Yüksek İdare Mahkemesi Numara 3/1984 Dava No 5/1985 Karar Tarihi 30.01.1985
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 3/1984 Dava No 5/1985 Karar Tarihi 30.01.1985
Numara: 3/1984
Dava No: 5/1985
Taraflar: Hatice Arşanlı ile İskân Bak. Vd
Konu: Koçan iptali istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 30.01.1985

-D.5/85YİM 3/84

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan

Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti: N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut, Aziz Altay. Anayasanın 118. Maddesi hakkında.

Müstedi: Hatice Hasan n/d Hatice Arşanlı, Güzelyurt.

ile
Müstedaaley-h: 1. KKTC İskân Bakanlığı vas. KKTC, Lefkoşa.
2. Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Komisyonu vas.
KKTC, Lefkoşa.
3. KKTC Bakanlar Kurulu vas. KKTC, Lefkoşa.

Ar-asında.

Müstedi namına: Menteş Aziz.
Müstedaaleyhler namına: Mehmet Ali Şefik.
İlgili şahıs namına: Cahit Yılmazoğlu ve Ahmet Kalkan.



Yasa Maddesii: 41/77 sayılı İskân Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasını değiştiren 27/82 sayılı Yasanın 69(1) ve 74. -maddeleri.

İstemin özeti: Alâkadar şahsa bahçe ile ilgili kesin tasarruf belgesi verilmesi isteminin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesi istemi.

OLAY: 1974 göçmeni olan Müstediye 1976 planlı toprak dağıtımın-da alâkadar şahsa tahsisli 35 dönümlük narenciye bahçesi ikiye bölünerek bir bölümü tahsis edilmiş ve bölünme işlemi yerinde taraflara gösterilmiştir. Bahçe Müstedinin tasarrufuna geçtikten sonra alâkadar şahıs adına tanzim edilen "T" cetvelinde başvuru ko-nusu bahçe yine alâkadar şahıs adına gösterilmiş ve eksik puanının temin edilerek yatırılması istenmiştir. Alakadar şahıs eksik puanlarını temin ederek kesin tasarruf belgesini almıştır. Başvuru bu işlemden yapılmıştır.

SONUÇ: Tasarrufunda bulunmayan bir -malı alakadar şahsın tasarrufunda gösteren Müstedaaleyh hataya düşmüştür. Yasanın 74. maddesi kuzeyde tasarruf edilen fazla taşınmaz mala kesin tasarruf belgesi verilmesini öngörmektedir. Ancak bu fazlalık 1 dönüm sulu beş dönüm kuru arazi puanı ile sınırl-andırılmıştır. İlgili şahsa bu sınırlamanın çok üstünde bir taşınmaz malın veril-
mesi yasaya aykırıdır. Bölünmesi yönünden de sakınca bulunmadığına göre, ilgili şahsa tümün-ün verilmesi sözkonusu olamaz.
Netice olarak başvuru oybirliği ile kabul edilir.



