri arasında
Konu: Göreve son verme - Göreve son verme kararının iptali istemi İdari karar - İdari kararlar geri alma hariç geriye dönük uygulanamazlar - Hukuka aykırlık - Yargı kararını ortadan kaldırmak maksadıyle 10-11/9(a)-2 sayılı geri alma kararını geri alma veya ilga etmek suretiyle Davacının işine son verme yönteminin hukuka aykırı olması.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 03.12.2013

-D. 39/2013 YİM: 37/2013

Yüksek İdare Mahkemesinde.

Anayasanın 152. maddesi hakkında.

Yargıç Ahmet Kalkan Huzurunda.


Davacı : Atiye Çırakoğlu, Karpaz Anayolu No.9, Bahçeler -
İskele.

ile


Davalı -: 1. Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı, DAÜ Kampüsü - Mağusa.
2. Doğu Akdeniz Üniversitesi, DAÜ Kampüsü - Mağusa.


A r a s ı n d a .


Davacı namına : Avukat Hasan Esendağlı adına Avukat Ayfer
Şefik Tekinay
Davalı namına : Avuk-at Fuat Veziroğlu

-----------------

H Ü K Ü M

Doğu Akdeniz Üniversitesi, İletişim Fakültesinde Öğretim Görevlisi olarak çalışan Davacı, kendisini "Devamlı Personel" statüsüne geçiren kararın, Davalılar tarafından geri alınması üzerine, Davalılar aleyh-ine YİM 26/2011 sayılı davayı ikame etti. YİM 26/2011 sayılı davada, Davacı, konu kararın iptaline karar verilmesi üzerine, Davalıların iptal edilen karardan önce Davacının işine son veren ve geri alınan 10-11/9(a)-2 sayılı kararı, 12-13/13(a)-1 sayılı kar-arla tekrar geri alması ve iptal etmesi üzerine bu davayı dosyaladı.



TALEP:

Özellikle, geri alma kararının geri alınması ve iptal edilmesi şeklinde tezahür eden ve kamu idaresinde pek rastlanmayan bir metoda başvuran Davalılar aleyhindeki talep ayn-en şöyledir.

"A. Davalılar ve/veya Davalı No.1'in Vakıf Yöneticiler
Kurulu tarafından alınıp Davalı No.2 tarafından 22.2.2013 tarihli yazı ile davacıya bildirilen ve Davacının işine son verilmesini öngören 30.6.2010 tarih ve 09-10/27-4 sayılı Vakıf Yön-eticiler Kurulu kararının hükmü kalmadığına ve iptal edilmesine ilişkin 30.12.2010 tarih ve 10-11/9(a)-2 sayılı Vakıf Yöneticiler Kurulu kararının geri alınmasını ve/veya iptal edilmesini öngören 12-13/13(a)-1 sayılı kararın etkisiz ve hükümsüz olduğuna ve- herhangi bir sonuç doğurmayacağına ilişkin bir mahkeme emri ve/veya hükmü,"



TALEP TAKRİRİ:

Davacı, davasında, iptalini talep ettiği karara kadar geçen süreci izah ettikten sonra, YİM 26/2011 sayılı davada iptal edilen karara Davalıların uymadıkları-nı ve Davacının haklarını bertaraf etmek için, YİM 26/11 sayılı kararı gerekçe göstererek, Davacının işine son veren ve daha önce geri alınan kararı, tekrar geri almak suretiyle hukuka aykırı ve yok hükmünde karar aldığını ileri sürerek, yukarıdaki gibi hü-küm verilmesini talep etmiştir.

