Yüksek İdare Mahkemesi Numara 348/1991 Dava No 15/1993 Karar Tarihi 07.10.1993
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 348/1991 Dava No 15/1993 Karar Tarihi 07.10.1993
Numara: 348/1991
Dava No: 15/1993
Taraflar: Alim Solmaz ile Güv. Kuv. Kom.
Konu: Sakat işlemlerin geri alınması yönetimin hakkı, hatta yükümlülüğüdür.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 07.10.1993

-D.15/93 YİM 348/91

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede
Yargıç Nevvar Nolan huzurunda.
Anayasanın 152. Maddesi hakkında.

Müstedi: Alim Solmaz, 28. Tümen Cad. K-aradeniz Sok. No.24,
Gazi Mağusa.
ile
Müstedaaleyh: KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, Boğaz
vasıtası ile KKTC, Lefkoşa.
A r a s ı n d a.

Müstedi tarafından Avukat Erden Algun.
-Müstedaaleyh tarafından Savcı Behiç Öztürk.



H Ü K Ü M

Nevvar Nolan: 1965 Erdemli-Türkiye doğumlu olan Müstedi 1975 yılında anne ve babası ile Kuzey Kıbrıs'a yerleşti. 1979 yılında müstedinin o zamanki adı ile Kıbrıs Türk Federe Devleti yurttaşlığına ka-bul edilmesi için babası tarafından İçişleri Bakanlığına yapılan müracaat üzerine müstedi Kıbrıs Türk Federe Devleti yurttaşlığına kabul edildi. Böylece müstedi hem Türkiye Cumhuriyeti hem de Kıbrıs Türk Federe Devleti şimdiki adı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cum-huriyeti uyruklu oldu.

1983-84 öğrenim yılında Mağusa Canbulat Lisesinden mezun olan müstedi Türkiye'ye gitt ve 1984-86 yılları arasında Türkiye'de Harita ve Kadastro okulunda iki yıl öğrenim gördü. Öğreniini tamalayan müstedş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriye-ti'ne döndükten sonra tekrar Türkiye'ye gitti ve 3.6.1987 - 3.12.1988 tarihleri arasında Türkiye'de Türk Silahlı Kuvvetlerinde 18 aya askerlik hizmetini yapı. Türkiye'de askerlik hizmetini tamamlayıp Kuzery Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne dönen müstedi Güvenlik- Kuvevtleri Komutanlığı Seferberlik Şubesine müracaat ederek ihtiyat personel kaynağına kaydını yaptırdı ve "ihtiyat personel kimliği" aldı. 9.5.1989 tarihinde müsetdinin ihtiyatlık yoklaması yapıldı (Emare 7). 30.5.1990 tarihinde de müstediye seferberlik -deneme tatbikatı ve tazeleme eğitimi için silâhaltı davetiyesi gönderildi (Emare 8). Asal Şube de 20.12.1990 tarihinde müstediye Erbaş ve Er Terhis Belgesi verdi (Emare 11).

Müstedaaleyh 4.4.1992 tarihinde askere gitmesi için müstediye 10.10.1991 tarihin-de celp pusulası tebliğ ettirdi (Emare 14). Müstedi 16.10.1991 tarihinde müstedaaleyhe Emare 15 yazıyı yazarak askerliğini 3.6.1987-3.12.1988 tarihleri arasında yaptığını, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Asal Şube Müdürlüğünden 20.12.1990 tarihli Terhis Be-lgesini aldığını 22.6.1990 tarihinde yapılan seferberlik deneme tatbikatı ve tazeleme eğitimine katıldığını, yurt ödevini Türkiye'de yapmış olduğundan kendisine ikinci kez askerlik yaptırılamsının bir ahksızlık olacağını ileri sürdü ve tarafına gönderilen -celp pusulasının iptale dilmesi isteminde bulundu. Müstedinin Emare 15 yazısını 19.11.1991 tarhli Emare 16 yazı ile cevaplayan müstedaaleyh 14/80 sayılı Askerik Yasasının 5. maddesine tabi odluğunu, Türkiye'de yaptığı 18 ay askerlik hizmetinin Güvenlik Kuv-vetleri Komutanlığınca kabul edilmesinin yasal olarak mümkün olmadığını bildirdi.

Müstedi müstedaaleyhin kendisine gönderdiği Emare 16 yazı üzerine aşağıdaki çareler için 18.12.1991 tarihinde Yüksek İdare Mahkemesine başvurdu:

A- Müstediyi 4.4.1992 tar-ihinde askerlik hizmeti için eğitimini yapmak üzere eğitim mrkezine celp eden ve bu maksatla müstediye celp pusulası veren müstedaaleyhin almış olduğu kararın ve/veya yapmış odluğu işlemlerin tamamen etkisiz ve/veya hükümsüz olduğuna ve herhangi - bir sonuç doğuramayacağına dair bir karar;

B- Askerlik hizmetini Türkiye'de 3.6.1987-3.12.1988 tarihleri arasında 18 ay yapmış olduğundan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığınca 20.12.1990 tarihinde müstediye verilen Er ve Er-baş terhis Belegesine rağmen müstediyi yeniden askere celp eden ve müstedinin Türkiey'de yapmış olduğu askerliği kabul etmeyi red ve/veya ihmal eden ve Asal 4000 - 652 - 91/983 sayı 19.11.1991 tarihli yazı ile müstediye bildirilen müstedaaleyhin almış odlu-ğu kararın ve yapmış odluğu işlemlerin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhnagi bir sonuç doğurmayacağına dair bir karar;

C- Müstedinin Türkiye'de yapmış olduğu askerliğini kabul etmeyi ihmal edeb müstedaaleyhin bu ihmalinin tamamen etkisiz ve hükümsüz o-lduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına ve yapılması ihmal olunan eylem ve/veya işlemin yapılamsı gerektiğine dair bir karar.