HÜKÜM

N.Ergin Salâhi: Müstedi, Baf kazası Poli kasabasından göçmen olup 1974 Barış Harekâtından sonra Güzelyurt Akdeniz Sokak lVo.8'de ailesi ile birlikte iskân ettirilmiş-tir. Kalabalık bir aile nüfusuna sahip olan bu şahsa ilkin tarımsal kaynak verilmemiş, daha sonra bölgede 1976 Plânlı Toprak Dağıtımı yapılırken başvuruda alâkadar şahıs durumunda olan Mustafa Şaban'a 1975 yılında Güzelyurt'ta pafta XX 25 E.2 - XX 26 W.2 B-lok F, parsel 135'de görülen ve 35 küsur dönümden oluşan narenciye bahçesi (bu planlı dağıtım neticesinde) ikiye bölünerek parsel 135/2 diye numaralanan ve 15 dönüm 2 evlek 1110 ayak kareden müteşekkil portakal bahçesi müstediye tahsis edilmişti. Bölünmüş -şekli ile bu bahçe zamanında müstediye ve alakada.r şahsa yerinde gösterilmiştir. Bölünme ve yer gösterme işlemi 1976 yılı yazında yapılmış olmasına rağmen alâkadar şahsa yapılan eski tahsisin 5 senelik olduğu ve tahsis süresi bitmediği için alâkadar şahıs- konu bahçenin tümünü tasarrufunda bulundurmaya devam etti. Bahçenin tümü için yapılan tahsisin süresi sona erdikten sonra 17 Kasım 1980 tarihli Emare VIII yazı İskân Bakanlığınca alâkadar şahsa gönderilerek tahsis süresinin sona erdirildiği bildirilmiştir-. Ancak bırakılan kısmın değil de tümünü tasarrufunda bulundurma.ya deva.m etmiştir. Müstedi ise durumu İskân Bakanlığına bildirerek kendisine planlı toprak dağıtımı neticesinde bırakılan yerin hudut ve yerini gösteren ve tahsis edildiğini tevsik eden bir -belgenin verilmesini talep etmiştir. Müstedi belgeyi aldıktan ve alâkadar şahsın yapmış olduğu masraflara karşılık o seneki ürünü almasını da bekledikten sonra Nisan 1983'de bu bahçeye girerek bahçeyi tasarrufuna almış, bakım ve onarımını yapmaya başlamışt-ır. 17 IVisan 1983 günü müstedi birçok kişiyi budama işleminde çalıştırdığı bir sırada alâkadar şahıs 135/2 numaralı bahçenin de kendisine ait olduğunu iddia ederek müdahale etme yönüne gitmiş ve mesele polise intikal etmiştir. Alâkadar şahıs gerekli tahsi-s belgesini gösteremediği için yasal yollardan hakkını araması ta.vsiye edilmiş ve neticede konu bahçe müstedinin tasarrufunda kalmıştır. Alâkadar şahıs ise müstediye yapılan bu tahsis için yasal işlemlere de girişmemiştir.
1983 sonlarına doğru alâkadar şa-hsın güney mal varlığının puanları tesbit edilmiş, ilgili 'T' cetvelleri düzenlenmiş ve 135/2 numaralı parsel de bu 'T' cetvellerine dahil edilerek alâkadar şahsa gönderilmiştir. Ancak alâkadar şahsın güney mal varlığı kuzeyde tutmuş olduğu mal varlığını k-arşılamadığı için kendisine kırmızı'T' cetveli tanzim edilerek gönderilmiştir. Emare XVI yazı ile, fazla olarak tuttuğu malların bir kısmını iade etmesi gerektiğini ve tercihini kullanıp hangi malları tutmak istediğini 15 gün içerisinde Komisyona



bildi-rmesi istendi. Alâka.dar şahıs ise böyle bir tercih yapma yerine puan satın a.lma yönüne piderek satın aldığı puanlarla 'T' cetvelinde görülen puanları lcarşılayarak 'T' cetvellerindeki tüm malların, bu arada başvuru konusıı parselin de kesin tasarruf belg-esini temin etme y-öııüne gitmiştir. Alâkadar şahsın kesin tasarruf belgesine mesnet teşkil eden karar ve işlemler ile bu işlemler neticesinde verilen kesin tasarruf belgesini yakınma konusu yapan müstedi, bunların, hükümsüz ve etkisiz olduğu hususunda kar-ar verilmesi talebinde bulunmaktadır.

Müstedaaleyhler dosyaladığı itiraznamede sair şeyler yanında, müstedinin meşru menfaatı bulunmadığı ön itirazını ileri sürmüştür. Alâkadar şahıs da dosyaladığı itiraznamede sair şeyler yanında bazı ön itirazlar ileri -sürmüştür. Bunları iki başlık altında özetlemek mümkündür.

1. Başvuru sahibinin geçerli bir tahsisi olmadığı ve bu nedenle direkt olarak ve ters yönde etkilenmiş meşru bir menfaatı bulunmadığı;

2. Başvuru konusu narenciye bahçesi ilgili şahsa eşdeğer mal- olarak Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Komisyonu kararı ile verildiği, ilgili yasa altında süresinde itiraz yapılmadığı cihetle müstedinin bu itiraz kademelerini aşarak Yüksek İdare Mahkemesine gelme ve bu kararı iptal etme hakkı mevcut değildir. Bu açıd-an bakıldığında Yüksek İdare Mahkemesinde başvuru konusu edilecek kesinleşmiş bir karar mevcut değildir.

Alâkadar şahıs ayrıca özetle, itiraznamesinde 27/82 sayılı Yasa ile değiştirilen 41/77 sa.yılı İskân Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının hükümleri- incelendiğinde yapılan işlemlerin doğru olduğunu ileri sürmüştür. Özellikle 27/82 sayılı Değişik'lik Yasasının geçirildiği tarih olan 10.8.1982 tarihinde konu bahçenin tasarrufunun da alâkadar şahısta olduğu dikkate alındığında kesin tasarruf belgesine me-snet teşkil eden ilgili cetveller ve işlemler ile bunlar hususunda alınan kararın hatalı olmadığını ileri sürmüştür.

