Yüksek İdare Mahkemesi Numara 37/1989 Dava No 5/1991 Karar Tarihi 26.02.1991
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 37/1989 Dava No 5/1991 Karar Tarihi 26.02.1991
Numara: 37/1989
Dava No: 5/1991
Taraflar: Salih Hüseyin Redif ile İskân Bakanlığı vd
Konu: İfrazın iptali istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 26.02.1991

-D.5/91 YİM 137/89

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede
Yargıç N. Ergin Salâhi huzurunda.
Anayasanın 152. maddesi hakkında.

Müstedi: Salih Hüseyin Redi-f, Karaoğlanoğlu.
ile
Müstedaaleyhler: 1. KKTC İskân Bakanlığı vasıtası ile Başsavcılık, Lefkoşa.
2. KKTC İnceleme ve Dağıtım Komisyonu Başkanlığı
vasıtası ile Başsavcılık, Lefkoşa.
3. KKTC İskân Bakanlığı Girne Şube Müdürlüğü vasıt-ası
ile Başsavcılık, Lefkoşa.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Serhan Çınar
Müstedaaleyhler namına: Mustafa Arıkan
İlgili şahıs namına: Gözel Halim



Yasa Madd-esi:

İstemin Özeti: Müstedinin 1975'den beri tahsis ve tasarrufunda bulunan binanın avlusunu oluşturan başvuru konusu parselin ifraz edilerek komşusuna verilmesi veya ona dervedilmesi yönünde alınan kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir so-nuç doğurmayacağına karar verilmesi istemi. Ve ayrıca konu parselin Müstedinin Tcetveline işlenmemesinin yapılmaması gereken ihmal olduğu hususunda emir talebi.

OLAY: Müstedi güney göçmeni ve eşdeğer mal alacaklısıdır. 1975'de iskân edildiği konutun tahsi-s ve tasarruf sahibidir. İlgili şahıs da güney göçmeni ve eşdeğer mal alacaklısıdır. Müstedi ile komşu olan İlgili şahsa, Müstedinin tahsis ve tasarrufunda bulunan evin avlusunun bir kısmı ifraz edilerek verilmiştir. Komşusunun telleme yapmak istediği zama-n durumu öğrendiğini bildiren Müstedi işbu başvuruyu dosyalamıştır.

SONUÇ: T cetvellerini aldığı ve ifrazın yapıldığını öğrendiği tarihten itibaren herhangi bir itiraz dosyalamadığına ve bu hususun onun bilgisine 75 günlük hak düşürücü süreden önce geldiğ-ine kanaat getirdikten sonra başvurunu reddedilmesine karar verilir.

Arıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
YİM/ İstinaf 24/89 sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı.





H Ü K Ü M

Müstedi Yüksek İdare Mahkemesine dosyalamış olduğu işbu başvuru ile, 12.1-1.1975 tarihinden beri tahsis ve tasarrufunda bulunan binanın avlusunu oluşturan Girne Karaoğlanoğlu Pafta/Harita XII-11.W2 Parsel 169/1'in bir kısmının ifraz edilerek 169/12/1/1 olarak numaralandırılması ve Karaoğ-lanoğlu'nda müstediye komşu Şengül Ali na-mı diğerle Şengül Hepakıl isimli birisine verilmesi veya ona devredilmesi yönünde alınan kararın hükümsüz ve e-tkisiz olduğuna ve herhangi bir- sonuç doğuramayacağına karar verilmesi isteminde bulunmaktadır.

Müstedi başvurusunda ayrıca yukarıda Pafta/Harita referansı verilen 169/12/1'in 169/12/1/1 diye ifraz edilmesine rağmen bunların her ikisinin de müstedinin T cetvellerine işlenmemesi veya k-endisine kesin tasarruf belgesi verilmemesi, yapılmaması gereken bir ihmal olduğu hususunda emir talep etmektedir.