Müstedinin başvurusuna itiraz dosyalayan müstedaaleyh itirazında aslen Türkiye Cumhuriyeti uyruklu olan müstedinin Kuzey -Kıbrıs Türk Cumhuriyeti uyruğuna da kabul edildikten sonra Türkiye'yegidip Türk Silahlı Kuvevtleri Komutanlığınca kabul edilmesinin yasal olarak mümkün olamdığını, müsetdiye Güvenlik Kuvevtleri Komutanlığı Asal Şube Müdürlüğü tarafından 20.12.1990 tarihind-e verilen Er ve Erbaş Terhis Belgesinin Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının terhis emri olmaksızın ve hata ile verildiğini ileri sürmüştür.

Başvurunun duruşamsında taraflar 18 adet emare sundular ve müstedi tarafından sadece 1986 yılına kdar 5 yıl Asal ve- Seferberlik Şube Müdürü olarak görev yapan Güvenlik Kuvevtleri Komutanlığınndan emekli Kazım And, müstedaaleyh tarafından ise sadece 5.9.1988 tarihinden beri Güvenlik Kuvevtleri Komutanlığı Asal Şube Müdürü olarak görev yapan Binbaşı Özgün Öztemel şahadet- verdiler.

Aşağıdaki hususlarda taraflar arasında herhangibir ihtilâf yoktur. Aslen Türkiye Cumhuriyeti uyruklu olan müstedi anne ve babası ile Kuzey Kıbrıs'a yerleşmiş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yurttaşlığına kabul edilmesi ile hem T.C. hem de KKTC -uyruklu, bir başka ifade ile çift uyruklu olmuştur. Askerlik çağına Kuzey Kıbrıs'ta giren müstedi Türkiye'ye gitmiş ve 3.6.1987-3.12.1988 tarihleri arasında Türk Silahlı Kuvvetlerinde 18 ay askerlik hizmeti yapmıştır.

Aslen yabancı uyruklu olup da sornad-an KKTC yurttaşlığına da kabul edilip çift uyruklu olanların askerlik durumalrını dözenleyen 14/80 sayılı Askerlik Yasasının 5. maddesidir. Bu madde aynen şöyledir:

"5. Kıbrıs Türk Federe Devleti yurttaşlığına geçenlerin eski yurttaş-lıklarındaki askerlik-leri saklıdır. Bunlardan askerliğini yaptıklarını tevsik edemeyenler askerlikleri tam oalrak yaptırılır."

Müstedi avukatının bu başvruudaki iddiaları özetle aşağıdaki gibidir:

1) Müstedi avukatına göre bir çift uyruklu KKTC uyruğu dışında diğer uyruğu -altında askerlik hizmeti yapmış ise, hangi tarihlerde yapmış olursa olsun, ister KKTC uyruğuna geçmeden önce ister KKTC uyruğuna geçtikten sonra yapsın, 14/80 sayılı Yasanın 5. maddesi yapılan askerlik hizmetinin tanınmasını öngörür ve böyle bir kişiye KKT-C'de de askerlik hizmeti yaptırıllamaz. 14/80 sayılı Askerlik Yasasının 5. maddesi KKTC uyruğunda olan bir çift uyruklunun KKTC dışında diğer uyruğu altında KKTC uyruğuna geçtikten sonra da askerlik hizmetini yapması halinde yaptığı bu hizmetin KKTC tara-fından kabul edilmesini ve bu kişiye KKTC'de yeniden askerlik hzimeti yaptırılmamasını öngörür. skerlik yükümlülüğünün amacı yurtttaşı yurdun tehlikeye düşmesi halinde yurdu savunabilecek kadar eğitmektir. Bu temel askerlik eğitimini alan kişiler, bu eğit-imi nerede alırlarsa alsınlar, yeniden asker alınmazlar.

2- KKTC'de yerleşmiş ve askerlik çağına girmiş çift uyrukluların (T.C. ve KKTC) askerlik yoklamaları Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri tarafından yapılır, bu kişiler K.T.B.K. Komutanlığı tarafından aske-re celbedilirler, asker alındıklarında emirle Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığında G rumuzu ile görev yaptırılırlar ve 18 aylık askerlik hizmeti sonunda da K.T.B.K. Komutanlığının emri ile teris edilirler. Bu şekilde askerlik hizmeti yapanların askerlik hiz-metleri Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığınca tanınır ve bu kişiler yeniden askerlik hizmeti için Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığından celbedilmezler. Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Türkiye Cumhuriyeti Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir birimidir ve Kıbrıs Türk Barı-ş Kuvvetleri tarafından askere celbedilenler askerlik hizmetlerini Türkiye Cumhuriyeti yasaları altında yaparlar. Kişi askerlik hizmetini ister Türkiye'de Kars'ta yapsın ister Kıbrıs Türk Barış Kuvvetlerinde yapsın, yapılan hizmet Türk Silahlı Kuvvetlerind-e yapılan askerlik hizmetidir. Askerlik hizmetlerini Kıbrıs Türk Barış Kuvevtlerinde yapanların askerlik hizmetleri tanındığına ve bu kişiler Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde yeniden askerlik hizmeti için celbedilmediklerine göre eşitlik ilkesi nedeni ile- Türkiye'de Türk Silahlı Kuvvetlerinde askerlik hizmeti yapanların da yaptıkları hizmetin tanınması ve bu kişilerin de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde askerlik hizmeti için celbedilmemeleri gerekir.

