Yüksek İdare Mahkemesi Numara 247/2015 Dava No 8/2016 Karar Tarihi 08.04.2016
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 247/2015 Dava No 8/2016 Karar Tarihi 08.04.2016
Numara: 247/2015
Dava No: 8/2016
Taraflar: Girne Üniversitesi ile Yüksek Öğretim Planlama, Denetleme ve Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu (YÖDAK) arasıda
Konu: YÖDAK Başkanının yetkileri - Yürütme organının YÖDAK Yönetim Kurulu oluşu - Avukat tutma varakası ile itiraznamenin iptali.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 08.04.2016

-D.8/2016 YİM 247/2015

Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.

Yargıç Beril Çağdal huzurunda.


Davacı:Girne Üniversitesi, Karakum Kampüsü, Girne.


- ile -


Davalı:Yüksek Öğretim Planlama, D-enetleme ve Akreditasyon ve
Koordinasyon Kurulu (YÖDAK) Şht.Ecvet Yusuf Caddesi,
No:31, Lefkoşa.

A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Avukat Mustafa Asena
Müstedealeyh namına: Avukat Şefik Aşçıoğulları

-------------

(29.2.20-16 tarihli istida hakkında)


K A R A R

Davalı Kurulun (YÖDAK) Yönetim Kurulu Üyesi Prof.Dr.Mehmet Hasgüler'in yemin varakası ile desteklenmekte olan istidadaki talep şöyledir:
"a) Yukarıda unvan ve sayısı gösterilen davada YÖDAK Başkanı Sn.Prof.Dr.Hüse-yin Gökçekuş tarafından yetkisiz ve Yönetim Kurulu kararına rağmen Sn.Avukat Şefik Aşcıoğluları'na verilen Davalı tarafından Avukat tutma varakasının geçersiz sayılarak iptal edilmesi;

b) Yukarıda unvan ve sayısı gösterilen davada Davalı YÖDAK adına Sn.A-vukat Şefik Aşcıoğluları tarafından dosyalanan itirazın geçersiz sayılarak iptal edilmesi; ve

c) Bu istida masraflarının Sn.Prof.Dr.Hüseyin Gökçekuş tarafından ödenmesi"

İstidaya ekli yemin varakasında, özetle: Bu davada YÖDAK'ı temsil etmesi için- Yönetim Kurulunun 22.1.2016 tarihinde toplanarak, Sn.Mustafa Bülent Asena ve Sn.Derviş Akter'i avukat olarak tayin etme kararı aldığı ve bu karar ışığında mezkûr Avukatların yetkilendirildikleri, Davalı YÖDAK Başkanı Prof.Dr.Hüseyin Gökçekuş'un Yönetim Ku-rulu kararına ve yetkisi olmamasına rağmen Avukat Asena ve Avukat Akter'e 29.1.2016 tarihli bir yazı göndererek onları azlettiği ve Avukat Şefik Aşçıoğulları'nı Davalı Kurulun avukatı olarak atadığı; Yönetim Kurulu Üyelerinin Yüksek Mahkeme Mukayyitliğine -bir yazı göndererek 22.1.2016 tarihli Yönetim Kurulu kararının geçerli olduğunu ve YÖDAK Başkanı'nın Avukatları azletme yetkisinin olmadığını bildirdikleri ileri sürülmektedir.

