Yüksek İdare Mahkemesi Numara 28/1989 Dava No 2/1991 Karar Tarihi 10.01.1991
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 28/1989 Dava No 2/1991 Karar Tarihi 10.01.1991
Numara: 28/1989
Dava No: 2/1991
Taraflar: Ayşe Bilgen ile İsk. Bak. İnc. Ve Dağ. Kom. Vd
Konu: Meşru menfaatin hem iptal davasının açıldığı zaman hem davanın işitilme aşamasında mevcut olması gereği
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 10.01.1991

-D.2/91 YİM 28/89

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede
Yargıç Metin A. Hakkı Huzurunda.
Anayasanın 152. Maddesi hakkında.

Müstedi: Ayşe Alan n/d Ayşe Bilgen, Anad-olu Mahallesi, Maraş, Magosa.
ile
Müstedaaleyh: 1. KKTC İskân Bakanlığı, İnceleme ve Dağıtım Komisyonu
vasıtasıyla, KKTC Lefkoşa.
2. KKTC İskân Bakanlığı vasıtasıyla, KKTC Lefkoşa.
- A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Gülden Çiftçioğlu ve Servet Demir.
Müstedaaleyh namına: Ali Fevzi Yeşilada.
İlgili şahıs namına: Ahmet Kalkan.



Yasa Maddesi: Anayasanın 152(3). maddesi, 41/77 sayılı İskân Topraklan-dırma -ve Eşdeğer Mal Yasasının 40. maddesi.

İstemin Özeti: A) Gazi Magosa'da, Ercan Sokak 3A adresinde bulunan konut üzerinde Müstedinin yasal tasarruf ve/veya kullanım hakkı ve/veya tahsis hakkı devam ederken ve Müstedinin onayı rızası feragati alınmadan ilgil-i konutun Müstedaaleyhler tarafından Yılmaz Gazioğlu'na, eşdeğerine karşılık kiralanmasının uygun olduğunu öngören 6 Temmuz 88 tarihli kararın ve/veya işlemin tamamen etkisiz hükümsüz ve hiçbir sonuç doğurmayacağına ilişkin karar verilmesi:
B) Müstedaaleyh-lerin R-52/83-389 sayı ve 30.11.83 tarihli kararları ile aile reisi sıfatı ile Müstedinin kocası Mehmet Bilgen'e tahsis ettiği yukarıda adresi gösterilen konutun tahsisini, Müstedinin yasal tasarruf hakkı ve/veya tahsis hakkı devam ederken Müstedinin rızas-ı, ve feragati alınmaksızın iptâl eden Müstedaaleyhlerin 15.7.88 tarihli (4) 78/77-1 sayılı kararının ve/veya işleminin tamamen etkisiz ve/veya hükümsüz olduğuna, ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına Mahkemece karar verlimesi;
C) Müstedaaleyhlerin yetkili- temsilcisi, İskân ve Rehabilitasyon Dairesi Müdürü Talay Ayhun tarafından Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesi Müdürlüğüne Lefkoşa'ya gönderilen 22 Temmuz 88 tarihli, başvuru konusu Gazi Magosa Ercan Sokak 3A'daki konutun Yılmaz Gazioğlu'na kiralanmasını öngör-en karar ve/veya işlemin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına Mahkemece karar verilmesini talep etmiştir.
D)Müstedi başvurusunda bir de 4.cü talepte bulunup, aile reisi sıfatı ile kocası Mehmet Bilgen'e tahsisli bulunan ba-şvuru konusu konutun tahsisinin Mehmet Bilgen adından iptâl edildikten sonra Müstediye tahsis edilmemesinin yapılmaması gereken bir ihmal olduğuna Mahkemenin karar vermesini de talep etmiştir.

