Yüksek İdare Mahkemesi Numara 26/2011 Dava No 30/2012 Karar Tarihi 03.12.2012
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 26/2011 Dava No 30/2012 Karar Tarihi 03.12.2012
Numara: 26/2011
Dava No: 30/2012
Taraflar: Atiye Çırakoğlu ile Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı, Doğu Akdeniz Üniversitesi arasında
Konu: Devamlı personel statüsü - Kuzey Kıbrı Eğitim Vakfı Yöneticiler Kurulu (Davalı), Davacıyı "Devamlı Personel" statüsüne geçiren kararı geri alması - Davacının geri alma kararının iptali için Davalı aleyhine dava açması - Yüksek İdare Mahkemesinin geri alma kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna karar vermesi.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 03.12.2012

-D. 30/2012

Yüksek İdare Mahkemesinde Yim : 26/2011

Anayasanın 152. maddesi hakkında.

Yargıç Ahmet Kalkan Huzurunda.

Davacı : Atiye Çırakoğlu, İskele.

ile

Davalı : Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı, Doğu Akdeniz Üniversitesi,
Mağusa. -


A r a s ı n d a.


Davacı hazır değil namına : Avukat Hasan Esendağlı hazır.
Davalı hazır değil namına : Avukat Fuat Veziroğlu hazır değil adına Avukat Temay Sağer hazır.


H Ü K Ü M


Doğu Akdeniz Üniversitesi, İletişim Fakültesinde öğret-im görevlisi olarak çalışan Davacı, kendisini "Devamlı Personel" statüsüne geçiren kararın, Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakıfı Yöneticiler Kurulu tarafından geri alınması üzerine, Davalı aleyhine bu davayı dosyaladı.

TALEP:

Davacının Yüksek İdare Mahkemesinden- talebi özetle şöyledir:

Davalı tarafından alınıp, 4.1.2011 tarihli bir yazı ile Davacıya bildirilen 30.12.2010 tarih ve 10-11/9(a)-1 sayılı kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına;
Davalı tarafından alınan ve 30.6.201-0 tarih ve 09-10/27/4 sayılı Vakıf Yöneticiler Kurulu kararının iptalini öngören 10-11/9(a)-2 sayılı kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına;
Hüküm ve Emir verilmesi.

TALEP TAKRİRİ:

Davacı, Davalı aleyhine dosyaladığ-ı davasında özetle, bir akademisyen olduğunu, 1997 yılında yarı zamanlı, 1998 yılından itibaren de tam zamanlı öğretim görevlisi olarak İletişim Fakültesinde çalıştığını, 20.4.2006 tarihinde, Vakıf Yöneticiler Kurulu kararı ile "Devamlı Personel" statüsüne- geçirildiğini, 30.6.2010 tarih 09-10/27-4 sayılı Vakıf Yöneticiler Kurulu kararıyla öğrenci sayısının azlığı ve unvanına uygun verilecek ders veya görevlerin olmaması sebebiyle, 13.8.2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere işine son verildiğini, bu k-arara karşı YİM 101/2010 sayılı davayı ikame ettiğini, davanın devam ettiği bir esnada, Davalının, 30.12.10 tarihinde, dava konusu kararı alarak, 2006 yılında Davacının Devamlı Personel statüsüne atanmasını öngören kararı iptal ettiğini ve buna bağlı olara-k YİM 101/2010 sayılı davaya konu kararın herhangi bir hükmünün kalmadığına karar verdiğini, Davacının Devamlı Personel statüsüne geçirilmesi kararının iptal edilmesinin idari işlem unsurları bakımından sakat ve/veya geçersiz ve batıl olduğunu ileri sürere-k, bu yöndeki idari işlem ve kararların iptalini talep etmiştir.

MÜDAFAA TAKRİRİ:

Davalı, avukatı vasıtasıyla dosyaladığı müdafaa takririnde, alınan karar ve idari işlemlerin yürürlükteki mevzuat ve idare hukuku ilkelerine uygun olduğunu, Davacının De-vamlı Personel statüsüne atanmasının açık surette kanuna aykırı ve/veya yok hükmünde olduğunu, bu nedenle ilişkisi sonlandırılırken Davacıya söz hakkı verilmemesinin bir eksiklik olmadığını, ilgili mevzuata göre bir öğretim görevlisinin Devamlı Personel ka-drosuna aktarılmasının ve Devamlı Personel kadrosundan hangi koşullarda çıkarılacağının ancak Senatonun önereceği ve VYK'nın karara bağlayacağı Akademik Personelin Performans Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliği çerçevesinde yerine getirilebileceğini, Davacı-nın yönetmelik olmadan Devamlı Personel statüsüne geçirildiğini, bu durumun açıkça hukuka ve yasalara aykırılık teşkil ettiğini, bu nedenle sorumlu bir idare olarak, yok hükmündeki kararı geri almak suretiyle ortadan kaldırdıklarını, hem atama hem de geri -almanın VYK tarafından gerçekleştirildiğini, bunun usüle uygun olduğunu, Davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu ileri sürerek, davanın ret ve iptalini talep etmiştir.

OLGULAR:

Davanın duruşmasında tanık çağırmayan taraflar, davanın olgularında mutab-ık kaldılar.

