Yüksek İdare Mahkemesi Numara 272/2016 Dava No 19/2019 Karar Tarihi 25.06.2019
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 272/2016 Dava No 19/2019 Karar Tarihi 25.06.2019
Numara: 272/2016
Dava No: 19/2019
Taraflar: Simge Okburan ile Gazimağusa Belediyesi arasında
Konu: Yüksek İdare Mahkemesinin yetkisi - toplu iş sözleşmesinin uygulanmasından kaynaklanan idarenin kamu gücü kullanmadığı meselelerin Kaza Mahkemesinin yetkisinde olması
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 25.06.2019

-D.19/2019 YİM: 272/2016


Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasa'nın 152. Maddesi Hakkında


Mahkeme Heyeti: Mehmet Türker, Tanju Öncül, Beril Çağdal


Davacı: Simge Okburan, Karaca Sokak, No.3 Salamis Hotel
Karşısı, -Yeni Boğaziçi, Gazimağusa.

- ile -

Davalı: Gazimağusa Belediyesi, Gazimağusa Belediye Başkanı,
Gazimağusa Belediyesi Başkan Yardımcısı, Gazimağusa
Belediye Meclisi, Gazimağusa Belediyesi Hemşehrileri,
Gazi-mağusa.

A r a s ı n d a


Davacı namına: Avukat Öncel Polili
Davalı namına: Avukat Tağmaç Bilgehan ve Avukat Saffet Mehmetalioğulları adına Avukat Irmak Özkoç


-----------------

- K A R A R


Mehmet Türker: Davacı, Davalı aleyhine ikame ettiği bu dava ile;

"A. Davacının bilgisine 07/12/2016 tarihinde gelen
Davalının, Davacı hakkında almış olduğu 2016 yılı
baremini III.2/4 (III. Derece, Barem 2'n-in
4. Basamağı) olarak düzenleyen ve/veya maaşını
3,081.39TL olarak düzenleyen kararının ve/veya
işleminin ve/veya bu karar tahtında yapılan tüm
işlemlerin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve

herhangi bir sonuç doğurm-ayacağına dair Mahkeme
emri ve/veya hükmü;
B. Davacının bilgisine 07/12/2016 tarihinde gelen
Davalının, Davacı hakkında almış olduğu 2016
yılı baremini III.2/4 (III. Derece, Barem 2'nin
4. Basamağı) olarak düzenleyen k-ararının ve/veya
işleminin ve/veya bu karar tahtında yapılan tüm
işlemlerin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve
herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair Mahkeme
emri ve/veya hükmü;
C. Davacının bilgisine 07/12/2016 tarihinde- gelen
Davalının, Davacı hakkında almış olduğu 2016
yılı maaşını 3,081.39TL olarak düzenleyen
kararının ve/veya işleminin ve/veya bu karar
tahtında yapılan tüm işlemlerin hükümsüz ve
etkisiz olduğuna ve herhangi bir- sonuç
doğurmayacağına dair Mahkeme emri ve/veya hükmü;
D. Davacının bilgisine 07/12/2016 tarihinde gelen
47,277.32TL fazla maaş ödemesi yapıldığına
yönelik kararının ve/veya işleminin ve/veya
bu karar tahtında yapılan- tüm işlemlerin hükümsüz
ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç
doğurmayacağına dair Mahkeme emri ve/veya hükmü;"

verilmesi taleplerinde bulunmuştur.


Davalı tarafından dosyalanan Müdafaa Takriri ile Davacının iddiaları reddedilmi-ş ve davanın iptali gerektiği ileri sürülmüştür.

Davanın duruşma gününde, Davalının Müdafaa Takririnde ileri sürdüğü, bu davanın Yüksek İdare Mahkemesinin görev alanına girmediği ve yetkisiz olduğu ön itirazının öncelikle ele alınmasının taraflarca t-alep edilmesi ve Mahkemenin bu talebi uygun bulması üzerine, bu husustaki iptidai itiraz ele alınmıştır.