Yemin varakasında devamla, Davalı Kurulun Mahkemede temsiliyeti hususunun ne-tleşmesi için, 17.2.2016 tarihinde "Avukatların temsiliyet ve azli" konusunun görüşülmesi amacıyla Yönetim Kurulunu olağanüstü toplantıya çağırması için Başkana yazılı bildirimde bulunulduğu ancak Başkanın Yönetim Kurulunu toplantıya çağırmadığı gibi, topl-antı talep eden 4 üyeye 25.2.2016 tarihli bir yazı ile toplantı yapmayı uygun görmediğini bildirdiği; oysa 65/2005 No.lu YÖDAK Yasası'nın 10(2) maddesi uyarınca Yönetim Kurulu Üyelerinin usulü veçhile yaptığı olağanüstü toplantı çağrısını 10 gün içinde Baş-kanın yapmasının görevi olduğu; ancak Başkanın kendisini YÖDAK'ın tek hakimi ve Yönetim Kurulu Üyelerini ise tebası olarak gördüğü ve onları hiçe saydığı, esasen YÖDAK'ın bir başkan ve 4 üyeden oluşan bir kamu tüzel kişiliği olduğu, Başkanın ise 65/2005 sa-yılı Yasanın 15'inci maddesi uyarınca temsil yetkisi ve ita amiri olduğunu iddia ederek Yönetim Kurulu Üyelerini personeli sandığı; aynı Yasada YÖDAK'ın Yönetim Kurulu tarafından ve Yönetim Kurulu kararlarıyla yönetilmesinin öngörüldüğü ileri sürülmekte, Y-ÖDAK Başkanının temsiliyet yetkisinin sembolik ve onursal olduğu, YÖDAK Başkanının YÖDAK'ın ve Genel Sekreterliğin Üst Kademe Yöneticisi ve/veya Müdürü olmadığı "İta Amiri" olduğu, yani Kurul adına para ödemeye veya harcamaya yetkili kişi olduğu, YÖDAK'ta -başkanlık sistemi olmadığı; başkanlık sistemi ile yönetilen kurum ve kuruluşlarda yönetme yetkisinin başkana ait olduğu, sorumluluğun da başkana ait olduğu, mezkûr kurum ve kuruluşlar aleyhine açılan davaların başkan aleyhine açıldığı, dava açma yetkisinin- de başkanda olduğu, bu durumun ilgili kurum ve/veya kuruluşların yasasında açıkça yer aldığı; 65/2005 No.lu Yasanın, başkan aleyhine dava açılmasına ve başkanın dava açmasına cevaz vermediği iddia edilmektedir.

Davalı YÖDAK Başkanı tarafından istidaya -itiraz dosyalanmıştır. İstidaya ekli yemin varakasında, özetle: 22.1.2016 tarihinde YÖDAK Yönetim Kurulu gündemini oluşturma yetkisinin Başkanda olduğu, ilgili tarihte oluşan gündemin avukat tayini hususunda olmadığı, Başkan olarak bu yönde bir çağrıda bul-unmadığı, vekaleten yetkilendirmenin de olmadığı nedeniyle ilgili Avukatların tayin edilme hususunun gündem konusu olmayıp, rızasının olmadığı; ilgili Avukatların yetkilendirilmesinin yoklukla malul olduğu; geri alınma işleminin de idari ve/veya hukuki bir- hak olduğu; temsiliyet yetkisinin münhasıran YÖDAK Başkanında olduğu nedeniyle üyelerin Yasanın kendilerine verdiği yetkiyi aştığı; Davacı ile Girne Amerikan Üniversitesi arasında halen devam eden bir davada Girne Amerikan Üniversitesinin avukatı olan Av-ukat Asena'nın hak ve nisfet kuralları uyarınca YÖDAK'ın avukatı olmasının sakıncalı olduğu; YÖDAK Yönetim Kurulu kararlarının tarifi ve/veya görevlerinin Yasanın 11.maddesinde düzenlendi-ği; başkanın görev ve temsiliyet yetkilerinin "sembolik" ve/veya "on-ursal" olduğu iddialarının reddedildiği; YÖDAK Başkanının "YÖDAK'ın ve YÖDAK'a bağlı Genel Sekreterliğinin İta Amirliği" görevini yürüttüğü, işlemlerin başkan adına yetkisizce yapıldığından, geri alma ve/veya iptal yetkisinin ve yeni bir avukat tayin etme -yetkisinin bulunduğu iddialarıy-la istidanın iptali talep edilmektedir.
İstida ile ilgili yapılan duruşmada Müstedi Mehmet Hasgüler şahadet sundu, başka herhangi bir tanık dinletilmedi.

Duruşma esnasında sunulan emareler ise şunlardır:
Emare 1: 22.1.201-6 tarihli YÖDAK Toplantısı Gündemi ve ona ekli YÖDAK Genel Sekreteri tarafından başkan ve üyelere gönderilmiş olan 20.1.2016 tarihli 2 adet e-mail çıktısı.
Emare 2: 22.1.2016 tarihli YÖDAK Yönetim Kurulu Karar Tutanağı.
Emare 3: 22.1.2016 tarihli vekaletna-me.
Emare 4: 25.2.2016 tarihli YÖDAK Başkanı tarafından yönetim kurulu üyelerine yazılmış yazı.