OLAY: Aslen Mersinli olan Müstedi ve eşi 1975'de Kıbrısa gelip- yerleşmiş-lerdir. Tarımsal İş Gücü Sevk Programı çerçeevsinde göçmen olarak Kıbrıs'a yerleşen aileye Mağusa'da ev tahsisi yapıldı. Bilahare ailevi sorunlar nedeni ile kocası tarafından Türkiye'ye gönderilen Müstedi, geri dönüşte eve alınmadı ve çocukları -ile birlikte eş dost evinde kalmaya başladı. Kocası ise evi 3. bir kişiye kiralayarak, Mağusa'da iskan edilmiş olan anne ve babasını yanında kalmağa başladı. Müstedinin kocası Mağusa Aile Mahkemesinde dosyalamış olduğu dava ile Müstediden boşandı.
Bilah-are yukarıdaki talepleri içeren başvuruyu dosyaladı.

SONUÇ: Müstedi evin 3. kişiye tahsisini iptal eden kararın hükümsüz kılınmasını talep etmektedir. Evin kocasının adından iptal kararı Resmi Gazetede yayınlanmıştır ve yayımlanma tarihinden itibaren 75 g-ün geçmiştir. Başvuru bu süre zarfında dosyalanmadığına göre, daha ileri gidemez ve reddedilmesi gerekir.
Müstedinin meşru menfaatine bakıldığında ise, Müstedi başvu-rusunda talep ettiği kararların herhangi birini elde etmeğe muvaffak olsa bile, durumu-nun olumlu yönde etkilenmesi olanaksızdır. Çünkü başvurusunda muvaffak olsa bile tahsis eski kocasına döner ki bunda, Müstedinin herhangi bir menfaat sağlaması söz konusu olamaz.
Başvuru reddedilir.


Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
Birleştirilmi-ş YİM 131-195/78 sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı.
YİM/İstinaf 32/89 (D.19/90) sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı.
Y/Aile Hukuku 1/87 (D.2/87) sayılı karar.
YİM 5/76 sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı.
YİM 84/84 sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı-.

Atıfta Bulunulan Bilimsel İçtihatlar:
Zaim Necatigil KKTC Anayasası ve Yönetim Hukuku, s.124.
Sıddık Sami Onar, İdare Hukukunun Umumi Esasları, Cilt 3, s.1782.
Yıldırım Üler, İdari Yargıda İptal Kararlarının Sonuçları (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültes-i Yayınları No. 281, 1970) s.25.




H Ü K Ü M

Müstedi 21.2.1989 tarihinde Müstedaaleyhler aleyhine dosyaladığı yukarıda ünvan ve sayısı belirtilen başvuru ile Mahkemeden özetle, aşağıdaki taleplerde bulunmuştur:

Gazi Magosa'da, Ercan Sokak 3A adresinde- bulunan konut üzerinde Müstedinin yasal tasarruf ve/veya kullanım hakkı ve/veya tahsis hakkı devam ederken ve Müstedinin onayı rızası feragati alınmadan ilgili konutun Müstedaaleyhler tarafından Yılmaz Gazioğlu'na, eşdeğerine karşılık kiralanmasının uygun- olduğunu öngören 6 Temmuz 88 tarihli kararın ve/veya işlemin tamamen etkisiz hükümsüz ve hiçbir sonuç doğurmayacağına ilişkin karar verilmesi:

Müstedaaleyhlerin R-52/83-389 sayı ve 30.11.83 tarihli kararları ile aile reisi sıfatı ile Müstedinin kocası Me-hmet Bilgen'e tahsis ettiği yukarıda adresi gösterilen konutun tahsisini, Müstedinin yasal tasarruf hakkı ve/veya tahsis hakkı devam ederken Müstedinin rızası, ve feragati alınmaksızın iptâl eden Müstedaaleyhlerin 15.7.88 tarihli (4) 78/77-1 sayılı kararın-ın ve/veya işleminin tamamen etkisiz ve/veya hükümsüz olduğuna, ve herhangi bir sonuç doğurma-yacağına Mahkemece karar verlimesi;

Müstedaaleyhlerin yetkili temsilcisi, İskân ve Rehabilitasyon Dairesi Müdürü Talay Ayhun tarafından Devlet Emlâk ve Malzeme D-airesi Müdürlüğüne Lefkoşa'ya gönderilen 22 Temmuz 88 tarihli, başvuru konusu Gazi Magosa Ercan Sokak 3A'daki konutun Yılmaz Gazioğlu'na kiralanmasını öngören karar ve/veya işlemin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına Mahkemec-e karar verilmesini talep etmiştir.