MÜDAFAA TAKRİRİ:

Davalılar, Avukatları vasıtasıyla dosyaladıkları müdafaa takririnde, Davacının iş ilişkisinin takriben 30.6.2010 tarihinde sonlandırıldığını, Davacının bu karar aleyhine YİM 101/2010 sayılı davayı ikame- ettiğini, bu davanın halen askıda olduğunu, Davalıların daha sonra 30.12.2010 tarihinde Davacının Devamlı Personel yapılmasına ilişkin kararı geri aldığını ve bu karara bağlı olarak Davacının işine son veren 30.6.2010 tarih ve 10-11/9(a)-2 sayılı işten du-rdurma kararını iptal ettiğini, buna rağmen Davacının 101/2010 sayılı davasını geri çekmediğini, YİM 26/2011 sayılı davada, Davacıyı Devamlı Personel statüsünden çıkaran kararın iptal edildiğini, YİM 26/2011 sayılı davada, Mahkemenin iptal ettiği karardan -sonra YİM 101/2010 sayılı davada, iptali talep edilen birinci karara dönülmesi için, İdarenin bu davaya konu kararı aldığını, ortada hukuka aykırı bir durum olmadığını, davanın ret ve iptal edilmesi gerektiğini ileri sürdü.

OLGULAR :

Davanın duruşmasınd-a taraflar tanık çağırmadılar. Olgular üzerinde uzlaştılar ve 1'den 10'a kadar sayılandırılmış yazılı belgeyi emare olarak ibraz ettiler.

Dava ile ilgili olgular özetle şöyledir:

Davacı bir akademisyen olup, 1997 yılında yarı zamanlı öğretim görevlis-i olarak çalışmaya başladığı DAÜ'de, 1998 yılından itibaren İletişim Fakültesinde tam zamanlı Uzman Öğretim Görevlisi olarak çalışmıştır.

Davacı, sözleşmeli olarak çalışmaya başladığı DAÜ'de, 20.4.2006 tarihinde, Vakıf Yöneticiler Kurulu (bundan bö-yle VYK olarak anılacaktır) kararı ile Devamlı Personel statüsüne geçirildi.

1.7.2010 tarihinde Davacıya gönderilen 30.6.2010 tarihli 09-10/27-4 sayılı VYK kararı ile, 13.8.2010 tarihinden geçerli olmak üzere Davacının işine son verildi ve Üniversite il-e olan ilişiği kesildi.

Davacı, bu kararın iptali için, 8.9.2010 tarihinde YİM 101/2010 sayılı davayı ikame etti.

YİM 101/2010 sayılı davanın devamı sırasında, VYK 30.12.2010 tarihinde yaptığı toplantıda, 10-11/9(a)-1 sayılı kararla, Davacının Devaml-ı Personel kadrosuna alınmasına ve/veya Devamlı Personel yapılmasına ilişkin, VYK tarafından takriben 20.4.2006 tarihinde alınan 05-06/21-18 sayılı kararın geri alınmasına ve/veya iptal edilmesine karar verdi.

VYK, aynı tarihte, 10-11/9(a)-2 sayılı bir -karar daha alarak, Davacıya 1.7.2010 tarihli yazı ile bildirilen 30.6.2010 tarih ve 09-10/27-4 sayılı VYK kararlarının herhangi bir hükmü kalmadığına ve/veya iptaline karar verdi.

Konu kararlar, Davacıya, 4.1.2011 tarihli yazı ile bildirildi.

Davacı, Y-İM 101/2010 sayılı davaya konu işine son verilmesi kararının geri alınarak, yerine 30.12.2010 tarihli ve 10-11/9(a)-1 sayılı kararın konması üzerine, bu karara karşı YİM 26/2011 sayılı davayı dosyaladı. YİM 26/11 sayılı davada, aynı zamanda 30.12.2010 tari-h ve 10-11/9(a)-2 sayılı kararın da iptali talep edildi.

YİM 26/2011 sayılı dava, 3.12.2012 tarihinde karara bağlandı. Mahkeme, Davacının Devamlı Personel yapılmasını geri alan 10-11/9(a)-1 sayılı kararı iptal etti. Aynı kararda, Mahkeme, 10-11/9(a)-2 s-ayılı VYK kararı ile ilgili herhangi bir karar vermeyi gerekli görmedi.