İhtilafsız olgulara göre müstedi Güney göçmeni olup 1974 Barış Harekatını müteakip 1975 senesi içerisinde Kuzeye göçmen olarak gelmiş ve ke-ndisine, Emare I olark ibraz edilen tahsis belgesi ile konu yer, sair taşınmaz mallar yanında tahsis edilmiştir. Sunulan şahadetten anlaşılacağı gibi Pafta/Harita XII.11-W2 de parsel 169/11 ve 169/12/1 içerisinde müstediye tahsisli ev bulunmaktadır. Emare- I tahsis belgesi ile bu yerler müstediye tahsis edilirken 169/12/1 bir bütündü ve tümü müstediye ev ile birlikte tahsis edilmişti. Müstedinin iddiasına göre Güneyde mal bırakan eşdeğerde hak sahibidir ve usulünde yaptığı müracaat ışığında Güney mal varlığ-ı değerlendirilmiş ve toplam 3,254,668 puanı olduğu tespit edilmiştir. Müstedinin konu mal yanında elinde tuttuğu sair mallar için takdir edilen 3,178,934 puan tenzil edildikten sonra 75,734 artık puanı bulunmaktadır. Buna ilâveten müstedinin eşi Günal Sal-ih Redif de Güney göçmeni ve eşdeğerde mal alacaklısı olup onun da 235,178 puanı mevcuttur.

Müstedinin iddiasına göre kendisinin bilgisine getirilmeden yasal tasar-rufunda bulunan 169/2/1 numaralı parselden müstedinin komşusunun hududu boyunca uzanan, ta-kriben 8-10 ayak genişliğinde, bir kısım ayrılarak 169/12/1/1 olarak numaralandırılmış ve alâkadar şahsa bırakılmıştır. Bu işlem yapılırken müstediye haber verilmemiş, onun rızası alınmamış ve ancak müstedi bu durumu 16.8.1989 tarihinde komşusu bu yeri tel-leme yönüne gittiği zaman tesadüfen öğrenmiş ve işbu başvuruyu dosyalamıştır.

Yine müstedinin iddiasına göre yapılan bu işlem yasal değildir ve iptal edilmesi gerekir.

Bu başvuruda alâkadar şahıs Şengül Ali namı diğerle Şengül Hepakıl görülmekle berabe-r hakikatte esas alâkadar şahıs Şengül'ün eşi Ali Candaştır. Duruşmadan önce tarafların beyanları ile bu husus, düzeltilmiş olup bu başvuruya Ali Candaş alakadar şahıs olarak eklenmiştir.

Ali Candaş da müstedi gibi Güney göçmeni olup Güneyde mal bırakan- eşdeğerde mal alacaklısıdır. Bu şahıs da ailesi ile birlikte Barış Harekatından sonra Karaoğlanoğlunda 169/12/1 numaralı parselin komşusu olan 169/12/2 numaralı parsel içerisinde bir eve iskân ettirilmiş, uzun süre kaldıktan sonra aile efradını bu evde bı-rakarak İngiltereye gitmiştir.

Alakadar şahsın iddiasına göre, müstedinin dosyası tekemmül ettirilirken ona tahsisli evin bahçesine başka ikinci bir ev yaptığından iki ev arasında çok az bir mesafe kalmıştır. İlgili dairenin yaptığı teftişlerde, bu durum- dikkate alınarak ifrazı gerektiğine karar verilmiş ve takriben 8-10 ayaklık bir kısım müstedinin parselinden ifraz edilerek 169/12/171 olarak numaralandırılmış ve ayrı bir parsel olarak kendi bahçesine eklenmiş ve kendisine 401 numaralı kesin tasarruf bel-gesi verilmiştir. Alakadar şahsın iddiasına göre müstedi bu durumdan haberdardı. Müstedi T cetvellerini aldığında bunun ifraz edilmiş olduğunu biliyordu, vaktinde müracaat etmemiştir ve 75 günlük hak düşürücü süreyi geçirmiştir. Keza alakadar şahıs ile müs-tedaaleyhlerin iddiasına göre ifraz edilmiş şekli ile bu yer müstedinin T cetveline işlendiği halde bu durumu bilerek feragatname vermiş, bununla da kalmayarak sair mallar yanında bu malın ifraz edilmiş şekli ile kesin tasarruf belgesini de almıştır. Bu du-rum dikkate alındığında başvuruyu dosyalamak için hak düşürücü süreyi geçirdiği gibi, başvuru konusu ifraz işleminin müstedinin bilgisi dahilinde yapıldığını ve ifraz edilmiş şekli ile müstedinin T cetvellerine bu mal ifrazlı şekli ile girdiğini, bunu müte-akip müstedi kesin tasarruf belgesini de aldığını iddia ederek başvrunun reddedilmesini talep etmektedir.