Davalının Müdafaa Takririndeki bu iptidai itiraz şöyledir:

"A. Yüksek İdare Mahkemesinin yargı kapsamında bulunan
herhangi bir idari- işlem ve/veya karar bulunmadığını
ve/veya Davacının dava sebebi olarak, Davalı ile
Davacının üyesi olduğu sendikası arasında akdedilen
Toplu İş Sözleşmesi hükümlerini ileri sürdüğünü
ve/veya Davalının Toplu İş Sözleşmesi -hükümlerine
aykırı hareket ettiğini ve/veya Davacıya Toplu İş
Sözleşmesinden elde ettiği hakları vermediğini ileri
sürdüğünü, buna bağlı olarak Davacının taleplerinin
Yüksek İdare Mahkemesinin görev alanına girmediğini
- ve/veya yetkili ve/veya görevli Mahkemenin Yüksek
İdare Mahkemesi olmadığını ve/veya Adli Yargı
olduğunu ön itiraz olarak sürer, Davacının davasının
masraflarla birlikte ret ve iptal edilmesini talep
eder."


Duruşm-aya başlandığı zaman, taraflar şahadet sunmayarak, toplam 8 adet belgeyi emare olarak ibraz ettikten sonra, müşterek olguları beyan etmişlerdir.

Taraflarca beyan edilen müşterek ve ihtilâfsız olgular şöyledir:

1. Davacı, Davalının müstahdemidir-.
2. Davalı, Davacının işvereni olup, maaş ve barem
düzenlemesini toplu iş sözleşmesine göre yapan idari
organdır.
3. Davalı, davaya konu kararları almıştır.
4. Davacı, 23.8.2012 tarihinden itibaren sözleşmeli
per-sonel olarak, Yüksek Öğrenimli Hizmet Sınıfı, Toplu
İş Sözleşmesinde düzenlenen barem 9'un birinci
kademesinden ödenmek üzere Davalı tarafından istihdam
edilmiştir.
5. Davacı, Gençlik Merkezinde görev yapmak üzere,
1-.11.2012 tarihinden itibaren yürürlükte olan Toplu
İş Sözleşmesinde düzenlenen Üniversite Hizmetleri
Sınıfı Baremlerinden kadrolanmış ve bu Hizmet Sınıfına
uygulanan ücret tablosunun birinci derecesinden maaş
alması öngörülm-üştür. Davacının maaşı daha sonra
Toplu İş Sözleşmesindeki düzenlemelerle artmıştır.

6. Davacının maaşı 31.10.2012 tarihine dek, 47/2010
sayılı Kamu Çalışanlarının Aylık (Maaş-Ücret) ve
Diğer Ödeneklerinin Düzenlenmesi -Yasası altında
ödenmiş, ancak Toplu İş Sözleşmesinin Üniversite
Baremi Kadrosunda çalışmaya başladığı zaman, maaşı
Toplu İş Sözleşmesine göre ödenmiştir.
7. Davacının üye olduğu Mağusa Türk Genel İş Sendikası
ile- Davalı arasında 1.1.2012-31.12.2012 tarihleri
arasında geçerli olan Toplu İş Sözleşmesi
yürürlükteydi. Daha sonra yürürlükte olan Toplu İş
Sözleşmesindeki maaş baremleri aynı kalmış ve/veya
47/2010 sayılı Kamu Çalışanları-nın Aylık (Maaş-
Ücret) ve Diğer Ödeneklerinin Düzenlenmesi Yasası
ile uyumlu değildi ve çalışanın lehineydi.