Davanın olguları özetle şöyledir:

Davacı bir akademisyendir.

1997 yılında, yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak, Doğu Akdeniz Üniversitesinde (DAÜ) çalışmaya başladı.

Davacı 1998 yılından itibaren Üniversitenin İletişim Fakültesinde ta-m zamanlı öğretim görevlisi sıfatıyla çalışmaya devam etti.

Tam zamanlı Sözleşmeli olarak çalışan Davacının sözleşmesi yıldan yıla uzatıldı.

20.4.2006 tarihinde, Vakıf Yöneticiler Kurulu (bundan böyle VYK olarak anılacaktır) bir kararla Davacıyı "Devam-lı Personel" statüsüne geçirdi. VYK'nın 20.4.2006 tarih ve 05-06/21-18 sayılı kararı ile toplam 249 kişi Devamlı Personel statüsüne geçirildi. Bunun yanı sıra 12.4.2007 tarihinde, 06-07/17-10 sayılı karar ile 64 kişi daha Devamlı Personel statüsüne geçiril-di.

1.7.2010 tarihinde, Akademik İşler Rektör Yardımcısının imzası ile Davacıya bir yazı tebliğ edildi.

Konu yazıda, 09-10/27-4 sayılı VYK kararı ile, öğrenci sayısının azalması, ders yükünün önemli oranda doldurulamıyor olması ve unvanına uygun verile-cek başka ders veya görevlerin olmaması nedeniyle, 13.8.2010 tarihinden itibaren işine son verildiği Davacıya bildirildi.

Davacı bu karara karşı YİM 101/2010 sayılı davayı dosyalayarak, kararın iptalini talep etti. (Emare 6)

YİM 101/2010 sayılı davanın -devam ettiği bir zamanda, 30.12.2010 tarihinde, Davalının en yüksek karar organı olan VYK, toplanmak suretiyle, aralarında Davacının da bulunduğu 5 öğretim görevlisinin, Akademik Personel Kadro ve Çalışma Tüzüğü'nün 9. maddesinin (e) bendine göre, Sözleşm-eli Personelin, Devamlı Personel kadrolarına aktarılmasının ve Devamlı Personel kadrosundan hangi koşullarda çıkarılacağının Senatonun önereceği ve VYK'nın karara bağlayacağı Akademik Personelin Performans Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliği çerçevesinde ye-rine getirilebileceği; böyle bir yönetmelik yapılmadan ilgili personelin devamlı personel statüsüne geçirildiklerinden, bu işlemlerin açıkça hukuka aykırı ve hatalı olduğu gerekçesi ile, 20.4.2006 tarihli, Davacıyı Devamlı Personel statüsüne geçiren VYK k-ararını, 10-11/9(a)-1 sayılı kararla iptal etti.(Emare 7)

Bu karar, Davacıya, 4.1.2011 tarihli bir yazı ile bildirildi.(Emare 8)

Davalı, ayrıca, YİM 101/2010 sayılı davaya konu idari kararın da hükmünün kalmadığına ve/veya iptal edilmesine karar verdi.

-Davalı bünyesinde, halen, 248 kişi devamlı personel statüsünde görev yapmaktadır. 14.7.2009 tarihinden sonra, herhangi bir kişi devamlı personel statüsüne geçirilmedi.

DAÜ Akademik Personelin Kadro ve Çalışma Tüzüğü'nün 9(e) paragrafında belirtilen yönet-melik halen yapılmış değildir.

İNCELEME:

Mevcut olgular, ibraz edilen emareler ve tarafların hukuki argümanlarını tetkik ve tezekkür ettim.

Bu davada talep takririnin (A) paragrafındaki talebe uygun olarak, öncelikle, Davacıyı 20.4.2006 tarihinden i-tibaren "Devamlı Personel" statüsüne geçiren VYK kararının yok hükmünde olup olmadığını tespit etmem gerekmektedir.

Davalı Avukatının müdafaasının temeli, sorumlu bir idare olarak VYK'nın, yoklukla malûl bir işlemi tüm sonuçları ile ortadan kaldırdıklar-ı yönündedir.

Davalı Avukatı; ilgili mevzuata göre, en az 6 yıl sözleşmeli olarak çalışan bir personelin "Devamlı Personel" kadrosuna aktarılmasının ve Devamlı Personel kadrosundan hangi koşullarda çıkarılacağının ancak Senatonun önereceği ve VYK'nın ka-rara bağlayacağı Akademik Personelin Performans Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliği çerçevesinde yerine getirilebileceğini, bu meselede Davacının, Senatonun önerisi olmadan devamlı personel yapıldığını ve bu durumun açıkça kanuna ve hukuka aykırı bir işlem -teşkil ettiğini ve yok hükmünde olduğunu ileri sürmektedir.

