Yüksek İdare Mahkemesi Numara 26/1995 Dava No 28/1996 Karar Tarihi 08.11.1996
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 26/1995 Dava No 28/1996 Karar Tarihi 08.11.1996
Numara: 26/1995
Dava No: 28/1996
Taraflar: Doç. Dr. Ayla Gürel ile DAÜ Vakıf Yöneticileri
Konu: Disiplin kurulu kararının iptali
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 08.11.1996

-D.28/96 YİM 26/95

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede
Yargıç Metin A. Hakkı Huzurunda

Müstedi: Doç. Dr. Ayla Gürel, Mühendislik Fakültesi, Doğu Akdeniz
-Üniversitesi, Magosa. (Üniversite Lojmanı)
ile
Müstedaaleyhler: 1. Doğu Akdeniz Üniversitesi Vakıf Yöneticileri
Kurulu, Magosa.
2. Doğu Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü, Magosa.
3. Doğu Akdeniz Üniversitesi, Akademik Personel
- Disiplin Kurulu, Magosa.
4. Doğu Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi
Dekanlığı, Magosa.
5. Doğu Akdeniz Üniversitesi Genel Sekreterliği,
Magosa.
6. Doğu Akdeniz Üniversitesi Senatosu, magısa.
7. Doğu Akden-iz Üniversitesi Üst Disiplin Kurulu,
Magosa.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Avukat Gülsüm Yücel.
Müstedaaleyhler namına: Avukat Nesrin Atalay.



H Ü K Ü M

-Müstedi 30.1.1995 tarihinde Yüksek Mahkeme Mukayyitliğine dosyaladığı yukarıda ünvan ve sayısı gösterilen başvuru ile aynen aşağıdaki 3 talepte bulunmuştur:

"A- Müstediye Müstedaaleyh 2 ve/veya Müstedaaleyhler tarafından gönderilen 14.11.1994 tarihli ve -210/506.9/192/1070 sayılı Karar ve/veya yazının ve/veya yanıtın tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve/veya herhangi bir hukuki sonuç doğuramayacağına dair karar ve/veya emir verilmesine,

B- Müstedaaleyhlerin ve/veya Müstedaaleyh 6 veya 7'nin Müstedinin- 24.11.1994 tarihli yazı ve/veya itiraznamesine 10 günlük yasal süre geçmiş olmasına rağmen herhangi bir cevap verilmemesine ve/veya Üst Disiplin Kurulunu oluşturmamakla yaptığı ihmalin yapılmaması gerektiğine dair bir karar ve/veya emir verilmesi,

C- Müs-tedaaleyhlerin Müstediye gönderdiği 14.11.1994 tarihli ve 210/506.9/192/1070 sayılı kararın ve/veya mezkûr karardaki disiplin cezasının ve/veya işleminin Müstedinin siciline kaydedilmemesine ve/veya kaydedilmişse iptal edilmesine dair bir emir ve/veya hükü-m."

Müstedaaleyhler mezkûr başvuruya 27.4.1995 tarihinde bir itirazname dosyalamışlar, özetle Müstediye Müstedaaleyhlerce verilmiş olan disiplin cezasının "ilgili Yasa Tüzük ve Yönetmeliklere tamamen uygun" olup "yasal olarak işlem" yapıldığını iddia etm-işler ve Müstedinin başvurusunun iptal edilmesini talep etmişlerdir. Buna ilâveten dosyalamış oldukları itirazlarında, iptidai itiraz öne sürmüşler ve bu neden veya nedenlerle de başvurunun iptalini talep etmişlerdir. Müstedaaleyhler bir başka deyişle Müst-ediye Müstedaaleyh-lerce verilen cezanın 26.1.1995 tarihli Üst Disiplin Kurulu kararının oluşturduğu, Müstedinin bunun aleyhine başvuru dosyalaması gerekirken, önceki ve 4.11.1994 tarihli Disiplin Kurulu kararı aleyhine başvuru dosyalamış olduğunu, bunun i-tiraznamedeki aynı kelimelerle mevsimsiz ve/veya estopel teşkil ettiğini ve/veya dava sebebi doğmadan yapıldığını bu nedenle de iptal edilmesi gerektiğini öne sürmüşlerdir.