3. Devletler hukukunda mütekabiliyet (karşılıklılık) -ilkesi vardır. Mütekabiliyet ilkesi sadece yasalardan ve Devletler arası anlaşmalardan doğmaz, uygulamadan da kaynaklandır. A Devleti B Devleti yurttaşlarına aynı uygulamayı yapar. Türkiye Cumhuriyeti KKTC Güvenlik Kuvvetlerinde yapılan askerlik hizmetini -tanımakta ve Güvenlik Kuvevtlerinde askerlik hizmetini yapan yurttaşlarını Türkiye'de askere celbetmemektedir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhu-riyetinde Türkiye Cumhuriyetinde yapılana skerlik tanınmayacaktır diye bir hüküm olmadığına göre mütekabiliyet ilkesi ger-eği Türkiye Cumhuriyetinde yapılan askerlik hizmeti Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tarafından tanınıp kabul edilmeli ve Türkiye Cumhuriyetinde askerlik hizmeti yapan yurttaşlar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde askere celbedilmemelidir.

Müstedaaleyhi tems-il eedn savcı 14/80 sayılı Askerlik Yasasının 5. maddesine müstedi avukatından farklı yaklaşmakta ve bu maddeyi farklı yorumlamaktadır. Müstedaaleyhi temsil eden savcıya göre sonradan KKTC yurttaşlığına kabul edilen bir kişi KKTC yurttaşlığına kabul edilme-zden önce eski yurttaşlığı altında askerlik hizmetini yapmışsa bu askerlik hizmeti tanınmaktadır ve bu kişi KKTC'de askerlik hizmetini yapması için askere celbedilmemektedir; ancak kişi KKTC yurttaşlığına kabul edildiği tarihe kadar eski veya diğer yurttaş-lığı altında askerlik hizmeti yapmamış ise KKTC'de askerlik hizmeti yapmakla yükümlüdür.

Sonradan KKTC yurttaşlığına kabul edilenlerin ve hali ile çift uyrukluların askerlik durumlarını düzenleyen yukrıda da ifade ettiğim gibi 14/80 sayılı Askerlik Yasas-ının 5. amddesidir. Konu yasanın 5. maddesine göre sornadan KKTC yurttaşlığına geçen bir kişi eski yani önceki yurttaşlığına tabi oalrak askerlik hizmetini yapmış ise, yaptığı askerlik hizmeti tanınır ve kabul edilir. KKTC yurttaşlığına geçen böyle bir kiş-iye KKTC'de yeniden askerlik hizmeti yaptırılmaz. KKTC yurttaşlığına geçen bir kişi eski veya bir önceki yurttaşlığına tabi oalrak askerlik hizmetini yapmamış ise veya yaptığını tesvik edemezse KKTC'de askerliğini tam oalrak yapmakla yükümlüdür. 14/80 sayı-lı Yasanın 5. maddeisnin söylediğini daha açık bir şekilde aşağıdaki gibi ifade edebilirim. KKTC yurttaşlığına kabule dilen bir kişi KKTC yurttaşlığına kabul edilmezden önce eski yurttaşlığına tabi oalrak askerlik hizmetini yerine getirmiş ise bu kişinin e-ski yurttaşlığında yerine getirdiği askerlik hizmeti tanınır ve bu kişiden KKTC yurttaşı oldu diye KKTC'de askerlik hizmeti yapması istenmez. KKTC yurttaşlığına kabul edilen bir kişi KKTC yurttaşlığına kabul edildiği tarihe kadar eski veya önceki yurttaşl-ığına tabi olarak askerlik hizmetini yapmamış ise bu kişi KKTC'de askerlik hizmetini yapmakla yükümlüdür. Sonradan KKTC yurttaşlığına kabul edilen ve eski yurttaşlığını da koruyan bir çift uyruklu KKTC yurttaşlığına kabul edildiği tarihe kadar diğer uyruğ-u altında askerlik hizmetini yapmamış ise yukarıda ifade ettiğim gibi KKTC'de askerlik hizmetini yapmakla yükümlüdür; böyle bir kişi KKTC uyruğuna geçtikten sonra diğer uyruğu altında askerlik hizmetini yaparsa, yaptığı bu askerlik hizmeti KKTC'de tanınıp -kabul edilemez ve kişiye KKTC'de askerlik hizmetinden muafiyet vermez.