Müstedi başvurusunda bir de 4.cü talepte bulunup, aile reisi sıfatı ile kocası Mehmet Bilgen'e tahsisli bulunan başvuru konusu konutun tahsisinin Mehmet Bilgen adından iptâl edildikten sonra Müstediye tahsis edilmemesin-in yapılmaması gereken bir ihmal olduğuna Mahkemenin karar vermesini de talep etmiştir.

Müstedaaleyhler, mezkûr başvuruya 30.10.89 tarihinde bir itirazname dosyalayıp, esasında Müstedinin başvurusunun haksız olduğunu iddia edip başvurusunun reddedilmesin-i talep etmişler ve ilâveten birisi ön itiraz niteliğinde olmak üzere itirazlarını desteklemek amacı ile 2 de itirazda bulunmuşlar. Müstedaaleyhlerin birinci ve ön itiraz niteliğini taşıyan itirazları, özetle Müstedinin başvurusu ile iptalini talep ettiği -ilk 3 talebinin aslında 3 ayrı karar olmayıp bir karar olduğuna ve ilgili kararın da Resmi Gazete sayı 108, 18.11.88 tarihinde ek III'de yayınlanmış olduğunu, dolayısıyle Müstedinin başvurusunun Anayasanın 152. maddesine istinat ettiği halde, ayni maddenin- 3. fıkrasında öngörülen 75 gün süre içinde dosyalanmadığını bu nedenle hak düşürücü süreye tabi olduğunu ileri sürerek başvurunun daha ileri gitmeden iptalini talep etmişlerdir.

Müstedaaleyhler ayrıca ön itirazlarına ilâveten Müstedinin kocasından boşan-mış olduğunu ve başvuru konusu konutu da boşanmadan önce terk etmiş olduğundan ve esas tahsis sahibi eski eşi Mehmet Bilgen'in ilgili evden ilgili şahıs lehine feragat ettiğinde Müstedi ile evli olmayıp, boşanmış olduklarını, dolayısıyle Müstedinin bu başv-uruda herhangi bir meşru menfaati olmadığını da iddia edip ayni nedele başvurunun iptalini talep etmişlerdir.

İlgili Şahıs ise 7.11.89 tarihinde dosyaladığı itiraznamede esas olarak Müstedaaleyhlerin itirazlarını benimsemiş ve başvurunun masraflarla redd-ini talep etmiştir.

Başvurunun duruşması 29.11.90 tarihinde başlamış ve 6.12.90 ve 12.12.90 tarihinde devam edip 3 celsede tamamlanmış ve o tarihte karar için bilâmüddet ertelenmiştir.

Duruşma esnasıda Müstedi, Mahkemede bizzat şahadet vermiş ilâveten -Magosa Kaza Mahkemesinde görevli Vasfiye Tüfekçi'yide şahit olarak Mahkemeye celp edip dinletmiştir. Müstedaaleyhler ve İlgili Şahıs ise herhangi bir şahadet ibraz etmemiş Müstediyi ve şahitlerini istintakla yetinmişlerdir. Taraflar dosyada mevcut 14 adet -emareyi de karşılıklı muvafakat çerçevesinde Mahkemeye ibraz etmişlerdir. Gerek şifahi şahadet, gerekse Mahkemeye ibraz olunan emareler incelendiğinde ve ayrıca hitabe safhasında söylenenlerden de sabit olmuştur ki, taraflar arasındaki ihtilâf, Müstedinin -yakınma konusu yaptığı işlem veya kararların hangi tarihte Müstedinin bilgisine geldiği hususu hariç, daha ziyade kanuni noktalardan kaynaklanmakta olup, olgusal değildir. Çoğu belge veya emarelerle de teyit edilen başvurunun istinat ettiği gerçekler aşağı-daki şekilde özetlenebilir:

Müstedi, aslen Erdemli'li olup Türkiyenin Mersin ilinden 1975 yılında Kıbrıs'a gelip yerleşmiştir. Kıbrıs'a geldiğinde Mehmet Bilgen ile evli idi, Tarımsal İş Gücü Sevk Programı çerçevesinde göçmen olarak Kıbrıs'a gelmişti. Bu-raya geldiğinde, ailesi ile birlikte Gazi Magosa'da ihtilâf konusu ve başvuru konusu, olan Ercan Sokak 3A adresindeki boş bir eve Müstedaaleylerin emare 1'de gösterilen kararları ile yerleştirilmişti. Başvuru konusu ev kocası Mehmet Bilgen'e tahsis edilmiş-ti. Kıbrıs'a geldiğinde Yusuf isimli, bilâhare vefat eden,bir de erkek çocuğu vardı. Kıbrıs'a gelip yerleştikten sonra Kıbrıs'ta 1975'de doğan ve yine ismini Yusuf koyduğu bir erkek çocuğunu, 1979 da kızı Zeynep'ı ve 1982 yılında da yine kızı Ziynet'ı düny-aya getirdi. Müstedinin kendi şahadetine göre 1987'ye kadar kocası ve çocukları ile ihtilâf konusu evde ikâmet etti, bilâhare bir başka kadın yüzünden kocası ile arası açıldı ve 1987'de tatil için kocası tarafından Türkiye'ye gönderildi. Müstedi 2 ay kadar- Türkiye'de kaldıktan sonra 17 Eylül 87'de çocukları ile birlikte geri Kıbrıs'a döndüğünde kendi şahadetine göre başvuru konusu eve kocası tarafından alınmadı ve netice olarak da 1987'nin takriben Temmuz ayında Türkiye'ye gittikten sonra dava konusu ev ile- hiç ilişkisi kalmadı. Müstedi çaresizlik içinde tanıdıklarının yanında sığıntı olarak çocukları ile birlikte bir süre yaşadıktan sonra takriben Kasım veya Aralık 87'de Magosa'da Elif Yapar isimli bir şahsın evinin garajını kiraladı ve halen orada çocuklar-ı ile beraber yaşamaktadır. Halen Doğu Akdeniz Üniversitesinin öğrenci yurtlarının birinde hademe olarak çalışmakta ve ayda 600,000TL civarında kazanç temin ederek ailesini geçindirmeye çalışmaktadır.