Başvurunun talimatı taraflar arasında gerçekleştikten sonra, birkaç kez başvuru z-aptı dava olarak görüşülmüş ve neticede duruşma tek Yargıçtan oluşan Yüksek İdare Mahkemesi önünde 27.9.1996 tarihinde başlamış ve 10.10.1996 tarihli celsede de devam ederek 2 oturumda hitam bulmuş ve duruşma karar için bilâmüddet ertelenmişti. Söz konusu -duruşma başladığında Müstedaaleyh tarafı önce iptidai itirazlarını dinlenip karara bağlanmasını talep etmiş, Mahkeme ise bu husustaki kararı, başvurunun tamamı dinlendikten sonra vermeyi uygun görmüş ve duruşma bu çerçevede ceryan edip hitam bulmuştur. Dur-uşma esnasında taraflar Mahkemeye karşılıklı muvafakat çerçevesinde evraklardan oluşan ceman 32 adet emareyi ibraz etmişlerdir. Duruşma başladığında Müstedi, bizzat gelip kısa da olsa şahadet verdikten sonra başvuru tarafların müşterek müracaatı üzerine kı-sa bir süre tehir edilmiş, tehriden sonra aynı gün taraflar başvurunun kökeninde yatan olgular üzerinde mutabık olduklarını Mahkemeye beyan edip olguları Mahkemeye aktarmışlar, emarelere değinerek hitabelerini yapmakla duruşmayı sonuçlandırmışlardır. Duru-şma esnasında başka herhangi bir şifahi şahadet ibraz edilmemiştir.

Tarafların üstünde mutabık oldukları ve başvurunun kökeninde yatan olguları aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür: 1959 doğumlu olan Müstedi, 1981 yılında Ankara Hacettepe Üniversitesind-en mezun olmuş 1983 yılında Georgia Institute of Technology'den M.Sc. degree'si almış ve 1989 yılında da Bilkent Üniversitesinden Ph. D. payesi almıştır. Müstedi, Müstedaaleyhler nezdinde 1983 yılında göreve başlayıp 1984'de muvazzaf olduktan sonra 1993'de- Müstedaaleyhlerce doçent olarak atanmış ve halen de bu görevi yürütmektedir.

Müstedi, merkezi İngiltere'de Bristol'da bulunan Hewlett-Packard Laboratories'den, 15.9.1994 tarihinde, 3-7 Ekim tarihleri arasında (her iki tarih dahil) yapılacak olan bir sem-inere davet edilmiş ve gerekli masraflarının da sözü edilen kuruluş tarafından karşılanacağı kendisine bildirildikten sonra buna katılması istenmiştir. Müstedi 19.9.1994 tarihinde buna katılabilmek için Müstedaaleyhlerden 5 günlük izin talep etmiş ancak 29-.9.1994 tarihinde izin müracaatı Müstedaaleyhlerce reddedilmiştir. Müstedi 1.10.1994 tarihinde sözü edilen ret kararını kabul etmeyeceğine dair Müstedaaleyhlerce bir yazı yazdıktan sonra yine de Bristol'a gidip ilgili toplantıya katılmış ve toplantıda bir -de bildiri sunduktan sonra 8.10.1994 tarihinde adaya dönüp görevine devam etmiştir. Akabinde Müstedaaleyhler Müstediye gönderdikleri 18.10.1994 tarihli bir yazı ile gerek 2.8.1994 ile 5.8.1994 tarihleri arasında 4 gün ve gerekse 3.10.1994 ile 7.10.1994 ta-rihleri arasında 5 gün ceman 9 gün izinsiz olarak göreve gelmemesinin disiplin suçu oluşturduğunu kendisine bildirmiş ve savunmasını yapmağa davet etmiştir. Müsetdi 26.10.1994 tarihinden emare 14 olarak Mahkeme önünde duran yazılı belgesi ile savunmasını y-apmış, bu arada izinsiz olarak göreve gelmediği günlerin ödenekleri Müstedaaleyhlerce maaşından kesilmiş ve Müstedaaleyhlerce 4.11.1994 tarihli bir yazı ile konunun disiplin işlemleri yapılması için Akademik Personel Yönetmeliğinin 12. maddesi uyarınca Aka-demik Personel Disiplin Kuruluna sevkedildiği Müstediye bildirilmiştir. 8.11.1994 tarihinde saat 15.45 de bu maksatla Rektörlükte hazır bulunması gerektiği de Müstediye duyurulmuştur. Müstedi sözü edilen tarihte kendisine bildirilen saatten önce hazır bulu-nması istenen yerde bulunmuş, duruşma 14.30'da gıyabında başlamış, suçlamaya yönelik diye vasıflandırabileceğim tanıkların şahadeti gıyabında dinlenmiş ve saat 16.00'da Müstedi salona alınıp durum kendisine bildirildikten sora müdafaasını yapmaya davet edi-lmiştir. Bu karada, bu konunun mühim olabileceği gereği düşünülerek tarafların müştereken Mahkemeye sundukları emare 18'de bu konu ile ilgili zabıtları aynen karara aktarmayı uygun gördüm. Emare 18'in 5. paragrafı ve diğer ilgili paragrafları aynen şöyledi-r:

"Tanıkların dinlenmesinden sonra savunmasını yapmak üzere Doç. Dr. Ayla Gürel toplantıya çağrıldığında, tanıklar dinlenirken kendisinin toplantıda bulunması gerektiğini ve böyle bir talebi olduğunu beyan etti. Bunun üzerine Üniversite Hukuk Danışmanı A-vukat Nesrin Atalay görüş almak üzere toplantıya çağrıldı. Sayın Atalay Doç Dr. Ayla Gürel'in tanıklar dinlenirken kendisinin de toplantıda hazır bulunması isteğinin, tüzükte yeri olmadığını ve bu talebin reddinin uygun olacağını Disiplin Kurulu üyelerine -bildirdi. Doç. Dr. Ayla Gürel savunmasını yapmak üzere toplantıya çağrıldı. Kendisine yöneltilen izinsiz göreve gelmeme eylemlerini 2-5 Ağustos 1994 ve 3-7 Ekim 1994 tarihleri itibarı ile ayrı ayrı değerlendireceğini beyan etti ................
...........-.. Genel olarak 2-5 Ağustos 1994 tarihlerini kapsayan izinsiz göreve gelmeme konusunda söyleyecek pek fazla bir şey olmadığını da belirtti. Doç Dr. Ayla Gürel 3-7 Ekim 1994 tarihleri arasında yurt dışında konusu ile ilgili atölye çalışmalarına katılma tale-binin Rektörlükçe reddedilmesinin gerekçelerini ayrı ayrı değerlendirdi. Sonuçta gerekçelerinin tümünün haklı bir nedene dayanmadığı kanaatinde olduğunu söyledi.

İzin verilmemesine rağmen yapacağı akademik çalışmalardan gerek kendisinin ve gerekse üniver-sitenin edineceği yararı göz önünde bulundurarak ve sonuçlarına katlanma pahasına izinsiz olarak görevden ayrılmayı uygun bulduğunu, ayrıca izin verilmeme kararına itiraz edecek vakti bulunmadığını belirtti.

Soruşturma memurunun yazılı savunma isteğine v-erdiği yazılı cevabını konu ile ilgili olmayan kişi veya kuruluşlara da göndermesinin sebebi sorulduğunda ise kendisini o sırada savunmasız hissettiğini ve bilgi vermek maskadı ile dağıtım yaptığını söyledi. Son olarak işlediği fiilin gerektirdiği disiplin- cezasını da belirterek toplantıdan ayrıldı."

Bilâhare emare 20'de görülen karar aynı gün, yani 8.11.1994 tarihinde Müstedaaleyhlerce alındı. Emare 20'de yerini bulan karar aynen şöyledir:

"Soruşturmacı olarak görevlendirilen Mühendislik Fakültesi Dekan-ı Prof. Dr. Erdil Rıza TUNCER tarafından hazırlanan soruşturma raporu ışığında; Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet ŞAFAK ile Doç. Dr. Cengiz ACARSOY tanık olarak dinlenerek ve kendi ifadesi alıanrak Doç. Dr. Ayla Gürel'in 3--5 Ağustos 1994 (3 gün) ve 3-7 Ekim 1994 (5 gün) tarihleri arasında toplam 8 işgünü izinsiz ve kabul edilebilir bir özürü olmaksızın göreve gelmediğinden DAÜ Akademik Personel Disiplin Yönetmeliği'nin 6(4)(b) maddesi uyarınca kademe ilerlemesinin iki yıl s-üre ile durdurulmasına oybirliğiyle karar verilmiştir."