TARAFLARIN ARGÜMANLARI
Davalı Avukatı, Davalının kararının Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine dayandığını, dava edilen karar (-Emare 8) ile Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine dayanarak Davacının barem ve ücretinin düzenlendiğini, Davacının taleplerinin Toplu İş Sözleşmesine dayandığını, Davalının, Davacının Toplu İş Sözleşmesine aykırı davrandığı nedeniyle bu davayı ikame ettiğini, D-avalının kamu gücünü kullanmadan, Toplu İş Sözleşmesi hükümleri gereğince aldığı bu kararın Yüksek İdare Mahkemesinin yetki alanına girmediğini, bu nedenlerle iptidai itirazın kabul edilerek Davacının davasının iptal edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

- Davacı Avukatı ise, Davacı hakkında alınan kararın Toplu İş Sözleşmesine dayanmayan, İdarenin tek yanlı bir kararı olup Davacının barem ve maaşının Toplu İş Sözleşmesi hükümleri dikkate alınmadan tek yanlı olarak ve kamu gücü kullanılarak değiştirildi-ğini, alınan kararın, Davacının haklarını etkileyen İdarenin icrai nitelikli bir kararı olduğunu, bu nedenlerle iptidai itirazın reddedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

İNCELEME
Toplu İş Sözleşmelerine dayalı talepler söz konusu olan ihtilâflarda y-etkili Mahkemenin İş Mahkemesi, İş Mahkemesinin olmaması halinde ise Kaza Mahkemesi olacağı 42/1996 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Referandum Yasası'nın
2. maddesinde düzenlenmiştir. Toplu İş Sözleşmelerinin özel hukuk sözleşmeleri olduğu ve toplu iş- sözleşmesi kurallarından kaynaklanan ihtilâfların çözümünde kaza mahkemelerinin yetkili olduğu, gerek Yargıtay gerekse YİM kararlarında belirtilmiştir. (Gör.Yargıtay/Hukuk 119/2011 D.6/2013,
YİM 265/2012 D.35/2013, Yargıtay/Hukuk 136/2014 D.51/2015)

- Bu meselede, Davacı, alınan kararın Toplu İş Sözleşmesine dayanan bir karar olmadığını, Davalı ise Toplu İş Sözleşmesine dayalı bir karar olduğunu iddia etmekte ve yetkili mahkemenin hangi mahkeme olduğu hususunda tarafların farklı iddiaları bulunmaktadı-r. Dolayısıyla Davalı tarafından alınan kararın Yüksek İdare Mahkemesinin görev yetkisi ile ilgili kararları ışığında, tarafların iddialarının değerlendirilmesi ve yetkili mahkemenin saptanması gerekmektedir.

Bir sözleşmenin olduğu durumlarda, İdaren-in almış olduğu karar neticesinde İdare ile kişi arasında alınan karar nedeniyle ortaya çıkan ihtilâflarda görev yetkisinin nasıl saptanacağı, birçok YİM/İstinaf ve YİM kararında açıklanmıştır.

YİM 193/2015 D.18/2017'de ilgili bazı YİM/İstinaf ve YİM- kararlarına atıfla şöyle denmektedir:


"Görev yetkisinin nasıl saptanacağı ile ilgili
YİM/İstinaf 6/2013 D.6/2014'te, daha önceki bazı YİM
ve YİM/İstinaf kararlarına da atıfta bulunularak şöyle
denmektedir:

'Görev yetkisi ile ilgi-li olarak YİM'in kararlarında
benimsediği prensiplere göre, İdare kamu gücünü
kullanarak, sözleşmenin içeriğinde yer almayan sebep
veya sebeplerle sözleşmeyi feshederse, alınan bu
kararın denetimi Yüksek İdare Mahkemesi yetkisindedir-.
Böyle bir kararın hükümsüz kılınması veya iptal edilmesi
için Yüksek İdare Mahkemesinde dava açılmalıdır. Eğer
İdare akit taraf gibi hareket eder ve sözleşmede yer
alan bir veya birden fazla sebebe dayanarak sözleşmeyi
sona e-rdirirse, bu durumlarda ihtilafı sonuçlandırmaya
yetkili Mahkeme Kaza Mahkemesidir.

