Yüksek İdare Mahkemesi Numara 260/1980 Dava No 18/1982 Karar Tarihi 02.06.1982
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 260/1980 Dava No 18/1982 Karar Tarihi 02.06.1982
Numara: 260/1980
Dava No: 18/1982
Taraflar: Özdemir H. Bahadır ile Kamu Hizmeti Komisyonu
Konu: Terfi kararının iptali istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 02.06.1982

-D.I8/82 YİM 260/80

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan.

Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti: Şakir Sıdkı İlkay, N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut.

Müstedi: Özdemir H. Bahadır, İnönü.

İle -

Müstedaaleyh: Kamu Hizmeti Komisyonu v-asıtasıyle KTFD. Lefkoşa.

Arasında.

Müstedi namına: Fuat Veziroğlu.
Müstedaaleyh namına: Işılay Ever.
İlgili şahıslar namına: Talat Kürşat tarafından Aygün Doratlı.



Yasa Maddesi:

İstemin Özeti: Müstedaaleyh tarafından Başöğretmen "A" mevkiine atanma -isteminin reddine veya mezkûr mevkilere başkalarının atanmalarına ilişkin kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesi istemi.

OLAY: İlkokul öğretmeni olan Müstedi 10 yıldan beri Başöğretmen olarak görev yapma-ktadır. Müstedaaleyh tarafından münhal ilân edilen Başöğretmen "A" mevküne müracaat etti ve bu mevkiye uygun görülmeyerek terfi ettirilmedi. Başvuruda ilgili şahısların atanmalarının yetki gasbı, yetkiyi kötüye kullanma ve yetki tecavüzü olarak ileri süren- Müstedi bu başvuruyu dosyaladı.

SONUÇ: Verilen şahadetten Müstedinin Komisyona, Güzelyurt dışında başka bir yerde görev yapmayacağını söylediği anlaşılmaktadır. Müstedi konu mevkilerin bulunduğu yerlerde görev yapmağı kabul etmiş olsa idi, Müstedaaleyhin- yetkisini kötüye kullandığı gerekçesi ile verilen karara müdahalemiz için yeterli neden olabilirdi.
Başvuru reddolunur.

Atıfta Bulunuları Yargısal İçtihatlar:
1-25/76 sayılı Mustafa Vasıf Remzi ile Amme Hizmeti Komisyonu arasındaki Yüksek İdare Mahkemes-i kararı.


HÜKÜM

Şakir Sıdkı İlkay: Bu başvuruda Mahkemenin hükmünü sayın yargıç Niyazi F. Korkut verecektir.



Niyazi F. Korkut: İlkokul öğretmeni olan müstedi 10 yıldan beri Başöğretmen olarak görev ifa etmektedir.
1979 yılında münhal ilân edilen Tem-el Eğitim 1. Kademe (ilk- okul) Başöğretmen "A" mevkileri için, sair adaylarla birlikte, müstedi de müracaatta bulundu.

Müstedaaleyh 25-26.12.1979 tarihlerinde yapılan mülâkatlardan sonra bu başvuruda ilgili şahıs olanların 28.2.1980 tarihinden itibaren m-ünhal ilân edilen mevkilere atanmalarına karar verdi. Müstedaaleyh ayrıca müstediye de 5.3.1980 tarihli bir yazı göndererek yapılan değerlendirme sonucu Başöğretmen "A" mevkiine atanmasına imkân görülmediğini bildirdi.
Bu yanıt üzerine müstedi bu başvuruyu- dosyalayarak müstedaaleyh tarafından alınan, müstediye 5.3.1980 tarihli yazı ile bildirilen ve müstedinin Başöğretmen "A" mevküne atanma isteminin reddine ve/veya mezkûr mevkilere başkalarının atanmalarına ilişkin kararın hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna- ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına dair bir karar verilmesi isteminde bulundu.
Müstedi başvurusunda, sair şeyler yanında, konu kararın yetki gasbı ve/veya yetki tecavüzü ve/veya yetkilerin kötüye kullanılması yoluyla alındığını; müstedaaleyh konu kara-rı alırken kendi takdirini kullanarak hareket edecek yerde yalnızca bakanlıktan gelen isteme uyduğunu ve müstedinin ilgili şahıslardan daha kıdemli olduğunu dikkate almadığını ileri sürdü.
Müstedaaleyh ise dosyaladığı itirazında, sair şeyler yanında, kıdem- dikkate alınan unsurlardan biri olmakla beraber esas kriter olmadığını, müstedinin ilgili taraflara nazaran yetenek ve/veya hizmet koşulları bakımından üstünlüğü olmadığını ve buna ilâveten müstedinin mülâkat sırasında münhal bulunan yerlerden yalnız Güze-lyurt'ta bulunana gidebileceğini ve bunun dışında hiçbir yerde görev yapamayacağını belirttiğini ve müstedaaleyhin dikkate alınması gereken kıdem, liyakat, tavsiye gibi hususları da dikkate alarak bir karar verdiğini, müstedaaleyhin dikkate alınması gereke-n tüm faktörleri dikkate aldığını ve bunları doğru değerlendirdiğini ve yetki aşımı ve/veya kötüye kullanmanın söz konusu olmadığını ileri sürdü.
İlgili şahıslar ise başvuruya katılmakla beraber ayrı itiraz dosyalamayıp müstedaaleyh tarafından dosyalanan i-tirazı benimsediler.
Duruşmada şahadet veren Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanı Ali Süha, müstedinin yalnız Güzelyurt'a giderim dediğini ve bu nedenle müstedinin yalnız Güzelyurt'a gidebilir bakımından değerlendirildiğini, Güzelyurt'a gönderilen Ahmet Soyer il-e müstedi mukayese edildiğinde Ahmet Soyer'in 1967'de ve müstedinin ise 1970'de 2. sınıf müdür olduğunu, Ahmet Soyer'in yıllık raporlarının da müstediye nazaran daha iyi olduğunu ve bu nedenle tercih edildiğini ileri sürdü.