Başvurunun duruşmasında dosyada 1'den 26'ya kadar görülen evrak Emare olarak sunulmuştur.

Duruşmada müstedi Salih Redif şahadet vererek, yukarıda- özetlenen iddialarını yinelemiş ve ifrazdan haberi bulunmadığını, T cetvellerine işlendiğinin farkında olmadığını, kesin tasarruf belgesini kendisinin almadığını iddia ederek ilk defa bu yerin ifraz edildiğini 16.8.1989 tarihinde veya o tarihlerde komşusu- bu yeri tellerken öğrendiğini ileri sürmüştür.

Müdafaa ise ifrazı yapan Tapu Memuru Niyazi Kılıç'ı Şehir Plânlama Dairesinin ilgili Mühendisi Mehmet Envergil'i ve müstediye konu yerin koçanını veren Öznur Altan'ı şahit olarak çağırmıştır.

Müdafaa şahi-di olarak çağrılan Niyazi Kılıç ifraz yapılırken hazır bulunmaları için taraflara herhangi bir ihbar verildiğini iddia etmemekte ancak ifraz yapılmasına gittiği gün her iki ev halkının da rızası alınarak ölçüm için bahçeye girildiğini, müstedinin hazır bul-unduğunu hatırlamadığını ancak ev halkından birilerinin bulunduğunu, kimlerin hazır bulunduğunu hatırlayamamakla beraber ifraza konu yerde oturan ev halkından birilerinin hazır bulunduğunu söylemiştir. Yine bu şahit, alâkadar şahsın evinin, müstedinin evin-e bakan kısmında pencerler bulunduğunu ve belirli bir kısmın alâkadar şahsa bırakılmasının kaçınılmaz olduğunu söyleyerek yapılan ölçümler ile 169/12/1/1 olarak ayrılan kısmın genişliği ve boyutları hakkında bilgi vermiştir.

Müdafaa şahidi numara 3 olara-k çağrılan Mehmet Evergil aynı meyanda şahadet vermiş ve o da, gerek alâkadar şahıs ve gerekse müstedinin ev halkından izin alarak bu yere girdiklerini ancak kimlerin o gün hazırda bulunduğunu hatırlamadığını ve ifrazın mümkün mertebe Şehir Plânlama usulle-rine göre yapıldığını, 169/12/1'den ayrılan bu küçük kısmın alâkadar şahsın pencerelerinin açılabilmesi için alâkadar şahsa bırakılması gerektiği düşüncesi ile yapıldığını ileri sürmüştür.

Müdafaa şahidi numara 2 olarak çağrılan Özner Altan ise teknik bi-r şahittir. Başvuru dosyalandıktan sonra 13.12.1989 tarihinde 169/12/1/2 numaralı parselin koçanını Pembe Selim imzası ile müstediye iletilmek üzere vediğini dosyadaki imzaya bakarak söylemiştir. Müstedi avukatının da kabul ettiği gibi Pembe Selim müstedin-in kızıdır.

Müstedinin, esas itibarı ile iddia ve şahadeti, ifrazdan haberdar olmadığı ve T cetvellerine bu yer ifrazlı şekli ile işlenirken de farkına varmadığı ve bu nedenle bu ifrazın kendi rızası ile yapılmadığı için geçersiz olduğu hususunda yoğunla-ştırılmıştır. Ancak istintakında T cetvellerini aldığında bazı eksik parçalara itiraz etmesine rağmen bu yerin ifrazlı olarak T cetvellerine girdiği hususunda herhangi bir itirazda niye bulunmadığı yönünde tevcih edilen sorulara doyurucu bir yanıt vermemiş-tir. Elindeki tahsis belgesinde, açıklıkla, ihtilâflı yerin parsel numarası olarak 169/12/1 görülürken bu kısım ifraz edilmiş şekli ile T cetveline 169/12/1/2 olarak kaydedildiği görülmektedir.