YİM 108/2009 D.6/2012 sayılı davanın çoğunluk kararında,
bu kural şöyle ifade edilmektedir:

'Sözleşmede kural olup olmadığına bakılmaksızın,
idare-, karar veya işlemini kamu gücüne dayanarak
gerçekleştiriyorsa, (örneğin, idarenin kamu gücünü
kullanarak, idari sözleşmede yer alan hükümlere
aykırı bir şekilde sözleşmeyi sonlandırması) bu
konudaki ihtilâfın çözüm yeri, idari yargıdır.
Eğer ida-re, idari karar veya işlemi gerçekleştirirken
akit taraf olarak hareket ediyorsa, o zaman ihtilafın
çözüm yeri Hukuk Mahkemeleridir.'


YİM İstinaf 1/2012 D.5/2012 ve YİM 124/2010 D.32/2013
sayılı kararlarda da bu kural teyit edilerek, ye-tkili
Mahkeme bu kural gereğince saptanmıştır.'


YİM/İstinaf 6/2013 D.6/2014'te de atıfta bulunulan
YİM/İstinaf 1/2012 D.5/2012'de, iki yanlı işlemler olan
idari sözleşmeler ve idari sözleşmelerde görev yetkisi ile
ilgili olarak yuk-arıda belirtilen kural teyit edilirken
şöyle denmiştir:

'İdari sözleşmeler, idare ile özel kişinin iradelerinin
uyuşumu ile doğan iki yanlı işlemlerdir. Konu ile ilgili

olarak Zaim Necatigil'in KKTC Anayasası ve Yönetim Hukuku
isimli- eserinin 83'üncü sayfasında şöyle denilmektedir:

'Bir de, yönetim ve başka kişilerin karşılıklı
olarak iradelerini açıklamaları ile yaptıkları
işlemler vardır ki bunlara iki yanlı işlemler
denilmektedir. Bu kümede olan işlemlere
yönetimin taraf -olduğu sözleşmeler örnek olarak
gösterilmektedir. Sözleşmeler iptal davasının
konusu dışında kalır. Bir sözleşmenin feshi ve
tazminat istemi özel hukuk dalında olan konulardır.
Buna karşın sözleşmeden ayrılabilen yönetsel
işlemler iptal davasına kon-u olabilir. Örneğin,
Devlet ihalelerinde İhale Komisyonunun kararları
iptal davasına konu yapılabilmektedir.'

İdarenin ve sözleşmeci kişinin sözleşme hükümlerine
uymaması onların akdi sorumluluğunu doğurur. Sözleşmenin
uygulanmasına ilişkin işle-mler, sözleşmenin tarafları
bakımından ayrılabilir işlem olarak kabul edilmedikleri
için, bunlara karşı iptal davası açılamaz. (Gör:Kemal
Gözler İdare Hukuku, cilt 2, sayfa 229)

İdari sözleşmelerin uygulanmasından doğan veya
Sözleşmeden- kaynaklanan fesih şartlarından doğan
uyuşmazlıklar,Anayasanın 152'nci maddesi altında iptal
davası konusu oluşturmadığı için, Yüksek İdare
Mahkemesinin bu tür uyuşmazlıklarda yargı yetkisi
yoktur. Anayasanın 152'nci maddesi altında iptal dav-ası
konusu oluşturmayan idari sözleşmelerin uygulanmasından
ve/veya feshinden kaynaklanan ihtilaflar ile zarar ziyan
ve tazminat talepleri özel hukuk kapsamındadır.

Sözleşmenin yürürlüğü ile ilgili olan şartlara ilişkin
yapılan işlemle-r ve kararlar özel hukuk kapsamındadır.
Bahse konu işlemler, sözleşmenin icrasına ilişkin
sözleşmenin herhangi bir şartını yerine getirme şeklinde
olabileceği gibi, sözleşmeyi sonlandırma şeklinde de
olabilir."


Yüksek İdare Mah-kemesinin görev yetkisi ile ilgili benimsediği prensiplerden hareketle, Davacının tabi olduğu Davalı Gazimağusa Belediyesi ile Davacının da üyesi olduğu Mağusa Türk Genel İş Sendikası arasında aktedilen Toplu İş Sözleşmesini ve Davalının almış olduğu Davac-ının barem ve maaşını düzenleyen 7/12/2016 tarihli kararı inceleyerek yetkili mahkemenin saptanması gerekmektedir.

