Yüksek İdare Mahkemesi Numara 3/2011 Dava No 24/2012 Karar Tarihi 09.11.2012
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 3/2011 Dava No 24/2012 Karar Tarihi 09.11.2012
Numara: 3/2011
Dava No: 24/2012
Taraflar: Prof. Dr. Tahir Çelik ile Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı, Doğu Akdeniz Üniversitesi, Sosyal Sigortalar İdare Meclisi Başkanlığı ve İhtiyat Sandığı Müdürlüğü arasında
Konu: İhmal - Davalının, Davacının Sosyal Sigorta ve İhtiyat Sandığı Primlerini yatırmamasının yapılmaması gereken bir ihmal olduğu iddiası - Ön itiraz - 75 günlük hak düşürücü sürenin geçirildiği ön itirazı - Yüksek İdare Mahkemesi, Davacıya iddialarını şahadetle destekleme fırsatı verilmesini ve davanın ön itiraz duruşmasına devam etmek üzere 16.11.2012 tarihine tayin edilmesine karar verdi.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 09.11.2012

-D.24/2012 YİM:3/2011


Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.

Mahkeme Heyeti:Necmettin Bostancı,Talât D.Refiker,Ahmet Kalkan


Davacı:Prof.Dr.Tahir Çelik,No-:5 Kayalar Sokak,Kat2,Gazimağusa.

- ile -

Davalı:1-Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı, Gazimağusa.
2-Doğu Akdeniz Üniversitesi, Gazimağusa.
3-Sosyal Sigortalar İdare Meclisi Başkanlığı
vasıtasıyla KKTC,Lefkoşa.
4-İhtiyat Sandığı Müd-ürlüğü vasıtasıyla KKTC,Lefkoşa.


A r a s ı n d a.

Davacı namına:Avukat Meral Birinci ve Avukat Berna Çelik Doğruyol
Davalı 1 ve 2 namına: Avukat Fuat Veziroğlu
Davalı 3 ve 4 namına: Kıdemli Savcı Sarper Altıncık
--------------

A R A K A R A R-

Necmettin Bostancı: Davacı, Davalılar aleyhine ikâme ettiği işbu davada, aşağıdaki şekilde talepte bulunmuştur:
"a. Davalı No:1 ve/veya Davalı No:2'nin müştereken ve/veya
münferiden, Davacının tam zamanlı ve sözleşmeli akademik personel ve/vey-a öğretim üyesi olarak Davalı No:2 için çalışmış olmasına rağmen, 15.05.2008 tarihinden 05.01.2010 tarihine kadar olan Sosyal Sigorta ve İhtiyat Sandığı fonlarının primlerini ve/veya yatırımlarını yatırmamakla hatalı ve/veya ihmalkar davranmış oldukları ve- sözkonusu hatanın ve/veya ihmalin tamamen ve derhal düzeltilmesi hususunda karar vermesi;

b. Davalı No:1 ve/veya Davalı No:2'nin, Davacının işbu dava konusu tarihlerde Davalı No:2 için çalışmış olduğu halde 15.5.2008 tarihinden 05.01.2010 tarihine -kadar olan Sosyal Sigorta ve İhtiyat Sandığı fonlarının primlerini ve/veya yatırımlarını yapmadıkları hususu Davacı tarafından birçok kez Davalı No:3 ve/veya Davalı No:4'ün dikkatlerine ve/veya bilgilerine getirilmiş olmasına rağmen Davalı
No:3 ve-/veya Davalı No:4'ün makul süre zarfında gerekli kovuşturmayı yapmadıkları ve/veya gerekli ciddiyeti göstermedikleri ve/veya başlatılması gereken yasal işlemleri ve/veya Mahkeme işlemlerini başlatmayarak hatalı ve/veya ihmalkar davrandıkları ve gereğini de-rhal yapmaları hususunda karar vermesi;

c. Muhterem Mahkemenin uygun göreceği ahar bir emir ve/veya çare;ve

d. İşbu dava masraflarıdır"


Davacının talep takririne karşılık, Davalı 1 ve 2 ayrı, Davalı 3 ve 4 ayrı olmak üzere, ön itirazlar da- içeren müdafaa takrirleri dosyalamışlardır.