YİM 26/11 sayılı davadaki karar ile ilgili istinaf dosyalandı.

VYK, 21.2.2013 tarihindeki toplantıda aşağıdaki kararı aldı:

"Vakıf Yöneticiler Kurulunun 30.12.2010 tarih ve 10--
11/9(a)-1 sayılı kararı Mahkemece iptal edildiğine, Vakıf Yöneticiler Kurulunun aynı tarih ve 10-11/9(a)-2 sayılı kararı da Mahkemece iptal edilen karara dayandığına, yani birinci karar ikinci kararın temel ve/veya gerekçesini oluşturduğuna göre Vakıf Y-öneticiler Kurulunun 30.12.2010 tarih ve 10-11/9(a)-2 sayılı kararının da ortadan kaldırılması iktiza etmektedir. Zaten Atiye Çırakoğlu da açmış olduğu YİM 26/2011 sayılı davada yukarıda belirtilen 10-11/9(a)-2 sayılı kararın da iptalini talep etmişti.
Yuk-arıda yer alan hususlar dikkate alınarak, Atiye
Çırakoğlu'na takriben 1.7.2010 tarihli yazıyla bildirilen 30.6.2010 tarih ve/veya 9-10/27-4 sayılı Vakıf Yöneticiler Kurulu kararının hükmü kalmadığına ve iptal edilmesine ilişkin 30.12.2010 tarih ve 10-11/-(a)-2 sayılı VYK kararının geri alınmasına ve/veya iptal edilmesine oy birliği ile karar verilir."


Davacı, bu kararın iptali için huzurumdaki davayı dosyaladı.

YİM 101/2010 sayılı dava, halen talimat safhasında bulunmaktadır.

İNCELEME:

Dava ile -ilgili olguları, ibraz edilen emareleri ve taraf Avukatlarının hukuki argümanlarını inceleyip değerlendirdim.


İdare Hukukunun ve İdari Yargının varlık nedeni İdareyi
hukuk kuralları içinde tutmaktır. Bu temel kurala bağlı olarak, İdare, kendisinden b-ağımsız olarak konmuş olan kuralların (Anayasa,Yasa, Uluslararası Antlaşma v.b.) içinde kalmak zorunda olduğu gibi, bunlara uygun olmak koşuluyla, kendisinin koymuş olduğu kurallara da (tüzük, yönetmelik, genelge gibi kural koyucu işlemlere) uymak zorundad-ır. İdarenin uygulamalarının neticesinde, İdari Yargı yerlerince yapılan denetime bağlı olarak vücut bulan mahkeme kararlarına, İdarenin uyması hem zorunluluk hem de anayasal yükümlülüktür.


Huzurumdaki olgular açısından meseleye baktığımda, YİM 26/11 s-ayılı davada, Davacının Sürekli Personel statüsünden çıkarılması kararı iptal edildikten sonra, doğal olarak İdarenin bu karara uyması beklenirken, daha önce geri alınan işten çıkarma kararını yürürlüğe koymak maksadıyla geri alma kararını geri alan Davalı-ların, İdare Hukukunun geri alma müessesesini kullanarak, meseleyi karmaşık hale getirdiğini belirtmek isterim.

İdari davalarda, iptal davasına konu bir kararın, şikayete sebep olacak nitelikte olması gerekmektedir; yani böyle bir karar, bir menfaati ih-lâl eden bir karar olmalıdır. Kısaca, idari karar ile ihlâl edilen menfaat arasında bir ilgi bağı olması elzemdir. Bu nedenle, İdare tarafından geri alınmış ve kişinin herhangi bir menfaatini ihlâl etmeyen geri alma kararına karşı iptal davası açılamaz. Ak-si netice, meşru menfaat ilkeleri ile bağdaşmaz.