Başvurunun duruşmasında müstedi bizzat şahadet vererek başvurusunda ileri sürdüğü ve yukarıda değinilen olguları teyit yönüne gitmiştir. M-üstedi 17.4.1983 tarihinde konu bahçede budama işleri yapılırken alâkadar şahsın kendisine nasıl müdahale ettiği ve konunun polise nasıl intikal ettiği hakkında detaylı şahadet vermiştir. Müstediye göre bu tarihten sonra bu bahçenin sulama, ilaçlama, bakım- ve onarımını kendisi yapmış ve alâkadar şahsın engellemelerine rağmen konu bahçeyi tasarrufunda bulundurmaya devam etmiştir.

Şahit 1 olarak çağırılan Ali Kaya teknik bir şahittir ve bu bahçenin ziyaret edildiği tarihlerde bakımlı ve iyi durumda olduğu ve- mevcut ürünü hakkında şahadet vermiştir. Şahit 2 olarak çağırılan PE 2204 Hasan Üstündağ müstedi ile alâkadar şahıs arasında geçen olay hakkında şahadet vererek müstedinin bu yönde vermiş olduğu şahadeti büyük ölçüde teyit etmiştir. Bu şahide göre mevzu b-ahıs günde müstedi ve bazı işçiler konu bahçede budama işleri yapmakta idiler. Bu tanığa göre İskân Dairesi Müdürlüğü yaptığı araştırmada konu bahçenin müstediye tahsisli olduğunu saptamış, alâkadar şahıs ise bu yerin kendisine tahsisli olduğunu iddia etme-sine rağmen bu tanığa herhangi bir tahsis belgesi gösterememiş ve tahsis belgesi tedarik edilinceye ka.dar bu bahçeye müdahale etmeyeceği hususunda vaatte bulunmuş ve olay bu şekilde kapanmıştır. şahit No.3 olarak çağırılan I-lalil Yıldız aslen Türkiye'li -olup İskân Bakanlığına bağlı Toprak Komisyonu Koordinatörü olarak görev yapan bir şahıstır. Bu şahıs şahadetinde görevleri, yetkileri ile 1976 Plânlı Toprak Dağıtımının maksatları, uygulanış şekli hakkında gayet geniş şahadet vermiş, kayıtlara bakarak ilgi-li tarihlerde 35 dönümden müteşekkil olan parsel 135'in bölge normları da dikkate alınarak ikiye ayrıldığını ve 135/2 olarak numaralanan 15 dönüm 2 evlek 1110 ayak karelik kısmının müstediye bırakıldığını, diğerinin alâkadar şahsa verildiğini, bölme ve tah-sis işlemleri yapıldıktan sonra bölge ziyaret edilerek tahsis edilen yerlerin kişilere gösterildiği hususunda şahadet vermiş ve yine resmi kayıtlara bakarak konu yerin ikiye bölünüp müstedi ve alâkadar şahsa bırakıldığı hususunda tarafların imzasını içeren- kayıtla.rı emare olarak mahkemeye ibraz etmiştir. Yine bu şahit alâkadar şahsa ait T2 cetvellerinin kendilerine gönderildiğinde yaptıkları araştırmada 135/2 numaralı plotun da alâkadar şahsın T2 cetveline geçirildiğini tespit etmesi üzerine bunun bir hata- olduğunu ve düzeltilmesi gerektiğini yazılı olarak Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Kamisyonu ile Bakanlığa bildirdiklerini ifade ederek bu yazının kendilerinde kalan suretini Emare 12 olarak Mahkemeye ibraz etmiştir. Yine bu şahit Emare 1'de görülen tahs-is belgesinin müstedinin istemi üzerine verildiğini ve bu belgenin 1976 Plânlı Toprak Dağıtımı başlığı altında yapılan işlemler neticesinde yapılan bir tahsis olduğunu da ifade etmektedir.
