Yüksek İdare Mahkemesi Numara 3/2017 Dava No 13/2018 Karar Tarihi 08.05.2018
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 3/2017 Dava No 13/2018 Karar Tarihi 08.05.2018
Numara: 3/2017
Dava No: 13/2018
Taraflar: Menteş Aziz ile KKTC Barolar Birliği ve diğerleri arasında
Konu: Disiplin Hukukunun temel ilkeleri – YİM’in disiplin cezalarının sürelerine müdahale edememesi.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 08.05.2018

-D.13/2018 YİM: 3/2017

Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasa'nın 152. maddesi hakkında
Yargıç Peri Hakkı huzurunda.


Davacı: Menteş Aziz, 36, Müftü Ziyai Efendi Sokak, Lefkoşa

-ile-

Davalı: No. 1- KKTC Barolar Bi-rliği KKTC Lefkoşa
No. 2- KKTC Barolar Birliği Başkanı Avukat Ünver
Bedevi vasıtasıyla 4, Ankara Sokak Lefkoşa
No. 3- KKTC Barolar Birliği Disiplin Kurulu, KKTC
Lefkoşa


A r a s ı n d a.

Davacı tar-afından Avukat İzzet Erkanlılar
Davalılar tarafından Avukat Altan Erdağ ve Avukat Hasan Esendağlı


----------------

K A R A R


Davacı davasında, aşağıdaki şekilde talepte bulunmuştur:

Davalılar tarafından alınan DK: 3/2016 sayı ve 06.0-1.2017 tarihli kararın hukuka aykırı ve/veya hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve/veya herhangi bir hüküm ve/veya sonuç doğurmayacağına ve/veya iptaline dair Mahkeme emri itası.

Talep Takriri:

Davacı, dosyaladığı Talep Takririnde, davasını dayandırdığı hukuk-i esasları belirterek, takriben 2008 yılında John Peter Hayes isimli şahsın, eşi ve annesi ile birlikte Davacıya başvurduğunu, annesi Fortune Hayes'in adına kayıtlı Lefkoşa-Ortaköy'de bulunan arazi ile ilgili dava açması için talimat verdiğini, Davacının L-efkoşa Kaza Mahkemesinde ikame ettiği 572/2009 sayılı dava neticesinde, 2.12.2010 tarihinde 65,000 sterlin için hüküm aldığını, bu meblağdan %15 anlaşılmış avukatiye ücreti düşüldükten sonra kalan meblağı Fortune Hayes'e vermek için uzun bir süre uğraştığı-nı ve 2013 yılında ona ulaşmayı başardığını, şikayetçi John Peter Hayes'in 2013 yılında Davacının yazıhanesine gelerek yetkili imiş gibi annesinin adına tahsil edilen meblağın tümünü faizleri ile birlikte talep ettiğini, ancak ilgili dönemde şikayetçinin a-nnesi adına para tahsil etmeye yetkili olmadığı cihetle şikayetçiye parayı vermeyi reddettiğini ve Lefkoşa Polis Müdürlüğü Muhaceret Bölümünden yaptığı araştırmada Fortune Hayes'in Davacının yazıhanesine geldiği iddia edilen tarihlerde KKTC'ye giriş yapmad-ığını, kendini Fortune Hayes olarak tanıtan kişinin başka birisi olduğunu ve şikayetçi John Peter Hayes'in disiplin soruşturmasının duruşmasında Fortune Hayes'in kendisine hiçbir zaman avukat tutma varakası veya vekalet vermediğinin ortaya çıktığını, kend-ini Fortune Hayes olarak tanıtan kişinin avukat tutma varakasını imzalayarak açılan dava neticesinde Fortune Hayes adına tahsil edilen 65,000 sterlin'in ne şikayetçiye ne de Fortune Hayes'e ait olduğu cihetle devlete iade edilmesi gerektiğini, bu bağlamda -Davacının müvekkil hesabı açmasına da gerek olmadığından herhangi bir disiplin suçu da işlenmediğini iddia etmektedir.
Davacı, disiplin duruşmasında ileri sürdüğü iddiaların yeterince incelenmediğini ve kendisini 30 ay süreyle mesleğini icra etmekten men -eden kararın "yoklukla malul" olduğunu iddia ederek, yukarıdaki şekilde talepte bulunmuştur.