Yukarıda belirttiklerimi gayet kısa bir şekilde şöyle özetleyebilirim: 14/80 sayılı Askerlik Yasasının 5. öaddesine göre sonradan KKTC yurttaşlığına kabul edilen bir kişi, KKTC yurtta-şlığına kabul edildiği tarihe kadar önceki yurttaşlığına tabi oalrak askerlik hizmetini yapmamış ise, KKTC yurttaşı olarak KKTC'de askerlik hizmetini yapmakla yükümlüdür. Aslen T.C. uyruklu olup sonradan KKTC yurttaşlığına da kabule dilen ve KKTC yurttaşlı-ğına kabul edildikten sonra Türkiye'ye gidip T.C. uyruğuna tabi oalrak askerliğini Türk Silahlı Kuvevtlerinde yapan müstedi 14/80 sayılı Askerlik Yasasının 5. maddesi gereği KKTC'de askerlik ödevini yerine getirmekle yükümlüdür.

14/80 sayılı Askerlik Yas-asının 5. maddesi ile ilgili yukaırda ifade ettiklerimden sonra müstedi avukatının değindiği diğer konuları da incelemek isterim. Müstedi avukatının askerlik hizmetlerini K.T.B.K.'de yapan çift uyruklular ile ilgili yuakrıda belirttiğim iddiaları vardır. H-uzurumdaki şahadete göre 1987 yılına kadar KKTC'de ikamet eden çift uyruklular (T.C.-KKTC) askerlik hizmetlerini, uygulamada aşağıdaki şekilde yerine getirirlerdi. Askerlik yoklamaları K.T.B.K. tarafından yapılır ve K.T.B.K. Komutanlığı tarafından askere a-lınırlardı. Bu şekilde askere alıan çift uyruklular askerlik hizmetlerini emirle fiilen Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığına bağlı birliklerde yaptırılırlar ve 18 aylık askerlik hizmeti sonunda da K.T.B.K. Komutanlığının emri ile terhis edilirlerdi. Burada gö-rülebileceği gibi çift uyruklu askerlik hizmetini KKTC yurttaşlığına geçtikten sonra K.T.B.K.'de yapmakta idi. Aserliğini bu şekilde yapan çift uyruklulara Emare 2, 3 ve 4'de görülebileceği gibi Er veya Erbaş Terhis Çizelgesi verilirdi. Bu terhis çizelgele-rinde terhis edildiği birlik "K.T.B.K. - G - " olarak gösterilmektedir. Müstedaaleyh tanmığı Binbaşı Özgün öztemel bu terhis çizelgelerinde Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanlığının yayınladığı terhis emirlerinin de yer aldığını ifade etmiştir. K.T.B.-K. şüphesiz Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir birimi olduğuna göre K.T.B.K.'de yapılan askerlik hizmeti Türk Silahlı Kuvevtlerinde yapılan bir hizmettir ve Türkiye Cumhuriyeti yasalarına tabi olarak yapılmaktadır. Hizmetin Türk Silahlı Kuvevtlerinde ve Türkiy-e Cumhuriyeti yasalarına tabi olarak yapıldığı gerek bu kişilere verilen terhis çizelgelerinde Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanlığının terhis emrinin yer alamsından gerekse bu kişilerin 18 aylık askerlik hizmeti sonrasında terhis edilmelerinden anla-şılmaktadır. KKTC'de muvazzaf askerlik süresi 1980 yılından beri Bakanlar Kurulunca 24 ay oalrak saptanmıştır. Türkiye Cumhuriyetinde ise askerlik hizmetinin süresi 18 ay olduğundan bu kişiler 18 aylık hizmetten sonra terhias edilirlerdi. zaten terhis çizl-egelerinin üst kısmında parantez içerisinde "Askerlik Kanunu Madde - 53" yazmankatır ve burada belirtilen Askerlik kanunu Türkiye Cumhuriyetinde yürülükte olan kanundur.

Güvenlik Kuvvetlerinin kaynak sıkıntısı odluğu taraflarca kabul edilmmektedir. Güven-lik Kuvvetlerindeki bu kaynak skıntısı nedeni ile K.T.B. tarafından askere alına çift uyruklulara emirle de olsa Güvenlik Kuvevtleri Komutanlığına bağlı birliklerde görev yaptırıldığı düşünülebilir. Ne var ki çift uyruklu olan bu kişiler KKTC yurttaşlığına- kabul edilmezden önce askerlik hizmetlerini yapmadıklarından esasen 14/80 sayılı Askerlik yasasının 5. maddesine göre KKTC uyruğuna tabi oalrak Güvenlik Kuvevtleri Komutanlığında askerlik hizmetlerini yapmakla yükümlü idiler. 14/80 sayılı Askerlik Yasasın-ın 5. maddesine göre KKTC yurttaşlığına kabul edilmezden önce askerlik hizmetini yapmayan ve KKTC yurttaşlığına geçtikten sonra K.T.B.K.'de yapan bu kişiler KKTCuyruğu altında Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığında askerliklerini yapmakla yükümlüdürler. KKTC u-yruğuna kabul edildikten sonra T.C. uyruğu altında K.T.B.K.'de askerliklerini yapmaları bu kişilere yukarıda da değindiğim gibi KKTC uyruğu altındaki askerlik yükümlülüğünden muafiyet kazandırmamaktadır. Bu kişilerin askere alınma işlemlerinin ve askerlik -hizmetlerinin KKTC mevzuatı altında yapılamdığı görülmektedir. Müstedaaleyh tanığı Binbaşı Öztemel KT.B.K. tarafından askere alınan, emirle Güvenlik Kuvevtleri Komutanlığına bağlı birliklerde hizmete yaptırlan ve 18 aylık hizmet sonunda "K.T.B.K. - G - " r-umuzu ile terhis edilen bu çift uyrukluların daha sonra KKTC'de askere alınmadıklarını ifade etmiştir. Bir an için emirle de olsa bu kişilerin askerlik hizmetlerinin Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığına bağlı birliklerde yapılmış olması nednei ile bu kişileri-n askerlik hizmetlerini Güvenlik Kuvevtlerinddde yaptıkalrı kabul edilse dahi, KKTC'de muvazzaf askerlik süresi 24 ay olamsına rağmen bu kişiler 18 aylık bir hizmetten sonra terhis edilmiştir ve 6 aylık eksik hizmetleri için dahi çağrılmamaktadırlar.