Tarafların beyan etmiş olduğu müşterek ve ihtilâfsız olgulara göre, Davacı 23/8/2012 tarihinden itibaren Toplu İş Sözleşmesinde düzenle-nen Yüksek Öğrenim Hizmet Sınıfında Barem 9'un 1. kademesinden ödenmek üzere Davalı nezdinde istihdam edilmiş ve 31/12/2012 tarihine kadar, 47/2010 sayılı Kamu Çalışanlarının Aylık (Maaş-Ücret) ve Diğer Ödeneklerinin Düzenlenmesi Yasası'nda düzenlenen ve T-oplu İş Sözleşmesi kapsamında da olan bu baremden maaş almıştır. 1/11/2012 tarihinden itibaren ise yürürlükteki Toplu İş Sözleşmesinde düzenlenen Üniversite Sınıfı Baremlerinde kadrolanmış ve yine Toplu İş Sözleşmesinde bu Sınıfa uygulanan ücret tablosunu-n
1. derecesinden maaş almaya başlamıştır. Daha sonra, Toplu İş Sözleşmesinde yapılan düzenlemeler nedeniyle, maaşı Toplu İş Sözleşmesindeki düzenlemelere uygun olarak artmıştır.

Müşterek ve ihtilâfsız olgulardan çıkan sonuca göre, Davacının Davalı- nezdindeki istihdamı, istihdam edildiği zamanki hizmet sınıfı, baremi ve aldığı maaş Davalı ile Davacının da üye olduğu Mağusa Genel İş Sendikası arasında yapılan ve 1/1/2012-31/12/2012 tarihleri arasında yürürlükte olan Toplu İş Sözleşmesine göre yapılmı-ştır.

1/1/2011 tarihinde yürürlüğe giren, 47/2010 sayılı Kamu Çalışanlarının Aylık (Maaş-Ücret) ve Diğer Ödeneklerinin Düzenlenmesi Yasası'na göre, 1/1/2011 tarihinden sonra Devlette veya bu Yasa'nın 4. maddesinde belirtilen tüm kurum ve kuruluşlard-a istihdam edilenlerin mali hakları bu Yasa kuralları kapsamındadır.
"4.(1)Bu Yasa kuralları, Devletin ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerinin gerektirdiği asıl ve sürekli görevlerde, bu Yasanın yürürlüğe girdi-ği tarihten sonra çalışmaya başlayan, genel ve katma bütçelerden veya bunlara bağlı döner sermayelerden aylık (maaş-ücret) alanlara uygulanır. Bu Yasada düzenlenen mali kurallar dışında bu Yasada düzenlenmeyen ancak bu Yasaya ters düşmeyen kurallarla ilgil-i olarak yerine göre Kamu Görevlileri Yasası veya kendi özel yasa veya diğer mevzuat kuralları ile toplu iş sözleşmesi kuralları uygulanır.- Devlette veya bu madde kapsamındaki diğer kamu kurum ve kuruluşlarda, bu Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra sözleşmeli veya geçici personel olarak veya işçi olarak çalışmaya başlayanlar hakkında da bu Yasada düzenlenen özel kurallar uygulanır."--

Buna göre, 1/1/2011 tarihinden sonra Belediyelerde istihdam edilenlere de bu Yasa'nın öngördüğü mali haklar uygulanırken, aylık (maaş-ücret) uygulamasında, bu Yasa'ya göre düzenlenen, kamu çalışanlarının aylık (maaş-ücret) tablosu dikkate alınır. -Bu Yasa kapsamında istihdam edilenlerin mali hakları bu Yasa'ya tabi olduğundan, Yasa'nın kuralları çerçevesinde ve Yasa'ya uygun olarak Toplu İş Sözleşmeleri ile düzenlenebilir.

