Yüksek İdare Mahkemesi Numara 35/2010 Dava No 7/2012 Karar Tarihi 23.03.2012
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 35/2010 Dava No 7/2012 Karar Tarihi 23.03.2012
Numara: 35/2010
Dava No: 7/2012
Taraflar: Elif İlkdoğan n/d Elif Kayranın vekili Mehmet Kayra ve diğeri ile KKTC Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü arasında
Konu: Malüllük sigortası - Davacının Davalı aleyhine malüllük aylığı talep eden dava açması - Yetki - Yüksek İdare Mahkemesinin yetkileri - Yüksek İdare Mahkemesinin talep edilem emirleri vermeye yetkili olup olmadığı -YİMin taleplerle ilgili olarak karar veremeyeceği bulgusu - Davanın ret ve iptal edilmesi.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 23.03.2012

-D.7/2012 YİM:35/2010


Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında

Mahkeme Heyeti:Necmettin Bostancı, Talât D. Refiker, Mehmet Türker


Davacı: 1. Elif İlkdoğan n/d Elif Kayra'nın vekili sıfatı ile
- Mehmet Kayra,
2. Necat Kayra, küçük, en yakın akrabası babası
sıfatı ile Mehmet Kayra, Ayvalı Sk., No. 7-A,
Kızılbaş - Lefkoşa


- ile -


Davalı: KKTC Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğ-ü vasıtasıyla,
KKTC Başsavcılığı, Lefkoşa


A r a s ı n d a.


Davacı No.(1) namına vekili Mehmet Kayra
Davacı No.(2) namına en yakın akrabası sıfatıyle Mehmet Kayra
Davalı namına: Savcı İlter Koyuncuoğlu.-


---------------


K A R A R



Necmettin Bostancı: Bu davada Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Mehmet Türker okuyacaktır.

Mehmet Türker: 1990 - 2000 yılları arasında özel sektörde
çalı-ştığı süre ve aday kamu görevlisi olduğu 2000 yılından 2002 yılına kadar toplam 4226 gün sosyal sigorta primi yatıran Davacı No.(1), 2007 yılı Mayıs ayında hastalık nedeniyle
kamu görevinden emekliye ayrılmış (medical unfit) ve yasal mevzuat uyarınca emekl-i maaşı almaktadır. Devletten emekliye ayrıldıktan sonra, Sosyal Sigortalar Dairesi'ne başvurarak, yatırmış olduğu 4426 günlük sosyal sigorta primi karşılığında, kendisine sosyal sigorta maaşı ödenmesini talep eden Davacı No.(1), bu talebinin yerine getir-ilmemesi üzerine, küçük Davacı No.(2) ile birlikte, 31.3.2010 tarihinde, Davalı aleyhine ikame ettikleri bu dava ile aşağıda belirtildiği şekilde taleplerde bulunmuşlardır:

"a) Davalıyı, 2007 Haziran ayından beri Davacıların,
kendilerinden -defalarca yazılı ve sözlü olarak
talep ettiği 'Malüllük Sigortası' haklarının
ilgili ve yetkili kişilerce karmaşaya sokulması,
çarpıtılması, savsaklanması ve ihmal edilmesi
nedeniyle uğradıkları mağduriyeti karşılayan,
- uğratıldıkları maddi ve manevi zararı ödemeye
zorlayıcı Mahkeme kararı;

b) Davacı Elif Kayra'nın malüliyet sebebinin kanser
hastalığı olması ve 2007 Haziran'ından beri
Devletin Sağlık Kurulu tarafından resm-en 'medical
unfit' ve 'malül' kabul edildiği halde, maddi
ve manevi yönden müsait durumda olmamamız
nedeniyle Yargı önünde o günden beri haklarımızı
arayamadığımız, karşı tarafa rücu edebilmek için
paramızın, -vaktimizin ve sabrımızın olmaması
nedeniyle mağduriyetimizi hiç olmazsa bugün
telafi edecek bir Mahkeme kararı;