Müstedi acaba iddia ettiği gibi bu parsel, değişik bir numar-a ile T cetveline işlenmesinin farkına varmamış mıdır? Bu husus gerek şahidi gerek tüm şahadetini T cetvellerine yaptığı itiraz ile sair olgular ışığında değerlendirmeyi uygun buldum.

Müstedinin bu husustaki iddia ve şahadetini titizlikle inceledim. Heme-n şunu da belirteyim ki şahadet verirken izleme fırsatını bulduğum müstedi devamlı kaçamak cevaplar vermiş ve doğruyu saptırmaya çalışmıştır. Mahkemede bulunan karısı ise duruşmaya ara verildiğinde, müdafaa şahidi numara 1'e müdahale ederek ona baskı yapma-ya kalkışmış ve Mahkeme tarafından ikaz edilmiştir. Müstedi üzerimde olumlu izlenimler bırakmış değildir. Müstedi 1987 yılı içerisinde ifraz yapılırken hazır bulunmadığı gibi bu olaydan hiç haberdar olmadığını iddia etmektedir. Bu şekilde şahadetine müdah-ale edilen Niyazi Kılıç müstediyi ifraz ölçümlerinin yapıldığı gün görüp görmediğini hatırlamadığını söylemektedir. Müstedi ifrazın mahalli tahkikatı yapıldığı gün hazır bulunmamış olsa dahi sunulan şahadete göre müstedinin oturduğu ev halkından birileri o-rada idi ve bu durumu öğrenmiş olması gerekirdi kanaatındayım. Müstedinin elindeki Emare I tahsis belgesinde açıklıkla ihtilâf konusu yerin pafta parsel numarası yazıldığına göre "T" cetvelini aldığında bunun ifraz edilmiş şekli ile değişik bir numara taşı-mış olduğunun farkına varmış olması gerekir ve müstedinin bunun farkında olmadığı yönündeki iddialarını oldukça çürütmektedir. Bu hususlar bir yana daha sonra T cetvellerine yaptığı ifraz ve Güney puanları hususundaki iddia ve şahadeti de sunulan emarelerl-e teyit edilmediği aksine tekzip edildiği görülmektedir. Bunlara değindikten sonra müstedinin bu iddialarını ve inanırlılığını bir başka açıdan de değerlendirmeyi uygun buldum.

Müstedi başvuru lâyihasının 2. sayfasının son paragrafında ve ara emri almak -için yaptığı yemin varakasında Güney mal varlığı ile ilgili şu iddiayı yapmaktadır.

" .................

3- Müstedi Güney mal varlığı için M/aleyhler nezdinde eşdeğer mal müracaatında bulundu ve mallarının değerlendirilmesi neticesi kendisine toplam 3,254-,668 puan verilmiştir. Müstedi işbu puanlardan 3,178,934 adedini halen tahsisinde bulunan muhtelif mallar ile ilgili kesin tasarruf belgesi almak için müracaatta bulundu ve işlemler başlatılmıştır. Müstedinin artan puanları 75,734 adettir. Müstedinin eşi G-ünal Salih Seyfi n/d Gülnaz Salih de Güney göçmeni olup eşdeğer mal alacaklısıdır ve onun da 235,178 puanı mevcuttur."

Buradan da görüleceği gibi müstedi Güneydeki mallarının değerlendi-rilmesi neticesi 3,254,668 puanı mevcut olduğunu sarahten iddia etme-ktedir. Şahadetinde ise puan miktarı hakkında bilgi verirken yukarıdaki iddiayı tekrarlamıştır. Acaba müstedinin iddia ettiği gibi Güneydeki mallarının değerlendirilmesi neticesi kendisine 3,254,668 puan verilmiş ve Kuzeydeki tuttuğu taşınmaz mallar için 3-,178,934 puan tenzil edildikten sonra elinde 75,734 artık puanı kalmış mıdır?