R.Sarıca, İdari Kaza adlı kitabının 42. sayfasında, konu ile ilgili şöyle demektedir:


"Davacının bir menfaatini ihlâl eden bir karar-ittihaz
edildikten sonra-idarece geri alınmış ise - artık bu, ipta-l davasına mevzu teşkil edemez. Zira iptali istenilen karar geri alınmakla esasen ortadan kalkmış bulunmaktadır. Bu itibarla Davacının, bunun iptalini istemekte bir menfaati yok demektir. Bundan dolayı;
İdare, şikayete sebebiyet veren kararı-iptal davası a-çılmadan önce-geri almış bulunuyorsa artık bu karara karşı iptal davası açmaya imkân yoktur. Böyle bir dava mesmu olmaz.
Şayet idare - iptal davası açıldıktan sonra fakat daha henüz intaç edilmeden evvel- davaya mevzu olan kararı geri almış bulunuyorsa, a-rtık davanın devamına lûzum kalmaz. Karar geri alındığından davanın mevzuu kalmamış olur. Mahkemenin bu hususta karar ittihazına lûzum kalmaz."


Bu konuda ayrıca Kemal Gözler'in, İdare
Hukuku, II. Baskı, cilt 1, sayfa 1114'e atıfta bulunurum.

Daha açı-k bir ifade ile;

Yönetilenin menfaatini ihlâl eden bir karar, İdare tarafından kişinin menfaatine olacak bir şekilde tamamen ortadan kaldırılırsa, böyle bir karar aleyhine iptal davası açılamaz. Dava açıldıktan sonra geri alma işlemi gerçekleşirse, mahke-mece karar verilmesine gerek yoktur. Çünkü her iki ahvalde de iptal davası için aranan ön koşul olan menfaat ihlâli ortadan kalkmış olacaktır.

Yukarıda belirttiğim prensiplerin, bu mesele açısından önemi şöyledir:

Davacı Avukatı, karara bağlanan YİM 26-/2011 sayılı davada iptalini talep ettikleri, Davacının işten durdurulması kararını geri alan 10-11/9(a)-2 sayılı karar ile ilgili olarak Mahkemenin karar vermediğini, sadece Sürekli Personel statüsünden çıkarılması kararının iptal edildiğini, Davalıların -da YİM 26/2011 sayılı kararı, bu davaya konu karara gerekçe yaptığını ileri sürmektedir.

Davalılar Avukatı, her iki kararın birbirinin devamı olduğunu, Davacının Devamlı Personel statüsünden çıkarılması kararı iptal edildiğine göre kendilerinin de işten -çıkarma kararını canlandırmaya hakları olduğunu iddia etmektedir.

Her iki iddianın değerlendirilmesi bakımından, YİM 26/2011 sayılı davanın kararının, bu davada iptali istenen karara olan etkisinin incelenmesi gerekmektedir.

YİM 26/2011 sayılı davanın -kararında, Davacıyı işten durduran 9-10/27-4 sayılı kararı geri alan 9-10/9(a)-2 sayılı
kararla ilgili şöyle denmiştir:

"Davalı, bu kararına bağlı olarak 10-11/9(a)-2 sayılı kararı alarak, Davacı aleyhine daha önce alınmış olan ve YİM 101/2010 sayılı da-vaya konu olan 30.6.2010 tarih ve 09-10/27-4 sayılı kararın herhangi bir hükmü kalmadığına ve iptal edilmesine oybirliği ile karar verdi. Başka bir söylemle Davalının öğrenci azlığı nedeniyle işine son verilmesi kararını ortadan kaldırdı.
Davalının, Davac-ı aleyhine aldığı Devamlı Personel
statüsüne geçirilmesinin geri alınması kararının, Mahkeme tarafından iptal edilmesi, idarenin Davacı lehine ortadan kaldırdığı başka bir kararı kendiliğinden hukuk alemine getirmez.
(B) paragrafına konu karar, Davalı t-arafından geri
alınıp ortadan kaldırıldığından, (B) paragraf altında herhangi bir karar verilmesi gerekmemektedir."