Müstedi davasını kapattıktan sonra müstedaaleyh tarafından bulunan -savcı şahit olarak Güner Asilkan'ı çağırmıştır. Bu şahit Saptama, Değerlendirme İkinci Komisyonu Üyesi olup halen İkinci Komisyonun Başkanı Esat Fellahoğlu'nun gaybubetinde ona vekâlet eden birisidir. Bu şahide müstedinin elinde tuttuğu ev ve bazı tarımsal- kaynaklar bulunduğu halde tasarrufunda hiçbir mal yokmuş gibi işlem yapılmasının nedeni sorulduğunda, T2 cetvelinin dikkatsizce doldurulduğunu ve doğruyu yansıtmadığını dürüst bir şekilde ifade etmiştir. Bu şahit ayrıca Mahkemeye verdiği yanıtlarda daires-inde doğru dürüst bir dosyalama sistemi bulunmadığını, bu yüzden bazı evraklar kaybolduğunu ve pek muhtemelen Emare XII'nin de aynı şekilde kaybolmuş olabileceğini Mahkemeye bildirerek Dairesinin aksak ve sakat taraflarına parmak basmıştır. Yine bu şahit K-oordinasyon Komitesinden kendılerine gönderildiği iddia edilen Emare XII yazıyı almış olsalardı bunu işleme koyarak alâkadar şahsa 135/2 numaralı parselin kesin tasarruf belgesini verme yönüne pek muhtemelen gitmeyeceklerini ve bu yönde işlem yapmayacaklar-ını bildirmiştir. Yine bu şahidin şahadetine göre alâkadar şahsa T cetvelleri ile birlikte Emare XVI olarak ibraz edilen ihbar gönderilmiş, ancak alâkadar şahıs öngörülen tercih hakkını kullanmamıştır. Alâkadar şahıs kırmızı T cetvelini ve bu ihbarı aldıkt-an sonra güney malvarlığı değerlendirmesinde şikâyette bulunmuş, yapılan inceleme sonunda puanı bir miktar artırılmış ancak her halûkarda punaları tuttuğu malı karşılayacak durumda olmadığı görülmüştür. Buna rağmen alâkadar şahsa Emare XVI'ya uygun bir iki-nci yazı gönderilmemiştir. Saptama, değerlendirme ve Tazmina Komisyonu alâkadar şahsa Emare XVI'ya uygun olarak tercih hakkını kullanmasını istememiş, aksine fazla tuttuğu mallara karşı satın aldığı puanları göstermesini kabul ederek, ona T2 cetvelindeki t-üm mallâr için ihtilâf konusu parsel da.hil, kesin tasarruf belgesi vermiştir.
Söz hakkı tanınan alâkadar şahıs ise yemin tahtında Mahkemede şahadet vermiştir: Bu şahıs hiçbir zaman konu yerin bölünmediğini, bölünmüş olarak kendisine gösterilmediğini, konu- bahçenin tasarrufunun müstediye geçmediğini iddia etmiştir. Ayrıca 1976 planlı dağıtımda bu yerin müstediye de verildiğini kabul etmemektedir. Kendisine istintakında plânlı dağıtım neticesi bu yerin gösterildiği ve bu hususta imzası bulunduğu sorulduğunda- ilkin inkâr etme yönüne gitmiş sonra imzasını kabul etmiş ve böyle bir bölünmenin vuku bulduğunu da kabul etmek mecburiyetinde kalmıştır. Bu şahit 17.4.1983 tarihinde ceryan eden olayı ise PE 2204'ten farklı anlatma yönüne gitmiştir. Mahkeme müşahade etti-ğimiz kadarı ile bu şahit şahadetini sık sık değiştirmekte ve işine geldiği zamanlarda bazı hususları unuttuğu ve anlamadığı intibaını vererek doğru söylemekten kaçınmıştır. Bu şahidin şahadetini güvenilir bir şahadet olarak kabul etmeyi uygun bulmuyoruz.
-Alâkadar şahıs müdafaasını kapadıktan sonra Mahkeme, Saptama ve Değerlendirme Komisyonuna özellikle Emâre No.XII evrakın ne sebebple ulaşmadığını ve kaybolduğunu, ayrıca müstedinin 'T' cetvelleri düzenlenirken Kuzey'de ev, tarla veya benzeri taşınmaz malı -tasarrufunda bulundurduğu halde hiçbir mal tasarrufunda bulunmadığı şekilde gerçek dışı bir cetvelin ne sebeple düzenlendiğinin aydınlığa kavuşturulması için bazı şahitleri resen çağırma yönüne gitmiştir. Mahkeme tarafından çağırılan Esat Fellahoğlu 2. Sap-tama ve Değerlendirme Komisyonu başkanıdır. Bu şahit yanında İskân şubesi arşiv sorumlusu olan Hasan Orhunöz ve Askı Servisi Şefi Aydoğan Erkan da şahit olarak çağırılmışlardır. Esat Felalhoğlu şahadetinde konu malın tasarrufunun alâkadar şahsa ait olduğun-u bildiğini, bu narenciye bahçesinin müstedinin tasarrufunda bulunduğuna dair gönderilen Em.XII yazının kendisi tarafından