Müdafaa Takriri:

Davalılar dosyaladıkları Müdafaa Takririnde Davacının iddialarını reddederek, Davacının aleyhine alınan kararın mevzuata uygun olup yetki aşımı -içermediğini, yargılamanın yasal mevzuat çerçevesinde yapıldığını ve kararda herhangi bir hata bulunmadığını iddia ederek, Davacının davasının reddedilmesi gerektiğini öne sürmüşlerdir.

Davanın duruşmasında Davacı şahsen, Davalılar tarafından ise Barolar -Birliği Disiplin Kurulu Başkanı Güner Çakın ve Soruşturma Memuru Avukat Süleyman Dolmacı şahadet vermiştir. Taraflar 25 adet emare sundurmuşlardır.

Davacı Avukatı hitabında, özetle: Fortune Hayes isimli şahsın hiçbir zaman KKTC'ye gelmediğini dola-yısıyla Davacıya verilen avukat tutma varakasının başkası tarafından imzalandığını, Barolar Birliğine yapılan şikayetin mağdur edildiğini iddia eden şahıs yerine Avukat Buğra Mavioğlu tarafından yapılmasının hukukta "vekilin vekil olamayacağı" prensibinden- hareketle geçersiz bir şikayet olduğunu iddia etmektedir. Davacı Avukatı, Tahkikat Memurunun Davacıya tebliğ ettiğini iddia ettiği yazının disiplin kurulu veya Mahkeme huzurunda olmadığını ve Avukatlar Yasası'nın 17(2)(b) maddesine göre Davacıya aleyhinde-ki şikayeti yazılı olarak bildirdiğine dair direkt şahadet bulunmadığından dolayı disiplin işlemlerinin geçersiz olduğunu iddia ederek, Talep Takriri gereğince hüküm talep etmiştir.

Davalı Avukatı ise hitabında, özetle: Dava konusu kararın Avukatlar -Yasası'nın 17. maddesine uygun olarak alındığını, Davacının Etiket Tüzüğü'nün 3, 4 ve 28. maddelerine uygun davranmadığı ve müvekkilinin adına tahsil ettiği 65,000 sterlini müvekkil hesabına yatırmadığı cihetle mahkum edildiğini, Davacının disiplin duruşma-sında savunmadığı veya ileri sürmediği hususları da bu Mahkemede ileri süremeyeceğini, Davacının Mahkemeye Emare No.1 ve No.2 olarak ibraz ettiği Avukat Tutma Varakalarını disiplin duruşmasında ibraz etmediğini ve Davacının Mahkemede cezasının fahiş olduğ-unu iddia edemeyeceğini, Yüksek İdare Mahkemesinin sadece idari denetim yaptığını, keza verilen cezaları düşürme yetkisi olmadığını, sadece orantılılık ilkesini dikkate alabileceğini iddia ederek, Davacının davasının reddedilmesini talep etmiştir.

Huzur-umdaki layihalar ve sunulan emareler ışığında dava ile ilgili olgular özetle şöyledir:

Davacı, 55 yıldır mesleğini icra eden bir avukattır.
Davalı No.1, Kamu Kurumu niteliğinde bir meslek
kuruluşudur.
Fortune Hayes ilgili zamanlarda Davacının müvek-kili olup 9.6.2012 tarihinde İngiltere'de vefat etmiş ve oğlu
John Peter Hayes tereke tenfiz memuru olarak tayin
edilmiştir.
Davacı, Fortune Hayes adına Lefkoşa Kaza Mahkemesinde 572/2009 sayılı davayı ikame etmiş olup, 2.12.2010 tarihli hüküm gere-ğince 65,000 sterlin, faiz ve masraflar için hüküm elde etmiştir.
Davacı, Fortune Hayes ve/veya John Peter Hayes'e, tahsil etmiş olduğu parayı ve/veya herhangi bir kısmını vermemiştir.
John Peter Hayes Emare No.22 Yazı ile Baroya şahsen şikayet yapmıştır- .
John Peter Hayes vekili Avukat Buğra Mavioğlu vasıtasıyla 20.8.2015 tarihinde Davacı aleyhine Lefkoşa Barosuna yazılı bir şikayette bulunmuştur.
Avukat Süleyman Dolmacı, Lefkoşa Mahali Barosu tarafından soruşturma memuru olarak atanmıştır.
- Da-vacı verilen süre içerisinde herhangi bir savunma
sunmamıştır.
Davacı, Emare No.11 DK: 3/2016 sayı ve 15.2.2016 tarihli Disiplin İthamnamesi ile 3 ayrı disiplin suçundan itham edilmiştir.
Disiplin duruşması 2.3.2016, 23.3.2016 ve 8.4.2016 t-arihlerinde yapıldı.
Disiplin Duruşmasında Avukat Süleyman Dolmacı, John Peter Hayes ve Avukat Buğra Mavioğlu şahadet vermiş olup, Davacı şahadet vermemeyi tercih etmiştir.
Disiplin Kurulu kararı 6.1.2017 tarihli olup Davacı aleyhine getirilen 3 itha-mdan mahkum edilerek 1.ithamdan 30 ay, 2.ithamdan mahkumiyet, 3.ithamdan da 20 ay süreyle geçici olarak meslekten men cezasına çarptırılmıştır.

Davacı iddialarını üç ana başlık altında yapmıştır. Şöyle ki:

Fortune Hayes Emare No.4 Muhaceret Giriş Çıkı-ş Kayıtlarından da görüleceği üzere hiçbir zaman KKTC'ye gelmemiştir. Dolayısıyla Davacının tahsil ettiği 65,000 stg. Fortune Hayes'e ait değildir ve devlete iade edilmelidir.

Bir kişi vekili vasıtasıyla Baroya şikayet yapamaz.

Soruşturma Memuru Avukat S-üleyman Dolmacı'nın Davacıya elden tebliğ ettiğini iddia ettiği Emare No.25 Yazı fotokopi olup, Soruşturma Memurunun imzasını taşımadığından eksik işlem olup dava konusu kararı sakatlamakta ve hükümsüz kılmaktadır.

Davacının iddialarını incelemeye geçmede-n önce, Yüksek İdare Mahkemesinin Anayasa'nın 152. maddesi altında ikame edilen bir davadaki yetkilerini hatırlamakta fayda görmekteyim. Yüksek idare Mahkemesi, Anayasa'nın 152. maddesi altında yürütsel veya yönetsel bir yetki kullanan bir organ, makam vey-a kişinin bir kararının veya ihmalinin:

Anayasa'nın veya,

Herhangi bir Yasa'nın veya,

Bunlara uygun olarak çıkarılan mevzuatın kurallarına aykırı olduğu; veya

Bunların söz konusu organ veya makam veya kişiye verilen yetkiyi aşmak veya kötüye kullanmak -suretiyle yapıldığı şikayeti ile kendisine yapılan başvuru hakkında kesin karar vermek münhasır yetkisine sahiptir.

Böyle bir başvuru üzerine Yüksek İdare Mahkemesi söz konusu karar, işlem veya ihmali tamamen veya kısmen:

Onaylayabilir,

Hükümsüz ve etki-siz olduğuna veya herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verebilir,

İhmalin yapılmaması gerektiğine ve yapılması ihmal olunan eylem ve işlemin yapılması gerektiğine karar verebilir.