Avukat tutma yetkisinin YÖDAK Başkanında olduğunu iddia eden Avukat Şefik Aşçıoğulları'nın hitabında ileri sürdüğü argümanlar değerlendirildiği zama-n, bunların 65/2005 sayılı KKTC Yüksek Öğretim Yasası'nın 11.ve 15.maddelerine dayandı- rıldığı anlaşılmaktadır. 65/2005 sayılı Yasa'nın 11.maddesi "YÖDAK'ın görev ve yetkileri" yan başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre YÖDAK'ın (1) Planlama ve koordinas-yon, (2)Denetleme ve akreditasyon, (3) Üniversitelerarası koordinasyon, (4)Yüksek öğretimde kalite güvence ajansı olarak görev ve yetkileri yer almaktadır.

Yasanın 15.maddesi ise "YÖDAK Başkanı ve Üyelerinin Görevleri" yan başlığını taşımaktadır ve 1(A) -maddesinde başkanın görevleri arasında "YÖDAK'ı yurt içinde ve yurt dışında temsil etmek" ifadesi yer almaktadır. Müstedealeyh Avukatı bu maddenin, YÖDAK'ın başkanlıkla yönetildiği anlamını taşıdığını ve başkanlığın, YÖDAK'ın temsiliyetinde, yönetim kurulu- üyelerinden farklı bir organ olduğunu iddia etmektedir. Müstedealeyh Avukatı, Yasanın, YÖDAK Başkanının YÖDAK'ı idare eden kimse olduğunu söylediğini ifade etmektedir. Avukata göre, 11.madde kapsamında olmayan yönetim kurulu kararlarının yasada yeri yoktu-r ve yetkisizdirler.

Müstedi Avukatının hitabında vurguladığı hususlar özetlenecek olursa, bir kamu tüzel kişisi olan YÖDAK'ın kamu kurumu niteliği taşıyan bir kamu tüzel kişisi olduğunu; bu tür kurumların bazılarında görev bölümleri olduğunu, örneğin Kİ-T'lerde devletin atadığı, yürütmeden sorumlu genel müdürlükler olduğunu; bu tip sistemlerin bizim sistemimizde de yer aldığını; ancak bizde geçmişten beri var olan başkan vasıtasıyla yönetilen organlar ve yönetim kurullarının yönettiği organlar olarak iki -yönetim şekli olduğunu, yönetim kurulunun yönetmediği organlarda başkanın yürütmeden sorumlu olduğu durumlarda bunun spesifik olarak belirtildiğini, YÖDAK'ın Bilimsel Teknik Kültürel Kurum statüsünde ve özerk olduğunu ve YÖDAK Yasası'na göre başkanın kurum-un bir organı olmadığını iddia ettiği görülmektedir.

İstidaya ve itiraznameye ekli yemin varakalarında yer alan
iddialar ve taraf Avukatlarının hitaplarında temas edilen hususlar değerlendirildiği zaman, bu istidayla ilgili ihtilaf konusu olup karar v-erilmesi gereken husus, YÖDAK'ın aleyhine açılmış olan bu davada avukat tutma yetkisinin YÖDAK Başkanında mı yoksa YÖDAK Yönetim Kurulunda mı olduğudur.


Bir diğer ifade ile bu istidaya konu olan ihtilaf, YÖDAK Başkanının Kurulun yürütme organı olup olmad-ığıdır.

KKTC'deki mevzuatta başkanın yürütme organı olduğu kuruluşlarda, başkana verilen icrai nitelik, ilgili kuruluşun yasasında açıkça belirtilmektedir. Buna örnek olarak, bu istida ile ilgili yapılan duruşma esnasında da temas edilen 51/1995 sayılı B-elediyeler Yasası ve 6/1961 sayılı Türk Cemaatı Birlikler ve Dernekler Yasası verilebilir.
51/1995 sayılı Belediyeler Yasası'nın 52(1) maddesinde şu ifade yer almaktadır:
"Belediye Başkanı, Belediyenin yürütme organı ve Belediye
Tüzel Kişiliğinin t-emsilcisidir."