Müs-tedi avukatı KTBK'de yapılan askerlik hizmetinin tıpkı Türkiye'de Kars'ta yapılan skerlik hizmeti gibi Türk Silahlı Kuvvetlerinde yapılan askerlik hizmeti gibi Türk Silahlı Kuvvetlerinde yapılan bir hizmet olduğunu ve KKTC uyruğunna geçtikten sonra KTBK'de- askerlik hizmetlerini yapan çift uyruklular KKTC Güvenlik Kuvvetlerinde askere çağrılmadıkları, en azından eksik sürelerini tamamlamak için çağırılmadıkları cihetle eşitlik ilkesi altında askerlik hizmetlerinin KKTC uyruğuna geçtikten sonra Türkiye'de Tür-k Silahlı Kuvvetlerinde yapılanların da KKTC Güvenlik Kuvvetlerinde askere çağrılma- malarının gerektiğini iddia etmiştir. Öncelikle şunu ifade edeyim ki askerliklerini emirle de olsa fiilen Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığına bağlı birliklerde yapanlar ile -Türkiye'de yapanlar arasında, her iki sınıf da Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından askere alınmış olmakla beraber, tam bir eşitlik olduğu tartışmaya açıktır. Bundan da öte yukarıda daha önce de belirttiğim gibi KKTC uyruğuna geçtiği tarihe kadar diğer uyruğ-una tabi oalrak askerlik hizmetini yapmayan bir KKTC yurttaşı KKTC uyruğuna geçtikten sonra 14/80 sayılı Askerlik Yasasının 5. maddesi gereği askerliğini KKTC Güvenlik Kuvvetlerinde yapmakla yükümlüdür ve KKTC uyruğuna geçtikten sonraq diğer uyruğu altınd-a yaptığı askerlik hizmeti bu kişiye KKTC Güvenlik Kuvvetlerinde askerlik hizmetii yapmaktan muafiyet kazandırmamaktadır. KKTC'de ikâmet eden çift uyrukluların (TC-KKTC) askerlik yoklamalarının K.T.B.K. tarafından yapılması, bu kişilerin K.T.B.K. tarafında-n askere alınmaları ve 18 aylık hizmet sornası terhis edilmeleri KKTC'd'ki Askerlik Yasası altında yapılan işlemler değildir. Bu kişiler yine de 14/80 sayılı Askerlik Yasasının 5. maddesi gereği KKTC Güvenlik Kuvvetlerinde askerliklerini yapmakla yükümlüdü-rler ve yurt ödevlerini KKTC Güvenlik Kuvevtlerinde yapmak için çağrılmamaları kanuna uygun değildir. Müstedi avukatı bu kişiler yurt ödevlerini KKTC Güvenlik Kuvvetlerinde yapmak için celbedilmezken askerlik hizmetini Türkiye'de yapanların celbedilmelerin-den yakınarak bu uygulamanın ayırım yapmak odluğunu, eşitlik ilkesi ile çalıştığını, eşit davranılmadığını iddia etmiştir. Müstedi avukatına göre "KTBK - G -" rumuzu ile terhis edilenler celbedilmediklerine göre askerlik hizmetini Türkiye'de yapan müstedi-nin de celbedilmemesi gerekir ve müstediyi yurt ödevi için askere celbeden karar hatalıdır. Kanuna uygun, meşru dayanağı olmayan durumlarda eşit uygulama hakkı kazanıldığı ileri sürülemez. Başka bir ifade ile kişinin eşitlik ilkesi altnda eşit uygulamaya - hak akzanabilmesi için başkalarına yapılan uygulamanın kanuna uygun, kanuni dayanağı olan bir uygulama olamsı gerekir. Yapılan uygulama kanuna uygun değilse, kanuni dayanağı yoksa, kişi eşitlik ilkesi altında kanuna uygun olmayan bu uygulamanın kndisi içi-n de yapılmasına hak kazandığını ileri süremez. KKTC uyruğuna geçtikten sonr KTBK tarafından askere alınan ve "KTBK - G -" rumuzu ile terhis edilenlerin daha önce de değindiğim gibi 14/80 sayılı Askerlik Yasası altına yurt ödevlerini KKTC Güvenlik Kuvvetle-rinde yerine getirmeleri greği devam eder. Yönetimin yasanın gereklerini yerine getiremeyecek bu kişileri yurt ödevi için celbetmemesi askerlik hizmetini KKTC uyruğuna geçtikten sonra T.C. uyruğuna tabi olarak Türkiye'de yapan müstedinin Askerlik Yasasına- uygun oalrak yurt ödevini Güvenlik Kuvvetlerinde yerine getirmesi için celbedilmesini içeren kararın iptal edilmesine bir gerekçe olamaz.