Taraflar, mutabakatla davada toplam 19 adet emare sunmuşlardır.

Davanın duruşmasına başlamadan önce, Davalı 1 ve 2 Avukatı Mahkemeye beyanda bulunarak, Davacının, davaya konu ihmali, en azından Emare 8'in t-arihi olan 6.7.2010 tarihinden beri bildiğini, buna rağmen süresi içerisinde dava açmadığını, davayı 7.1.2011 tarihinde dosyaladığını, davasını, Anayasa'nın öngördüğü 75 günlük hak düşürücü süre içerisinde ikâme etmediği için davasının ileri gidemeyeceğini- iddia ile, davanın bu safhada reddini talep etmiştir.

Davalı 3 ve 4 adına bulunan Savcı ise, kendi ön itirazlarını, Davalı 1 ve 2 Avukatının talebi karara bağlandıktan sonra ileri süreceğini beyan etmiştir.

Davacı Avukatı ise Davalı 1 ve 2 Avukatının -talebine karşılık yaptığı hitabında, özetle; bu davada, bir zaman aşımı söz konusu olmadığını, hak düşürücü sürenin Aralık 2010 tarihinde başladığını, talebin mevsimsiz olduğunu, Yüksek İdare Mahkemesi Tüzüğü'nün düzenlemediği hususlarda, Hukuk Muhakemeler-i Usul Tüzüğü'nün uygulandığını, bu nedenle, Davalı 1 ve 2'nin yaptığı itirazın Emir 27 Nizam 1 altında değerlendirilmesi gerektiğini, içtihatlara göre, davanın kaderini ilgilendiren itirazların titizlikle incelenmesi gerektiğini, layihaların tamamlanmasın-dan uzun bir süre geçtiğini, Davalı 1 ve 2'nin böyle bir itirazı, başlarda,
Emir 27 Nizam 1 altında Mahkemeye sunması gerektiğini, bu safhada bu iddiayı ileri süremeyeceğini, Mahkemenin de, böyle bir iddiayı re'sen bu aşamada nazara alma yetkisinin olmadı-ğını, 75 günlük hak düşürücü sürenin öğrenme tarihinde başladığını, Doğu Akdeniz Üniversitesine en son 6.7.2010 tarihinde ihbarname gönderdiklerini, ancak primlerin yatırılmayacağını tam olarak Aralık 2010'da öğrendiklerini, kendilerine primlerin yatırılac-ağı söylendiği için dava açmadıklarını, daha sonra Aralık 2010 ayında primlerin ödenmeyeceği söylendiği için, bu davayı 75 günlük süre içinde dosyaladıklarını söylemiştir.

İnceleme: Öncelikle, Davacı Avukatının, bu meselede, Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü-'nün uygulanacağı iddiasını incelemek gerekir. Bu dava, İdare Hukuku sahasında bir davadır. Bu tür davalarda, İdare Hukukuna özgü kurallar uygulanmaktadır. Kurallar gerek mevzuatla, gerekse içtihatlarla oluşmaktadır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde, Anay-asa ile Yüksek İdare Mahkemesi Tüzüğü haricinde, idari davalara ilişkin bir mevzuat yoktur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Yüksek İdare Mahkemesi, hale göre Yüksek İdare Mahkemesi Tüzüğü'nden, Türkiye'deki Danıştay içtihatları ile Kıbrıs Cumhuriyeti dön-emindeki (1960-1963) içtihatlardan yararlanmakta, ayrıca kendi içtihatlarını yaratmaktadır.

Hukuk Usulü Muhakemeleri Tüzüğü, durum uygun olduğu hallerde, Yüksek İdare Mahkemesi davalarında uygulanabilmek-tedir. Mahkeme, huzurundaki işlemlerde söz konusu T-üzüğü uygularken gerekli değişiklikleri yapabilir.