alındığını, kaydını yaptıktan sonra gerekli işlemlerin yapılması için 'T' cetvelleri servisine gönderdiğini, işlemleri durdurmadığını- ve yazının ise geri gelmediğini ve unutulduğunu söylemiştir. Bu şahit alâkadar şahsın kuzeyde tuttuğu malların güney mal varlığından çok fazla olduğunu bu nedenle kendisine kırmızı 'T' cetveli gönderildiğini, bu arada puan satın alarak tasarrufunda. olan -135/2 numaralı parselin de kesin tasarruf belgesini alma yönüne gittiğini, bu işlemin Ya.sanın 74.maddesi altında yanlış olmadığını iddia etmiştir. 'T' cetvelleri ile gönderilen Emare lVo.XVI ihbarın esas mahiyetinin, puanlarının karşıladığı kadarını elde -tutmasını ve elinde tutacağı malların seçimini yaparak 15 gün za.rfında Saptama ve Değerlendirme Komisyonuna bildirmesi gerektiği yönünde bir ihbar olduğu hatırlatıldığında, doğru işlemin bu yönde olması gerektiğini kabul etmesine rağmen Komisyonun Emare X-VI ihbara uygun olarak alâkadar şahsın seçim yapmasını isteme yönüne gitmediklerini kabul etmiştir. Bu şahit esas amacın başvuru konusu meselede Yasanın 74. maddesini uygulamak olduğunu, Yasanın 74. maddesi gözönünde tutulduğu zaman konu malın bölünmesini -önlemek için kişinin puanlarının yetmemesi halinde başkala.rından puan satın alarak kırmizı 'T' cetvelinde gösterilen tüm malların kesin tasarruf belgesini almasına olanak tanımak olduğunu ileri sürmüştür. Ancak bu şahide 74. madde uygulanmadan önce konu m-alın bölünmesinde teknik açıdan bir sakınca olduğuna dair karar alınıp alınmadığı sorulduğunda bu yönde herhangi bir karar almadıklarını ve böyle bir kararın alınmamasının eksiklik olduğunu ka.bul etmiştir. Tüm şahadete göz attığımızda gerek müstediye ve g-erekse çağırmış olduğu şahitlerine inanmamak için herhangi bir neden göremiyoruz. Mahkeme tarafından çağırılan şahitler ise yukarıda değinildiği gibi, olaya ışık tutacak şahadet verememişlerdir.
Diğer hususlara geçmeden önce ilkin ileri sürülen ön itirazla-rı ele almak gerekir. Birinci ön itirazı ele aldığımızda şahadetten tebellür ettiğine göre konu narenciye bahçesi müstediye tahsisli idi. Bu tahsisin geçerli olmadığı ve yayınlanmamış bir Bakanlar Kurulu kararına istinaden 1976 toprak reformuna dayanarak y-apıldığı ve bu yayınlanmamış Bakanlar Kurulu kararının da Yüksek İdare Mahkemesince belirli başvurularda geçersiz olduğu kararına. varıldığı ve bu nedenle müstedinin de tahsisinin aynı Bakanlar Kuruluna dayandırıldığı cihetle tahsisin geçersiz olduğu iddia- edilmiştir. Bu hususlar dağru olabilir. Ancak müstedinin elinde bulunan tahsisin 1977 yılında tahakkuk ettirildiği zamanda geçersiz olduğu iddia edilerek bir başvuru konusu yapılmadığı gibi şimdiye dek yapılmış değildir. Bu gibi bir işlemin ilk önce yoklu-kla malul bir işlem veya karar olup olmadığını karara bağlamamız gerekir. Konu tahsis işlemi 41/77 sayılı yasa yürürlüğe girmezden önce mevcut mevzuata uygun olarak yapıldı ve plânlı toprak dağıtımının amaçlanmış olduğu ve yasaya açıktan açığa aykırı olduğ-u iddia edilmeyip konu işlemlere mesnet teşkil eden Bakanlar Kurulu kararının sadece yayınlanmaması gibi teknik nedene dayandığı dikkate alındığında konu işlemin yoklukla malul olduğu iddiası geçerli olamaz. kaldı ki 1983'de müstedi fülen konu bahçeyi tasa-rruf etmeye başladığı zaman a.lâkadar şahsın şikayetlerini inceleyen İskân Dairesi konu bahçenin müstedinin tahsisinde olduğunu teyit etmiştir.