Yokluk, idare hukukunda, önemli etkiler doğurabilecek bir sonuçtur. Bazen idarenin üçüncü kişilere karşı yaptığı bir tasarruf, idare hukuku bakımından yok olsa da, fiili birtakım neticeler husu-le getirmiş olabilir. Yok olan tasarruftan doğan bu fiili durum, ayrıca tetkike değer bir mesele teşkil eder. İdare namına yapılan ve ancak unsurlarındaki sakatlıklardan dolayı yokluk müeyyidesine maruz kalan bir tasarruf, idareye izafe edilecek hiçbir huk-uki veya fiili durum husule getirmez.
(Gör. Prof.Sıddık Sami Onar, İdare Hukukunun Umumi Esaslar sayfa 217)

Buradan çıkan netice, yokluk halinin idareye hiçbir yükümlülük doğurmayacak kadar ağır hukuki sakatlık yaratabileceği ve kazanılan yeni statüyü f-iili halden öteye götürmeyebileceğidir.

Bu meselede; yokluk ile maluliyeti, aldığı karara gerekçe yapan, idarenin kendisi, yani Davalıdır. Sonuçları, karardan etkilenecekler bakımından son derece ağır olabilen böyle bir kararın yoklukla maluliyeti gerekt-irecek ağır sakatlık hali içinde olup olmadığının belirlenmesi, ancak idari işlemin unsurları bakımından incelenmesi ile mümkündür.

Bir işlem yaparken, yönetimin hukuka uygun hareket etmesi gerekir. İdari işlemlerde sakatlık, idarenin hukuka uygun hareke-t etmemesinden ya da o işlemi yaparken iradesinde meydana gelen bozukluklardan doğabilir. Bütün bozukluklar idari işlemi aynı derecede etkilemez. Bazı sakatlıklar, yönetsel işlemin geçerliliğine herhangi bir etkide bulunmaz. Bu gibi işlemler, hukuka aykırı- sayılmakla beraber, iptal gerektirmeyen işlemlerdir. Burada dikkat edilmesi gereken durum, açıklanmış olan iradenin hukuksal varlığından söz edilip edilemeyeceğidir. Açıklanan irade hiçbir hukuksal sonuç doğurmuyorsa, başka bir deyişle geçerli değilse ya -da işlem açıkça yasaya aykırı veya yönetimin açıkça yapamayacağı işlemlerden ise, yok hükmünde bir işlemle karşı karşıyayız demektir. (Bkz.Prof.Dr.A.Şeref Gözübüyük, Yönetsel Yargı,9.baskı,sayfa 114)

Huzurumdaki davada, Davalı Avukatı, daha önce belirttiğ-im gibi, yok hükmünde olduğunu iddia ettiği, Davacının Devamlı Personel statüsüne geçirilmesi kararını geri alarak, sorumlu idare davanışı gösterdiklerini iddia etmekte ve atanma kararının, ağır sakatlıkla malûl olduğunu ileri sürmektedir.

İdare hukukund-a bir işlemin geri alınması, yokluk gibi, kişiler üzerinde önemli etkiler doğurabilecek bir işlemdir.

İşlemin geri alınması geçmişi etkilediğinden, yönetsel işlemlerin geriye yürümezliği ilkesine ters düşmektedir. Kural olarak, hukuka uygun işlemler geri- alınamazlar.Bunun dayanağı, idari işlemlerin geriye yürümezliği ilkesidir. Geri alma, kural olarak, sakat işlemler için uygulanır. Sakat bir işlemin, başka bir deyişle hukuk düzenine uygunluk göstermeyen bir işlemin, yönetim tarafından geri alınması doğal-dır. Burada üzerinde durulması gereken konu, geri alınan sakat işlemin yürürlükte kaldığı süre içinde, bu işleme dayanan hukuksal durum ve ilişkilerin geleceğinin ne olacağı sorunudur. İdare bir yandan sakat işlemleri geri alırken, bir yandan da sakat yöne-tsel işlemlerin doğurduğu hukuksal durum ve ilişkileri ilgililerin iyi niyetli olmaları durumunda korumak ve hukuksal güven ve kararlılığa önem vermek zorundadır. (Gör. Prof.Dr.A.Ş.Gözübüyük, Yönetsel Yargı, 9.baskı sayfa 135)

Bu konuda, ayrıca, tek yarg-ıçlı Yüksek İdare Mahkemesinde karara bağlanan YİM 348/91 D.15/93 sayılı kararda ifade edilen hukuki prensipleri aynen benimserim.

T.C. Danıştayı, geçmişteki bir işlemini tadil, ıslâh ve ikmal etmek üzere, tesis ettiği yeni işlemini geçmişe uygularken, so-syal ve iktisadi güvenliğin şartı olarak istikrar esaslarına riayet edilmesini zorunlu kılmıştır. (Bkz.Danıştay 12.D, 24.2.1972 gün ve E.68/1608 K.72/574 sayılı karar.)

Anlaşılabileceği gibi, idari işlemin ağır sakatlıkla yok hükmünde olması, idareye her-hangi bir sorumluluk yüklemez. Ancak, işlemin sakat olması halinde, geri almanın sonuçlarının kişinin geçmişten gelen haklarını etkilemeyecek şekilde uygulanmasını zorunlu hale getirmektedir. Bunların ötesinde, işlem, hukuka uygun ise geri alınamaz. Bunun -hukuki gerekçesi, idarenin keyfi davranmasını önlemek ve idarenin güvenilirliğini sağlamaktır.