Yukarıda aynen alıntısı yapılan kararda değinilen DAÜ Akademik Personel Disiplin Yönetmeliği de emare olarak Mahkemeye ibraz edilmemesine rağmen Resmi gazetede yayınlanmış olması hasebi ile varlığın-dan Judicial Notice alınabilir (Bak: Y/H 17/93 D.3/94). İlaveten tarafların her 2'si de duruşma sonunda Mahkemeye yaptıkları hitabelerde sözü edilen yönetmeliğe atıfta bulunmuşlardır. Emare 20 kararda sözü edilen Akademik Personel Disiplin Yönetmeliğinin 6-(4)(b) maddesi aynen şöyledir:

"(4) Kademe ilerlemesini Uzun Süreli Durdurma Cezası Personele, bulunduğu kademe ilerlemesinin altı aydan fazla süre ile durdurulmasıdır. Kademe ilerlemesini Uzun Süreli Durdurma Cezası gerektiren eylem ve davranışlar şunlar-dır:

..................
İzinsiz veya Üniversitece kabule dilen özrü olmaksızın kesintisiz 5 gün devamsızlık göstermek;
................."

Yukarıda aynen alıntısı yapılan 8.11.1994 tarihli Akademik Personel Disiplin Kurulu kararı bilahare 14.11.1994 tarih-inde Akademik Personel Disiplin Yönetmeliği'nin ilgili maddesi uyarınca onay için Rektöre gönderilmiş ve Rektörde ilgili kararı 14.11.1994 tarihinde onayladıktan sonra karar Müstediye 16.11.1994 tarihinde bildirilmişti. Sözü edilen Disiplin Kurulu kararı M-üstediye tebliğ edilirken ilâveten 10 gün içinde Rektörlüğe itirazda bulunabileeği de Rektörlükçe Müstediye bildirilmiş ve Müstedi 24.11.1994 tarihinde sözü edilen karara itiraz etmiştir. Bir başka deyişle Müstedi istinaf hakkını kullanıp Disiplin Kurulu k-ararına karşı 24.11.1994 tarihinde istinaf etmiştir. 16.12.1994 tarihine kadar istinaf veya itirazlarına bir yanıt alamayan Müstedi 16.12.1994 tarihinde rektöre bir hatırlatma yazısı yazmıştır. 25.1.1995 tarihinde bir üst makam olan D.A.Ü. senatosu toplanm-ış; toplantıda, inter alia, Müstedinin istinafının görüşülmesine karar alınmış ve 26.1.1995 tarihinde Müstedinin istinafı bu maksatla tüzük gereği oluşturulan Senato Üst Disiplin Komisyonu oluşturulup 26.1.1995 tarihinde Müstedinin istinafı Müstedinin gıya-bında görüşülmüş ve aynı gün reddolunarak karara bağlanmıştır. Senato Üst Disiplin Komisyonu kararı Emare XXVII olarak Mahkemeye ibraz edilmiş olup aynen şöyledir:

"DAÜ Akademik Personel Disiplin Kurulu'nun 8 Kasım 1994 tarihinde verdiği Doç. Dr. Ayla Gür-el'in "Kademe ilerlemesinin iki yıl süre ile durdurulması" disiplin cezasına, ilgili akademik personel tarafından itiraz yapılmıştır.

İtirazla ilgili olgular özetle şöyledir: Doç. Dr. Ayla Gürel 2-5 Ağustos 1994 ve 3-7 Ekim 1994 tarihlerinde izinsiz ve Re-ktörlüğünün yazılı red kararına rağmen, görevinden ayrıldığı ve/veya görevine gelmediği belge- lenmiştir.

Olgular Üst Disiplin Kurulu tarafından etraflıca incelenmiş, ilgili belgeler tetkik edildikten sonra, işbu konudaki olguların çok açık ve net ve/veya- şüphe götürmez nitelikte olduğu ve disiplin konusu olan iznin, yetkili makam ve/veya Rektörlük tarafından verilmediği ve işbu hususun ilgili şahsa ve/veya öğretim üyesine tebliğ edilip, açıkça gitmesinin uygun bulunmadığı belirtildiği halde, işbu karara u-yulması gerekirken; bir öğertim üyesinden beklenmiyen bir şekilde, üstlerinin ikazına rağmen yetkili makamın reddini hiçe sayarak kendi istediği doğrultuda, kesintisiz olarak 3 gün ve 5 gün olmak üzere iki kez göreve gelmemiş ve Akademik Personel Disiplin -Yönetmeliği 6(4)(b) maddesine tamamen aykırı hareket etmiştir.