Aynı Yasanın 61.maddesinde, Belediye Başkanlarının görev ve yetkileri ifade edilmektedir. Maddenin 16'ncı fıkrası şöyledir:
"(16) Dairelerde ve idari ve adli yargı mercilerinde
davacı veya davalı sıfatıyla belediyeyi temsil etme-k
veya bir başkasına temsiliyet yetkisi vermek."

6/1961 sayılı Türk Cemaatı Birlikler ve Dernekler Kanunu'nun 10. maddesinde ise:
"Mahkeme muamelelerinde bir birlik, dernek ve sair bir teşekkül Yönetim Kurulu Başkanı, Başkanlığı olmayan bir b-irlik, dernek ve sair teşekkül, sekreter tarafından temsil edilir ve davalar onun tarafından veya aleyhine ikame edilir" denmektedir.

Görülebileceği gibi yasa koyucu, Belediyeler ve Derneklerle ilgili olarak başkana, mahkemede davacı ve davalı sıfatı ile- bulunma hakkı vermiş ve yürütme organı olduğunu açıkça belirtmiştir.

65/2005 sayılı Yasa'nın esin kaynağı olan T.C.deki yasal düzenlemeye bakıldığında ise, 2547 No.lu Yükseköğretim Kanunu ile karşılaşılmaktadır. YÖDAK'ın Türkiye Cumhuriyeti'ndeki muadil-i olarak tanımlanabilecek olan Yükseköğretim Kurulu, tüm yüksek öğretimi düzenleyen ve yüksek öğretim kurumlarının faaliyetlerine yön veren 2547 No.lu kanunla kendisine verilen görev ve yetkiler çerçevesinde özerkliğe ve kamu tüzel kişiliğine sahip bir kur-uluştur. YÖK'un organlarının, Genel Kurul, Başkan ve Yönetim Kurulundan ibaret olduğu 2547 No.lu kanunda açıkça belirtilmiştir.

YÖDAK'ta yürütme organının Başkan mı yoksa Yönetim Kurulu mu olduğu noktasında yasa koyucunun niyetinin ne olduğu irdelenirken-, yukarıda temas edilen hususlar yanında, YÖDAK'ın kamu tüzel kişiliğinin ne anlama geldiği de değerlendirilmeli-dir.
İdare Hukukunda Yerinden Yönetim Kuruluşları, yer yönünden ve hizmet yönünden yerinden yönetim kuruluşları olarak ikiye ayrılır. Bilimsel-, Teknik ve Kültürel Kamu Kurumları, kısaca kamu kurumları diye de bilinen hizmet yönünden yerinden yönetim kurumları arasında yer alır. Kemal Gözler, İdare Hukuku 2.baskı cilt 1 sayfa 576'da Bilimsel, Teknik ve Kültürel Kamu Kurumları şu şekilde tanımlanm-ıştır:

"Bilimsel, teknik ve kültürel kamu kurumları (etablissements publics a caratere scientifiques, technologiques et culturels)" bilim, teknik, kültür, sanat ve yüksek öğretim alanında faaliyet gösteren kamu kurumlarıdır. Bu faaliyetler, öncele-ri özel kesim tarafından yürütülmek-teydi. Bu alanlarda zamanla devlet de faaliyet göstermeye başlamıştır. Bu faaliyetleri devlet bir kamu hizmeti olarak düzenlemiştir. Bu faaliyetlerin bilimsel, teknik, kültürel gibi niteliklere sahip olması ise, özerkliğ-i gerektirmiştir. Onun için devlet bu tür hizmetleri kendi bünyesi dışında ayrı bir tüzel kişilik olarak örgütlemiş böylece bilimsel, teknik ve kültürel kamu kurumları ortaya çıkmıştır. Bu tür kamu kurumlarına örnek olarak, şunlar gösterilebilir: Üniversit-eler, Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü (TODAİE);TÜBİTAK, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Atatürk, Kültür, Dil, Tarih Yüksek Kurumu, Türk Standartlar Enstitüsü, TRT, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, vs-.
.........................................................
.........................................................
Belirtmek gerekir ki, her bilimsel ve teknik hizmet yürüten kuruluşun bir kamu kurumu olabilmesi için ayrı bir kamu tü-zel kişiliğine sahip olması gerekir. Ayrı bir tüzel kişiliğe kavuşturulmadan, Başbakanlık veya bir bakanlık bünyesinde bilimsel, teknik nitelikte faaliyet gösteren teşkilâtlar, birer kamu kurumu değil, birer merkezî idare birimidirler. Örneğin Başbakanlığa- bağlı olan Devlet İstatistik Enstitüsü ve Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü bu tür teknik ve bilimsel hizmetler yürütür; ama ayrı bir tüzel kişilikleri olmadığı için bir kamu kurumu değildirler."