Kocası Mehmet Bilgen ise Müstedi Temmuz 87'de Türkiye-'ye gittikten sonra, ilgili evi önce talebelere kiraladı daha sonra da evden feragat etti bir taksi aldı ve halen Magosa'da taksicilik yapmaktadır. İkâmet yeri olarak da yine Magosa'da iskân edilmiş olan anne ve babasının evini kullanmaktadır. Müstedinin, -kocası Mehmet Bilgen, Müstedi aleyhine Gazi Magosa Aile Mahkemesinde 61/87 sayılı bir boşanma davası ikâme etmiş ve 11.11.87 tarihinde Müstediden boşanmıştır. Mezkûr davanın celpnamesi Müstediye bizzat tebliğ edilmiş olduğu halde Müstedi mezkûr davayı müd-afaa etmedi. Müstedi de yine Gazi Magosa Aile Mahkemesinde kocası Mehmet Bilgen aleyhine 35/88 sayılı bir aile davası ikâme etmiş ve 4.1.89 tarihinde çocuklarının velâyetini ve keza nafaka için lehine hüküm elde etmiştir. 35/88 sayılı davada, Müstedi kocas-ı aleyhine evin tasarrufu ile ilgili talep de koymakla birlikte bu talebini karara bağlatmamıştır. Müstedi kocasından bu şekilde boşandıktan sonra Müstedinin kocası 28.6.88 tarihinde (yâni tarafların evlilikleri Mahkeme emri ile hitam bulduktan sonra) Müst-edaaleyhler nezdinde yaptığı yazılı bir feragatname ile ihtilâf ve başvuru konusu konuttan ayrılıp Magosa'da ikâmet eden anne ve babasının yanında kalacağından ilgili şahıs lehine feragat etmiş ve bunun üzerine Müstedaaleyhler R-52/182-331 sayı ve 30.11.88- tarihli karar ile Müstedinin kocası Mehmet Bilgen'e tahsis edilen dava ve başvuru konusu hanenin tahsisini (4) 78/77-1 sayılı ve 15.7.88 tarihli kararları ile iptâl etmişler ve akabinde 28.7.88 tarihli bir kira mukavelesi ile İlgili Şahsa 1.8.88 tarihinde-n itibaren 1 yıl süre ile kiralamışlardır. Müstedinin kocası Mehmet Bilgen'in isminden dava ve ihtilâf konusu konutun iptâl edildiği Resmi Gazete'de 18.11.88 tarihinde (Bak. sayı 108 ek III) yayınlanmıştır. Söz konusu konut halen ilgili şahsın tasarru-fund-adır, ancak bu davada 12.2.89 tarihinde verilen ve 20.4.89 tarihinde kesinleşen bir ara emri ile daha ileri bir işleme tabi tutulmamıştır. Müstedi Mahkemede verdiği şahadette eski kocası Mehmet Bilgen'in konu ev ile ilişkisini 29.12.88 tarihinde kestiğini -öğrendiği iddiası ise doğru değildir, çünkü Müstedi tarafından Magosa Aile Mahkemesinde eski kcoası Mehmet Bilgen aleyhine dosyalanan 35/88 sayılı dava lâyihasında (Bak emare 14, Başlık Müdafaaya Cevap ve Mukabil Davaya Müdafaa Takriri, paragraf 4'ün son k-ısmı), eski kocası Mehmet Bilgen'in ev ile ilgili ilişkisi kalmadığını ve söz konusu evi 3.cü bir şahsa hava parası ile sattığını iddia etmektedir, ki mezkûr lâyiha 23.9.88 tarihinde Mahkemeye dosyalanmıştır. Dolayısıyle Müstedi söz konusu konut ile kocası-nın ilgisi kalmadığını en geç 23.9.88 tarihinde bilmekte idi. Kanaatimcce olgular ile ilgili başka bulgu yapmama gerek yoktur. Şimdi yapmam gereken şey yürürlükte bulunan mevzuatı bu davanın olgularına uygulamaktır. Bunu yapmazdan önce 1 hususu vurgulamak -yerinde olur. 15.7.88 tarihinde Müsteda- aleyh 1'in başvuru konusu konutun Mehmet Bilgen isminden tahsisinin iptal edilmesine matuf kararının ilgili bakanın onayı ile yapıldığı hususu emare 7'de arzu edildiği derecede sarih olarak görülmemekle birlikte, il-gili kararın bilâhare Resmi Gazete'de yayınlanması Müstedaaleyhler nezdinde ve onlar açısından gerekli işlemlerin yerine getirldiği ve ilgili makamın onayı ile ilgili iptal kararının alındığını kabul etmek yerinde olur. Esasında bunun aksine de bir şahadet- Mahkemeye ibraz edilmemiştir.

Müstedi, taleplerini Anayasanın 152'nci maddesine istinad ettirdiğine göre, işleme Anayasanın 152'nci maddesinin 3'üncü fıkrasının içerdiği hükümleri zihinde tutarak başlamak yerinde olur. Mezkûr fıkra aynen şöyledir:

"(3)- Söz konusu başvuru, karar veya işlemin yayınlanması tarihinden veya yayınlanmadığı takdirde veya ihmal halinde, başvuran kişinin bunu öğrendiği tarihten başlıyarak yetmiş beş gün içinde yapılır."

-Müstedi, ikinci talebi ile doğrudan doğruya eski kocası Mehmet Bilgen'in isminden ihtilâf konusu evin tahsisini iptal eden (4) 78/77-1 sayılı ve 15.7.88 tarihli kararın hükümsüz kılınmasını talep etmektedir. Mezkûr karar yukarıda değindiğim gibi 18 Kasım -1988 tarihli Resmi Gazetenin Ek III'ünde sayı 108 sayfa 1042'de yayınlanmış olduğuna göre, bu başvurunun Mahkemeye 18 Kasım 1988 tarihinden itibaren 75 gün içinde dosyalanmadığı sarihtir. Başvuru 21 Şubat 1989 tarihinde ve Anayasanın ön gördüğü 75 günlük s-ürenin haricinde dosyalandığına göre daha ileri gidemez ve iptali gerekmektedir. Anayasanın 152(3) fıkrası bir çok kez Yüksek Mahkeme tarafından tefsir edilmiştir ve orada öngörülen sürenin hak düşürücü bir süre olduğunu ve sürenin, hükümsüz olduğu talep e-dilen kararın yayınlanması halinde, yayın tarihinden başladığı tartışma kaldırmıyacak kadar sarih bir husustur, ancak bu safhada Zaim Necatigil'in görüşlerine yer vermek yerinde olur:
-
"Yukarıda belirtilen süre geçtikten sonra iptal davası açma hakkı düşer. (Bak: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde Anayasa ve Yönetim Hukuku, 1988, sayfa 97, 2'nci paragraf)."