Müstedi avukatı ayrıca Devletler hukukuna mütekabiliyet (karşılıklılık) ilesinden de söz etmiş, mütekabiliyet ilkes-inin sadece yasalardan ve devletler arası anlaşmalardan doğmadığını, uygulamadan da kaynaklandığını ileri sürmüştür. Müstedi avukatının iddiası şöyledir. Türkiye Cumhuriyeti Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde yapılan askerlik hizmetini tanıdığına ve KKTC'de -askerlik hizmetini yapanlara T.C.'de de askerlik hizmeti yaptırmadığına göre mütekabiliyet ilkesi gereği KKTC'de T.C.'de yapılan askerlik hizmetini tanımalı ve T.C.'de askerlik hizmetini yaapnlara KKTC'de askerlik hizmetini tanımamasmı ve TC'de askerlik hi-zmetini yapanlara KKTC'de de askerlik hizmeti yaptırması mütekabiliyet ilesine aykırıdır. TC'nin KKTC'de yapılan asskerlik hizmetini tanıdığı ve KKTC'de askerlik hizmetini yapanlara TC'de de askerlik hizmeti yaptırmadığını müstedaaleyh tanığı teslim etmişt-ir. Her ülkenin kendine özel durumları vardır ve ülkeler kendilerine özel durumlar ışığında siyasi, ekonomik, yasal düzenlemelerini oluştururlar. T.C. Türk Silahlı Kuvvetlerinin personel sıkıntısı olduğu söylenemez, ancak KKTC Güvenlik Kuvvetlerinin bir ka-ynak sıkıntısı olduğu ortadadır. Türkiye Cumhuriyeti KKTC'de yapılan askerlik hizmetini tanıyor ve askerlik hizmetini KKTC'de yapan yurttaşların Türkiye Cumhuriyetinde yurt ödevi için askere çağırmıyor diye kaynak sıkıntısı çeken KKTC'nin de mutlaka müteka-biliyet ilkesi gereğidir diyerek yurttaşlığa kabul ettiği kişilerin gidip TC'de yaptıkları akerlik hizmetini tanıması ve bu yurttaşlarını KKTC'de yurt ödevini çağırmaması düşünülemez. üstelik 14/80 sayılı Askerlik Yasasının 5. maddesi sadece kişilerin KKTC- yurttaşlığına kabul edilmezden önce eski yurttaşlıklarında yaptıkları askerlik hizmetinin kabul eddileceğini ifade etmektedir.

Bu başvruuda sunulan şaahdetten KKTC'de ikâmet eden TC uyrukluların, keza hem TC hem de KKTC uyruğunda olan çift uyrukluların,- askerlik yoklamalarının KTBK tarafından yapıldığı, sadece TC uyruklu olanların askerlik hizmetlerini yapmak için Türkiye'ye yollandığı, çift uyrukluların ise K.T.B.K. tarafından askere alınarak emirle Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığında görev yaptıırıldığı-, bu uygulamanın da 1987 yılına kadar devam ettiği görülür. 14/80 sayılı Askerlik Yasasına uygun olmayan çift uyrukluların askere alınamsındki uygulamaya son verilmesi isabetli olmuştur. KKTC'de ikâmet eden müstedinin niye 1987 yılı ortalarında Türkiye'ye -gidip askerlik hizmetini Türkiye'de yaptığı, askerliğini Türkiye'de yapma kararı alırken, eğer var ise, nelerden etkilendiği müstedi şahadet vermediği cihetle bilinmemektedir.

Müstediye 9.5.1989 tarihinde ihtiyat persnel kimliği verildiği Emare 7'den, 30-.5.1990 tarihinde seferberlik için silahaltı davetiyesi verildiği Emare 8'den ve 20.12.1990 tarihinde terhis belgesi verildiği Emare 11'den görülmeketdir. Mevzuata göre kişinin önce terhis belgesi alması ve hemen sornasında ihtiyat kaynağına kaydedilmes-i gerekir. Müstedaaleyh tanıpı Bibnaşı Özgün Öztemel şahadetinde acil oalrak seferberlik kaynağının saptanamsı çalışmalarının yapıldığı günlerde çok sayıda kişinin başvurması nedeni ile doğan izdihamda bazı kişilerin terhis belgesi olamdan seferberlik kayn-ağına girdiklerini, bazı hatalar yaptıklarını, müstedinin de Asal Şubeden terhis belgesi almadan seferberlik kaybağına girdiğini, bu hata sonucu doğan zincirleme hatalardan müstediye terhis belgesi verildiğini, daha sonra yapılan çalışmalardan hatanın sapt-anması ile bu kişlerin, müstedi dahil, yurt ödevi için celbedildiklerini ifade etmiştir Huzurunda tanığın bu şahadetini tekzip eden herhangi bir şahadet olmadığı gibi Emare 7, 8 ve 11 tanığın hatalarla ilgili bu şahadetii desteklemektedir. KKTC'de ikâmet e-den ve KKTC uyruğuna geçtikten aonra askerlik hizmetini TC uyruğu altında Türkiye'de yapan müstediye Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Asal Şube Müdürlüğü tarafından 20.12.1990 tarihinde terhis belgesi verilmesi 14/80 sayılı Askerlik Yasasına uygun olmayan s-akat bir işlemdi.