Bu konudaki temel prensiplerin yer aldığı bazı Danıştay kararlarından örnekler vermeyi, meselenin daha iyi anlaşılması açısından gerekli gördüm.

Danıştay İ-çtihadı Birleştirme Kurulunun 22.12.1973 gün ve E.1968/68, K.19/3114 sayılı kararında; idarenin yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi hallerinde, süre aranmaksızın hatalı ödediği meblağı her zaman geri alabileceği, bunun dışında kalan h-allerde, hatalı ödemelerin geri istenmesinin hatalı ödemenin yapıldığı tarihten başlamak üzere, dava açma süresi içinde olanaklı olduğu, bu süre geçtikten sonra geri istenmeyeceği belirtilmiştir.

Aynı kararda, subjektif sonuç doğurmuş ve yasaya uygun ol-arak tesis edilmiş idari işlemlerin geri alınmasının idare hukuku ilkelerine göre mümkün olmadığı; bunun dışında yasaya aykırı ve hatalı işlemlerin her zaman geri alınabileceği, ancak hakların gözetileceği; yokluk, açık hata ve bu işlemden yararlananın hil-esinin söz konusu olması halinde ise, işlemin her zaman geri alınabileceği ifade edilmiştir.

Bunun dışında AYİM 2.D, E.1997/9 K.1997/612 sayılı kararında yok hükmünde olan bir işlemin, bir diğer işlemin nedenini oluşturamayacağına, hukuki varlıktan yoks-un olan bir işleme dayanarak tesis edilen işlemlere hukuki hüküm ve sonuçlar atfedilmeyeceğine; yoklukla malûl olan işlemlerin hiçbir hakkın elde edinilmesine neden olamayacağına ve bu durumun hile ve aldatıcı fiiller olmasa bile, muhatabına hak kazandırma-yacağına hüküm verilmiştir.

Bir idari işlemin geri alınmasının, ancak tesis eden makam tarafından alınacak bir karar ile mümkün olacağı, önemli bir idare hukuku ilkesidir.

Mesele ile ilgili uyuşmazlığın hukuki çerçevesini bu şekilde belirledikten son-ra, Davacının, VYK kararı ile Devamlı Personel statüsüne geçirilmesi kararında, yoklukla malul olacak kadar ağır sakatlık halinin olup olmadığını incelemem gerekmektedir.

Değiştirilmiş şekli ile 18/86 sayılı Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı ve Doğu Akdeniz Üni-versitesi Kuruluş Yasası'nın 7(1) maddesine göre, Vakıf Yöneticiler Kurulu, Vakıf ile Üniversitenin ve onu oluşturan birimlerin en yüksek düzeyde karar organıdır.

Yasa'nın aynı maddesinin 3. fıkrasında VYK'nın görev ve yetkileri düzenlenmiştir. Yasa'nın- 7(3)(i) maddesi aynen şöyledir:


"7(3)(i).Vakıf personeli ile Üniversitenin yönetsel ve
akademik kadrolarını saptamak, bu kadrolara atanacak personelin özlük hakları, görev ve sorumlulukları, atama ve yükselmeleri ile disiplin işlemleri, yetkileri hak- ve yükümlülükleri, aylık ve ödeneklerini düzenlemek üzere tüzük yapmak."


Yasa'nın 7(3)(i) maddesi, VYK'ya, Üniversitenin yönetsel ve akademik kadrolarını yukarıdaki şekilde saptamak ve düzenlemek için tüzük yapma yetkisi verirken, Yasa'da "Üçüncü Kısım"- başlığı altında, kadrolar düzenlenmiştir.

Üniversitenin akademik personelin kadro tüzüğünün hazırlanma yöntemini, 26. madde düzenlemiştir.

Yasa'nın 26(3). maddesine göre, kadro tüzükleri, Senatonun görüşleri alınarak, Rektörlükçe hazırlanır ve VYK tara-fından Bakanlar Kuruluna havale edilir.

Görülebileceği gibi, Yasa'nın 7(3)(i) maddesi, akademik kadroları saptamak için tüzük yapma görevini VYK'ya vermesine rağmen, 26(3). maddesinde kadro tüzüklerinin Senato görüşleri alınarak Rektörlükçe hazırlanması -ve VYK tarafından Bakanlar Kuruluna sunulması şeklinde düzenlenmiş, bu yöntemle 26(4). maddesine uygun olarak, yabancı öğrenci cezbedilmesi ve normların, ileri üniversiteler düzeyinde oluşması amaçlanmıştır.

Üniversitenin Akademik Personelin Kadro ve Çal-ışma Tüzüğü, Yasa'nın 26(2). maddesine uygun olarak yapılmış ve Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

Konu Tüzüğün Bölüm III'ünde Akademik Personelin istihdam şekilleri düzenlenmektedir.