Bir an için hükümsüz ve etkisiz olduğu doğrultusunda karar verilmesi talep edile-n kararın aslında Müstedaaleyler ve İlgili Şahsın iddia ettiği gibi 1 değil de Müstedinin iddia ettiği gibi 3 ayrı karar olduğunu kabul etsem dahi, tüm kararların kökeninde müşterek bir husus yatm-aktadır, ve o da şudur ki Müste-d-i-nin eski kocası Mehmet Bilgen bu ev ile ilişkisini ne zaman kesti ve Müstedi bunu ve buna istinad eden karar veya işlemleri ne zaman öğrendi? Müstedi, eski kocası Mehmet Bilgen'in başvuru konusu ev ile ilişkisini kestiğini ve evin tasarrufunun ilgili şahsa- geçtiğini en geç 23.9.88 tarihinde bilirdi (Bak Emare 14). Bu başvuruyu Mahkemeye 21.2.89 tarihinde dosyaladığına göre, yukarıda özetlemeye çalıştığım taleplerinin hepsi de Anayasanın öngördüğü 75 günlük hak düşürücü sürenin dışında yapıldığı sarihtir. Bu- durumda Müstedinin tüm talepleri yine hak düşürücü süre içinde yapılmadığından, daha ileri gidemez ve red olunmalıdır.

Müstedi, duruşma nihayetinde Mahkemeye yaptığı hitabede bu başvuru ile etksiz ve hükümsüzlüğünü talep ettiği işlemlerin Anayasanın 152-'nci maddesinin (3) fıkrasında ön görülen 75 günlük süre ile kısıtlı olmadığını çünkü söz konusu işlemlerin "yoklukla malul" olduğunu iddia etmiştir. Müsteda-aleyhler ile İlgili Şahıs ise bu görüşü red etmişlerdir. K.K.T.C. İdari Yargı "Jurisprudence"ind-e Yüksek İdare Mahkemesinin 18 Mart 77 gün ve YİM 5/1976 sayılı karar neticesi yürütsel bir organın aldığı kararın "esaslı bir şekilde sakat" olması nedeni ile "yoklukla malul" olabileceği ve bu gibi durumda Mahkemeye başvurmanın herhangi bir süre aşımına -tabi olmadığını bir ilke olarak İdare Hukukuna mal ettiği bir gerçektir. Bunun sınırları henüz kesin bir şekilde belirlenmemiş olmakla beraber Zaim Necatigil'e göre:

-"Genellikle, ağır yetki gasbı nedeni ile hukuka aykırı olarak alınan kararlar hiç doğmamış, yani yoklukla malul sayılabilmektedir."

(Bak Zaim Necatigil, KKTC Anayasası ve Yönetim Hukuku sayfa 124)