Lütfi Duran, İdare Hukuku Ders Notları isimli ese-rinde şu görüşlere yer vermektedir:
"Yine bilimsel, teknik ve kültürel hizmet ve faaliyetlerin niteliği gereği olarak, bu tür kamu kurumlarının yönetimi ve iç düzenlemesi, ilgililerin oluşturduğu organlarca sağlanır. Bu organlar, kurum görevlilerinin ve -hizmetlerinden yararlananların seçtikleri ve ayrık olarak merkez makamlarının atadığı Hükümet temsilcilerinden meydana gelir. Özerk kurumların işlemleri üzerindeki idari vesayet denetimi de, ayrık hallerde ve özel usullerle yürütülür.
Kısaca,(BTK) or-ganlarının ve işlemlerinin oluşmasında, yani yönetimi konusunda demokratik esas ve usuller uygulanır."

Sayfa 221'de ise:
"(BTK) ların organları, çoğunlukla, ilgililerin temsilcilerinden oluşan bir genel kurul ve bunun seçtiği bir yönetim kurulu ve bir -kişilik yürütme yetkilisinden ibarettir. Bu yönetim organlarından başka, (BTK) bünyesinde görev konuları ile uğraşan danışma ve uzmanlık kurulları da görülmektedir." ifadesi yer almaktadır.

Sıddık Sami Onar'ın İdare Hukukunun Umumi Esasları
(cilt II) say-fa 1007'de ise şu görüşler yer alır:
"Buna mukabil âmme müesseselerinin büyük bir kısmının da ilim müesseselerile hayır müesseselerinden ibaret olduğu ve hattâ ekserisinin İptida Devlet teşkilâtının dışında ilken yavaş yavaş bu teşkilâtın içine girere-k kaynadıkları ve fakat müstakil varlıklarını ve şahsiyetlerini muhafaza ettikleri görünür. Bilhassa üniversiteler bu kabildendir:Garbın bir çok üniversiteleri ve bunların fakülteleri hususî şahıslar tarafından doğrudan doğruya veya vakıflarla ihdas edilir-ken, yavaş yavaş Devletin bunları alâkası ve üzerlerindeki murakabesi artmış ve hattâ bir kısmı tamamen Devlet müessesesi haline gelmiştir. Fakat bunların doğrudan doğruya merkeze bağlanarak merkez teşkilâtı içinde idarelerine imkân görülmemiş, bunların bi-lhassa akademik bakımdan idarelerinin yüksek ve hususî bir bilgi ve ihtisasa ihtiyaç gösterdiği, diğer idarîve malî işlerin de buna tâbi bulunması icap ettiği, aynı zamanda ünversitelerin bir bakımdan da öğretim üyeleri topluluğunun (corporation)vücude get-irdiği birer müessese bulunduğu gözönünde tutulmuş ve üniversiteler Devlete bağlanmakla beraber üniversite âmme hizmeti Devletten ayrılarak müstakil teşkilâta ve şahsiyete mâlik bir müessese haline girmesi ve binaenaleyh Devletin merkez teşkilâtından ayrıl-arak kendi erkânının yani profesörlerinin teşkil ettikleri organlarla idare olunan hükmî şahsiyeti haiz birer âmme müessesesi sayılmaları zarurî görülmüştür."

65/2005 sayılı Yasa'nın 7.maddesinde bir kamu tüzel kişiliğine sahip olduğu vurgulanan Davalı -Kurulun, Bilimsel, Teknik ve Kültürel Kamu Kurumu olduğu konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır görüşündeyim.

Duran'ın öngördüğü bir kişilik yürütme yetkilisine ilişkin 65/2005 sayılı Yasa'da bir düzenleme bulunmaması gerçeği ve yine Duran'ın ifade ettiği- Bilimsel, Teknik ve Kültürel Kamu Kurumlarının demokratik yapıları, Onar'ın ise bu tür kurumların "kendi erkânının" teşkil ettiği organlarla idare olunmaları gerektiği yönlü öngörüsü, yasa koyucunun, isminden de bir 'kurul' olduğu anlaşılan YÖDAK'ta başka-nın tek başına yürütme organı olmasını murat etmediği izlenimini doğurmaktadır.