Müstedinin Emare numara V olarak ibraz edilen T cetvellerine bakıldığında Güney mal varlığının 722,967 puan tuttuğu, Kuzeyde elinde bulundurduğu taşınmaz malların ise 3,178,934- puan olduğu ve 2,445,967 puan Devlete borçlu bulunduğu görülmektedir. Bu durumda müstedinin bu yöndeki iddia ve şahadeti doğruyu yansıtmamaktadır. Müstediye bu T cetvelleri ile birlikte gönderilen ve Emare X olarak ibraz edilen ihbarda 15 gün içerisinde f-azla olarak tuttuğu malları Devlete iade etmesi bildirilmiştir. Müstedinin bu ihbarda yer alan T cetvellerine itiraz hakkını kullanarak, Mahkemeye Emare XI olarak sunulan 2 sayfalık son derece detaylı bir itiraz yaptığı görülmektedir. Bu itirazda müstedini-n gerek Kuzeydeki ve gerekse Güneyde tasarrufundaki mallarına parsel parsel atıfta bulunarak uzun ve ustaca düzenlenmiş bir itiraz dosyaladığı görülmektedir. Ne var ki aynı T cetvelleri içerisinde değişik bir numara ile yer alan ve elindeki tahsis belgesi-nden pafta ve parsel numarasını rahatlıkla kontrol edip farkına varabileceği ihtilâf konusu parsele hiçbir itiraz dosyalamamıştır. Kanaatimce müstedinin iddia ettiği gibi ifraz işlemlerinden haberdar olmadığı veya T cetvellerine de bunun bu şekilde yer ald-ığının farkında olmadığı değil puanı yetmediği ve elindeki kıymetli malları kaybetme durumunda olduğu için çok küçük bu parça için uğraşmak istemediğindendir. Bu denli bilinçli bir itiraz hazırlayan veya hazırlatabilen müstedinin elindeki tahsis belgesinde- açık olarak görülen parsel numarası ifraz edilip değişik olarak T cetveline girdiğini fark etmediğine inanmak imkânını bulamadım.

Müstedinin ifrazına ve müteakiben yapılan işlemlere göz atıldığında 27.5.1988 tarihinde düzenlenen T cetvellerine yapılan i-tirazın Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Komisyonunca incelendikten sonra çok cüzi değişik- likler yapıldığı 7.4.1989 tarihindeki Emare XVII ihbarda görülmektedir. Emare XI olarak ibraz edilen değerlendirme kararı Emare XII yazı ile müstediye bildirilmiş v-e Emare XVII ihbarda müstedinin Kuzeyde tuttuğu mallara karşılık olarak 2,367,035 puan Devlete halen borçlu olduğu ve elindeki fazla malları geri iade etmesi gerektiği kendisine bildirilmiştir. Müstedi bunun üzerine Emare XVIII olarak ibraz edilen bir başk-a dilekçe dosyalayarak kendisinin DD. 14605 numarlaı dosyada 453,966 puanı daha bulunduğunu, hanımına ait 235,178 puan da ilâve edildiğinde tüm aile puanlarının 1,501,043 puana çıktığını ve bu durumda 1,677,831 puan eksildiğini ve bu eksikliği puanları sat-ın alma yolu ile karşılamak için kendisine izin verilmesini talep etmiştir. Bundan sonraki gelişmelere göz attığımızda dosyada ve şahadette maalesef doyurucu bilgiler olmamakla beraber müstedinin istidasında görülen isimden değişik olarak Salih Seyf ismi a-ltında kan bağı ne olduğu belli olmayan birisinden 1,988,803 puan temin ettiği Emare XIX olarak Mahkemeye ibraz edilen 15.5.1989 tarihli mal değer belgesinde görülmektedir. Bu şekilde kendi orijinal puanları olmayan ve başka birisinden temin ettiği bu puan-ları bunca zaman sürüncemede bıraktığı ve elinde tutmağa muvaffak olduğu Kuzey puanlarına karşılık ilgili mercilere sunmuş ve Emare XX deki feragatnamede görülen ve elinde tuttuğu malların kesin tasarruf belgesini alma yönüne gitmiştir. Emare XX belgeye gö-z atıldığında bu belgenin 2.6.1989 tarihinde düzenlenip imzalandığı görülmektedir. Keza bu belgede ihtilâf konusu yer yine ifrazlı şekil ve değişik parsel numarası ile apaçık görülmektedir. Bu belge tanzim edilirken müstedinin herhangi bir itirazı vaki olm-amıştır. Müstedi bu şekilde Kuzeyde tuttuğu külliyetli miktardaki malların kendisine verilmesini sağladıktan sonra 1987 yılında ifraz edilen ve bu tarihten çok önce kesin tasarruf belgesi alâkadar şahsa verilen ihtilâf konusu 169/12/1/1 numaralı parselin i-fraz edildiğini 16.8.1989 tarihinde komşusu bu yeri tellerken öğrendiğini iddia etmeğe başlamıştır.