Yüksek Mahkememiz 131/78 ve 195/78 sayılı (Birleştirilmi-ş) davalar ile "yokluk" doktrinini bir kez daha inceleme fırsatını buldu ve o davada alınan kararı 'yoklukla sakat, yok hükmünde ve doğmamış ve hiç bir zaman sıhhat kesbetmemiş' bir karar olarak nitelendirdi. Ancak söz konusu karar incelendiğinde Mahkeme, -Bakanlar Kurulu'nun ilgili kararının Yasama Organınca verilen yetkinin gasbedilmesi sonucu alındığını kabul etmiş ve bu nedenle "yoklukla sakat, yok hükmünde ve doğmamış hiçbir zaman sıhhat kesbetmemiş" bir karar olarak değerlendirmişti, ki yukarıda belirt-ilen karar, Yüksek İdare Mahkemesinde Kasım 85 günü okunmuş olan, YİM 84/84 sayılı kararı ile de bilâhare teyit edilmişti. Bunlardan görülmektedir ki 75 günlük sürenin söz konusu olmaması için yetki gasbı gibi çok ağır bir işlem gerekmektedir ki bu başvuru-da böyle bir şey söz konusu değildir. Nitekim Yim İstinaf 32/89'da (Bak D.19/90) 9 Ağustos 1990 tarihinde Yüksek İdare Mahkemesi olarak oturum yapan Yüksek Mahkeme, yine kararının 4'ncü sayfasında (ilk paragraf) "..... yönetsel bir kararın veya işlemin yok-lukla malul sayılabilmesi için konu kararı alan veya işlemi yapan makam veya organın yetkisi veya görevi olmadığı açık olduğu halde, böyle bir kararı almış ya da işlem yapmış olması gerekir" dedi. Bu başvurunun olgularında böyle bir işlem söz konusu olmadı-ğına göre, sadece Anayasanın ön gördüğü hak düşürücü sürenin dışında dosyalanmış olması hasebi ile bu başvuru daha ileri gidemez ve iptali gerekmektedir.

Karara son vermezden önce, gerek lâyihalarda, gerek duruşma esnasında, gerekse duruşma nihayetinde M-ahkemeye yapılan hitabelerde Müste- daaleyhler ile İlgili Şahsın, Müstedinin bu başvuruda meşru menfaati olmadığı doğrultusundaki ısrarlı taleplerine de değinmek yerinde olur. İyi yerleşmiş bir prensiptir ki bir idari davanın muvaffak olabilmesi için, inte-r alia, meşru menfaatin hem iptâl davasının açıldığı zaman hem de davanın işitilme aşamasında mevcut olması şarttır. Nitekim bu konuda Sıddık Sami Onar kitabında şu görüşe yer vermiştir: "Menfaatin halen mevcut olması, davanın ikâmesi ve hiç olmazsa intacı- zamanında mevcut, ve tahakkuk etmiş olması demektir. İleride husulü melhuz olan, düşünülen, ihtimal dahilinde bulunan bir menfaat iptâl davası açacak selâhiyeti vermez." (Bak Sıddık Sami Onar, İdari Hukukun Umumi Esasları, Cilt 3, sayfa 1782). Bu başvuru -dosyalandığında, Müstedi eski kocası Mehmet Bilgen'den boşanmış olduğuna göre ve halen de boşanmış statüleri devam ettiğine göre Müstedi bu başvuruda talep ettiği kararların herhangi birini elde etmeğe muvaffak olsa dahi durumunu olumlu yönde etkilemesi ol-anaksızdır, çünkü bu başvurusunda Müstedi muvaffak olursa, şikâyet konusu idari karar ve işlemler ortadan kalkar ve dava konusu evin tahsisi terkar eski kocasına dönmüş olur. Bir başka deyişle Anglo-Sakson tabiri ile 'status quo ante' avdet etmiş olur. Kon-uya ilişkin olarak Yıldırım Uler, İdari Yagrıda İptal Kararlarının Sonuçları isimli eserinde, (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No.281, 1970) sayfa 25'de 'iptal ile, işlem yapılmadan önceki duruma geri gelir' başlığı altında aynen şöyle demekt-edir:

" Sakat işlemin hukuk düzenine girmesi ile hukuka aykırı bir durum doğmuştur. İptal kararı sakat işlemi geri yürür bir biçimde ortadan kaldırır. Sakat işlem ortadan kalkınca, hukuka aykırı olmayan, yani sakat işlemin yapılmasından bir an önceki duru-ma dönülmüş olunur ya da dönülmelidir."