Yüksek İdare Mahkemesi Tüzüğü'nün uygulama ile ilgili maddesi aynen şöyledir:

"Bu Tüzüğün yapıldığı tarihte Cumhuriyet dahilinde yürürlükte bulunan Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü, durum uygun olduğu hal-lerde, Mahkeme huzurundaki bütün işlemlerde, gerekli değişiklikler yapılarak, uygulanır; meğer ki bu Tüzüğe başka bir hüküm konmuş veya Mahkeme veya bir Yargıç başka türlü kararlaştırmış olsun."


Tüzük'te, mutlak olarak, Hukuk Usulü Muhakemeleri Tüzüğü k-urallarının katı bir şekilde uygulanacağı yönünde bir kural yoktur. Uygulamada, ön itirazlar hususunda, Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü ve ilgili içtihatlar uygulanmamaktadır.

Yüksek İdare Mahkemesi davalarında, önemli olan, idari kararın denetimi olduğu -için, usul kurallarında genel olarak esnek davranılmaktadır.

Davanın 75 günlük hak düşürücü süre içerisinde ikâme edilip edilmediği hususunu Yüksek İdare Mahkemesi re'sen nazara alır. Bu nedenle, Davacı Avukatının, bu konuda, Yüksek İdare Mahkemesinin yet-kisi olmadığı iddiasına itibar etmeyiz.

Yukarıda belirttiklerimiz ışığında, Davalı 1 ve 2 Avukatının, yaptığı ön itirazın usule aykırı olduğunu söylemeye imkân yoktur. Bu nedenle Davacı Avukatının uygulanacak kural konusundaki görüşüne katılmıyoruz.

İhma-lin ne zaman öğrenildiği, süre hesaplaması bakımından tabii ki önemlidir. Bazen bu tarihi belirlemek oldukça güçtür. Haliyle bu gibi durumlarda kesin bir kuraldan bahsetmek olası değildir. Bu konu net olmadığı zaman, her mesele kendine has olguları içerisi-nde değerlendirilip karara bağlanmalıdır.

Huzurumuzdaki davada, Emare 8 olarak bulunan belgeye göre, Davacı, ihmalin varlığını en geç dilekçe tarihi olan 6.7.2010 tarihinde biliyordu. Konu dilekçe ile Davacı, yatırılmayan primlerinin 30 gün içerisinde yat-ırılmasını talep etmiştir.

Kişiler, idareye güven duymalıdırlar. Prim yatırılmaması, pekâla bir hatadan kaynaklanabilir. İdarenin gerçekleşmeyen veya yapılmayan işlemin yapılacağını veya gerçekleşeceğini taahhüt etmesi veya söylemesi halinde süre hangi ta-rihten başlayacaktır? Kanaatimizce, Davalının, işlemin yapılacağını, yerine getirileceğini Davacıya söylemesine rağmen, söylediklerini gerçekleştirmezse, idareye güvenmek gerektiğini nazara alınca, yapmama veya yerine getirmemenin netleştiği, sarih olduğu -tarihe bakmak gerekir.

Huzurumuzdaki meselede, yukarıda serdettiğimiz görüşümüzü destekleyebilecek iddialar vardır. Bu cümleden olarak Davacı kendilerine primlerin ödeneceği taahhüdünün yapıldığını iddia etmektedir. Ancak bu Mahkeme konuyla ilgili şahadet- almadan bu hususta bir karar üretebilecek durumda değildir. Başka bir ifade ile, ihmalin başladığı tarihi belirleyebilmek için, Davacıya iddialarını şahadetle kanıtlama fırsatı verilmesinin uygun olduğu kanaatindeyiz. Bu nedenle dava, ön itirazın duruşmas-ına devam etmek üzere, 16.11.2012 tarihine saat 9.00'a tayin olur.


Necmettin Bostancı Talât D.Refiker Ahmet Kalkan
Yargıç Yargıç Yargıç



9 Kasım, 2012











5






Full & Egal Universal Law Academy