İstidaya ekli yemin varakasının 8.paragrafı aynen şöyledir:
"8.Sn.Başkanın YÖDAK'ı temsiliyet yetkisi sembolik ve onursaldır. Sn.Başkan YÖDAK'ın ve genel sekreterliğin Üst -Kademe Yöneticisi ve/veya Müdürü değil İta Amiri'dir. Yani Sn.Başkan, İTA Amiri olarak YÖDAK ve genel sekreterlik için para ödemeye veya harcamaya yetkili kişidir."

Bu paragrafa cevaben ise itiraznameye ekli yemin varakasının 9.paragrafında şunlar yer al-maktadır:
"9.Müstedinin 8'inci paragrafında iddia ettiği hususları reddeder, başkanın görev ve temsiliyet yetkilerinin "sembolik" ve/veya "onursal" olduğu iddialarını reddederim. 65/2005 sayılı yasanın 15 E paragrafına binaen YÖDAK Başkanı,"YÖDAK'ın ve YÖD-AK'a bağlı genel sekreterliğinin ita amirliğini" görevini yürütmektedir."

İtiraznameye ekli yemin varakasının 9.paragrafında yer alan iddialardan, Müstedealeyhin, 65/2005 sayılı Yasa'nın 15 E paragrafına binaen, YÖDAK Başkanı'nın YÖDAK ve YÖDAK'a bağlı g-enel sekreterliğinin ita amirliği görevini yürütmesinin, başkanın YÖDAK'ı temsiliyet yetkisinin sembolik ve onursal olmadığını; yürütme organı olduğunu gösterdiği yönlü bir iddia olarak anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda, "ita amiri"nin ne anlama geldiği değer-lendirildiğinde, TÜRK DİL KURUMUNCA ilgili söz dizisinin "ödemeye yetkili kimse" olarak ifade edildiği görülmektedir. Bir kurum veya devlet dairesinde "ödemeye yetkili" kimsenin aynı zamanda yürütme organı olduğu veya olması gerektiği yönlü bir argüman kab-ul edilebilir değildir.

Tüm yukarıda ifade edilenler ışığında yasa koyucunun 65/2005 sayılı Yasa tahtında kurulmuş olan YÖDAK'ta başkanın Kurulun yürütme organı olmasını murat etmediği; Yasa Koyucunun böyle bir niyeti olmuş olsa idi bunun yasada açıkça y-er alması gerektiği neticesine varılması kaçınılmazdır görüşündeyim. Tam tersine, demokratik usullerle yönetilmesi esas olan YÖDAK kamu tüzel kişiliğinin yürütme organının, yönetim kurulu olduğu görüşündeyim ve bu yönde bulgu yaparım.

YÖDAK Başkanının,- tek başına, Kurulun yürütme organı olmaması, Kurul aleyhine açılan bir davada Kurulu temsil edecek avukatı da tek başına belirleme veya tayin etme yetkisi olmadığı anlamına gelmektedir. Bu doğrultuda, istida gereğince emir verilmesinin uygun ve adil olmas-ı yanında kaçınılmaz olduğu görüşündeyim.

Bu aşamada, bu istida ile ilgili yapılan duruşma esnasında ortaya çıkan bir hususa değinmeyi uygun görmekteyim.