c) 16/1976 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın 55.
maddesinin hem kendi içinde çelişen hem de
Anayas-anın 8. maddesinin kanun önünde eşitlik
ilkesine ters, düzenleme veya eklemeleri bahane
edilerek, söz konusu 16/1976 sayılı Yasa'nın
55. madde hükümleri davacının durumuna
uygulanırken ruhuna ve özüne göre irdelenip
- yorumlanmaması ve sadece lafzına bakılarak
bugüne kadar lehimize hiçbir işlem yapılmamasının
yarattığı haksızlığı gideren Mahkeme kararı
ve/veya emri;

d) Bu dava masrafları."


Davalı ise dosyalamış olduğu müd-afaa takririnde; Davacıların yakınma konusu yaptıkları karar veya işlemin Anayasa'nın 152. maddesine, 16/76 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın 55. maddesi ve sair ilgili maddelerine, yürürlükteki mevzuata uygun olduğunu, Davacılar tarafından davalarında t-alep edilen emirlerin Yüksek İdare Mahkemesi tarafından verilmesine hukuken olanak olmadığını, Davacı No.(2)'nin Davacı No.(1) ile ilgili alınan karardan herhangi bir meşru menfaatinin doğrudan doğruya veya olumsuz olarak etkilenmediğini, Davacıların, bu d-avayı Anayasa'nın 152. maddesinde belirtilen 75 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra dosyaladıklarını, Davacı No.(1)'in, 16/76 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın 55. maddesinde belirtilen malulluk aylığından yararlanma şartlarını taşımadığını, bu madd-eye göre, Davacı No.(1)'in malulluk aylığı bağlanmasını istediği tarihten önceki son beş yıl içinde toplam en az 600 gün malulluk, yaşlılık ve ölüm sigortası primi yatırması gerektiğini, Davacının ise 600 günlük prim yatırmadığını, dolayısıyle 16/76 sayılı- Sosyal Sigortalar Yasası'nın kapsamına da girmediğini iddia ederek, davanın bu nedenlerle reddedilmesi talebinde bulunmuştur.

Davanın duruşmasında gerek Davacılar gerekse Davalı tanık dinletmemiştir. Her iki taraf, iddiaları doğrultusunda Mahkemeye- hitap etmişler ve mutabık kaldıkları 15 adet belgeyi de müştereken emare yapmışlar ve bu belgeler, Emare 1-15 olarak kaydedilmiştir.

Davalı, Davacıların davalarının reddedilmesi talebini, müdafaa takririnde ileri sürdüğü ve yukarıya aktardığımız, bi-rçok gerekçe ve hukuki nedene dayandırmıştır. Bu hukuki nedenlerden bir tanesi, Davacıların davalarında talep ettikleri emirlerin, Yüksek İdare Mahkemesi tarafından verilmesine hukuken olanak olmadığı yönündedir.
Davalı namına bulunan Savcı, diğer -iddiaları yanında, bu iddiasını duruşma sırasında yaptığı hitapta da ileri sürmüş ve bu nedenle, Davacıların davalarının iptal edilmesini talep etmiştir.

Yüksek İdare Mahkemesinin, Davacıların davalarında talep ettikleri emirleri hukuken vermeye yetk-isi olup olmadığını saptamamız için, Yüksek İdare Mahkemesinin görev alanının ve yetkilerinin ne olduğuna bakmamız gerekmektedir.

KKTC'de İdari Yargının, yani Yüksek İdare Mahkemesinin görev alanı ve yetkileri, KKTC Anayasası'nın 152. maddesinde be-lirlenmiştir.

Anayasa'nın, İdari Yargının görev alanını belirleyen 152. maddesinin 1. fıkrasına göre "Yüksek İdare Mahkemesi, yürütsel veya yönetsel bir yetki kullanan herhangi bir organ, makam veya kişinin bir kararının, işleminin veya ihmalinin, bu- Anayasanın veya herhangi bir yasanın veya bunlara uygun olarak çıkarılan mevzuatın kurallarına aykırı olduğu veya bunların sözkonusu organ veya makam veya kişiye verilen yetkiyi aşmak veya kötüye kullanmak suretiyle yapıldığı şikâyeti ile kendisine yapıla-n başvuru hakkında, kesin karar vermek münhasır yargı yetkisine sahiptir."