Yukarıdan da görülebileceği gibi, Anayasa'nın 152. maddesi Yüksek İdar-e Mahkemesinin yetki alanını sınırlamış olup, Mahkemeye bir disiplin davasında verilen cezayı artırma veya azaltma yetkisi vermemektedir. Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın 146. maddesi de KKTC'nin 152.maddesi ile aynı yetkileri düzenlemekte olup, Costos Pl-atritis v. The Republic 1969 3 CLR davasında sayfa 370'de Rum Yüksek İdare Mahkemesi, Anayasa'nın 146. maddesi altında Mahkemenin bir disiplin cezasının azaltma yetkisi olmadığını belirtmiştir.

Disiplin hukukunun temel ilkelerinden birisi Yasallık il-kesi olup, yargılamalarında idare hukuku prensiplerine ilaveten doğal adalet ilkeleri gereği kişiye savunma hakkı verilmeli ve kişi itham edildiği disiplin suçu ile ilgili bilgilendirilmelidir (Bak YİM 9/2004, D.18/2007).
Disiplin cezaları, bir kurumda -çalışan kişilerin kurum düzenini bozucu davranışlarına karşı uygulanan yaptırımlardır.
Diğer mesleklerde de olduğu gibi avukatlık mesleğinde de "Meslek Kuralları" mesleğin düzen ve geleneklerini korumak, yerleştirmek ve yasaların avukatlara yüklediği göre-vlerini onurlu bir şekilde yerine getirmelerini sağlamak amacıyla oluşturulmuştur. Avukatlık mesleğini yapanlar Avukatlık Yasası ve Etiket Tüzüğü ile birlikte, meslek kurallarını da iyi bilmek ve özümsemekle yükümlüdür.

Avukatlar ile ilgili disip-lin prosedürü, Fasıl 2 Avukatlar
Yasası madde 17'de yer almaktadır. Bu maddeye göre, şikayetçi
kişinin başvurusu üzerine disiplin işlemleri başlatılır ve bu
maksatla bir soruşturma memuru tayin edilir. Soruşturma memuru, hakkında soruşturma açılan avukat-a, hakkındaki suçlamaları yazılı olarak bildirir ve yazılı savunmasını ister. Soruşturma memuru konu hakkında bilgisi olan diğer kişilerden de bilgi alır. Soruşturma memuru topladığı bilgileri bir raporla Mahalli Baro Yönetim Kuruluna sunar. Mahalli Baro Y-önetim Kurulu, bunun üzerine, disiplin kovuşturması açılıp açılmayacağına karar verir.

Davacının 1. iddiası Fortune Hayes'in Emare No.4 Muhaceret Kayıtlarına göre hiçbir zaman KKTC'ye gelmediği dolayısıyla Davacının tahsil ettiği 65,000 stg. Fortune -Hayes'e ait olmadığı ve bu meblağın devlete iade edilmesi gerektiği yönündedir.

Avukatlar Tüzüğü'nün 27. ve 28. maddeleri "Avukatın eline gelen müvekkil paraları" nı düzenlemekte olup, ilgili maddeler şöyledir:

Avukatın Eline Gelen Müvekkil Paraları:


-27. Bir avukatın tasarrufuna gelen herhangi bir Müvekkile
müvekkile ait paralar veya sair emanet eşya ödenmesi
hakkında, müvekkilin alacağı olan herhangi gereken
bir miktarı derhal kendisine bildirmesini paraların
mümkün kılacak şeki-lde kayıtlar tutulmalıdır. ödenmesi ve
hesaplar

28. (1) Eline müvekkile ait para gelen veya elinde Müvekkil
müvekkil parası bulunduran her avukat bu hesabı
paraları geciktirmeden bir bankada açtıra-
cağı müvekkil hes-abına yatırmakla yükümlüdür.
Bir avukat kendi takdirine göre bir veya birden
fazla müvekkil hesabı açtırmakta serbesttir.