Tüzüğün, RG 18.4.06, Ek III AE 221 ile değiştirilmiş 9(d) ve 9(e) madde-leri, Devamlı Personel olma koşulları ve yöntemini düzenlemiştir. İlgili maddeler şöyledir:

İstihdam şekilleri;
"9.a ............................
b ............................
c ............................
d. Devamlı personel olarak istihdam-, en az altı yıl
sözleşmeli akademik personel olarak çalıştıktan
sonra sözleşmesiz ve sürekli olarak yapılan ve
"Muvazzaf Tekaüdiyeli" kadroda olmayan atamadır.
e. Akademik personelin sözleşmelerin uzatılması,
sözleşmeli personelin Dev-amlı Personel kadrolarına
aktarılması ve Devamlı Personel kadrosundan hangi
koşullarda çıkarılacağı senatonun önereceği ve Vakıf
Yöneticiler Kurulunun karara bağlayacağı Akademik
Personelin Performans Ölçme ve Değerlendirme
Yönetmen-liği çerçevesinde yapılır."


Akademik Personelin Kadro ve Çalışma Tüzüğü'nde RG 18.4.2006 Ek III AE 221 ile yapılan değişiklikte yukarıdakilere ilaveten, geçici 2. madde ile Sözleşmeli Statüde Çalışmış Akademik Personelin Devamlı Personel Kadrolarına alın-ması düzenlenmiştir.

Tüzüğün geçici 2. maddesi, aynen şöyledir:

"2(1) Bu Tüzüğün yürürlüğe girdiği tarihten önce,
Üniversitede en az 6 (altı) yıl tam zamanlı olarak sözleşmeli statüde çalışmış olan ve aşağıdaki koşulları sağlayan Akademik Personel, b-aşvurmaları halinde, VYK tarafından, Devamlı Personel kadrolarına alınırlar.
Herhangi bir kurum ve/veya kuruluştan emekli olmamak,
Öğretim üyeleri için bulundukları kadronun Akademik Değerlendirme ölçütlerini (ADEK kriterlerini) sağlamış olmak.
55 yaşını- geçmemiş olmak.
Son üç yıl içerisinde Disiplin Kurulu tarafından verilmiş herhangi bir disiplin cezası almamış olmak.
Akademik personelin sözleşmelerinin uzatılması, sözleşmeli personelin Devamlı Personel kadrolarına aktarılması ve Devamlı Personel kadrol-arından hangi koşullarda çıkarılacağı bu tüzükte yer alan 9(e) maddesi uyarınca yürütülür.
2(2). Bu tüzükte öngörüleri yönetmelikler, tüzüğün
yürürlüğe girişini takip eden 4 ay içerisinde tamamlanarak, bu tüzüğe uygun hale getirilir."


Tüzüğün geçici 2(-1) maddesi, Devamlı Personel statüsüne geçirilecek öğretim görevlilerinin niteliklerini sıralamış, 2(1)(e) bendinde ise, Devamlı Personel statüsüne geçirilmesi işlemlerinin, Tüzüğün 9(e) bendi gereğince yürütüleceği öngörülmüştür.

Konu Tüzüğün 9(e) madde-sinde, çıkarılması öngörülen Akademik Personelin Performans Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliği, ne geçici 2(2) maddesinde öngörülen 4 ay içerisinde, ne de daha sonra çıkarılmıştır.

Hal böyleyken, VYK 20.4.2006 tarihinde, yani Tüzük'te yapılan tadilatın R-esmi Gazete'de yayımlandığı 18.4.2006 tarihinden sonra, Davacı ile birlikte 249 kişiyi devamlı personel statüsüne geçirmiştir.

VYK'nın Emare 2 kararı aynen şöyledir:

"05-06/21-18 Üniversite Yönetim Kurulunun 20.4.2006 tarih
ve 06/440-1 sayılı kararı d-oğrultusunda, Devamlı Personel statüsüne geçmek üzere başvuran; Öğretim Üyesi, Öğretim Görevlisi, Okutman ve Eğitmen Personelin başvuruları, Üniversite Yönetim Kurulu tarafından kurulan Devamlı Personel Değerlendirme Komisyonu tarafından değerlendirilerek,- ekte belirtilen Akademik Personelin Devamlı Personel statüsüne (gerekli şartların sağlandığı belgelerin kaydıyla) geçirilmesinin kabul edilmesine, oy birliği ile karar verilir."(Emare 2)


Çok açık bir şekilde görüleceği üzere, Davacı, Tüzüğün geçici 2(1)- maddesine uygun olarak, Devamlı Personel statüsüne geçmek için başvurmuş ve bu maddede öngörülen şartlara uygun olduğuna karar verilerek, Devamlı Personel statüsüne geçirilmiştir.

Davacı öğrenci azlığı nedeniyle işten durdurulduğu 13.8.2010 tarihine kad-ar bu statüde çalışmıştır.

Bu çalışmaların doğal sonucu olarak maaş almış ve statüsünün gerektirdiği haklardan istifade etmiş, Devamlı Personel Statüsüne geçirilmesinin subjektif sonuçlarını 4 yıl boyunca kullanmıştır.

Huzurumdaki olgulara göre, Davacı-nın Devamlı Personel statüsüne geçirilmesi ne kendisinin hileli davranışları, ne doğru olmayan beyanı, ne de kendinden kaynaklanan bir hatası sonucu gerçekleşmiştir.

Davacının 4 yıl boyunca lehine subjektif sonuç doğuran, başka bir söylemle, birel işlem h-aline gelen Devamlı Personel statüsüne geçirilme kararının yarattığı hukuki sonuçların ortadan kalkabilmesi veya işlemin geri alınabilmesi veya ortadan kalkabilmesi için yok hükmünde olması gerekmektedir.