Mevcut olgulara göre, Davalılar tarafından 10-11/9(a)-2 sayılı karar ile geri alınıp hükümsüz ilan edilen 30.6.2010 tarih ve 09-10/27-4 -sayılı işten durdurma kararının ortadan kaldırıldığı ve Davacının bu karardan kaynaklanan menfaat ihlâlinin sonlandırıldığı açık surette ortadadır. Tamamen Davacının menfaatine olacak şekilde, işten durdurma kararını ortadan kaldıran 10-11/9(a)-2 sayılı ka-rarın, geri alma prensipleri ışığında iptal davasına konu olması hukuken mümkün olmadığından, YİM 26/2011 sayılı davadaki kararın, bu davadaki karara gerekçe olamayacağına ilişkin bulgu yaparım.

YİM 101/2010 sayılı davanın varlığı 10-11/9(a)-2 sayılı ger-i alma kararının hukuki sonuçlarını değiştirmemektedir. Bu nedenle YİM 101/2010 sayılı davanın halen yürürlükte olması, huzurumdaki dava konusu kararın alınmasına haklı bir gerekçe teşkil etmez.

Huzurumdaki davanın olgularına göre, Davalıların dava konus-u idari kararı almasındaki amacı, daha önce 10-11/9(a)-2 sayılı karar ile hükümsüz ilan ettikleri, 30.6.2010 tarih ve 09-10/27-4 sayılı işten durdurma kararını, 10-11/9(a)-2 sayılı kararı, 12-13/13(a)-1 sayılı kararla tekrar geri alarak yürürlüğe koymaktır-.

Başka bir söylemle, yapılan işlem, işten durdurma kararını tekrar yürürlüğe koymak suretiyle, Davacı aleyhine geriye dönük olarak durum yaratılmasıdır.

İdare Hukukunda geri almanın ilgası mümkündür. Kemal Gözler'in İdare Hukuku, cilt 1, 2. baskı kita-bının, 1114. sayfasında bu konuda şöyle denmektedir:

"İdare bir işlemin geri alınmasına dair geri alma işlemini
daha sonra ilga edebilir. Geri almayı ilga eden işlemin, geri almanın ortadan kaldırdığı işlemi tekrar yürürlüğe soktuğu kabul edilmektedir.-"


Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, iktibas edilen kısımda kullanılan kelimenin "ilga" olduğudur. Geri alma kararı, niteliği gereği, İdare Hukukunda istisnai sonuç doğurmakta ve geriye yürümektedir. Ancak ilga ileriye dönük sonuç doğurmakta ve -ilga edilen, geri almanın ortadan kaldırdığı işlemi, ilga tarihinden itibaren yürürlüğe koymaktadır.

Huzurumdaki dava konusu karar, geri almanın geri alınması olarak gerçekleştirilmiştir.

Bu mesele bakımından, geri alma veya ilga yöntemlerinden hangisi -kullanılırsa kullanılsın, sonucun farklı olmayacağı kanaatindeyim.

Gerek öğretide gerekse yargı kararlarında ifade edildiği gibi, geri alma işleminde iki değere önem verilmektedir. Birincisi, hukuka uygunluğu sağlamak, ikincisi, hukuk güvenliğini muhafaz-a etmek veya sarsmamak. (Bkz. K.Gözler, İdare Hukuku, I.cilt sayfa (1110-1117))

Huzurumdaki davanın olgularına göre, Davalılar, başlangıçta YİM 101/2010 sayılı davanın konusu olan işten durdurma kararını, 10-11/9(a)-2 sayılı kararla geri alarak hükümsüz k-ıldıktan sonra, Davacının Sürekli Personel statüsüne geçirilmesi kararını geri alarak, Davacının Sürekli Personel statüsünü ortadan kaldırdılar. YİM 26/2011 sayılı davada, Davacının Sürekli Personel statüsünden çıkarılması kararı hukuka aykırı bulunarak, M-ahkeme tarafından iptal edildi.