(2) Müvekkil hesabına yatırılabilecek paralar
şunlardır:
Avukat tarafından müvekkil namına yapılan
tahsilat-;
Avukatın eline mutemet sıfatı ile gelen
paraları;
Hesabın açılabilmesi ve idame ettirilebilmesi
için avukatın yatırması gerekli kendi parası;
Birden fazla müvekkile ait olarak veya birden
fazla maksada yönelik bulunup da avukatın
ayırmaya mezun olduğ-u ancak ayırmadığı çekler
veya nakit;
Müvekkil hesabından hataen veya yetkisiz olarak
çekilen paraların iadesi maksadı ile yatırılan
paralar.


Yukarıda belirtilen Tüzüğün 28. maddesinden de görüleceği üzere, bir avukat müvekkili adına tahsil ettiği v-e/veya elinde müvekiline ait bulundurduğu herhangi bir parayı müvekkil hesabına yatırmakla yükümlüdür. Davacı, Fortune Hayes adına ikame etmiş olduğu dava neticesinde tahsil ettiği 65,000 sterlin ve faizlerini Etiket Tüzüğü gereğince müvekkilin hesabına ya-tırmak zorunda idi, Emare No.12 Disiplin Duruşma Tutanaklarının 28.9.2016 tarihli celsesinde de görüleceği üzere Davacı savunmasını yapmaya davet edildiği zaman, "Bir şey yapmayacağım. Şahadet vermeyeceğim, adres de yapmayacağım. Ben duruşma esnasında tekl-ifimi yaptım. Hakkımdan feragat etmeyeceğim. Yanlış mahkemeye geldiler" demekle yetinmiştir. Davacı, disiplin duruşmasında, kendisine verilen avukat tutma varakasını Fortune Hayes'in imzalamadığı ile ilgili John Peter Hayes'e iddia koymuş olmasına rağmen, -ne Emare No.4 Muhaceret Kayıtları ne de Emare No.1 ve No.2 retainerler disiplin duruşmasında sunulmuştur. Davacı disiplin duruşmasında, tahsil ettiği paranın %15'ine tekabül eden avukatiye ücreti
ile ilgili bir anlaşması olduğunu da iddia etmiştir ancak -bu husus ispatlanmış olsa dahi, Davacı mütebaki miktarı da müvekkil hesabına yatırmak zorundadır. Bu iddialar kanaatimce, Davacının tahsil ettiği parayı müvekkil hesabına yatırma mükellefiyetini ortadan kaldırmamaktadır; bu bağlamda, bu iddia dava konusu -kararı herhangi bir şekilde etkilemediğinden Davacının bu yöndeki iddiaları reddedilir.

Davacının ikinci iddiası, John Peter Hayes'in Baroya şikayetini vekili Avukat Buğra Mavioğlu vasıtasıyla yapmış olması ve "vekilin vekili olmaz" prensibinden har-eketle şikayetin geçersiz ve buna bağlı olarak kararının da hükümsüz olması yönündedir.

John Peter Hayes merhume annesi Fortune Hayes'in
Tereke Tenfiz Memuru olarak, Emare No.23 vekaletname ile Avukat Buğra Mavioğlu'nu KKTC'deki işlerini takip etmek üz-ere vekil tayin etmiştir. Avukat Buğra Mavioğlu 20.5.2015 tarihinde Lefkoşa Mahalli Barosuna şikayette bulunduktan sonra John Peter Hayes de Emare No.22 Yazı ile bir şikayet yazısı kaleme almış olup, bizzat disiplin duruşmasında da şahadet vermiştir.

- Bilindiği üzere, idari yargılamanın esas amacı, idareyi denetleyerek hukuka aykırı idari işlem ve ihmalleri hukuk aleminden silmektir dolayısıyla yargılama usülleri de adli yargılamalara kıyasla daha esnek uygulanmaktadır. Bak (Phedias Kyriakides v The Re-public of Cyprus RSCC 1961 case no.10/60).
Bir avukat ile ilgili baroya yapılacak olan bir şikayet açısından önemli olan, şikayetçinin yasal haklarının baro huzuruna getirilmesidir. Avukat Buğra Mavioğlu'nun şikayet yapmasına Avukatlar Yasası'nda herha-ngi bir engel olmadığı gibi, John Peter Hayes'in de şikayet yazısı yazdıktan sonra disiplin duruşmasında şahsen şahadet vermesi kanaatimce yeterli olup, gerek şikayeti gerekse kararı sakatlayacak nitelikte olmadığından Davacının bu yöndeki iddiaları da red-dedilir.