Başvurusunda müstedi 10.10.1991 tarihinde müsetdaaleyh tarafından Asal Şubeye çağrıldığını, askerliğinin kabul edilmediğinin söylenerek 4.4.1992 tarihinde askere gitmesi için kendisine celp pusulası verildiğini belirterek aradan bu kada-r zaman geçtikten ve/veya ir takım işlemler yapıldıktan sonra İdare Hukuku ilkelerine göre hatalı dahi olsa işlemin geri alınnnamayacağını ileri sürmektedir. Bu durumda yönetimin sakat bir karar ve işlemini hangi jallerde geri alabileceği, iptal edebileceğ-i sorusu da ortaya çıkamktadır.

Hukuk devletinde yönetimin bir işlem yaparken hukuka uygun hareket etmesş gerekir. Yönetsel işlemlerde saktlık yönteminin hukuka uygun hareket etmemesinden ya da o işlemi yaparken iradesinde meydana gelen bozukluklardan do-ğabilir. Sakatlıklarıo çok ağır olan yönetsel işlemler yok hükmünde kabul edilirler; ağır saktlıklar nedeni ile hukuk açısından doğmamış sayılırlar ve bunların hukusal varlığından söz edilemeyeceğinden esasında hiçbir hukusal sonuç doğurmazlar. Çok ağır sa-katlıkları nedneiile yok hükmünde, batıl, olan bu işlemleri yönetim gerek görmesi halinde her zaman geri alabilir. Bazı yönetsel işlemler ise sakatlıkları nedeni ile geri alınabilirler veya iptalleri istenebilir. Bunlar iptalelri istenebilen sakat ya da bo-zuk işlemlerdir.

Müsetdaaleyhi temsil eden savcı müstediye terhis belgesi verilmesinin açıktan açığa yasaya aykırı bir işlem odluğunu, bu nedenle hiçbir zaman sıhhat iktisap edemeyeceğini ve yönetimin bu işlemi herhangi bir zaman geri alabileceğini ileri- sürmüştür. Savcının ileri sürdüğü bu görüş üzerinde uzun süre ciddi oalrak durmama rağmen bu konuda kafamda doğan tereddütten kurtulamadım. Prof. Dr. Gözübüyük'ün Yönetsel Yargı isimli eserinin 6. baskısında sayfa 120'de şu iafdeler yer almakatdır:

"Bir- işlemin, iptali istenebilen bir sakatlığı mı, yoksa yok hükmünde olanbir sakatlığı mı var, bunu kestirmek her zaman kolay olmamaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken durum, açıklanmış olan iradenin "hukusal varlığından" söz edilip edilemeyeceğidir. Açıkl-anan irade hiçbir hukuksal sonuç doğurmuyırsa, başka bir deyişle geçerli değilse, yok işlemle karşı karşıyayız demektedir."

-Terhis belgesi vermeğe yetkili makam Askerlik Yasası altında Güvenlik Kuvevtleri Komutanlığı Asal Şube Müdürlüğüdür ve müstediye Emare 11 terhis belgesini veren de bu makamdır. Asal Şube Müdürlüğü tarafından müstediye terhis belgesi verilmesi işleminin sa-kat bir işlem olduğunu belirtmiştim, ancak tereddütlerim sonucu bu işlemdeki sakatlığın, işlemi yok hükmünde, batıl sayack kadar çok ağır bir sakatlık olmadığı iptali istenebilen türden bir sakatlık olduğu kanısına vardım.
-
Hukuk devletinde yönetim karar ve işlemlerinin yasaya uygun, yasal olması ilkesi ile bağlıdır; bu nedenle yasaya uygun olmayan, sakat işlemlerini geri almak yönetimin hakkı hatta yükümlülüğüdür. Öte taraftan yönetimin sakat bir işlemi ile de olsa kişi le-hine yaratılan durumun, kişininiyi niyetli olması halinde, hukuksal güven ve yönetimde kararlılık ilkeleri ışığında korunması da iyi yönetim ilkesi içerisinde yer almaktadır. Görülebileceği gibi bir tarafta hukuk devletinde yönetimin karar ve işlemlerinin -yasaya uygun olması, yasaya uygun olmayan, sakat karar ve işleminin geri alınamsı yükümlülüğü, diğer tarafta yönetimin yasaya uygun olmayan sakat karar ve işleminin kişinin iyiniyetli olması halinde kişi lehine yarattığı durumun iyi yönetim ilkesi altında -korunamsı gereği vardır.