Bu durumda müstedinin tahsisinin geçersiz olduğu iddiası ileri gidemez. Alâkadar şahsa 'T' cetvelleri düzenlend-iği zaman konu mal müstedinin tasarrufunda idi. Bu durumda müstedinin knnu taşınmaz

- 27 -

mal veya onun kaderi ile ilgili kararlar hususunda meşru bir men- faatının var olduğu açıklıkla görülmektedir. Bu nedenle birinci ön itiraz reddolunur.

İkinci ön- itiraza gelince alâkadar şa.hıs için düzenlenen 'T' cetvellerinin müstedinin resmi olarak bilgisine getizilmediği ve müstedi bu hususta muhatap olmadığına göre onun Saptama Değerlendirme ve Tazmin Komisyonuna itiraz etmesi beklenemezdi. Esasen her halukar-da I S günlük süre dolmadan alâkadar şahsa kesin tasarruf belgesi verilmiş ve kesin tasarruf belgesi verilmesine değin Yasada öngörülen itiraz yolları kapatılmıştır. Bu nedenler ile alâkadar şahsın bu yöndeki ön itirazlarının reddolunması gerekir. Aynı kon-uları içeren müstedaaleyhlerin ön itirazları da aynı nedenle reddolunur.
Şimdi de başvurunun esasını incelememiz gerekir. Müstedi avukatı konu malın yanlışlıkla alâkadar şahsın 'T' cetveline işlendiğinin ispatlandığını, bir yanlışlık neticesi 'T' cetveline- konan 135/2 numaralı parselin değerini karşılamak için puan satın alınması yönüne gidildiğini ve satın alınan puanlar ile alâkadar şahsın konu malın lcarşılığını puan olarak ödeyerek kesin tasarruf belgesini alma yönüne gittiğini, bu işlemlerin sakat oldu-ğunu iddia etmiştir. Savcılık hitap etme yönüne gitmeden konunun değerlendirilmesini Mahkemeye bırakmıştır. Alâkadar şahsın avukatı ise esas itibarı ile iki nokta üzerinde müdafaasını yoğunlaştırmıştır. Alakâdar şahsın avukatına göre esas alınması gereken -ta.rih 27/82 sayılı Değişiklik Ya.sasının geçirildiği tarih olan 10.8.1982 tarihidir. Bu tarihte konu mal alâkadar şahsın tasarrufunda idi bu nedenle alâkadar şahsın 'T' cetveline konu malın eklenmesi bir yanlışlık değildir. Bilâkis yapılan doğru bir . işl-emdir. Bu Yasa maksatları bakımından esas alınması gerken tasarrufun "füli" tasarruf olduğunu ve füli tasarrufun da bütün ilgili zamanlarda alâkadar şahısda bulunduğunu iddia etmiştir. Ayrıca alâkadar şahsın avukatına göre Yasanın 74. maddesi konu malın bi-r bütün olarak bölünmesini önlemek amacı ile başkalarının puan değeri ile alâkadar şahsın puanlarının birleştirilerek bu malın bölünmesini önlemek amacıyle puan satın a.lındığını puan satın alınmasının yasada engellenmediğini ileri sürmüştür.
Güney göçmeni- olan alâkadar şahsın güneyde bıraktığı malvarlığına karşılık kuzeyde eşdeğerde mal almağa hakkı olan bir kimse olduğu ve kuzeyde de halen tasarrufunda bir miktar taşınmaz mal bulunduğu ihtilâf konusu değildir. Ne var ki a.lâkadar şahsın eşdeğer için yapmı-ş olduğu müracaat üzerine Saptama, Değerledirme ve Tazmin Komisyonu tarafından düzenlenen 'T' cetvellerine tasarrufunda bulunan kuzey malları yanında, yukarıda bulgu yaptığımız gibi, tasarrufunda bulunmayan ve 'T' cetvellerinin tanzim edildiği tarihte müst-edinin tasarrufunda bulunan 135/2 parsel numaralı bahçe de dahil edildi. 27/82 sayılı yasa ile tadil edilen 41/77 sayılı İskân Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının 69. maddesinin (1). fıkrasına göre alâkadar şahsın kuzeyde halen tasarruf etmekte olduğu -taşınmaz mallar 'T' cetvellerine dahil edilebilir. 69. maddenin (1 ). fıkrası aynen şöyledir:


"( 1 ). Kuzey ve Güney Bölgesindeki taşınmaz malların değerlendirilmesi sonuçlandıkça Komisyonlar her hak sahibi için terkettiği veya hasara uğrayan malları ile- Kuzey bölgesinde halen tasarruf etmekte olduğu (icarındakiler de dahil) taşınmaz malları ve puan değerlerini, bundan böyle 'T' cetveli olarak isimlendirilen bir cetvele işler."
Alıntısı yapılan (1). fıkra.dan da görülebileceği gibi 'T' cetvellerine işlene-cek taşınmaz mallar Kuzey bölgesinde halen tasarruf edilmekte olan taşınmaz mallardır. Alâkadar şahsın avukatı 69. ma.ddeyi tadil eden 27/82 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte alâkadar şahsın füli tasarrufunda bulunan taşınmaz malların 'T' cetvelleri-ne işlenmesi gerektiğini iddia etmiştir. Bu görüşe katılmak olası değildir. 69. maddenin (1). fıkrasında yer alan "halen tasarruf" sözcüklerinden 'T' cetvellerinin düzenlendiği tarihte yasal olarak tasarruf edilen taşınmaz malların kastedildiği açıktır ve -buna başka türlü bir anlam verilemeyeceği kanısındayız. Öte yandan konu fıkrada yer alan tasarruf ise yasal tasarruftan başka bir şey değildir. Ancak hemen şunu da eklemek gerekir ki yasanın 38. maddesi tahsislerin sona ermesinden sonra devam eden tasarruf-ların da dikkate alınıp 'T' cetvellerine dahil edilmesine olanak tanımaktadır. Bunun dışında Yasada fiili tasarruf gibi bir deyime rastlanmadığı gibi yasa.l olmayan bir tasarrufun 'T' cetveline işlenmesine de olanak yoktur. Bu durumda 'T' cetvellerinin tan-zim edildiği tarihte alâkadar şahsın yasal tasarrufta bulunmadığı, aksine, şahadetten müstedinin tasarrufunda bulundurduğu anlaşılan 135/2 numaralı parselin ilgili şahsın 'T' cetvellerine dahil edilmesine yasal olanak yoktur. Bu nedenle konu parseli alâkad-ar şahsın 'T' cetveline dahil etmekle müstedaaleyhlerin hataya düştüğü ortadadır.
Bu safhada bir hususa daha önemle değinmekte yarar görüyoruz. Alâkadar şahsa Yasanın 70. maddesine uygun olarak 'T' cetvelleri ile birlikte gönderilen Emare XVI yazıda kuzeyd-e tuttuğu taşınmaz malların puan değeri güneyde bıraktığı taşınmaz malların puan değerinden fazla olduğu, bu yüzden fazla olan malın kendisine verilemiyeceği ve 15 gün zarfında almak istediği mallara ilişkin tercihini yazılı olarak bildirmesi istendi. Buna- rağmen alâkadar şahıs tercihini kullanıp güney puan değerinden fazla tuttuğu kuzey mallarını iade edeceğine, başkasından puan satın alıp 'T' cetveline dahil edilen tüm kuzey malla.rı için kesin tasarruf belgesi almıştır. Saptama, değerlendirme ve Tazmin K-omisyonu Başkanı bu işlemin Yasanın 74. maddesine uygun olarak yapıldığını ve yasal olduğunu iddia etmiştir. 74. madde bir hak sahibinin talep ettiği taşınmaz malların puan değeri güneyde bıraktığı taşınmaz malların puan değerinden fazla veya az olma.sı ha-linde uygulanacak yöntemi düzenlemektedir. Bu maddenin (1) fıkrasına. göre talep edilen Kuzey mallarının puan değerinin güneyde bırakılan malların puan değerinden fazla olduğu ve bölünmesine teknik açıdan sakınca görülen hallerde fa.rkı ödemek kaydı ile ma-lın fazla olan kısmı verilebilir. Anca.k ödenecek olan

fark tarımsal kaynaklarda 1 dönüm sulu veya 5 dönüm kuru arazinin puan değerinden fazla ola.maz. 74. maddenin (2). fıkrası bir hak sahibinin başka bir hak sahibinden bu amaç için puan satın almasına o-lanak tanımaktadır.
Alâkadar şahsın 'T' cetvellerine göre güneyde terkettiği taşınmaz malın toplan puan değeri 1.802.154 olduğu halde Kuzeyde tasarrufunda gösterilen malın toplan puan değeri ise 2.984.725 olup fazla tuttuğu 1.182.571 puan değerindeki kısmı-nı iade etmesi gerekirdi. lVitekim alâkadar şahsa 'T' cetvelleri ile birlikte gönderilen Emare XVI yazıda tercihini kullanarak tasarrûfundaki fazla malın iade edilmesi gerektiği bildirllmişti. Buna rağmen, yukarıda da belirtildiği gibi, alâkadar şahıs terc-ihini kullanmak yönüne gitmeden iade etmesi gereken mal için başkasından puan satın almak suretiyle kesin tasarruf belgesi aldı. Yasanın 74. maddesi ise incelendiği zaman böyle bir uygulamaya gidilmesine olanak tanınmadığı açıklıkla görülmektedir.
Yasanın -74. maddesi Kuzeyde tasarruf edilen fazla taşınmaz mal için kesin tasarruf belgesi verilmesini öngörmektedir. Ancak bu fazlalığı tarımsal kaynaklarda bir dönüm sulu ve 5 dönüm kuru a.razi puan değeri ile sınırladığına göre alâkadar şahsa bu sınırlama.nın ç-ok üstünde bir taşınmaz malın verilmesi açıkça yasaya aykırıdır. Kaldı ki böyle bir uygulamaya gidilebilmesi için fazla tasarruf edilen veya talep edilen malın teknik açıda.n bölünmesinde sakınca olduğu doğrultusunda bir karar verilmesi gerekir ki bu mesel-ede böyle bir durum söz konusu değildir.