Bir İdari Yargı yerinin kararı, kural olarak geriye dönük uygulanır. Ancak, idari kararlar, geri alma işlemi hariç, geriye dönük olarak uygulanmazlar. YİM 26/11 sayılı karardan sonra, Davacı Sürekli Personel statüsüne ger-i dönmüş oldu. Davacının Sürekli Personel statüsünden çıkarıldığı tarihte, YİM 101/10 sayılı davaya konu işten durdurma kararı, 10-11/9(a)-2 sayılı kararla geriye alınarak tüm sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılmış ve statüsü değiştirilmişti. Huzurumda-ki davaya konu karar ile geri almanın geri alınması yapılmak istendiğine göre, Davacının statüsünün farklı olduğu ve işten durdurma kararının yürürlükten kaldırıldığı dönem için geriye dönük icrai etki yaratılmak istendiği açıktır.
YİM 26/11 sayılı kararda-n sonra, bunun yapılmak istenmesinin sebep ve amacının, Mahkeme kararının etkisini ortadan kaldırmak olduğu mevcut olguların sonucunda ortaya çıkmaktadır. Böyle bir kararın sebep, konu ve amaç bakımından hukuka aykırı olduğu aşikâr surette ortadadır.

Hu-kukun, Yargı denetiminden geçerek hukuka uygunluğu Mahkeme kararı ile belirlenen bir statüyü, Yargı kararının ardından geriye dönük olarak ortadan kaldırmaya ve Yargı kararını etkisiz hale getirmeye yönelik işlemleri koruması mümkün olmadığı gibi, böyle bi-r yöntem, yargı kararlarının etkinliğinin ve yönetilenlerin sahip olduğu hukuki güvencenin ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir. Bu nedenle, Davacının, YİM 26/11 sayılı davada, 10-11/9(a)-2 sayılı kararın iptalini talep etmiş olması, Davalılara, karar-dan sonra mezkur kararı geri alma hakkı vermemektedir.

Davacının statüsü, YİM 26/2011 sayılı karardan sonra Sürekli Personele geri döndüğünden, yargı kararını ortadan kaldırmak maksadıyla, 10-11/9(a)-2 sayılı geri alma kararını geri almak veya ilga etm-ek suretiyle Davacının işine son verme yöntemi, hukuka aykırı, gecikmiş ve kişinin hukuki güvenliğini ortadan kaldıran, iptal edilmesi kaçınılmaz bir karar olup, iptali gerekir.


SONUÇ :

Davacı, yukarıdakiler ışığında Davacı davasında başarılı olduğun-dan, (A) paragrafı gereğince hüküm verilmesi gerekmektedir.



Netice itibarıyla;

Davalı No.1'in Vakıf Yöneticiler Kurulu tarafından alınıp Davalı No.2 tarafından 22.2.2013 tarihli yazı ile Davacıya bildirilen ve Davacının işine son verilmesini öngören 3-0.6.2010 tarih ve 09-10/27-4 sayılı Vakıf Yöneticiler Kurulu kararının hükmü kalmadığına ve iptal edilmesine ilişkin 30.12.2010 tarih ve 10-11/9(a)-2 sayılı Vakıf Yöneticiler Kurulu kararının geri alınmasını ve/veya iptal edilmesini öngören 12-13/13(a)-1 s-ayılı kararın etkisiz ve hükümsüz olduğuna ve herhangi bir sonuç
doğurmayacağına KARAR verilir.
Mukayyit tarafından tespit edilecek dava masrafları, Davalılar tarafından ödenecektir.



Ahmet Kalkan
Yargıç


3 Aralık, 2013












12






Full & Egal Universal Law Academy