Bunun için, İdarenin almış olduğu dava konusu 10--11/9(a)-1 sayılı kararın, idare hukuku prensipleri çerçevesinde incelenmesi elzemdir.

Olgularda temas ettiğim dava konusu karara göre, Davalı, Tüzüğün 9(e) maddesinde çıkarılması öngörülen Akademik Personelin Performans Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliği- yapılmadan, Davacının, Devamlı Personel statüsüne geçirilmesinin açıkça hukuka aykırı ve hatalı olduğu ve yok hükmünde olduğu gerekçesi ile konu kararı almıştır.

Bu meselede, Davalı, yoklukla malûl olduğunu iddia ettiği Davacının Devamlı Personel statüs-üne geçirilmesi kararını, nedense tümüyle geri almadı, üstelik de söz konusu kararı bir kısım öğretim görevlisine birel işlem halinde uyguladı.

Sorumlu bir idare, yok hükmünde olabilecek kadar ağır sakatlık hali içeren kararı bütünüyle ortadan kaldırmalı- ve bu meselede olduğu gibi, subjektif bir işlem haline getirmemelidir.

Bir idari kararın unsurlarını en güzel anlatan sözlerden biri, Bonnard'ın "Tasarruf saikten kalkar, mevzudan geçerek, maksatta nihayet bulur; mevzu bu maksada erişmek için bir vasıt-adır." tümcesidir. (Bkz. Onar, İdare Hukuku sayfa 174)

İdareyi böyle bir tasarrufa sevk eden saik (sebep), tasarruftan evvel mevcut olan temel unsurdur. Maksat ise nihai neticesidir ve konuyu vasıta eder. İdari işlem, yetkili makam tarafından öngörülen ş-ekle uygun olarak yapılması suretiyle tamamlanır. İşin özü budur.

Yukarıda ifade ettiğim unsurlar yokluk açısından da değerlendirilerek sonuca ulaşılır.(Bkz.Onar, İdare Hukuku, sayfa 218)

Saik (sebep) ve maksat unsurlarındaki sakatlık nadir olmakla berab-er yokluk doğurabilir.

Bu meselede, Davalının Emare 2 kararı almasının nedeni, en az 6 yıl tam zamanlı sözleşmeli statüde çalışan öğretim görevlilerinin Devamlı Personel statüsüne geçirilmesidir. Bu neden, işlemin sebep unsurunda, Yasa'da ve Tüzük'te öng-örülenin dışında, bir amaç gütmediğini açıkça ortaya koymaktadır. Nitekim bu statüdeki 249 kişi için, bu sebeple işlem yapılmıştır.

Bu sebebe uygun olarak, Tüzüğün 2(1) maddesindeki şartları haiz öğretim görevlileri, Devamlı Personel statüsüne geçirilere-k, idari işlemden murat edilen maksat hasıl olmuştur.

Yapılan işlem, sebep (saik) ve maksat (amaç) bakımından tamamen Yasa ve Tüzüğe uygundur.

Genellikle yokluk hali, ağır yetki gasbından meydana gelir. İdari işlemler, ehil ve yetkili bir mercii tarafı-ndan açıklanan irade ile oluşur, bu esastır.

Davacıyı Tam Zamanlı Sözleşmeli öğretim görevlisi statüsünden, Devamlı Personel statüsüne geçiren kararı alan makam VYK'dır.

Bir idari karar, fonksiyon gasbı ile malûl olduğunda, genellikle sonuç yokluktur.

-Yasa ve Tüzüğe göre, şartları uyan öğretim görevlilerinin Devamlı Personel statüsüne geçirilmesiyle ilgili karar alma makamı VYK'dır. Bu anlamda, ortada ağır yetki gasbı veya fonksiyon gasbı ile alınmış bir idari karar bulunmamaktadır.

Bu noktada, Tüzüğü-n 9(e) maddesinde belirtilen yönetmeliğin eksikliğinin, VYK'nın yetkisine olan etkisini incelemem gerekmektedir.

R.G. 18.4.2006 Ek III AE 221 ile tadil edilen Tüzüğün geçici 2(1) maddesine göre, Tüzüğün yürürlüğe girdiği tarihten önce, Üniversitede (6) y-ıl Tam Zamanlı Sözleşmeli çalışan öğretim görevlilerine Devamlı Personel Kadrolarına müracaat hakkı verilmiş ve bu kapsamdaki öğretim görevlilerinin Tüzük'teki şartları haiz olmaları halinde, VYK tarafından Devamlı Personel statüsüne alınmaları öngörülmüşt-ür.

Davacı, Tüzüğün yürürlüğe girdiği tarihten önce, 6 yıl Tam Zamanlı Sözleşmeli Öğretim Görevlisi olarak çalıştığından, Davacı için esas olan Tüzüğün geçici 2(1) maddesindeki 'a' dan 'd' ye kadar sıralanan şartlardır. Çıkarılacak yönetmelik, Davalıya,- Tüzüğün öngördüğü şartlardan daha ağır veya Tüzük'te yer almayan bir şart koyamacağından, yönetmeliğin çıkarılmaması, Davacı açısından, ancak şekil unsurundaki bir eksiklik olarak değerlendirilebilir; bunun ötesinde yetki gasbından bahsedilemez. Bu nedenl-e VYK, ilgili tarihte Davacı için karar alırken, herhangi bir yetki gasbında bulunmamıştır.