Niyazi F: Korkut: Sayın yargıç N. E. Salâhi'nin hükmünde belirtmiş o uğu görüş er ı e varmış olduğu sonuca katılmama karşın olgularla ilgili birkaç hususa değinmek isterim. P.E. 2204 Hasan Üstündağ şahadetinde 17.4-.1983 tarihinde müstedi tarafından yapılan bir şikâyet üzerine Güzelyurt İskân Dairesinden yaptığı soruşturmada başvuru konusu bahçenin müstediye ait olduğunu saptadığını belirtirken aynı Daire tarafından hazırlanan E.XV İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Ma-l Kaynak Değer Takdir Formunda konu bahçe ilgili şahsın tahsis ve işgalınde gösterilmiştir.
Müstedaaleyh tarafından Şahadete çağırılan 2. Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Komisyonu Üyesi Güner Asilkan İskân Bakanlığına bağlı Taprak Komisyonu Koordinatörü H-alil Yıldız tarafından gönderilen ve konu bahçenin müstediye tahsisli olduğunu belirten Emare XII yazının dosyada mevcut olmadığını ve böyle bir yazı hakkında bilgisi olmadığını söylemesine karşın mahkeme tarafından resen şahadete çağırılan 2. Saptama, Değ-erlendirme ve Tazmin Komisyonu Başkanı Esat Fella.hoğlu ise şahadetinde E.XII yazıyı tahminen Oca.k 1984'ün ilk haftasında alıp kaydettikten sonra tetkik için 'T' cetvelleri servisine gönderdiğini ve oradan bir yanıt almadan bahçenin ilgili şa.hsın tasarru-funda olduğuna ilişkin şahsi bilgisi olduğu için işlemleri durdurmayıp konu bahçe için Ocak ayı içerisinde ilgili şahsa kesin tasarruf belgesi verildiğini belirtmiştir. Öte yandan ilgili şahıs ise Mahkemenin bir sorusu üzerine E.XV ile konu bahçe tahsis ve- işgalinde gösterildiğinde gerek Güzelyurt İskân Dairesine gerekse Esat Fellahoğluna bahçenin kendi tasarrufunda olmadığını söylediğini belirtmiştir.
Yukarıda özetlenen olgulardan görüleceği gibi ilgili şahsa konu bahçe ile ilgili kesin tasarruf belgesi v-erilmesi işlemlerinde bazı yanlış uygulamalara gidildiği ya da ihmal ve/veya hatalı işlemler olduğu ya da sorumsuzca hareket edildiği ortaya çıkmaktadır.
Toplumun büyük bir kesimini oluşturan güney göçmenlerinin eşdeğer almaları ile ilgili işlemlerde ileri-de bu tür uygulamaların yinelenmemesi için ilgililerin bu mesle ile ilgili olarak gerekli soruşturma yaparak görevinde hatası olanların saptanması halinde gerkeli disiplin işlemi ya da kovuşturmanın yapılması hususundaki görüşümü belirtmeyi bir görev sayar-ım.

Aziz Altay: Sayın yargıç N. Ergin Salâhi'nin hükmünde belirttiği görüş lere ve vardığı sonuca katılırım.

N:Ergin Salâhi: Sonuç olarak başvuru, oybirliği ile, kabul edilir ve Is an Daıresı ayıtlarında Güzelyurt Pafta/Harita 20/25 E.2-20/26W2 Blok F pa-rsel 135/2 olarak gösterilen 15 dönüm 2 evlek 1110 ayak kareden ibaret portakal bahçesinin alâkadar şahsın 'T' cetveline dahil edilip kesin tasarruf belgesi verilmesine ilişkin DD867/T5778 sayılı kararın veya işlemin tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve- herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilir.


(N. Ergin Salâhi)
Yargıç

(Niyazi F. Korkut)
Yargıç

(Aziz Altay)
Yargıç

30 Ocak 1985





- 31 -



Full & Egal Universal Law Academy