Davacının 3. iddiası, Tahkikat Memuru Avukat Süleyman Dolmacı'nın Davacıya elden tebliğ ettiğini iddia ettiği Emare No.25 Yazının orijinalinin gerek disiplin duruşmasında gerekse Mahkemeye ibraz edilmemesinin kararı sakatladığı yönündedir.

Öncel-ikle izlenecek usül açısından Fasıl 2 Avukatlar Yasası'nın 17 maddesine bakmak gerekmektedir:

Disiplin Suçları ve İşlemleri17.(1)Herhangi bir avukatın, Disiplin Kurulunun kanısınca, ahlaka aykırı bir suçtan, bir mahkeme tarafından mahkum edilmes-i veya Disiplin Kurulunun kanısınca böyle bir avukatın, yüz kızartıcı, hileli veya avukatlık mesleğinin etiğine aykırı bir davranıştan ötürü suçlu olması halinde,
Disiplin Kurulu:(a)O avukatın adının Avukatlar Sicilinden silinmesini emredebilir;(b)-Uygun göreceği bir süre için mesleği icra etmesini geçici olarak durdurabilir;48/1984
8/2002
(c)Avukatın suçun işlendiği tarihte yürürlükte olan aylık asgari ücretin on katına kadar para cezası ödemesini emredebilir;


(d)
Avukata, uyarı veya kı-nama cezası verebilir;(e)Huzurundaki işlem masraflarının ödenmesi için uygun göreceği bir emir verebilir.56/2010(2)(A)Mahalli Baro Yönetim Kurulu, kendi üyesi olan bir avukatla ilgili olarak, resen veya Başsavcının veya Baro Konseyinin veya h-erhangi bir mahkemenin veya avukatın hal ve hareketlerinden şikayetçi olan bir kişinin yazılı
başvurusu üzerine, disiplin işlemlerini başlatır ve bu maksat için, bir soruşturma memuru tayin eder. Soruşturma memuru, kendi üyeleri arasından olabileceği gibi-, hakkında soruşturma yapılacak avukatın kıdemi de dikkate alınarak, mümkün mertebe ondan daha kıdemli avukatlar arasından da olabilir.

(B) Soruşturma memuru, derhal, hakkında soruşturma açılan avukata, hakkındaki suçlamaları yazılı olarak bildirir ve ond-an yazılı savunma ister. Yazılı savunma için en az
15 günlük süre tanınır. Soruşturma memuru, konu hakkında bilgisi olan herkesten yazılı ifade alabilir. Soruşturma memurunun bu konuda talep edeceği her türlü bilgi ve belgeyi tüm özel veya kamu tüzel vey-a gerçek kişiler vermek zorundadırlar.

(C) Soruşturma memuru topladığı bilgileri bir raporla Mahalli Baro Yönetim Kuruluna sunar. Mahalli Baro Yönetim Kurulu, raporu ve bilgileri aldıktan sonra, hakkında soruşturma açılmış olan avukatla ilgili olarak disi-plin kovuşturması açılıp açılmayacağına karar verir. Mahalli Baro Yönetim Kurulu, disiplin işlemlerinin başlatılmasına neden olan yazılı şikayeti aldığı tarihten itibaren mümkün olan en erken bir zamanda ve en geç 6 ay içerisinde bu işlemleri tamamlamak z-orundadır.