Bütün bu olgular dikkate alındığında müstedinin yapılan ifrazı yeni öğrendiği yönündeki iddiaları inandırıcı olmaktan çok uzaktır.

Müstedi bununla da ka-lmamış, işlemleri ileri sürdürerek başvuru dosyaladıktan sonra bu yerin koçanını da ifrazlı şekli ile almış ve eline geçirdikten sonra herhangi bir itirazda bulunmamıştır.

Müdafaa şahitlerine gelince bu şahitler teknik ve bitaraf şahitlerdir. Kendilerini- Mahkemede izleme fırsatı bulduğum şahitlerin şahadetlerini değerlendirdiğimde Mahkemeye doğruyu aktardıklarına kanaat getirmiş bulun-maktayım.

Sunulan şahadeti değerlendirdikten sonra hukuki duruma değinmek isterim. Müstedi T cetvelllerinde ifrazlı şekl-i ile yer alan bu parselin ifrazlı olmadığından haberi olmadığını ve T cetvellerine işlenirken de farkında olmadığını iddia etmektedir. İspat külfeti böyle bir iddiayı yapan Müstediye düşmektedir. Müstedi yukarıda değindiğim gibi bu ispat külfetini yerine -getirmemiştir ve T cetvelleri ile ilgili işlemler oldukça ciddi ve titizlikle incelenerek imzalanması gereken işlemler olup bir nevi mal devir işlemleri şeklindedir ve burada yer alan işlemlerin bariz hatalar dışında bu gibi işlemlerin iptal edilebilmesi i-çin son derece ciddi ve inanılır sebepler ileri sürülmesi gerekmektedir. YİM İstinaf 24/89 da T cetvellerini imzalayan müstedinin bunlara itiraz yapmaması halinde bu T cetvellerinin kesinleştiği ve artık itiraz etmesinin söz konusu olamayacağı vurgulanmakt-a ve şu görüşe yer veril-mektedir.

-"İbraz olunan şahadet ve emarelerden görülebileceği gibi Müstenif "T" cetvelini 27.3.1986 tarihinde alıp sadece Güneyde terkettiği taşınmaz malların puanlarına ilişkin tarihsiz bir itiraz yapmış ve bu itiraz 4.4.1986 tarihinde 2'nci müstedaaleyh tarafınd-an alınmıştır.
-Müstenif 27.3.1986 tarihinde başvuru konusu taşınmaz malların "T" cetveline dahil edilmediğini öğrenip 75 günlük süre içerisinde bu hususta bir başvuru dosyalamadığına göre bu nokta üzerinden tek yargıçtan oluşan Yüksek İdare Mahkemesinin başvuruyu reddet-mekle hata ettiği söylenemez."

Önümdeki meselede de müstedi T cetvellerini 27.5.1988 tarihinde almış ve yukarıdaki bulgularım ışığında bu parselin ifrazlı şeklini öğrenmiş olduğuna ve iddia ettiği gibi 16.8.1989 tarihinde öğrenmediği bulgusuna varırım. M-üstedi T cetvelini aldığı tarihten itibaren herhangi bir i-t-iraz dosyalamadığına ve bu husus onun bilgisine o tarihte geldiğine kana-a-t getirdikten sonra 75 günlük hak düşürücü süreyi geçirdiği cihetle başvur-u-nun reddedilmesi gerektiği görüşün-deyim.

Bu karara vardıktan sonra ifrazın yapılabilmesi için taraflara usulünde ihbar yapılıp yapılmadığı, bu ifrazın yasal olarak yapılıp yapılmadığı ve sair hususları incelemeği lüzumsuz addetmekteyim.

Netice olarak -müstedinin başvurusunun reddedilmesine ve başvuru masraflarının müstedi tarafından ödenmesine karar verilir.


(N. Ergin Salâhi)
Yargıç

26 Şubat 1991
-

-


-375-



-


Full & Egal Universal Law Academy