Davacının Davalı Gazimağusa Belediyesinde, 1/1/2011 tarihinden sonra 23-/8/2012 tarihinde istihdam edildiği ihtilâflı olmadığından, aylık (maaş-ücret) hakkı 47/2010 sayılı Yasa kurallarına tabidir. Davacı, 23/8/2012 tarihinde Davalı nezdinde sözleşmeli personel olarak, Toplu İş Sözleşmesinde düzenlenen Barem 9'un 1. kademesind-en aylık (maaş-ücret) almak üzere istihdam edilip, 31/10/2012 tarihine kadar 47/2010 sayılı Yasa kurallarının öngördüğü ve Toplu İş Sözleşmesinde de düzenlenen bu baremden aylık aldıktan sonra, 1/11/2012 tarihinden itibaren Davalı Gazimağusa Belediyesi ile- Mağusa Türk Genel İş Sendikası arasında yürürlükte olan Toplu İş Sözleşmesinde düzenlenen Üniversite Hizmetleri Sınıfı Kadrolarına aktarılmış ve Toplu İş Sözleşmesinde bu Hizmet Sınıfına uygulanan maaş tablosunun 1. derecesinden maaş almaya başlamıştır. D-avacının daha sonra yapılan maaş düzenlemeleri de Toplu İş Sözleşmesi kurallarına göre yapılmıştır.

Davacı ve Davacı gibi bazı kişilerin, Davalı nezdinde, Toplu İş Sözleşmesi tahtında istihdamlarını ve aldıkları maaşları inceleyen Sayıştayın, Davacın-ın 47/2010 sayılı Yasa ve buna bağlı olarak Toplu İş Sözleşmesinde düzenlenen ve olması gereken barem dışındaki bir baremden istihdam edilip kendisine maaş-ücret ödendiğini, bu durumun düzeltilmesi gerektiğini Davalıya bildirmesi üzerine, Davalı, dava konu-su 7/12/2016 tarihli kararı alarak Davacının baremini Toplu İş Sözleşmesi kurallarına dayanarak Barem III.2/4 (III. Derece Barem 2'nin 4. Basamağı) olarak değiştirmiş ve buna bağlı olarak maaşının da 3,081.39TL olmasına karar vermiştir.

Davalı, yine -aynı yazıda, daha önce uygulanan yanlış barem ve ödenen hatalı maaşlar dolayısıyla Davacıya fazladan ödenen 47,277.32TL'nin de iade edilmesi gerektiğini, bu meblağın maaşından kesinti yapılarak ödenmesi için muhasebe ile bir ödeme planı yapılması gerektiği-ni, aksi halde bu meblağ için yasal işlem başlatılacağını Davacıya bildirmiştir.

Belirtilenlerden anlaşılacağı üzere, Davalının aldığı ve Davacının barem ve maaşını değiştiren veya yeniden düzenleyen karar Toplu İş Sözleşmesi kurallarına ve Toplu İş -Sözleşmesinde düzenlenen baremlere dayanılarak alınmış bir karar olup, Davalının kamu gücünü kullanarak almış olduğu bir karar değildir.
Bu kararda, Davacının bareminde yapılan düzeltme neticesinde, Davacıya 47,277.32TL fazla ödeme yapıldığı, Davacı-nın bunu iade etmesi gerektiği, Davacının muhasebe ile temas kurup bir ödeme planı yapılması gerektiği ve maaşından kesinti yapılarak ödenmesi gerektiği, aksi halde aleyhinde yasal işlem başlatılacağı şeklindeki Davacıya yapılan ihbar ve/veya bildirim ise -bir idari-icrai karar niteliği taşımamaktadır.