Disiplin Kurulu'nun 8.11.1994 tarihinde verdiği kararı Akademik Personel Disiplin Yönetmeliğini'nin 6(4)(b) maddesine tam anlamıyla ve açıkça uygundur.

Disiplin Kurulu, ilgili öğretim üyesine- ilişkin karar verirken, mevcut yasal düzenlemeye uygun hareket etmiş ve Yönetmelik hükümlerini aynen uygulamıştır. Disiplin Kurulu'nun böyle hareket etmekle, ne yetkilerini aştığı ne de kötüye kullandığı söylenemez. Yukarıda belirtilenler ışığında ilgili -öğretim görevlisinin itirazındaki yakınmalarının, yasal dayanaktan yoksun olduğu cihetle, işbu itirazın reddedilmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak itiraz, oybirliği ile reddolunur."

Bilâhare 6.2.1995 tarihinde söz edilen Senato Üst Disiplin Komisyonu kara-rı Müsetdiye şahsen tebliğ edilmiş, 30.1.1995 tarihinde de şahsına verilmek üzere sekreterine bırakılmıştı.

Müşterek olguları yakrıdaki gibi özetledikten sonra iptidai itirazı karara bağlamam açısından bazı tarihleri burada vurgulamayı uygun görmekteyim:-- Akademik Disiplin Kurulu kararı 8.11.1995 tarihinde alınmış, bunun mevzuat gereği geçerlilik kazanması için Rektörün onayı 14.11.1994 tarihinde verilmiş, rektörün onayını içeren Disiplin Kurulu kararı Müstediye 16.11.1994 tarihinde tebliğ edilmiştir. Müs-tedi bu karar aleyhine 24.11.1994 tarihinde istinaf etmiştir. Müsetdinin istinafı 26.1.1994 tarihinde yetkili merci olan Senato Üst Disiplin Komisyonu tarafından görüşülmüş ve Senato Üst Disiplin Komisyonu kararı Müstediye 6.2.1995 tarihinde şahsen tebliğ -edilmiştir. İlâveten 30.1.1995 tarihinde de Müstedinin sekreterine Müstediye iletilmek üzere bırakılmıştır. Müstedi ise Yüksek İdare Mahkemesine 30.1.1995 tarihinde başvurusunu dosyalayıp halen yürürlükte bulunan senato Üst Disiplin Komisyonu kararını deği-lde bu kuruluşun kararını onayaldığı Akademik Disiplin Kurulunun 8.11.1994 tarihli ve Rektörce 14.11.1994 tarihinde onaylanan ve Müstediye 14.11.1994 tarihli yazı ile 16.11.1994 tarihinde bildirilen 210/506.9/192-1070 referans sayılı kararı başvuru konusu- yapmıştır.

Bu gerçekler muvacehesinde Müstedaaleyhlerin yaptığı iptidai itiraz ne dereceye kadar geçerlidir? Bu aşamada bunun tezekkür edilip karara bağlanması uygundur. Konu ile ilgili olarak Zaim Necatigil aynen şöyle demektedir:

"Ayırca birkaç aşama-dan oluşan 'karma yönetsel işlem' vardır ki, bazı durumlarda ön aşamada alınan kararda kendiliğinden 'yönetsel karar' sayılabilir. Ancak son aşamada kararın alınması ile karma yönetsel işlemin tamamlanması halinde iptal davasına konu yapılabilecek olan son- karardır". (Bak: Zaim Necatigil Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde Anayasa ve Yönetim Hukuku (1988) sayfa 84).

Aynı yazar aynı eserin 85. sayfasında talebelerle ilgili olarak talebelere verilen disiplin cezalarına matuf aynen şöyle dememketdir:

"Ayrıca, -uygulanmakta olan Disiplin Yönetmeliğine göre, Okul Disiplin Kurulunca alınan kararları yönetsel bir organ olan üst Disiplin Kurulunca gözden geçirilmesi gerekir. Bu nedenle üst düzeyde alınan kararlar iptal davasına konu yapılabilmektedir".