Anayasa'nın bu maddesinden görüldüğü üzere, idari davalar; bir idari işlem, karar ya da ihmalin Anayasa'ya, herhangi bir yasaya veya bunlara uygun olarak çıkarılan mevzuata ay-kırı olması durumunda veya bunların söz konusu organ, makam veya kişiye verilen yetkiyi aşmak veya kötüye kullanmak suretiyle yapıldığı iddiası ile açılabilir.

Diğer bir ifade ile Yüksek İdare Mahkemesi, yürütsel veya yönetsel bir yetki kullanan herh-angi bir organ, makam veya kişinin kararının, işleminin veya ihmalinin hukuka aykırı olduğu nedeniyle açılan davalar veya yapılan başvurular hakkında, kesin karar vermek yetkisine sahiptir. Bu yetki, Anayasa tarafından Yüksek İdare Mahkemesine verilmiş mü-nhasır bir yetkidir.

Yüksek İdare Mahkemesinin; idari işlem, karar ve ihmaller nedeniyle, yetkisini kullanıp kendisine yapılan başvuruları veya açılan davaları sonuçlandırırken ne tür kararlar verebileceği, Anayasa'nın 152. maddesinin 4. fıkrasında- belirtilmektedir. 4. fıkraya göre Yüksek İdare Mahkemesinin verebileceği kararlar şöyledir:

"(a) Sözkonusu karar veya işlem veya ihmali,
tamamen veya kısmen onaylayabilir; veya
(b) Sözkonusu karar veya işlemin, tamamen
ve-ya kısmen, hükümsüz ve etkisiz olduğuna
ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına
karar verebilir; veya
(c) Sözkonusu ihmalin, tamamen veya kısmen
yapılmaması gerektiğine ve yapılması
ihmal olunan eylem veya işle-min yapılması
gerektiğine karar verebilir."


Görüleceği üzere, Yüksek İdare Mahkemesinin verebileceği kararlar, Anayasa'da açıkça belirtilmiştir. Yüksek İdare Mahkemesi, ancak Anayasa'da belirtilen bu kararları verebilir. Buna bağlı olara-k, Yüksek İdare Mahkemesinde dava açan kişiler de sadece bu kararların verilmesini talep edebilirler.

Davacıların davalarındaki taleplerinin Yüksek İdare Mahkemesinden talep edilebilecek ve Yüksek İdare Mahkemesinin verebileceği kararlar kapsamında o-lup olmadığını saptamak için, Davacıların taleplerini değerlendirdiğimiz zaman, Davacıların talep takrirlerinin a, b, c bentlerindeki taleplerinin, Yüksek İdare Mahkemesinden talep edilebilecek talepler kapsamında olmadığı, karar verilmesini istedikleri bu- taleplerle ilgili olarak, Yüksek İdare Mahkemesinin karar veremeyeceği açıktır.

Davacıların talepleri ile ilgili Yüksek İdare Mahkemesi bir karar veremeyeceği bulgusuna vardıktan sonra, Davacıların diğer iddialarını incelememize gerek kalmamaktadır.-

Belirttiklerimiz ışığında; Davacıların talep ettiği kararlar, Yüksek İdare Mahkemesinin Anayasa'nın 152. maddesinin 4. fıkrası gereğince kendisine verilen münhasır yetki ile verebileceği kararlar kapsamında olmadığından, Davacıların davalarının redd-edilmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak dava ret ve iptal edilir.

Dava masrafları ile ilgili herhangi bir emir verilmez.


Necmettin Bostancı Talât D. Refiker Mehmet Türker
Yargıç Yargıç Yargıç


23 M-art, 2012











6






Full & Egal Universal Law Academy