Yönetim kişi lehine hak doğuran mevzuata uygun karar ve işlemini geri alamaz. Yönetim yasaya uygun olmayan, sakat bir karar ve işlemini geri alabilir, ancak böyle bir karar ve işlem kişi lehine durum yaratmış ise ancak makul bir -süre içerisinde geri alınabilir. Yönetim yasaya uygun olmayan, sakat nir işlemini dahi iyi yönetim ilkesi altında korunması gereken, kişi lehine bir durum yaratmış ise ancak makul bir süre içerisinde geri alabilir, makul süre geçtikten sonra geri alamaz; -ancak yönetimin yasaya uygun olmayan sakat işlemi kişinin sahtekarlığı, hilesi ile sağlanmış ise kişinin iyi niyetli olmadığı bu durumalrda hak kazandığı söylenemeyeceğinden, herhangi bir zaman yönetim tarafından geri alınabilir. Yönetimim yasaya uygun olm-ayan sakat bir karar ve işleminin kişi lehine durum yaratmış olsa bile kamu yararının ağırlıklı olarak gerekli kıldığı hallerde geri alınabileceğini de belirymek isterim.

Yönetimim yasaya uygun olmayan sakat ancak kişi lehine durum yaratan birkarar ve i-şlemini makûl bir süre içerisinde geri alabileceğini yukarıda ifad etmiştim. Ne kadar bir sürenün "makul süre" kapsamında olduğu tek bir tanımlama veya ilke ile kesin olarak belirlenememiştir. Sürenin uzunluğu her olayın kendine özel olgularına bağlı oalra-k değişkendir. (Bak:- YİM/İstinaf 17/90-D.3/91, sayfa 10). Geri alınan sakat işlemin yürürlükte akldığı süre içinde, bu işlemden dayanak alarak veya bu işlemin varlığı nedeni ile doğan hukusal durum ve ilişkler, eğer varsa, makul sürenin belirlenmesinde et-ken olurlar. Sakat işlemin tarihi ile işlemin geri alındığı tarih arasındaki sürenin makul olup olmadığını her olayın kendine özel olguları ışığına saptayacak olan Mahkemedir.

Müstedaaleyh 14/80 sayılı Askerlik Yasasına uygun olmayan sakat bir işlemle 20-.12.1990 tarihinde müstediye terhis belgesi verdiktens onra 10.10.1991 tarihinde sakat işlemini geri aldı. Müsetdaaleyh tarafından müstediye terhisbelgesi verilmesi müstedi lehine durum yaratan yönetimin sakat bir işlemidir. Yönetimin müstediye terhis beşg-si veren sakat işleminin gerçekleşmesine müstedinin sahtkarlığının, hilesinin neden olduğu iddiası mevcut değildir ve müstedinin iyi niyetli bir kişi olduğu kabul edilmektedir. Bu durumda müstedaaleyh müstediye terhis belgesi veren sakat işlemini ancak mak-ul bir süre içerisinde geri alabilir. Müstedaaleyh müstediye 20.12.1990 tarihinde terhis belgesi vermiş daha sonra 10.10.1991 tarihinde ise bu işlemi geri almıştır. Aradaki süre 9 ay 20 gündür. Ne kadar bir sürenin "makul süre" sayılabileceğinin her olayın- kendisne özel olgularına bağlı oalrak değişken odluğunu az önce ifade etmiştim. Bu başvurunun olguları ışığında bu sürenin makul süre kapsamı içinde olduğu, müstedaaleyhin sakat işlemini makul süre içerisinde geri aldığı, sakat işlemin makul süre geçtikte-n sonra geri alınmadığı görüşündeyim.

Yukarıda belirtilenlerin tümü ışığında başvuru reddedilir. Başvuru masrafları ile ilgili herhangi bir emir verilmez.

Başvuruyu karara bağladıktan sonra aşağıdaki görüşümü de ifade etmeyi uygun gördüm. KKTC uyruğuna g-eçtikten sonra K.T.B.K. tarafından askere alınan ve 18 aylık hizmet sonrası "K.T.B.K. - G - " rumuzu ile terhis edilen T.C. K.K.T.C. uyrukluların bu hizmetlerine rağmen 14/80 sayılı Askerlik Yassı altında askerlik hizmetlerini Güvenlik Kuvvetlerinde yapmak-la yükümlü olduklarını yukarıdaki incelememde belirtmiştim. Bu kararımada "K.T.B.K.-G-" rumuzu ile terhis edilenlerin askerlik hizmetlerini Güvenlik Kuvvetlerinde yapmaları için celbedilmeleri çağrısını yapıyor değilim, aradan yıllar geçtikten sonra çağrıl-malarının hukuken yerinde oalcağını da söylemiyorum; ancak bu kişilere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde yürürlükte olan Askerlik Yassı altında yasal bir statü kazandırılmasında ve bu amaçla Cumhuriyetin ilgili ve yetkili makamlarının çalışma yapmalarında y-arar gördüğümü belirtmek isterim.Cumhuriyetin ilgili ve yetkili makamlarının ifade ettiklerimi benimsemesi ve böyle bir çalışmaya gidilmesi durumunda KKTC yurttaşlığına kabul edildikten sonra belli bir tarihe kadar askerlik hizmetlerini KKTC'nin varlığını -borçlu olduğu Türkiye'ye Türk Silahlı Kuvevtlerinde yapanlar için de ir defaya mahsus olmak üzere bir düzenleme yapılıp yapılmamasının tezekkür edilebileceği kanısındayım.


(Nevvar Nolan)
- Yarguç

7 Ekim 1993



-


-13-



-


Full & Egal Universal Law Academy