Müstedi de eski kocasından hem başvuru dosyalandığında hem de bu gün boşanmış durumda olduğuna göre (ve belki de Müstedinin eski kocası bu meyanda terkar evlenmiştir - bu hususta Mahkemede herhangi bir şahadet yoktu-r), Müstedinin bu durumdan herhangi bir menfaat sağlaması söz konusu değildir. A fortiori, yasal mevzuatın esasına bakıldığında Müstediye ihtilâf konusu konuttan herhangi bir hak bahşedilecek yasal mevzuat tadil edilmiş şekli ile İskân Topraklandırma ve Eş-değer Mal Yasasının 40. maddesinde bulun-maktadır. Mezkûr maddenin ilk 2 paragrafı aynen şöyledir:

"40. 18 madde kurallarına tabi olmak kaydıyle eşdeğer mal verme dışında, hak sahiplerine tahsis edilen konut, işyeri, tarımsal tesisler ve benzeri taşınmaz -mallar, tahsis amaçları dışında kullanılmaz ve 20 yıl geçmeden devredilemez, kiraya verilemez, satılamaz ve üçüncü şahıslar lehine ayni haklar konulamaz.

Bu şekilde tahsis edilen taşınmaz mallardan, hak sahibi aile resisi ile birlikte aile nüfusunu oluşt-uran tüm aile fertleri eşit şekilde tasarruf hakkına haizdirler. Ancak, karı ve kocanın boşanmaları halinde, bu haklar ilgili Mahkeme kararı ile yeniden düzenlenebilir. Esas durumda doğabilecek değişiklikler İskân işlerinden sorumlu bakanlığa ilgililerce i-ntikal ettirlir." (underline supplied)

Yüksek Mahkeme, Yargıtay/Aile Hukuku 1/87; D.2/87 sayılı kararında Müstediye ihtilâf konusu konutta hak bahşedebilecek olan 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının 40'ıncı maddesini tefsir etmeye -olanak bulmuş ve kararının 2. ve 3. sayfalarında aynen şöyle demişti:


"41/77 sayılı yasanın 40'ıncı maddesinin 2. bendi eşdeğer mal verme dışında hak sahibi bir aile reisine tahsis edilen taşınmaz malda onunla birlikte aile nufusunu oluşturan diğer aile -fertlerinin de eşit şekilde tasarruf hakkına sahip olmasını ve karı kocanın boşanmaları halinde bu hakların İlgili Mahkeme kararı ile yeniden düzenlenebilmesini ön görmektedir. Görülebileceği gibi maddenin düzenlemesini ön gördüğü taşınmaz malın tahsisi de-ğilde bu mal ile ilgili tasarruf haklarıdır. Bu düzenlemenin, de karı kocanın boşanması halinde yapılması ön görülmektedir. Düzenlenmesi ön görülmekte olan ailenin yaşamını ve geçimini sıkı sıkıya ilgilendiren haklardır. Veya diğer bir deyimle aile konular-ıdır. Bu nedenle ilgili Mahkeme dendiğinde murat edilen kanımızca, Aile Mahkemesinden başka bir Mahkeme değildir."


Bunlardan anlaşılabileceği gibi Müstedi ile boşanmış kocası arasındaki evin tasarruf haklarını düzenleme bu Mahkemenin yetkisi dışındadır, -ve aslında Müstedi de başvurusunda bu Mahkemeden böyle bir talepte bulunmamıştır. Müstedi bu düzenleme talebini Gazi Magosa Aile Mahkemesinde boşanma davasında yapabilirdi veya yapmalı idi.

Netice olarak yukarıdakilerden de görülebileceği gibi Müstedi ba-şvuru-sunun hiçbir talebinde muvaffak olmaya hak kazanmamıştır. Dolayısıyle başvuru reddedilir. Masraf konusuna gelince, bu başvurunun neticesini göz önünde bulundurarak her ne kadar da başvuru masraflarının tümünü Müstediye yüklemeyi düşünmüşsem de Müsted-inin çok zor koşullar altında bir hayat sürdüğünü, çocukların geçimini sağladığını, ve maddi imkânsızlıklar içinde olduğunu dikkate alarak başvuru masraflarını Müstedinin ödemesini emretmeyi uygun bulmayıp masraflarla ilgili herhangi bir emir vermemeyi ve -tarafların kendi masraflarını kendilerinin karşılamalarını uygun görür bu doğrultuda emir veririm.


(Metin A. Hakkı)
Yargıç

10 Ocak 1991



-




-


338



-


Full & Egal Universal Law Academy