Mahkeme huzurundaki şahadetten, 22.1.2016 tarihinde yapılan Yönetim Kurulu toplantısından önce, 2-0.1.2016 tarihinde YÖDAK Genel Sekreteri tarafından başkan ve üyelere, 21.1.2016'da yapılacak toplantıyla ilgili ek gündem maddeleri önerisinin iletildiği, Başkanın e-maille yapılan bu iletiye "uygundur" cevabı verdiği görülmektedir. Mahkeme huzurundaki Em-are 1'de görülen e-mail'de 22.1.2016'da gerçekleşecek YÖDAK toplantı gündeminde işbu dava ile ilgili Yönetim Kurulu Üyesi Prof.Dr.Mehmet Hasgüler tarafından bilgi verilmesinin yer aldığı görülmektedir. 22.1.2016'da yapılan toplantıda, Avukat Mustafa Asena -ve Avukat Derviş Akter'in bu davada YÖDAK'ı temsil etmesine karar verilmiştir. Davalı konumunda olan YÖDAK Başkanının, 29.1.2016 tarihinde Avukat Mustafa Asena'yı Kurulun avukatlığından azlettiği de sunulan şahadetten görülmektedir. YÖDAK Başkanı, 29.1.201-6 tarihli bir yazı ile Yüksek Mahkeme Mukayyitliğini de bu hususta bilgilendirmiş, Mukayyitliğe hitaben yazılan yazının ekine Avukat Asena'ya yazdığı yazıyı da eklemiştir.

Müstedi Mehmet Hasgüler şahadetinde, yukarıda izah edilen gelişmeler neticesinde -kendi ifadesiyle "davacıları da mağdur etmemek açısından, çift taraflı işlememesi için YÖDAK'ın ikili oluşmaması için," olağanüstü toplantı haklarını kullanarak olağanüstü toplantı çağrısı yapması için YÖDAK Başkanına başvurduklarını, ancak Başkan'ın bu ta-leplerini 25.2.2016 tarihinde reddettiğini söylemiştir. Başkan tarafından YÖDAK üyelerine yazılmış olan 25.2.2016 tarihli yazı, Emare 4 olarak ibraz edilmiştir. Emare 4'ün içeriğinden, YÖDAK üyelerinin Başkan'a yönelik olağanüstü toplantı taleplerinin, 23.-2.2016 tarihinde Yüksek Mahkeme Mukayyitliğine yapılan bilgilendirme yazısında yer aldığı anlaşılmaktadır. Mahkeme dosyasında da, YÖDAK üyeleri tarafından Yüksek Mahkeme Mukayyitliğine 23.2.2016 tarihinde dosyalanan belgeler arasında, 18.2.2016 tarihli avu-kat atanmasına yönelik tek gündem maddesi ile bir toplantı talebi bulunduğu görülmektedir.

65/2005 sayılı Yasanın 10.maddesi şöyledir:
10(1)....................................
....................................
(2)Başkan, üyelerden en az üçünün- yazılı ve gerekçeli istemi
üzerine en geç on gün içerisinde YÖDAK'ı olağanüstü
toplantıya çağırır.
(3)....................................
....................................
(4)....................................
.............-.......................
(5)....................................
....................................

Bu davanın Mahkeme gündeminde bulunduğu süreçte, Davalı Kurulun avukat belirleme ve tayin etmesiyle ilgili Kurul Başkanı ve Yönetim Kurulu arasına- bir anlaşmazlık olduğu aşikârdır. Yukarıda özet olarak temas edilen süreç de bu hususu teyit etmektedir. Öte yandan Yasa'nın 10(2) maddesi tahtında, Başkanın, üyelerden en az üçünün yazılı istemi ile en geç on gün içerisinde Kurulu olağanüstü toplantıya ç-ağırma görevi bulunmaktadır. YÖDAK Başkanı'nın Emare 4'te görülen 25.2.2016 tarihli yazı ile Yönetim Kurulu Üyelerinin olağanüstü toplantı taleplerini reddetmesi, YÖDAK'ın demokratik usul ve kurallarla yönetilmesi gerektiği ilkesine ters olduğu gibi 65/200-5 sayılı Yasayla da bağdaşmamaktadır.

Sonuç olarak tüm yukarıda ifade edilenler ve varılan bulgular ve özellikle YÖDAK'ın yürütme organının YÖDAK Yönetim Kurulu olduğuna dair bulgu ışığında:
YÖDAK Başkanı tarafından bu davada Avukat Şefik Aşçıoğulları'n-a verilen Davalı tarafından Avukat tutma varakası ve
Avukat Şefik Aşçıoğulları tarafından bu davada dosyalanmış olan 16.2.2016 tarihli itiraznamenin
geçersiz addedilip iptal edilmesine ve
İstida masraflarının YÖDAK Başkanı Prof.Dr.Hüseyin Gökçekuş taraf-ından ödenmesine

Emir verilir.

Beril Çağdal
Yargıç
8 Nisan, 2016











12






Full & Egal Universal Law Academy