Belirttiklerim ışığında, Davacının dava konusu yaptığı karar Davalının Toplu İş Sözleşmesine dayanarak aldığı bir karar olduğundan ve alınan karar kamu gücüne dayanılarak alınmış bir karar olmadığından, -Davalının Yüksek İdare Mahkemesinin görev yetkisine giren bir kararı bulunmamaktadır. Bu meseledeki ihtilâf özel hukuk alanında olup, ihtilâfın çözümünde yetkili mahkeme, kaza mahkemesidir. İhtilâf özel hukuk sahasında olduğundan, Yüksek İdare Mahkemesinin- bu ihtilâfın çözümünde görev yetkisi bulunmamaktadır. Diğer bir ifade ile, bu meseledeki ihtilâfın çözümünde Yüksek İdare Mahkemesi yetkili değildir. Bu nedenle, Davalının iptidai itirazının kabul edilmesi ve Yüksek İdare Mahkemesinin yetkisizliği nedeniy-le Davacının davasının reddedilmesi gerekmektedir.

Meseleye özgü durum ve olgular dikkate alındıktan sonra, Davacı aleyhine masraf emri verilmesinin de uygun olmayacağı kanaatindeyim.

Tanju Öncül:Sayın Meslektaşım Mehmet Türker Bey'in kararını önce-den okuma fırsatı buldum. Kararında belirttiği, Davacıya 47,277.32 TL fazla ödeme yapıldığı ve bunun iade edilmesi için, Davacının muhasebe ile temas kurup ödeme planı yapılması gerektiği, aksi halde aleyhine yasal işlem başlatılacağı özlü hususları içeren-, Davacıya yapılmış ihbar ve/veya bildirimin idari bir karar niteliğinde olmadığı özlü değerlendirmesini aynen benimserim, buna bağlı olarak da Talep Takririnin (D) ve (E) paragraflarındaki taleplerin reddi gerektiği sonucuna varırım.

Talep Takririnin (A-),(B) ve (C) paragraflarındaki taleplere esas teşkil eden, Davalının işlem veya kararı açısından olaya baktığımda ise gördüklerimi şöyle sıralayabilirim:

Davacının Toplu İş Sözleşmesine göre almakta olduğu maaşı, Sayıştayın, Emare 5 konumundaki 7.3.2016 -tarihli yazısında yer alan görüşlere bağlı olarak, Davalı tarafından değiştirilmiş ve Davacının 2016 yılı baremi III./2-4 (Üçüncü Derece, Barem İkinin Dördüncü Basamağı) maaşı ise, 3,081.39 TL olarak belirlenmiştir. Davalının bu yöndeki kararı Emare 8'de:
-
" İşbu yazımıza atfen Sayıştay'lığın gösterdiği gerekçeler uyarınca yapılan yanlışlığın tarafımızdan düzeltildiğini ve 2016 yılı bareminizin III.2-4(III.Derece, Barem 'nin 4. Basamağı) olduğunu, maaşınızın ise 3,081.39 TL olduğunu tarafınıza bildiri-riz. "
şeklinde yer bulmuştur.

Emare 5 Sayıştay Yazısı incelendiğinde, Davalının Emare 8'deki konu kararının gerekçesinin :

" Bilindiği gibi, 47/2010 sayılı Yasa kapsamında
bulunan çalışanlar, bu Yasa altında düzenlenen mali
kurallara tabidir. D-erece yükselmelerinde uygulanacak
usul ise, Yasa'nın 18. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü
edilen 18.maddenin (1) fıkrasında, kamu çalışanının
bir üst dereceye yükselebilmesi için hizmet gördüğü
kadro görevinde ve bulunduğu derecede en az 7 yıl
- çalışması koşulu yer almaktadır.
Bu yasal düzenleme dikkate alındığında, ilgili
şahıslara terfi verilemeyeceği açıkça görülmektedir.
2015 yılının başında verilmeye başlanan barem 2'nin

3.kademesi, 2015 yılı sonuna kadar sürdürülmesi
gerekmekte-dir.
Yukarıdaki tespitler doğrultusunda, Doğuş Veysioğlu,
Simge Okburan, Cansu Ferdiye Canalp ve Hüseyin
Küçüksu'nun ücret düzenleme işlemlerinin yeniden
yapılıp, Başkanlığımıza sunulması gerekmektedir."
şeklindeki kısım olduğu anlaşılmaktadır.