(Ç) Mahalli Baro Yönetim Kurulu, disiplin kovuşturması açılmasına gerek olmadığı kararına varmış ise, bu kararını derhal yazılı olarak hale göre Baro Konseyine, mahkemeye, Başsavcıya veya şikayeti yapana bildirir. İlgili, bu kararı aldıktan iti-baren 1 ay içerisinde,
karara karşı Baro Konseyine, yazılı itirazda bulunabilir. Baro Konseyi, itirazı inceledikten sonra, itiraz tarihinden itibaren en geç 2 ay içerisinde, itirazı reddedebilir veya soruşturmanın derinleştirilmesine veya
kendisinin tayi-n edeceği bir soruşturma
memurunun tekrardan soruşturma yapmasına veya disiplin kovuşturulmasının başlatılmasına karar verebilir. İlgili durumda Baro Konseyi idi iseydi, Baro Konseyi, Mahalli Baro Yönetim Kurulunun, kovuşturma yapılmasına gerek olmadığı y-önündeki kararını ayni yetkilere sahip olarak resen inceler. İtirazı reddeder ise, bu kararını ilgiliye, yazılı olarak bildirmek mecburiyetindedir. Baro Konseyi 2 ay içerisinde bu konudaki kararını veremez ise, itiraz reddedilmiş addolunur. İlgili bu konul-arda Yüksek İdare Mahkemesinde dava açabilir.

(D) Mahalli Baro Yönetim Kurulu, disiplin kovuşturması açılmasına karar verirse, ilgili dosyayı Baro Konseyine gönderir. En geç bir ay içerisinde, Baro Konseyi, ithamnameyi hazırlamak ve disiplin kovuşturmasın-ı yürütmek üzere, bir üyesini veya en az 10 yıllık icrai meslek etmiş bir avukatı iddia makamı olarak atar.

(E) Disiplin soruşturma veya kovuşturma memuru olarak görevlendirilen bir avukat, makul mazereti olmaksızın böyle bir görevi yerine getirmeyi redde-demez. Soruşturma veya kovuşturma görevini makul bir mazereti olmaksızın reddeden veya soruşturma veya kovuşturma görevini ihmal eden veya layıkıyla yerine getirmeyen veya süresi içerisinde yerine getirmeyen bir avukat, bir disiplin suçu işlemiş olur.
-

17(2(B)maddesine göre, soruşturma memuru, hakkında soruşturma açılan avukata hakkındaki suçlamaları yazılı olarak bildirir ve ondan savunma ister. Emare No.12 Disiplin Duruşma Zabıtlarında, Soruşturma Memuru Avukat Süleyman Dolmacı şahadetinde bu ko-nu ile ilgili şöyle demiştir:
" C. Mahalli baronun bana ilettiği dosya içerisinde mevcut iddia ve şikayetlere baktım. Yanlış hatırlamıyorsam avukat tarafındandı, esas şikayetçinin şikayetini görmek istedim ve bana iletildi. Aleyhine şikayet edilen Menteş A-ziz'e bir yazı hazırladım. Bu yazı ile ekleri alarak Menteş Bey benim eski ustam olduğu nedeni ile onun ofisine gittim. Hazırladığım yazıyı kendisine verdim. Aldığına dair bana imzaladı.
S. Bunlar mı yazı ile ekleri ?
C.Evet
Av. Menteş Aziz - İtirazım- yoktur. İçeriklerini şikayetçiye soracağım.
Kurul:25/11/15 tarihli Süleyman Dolmacı'nın hazırlayıp Menteş Aziz'in imzaladığı evrak ve 2 dosyalık email çıktısı ve 20/8/15 tarihli Lefkoşa Barosuna yazılan Av.Buğra Mavioğlu imzasını taşıyan ve John Peter'in -yetkili sıfatı ile yazılan şikayet yazısı ve ekleri birlikte Emare 1 olarak kaydedilir.