Bu dava açısından üzerinde en fazla durulması gereken unsur, konu (mevzu) ve şekil (biçim) unsurlarıdır.

Konu (mevzu), Devamlı Personel statüsüne geçiş olduğuna -göre, tayinin şartlarının mevcut olmadığı bir durumda, sıfatın iktisabı doğmamış olur ve bu sakatlık, tasarrufu idari tasarruf mahiyetinden çıkartarak, yok hükmünde sayabilir. Bunun yanı sıra maddi varlıkları muayyen bir şekle bağlı olan tasarruflar, bu şe-kli almadıkça yok sayılmaları icap eder. (Bkz.Onar İdare Hukuku, sayfa 221)

Bu davada, Davacının Devamlı Personel statüsüne geçiş niteliklerini haiz olmadığına ilişkin herhangi bir iddia yapılmamıştır. Tam aksine, Emare 2'de ifade edildiği gibi, Davacının- durumu, Devamlı Personel Değerlendirme Komisyonu tarafından değerlendirilerek, uygun görülmüştür. Dolayısıyla konu unsurunda işlemi yoklukla malul kılacak ağır sakatlık halinin olduğunu söyleyemeyiz.

Tüzüğün 9(e) maddesine göre, Akademik Personelin Perfo-rmans Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliği çıkarılmadan, Davacının Devamlı Personel statüsüne geçirilmesi, idari işlemde, şekil yönünden ağır sakatlık hali yaratır mı? Bu sorunun cevabı, dava açısından önem arzetmektedir.

Temel kural, maddi varlıkları muay-yen bir şekle bağlı olan tasarrufların, bu şekli almadıkça, yok sayılmaları icap ettiğidir. (Bkz.Onar İdare Hukuku, sayfa 221) Daha hafif şekil sakatlıkları butlan veya daha hafif müeyyidelerin tatbikini icap ettirir.

İdare hukukunda, gelişen süreçte, yö-netsel biçim değerlendirilirken, idari şekilden beklenen yararlar, yönetim ve yönetilen ayrımı üzerinde durulmuş, özellikle "birincil kural", "ikincil kural" ayrımı yapılmıştır.

Genel olarak, uygulamada, yönetilenlerin yararı için öngörülmüş kurallar ile -uygulanmadığı zaman, kararın içeriğini etkileyici nitelikte olan kurallar, birincil kural olarak kabul edilir. (Bkz. Prof.Dr.A.Şeref Gözübüyük, Yönetsel Yargı 9. baskı, sayfa 157). Buna bağlı olarak, birincil kurallarda meydana gelebilecek bir eksiklik, ni-teliğine göre işlemi yoklukla malûl hale getirebilir.

Bir yönetsel işlemin yapılması için uyulması gereken biçim koşulları, izlenmesi gereken yöntem ve kuralları, genellikle yasa, tüzük, yönetmelik, genelge gibi çeşitli metinler içinde yer almaktadır. Bu- konuda (Bkz.Prof.Dr.A.Şeref Gözübüyük, Yönetsel Yargı, 9.baskı sayfa 156)

Biçim ve yönteme ilişkin kuralların bir bölümü yönetimin, bir bölümü de yönetilenlerin yararı için konmuştur. Yönetilenlerin yararı için, onlara güven sağlamak için konmuş olan kur-allara uyulmaması, işlemin iptalini gerektirmektedir. Buna karşın, yalnız yönetimin yararı için konmuş olanların savsaklanması, işlemin iptalini gerektirmemektedir. Fransız Danıştayı'nın da kararlarındaki ölçüt budur.(Bkz.Prof. Dr.A.Şeref Gözübüyük, Yönets-el Yargı, 9.baskı, sayfa 157)

Bu esaslar dahilinde, huzurumdaki davayı değerlendirdiğimde, ortaya şöyle bir tablo çıkmaktadır:

Tüzük'te 18.4.2006 tarihinde yapılan değişiklikte, 9(e) maddesi ile sözleşmelerin uzatılması, Sözleşmeli Personelin Devamlı Per-sonel kadrolarına aktarılması ve Devamlı Personel kadrosundan hangi koşullarda çıkarılacağının, Senatonun önereceği ve Vakıf Yöneticiler Kurulunun karara bağlayacağı Akademik Personelin Performans Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliği çerçevesinde yapılacağı -düzenlenmiştir.

Ancak, aynı Tüzüğün geçici 2(1) maddesi, Tüzüğün yürürlüğe girdiği tarihten önce, Üniversitede en az 6 yıl Tam Zamanlı olarak sözleşmeli statüde çalışmış olan ve aynı maddenin (a,b,c,d) paragraflarında belirlenen koşulları yerine getiren -öğretim görevlilerine, müracaat etmeleri halinde Devamlı Personel statüsüne geçme hakkı verilmiştir.