- 70 -

Daha sonra şahadet ve-ren Temel Eğitim Müdürü Münir Muhtaroğlu da şahadetinde, sair şeyler yanında, müstedi ile ilgili mülâkatta bulunduğunu, müstediye münhallerin hapsinde çalışıp çalışamayacağının ' sorulduğunu ve müstedinin yalnız Güzelyurt'ta çalışabileceğini söylediğini, -gerek müstedi ve gerekse Güzelyurt'a verilen Ahmet Soyer de iyi olmakla beraber 10 yıllık başarı ortalamasına göre Ahmet Soyer'in daha başarılı olduğunu ve müstediden de kıdemli olduğunu ileri sürdü.
İlkin şahadet vermeyen müstedi, müstedaaleyh tarafından -çağrılan tanıklardan ve itiraznameye yapılan tadilâttan sonra verdiği şahadette, sair şeyler yanında, mülâkatta terfi edeceklerin nereye gideceklerinin kendisine söylenmediğini ve Güzelyurt dışında bir yerde görev yapmam demediğini, fakat mülâkattan önce G-üzelyurt'ta münhal olduğunu bildiğini ileri sürdü.

Mahkeme olarak gerek Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanı Ali Süha gerekse Temel Eğitim Müdürü Münir Muhtaroğlu'nun belirttiği gibi müstedinin mülâkat sırasında Güzelyurt dışında bir ye:de görev yapmayacağına i-lişkin beyada bulunduğuna inanmış bulunuyor,ız.

Yüksek İdare Mahkemesine yapılan 25/76 sayılı başvuruda verilen kararda belirtildiği gibi Kamu Hizmeti Komisyonunun bir kamu görevlisinin tayin ve terfii ile ilgili kararı aleyhine yapılan bir başvuruyu inc-elerken Mahkemenin, öteki kamu hukuku ilkeleri yanında, tayin ve terfileri yaparken Kamu Hizmeti Komisyonunun tayin ve terfileri ilgilendiren tüm ahval ve şeraiti gözönünde tutarak en uygun adayı seçmesi gerektiği ilkesine uyulup uyulmadığına bakması gerek-ir.

Ayrıca Kamu Hizmeti Komisyonu bir kararı alırken dikkate alması gereken bütün ilgili faktörleri dikkate almışsa ve dikkate alınmaması gereken faktörleri almamışsa Yüksek İdare Mahkemesi Kamu Hizmeti Komisyonuna verilen takdir hakkına müdahale etmez.

-Kamu Hizmeti Komisyonu takdir hakkını usulü veçhile kullanmışsa Yüksek İdare Mahkemesi alınan karara müdahale edip kendi takdirini Kamu Hizmeti Komisyonunun takdiri ile değiştiremez. İlâveten Kamu Hizmeti Komisyonunun kararından haksızlığa uğradığına inana-n herhangi bir kişi Yüksek İdare Mahkemesine başvurduğunda Kamu Hizmeti Komisyonunun yetkilerini aştığına ya da kötüye kullandığına dair Yüksek İdare Mahkemesini ikna etmesi gerekir.
Yukarıda belirtilen ana ilkeleri gözönünde tutarak müstedi tarafından yap-ılan başvuruyu tarafların avukatları vasıtsıyle ileri sürdükleri savlar ışığında incelediğimizde ve müstedinin de sadece Güzelyurt'ta görev yapacağını söylediğine inandığımıza göre, müstedi ile Güzelyurt'a gönderilen Ahmet Soyer'i kıyasladığımızda her ikis-i için de Dairenin tavsiyesi olumlu olmakla beraber son 10 yıllık ortalamaya göre Ahmet Soyer'in daha başarılı olduğu ve Ahmet Soyer'in müstediye nazaran daha kıdemli olduğu görülmektedir. Şahadete göre müstedi Kamu Hizmeti Komisyonunun yetkisini, olgular -ışığında, doğru


- 71 -

olarak kullanmadığını kanıtlayamadığı ve aksdine müstedi ile ilgili olarak Kamu Hiımeti Komsiyonunun dikkate alması gereken bütün ilgli faktörleri dikkate aldığı ve dikkate almaması gereken faktörleri dıkkate almadığı ve keza ko-nuyu ilgilendiren tüm koşulları göz önünde tuttuğuna göre Kamu Hizmeti Komisyonunun takdir hakkına müdahalemizi gerektirecek bü' durum mevcut değildir.
Müstedinin başvurusunun sonuçlandırılmasını, yukarıda özetlenen olgular ışığında, etkilememekle beraber,- şunu belirtmek isteriı ki Kamu Hizmeti Komisyonu müstedi ile Ahmet Soyer dışındaki adayları değerlendirirken Daire tarafından hakkındaki tavsiye olumsuz olan bir kişiyi terfi ettirdiği gibi başka bir adayı da ilânat yapılmadan açılan bir mevkiye terfi ett-irdi. Müstedi konu mevkilerin bulunduğu yerlerde görev yapmayı kabul etmiş olsa idi müstedaaleyhin yetkisini kötüye kullandığı gerekçesi ile alınan karara müdahalemiı için yeterli neden olacaktı. Bu hususa burada değinmeyi yararlı gördük.

Sonuç olarak baş-vuru reddolunur.

Masraflar hususunda herhangi bir emir verilmez.

(Şakir Sıdkı İlkay) (N. Ergin Salâhi) (Niyazi F. Korkut)
Yargıç Yargıç Yargıç

2 Haziran 1982



Full & Egal Universal Law Academy