Avukat Süleyman Dolmacı, Mahkemede kendi imzasını taşıyan yazıyı disiplin duruşmasında ibraz ettiğini ancak kendi kayıtları için muhafaza ettiği fotokopiyi Davacı-ya imzalatmış olmasına rağmen imzasını taşımadığını belirtmiştir. Disiplin Kurulu Başkanı Güner Çakın da şahadetinde, Davacıya Soruşturma Memuru tarafından verilen yazının disiplin duruşmasında emare olarak kaydedilmesine rağmen bilinmeyen bir sebepten do-layı kayıp olduğunu belirtmiştir. Disiplin zabıtlarından da görüleceği üzere, Soruşturma Memuru Yasa maddesine uygun olarak Davacıya hakkındaki şikayetleri bildiren yazıyı 25.11.2015 tarihinde elden vermiş olup, Davacının da itirazı olmadan söz konusu Yazı- emare olarak kaydedilmiştir. Disiplin yargılamalarında esas olan hukuka uygunluk prensibinden hareketle şunu belirtmek gerekir ki, disiplin duruşmasında
usule uygun olarak orijinal imzalı evrakın Davacının itirazı olmadan emare kaydedilmesinden sonra, da-va safhasında sadece Davacının imzasını taşıyan fotokopinin sunulmuş olması
disiplin yargılamasında yasaya ve genel hukuk prensipleri açısından bir aykırılık teşkil etmemektedir.

Bu bağlamda yukarıda irdelenen fotokopi sunulması hususu Davacıya herhangi- bir adaletsizlik teşkil etmediği gibi, disiplin soruşturması açısından bir sakatlık da doğurmadığı ve Davacı aleyhine verilen kararı etkilmediği sonucuna vardığımdan, Davacının bu iddiası da reddedilir.

Davacı yukarıda incelenen esas iddialarına ek o-larak, 30 aylık geçici olarak men cezasının son derece fahiş olduğunu da iddia etmiştir. Kararımın başında değindiğim prensipler ve içtihatlar gereği, Yüksek İdare Mahkemesi disiplin cezalarının sürelerine müdahale edememektedir. Ancak cezalar, suç ile cez-a arasında adil bir denge kurularak ve cezaların oransallık ilkesi gözetilerek verilmesi gerekmektedir. Oransallık ilkesi, fiilin ağırlığı ile karşılığı olan cezayı saptamada idareye tanınan takdir yetkisinin makul ölçüler içerisinde kullanılması, T.C. Dan-ıştay 8.HD ,14.11.1995 ,E 995/3706 -K 955/3622 sayılı kararında disiplin hukukunun temel ilkesi olarak kabul edilmiştir. Bu ilkenin ihlali yapılan işlemin iptaline de yol açabilmektedir. Disiplin işlemleri ve cezalarını düzenleyen Avukatlar Yasası'nın 17. -maddesinin alıntısı yukarıda yapılmıştır. 17(2) maddesinde "Uygun göreceği bir süre için mesleği icra etmesini geçici olarak durdurabilir" denmektedir. Bu maddeden görüleceği üzere, Davacıya verilen 30 ay meslek icra etmekten men cezası mahkum olduğu suçla-r için Yasada öngörülen bir cezadır.
Davacıya 6.1.2017 tarihinde mahkumiyet kararı okunduktan sonra söz hakkı verilmiş ve Davacı sadece "söyleyecek bir şeyim yoktur" cevabını vermiştir.

Davalı No.3'ün aynı tarihte ceza takdir ederken yasallık ve oransal-lık ilkeleri gözeterek kapsamlı bir değerlendirme yaptıktan sonra karar verdiği ve ilgili cezaları takdir ettiği açıklıkla görülmektedir.

Yapmış olduğum tüm değerlendirmeler neticesinde, Davacı aleyhine başlatılan disiplin kovuşturması ve aleyhine- verilen kararda herhangi bir yasaya aykırılık veya sakatlık bulunmadığından, davanın reddedilmesi gerekmektedir.

Netice itibarıyla dava ret ve iptal edilir.

Dava masraflarının Davacı tarafından Davalı No.1'e ödenmesine emir verilir. -




Peri Hakkı
Yargıç


8 Mayıs 2018

















































































9






Full & Egal Universal Law Academy