Buna göre R.G.18.4.2006, Ek III AE 221 sayılı Tüzüğün yürürlüğe girdiği tarihten önce, Üniversitede en az 6 yıl tam zamanlı sözleşmeli olarak çalışmak ve- a,b,c,d paragraflarında belirlenen koşulları yerine getirmek, yönetilenlerin üzerine düşen biçim koşuludur ve bu Tüzük açısından birincil kuraldır.

Davacının bu şartları haiz olduğu, huzurumdaki olguların doğal ve hukuki sonucudur.

Yönetmelik çıkarmak- yükümlülüğü ise, Davalıya yüklenmiş bir biçim koşuludur. Tüzük, yönetmeliklerin 4 ay içerisinde çıkarılmasını öngörmesine rağmen, idare, yönetmeliği çıkarmayarak görevini savsaklamış, böyle olmakla birlikte Tüzüğün şartlarını yerine getiren tüm öğretim gö-revlilerini Devamlı Personel statüsüne geçirmiştir.

Devamlı Personel olmak için, Tüzük'ten önce tam zamanlı olarak çalışan öğretim görevlilerine bahşedilen haklar çerçevesinde, Davalı Tüzüğün öngördüğü şartları yerine getiren Davacıya, kendi savsakladığı- görevi yerine getirmemenin sorumluluğunu yükleyemez. Bu nedenle, şekil yönünden işlemi yoklukla malul kılacak kadar ağır bir sakatlık olduğu sonucuna varılması hukuken imkânsızdır.

Bu sonuçtan hareketle, Davacıyı Devamlı Personel statüsüne geçiren Davalı-nın 20.4.2006 tarih 05/06/21-18 sayılı kararının, yönetimin açıkça yapamayacağı yoklukla malûl veya geri alınabilir nitelikte hatalı bir işlem olmadığına ilişkin bulgu yaparım.

Bu bulgum ışığında, Davalının, Davacıyı Devamlı Personel statüsüden çıkaran 3-0.12.2010 tarih ve 10-11/9(a)-1 sayılı kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve hiçbir sonuç doğurmayacağına ilişkin hüküm verilmesi gerekmektedir.

Davacı (A) paragrafındaki talebinde başarılı olmuştur.

Davacı, (B) paragrafında, Davalının 10-11/9(a)-1- sayılı karar ışığında aldığı 30.6.2010 tarih ve 09-10/27-4 sayılı VYK kararının iptalini ve/veya mezkur kararı iptal eden 10-11/9(a)-2 sayılı kararının iptalini talep etmektedir.

Davacının (B) paragrafındaki talebi, bu dava açısından gereksizdir. Anlaşı-lan Davacı Avukatı, bu talebi, Davacının talep ettiği çarelerde eksiklik veya hata yapmamak için davaya dahil etmiştir.

Meselenin iyi anlaşılması için olgulara kısaca temas etmek gerekmektedir.

Davalı, ilk önce 30.6.2010 tarih ve 09-10/27-4 sayılı kar-ar ile, öğrenci azlığı nedeniyle, Davacıyı işten durdurma kararı aldı.

Davacı, bu kararın iptali için, YİM 101/2010 sayılı davayı açtı.

Dava devam ederken, Davalı, (A) paragrafında belirtilen 30.12.2010 tarih ve 10-11/9(a)-1 sayılı kararı alarak, Davac-ının Devamlı Personel statüsüne geçirilmesi kararının yok hükmünde olduğu nedeniyle geri aldı.

Davalı, bu kararına bağlı olarak 10-11/9(a)-2 sayılı kararı alarak, Davacı aleyhine daha önce alınmış olan ve YİM 101/2010 sayılı davaya konu olan 30.6.2010 ta-rih ve 09-10/27-4 sayılı kararın herhangi bir hükmü kalmadığına ve iptal edilmesine oybirliği ile karar verdi. Başka bir söylemle Davalının öğrenci azlığı nedeniyle işine son verilmesi kararını ortadan kaldırdı.

Davalının, Davacı aleyhine aldığı Devamlı -Personel statüsüne geçirilmesinin geri alınması kararının, Mahkeme tarafından iptal edilmesi, idarenin Davacı lehine ortadan kaldırdığı başka bir kararı kendiliğinden hukuk alemine getirmez.

(B) paragrafına konu karar, Davalı tarafından geri alınıp ortad-an kaldırıldığından, (B) paragraf altında herhangi bir karar verilmesi gerekmemektedir.

SONUÇ :

Tüm yukarıdakiler ışığında, Davacı (A) paragrafındaki talebinde başarılı olduğundan lehine hüküm verilmesi gerekmektedir.

Netice itibarıyla;

Davacının De-vamlı Personel statüsüne geçişini sağlayan 20.4.2006 tarih ve 05-06/21-18 sayılı kararı geri alan veya yok hükmünde sayan Davalının 30.12.2010 tarih ve 10-11/9(a)-1 sayılı kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve hiçbir sonuç doğurmayacağına KARAR verilir-.

Mukayyit tarafından tespit edilecek dava masrafları Davalı tarafından ödenecektir.



Ahmet Kalkan
Yargıç

3 Aralık, 2012




21






Full & Egal Universal Law Academy