Yu-karıda belirtilenler, dava dosyasındaki tüm layihalar da göz önüne alınarak incelendiğinde, Toplu İş Sözleşmesinde belirlenen ücretlerin 47/2010 sayılı Yasa ile çelişmesi nedeniyle ve bu çelişme sonrası Davalı tarafından 47/2010 sayılı Yasa kurallarının es-as alınması sonucu, Davalının konu işlem veya kararının gündeme geldiği anlaşılmaktadır. Bu noktada, Davalının yaptığının veya işleminin, Toplu İş Sözleşmesinin ihlali, diğer bir deyişle, Toplu İş Sözleşmesinin bazı kurallarının Davacıya uygulanmaması vey-a uygulanmasından vazgeçilmesi olduğu ortaya çıkmaktadır. Böylesi bir durumda görevli mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi olmayacağı açıktır. (Bu konuda gör: Yargıtay/Hukuk 36/2013 Dağıtım 37/2017.)

Ancak görevli mahkemeyi belirleme noktasında kesin bir k-arar vermeden önce, Davalının anılan işleminin, sözleşmeden ayrılabilir nitelikte bir idari işlem olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceğinin de belirlenmesi gerekmektedir.

Yukarıda vurgulananlardan anlaşılacağı üzere, Davalının, Toplu İş Sözleşmesini-n 47/2010 sayılı Yasa'ya aykırı olduğunu düşündüğü kurallarını uygulamama yaklaşımıyla anılan kararı aldığı açıktır. Diğer bir deyişle Davalının, 47/2010 sayılı Yasa'ya aykırı olduğunu düşündüğü Toplu İş Sözleşmesi kurallarını uygulamama yönünde adım attığ-ı veya işlem yaptığı ortadadır.

Yasa'ya aykırı sözleşmeler veya sözleşme kuralları ile ilgili olarak ne yönde adım atılabileceği, Sözleşmeler Yasası'nda düzenlenmiştir. Davalı İdare dışında sözleşmeye taraf herhangi bir özel hukuk kişisi de Sözleşmeler Y-asası'ndaki ilgili düzenlemelerden hareketle Toplu İş Sözleşmesinin ilgili kurallarını uygulamamayı seçebilecek haldedir ve bunu yapabilmek için de kamu gücüne sahip olmasına gerek yoktur. Bu nedenle Davalının konu işlemi yaparken, kamu gücünü kullandığı d-a söylenebilir halde olamamaktadır. Bu noktada Davalının, Toplu İş Sözleşmesinde öngörülen uyuşmazlıkların çözümü ile ilgili yolları takip etmiş olup olmamasının ise hiçbir önemi bulunmamaktadır.

Tüm bu nedenlerle, Davalının, Talep Takririnin (A),(B) ve -(C) paragraflarına esas teşkil eden işleminin, sözleşmeden ayrılabilir nitelikte idari bir karar veya işlem olduğu da söylenebilir hale gelememektedir.

Belirttiklerimin doğal sonucu olarak, Talep Takririnin (A),(B) ve (C) paragraflarındaki taleplere esas- teşkil eden Davalının işleminin veya kararının incelenmesinin YİM'in görev alanında olmadığı sonucuna ulaşırım.

Tüm bunlar ışığında da, Davacının davasının masrafsız ret ve iptal edilmesi gerektiği şeklindeki sonuçla hemfikir olduğumu belirtirim.

Beril- Çağdal: Her iki kararı önceden okuma fırsatım oldu. Sayın Tanju Öncül'ün kararında belirtilen görüşler ve her iki kararda varılan sonuçla hemfikirim.

Mehmet Türker: Netice itibarıyla:

Davacının davası ret ve iptal edilir.
Dava masrafları ile i-lgili emir verilmez.



Mehmet Türker Tanju Öncül Beril Çağdal
Yargıç Yargıç Yargıç



25 Haziran, 2019








12






Full & Egal Universal Law Academy