Müstedaaleyh-lerin yaptığı ön itirazı tam manası ile destekleyen bir içtihat Mahkemeye gösterilmemiştir. Ben ise bu kararı hazırlarken yaptığım araştırmada konu ile ilgili olarak ve Mahkemeye ışık tutabilecek nitelikte 2 içtihata rastaldım, ve bunlardan yararlanmayı uy-gun gördüm. Nicolaos D. Haros and The Republic of Cyprus, through the Minister of the İnteror davasında, (Bak: vol.4, RSCC. page 39, sayfa 40) bir polisin disiplin duruşmasında, ilgili polise verilen disiplin cezasının ilgili polis tarafından polis bünyesi-nde bir üst makama istinaf etmesi ile, Mahkeme, önündeki başvuruyu karara bağlarken kararın henüz kesinlik kazanmadığını kabul etmiş ve bu nedenle 1960 Kıbrıs Anayasanın 146. maddesi tahtında (ki bu bizim Anayasamızın 152. maddesine tekabül etmektedir), Yü-ksek İdare Mahkemesine şikayetçinin başvuru konusu yapılamıyacağını kabul etmişti. İlgili Mahkeme kararının başlığı (head note)(i) paragrafı altında aynen şöyledir:

"The decisions of the Presiding and Reviewing Officers could not be deemed to be decisions- in the sence of Art. 146 because, in view of the Applicant having sought reconsideration of them higher administrative authority, they were not yet final (Nicos Pelides and The Republic (Council of Minsters) and another, 3 RSCC P.13, applied)."

Yukarıd-a iktibas edilen Zaim Necatigil'in kitabındaki prensibi ve Haros davasındaki prensibi benimseyip mantıklı bulduğumdan Mutandis Mutandis orda öngörüldüğü gibi hareket etmeyi uygun gördüm. Şöyle ki; müstedinin esas yakınma konusu yaptığı veya yapması gereken- disiplin cezasını bugün hangi karar oluşturmaktadır? Kuşkusuz 26.1.1995 tarihinde alınan ve nihai olan Senato Üst Disiplin Komisyonu kararı oluştrmaktadır. Bu durumda Müstedinin başvurusuna konu ettiği ve kendine 14.11.1994 tarihinde Rektörün onayı ile bi-rlikte iletilen Akademik Disiplin Kurulu kararı Mahkemece iptal edilse dahi Senato Üst Disiplin Kurulu Kararı iptal konusu olmadığı ve meriyette kalacağına göre Müstediye bir menfaat sağlamayacağı da ortadadır. A fortiori final kararı Senato Üst Disiplin K-urulu kararı oluşturmaktadır, ve bu dururken, 'challenge' dahi edilmeden, konunun Anaysasının 152. maddesi tahtında Yüksek İdare Mahkemesine intikal ettirilmesi hatalıdır. Bir başka deyişle idarenin ancak nihai kararları Yüksek İdare Mahkemesince denetime -tabi olabilmelidir.

Müstedi Yüksek Mahkeme Mukayyitliğine başvurusunu 30.1.1995 tarihinde dosyalamış aynı gün Senato Üst Disiplin Komisyonu kararı da Müstediye iletilmek üzere Müstedinin Sekreterine tebliğ edildiğine göre ve Müstedinin başvurusunu üzerin-e dayandırdığı Anayasanın 152. maddesinde öngörülen 75 günlük sürenin de o günlerde dolma olasılığı olmadığına göre Müstedinin neden Üst Disiplin Kurlu kararını başvuru konusu yapmadığını anlamakta müşkülat çekmekteyim ve bu konuda da önümde hiçbir izahat -verilmemiştir.

Netice olarak başvurunun esasına inmeden ve esasını inceleyemeden üzülerek, Müstedaaleyhlerin yaptığı itirazı haklı görür ve ona uygun olarak başvurunun iptalini emrederim.

Başvuru masrafları ile ilgili olarak herhangi bir emir vermemeyi- uygun gördüm.


(Metin A. Hakkı)
Yargıç

8 Kasım 1996




















-



-


1



-


Full & Egal Universal Law Academy